#öğrenci

öğrenci haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, öğrenci haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Taciz iddiasıyla suçlanan öğretmen davasında yeni gelişme Haber

Taciz iddiasıyla suçlanan öğretmen davasında yeni gelişme

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER- İzmir’in Bayındır ilçesinde bulunan bir ortaokulda görev yaptığı sırada 12 yaşındaki öğrencisi N.T.’ ye taciz ettiği iddiasıyla öğretmen F.Ş.’ye soruşturma başlatılmıştı. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde öğretmen F.Ş.’ye açılan çocuğa karşı cinsel istismar ve şiddet davasının ilk celsesi Bayındır 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İlk duruşmanın ardından açıklamalarda bulunan Davacı taraf N.T’ nin avukatı Esma Selen Göreci Palavar, “Bir öğretmenin sanık olması Türk eğitim sistemi için kara bir lekedir. Olayın ilk gerçekleştiği tarihten itibaren dosyanın takipçisi olduk ve sanık öğretmenin Bayındır'da ki okula benzer suçlamayla disiplin soruşturması sonucu geldiği ve daha önce bu tür olayların yaşandığını ancak hukuk sistemimizde cinsel taciz ve şiddet olayları takibi şikayete bağlı bir suç olduğundan dolayı şikayet olmamış ve örtbas edilmiştir” dedi N.T.’nin halası Figen Tokoğlu ise, “Bu kapsamda umutluyuz. Adaletin yerini bulacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. KARA BİR LEKEDİR Öğretmen F.Ş.’nin çok tehlikeli ve pedofili profili çizdiğini vurgulayan Avukat Palavar, “Bayındır 2. Asliye Ceza Mahkemesinde devam eden çocuğa karşı cinsel istismar ve şiddet dosyamızın ilk celsesi bugün görüldü. Dosya kapsamındaki tanıkların çoğu bugün dinlendi. Tanıklara çapraz sorular soruldu ve akabinde tanıklar bizim iddia ettiğimiz şekilde olayın yaşandığını teyit etti. Bir öğretmenin sanık olması Türk eğitim sistemi için kara bir lekedir. Olayın ilk gerçekleştiği tarihten itibaren dosyanın takipçisi olduk ve sanık öğretmenin Bayındır'da ki okula benzer suçlamayla disiplin soruşturması sonucu geldiği ve daha önce bu tür olayların yaşandığını ancak hukuk sistemimizde cinsel taciz ve şiddet olayları takibi şikâyete bağlı bir suç olduğundan dolayı şikâyet olmamış ve örtbas edilmiştir. Bu sefer örtbas edilmemesi ve alabileceği en yüksek cezanın alması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Yüce Mahkemede dosyayla çok ilgili her detayı titizlikle dinlediler ve incelediler. Burada sanık öğretmen bir pedofili profili çizmektedir. Bu profildeki insanların tüm eğitim kurumlarından ve aile içinden temizlenmesi için bu davanın takipçisi olacağız ve hukuki olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu konuda basın ve yetkili kurumlarında elini taşın altına koyup bu olayın takipçisi olacağından şüphemiz yoktur” diye konuştu. ADALETİN YERİNİ BULACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ Hala Figen Tokoğlu ise Türk Adaletine olan güvenlerinin tam olduğunu vurgulayarak “Duruşmamızın devamı 12.12.2024 tarihinde görülecek. İlk duruşmaya sanık katılmadı yalnızca avukatları geldi. Onun dışında tanıklar dinlendi ve hakim bazı evraklar isteyerek dosyada ismi geçen kişilerinde dinlenmesi için gereken emri verdi. Bu kapsamda umutluyuz. Adaletin yerini bulacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Köylü kısır döngüde… Eğitim yolunda göç! Haber

Köylü kısır döngüde… Eğitim yolunda göç!

