TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#neptün soyer

neptün soyer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, neptün soyer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tunç Soyer'in kızı Duygu Soyer dünya evine girdi Haber

Tunç Soyer'in kızı Duygu Soyer dünya evine girdi

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Neptün Soyer’in kızı Duygu Soyer yaşamını mimar Çağan İzgi ile birleştirdi. Güzelbahçe Olivelo Yaşayan Park’ta yapılan nikah törenine büyük bir davetli topluluğu katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile Defne Soyer ile Yağız İzgi’nin nikah şahidi olduğu törende Başkan Tunç Soyer kızının nikahını kıydı. Gecede Hüsnü Şenlendirici sahne aldı. Torunlar Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ayrılmasın Nikah töreninde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Böylesine güzel bir düğünde sizlerle bir arada olmak benim için çok önemli. Sizlere güzel torunlar verecekler, sakın ola ki o torunlar Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ayrılmasınlar. Arada bir tartışacaksınız ama barışmayı da unutmayın” dedi ve nikâh cüzdanını Duygu Soyer’e teslim etti. En önemli dönüm noktası evlilik Nikah sırasında duygusal anlar yaşayan ve gözyaşlarına güçlükle hakim olan Başkan Tunç Soyer, “Doğumla ölüm arasındaki yolculukta en önemli dönüm noktası evlilik. Elbette terfiler, kazançlar, kayıplar, torunlar çok önemli kilometre taşları. Ancak evlilikte içine doğduğunuz yuvadan ayrılır, kendi yuvanızı kurarsınız. Yeni bir hayat başlar. Bir anlamda misafirliğiniz biter, kendi ev sahipliğiniz başlar. Yeni canlara hayat vereceğiniz, yuvanızı kuracağınız bu süreç evlilikle başlar, ömrünüzün geri kalan sürecini şekillendirir. Duygu ve Çağan’ın hayatlarının bu tarihi anında bizleri yalnız bırakmadığınız için sizlere çok teşekkür ederim. 14 buçuk yıldır sürdürdüğüm belediye başkanlığı görevim boyunca kim bilir kaç defa nikah akdi gerçekleştirmişimdir. Ancak sadece belediye başkanı olarak değil bir baba bir kayınpeder olarak o imzayı atacağım. Her evlilikte bir tavsiyem var. Asla birbirinizi değiştirmeye çalışmayın. Bütün ömrünüz aynı bu akşamki gibi doğayla iç içe, sağlık, mutlulukla geçsin. Yalnızca sizin için değil gelecekteki yavrularınız için de umarım huzurlu, güler yüzlü bir evlilik olsun” şeklinde konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Tunç Soyer: “İzmir şampiyonlarını unutmayacak"

