TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#ortaokul

ortaokul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ortaokul haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bergama'daki ortaokula kayıtlar kurayla yapıldı Haber

Bergama'daki ortaokula kayıtlar kurayla yapıldı

Bergama'ya yaklaşık 20 kilometre mesafede bulunan Ayaskent İrfan Kırdar Ortaokulu, özellikle 2017'de uygulanan geri ve ileri dönüşüm ile sıfır atık temalı eğitimlerle dikkatleri üzerinde topladı. Dönüşüme kazandırılabilecek her atığın değerlendirildiği okulda lastik, teneke ve konserve kutusu atıklarından geri dönüşüm bahçesi, sebze meyve atıklarından biyogaz, atık yağlardan sabun, geri dönüşüm serası ve kütüphanesi yapıldı. "Geleceğe Sıfır Atık Bırak" isimli Erasmus+ Projesi kapsamında İspanya, İtalya ve Litvanya'dan gelen öğrenciler okuldaki geri dönüşüm çalışmalarına katıldı. Bergamalı öğrenciler de bu çalışma sayesinde yurt dışına çıkma fırsatı buldu. Son olarak "Ayasköy" isminin patenti alınarak marka oluşturulan okulda, öğrenci ve öğretmenler lavanta yetiştiriciliği, kuru meyve ve zeytinyağı satışları gerçekleştirip okulun bütçesine katkıda bulunuyor. Okul, aynı zamanda akademik başarısıyla da tercih ediliyor. Geçen yıl sınava giren 17 öğrenci, başta fen ve anadolu lisesi olmak üzere istedikleri okullara yerleştirildi. Projeleri ve çeşitli üretim modelleriyle kent merkezi ve çevre ilçelerden de dikkati üzerine çeken okula, veliler de çocuklarının eğitim alması için kayıt dönemlerine yoğun ilgi gösteriyor. İlginin artması nedeniyle duruma çözüm arayan okul yönetimi, sınıflardaki boş kontenjanlar için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde kura yöntemiyle öğrenci alımı gerçekleştirdi. "Temel prensibimiz mutlu çocuk yetiştirmek" Okul Müdür Yardımcısı Uğur Ural, AA muhabirine, okula duyulan ilgiden mutlu olduklarını söyledi. Kura sürecinde farklı taleplerle karşılaştıklarını anlatan Ural, "Kimi velilerimiz okula konteyner sınıf yaptırmayı önerdi. Bazıları da buradan ev alıp çocuklarını okutmak istediğini bizimle paylaştı. Bu süreç bizi gülümsetti, gururlandırdı. Taleplerin üstesinden gelebilmek ve hakkaniyetli olması için bir kura sürecine girdik. Kurada da velilerimizi okula çağırdık. Velilerimizin çocukları da kuralarını çekerek, bir biçimde kendi kaderlerini çekmiş oldular. Böylece okula kayıt sürecini tamamladık." diye konuştu. Okul mevcudunun 106'dan 136'ya çıktığını, gelecek senenin öğrencileri için de ön başvuru almaya başladıklarını aktaran Ural, şöyle devam etti: "Özellikle 5'inci sınıflara talep oluyor. Elbette önceliğimiz mahallemizde yaşayan ailelerin çocukları. Bu dönem 5'inci sınıf için dışarıdan gelecek öğrenciler için 5 kontenjan ayırabildik. Başvuru 20 olunca, kura çekerek öğrencilerimizi belirlemiş olduk. 