Milli Eğitim Bakanlığınca kamuda tedbir tasarrufu kapsamında Taşımalı Eğitim Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik 1 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması gerekçesiyle yapılan değişiklikler sebebiyle ilçeler ve köylerde ikamet eden öğrenciler sorun yaşıyor. Köylerden okumak için taşımalı sistemle gelen öğrencilerin bir kısmı değişiklik nedeniyle tekrar yatılı okullara dönmek zorunda kalırken, bazıları da eğitimden vazgeçti! Velilere gelinecek olursa… Türkiye’de 1950’li yıllarda başlayan köyden kente göç günümüzde tam aksi bir hal alırken, yani artık yurttaş yaşam stresi, metropol kalabalığı, hayat pahalılığı gibi pek çok nedenle yüzünü köylere çevirirken, taşımalı eğitimin kaldırılmasıyla birlikte veliler tası tarağı toplayıp yeniden kente yöneldi. Haliyle birçok köy yalnızlaşmaya yüz tuttu. Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, şunları aktardı: “Taşımalı eğitim ile ilgili oluşan meselenin aslında özüne bakmak gerekiyor. Özü de şudur, tasarruf tedbirleri adı altında eğitime yatırım yapmaktan vazgeçen bir Milli Eğitim Bakanlığı ile karşı karşıyayız. Bir tarafta ÇEDES, diğer tarafta MESEM, öbür tarafta Maarif Modeli… Söz konusu faaliyetlerle eğitimin kalitesini düşürmeye çalışırlarken, aynı zamanda yardımcı personel meselesinden tutun taşımalı eğitimdeki hem taşımama hem de yemek vermeme gibi uygulamalarla okul devamlılığını azaltmaya çalışıyorlar. Eğitim sistemimizin biat eden, her emri kabul eden, kamudaki eğitimin niteliğini düşüren bir tarafı olurken, yani gericileştirilirken, cumhuriyetin temel kazanımlarının gerisine düşürülürken, diğer tarafıyla da devlet okullarında mutluluğu bulamayan, gelecek göremeyen öğrencilerin yüksek paralar verilerek özel okullara gitmeleri isteniyor.” TAŞIMALI EĞİTİM MAĞDURU: KIZ ÇOCUKLARI! “Bir gizli özelleştirme yaşıyoruz” diyerek kritik bir konuyu yeniden hatırlatan Kalafat, konuşmasına şöyle devam etti: “Bahsini ettiğim gizli özelleştirme bugün taşımalı eğitim meselesi ile karşımıza çıkıyor, yarın ise okullardaki temizlik personellerinin çekilmesiyle birlikte çocukların hijyenik olmayan koşullarda çeşitli pandemik risklerle karşı karşıya kalmaları ile devam edecek. Çok karanlık bir zihniyet, eğitimin kamusal niteliklerini boşaltıp gizli bir özelleştirme içerisinde! Veliler açısından baktığımızda ise her gün çocuklarımızı okullara göndermekte zorlandığımız, göndersek dahi çeşitli kıyafet ve beslenme eksiklikleri yaşadığımız, çok uzun bir süre okullarda kalmalarına rağmen gün içerisinde beslenemedikleri bir eğitim sistemi yaratıldı. Bugünlerin nasıl atlatılacağına dair sürekli kafa yoruyoruz. ‘Buradan nasıl çıkarız’a cevap arıyoruz. Ama bir öğün ücretsiz yemek vermenin dahi büyük külfet yaratacağı iddiasıyla çocuklara bir öğün yemeği dahi çok gören bir milli eğitim sistemi söz konusu. Dolayısıyla taşımalı eğitim meselesi hem köylerden okullara giden çocukların okuma hakkına engel hem de eğitimin kalitesizleştirilmesine! En fazla mağduriyeti ise kız çocukları yaşıyor.”  TÜRKİYE’DEKİ BİRÇOK KÖYÜN YARASI Aliağa’nın en uzak köylerinden biri olan Kalabak Köyü’nde muhtarlık yapan Mehmet Kartal ise sadece ikamet ettikleri köyün değil, Türkiye’deki birçok köyün yarası olan acı gerçeği bizlerle paylaştı… Ağlayarak köylerinde bir okulun bulunmadığını söyleyen Kartal, okumak isteyen öğrencilerin köyden kalkan küçük bir servis ile Aliağa’nın merkezine götürüldüğünü kaydetti. Ancak, köyün merkeze olan yaklaşık 2 saatlik uzaklığından dolayı kimi öğrenci ne yazık ki okulu bırakmak zorunda kaldı. Bazıları ise aileleriyle birlikte köyden göç ederek, okula daha yakın olan semtlere taşındı. Kırsalda yaşanan bu derin göç, köy yaşamındaki üretimi ve nüfusu azaltırken, eğitimin önüne de koca bir set örüyor.