Tunç Soyer: Hayatta en çok ressamları kıskandım Haber

Tunç Soyer: Hayatta en çok ressamları kıskandım

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’i kültür sanat kenti haline getirme vizyonuyla yürütülen çalışmalar hız kesmiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin organizatörlüğünde kentin kültürel değerlerini sanatçıların gözünden görmeyi amaçlayan "İzmir ve Kültürel Değerleri" resim yarışması sergisi açıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katılımıyla kapılarını İzmirlilere açan ve 100 eserden oluşan sergi için İzmir Büyükşehir Belediyesi Konak Metro Sergi alanında etkinlik düzenlendi. Sergi 30 Temmuz'a kadar ziyaret edilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı, İZELMAN A.Ş. ve İzmir Suluboya Ressamları Derneği (yeni adıyla Uluslararası İzArtist Derneği) ile hazırlanan serginin açılışına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer, İZELMAN A.Ş. Genel Müdürü Burak Alp Ersen, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, Dernek Başkanı Muzaffer Bektaş ve sanatçılar katıldı. ''GÖRDÜĞÜM HER RESSAM OLAĞANÜSTÜ'' Kentin kültürel değerleri için farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen ve kazanan yarışmacıların sertifika ve ödül aldığı törende konuşan Başkan Tunç Soyer, “Hayatta en çok ressamları kıskandım. Çünkü onların gönül penceresi hayata başka türlü bakıyor, onlar başka bir zenginlik taşıyorlar. Ne mutlu sizlere. Gördüğüm her resim olağanüstü güzel ve etkileyici. 2023 yılı maalesef çok büyük can ve mal kayıplarıyla başladı. Ama bizler Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatları olarak o büyük yıkımların yaşandığı 100 yıl öncesinde eğer bir cumhuriyet inşa edip çıkmışsak bugün de mutlaka daha iyisini başarmaya muktediriz. Hiç kimse enseyi karartmasın” ifadelerini kullandı.   Başkan Tunç Soyer’e teşekkürlerini sunan İzmir Suluboya Ressamları Derneği/ Uluslararası İzArtist Derneği Başkanı Muzaffer Bektaş ise, “Böylesi anlamlı bir projeye imza atılması, sanat ve sanatçıya destek vermeleri bizleri mutlu etti ve onurlandırdı” dedi.  ÖDÜLLER TESLİM EDİLDİ Yarışmanın jürisinde sanatçılar Bedri Karayağmurlar, Hasan Rastgeldi, Mete Sezgin, Turan Enginoğlu yer aldı. Baskı kategorisinde birinciliği Gülnaz Ertan, ikinciliği Mualla Gürle, üçüncülüğü Mehlika Korol, mansiyon ödülünü ise Busen Nijen Alparslan aldı. Suluboya kategorisinde birinci Hakan Güngör, ikinci Hatice Turhan, üçüncü ise Huriye Tamer oldu. Mansiyon ödülünü de Zekiye Erçin kazandı. Yağlıboya kategorisinin ise birincisi Zahit Yıldız, ikincisi Fatma Şehnaz Şimşek, üçüncüsü Şükran Ulucan oldu. Mansiyon ödülü de Birgül Ergün’e verildi. Sanatçılara ödüller Başkan Tunç Soyer, Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, İZELMAN A.Ş. Genel Müdürü Burak Alp Ersen ve Dernek Başkanı Muzaffer Bektaş tarafından verildi. HABER MERKEZİ  

Körfez turunda unutulmayacak gün Haber

Körfez turunda unutulmayacak gün

Engelsiz yaşam yolunda projeler yürüten İzmir Büyükşehir Belediyesi, engelli vatandaşlar ve aileleri için Kubilay Arabalı Vapuru’nda Yaza Merhaba etkinliği düzenledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Yüksel Taşkın, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, Engelsizmir Kongre Başkanı Dr. Levent Köstem, İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç, engelli vatandaşlar ve aileleri katıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Halk Müziği Korosu dinletileri eşliğinde düzenlenen etkinliğe katılanlar bir buçuk saat boyunca keyifli bir Körfez turu yaptı.  ''İZMİR ENGELSİZ BİR KENT OLACAK'' Yaz sıcağının kendini hissettirdiği bugünlerde vapur yolculuğunu birlikte yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Başkan Tunç Soyer, “Bu şehri engelsiz bir kent haline getirmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğim. İyi ki varsınız” dedi. STK’LARLA UYUM İÇİNDE CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Yüksel Taşkın da, “İzmir’de her zaman sivil toplum kuruluşlarıyla bir uyum söz konusu. Bizler bireyleri öne alan, halkı öne alan bir sosyal devleti kurmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz” şeklinde konuştu. EŞİT HAK OLANAKLARI Engelsizmir Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Levent Köstem ise “Engelsizmir Şube Müdürlüğü yürütücülüğünde, toplum içinde yaşayan her bireye eşit hak ve olanakların sunularak, bireyin kullanıcısı olduğu çevrede başka bir bireyin yardımına gerek duymaksızın, diğer kullanıcılarla eşit, güvenli ve adil bir şekilde, toplum yaşamının tüm alanlarına tam katılımının sağlanması hususunda erişilebilirlik çalışmaları sürdürülmekte. Bu çalışmaların öncüsü Başkanımız Tunç Soyer’e çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. HABER MERKEZİ