6, 7 ve 8. sınıflar için de dışarıdan öğrenci aldık ancak onlar için kontenjanımız olduğu için kuraya gerek kalmadı. Eğitim sürecimizin temel prensibi mutlu çocuk yetiştirmek. Bu çocuklarımız eğitimin dışında üretim süreçlerinde de yer alıyor. Üretim süreçlerinin içerisinde kurutulmuş meyve, kendi markamızla ürettiğimiz zeytinyağı gibi hem marka değerini hem de üretimi nasıl yapacağını, hangi yollarla üretim sürecinin içerisinde olacağını öğreterek okulumuzdan gönderiyoruz. Mezun olan çocuklarımızı da bırakmayıp halen takip ediyoruz. Dediğim gibi temel prensibiz mutlu çocuk yetiştirmek." Fen bilgisi öğretmeni Emel Sezer de tersine göçü başlatan bir okul olmanın gurur verici olduğunu söyledi. Öğrencinin akademik başarısının yanı sıra sosyal gelişimi, hayata hazırlanması için de çalıştıklarını dile getiren Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Akademik olarak da başarılı bir okuluz. Hepimiz öğrenci için elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz. Burada çocuklar turşu yapmayı, yoğurt mayalamayı, dikiş dikmeyi öğreniyorlar. Çocuklara bir bütün olarak yaklaşıyoruz. Bunların hepsini bir örneklemde incelediğinizde gerçekten tersine göç edilebilecek bir okul haline geldiğimizi fark ediyoruz."   "Kiralık ev kalmadı" Ayaskent Mahallesi Muhtarı Barış Güngör da okula ilgi nedeniyle yoğunluk yaşadıklarını dile getirdi. Okulun başarısıyla gurur duyduklarını anlatan Güngör, "Özellikle ikametgah konusunda talepler artmaya başladı. Yer bakıyorlar, kiralık ev arıyorlar. Burada kiralık evimiz, yerimiz kalmadı. Öğretmenlerimiz okulumuzu başarıdan başarıya götürüyorlar. Bunun bize kazandırdıkları da olmaya başladı. Belediyemiz halı saha, düğün salonu yaptı. Çevre köylerden de aşırı destek geliyor. Başarı artıkça bizler de çok mutlu oluyoruz." dedi. Veliler de memnun Bergama'da yaşayan Ahu Geç, çocuğunu geçen sene kayıt yaptırmak istediklerini ancak kendilerine sıra gelmediğini belirtti. Bu yıl çocuğunu kurayla okula kayıt yaptırdığını anlatan Geç, "Geçtiğimiz yıl oğlum özel bir okulda eğitim gördü. Burayı tercih etmemizin sebebi, akademik başarının yanı sıra sosyal etkinliklere önem verilmesi, değerler eğitiminin burada çocuklara iyi lanse edilmesi. O yüzden tercihimizi buradan yana kullandık." diye konuştu. Velilerden Özge Sevinç de çocuğunu özel okula gönderdiğini, okulu takip edip yapılan çalışmaları görünce kuraya katıldıklarını anlattı. Öğrencilerden Esma Komşu ise "İlkokul ve 5'inci sınıfta derslerim çok iyi değildi. Öğretmenlerim sayesinde disipline girdim ve derslerim daha iyi olmaya başladı. Ekimde İtalya'ya gideceğim. Önceden bunun hayalini bile kuramazdım. Bunu da öğretmenlerim ve okuluma borçluyum." dedi. Öğrencilerden Eslem Özerin de okulunu çok sevdiğini, gelecek sene yurt dışına gitmeyi planladığını kaydetti. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Başkan Vardal: Bu karar öğretmenleri itibarsızlaştırır 