Taciz iddiasıyla suçlanan öğretmen göreve döndü Haber

Taciz iddiasıyla suçlanan öğretmen göreve döndü

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER/ İzmir’in Bayındır ilçesinde bulunan bir ortaokulda görev yaptığı sırada 12 yaşındaki öğrencisi N.T.’ ye taciz ettiği iddiasıyla soruşturma başlatılan ve soruşturma sonrasında açığa alınan öğretmen F.Ş.’nin Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı bir Halk Eğitim Merkezi’nde çalışmaya devam ettiği öğrenildi. Bu duruma tepki gösteren N.T.’nin halası Figen Tokoğlu ise, bundan tam 8 yıl önce de aynı öğretmen hakkında yine taciz sebebiyle soruşturma açıldığını öne sürerek, “MEB öğrenciyi korumak yerine öğretmeni koruyor. Bu kişinin derhal görevden atılması ve hak ettiği cezayı alması gerekiyor” sözleriyle tepki gösterdi.  ZİNCİRLEME BİR CİNSEL İSTİSMAR ÖRGÜSÜ Tacize uğradığını iddia eden kız çocuğunun avukatı Esma Selen Göreci Palavar ise olayda adı geçen şahsın toplumdan uzak tutulması gereken tehlikeli bir pedofili vakası olduğunu öne sürerek, “Şu anda sanık F.Ş. ile ilgili Bayındır’da bir ceza davası açıldı. Kendisi basit usulden cinsel istismarla yargılanıyor. Biz bununla ilgili bir itirazda bulunduk ve kendisinin ağır cezada yargılanmasını istedik. Çünkü öğrendiğimize göre bu kişinin adının geçtiği ilk cinsel taciz olayı bu değil. Biz bu olayı medyada duyurduktan sonra yeni gelişmeler ortaya çıkmaya başladı. Sanık F. Ş.’in daha önce çalıştığı okullarda da taciz iddiasıyla suçladığı ve hakkında soruşturma başlatıldığı bilgisi elimize ulaştı. O dönem birlikte çalıştığı rehber öğretmenleri, şahıs hakkında öğrencisini taciz ettiği suçlamasıyla şikâyette bulunmuş. Ancak ne yazık ki çocukların aileleri soruşturmanın sona ermesini istediği için takipsizlik sebebiyle soruşturma kapanmış ve şahıs yargılanmaya tabi tutulmamış. Bu sefer ise disiplin soruşturması geçirip farklı okullara tayin olmuş. Son olarak Bayındır’a geliyor ve mağdur çocuğumuza cinsel taciz ve şiddette bulunuyor. Şu anda yargılama devam ediyor ve sanık adli cezada yargılanıyor. Biz bunun basit bir cinsel istismar olayı olarak ele alınmasını istemiyoruz. Şahsın adli cezada yargılanması doğru değil. Çünkü bu şekilde olursa çok cüzi bir ceza olacak. Ancak burada zincirleme bir cinsel istismar örgüsü var. Biz bunu ispat edip sanığın en ağır cezayı almasını talep ediyoruz. Bu adamın pedofili olduğunu ve çocuklarla kesinlikle bir araya gelmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan sanık soruşturma sebebiyle örgün eğitime devam etmiyor ancak Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir halk eğitim merkezinde hala eğitim veriyor.  Bunun da yanlış olduğunu söylemek istiyoruz çünkü böyle bir kişinin Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir statüde çalışmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz. Bu başlı başına bir hata. Bu kişinin toplumdan uzak tutulması gerekiyor” açıklamasında bulundu. BU KİŞİNİN İLK SUÇU BU DEĞİL 12 yaşındaki N.T.’nin kendisi tarafından büyüttüğünü ve yeğeni küçük yaşta böyle bir olaya maruz kaldığı için çok üzgün olduğunu belirten hala Figen Tokoğlu ise sanık F.Ş.’nin meslekten atılıp, hak ettiği cezayı bulması gerektiğini belirterek, “Geçtiğimiz nisan ayında yeğenim N.T. 3 arkadaşının da bulunduğu bir ortamda öğretmeni F.Ş. tarafından cinsel taciz ve şiddete maruz bırakılıyor. Bu çocukların şahitliğiyle de sabit. Her şey doğrunladı. Sonrasında zaten şikâyet sürecimiz başladı. Adli süreç ardından bu şahıs görevden uzaklaştırıldı ama öğrendiğimize göre MEB’de çalışmaya devam ediyor. Yani yalnızca 2 ay uzaklaştırılmış. Biz bu kişinin en azından tedbiren, yargı süreci boyunca açığa alınmasını isterdik. Çünkü bu kişinin ilk suçu bu değil. Daha önce de adı bu tarz olaylarda çokça geçmiş ama sırf arkası aranmadığı için yargılanmamış. Bizim okulumuza da Bayraklı’dan bu sebeple gönderilmiş. Yani aslında sırf yargıya taşınmadığı için böyle bir tehlikeyle çocuklar baş başa bırakılmış diyebiliriz. Şu an da tekrar çalışmaya başlamasından anlıyoruz ki; MEB öğrenciyi korumak yerine öğretmeni koruyor. Bu kişinin derhal görevden atılması ve hak ettiği cezayı alması gerekiyor” diye konuştu.