Soyer’den TDİOSB eleştirisi: Biz köy kapatan ülkeyiz Haber

Soyer’den TDİOSB eleştirisi: Biz köy kapatan ülkeyiz

YAREN ELMAS GÜZELKAN İLKSES TV ekranlarında yayımlanan Nurettin Baki’nin hazırlayıp sunduğu Toprağın İçinden programının bu haftaki konuğu İzmir KÖYKOOP Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer oldu. Ülke ve kent tarımının ele alındığı programda Soyer, hükümetin tarım politikalarını eleştirdi. Köylerin mahalle statüsüne geçmesinin tarımsal üretime verdiği zararı da vurgulayan Soyer, “Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinden (TDİOSB) önce köylerde boş kalan topraklara ne yapacağımıza bakmalıyız. Siz önce köyü, köylüyü kendine getirmelisiniz. Biz köy kapatan ülkeyiz. 16 bin köyü kapattılar. Köylüye daha iyi bir hizmet vermek için ‘köy kapatıyoruz’ dediler” ifadelerini kullandı. KOOPERATİFÇİLİK DESTEKLENMELİDİR Türk tarım nereye gittiğine ilişkin konuşan Soyer, “KÖYKOOP tarım bakanlığı bünyesinde 1920’lere dayanan bir yapılaşmadır. Tarımsal kalkınmadaki örgütlenmiş olan köylünün, çiftçinin kooperatifler çatısı altındaki yapıların daha sonra birlikler çatısı altındaki Avrupa ve dünyadaki birçok yerinde de örgütlenme modeli böyledir. Tabanda kooperatifler örgütlenirler, dikeyde de birlik çatısı altında daha güçlü olmak için çalışırlar. Bizde de o dikeydeki örgütlenme İzmir’deki KÖYKOOP’un İzmir’deki birliğiyiz. Zaten İzmir’deki KÖYKOOP’un birlik yapılaşmasını sağlayan Urla Bademler köyündeki kalkınma kooperatifinin kurulmasıyla başladı. Sonra İzmir’in tüm ilçelerinde kooperatifler kuruldu. Çiftçinin, köylünün birlikler çatısı altında tabanda kooperatifler vardır. Tirede, Ödemiş'te, Urla’da, Beydağ’da ve Türkiye’nin her yerinde KÖYKOOP’lar kurularak bir çatı altında toplanıyor. Pazarlama kabiliyetinin gelişmesini, eğitimlerini sağlayan bir birliktir. Anayasamızda da yer aldığı gibi kooperatifçilik desteklenmelidir” ifadelerinde bulundu. BESLENME BİR HAKTIR Ülkemizdeki tarım verimliliğini arttırmak gerektiğini savunan Soyer, bu konu hakkında “Plansız ve mevcut yasaların uygulanmaması durumunda verimliliği ülkenizde aramaları gerekirken ithalatla çözüm aramaya çalışıyorlar. Bu ithalatlar üretim yapmadığımız. İçin cebimize zarar veriyor. Tabanda kooperatifleşiyorlar. Dikeyde de hükümetle uygulayıcı olmalılar. Her şeyi tekelleştirip ithalatla halledebileceklerini zannediyorlar. Bu kadar verimli arazilerimiz varken tarımla ilgili önceliklerimizi yapamıyoruz. Bir şekilde barınma sağlanır ama çocuklarınızı aç yatıramazsınız. Beslenme bir haktır. Memleket böyle yönetilemez” dedi. BECERİKSİZLİK VURGUSU Tarımda beceriksizlik vurgusunda bulunan Soyer, “Küçük aile işletmelerini desteklemek için kırsal nüfusa bakılması gerekir. Kırsal nüfusun yükselmesi bizim tarımı daha güçlendirmemizi sağlar.  