TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#oğul

oğul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, oğul haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Oğlu sayesinde hayata tutundu Haber

Oğlu sayesinde hayata tutundu

Balıkesir’de yaşayan ve 2011 yılından bu yana böbrek yetmezliği ile mücadele eden Havva Sağıroğlu, 6 yıldır periton diyalize, son bir yıldır da hemodiyalize bağlı olarak yaşamını sürdürüyordu. Gördüğü tedavilerden dolayı vücudunda bir süre sonra ciddi sıkıntılar yaşamaya başlayan Sağıroğlu'na, kadavradan da nakil çıkmaması üzerine yardım eli oğlundan geldi. Annesine böbreğini bağışlamaya karar veren 21 yaşındaki Hakan Sağıroğlu, durumu ilk olarak annesi ile paylaştı. Organ nakli kararının alınmasından ardından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Sorumlu Cerrahı Prof. Dr. Murat Demirbaş başkanlığındaki ekip, anneye oğlundan böbrek nakli gerçekleştirdi. Hakan’ın annesi için büyük bir fedakârlık örneği gösterdiğini belirten Prof. Dr. Demirbaş, ’Havva Hanım bize ilk başvurduğunda yaklaşık 7 yıldır böbrek hastasıydı ve diyalize giriyordu. Diyalize girmekten dolayı çok ciddi sıkıntılar olmaya başlamıştı. Kadavradan nakil çıkmaması üzerine artık canlı vericili böbrek nakli arayışı başladı ve sonunda oldu. Oğlu Hakan 21 yaşında. Oğlunun annesine böbrek vermesi çok gördüğümüz bir olay değildir. Bu ameliyatı hastanemizde başarıyla gerçekleştirdik. Havva Hanım da, Hakan da şu anda gayet sağlıklı. Hakan’ın ameliyatını laparoskopik olarak yani kapalı yöntemle gerçekleştirdik. Ameliyat sonrası birinci günde taburcu olacak haldeydi. Annesi ile beraber bugün Balıkesir’e kısmetse taburcu edeceğiz” dedi. Yıllardan beri böbrek yetmezliği yüzünden çok acı çektiğini ifade eden Havva Sağıroğlu, “4 gün oldu ameliyatımı olalı. Şu anda sağlığım çok iyi Serdar Hocam’a ve Murat Hocam’a çok teşekkür ederim. Bir vatandaş olarak milletten istediğim organlarını bağışlaması, hayat kurtarması. Ben hayatıma geri döndüm. Benim gibi bekleyen tüm hastalar da hayatlarına dönebilsinler” şeklinde konuştu. "Annem artık denize girebilecek" 10 yaşından beri annesini makineye bağlı gördüğünü ve bunun kendisi için bir travma olduğunun ifade eden oğlu Hakan Sağıroğlu ise “Bu durumu aşmak 18 yaşından önce aklıma gelmemişti, o dönemler organ nakli konusunu çok bilmiyordum. Yaşım biraz daha ilerledikçe bir şeylerin farkına varmaya başladım. Biz Körfez kasabasında büyüdük. Orada denizi izlediğimiz bir gün annem bana bakıp ‘Hakan, denize girmeyi çok özledim’ demişti. O gün karar verdim, organ nakli imkânımız var ben bir başvurayım dedim. O gece acaba başvursam gençliğimden bir şey çalar mıyım? Diğer gençlerden bir eksiğim kalır mı? Şu güzel yaşlarımı kaybedebilir miyim? diye çok düşündüm. Sonra bağışlama kararını aldım ve anneme danıştım. Annem de o sırada bu hastanede kendi kaydını oluşturmuş ve böbrek sırası bekliyordu. Organ bağışı az olduğu için bize çıkacağını çok düşünmüyorduk" dedi. "Sen anneni yaşatacaksın" Genç bir yaşta olduğu için ailesinin ve arkadaşlarının ilk başta organ naklini istemediklerini ifade eden Sağıroğlu, “Ama bu kişi annemdi ve her şeyden önce bir candı. Birini hayatta tutmak bence çok güzel bir şey. Bu kararı aldıktan sonra hastaneye geldik. Burada koordinatörler vardı beni motive ettiler, çok yardımcı oldular ameliyat konusunda. Sonunda mental olarak böbrek vermeye hazır hale gelmiştim. Her şey güzel geçti, ameliyat gününe kadar sakindim, çok düşünmemeye çalışıyordum. Annemin heyecanlı olduğunu görebiliyordum. Hep gözleri dolardı, sen beni yaşatacaksın, sen annene can vereceksin diye. Ameliyata girdik her şey çok güzel geçti. Ameliyata giren doktorlarımızla abi- kardeş diyaloğumuz oldu. Şu an her şey çok iyi, ayaklandık, annem de ayaklandı. Yürüyoruz. İnşallah her şey daha da güzel olacak. Annem eski haline dönebilecek. Ben de inşallah hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. Organ bağışlayın insanların hayatını kurtarın, emin olun çok organ bağışı bekleyen insanlar var, herkes sizden bağış bekliyor” diye konuştu. "Nakil olan vatandaşlarımız topluma tekrar katkı sağlıyor’ Süreç boyunca organ naklinde bulunan Hakan Sağıroğlu ve nakil olunan annesinin takiplerini gerçekleştiren Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Prof. Dr. Serdar Kahvecioğlu, ikisinin de sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisini verdi. Organ yetmezliği geliştiği zaman bunun en iyi tedavisinin organı yerine koymak yani organ nakli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kahvecioğlu, “Ülkemizde yaklaşık 30 bin civarında organ bekleyen insan var, bu kişiler bir kısmı kalp, bir kısmı böbrek, bir kısmı karaciğer, bir kısmı kornea naklini umutla beklemektedir. Organ nakli olmuş olan birey nakil olmadan önce toplum üzerinde ancak bir destekle hayatını idame ettirebilirken organ nakli olduktan sonra topluma katkı sağlayan bir birey haline geliyor. Mesela daha önce nakil olan öğretmen arkadaşlarımız vardı onlar öğrencilerine kavuşarak yüzlerce öğrenci yetiştirdiler. Topluma hekim olarak katkı sağlayan birçok nakil olmuş hastalarımız var. Organ naklinden sonra toplumdan yardım alan yerine topluma yardım eden insanlar haline geliyor hastalarımız bir süre sonra. Tüm vatandaşlarımızı organlarını bağışlamaya davet ediyoruz” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Balıkesir'de jandarmadan huzur operasyonu