Göz sağlığı sorunları okul öncesinde tedavi edilmeli Haber

Göz sağlığı sorunları okul öncesinde tedavi edilmeli

Operatör Doktor Birtan Öztürk, okul öncesi muayenedeki çocukların görme seviyelerini eğitime adım atılmadan hangi seviyede olduğunu belirlemek için yaptıklarını aktardı. Öztürk, "Çocuklarımıza en azından diyalog kurabileceğimiz, sorularımıza cevap vereceği bir yaşa doğru mutlaka görmek istiyoruz. Çünkü görme seviyelerinin iyi olduğundan yüzün tam gördüğünden emin olmamız gerekir. Bu aşamayı da eğer atlatmışsak, çocuklarımızda okul öncesinde altı, yedi yaş mutlaka bir kontrol edilmesi gerekiyor. Bu dönemde herhangi bir problem yoksa daha sonraki dönemlerde ağustos sonu eylül başı çocuklarımızı rutin olarak kontrolden geçirmek gerekir." diye konuştu. Öztürk, ailelerin sıklıkla çocukları hakkında herhangi bir göz sorunu olmadığını düşünmediklerinde her iki gözünün de sağlam olduğunu düşündüğünü ve bu düşüncenin yanlış olduğunu ifade etti. ''Her iki gözünün de iyi göründüğünden mutlaka emin olunması gerekir'' Dikkatten kaçan küçük bir sorunun ardından sıkıntıya yol açabileceğini aktaran Öztürk, "Bunların atlanmaması açısından düzenli kontrollerin yapılması burada önem taşıyor. Her iki gözünün de iyi göründüğünden mutlaka emin olunması gerekir. Bu olduktan sonra, muayene süreleri belki atlanabilir ama bunu mutlaka hani yapmak zorundayız. Çünkü okul çağına gelip bir okul öncesi çocuğumuzu muayeneye götürelim dediğimiz zaman çoğu zaman iş işten geçmiş olacaktır. Çünkü gözün görme gelişimi, görme seviyesinin gelişimi altı yaşına kadar tamamlanmakta ve bu saatte sonra yapılacak olan tedavilerin de maalesef hiçbir şekilde hani geriye dönüşü olmamaktadır. Mücadele edilse bile üç, dört yaşında yapacağımız tedavinin sonuçları gibi olmayacaktır açıkçası. Bilinçli olmak, ailecek çocuklarımızı rutin olarak bir göz muayenesinden en erken yaşlarda geçirmemiz gerektiğini bilmek, aile içerisinde göz açısından problem varsa mutlaka ve mutlaka yani bu bilinçli olup bu kontrolleri ihmal etmemek çok büyük önem taşımaktadır. Göz konusu başarıyı ciddi anlamda etkiliyor. Hem okul öncesi hem okul başladıktan sonraki görme muayeneleri otomatikman o çocuğun hayatını şekillendirecek öneme sahip oluyor." diye konuştu.