Dünyadaki sorunda kentlerdeki nüfusun artışıdır. Ama Avrupa’da Amerika’da aile işletmeciliğini terazide tutuyorlar. Bize geldiğimizde Anadolu toprakları o kadar bereketli ki, bu kadar kendimize ait kültürümüz becerimiz varken bunu yapmamamız beceriksizliğimizdir. Tarım organize sanayilerinden önce köylerde boş kalan topraklarına ne yapacağımıza bakmalıyız. Tarımsal bölgelerde tarım organize sanayileri kurulmaya başlandığında bunların yan sanayisi de oraya gelmeye başlıyor. O kadar çok yan sanayi geliyor ki siz ruhunuzu kaybetmeye başlıyorsunuz. Siz önce köyü, köylüyü ilk önce kendine getirmelisiniz. Biz köy kapatan ülkeyiz. 16 bin köyü kapattılar. Köy kapatan bir ülkeyiz. Köylüye daha iyi bir hizmet vermek için köy kapatıyoruz dediler. Köylere ne gibi destek verdiler? Okul mu yaptılar, sağlık ocağı mı yaptılar, doktor mu gönderdiler, yol mu yaptılar? Depremde hepsi yerle bir oldu. Demek ki 2013-2016’da kapanan köylere daha iyi bir hizmet verememişler. Böyle bir açıklama olabilir mi” şeklinde konuştu. TOPRAK SUYA DEĞİL, KANA DOYDU Deprem bölgesine gidip gördüklerini anlatan Soyer, “Bunlar kolay kolay atlatılacak şeyler değil bunun izi kalacak. Bunu unutmayacak vicdanlı insanlar olacak ve gereğini yapacaktır. Biz Osmaniye’ye gittik. Diğer yerlere göre daha az hasar almıştı. Kentlere nazaran köyler daha az hasar almış. Doğa bize nasıl ayakta kalınması gerektiğini söylüyor ama insan bunu bilmiyor” dedi. “Gıda egemenliğimizi sağlamalıyız diyen Soyer, “Buğday koridorunun bekçiliği ile övündük. Tarım bakanlığının çok hazin açıklamaları oluyor. Konuştuklarında çok can acıtıyorlar. Urfa’da toprak suya doydu dendi. O kadar kayıp yaşanılan yerde sizce toprak kana mı suya mı doydu? İzmir’deki KÖYKOOP Türkiye’ye örnek bir birliğiz. Bakanlıktan proje için cevap alamıyoruz. Bizimde şu an bakanlıkla proje yapmaya gönlümüz yok. Projelerimizi kendimiz yürütmeye çalışıyoruz. Tarım bakanlığının politikasında herkese hizmet etmek vardır. Yerel olarak da iyi bir iş birliği içerisindeyiz. İzmir gıda konusunda girdi maliyetlerinde nasıl baş edebiliyoruz biz de bazen bilemiyoruz. Yemin balyasıyla ilgili hala yem fiyatları düşmedi. Sayın bakanımız bir de yem depolarını bakın. Neden yem fiyatları düşmüyor sadece soruyorum” şeklinde konuştu. GENÇLERİN HEVESİ KIRILMASIN Daha önce tarımda yatırımı olmayan ancak pandemiyle