Osman Öztürk Haberleri - Son Dakika Osman Öztürk Haber Güncel Gelişmeler

''Sıkıntılar çözülmezse süt üreticiliği biter''

Akaryakıt ve diğer kalemlere gelen zam öncesinde Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt fiyatlarının açıklandığını söyleyen Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, “Süt üreticisi zamlardan dolayı sıkıntıda. Bu sıkıntılar çözülmezse ülkede süt üreticiliği biter ve biz dışarıdan süt almaya başlarız.” ifadelerini kullandı. ''ÖNCELİĞİMİZ ÜRETİCİ'' Bizim önceliğimiz süt üreticisi. Süt üretiminde destek vermeye başlayacak olduğumuz tek yer üretici olmalı ama görüyoruz ki artan girdi maliyetleri ve zorlayıcı ekonomik koşullardan dolayı en çok nasibini alan üretici. Peki ya üretim yapılamaz hale gelirse ne olur bunu konuşalım; üretim yapılamazsa sanayici süt bulamaz, bulduğu az miktardaki sütü yüksek fiyata alır ve tüketici yüksek fiyattan ürünleri tüketemez hale gelir. Sağlıksız nesiller yetişir, yüzlerce üretici ve sanayici işsiz kalır fabrikalar kapanır. Biz bu sorunu gördük, sorunun haritasını çıkardık ama tüketici kelimesini kullandığımızda bunu bazı basın kuruluşları ve kurumlar farklı algılayarak siz tüketiciyi korumaya çalışıyorsunuz gibi yorumlar yaptılar. Evet biz hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak zorundayız. Bütün kooperatiflerin kuruluş gayesi bu yöndedir. Üretici ve tüketici arasında aracısız köprü oluşturmaktır. ''SÜT ÜRETİCİLERİ PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞIYOR'' “Şu anda a’dan z’ye herkes yapılan fiyatlarına zam yapıyor.” diyerek sözlerine devam eden Öztürk, “Akaryakıta gelen zamlardan sonra herkes fiyatlarını arttırma düşüncesinde. Ulusal Süt Konseyi’nin bir hafta önce açıkladığı fiyat iyice gerilerde kaldı. Bu fiyatlarla bu işlerin yürümesi mümkün değil. Kaldı ki; süt fiyatları sabit kalırken, bir ay boyunca yapılan yem zamlarına hiçbir yetkili dur demedi. Üstüne üstlük doğalgaz, elektrik ve akaryakıt zamları insanları çileden çıkardı. Son gün içerisinde süt üreticilerinin psikolojik olarak sorunlar yaşamaya başladığı bir döneme geldik. Bunu nasıl düzeltirler hepsini ileride göreceğiz. Artık her şey belli bir noktaya geldi. Süt üreticisi için bıçak kemiğe dayandı.” diye konuştu. ‘İSTİKRARI SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR’ Süt fiyatının ne olması gerektiği konusunda bir rakam vermekte zorlandıklarını ifade eden Osman Öztürk, “ Şu anda süt fiyatına 15 lira olsun desek, iki gün sonra akaryakıta yine zam gelirse bu fiyatın bir kıymeti mi kalacak? Bizim istikrarı sağlamamız gerekiyor. Süt üreticisine, ‘Sen bu sütü üret. Ben senin refah bir şekilde yaşamanı garanti edeceğim ve buradan çıkan ürünleri uygun bir şekilde tüketiciye ulaştıracağım’ diye garanti verilmesi gerekiyor. Daha arttırılan fiyatın sonuçlarını göremeden gelen zamlar bizi olumsuz etkiledi. Buna bir dur demek lazım” dedi. HABER MERKEZİ

Saman stoklandı, et fiyatları patladı: “Türkiye saman ithal ediyor”