Başkan Yıldız'dan ilk okul gününde öğrencilere sürpriz Haber

Başkan Yıldız'dan ilk okul gününde öğrencilere sürpriz

Başkan Onur Emrah Yıldız, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk gününde Evka-2 Mahallesi’nde yer alan Yunus Emre İlkokulu’nu ziyaret etti. Öğrencilere yeni eğitim öğretim döneminde başarılar dileğinde bulunan Başkan Yıldız, öğrencilerle tek tek sohbet edip, isteklerini dinledi. Başkan Yıldız'dan öğrencilere hediye Başkan Yıldız, bu özel günü daha da anlamlı kılmak için Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden çıkarken resmedildiği puzzle ile zeka küplerini çocuklara hediye etti. Minik çocukların yüzlerindeki sevinç ve heyecan ise görenleri mutlu ediyordu. “Destek olmaya devam edeceğiz” Başkan Yıldız, “Öncelikle 2024-2025 eğitim öğretim döneminin öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimiz için başarılarla dolu, sağlıklı ve verimli geçmesini diliyorum. Okulların açıldığı ilk gün her zaman şenlik havasında geçmiştir. Bizde çocuklarımızın coşkusuna ve mutluluğuna eşlik etmek için Evka-2 Mahallemizde bulunan Yunus Emre İlkokulu’nu ziyaret ettik. Sınıfları gezerek öğrencilerimizle sohbet ettik. Öğretmenlerimizin özverili çalışmaları ve velilerimizin desteğiyle, çocuklarımızın bu eğitim öğretim yılını en iyi şekilde tamamlayacağına yürekten inanıyorum. Çiğli Belediyesi olarak, okullarımızın ve öğrencilerimizin her türlü ihtiyacına çözüm üretmek için imkanlarımız doğrultusunda destek olmaya devam edeceğiz” dedi.