İşe kalkmayan oğlunu pompalı tüfekle vurdu Haber

İşe kalkmayan oğlunu pompalı tüfekle vurdu

ÖNCE TARTIŞMA ÇIKTI Edinilen bilgiye göre olay, 08.30 sıralarında Bayraklı ilçesi Yamanlar Mahallesi 7352 Sokakta meydana geldi. İddiaya göre, A.M.K. (72) oğlunu işe gitmesi için kaldırmaya gitti. Oğul Hasan Hüseyin Kaya, (36) kendisini uyandırmaya gelen babasıyla tartışmaya başladı. Burada baba ile oğul arasındaki gerginlik artınca baba A.M.K., oğlu Hüseyin Kaya’ya pompalı tüfek ile ateş etti. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede öz babası tarafından vurulan Hasan Hüseyin Kaya’nın hayatını kaybettiği belirlendi. Cinayet zanlısı baba polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, Hasan Hüseyin Kaya’nın cansız bedeni savcı tarafından yapılan incelemenin ardından İzmir Adlı Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Oğlunu pompalı tüfekle vurarak öldüren baba, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Tartışma esnasında oğlunun kendisini ittiği ve yere düştüğü bu yüzden cinayeti işlediği öğrenilen babanın, cinayeti işlediği için pişman olduğunu belirttiği öğrenildi. Pişman olduğunu söylemiş Sorgulanmak üzere emniyete götürülen cinayet zanlısı A.M.K.'nin emniyetteki sorgusunda, uyandırmaya çalıştığı oğlunun kendisini ittiği ve yere düştüğünü, tartışma esnasında kendisini kaybederek pompalı tüfekle ateş ettiğini, öldürmek için ateş etmediğini söylediği ve cinayeti işlediğinden dolayı çok pişman olduğunu belirttiği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen baba A.M.K., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. İHA

Enkaz altında 72 saat birlikte kurtarılmayı bekleyen anne oğul hastanede buluşturuldu Haber

Enkaz altında 72 saat birlikte kurtarılmayı bekleyen anne oğul hastanede buluşturuldu