birlikte bu alanda yatırım yapan yatırımcı ve tarıma yönelen gençlerle ilgili konuşan Soyer, “Sanayicilerde tarımda yatırım yapmaya başladılar. Bir heves olmayacaksa tarımın gençleşmesi çok güzel bir şey. Tarımın gençleşmesi, bilimle inovasyonla güçlenmesi çok güzel bir şey. O gençler, insanlar buraya geldiklerinde sadece hevesleri kursaklarında kalmasın. Köylü çok önemlidir. Köylü köyünde yaşayacak ki çiftçilik yapabilsin. Bana kentli misin köylü müsün dediklerinde İzmirliyim diyorum. Çünkü İzmir bu dengeyi koruyan bir şehir. Yani o gelen gençlerin heveslerinin kırılmaması gerek” dedi. HER FABRİKA BİR KALEDİR Köyde üreten ve üreticilik yapan boş olan işletilmeyen tarım arazilerinin olduğuna ilişkin düşüncelerini aktaran Soyer, “Herkes köyde yaşayamaz. Bazı insanlar kent seviyor. Kentteki çatıları parkları kullanmaları farkındalık yaratır. Bir bamyanın nasıl toplandığını bilseler o pazardaki teyzelerle pazarlık yapmak istemezler. Seferihisar’da 2011 yılında Can Yücel Tohum Merkezi kuruldu. Seferihisarlı buna çok sahip çıktı. Bizim kendi ilçelerimizde de Türkiye’nin çoğu yerlerinde Can Yücel’in bu vasiyeti yaşıyor. Tohum bankaları kuruluyor, tohum seraları kuruluyor. Bunlar çok güzel şeylerdir. Kent merkezinde de Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda var. Çocuklar oraya gelip görüp tohumu tanıyorlar, sürdürülebilirliği görüyorlar. Bu coğrafyada ne yetişebilir anlıyorlar. Farkındalık açısından bu önemlidir. Her şeyin bir sebebi vardır” diye konuştu. Soyer, “Süt fiyatlarını aylardır güncellemeyen tarım bakanlığı var. İzmirli de bunlarda dolayı etkileniyor. İzmirlinin bir avantajı yerelden aldığı destekler. Buradaki köylümüzün biraz daha bilinçli olması biraz daha kolaylaştırıyor. Tarımda aritmetik çok önemlidir. İzmir’deki tarım desteği böyledir. İzmir büyükşehir belediyesi bayındırda bir fabrika kurdu. Atatürk ne der her fabrika bir kaledir. İzmir’deki tarım o yüzden Türkiye’dekinden biraz daha farklı işliyor” vurgusunda bulundu. ÇOBAN SU VE OTLAK DEMEKTİR İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği Çoban Projesi’ni tarım ve hayvancılığa sağlayacağı katkıya dikkat çeken Soyer, “Gödence’deki amca Karakılçılık Buğdayı’nı Tunç başkana verdiğinde 2009 yılında başladığımız bu yolda Türkiye’ye bir ilham olmuştu. Tunç Başkan, Başka bir tarım mümkün projesiyle geldiğimiz noktada çoban haritasında bakanlığın bunu alıp desteklemesi gerekiyor. Çoban ne demek? Mera demek, otlak demek, su demektir. Çobana sahip çıkılmalıdır. Biz bir çoban çalışması yaptığımızda birbirimizi denetliyoruz” dedi.