KVKK'dan okul öncesinde velilere çocukların kişisel verileri için öneriler Haber

KVKK'dan okul öncesinde velilere çocukların kişisel verileri için öneriler

Anayasa'da öngörülen özel hayatın gizliliği ile temel hak ve özgürlüklerin korunması kapsamında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca görev yapan KVKK, velilere çocuklarının verilerinin korunması için önerilerde bulundu. Çocukların kişisel verilerinin korunmasında, verileri işleyen kişi, kurum ve kuruluşların sorumluluklarının olduğuna dikkat çeken KVKK'nin öneri metninde, konuyla ilgili ebeveynlerin de bazı önlemler alması gerektiğine dikkat çekildi. KVKK önerilerini şöyle sıraladı: Çocuğunuzun kullandığı akıllı cihazların gizlilik ve güvenlik ayarlarını düzenleyiniz. Gizlilik ve güvenlik ayarlarını, internet tarayıcısı ayarlarını ve uygulama izinlerini periyodik aralıklarla kontrol ediniz. Ölçülü ve bilinçli kullanımı sağlamak amacıyla ebeveyn kontrolü gibi imkanlardan yararlanınız. Sosyal ağlardaki sahte hesaplar konusunda gerekli uyarılarda bulununuz. Kötü niyetli kişilerin gerçek kimlikleri hakkında yalan söylüyor olabileceklerine dikkati çekerek, çocuğunuzu kötü niyetli kişilere karşı uyarınız. Çocuğunuza, kendisine tehdit oluşturabileceğini düşündüğü kullanıcıları engelleyebileceğini hatırlatınız. Gerçek hayatta olduğu gibi, dijital dünyada da çocuğunuzu yalnız bırakmayınız. Çocuğunuza ilişkin okul bilgisi, okul adresi, okul numarası ve ders notları gibi bilgilerin yanı sıra ses, fotoğraf veya görüntü gibi kişisel veri niteliği taşıyabilen bilgileri herkese açık şekilde paylaşmayınız. Çocuğunuzu yaş grubuna uygun olmayan içerikler ile zararlı olduğu bilinen oyunlardan uzak tutmayı amaçlayan tedbirleri araştırınız. Oyun bağımlılığı ve olumsuz etkilerine yönelik ortaya çıkabilecek risk ve tehditlere karşı oyun oynama sürelerini sınırlandırınız. Siber zorbalık ile diğer tehditlere karşı ihtiyaç duymanız halinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından destek alınız.

Uzmanından öğrencilerin bağışıklığı için propolis önerisi Haber

Uzmanından öğrencilerin bağışıklığı için propolis önerisi

Okulların açılmasına sayılı günler kala ve yaz sezonunun sona ermesi ile beraber mevsim geçişinin sebep olacağı hastalıklar da aileleri endişelendiriyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan uzmanlar, çocukların bağışıklıklarını güçlü tutacak tavsiyeler verdi. Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Pınar Çakır, “Mevsim geçişiyle okulların açılması aynı dönemlere denk gelmektedir. Okula, şehre ve rutinlere dönüş, mevsim geçişlerinin de etkisiyle özellikle çocuklar için daha da zorlayıcı hale gelebilir. Böyle dönemlerde, çocukların bağışıklığını desteklemek ve onların okula adaptasyon sürecinde enerjik kalmaları için doğal desteklerden yararlanmak önemli bir rol oynar. Mevsim geçişiyle birlikte, çocuklarda, en yaygın görülen hastalıklardan biri hafif üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. En yaygın semptomları boğaz ağrısı, boğuk ses kısıklığı ve akut bakteriyel veya viral enfeksiyonu takiben iltihaplanma sürecinden kaynaklanan boğazda şişme ve kızarıklıktır. Birçok bilimsel çalışmaya, propolisin çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu üzerine etkisi konu olmuştur. Hem hastalıklardan korunmak hem de oluşabilcek bir üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarını azaltmaya yardımcı olmak için saf Anadolu propolisini çocukların günde en az 10 damla kullanmasını öneririm. İhtiyaç halinde, bu miktar 4 kat arttırılabilir” şeklinde konuştu. Değişen uyku rutini yüzünden çok yorgun düşebiliyorlar Arı Ürünleri Uzmanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ise, “Yaz tatilinde çoğunlukla ders çalışmaya ara veren çocuklar, okula geri döndüğünde derslerine odaklanmakta zorlanabiliyor. Ayrıca değişen uyku rutini yüzünden çok yorgun düşebiliyorlar. Çocukların bilişsel fonksiyonlarını desteklemek ve onların daha enerjik kalarak derslerine odaklanmalarına yardımcı olmak için arı ürünlerinden destek alınabilir. Taze arı sütü ve polen, zengin vitamin, mineral ve polifenol içerikleriyle tam da bu ihtiyacınıza yönelik arılardan gelen doğal iki ürün. Taze arı sütünü çocuklar, günde çeyrek ila yarım çay kaşığı doğrudan, aç karnına dil altından tüketebilirler. Arı polenini ise çocukların, günde 1-2 tatlı kaşığı doğrudan veya yoğurt gibi besinlere karıştırarak tüketmesini öneririm" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.