Ailelerin de eğitime ihtiyacı var Haber

Ailelerin de eğitime ihtiyacı var

NİLGÜN TAZE Okullarda Başarıyı Artırma Projesi (OBAP) kapsamında verilen ‘Değerler’ eğitimi olumlu sonuçlar vermeye başladı. Çocukların küçük yaşlarda evlerinde alamadıkları eğitimi vermeye çalışan proje hedefine ulaşarak, çocukların olaylara ve insanlara karşı yaklaşımını daha hoşgörülü hale getirmekle kalmayıp dünyaya daha bilinçli gözlerle bakmalarını da sağlıyor. İyiburnaz İlkokulu Müdürü Zülfikar Samur, ekim ayında başlayan projenin ilk ayında çocuklara sorumluluğu aşılamaya çalıştıklarını ifade ederek, her aya bir değer belirlediklerini söyledi. Samur, “Öğretmenlerimize Milli Eğitim Müdürlüğümüz tarafından bir yıllık çalışma planı gönderiliyor. Her ay çocuklarımıza verilen değerler eğitimi sonuçlarını olumlu yönde vermeye başladı. Bununla ilgili en güzel geri bildirim okula arabası ile girmesinin tehlikeli olduğunu anlatamadığımız bir babaya çocuğunun verdiği ders oldu. Bizim anlatamadığımızı verdiğimiz eğitimler sonucunda çocuk evde ailesine anlatarak yaptıkları hareketin tehlikeli olduğunu gösterebildi. Okul olarak ilkokul ve birinci sınıflara tuvalet temizliğini öğretebilmek için özel bir gayret sarf ediyoruz. Bazı çocuklarımız maalesef evde sağlıklı tuvalet eğitimi alamadıkları için bedenlerini ve ellerini temizlemeden tuvaletten çıkabiliyorlar. Anne babanın evde vermesi gereken alışkanlıkları öğretmenlerimiz okulda vermeye çalışıyor. Bazı çocuklarımız maalesef ailelerinden hiçbir şey öğrenememiş halde geliyorlar” dedi. SORUMLULUK GELİŞTİRİYORUZ Arkadaşlık ilkesi kapsamında ailelerin yeni oyuncak almasını sağlayarak Batman’daki bir köy okuluna gönderdiklerini ve bundan da büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Samur, bu organizasyon sayesinde çocukların hiç görmediği arkadaşlarına karşı sorumluluk geliştirdiğini belirtti. Samur şöyle konuştu: “Yiyecek bulamayan çocukları televizyonda izlediğini söyleyen bir çocuğumuz nasıl etkilendiğini ifade ettiğinde duyarlılık oluşturmakta ne kadar doğru çalışmalar yaptığımızı fark ettik. Bölgemizde yaşayan aileler çocuklarına yeterli ilgiyi gösteremiyorlar çünkü çoğu beş ve üzeri çocuğa sahip. Böyle olunca da anne her bir çocuğa ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi göstermiyor. 7 yaşındaki bir çocuğun öz temizliğini annesinin yapması gerekirken maalesef çocuklarımız bu bakımdan mahrum kalıyor. Bizler ailelere elimizden geldiğince niceliğin niteliğin önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Buradaki aileler yanlış bir inanç geliştirerek ne kadar kalabalık olurlarsa o kadar güçlü olabileceklerini ve istediklerini zorla da olsa elde edebileceklerine inanıyorlar. Bizlerde ne kadar zor olsa da önemli olanın nitelikli bireyler yetiştirmek olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.” 25 BİN KAYIT DIŞI VAR Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın devreye girerek özellikle doğu kültürüne sahip ailelerin eğitimine yönelik çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Samur, “Bize gönderilen çizelgede İzmir’de 15 bin ile 25 bin arasında okula başlamayan çocuk olduğu bildirildi. Bizim okulumuza 300 kişi düştü. Ben ve müdür yardımcımız bu evleri gezmeye başladık ve gördük ki çoğu aile insanca yaşam standartlarına sahip değil. Çatısı akan bir evde yaşayan aile çocuklarının su içindeki yerlere çıplak ayaklarla bastığını görmek çok üzücü. Devletin yetkili birimlerinin önlemler alarak bu ailelere yardımcı olabileceğine inanıyorum. Suriyeli çocuklarımız aşırı derecede uyum sorunu çekiyorlar. Tuvalete ayakkabılarını çıkararak girenleri görüyoruz” açıklamasını yaptı. CANLI BİR SOSYAL YAŞAM Sosyal etkinlikler konusunda zengin bir okul olduklarını ve çocuklara birçok alanda çalışma yapabilme imkanı sağlayabildiklerini ifade eden Samur, satranç takımının il içindeki yarışmalarda başarılı olduğunu belirterek, “Atletizm takımındaki bir öğrencimiz geçen sene Türkiye üçüncüsü oldu. Sınıf öğretmenlerimiz çocuklarımıza halk oyunları dersi vererek sosyalleşmelerini sağlıyor. Tüm bayram ve törenlerde halk oyunları ekibimiz gösterilerini sergiliyorlar. Geçen seneki 4 kategorili yarışmanın üçünden derece almak okul olarak bizi memnun etti. Ege Üniversitesi içindeki kütüphaneleri çocuklarımıza gezdirerek kitap okuma sevgisini kazandırmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde Ahmet Saygun Sanat