Soyer “Böyle bir dünya lideri yoktur" Haber

Soyer “Böyle bir dünya lideri yoktur"

Neptün Soyer: “100 yıl sonra tekrar bir sözümüzün olması bizi çok gururlandırdı” İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Yeniliğe Davet” sloganıyla tüm Türkiye’yi geleceği inşa etmeye çağıran İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin yedinci ve son günü Yekta Kopan’ın sunumuyla devam etti. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde düzenlenen, “Çokluğa ve Birliğe Davet” temasıyla devam eden kongrede S.S. İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer de konuştu. Neptün Soyer, “Kooperatiflerde Birleşerek Çoğalan Köylünün Örgütlü Gücü” başlığıyla bir sunum yaptı. 100 YIL SONRA TEKRAR SÖZÜMÜZÜN OLMASI BİZİ ÇOK GURURLANDIRDI Cumhuriyet tarihinin en önemli tarımsal örgütlenme yapılarından olan birliğe 2016 yılında ilk kadın başkan sıfatıyla seçilerek göreve başlayan ve kırsalda 116 birim kooperatif ve binlerce çiftçi ortağı ile üreticinin ve tarımın hak ettiği itibarı kazanması için çalışan İzmir Köy Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Soyer, “100 yıl sonra tekrar burada bizim de bir sözümüzün olması bizi çok gururlandırdı” dedi. Kooperatifin tanımı yaparak sözlerine başlayan Soyer, “İnsan ihtiyaçlarının karşılıklı yardımlaşma yoluyla giderilmesini sağlamak ve ortakların çıkarını korumak amacıyla oluşturulan ekonomik kuruluştur kooperatif. Kooperatif fertlerin tek tek altından kalkmayacak işleri gerçekleştiren mükemmel bir dayanışma kuruluşudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1920’de başlatmış olduğu kooperatifçilik hareketiyle sekteye uğrayan bir dönemden sonra 1960’lı yıllarda müthiş bir atılım olmuş İzmir’de. Bu atılımın yaşayan, bize yol gösteren başkanları da var” diyerek konuşmasına devam etti. BAŞKAN SOYER KOOPERATİFÇİLİĞE EMEK VERENLERİ HATIRLATTI Oturumda kooperatifçiliğin amacı hakkında konuşan Soyer, Köy Koop kurucularından Bademli Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Kurucu Başkanı Mustafa Başer ve Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim’in çalışmalarından örnekler verdi. Soyer’in sunumu kapsamında Filiz Türkmenoğlu’nun kooperatifçiliği bilim ve siyasetle buluşturan Mahmut Türkmenoğlu’nun kooperatiflerin köylüyü nasıl güçlendirdiğini anlattığı konuşması da katılımcılara izletildi. KOOPERATİFÇİLİĞİN KÖKLERİ İMECEYE UZANSA DA İLK TOHUMLAR ATATÜRK TARAFINDAN ATILMIŞTIR Soyer, “‘Kanaatim odur ki muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak maddi ve manevi kuvvetleri zeka ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıfla bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir’ sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyetin ilk yıllarında yine İzmir’de kooperatifçiliğin önemini anlatmıştır. Kooperatifçiliğin kökleri Anadolu’nun imece geleneğine uzansa da ilk tohumlar genç cumhuriyetin temelleriyle birlikte Atatürk tarafından atılmıştır. 1920 yılında ülkenin birçok yeri işgal altındayken Atatürk o tarihte ülkeyi savaşla kurtaracağından ve sonra yeni bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracağından o kadar emindir ki yeni devleti kurmak için Kurtuluş Savaşı’na başlamadan önce ekonomi mücadelesine başlamayı gerekli görmüş. Ve bu ekonomi mücadelesinde en önemli unsurlardan biri olarak gördüğü kooperatifçiliği geliştirmek için gerekli olan kooperatif şirketler yasa tasarısını bizzat hazırlayarak meclise sunmuştur” diye konuştu. BÖYLE BİR DÜNYA LİDERİ YOKTUR Atatürk’ün ekonomik mücadeleye askeri mücadele kadar hatta ondan daha fazla önem verdiğini belirten Soyer, “Böyle bir dünya lideri yoktur. Atatürk’ün hazırladığı kooperatif şirketler kanun tasarısı tümüyle kanunlaşmamış ise de tasarının 28 Aralık 1920’de Meclis Genel Kurulu’nda görüşülüp oylanarak kabul edilmiş 5 maddesi çok önemlidir. Beşinci maddesi; köy, çiftçilik ve tabii ki tarımın