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Özellikle son iki yılda sürekli artan ve Ramazan ayında bile durmayan et ve süt fiyatları, vatandaşları kara kara düşündürüyor. Etin kilosu 300 lirayı aştı, süt ise marketlerde 17 ile 21 lira arasında. Peynir de etle yarışıyor; 130-200 lira arasında değişiyor. Konuyla ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, süt ve süt ürünleri fiyatlarının yükselmesinin ana sebebinin yem maliyetlerinin yükselmesinden kaynaklandığını belirterek, “Başta saman olmak üzere kaba yemde müthiş bir stoklanma yaşanıyor. Bunun denetlenmesi lazım” dedi. Fiyatları kontrol altına almak için samanın bile ithal edildiğini de sözlerine ekleyen Öztürk, “Bunun çözüm olmadığını piyasada et ve süt ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarından net bir şekilde görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. YEM ÜRETİCİSİ TEMELDE DESTEKLENMELİ Yem üreticisinin temelde desteklenmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, “Yem üreticisini temelden desteklemedikten sonra tarımsal üretimde de hayvancılıkta da yemdeki fiyat artışı bu şekilde devam edecek. Yemin artması sütün ve etin artması demek. Şu anda tüketici kısmında piyasada gözle görülür bir sıkıntı var, çünkü fiyatlar yükseliyor. Girdilerin bu kadar arttığı bir ortamda et ve süt fiyatlarının yükselmemesi mümkün değil. Özellikle yem üreticisini tabandan desteklemezsek bunun sıkıntısını herkes görmüş oluyor. Bu konuda da kontrol mekanizmasının gelişmesi lazım. Şu anda saman fiyatının 5 buçuk TL olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Saman dediğiniz zaman hiçbir kalitesi bir değeri olmayan sadece kaba yem kapsamında bir ürün. Dediğim gibi samanın 5 buçuk TL olduğu bir yerde, diğer girdi maliyetlerinin de bu kadar yüksek olduğu bir ortamda süt ve et fiyatının da yükselmemesi mümkün değil” diye konuştu. BİTKİSEL ÜRETİMİ ARTTIRMALIYIZ Yem için bitkisel üretimin arttırılması gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Bitkisel üretimi arttırmamız lazım. Yemle ilgili bir stoklama söz konusu değil. Özellikle sanayici kısmında böyle bir durum kesinlikle yok. Zaten kendileri hammaddeyi zor buluyor. Sadece kaba yemde bir sıkıntımız var. Özellikle saman konusunda müthiş bir stok var ve bunun denetlenmesi lazım. Akaryakıt fiyatları yükselince saman fiyatlar arttı ancak şu an akaryakıt fiyatları düşmesine rağmen saman fiyatları düşmüyor, tam tersine yükseliyor. Mazot fiyatlarının düştüğü bir ortamda kaba yemin özellikle de saman fiyatlarının bu kadar artması kontrol altında olmadığını gösteriyor. Denetleme olmadığı sürece kaba yem fiyatları gereksiz bir şekilde yükselir. Kaba yem yükseldiği zaman et ve süt üreticisinin girdi maliyetleri tavan yapıyor. Marketlerdeki tıkanmayı görüyorsunuz. Bunu çözmek için devlet mutlaka bazı desteklerle üreticinin yanında durmalı” ifadelerine yer verdi. TÜRKİYE SAMAN İTHAL EDİYOR Türkiye’nin süt, süt ürünleri ve et fiyatlarında fiyatı düşürmek için çözümü ithalatta aradığını dile getiren Öztürk, samanın bile ithal edildiğine vurgu yaptı. Öztürk, “Şu anda saman dışarıdan geliyor. Bizim bölgemize de genelde Trakya Bölgesi’nden gelir. Zaman zaman Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinden de saman alıyoruz. Ama dediğim gibi şu anda bölgemize samanın büyük bir bölümü Trakya’dan geliyor, Trakya Bölgesi’ne de bir kısmı yurtdışından geliyor. Yani Türkiye samana kadar ithalat ediyor. Samanı dahi ithal ederek fiyatların düşürülmesi yönünde çözüm üretmeye çalışıyoruz ama bunun bir çözüm olmadığını herkes anladı ama çözüm üretmekte zorlanıyoruz. Et fiyatları yükselince hayvan ithalatına başlıyoruz. Ancak fiyatlar düşmüyor daha da yükseliyor. Bütün bu sonuçlardan şunu alıyoruz ki Türkiye’de tarım ve hayvancılığın çözümü ithalat değil” dedi. HER ALANDA KOOPERATİFLEŞMELİYİZ Öztürk, son olarak kooperatifleşmenin önemine vurgu yaparak şöyle konuştu: “Yarattığımız Tire Süt Kooperatifi modeli ile üreticiyi mutlu etmeyi başarabiliyoruz. Eğer kooperatifler üretim kapasitelerini arttırır ve hatırı sayılır bir üretim yaparsa ülke ekonomisinde üretici de tüketici de ayakta kalacaktır. Aynı zamanda devlet tarafından kooperatifler desteklenir ve kooperatiflerin verilerine bakılarak destekler sağlanırsa çok daha etkili bir üretim olacaktır.”