Merkezi’ndeki tiyatrolarda çocuklarımızın hayal dünyasının canlanmasına yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı. OKUL TARİHÇESİ; 7231 metrekarelik bir alan üzerine kurulan okulumuzun arsası, Recep Avar isimli şahıs tarafından ilkokul yaptırılması amacıyla Milli Eğitim’e bağışlanmıştır. Okul inşaatı Aralık 1976´da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır. 1 Mart 1977´de 193 öğrenci ile 7 derslikte eğitim ve öğretime başlamıştır. İlk yöneticisi Sait Ercan’dır. Aynı bina bünyesinde 1978 yılında “İyiburnaz Ortaokulu” açılmıştır. Hızlı öğrenci artışı nedeniyle aynı bina bünyesinde 1981 yılında, Okul Koruma Derneği ve çevre velilerinin katkılarıyla 6 derslikli ek bina yapılmıştır. 1983 yılında Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 9 derslikli 3 katlı ayrı bir bina daha yapılmıştır. Bir süre sonra mevcut binalar ihtiyacı karşılayamaz olduğundan ikinci binaya ilave olarak 1988 yılında 6 derslik daha ilave edilmiştir. İyiburnaz İlkokulu ve Ortaokulu olarak aynı bahçe içinde eğitim veren iki okul Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Eylül 1991’de “İyiburnaz İlköğretim Okulu” olarak birleştirilmiştir. Okulumuz 2012-2013 Eğitim Öğretim yılı başından itibaren bin 253 öğrenci ile müstakil ilkokul olarak eğitime devam etmektedir. OKUL REHBERLİK SERVİSİNİN AMAÇ VE FAALİYETLERİ; Rehberliğin Anlamı: En geniş anlamında rehberlik bir insanın başka bir insana ya da gruba o insanın ya da grubun en iyi bir biçim de yaşamasına, insanların kendilerini gerçekleştirmelerine en elverişli yolları bulabilmeleri için yapılan yardımlardır. Rehberlik bir anda olup biten bir iş olmayıp devam eden bir süreçtir. Rehberlik psikolojik anlamda yardım etme işidir ve yardım bireye dönüktür. Rehberlik hizmetlerinin merkezinde birey vardır. Okul ortamında rehberliğin ilgilendiği birey öğrencidir. Rehberlik bilimsel bir hizmettir. Rehberliğin esası bireyin kendisini gerçekleştirmesine yardım etmektir. ‘Kendini gerçekleştirme’ psikolojik danışma ve rehberlik yardımlarının bütün boyutlarını içine alan bir kavramdır. Bireyin kendini anlaması problemlerini çözebilmesi kendine en uygun seçimler yaparak gerçekçi kararlar alabilmesi, kendi kapasitelerini en uygun bir düzeyde geliştirebilmesi, çevresine dengeli ve sağlıklı bir uyum yapabilmesi vb. psikolojik danışma ve rehberlik yardımının esasını oluşturan ve bireyin kendini gerçekleştirme düzeyini geliştiren belirgin sorulardır. REHBERLİK İLE İLGİLİ YANLIŞ ANLAYIŞLAR Rehberliğin ne olduğuna ilişkin yıllardır çok şey söylenmiştir. Genelde rehberliğin bireye doğru yolu gösterme işi olduğu sanılır. Oysa rehberlik tüm yolları gösterip, kendisine en uygun olanı yine bireyin kendisinin seçmesine yardımcı olmaktır. Rehberlikte yaygın anlayışları şu noktalarda toplamak mümkündür. -Rehberliğin temelinde bireye acımak, onu kayırmak, her sıkıntıya düştüğünde bireye kanat germek gibi bir anlayış yoktur. Birey karşılaştığı sorunları kendi kendine çözümlemeye yeterli hale gelmelidir ki; zaten rehberliğin amacı budur. -Rehberliğin yardımı bireye tek yönlü olarak doğrudan doğruya yapılan bir yardım değildir. Bu yardım ancak karşılıklı etkileşim sonucu gerçekleşebilir. -Rehberlik sadece bireyin duygusal yönü ile ilgilenmez, bütün olarak ele alır ve tüm gelişimi ile ilgilenir. -Rehberlikte kullanılan bütün yöntem ve teknikler amaç değil, araçtır. -Rehberlik, bu yardımı alan birey bakımından akademik bir öğrenme konusu değildir. -Rehberlik her türlü problemi hemen çöze bilecek sihirli bir güce sahip değildir. Yardımı almaya hazır ve istekli olunması önemli bir noktadır. REHBERLİĞİN İLKELERİ -Rehberlikte bireye ve onun kendine ilişkin konularda karar verme hakkına saygı esastır. -Rehberlik hizmetleri, eğitimi ayrılmaz ve tamamlayıcı bir parçasını oluşturur. -Etkili bir rehberlik hizmeti bireysel farkları dikkate alan eğitim sisteminde gerçekleşebilir. -Rehberlik tüm bireylere yöneliktir. -Rehberliğin amacı, problem çözmek değil, normal bireylerin bir bütün olarak gelişmesine yardımcı olmasıdır. -Rehberlikte süreklilik esastır ve rehberlik hizmetleri bireye ve onun geleceğine yöneliktir. -Bireyin zayıf yönlerinden çok güçlü yönleri üzerinde durulur ve rehberlik hizmetlerinde gönüllülük esastır.  -Rehberlik hizmetleri okulda öğrenci ile ilişkili tüm kişilerin iş birliği ile gerçekleşir ve rehberlik tekniklerini uygulamak bir uzmanlık işidir.