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Adıyaman'da yaşadıkları apartmanın enkazı altında kalarak 72 saat boyunca kucak kucağa bekleyen anne Perihan Yaşar ile oğlu Mehmetcan, kurtarıldıktan 8 gün sonra İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım servisinde kavuştu. Adıyaman'da 11. sınıf öğrencisi Mehmetcan Yaşar'ın (15) ailesi ile yaşadığı Ali Taş Mahallesi'ndeki 6 katlı bina, merkezi Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğündeki depremle çöktü. Sarsıntıların yaşandığı sırada Perihan Yaşar, oğlu Mehmetcan'ı 3. kattaki evlerinden kurtarıp dışarı çıkarmak istedi. Binanın çökmesiyle, anne ve oğul kiriş altında kaldı ve 72 saat boyunca kucak kucağa kurtarılmayı bekledi. Yardım ekiplerinin çalışmasıyla beton yığınlarının arasından çıkarılan Perihan Yaşar, ambulans uçakla İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Oğul Mehmetcan Yaşar ise önce Adıyaman'daki bir hastaneye kaldırıldı, ardından Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesi Hastanesine sevk edilerek ezilen iki bacağı diz üstünden kesildi. Annesinden ayrı kalan ve bacakları kesildiği için büyük üzüntü duyan Mehmetcan Yaşar, Sağlık Bakanlığının uçak ambulansıyla İzmir'e getirilerek annesiyle buluşturuldu. Enkaz altında saatler boyu birlikte bekleyen anne oğul, şimdi yoğun bakım servisinin bir odasında el ele tutuşarak birlikte yürüyerek taburcu edilmeyi istiyor. "Hayalim avukat olmaktı, yine becermeye çalışacağım" Mehmetcan Yaşar, deprem sırasında çok korktuğunu ve annesine sarıldığını anlattı. Enkazdan çıkarıldıktan sonra hastaneye götürüldüğü anları hatırladığını söyleyen Mehmetcan Yaşar, kendisini tedavi eden, hayatını kurtarmak için iki kez ameliyata alan doktorlarına teşekkür etti. Ameliyatların ardından hastane odasında yalnız kalmayı istemediğini ifade eden Yaşar, "Çok teşekkür ederim beni anneme kavuşturdular, ben annemi çok özlüyordum. Devletimden artık tek isteğim iki ayağıma protez. Arkadaşlarımın yanına yürüyerek, koşarak gitmek istiyorum." dedi. Mehmetcan Yaşar, hayallerinden vazgeçmediğini dile getirerek "Hayalim avukat olmak, okuluma devam etmekti. Bunları becermeye çalışacağım. Yapacağıma inanıyorum. Annem ve herkes arkamda." diye konuştu. Ailesini çok sevdiğini ve onlardan hiç ayrılmak istemediğini vurgulayan Yaşar, bir depremzede olarak yaşıtlarına, "Kendinize çok iyi bakın, anne babanızı hiç üzmeyin." tavsiyesinde bulundu. "O yürüsün benim için yeterlidir" Perihan Yaşar ise tedavisini yapan ve kendisini oğluyla buluşturan sağlık ekibine minnettar olduğunu söyledi. Depremde büyük korku yaşadıklarını belirten Yaşar, "Ben kalktım, yer sallanıyordu, gittim 'Çocuklarımı alayım, dışarı kaçayım.' dedim. Benim 2 çocuğum var. Mehmetcan çok heyecanlıydı, bağırdı çağırdı, ona sarılıp yere oturdum. Birden üstümüze duvarlar geldi, duvarların altında kaldık. Bağırdık kimse bizi duymadı. Allah'tan bir ışık geldi sanki. Baktım sesler de var bizi çağırıyorlar. Ben onları duyuyorum onlar beni duymuyorlar. Sonradan beni duydular 72 saat enkazda kaldık." ifadesini kullandı. Evladını yeniden gördüğü için çok mutlu, tek eksiklerinin de bir çift bacak protezi olduğunu aktaran Yaşar şöyle devam etti: "Oğlum yürüse elinden tutup gideceğim. Ben de çok istiyorum onun protezini. O yürüsün benim için yeterlidir. Devletimden, Cumhurbaşkanımdan oğlumun yürümesini istiyorum. Kuzenlerinin yanına yürüyerek gitmesini istiyorum. Avukat olmak istiyor, önce iyi olsun, yürüsün. Yine sarılarak, koklayarak onu buradan çıkaracağım. Yeter ki oğluma ayak protezi takılsın. Ben başka bir şey istemiyorum." Başhekim Öncel: "Birbirlerine destek oluyorlar" Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yekta Öncel ise aynı yoğun bakım ünitesinde kalan anne ve oğulun birbirine destek olduğunu dile getirdi. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi doktorlarının kendisine ulaştığını ve durumu bildirdiğine değinen Öncel şöyle bilgi verdi: "Mehmetcan annesini çok özlüyormuş, annesinin yanında olmayı çok arzu ediyormuş. Biz de onun bu dileğini Sağlık Bakanlığının uçak ambulanslarıyla sağladık. Çünkü biz biliyoruz ki her iki bacağını kaybetmiş bir hastamız Mehmetcan. Yarasının iyileşmesinde, tedavi olmasında, bu psikolojik savaşı yenmesinde annesinin yanında olması çok kıymetliydi. O yüzden anne ile oğlunu birleştirdik. İlk kavuşma anları çok önemliydi. Birbirlerine sarılamadılar mevcut durumlarından dolayı ama el ele tutuştular. Şimdi aynı odadalar. Yoğun bakım ünitemizdeki odalar tek kişilik ancak oğlunu annesinin yanına aldık. Birbirlerine moral oluyorlar." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.