Süt krizinde yeni perde: “USK devre dışı kaldı”

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Besicilerin ürettiği ürünleri değerinde satması için her platformda olan ve özellikle çiğ süt fiyatının belirlenmesinde büyük rol oynayan Ulusal Süt Konseyi (USK), son dönemde bu etkinliğini kaybetti. Bu konuyu dile getiren isim ise Türkiye’nin kooperatifçilikte rol model aldığı ve Birleşmiş Milletler tarafından ‘Örnek Kalkınma Modeli’ seçilen Tire Süt Kooperatifi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk… Çiğ süt fiyatının ülkenin her yerinde farklı değerlerde belirlendiğini belirten Öztürk, şu anda hiçbir süt firmasının USK’nın belirlediği fiyatlarla süt alışverişi yapmadığını söyledi. Öztürk, “USK’daki arkadaşlar veya Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Bakanımız; 2023 yılında USK’yı tekrar toplamak zorunda, işlevini geri vermek zorunda. Çünkü UKS olması gereken bir kuruluş” dedi. USK DEVRE DIŞI KALDI! USK’nın 2021’e kadar düzenli faaliyetleriyle çiğ süt fiyatlarının belirlenmesinde üreticiye nefes aldırdığını ancak son dönemde devre dışı kaldığını belirten Öztürk, “USK kuruluşundan 2021 yıllarına kadar güzel bir faaliyet göstermiş, bu faaliyetleri içerisinde USK’yı oluşturan akademisyenler, bakanlığın temsilcileri, birlikler, üreticiler güzel bir çalışma ortamında vatandaşın da çok sıkıntı çekmeyeceği oranlarda süt fiyatlarını oluşturmuşlardır. Bu fiyatlara da uyulmuş ve birçok firma bu fiyatlar üzerinden ürünlerini üretmişler. Ancak gelinen noktada en son temmuz ayında USK, 7,5 TL süt fiyatı açıkladıktan sonra bir duraksama dönemine girdi. Sonra USK bir kez daha toplandı. Bu arada gıda sanayisindeki arkadaşlar da bu toplantıya dahil oldu. Bunların bir kısmı fiyatların artmamasını isterken, üretici ve birliklerdeki arkadaşlar fiyatların artırılması anlamında baskı uyguladı. Bu baskılar karşılıklı olunca devletimiz araya girdi ve ‘Çiğ süt fiyatı 7,5 TL ve taban fiyat olsun’ dedi. Çünkü daha önce daha düşük de alıyorlardı. USK, baktı ki piyasada bu fiyatlar rağbet görmedi, 15-20 gün içerisinde nakliye ve soğutma giderleri ilave edilmek şartıyla; fiyatı 8,5 TL yaptı. USK’nın belirlediği fiyat 8,5 TL iken, dışarıda bu fiyat 10 TL. Dolayısıyla böyle bir ortamda USK özelliğini yitirdi, değerini kaybetti ve şu anda hiçbir süt firması USK’nın belirlediği fiyatlarla süt alışverişi yapmıyor” ifadelerini kullandı. USK’YI TEKRARDAN TOPLAMALIYIZ USK’nın üretici için olması gereken kuruluş olduğunu da sözlerine ekleyen Öztürk, USK’nın olmadığı yerde ülkenin her yerinde çiğ süt alımlarında farklı fiyatların konuşulduğunun altını çizdi. Öztürk, “USK’daki arkadaşlar veya Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Bakanımız 2023 yılında USK’yı tekrar toplamak ve işlevini geri vermek zorunda. Çünkü UKS olması gereken bir kuruluş. USK’nın olmadığı yerde fiyatların nerelerde olduğunu gördük. Çiğ süt fiyatları ülkenin bir yerinde 8 TL, bir diğer yerinde 9,5 TL, başka bölgesindeyse 11 TL’den bahsedenler var. AB onaylı süt dediğimiz sütlerde de 12-13 TL’lerden bahsedenler var. Fiyat makasının bu kadar açık olduğu bir yerde küçük çiftçinin yaşama şansı yok. Bu yüzden UKS’nın yeni yılda Tarım ve Orman Bakanlığı’mızın da emirleri doğrultusunda tekrar toplanacağını düşünüyorum. Belirli bir süt fiyatı açıklayacağını da düşünüyorum. Günün şartlarında geri kalmamak şartıyla… Bu konuda üreticiler olarak yapmamız gereken varsa, biz de yapalım. Ürettiğimiz ürünler için uygun bir pazar bulamazsak, üretmemizin bir anlamı kalmayacak. Kısacası hayvancılığımıza sahip çıksınlar, destek versinler biz de üreticiler olarak yeri geldiğinde ülkemize, tüketicimize sahip çıkmasını biliriz” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan dün çıkan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle 2023 ve 2024 yıllarında yapılacak çiğ süt desteği ve süt piyasasının düzenlemesine ilişkin karar resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.