MEB, kayıtsız öğrenciler için otomatik takip sistemini devreye aldı Haber

MEB, kayıtsız öğrenciler için otomatik takip sistemini devreye aldı

Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), e-Okul sisteminde kaydı bulunmayan yaklaşık 280 bin öğrenci için başlattığı sistemde, ilkokul ve ortaokul kademesi için 15, lise kademesi için de 18 yaşından küçüklerin adreslerine ziyaretler yapılarak yeniden okullu olmaları sağlanacak. Derlenen bilgiye göre, son istatistiklere göre 5 yaştaki okullaşma oranı yüzde 99'a, ilkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63'e, ortaokuldaki okullaşma oranı 99,44'e, ortaöğretimdeki okullaşma oranı da yüzde 95'e yükseldi. Ancak ilkokul kademesinde 11 bin 654, ortaokulda 28 bin 421, lisede de 240 bin 668 olmak üzere toplam 280 bin 743 öğrencinin kayıt dışı olduğu tespit edildi. Bu öğrencileri yeniden okullara kazandırmak amacıyla Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in talimatıyla "Eğitimle Yeniden Buluşma" projesi başlatıldı. Bakan Özer, projeyle tek bir öğrenciyi bile dışarıda bırakmadan eğitim sistemine dahil edeceklerini ve martın sonunda eğitimin tüm kademelerindeki okullaşma oranlarını yüzde 99'a ulaştırmayı hedeflediklerini aktardı. Bakan Özer'in bu açıklamalarının ardından dikkatler, projenin sahada nasıl uygulanacağına dönük detaylara çevrildi. MEB Bilgi İşlem Genel Müdürlüğünce tüm öğrencilerin yaşına göre, uygun eğitim kademelerine erişim ve okullaşma oranlarının takip edilmesi amacıyla detaylı teknik analiz modelleme çalışmaları tamamlandı. Zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerin okullara erişim ve okullaşma oranlarının artırılmasına yönelik teknik analiz modellemelerinin oluşturulabilmesi için Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün ilgili birimleriyle eş güdüm halinde çalışmalar yürütüldü. Öncelikle zorunlu eğitim çağında bulunan ilkokul, ortaokul ve lise kademesindeki yaklaşık 19 milyon öğrencinin Bakanlığa bağlı resmi ve özel okullardaki mevcut kayıt durumları teyit edildi. Bu çalışma sonrasında toplam 280 bin 743 öğrencinin kayıt dışı olduğu tespit edildi. Bunun yanında Türkiye genelinde ilkokul, ortaokul ve lisedeki kayıt dışı öğrenci sayısı 9 bin ve üzeri olan 8 il, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Şanlıurfa, Gaziantep ve Diyarbakır olarak belirlendi. MERNİS üzerinde tutulan güncel nüfus ve adres bilgileri dikkate alınarak okula kayıtsız çocukların sistem tarafından otomatik tespit ve takip edilmesine yönelik e-Okul sistemine entegre modül hazırlandı. Lise kademeleri için çifte kontrol yapılacak Modül içerisinde örgün eğitimde ilkokul ve ortaokul kademesi için 15, lise kademesi için de 18 yaşından büyük olmamak şartıyla zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerin otomatik tespit edilmesine olanak sağlandı. Modülde, ilköğretim çağında bulunan kayıtsız 40 binin üzerindeki öğrencinin güncel yerleşim yerine göre kayıtlı olması gereken ilkokul ve ortaokul bilgileri yer aldı. Bu kapsamda bu öğrencilerin MERNİS kayıtları, yurt dışında ikamet eden öğrencilerin MERNİS'te kayıtlı yurt dışı adres bilgileri, açık öğretim okullarındaki güncel öğrencilik durum bilgilerine yer verildi. Modülde, 240 bin 668 kayıtsız öğrencinin tespit edildiği lise kademesi için de ikinci bir takip sistemi kuruldu. Buna göre lise mecburi eğitim çağı içerisindeki öğrencilere ulaşmada kolaylık sağlanması için en son kayıt oldukları ortaokul sınıf ve durum bilgisi modüle eklendi. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, e-Okul yönetim bilgi sistemi içerisinde bulunan modüle, "Okula Kayıtsız Öğrencilerin Takip İşlemleri" ekranlarından ulaşacak. MEB'in ilgili genel müdürlükleri koordinasyonunda il ve ilçelerde oluşturulacak komisyonlar, kayıtsız öğrenciler için gerekli işlemleri başlatacak. Komisyon üyeleri, kayıtsız öğrencilerin tek tek adreslerini ziyaret ederek en uygun eğitim seçeneklerine karar verecek ve ardından kayıt işlemleri başlatılacak. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.