geleceği açısından da ayrı bir önem arz etmektedir. Beşinci madde aynen şöyledir: Ziraat müdür ve memurlarıyla, ziraat ticaret ve sanayi odaları, yöneticileri ve tüm öğretmenler kooperatiflerin kurulması hususunda köylüye yardım etmek ve bu konuda gerekli bilgilerle donanmakla yükümlüdürler. Bunu yerine getirmeyen memurlar ve öğretmenler görevlerini yapmamış sayılırlar” dedi. DAĞ GİBİ SORUNLAR EL BİRLİĞİ, SABIR VE KOOPERATİF ÖNCÜLERİNİN İNATÇI ÇABASIYLA ÇÖZÜLDÜ İktisat kongresinde çiftçilerin talepleriyle şekillenen eğitime, köylerde okul ve yükseköğrenim görmüş herkesin zorunlu 1 yıl öğretmenlik yapmasının talep edilmesine değinen Soyer, “1920’de başlayan Atatürk’ün köylerdeki Kırsal dönüşümü 1940’ta köy enstitülerinin kurulmasıyla taçlanmıştır ve kırsalda dönüşüm başlamıştır. Atatürk’ün mimarı olduğu enstitüler sayesinde Anadolu’nun yoksul köylüsü kooperatifle tanışır, ekonomik yoklukları kooperatifler sayesinde el birliğiyle aşabileceğini görür. 1950’li yıllara geldiğimizde genç cumhuriyetle gelişen kooperatifçilik hareketi geri plana itilir. Köy enstitüleri kapatılır, tarımda yoksul köylüyü ağalara mahkum eden düzen muhafaza edilir. Ancak küçük üreticiye dayanan bir tarımsal üretime sahip olan Türkiye için kooperatifçilik gerçek bir ihtiyaçtı. Hem köylüler hem bağımsız bir ülke ekonomi için vazgeçilmez olan kooperatifçilikte 1960’lı yıllarda yeniden bir canlanma hareketi başlar. Atatürk’ün Anadolu topraklarına ektiği kooperatifçilik tohumları bu harekete temel olmaktadır. Her toplumsal hareketin ilk tohumunu toprağa düşürecek bir lideri vardır. Kooperatifçiliğin tohumunu İzmir’in verimli topraklarıyla yeniden buluşturma vazifesi de Bademler Köyü’nde Mahmut Türkmenoğlu’na düşer. Türkmenoğlu’nun Bademler Köyü’nde kurduğu kooperatif çığ gibi büyüyecek damlanın ilk dalgalarındandı. Bademler Kooperatifi kurulup gelişirken Yarımada’dan Kozak Yaylası’na, Menderes Ovası’na kadar yeni kooperatifler doğmaktadır. Kooperatif kurmakla iş bitmiyor. Kimi zaman su kimi zaman makine kimi zaman para yok. Dağ gibi sorunlar ama el birliği, sabırla ve kooperatif hareketinin öncülerinin inatçı çabasıyla çözülecektir. Köylüler için hayal edilen şeyler kooperatif sayesinde birer birer gerçeğe dönüşmeye başlayacaktır kendi emekleriyle. İzmir’dekine benzer hareketler Türkiye’nin dört bir yanında yaşanmıştır” açıklamasında bulundu. İZMİR KÖY KOOP BİRLİĞİMİZ LOGOMUZDA ERKEKLE EL ELE OLAN KADINI YÖNETİME SEÇTİ Kooperatif sistemindeki eşitlik kavramına ilişkin konuşan Soyer, “Toplumsal cinsiyet eşitliği için de geçerlidir. 1970’li yıllarda İzmir Köy Koop Birliği logosunda tarımda emek yoğun çalışan kadın ve erkek el eledir. Kadınların kooperatiflerde yönetimde bulunmaları ve sözlerinin olması maalesef hala konuşmamız gereken, ne kadar önemli olduğu yeteri kadar anlaşılmamış bir konudur. Ülkemizin öncü kenti İzmir burada da farkını ortaya koymaktadır. Sosyal, ekonomik, kültürel her alanda kadınlar diğer illerimize göre daha çok var olabilmektedirler. Bugün örneğin logomuzda erkekle el ele olan kadını yönetime seçtiler. Ancak bu durumun tüm Türkiye’ye yayılması gerekmektedir. İlginçtir yarımda çalışan kişilerin yüzde 48’i kadın yüzde 52’si erkektir. Bu orana en yakın sektör hizmet sektörüdür. Hizmet sektöründe çalışan kadın oranı yüzde 28’tir. Ancak tarımda sosyal haklar açısından bakıldığında oran birden yüzde 20’lere düşüyor. Tarımda kadının sosyal haklarının kazanılması için çok yol almamış olduğumuzu üzülerek hatırlatmak isterim. Siyaset ve sanayide olduğu gibi” ifadelerini kullandı. Neptün Soyer, konuşmasının sonunda salondaki kooperatif ortakları ve üreticileri de sahneye çağırdı. HABER MERKEZİ

Depremde ayakta kalan köyler, kırsalın önemini hatırlattı Haber

Depremde ayakta kalan köyler, kırsalın önemini hatırlattı

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Fuar İzmir'de yapılan Horeca Fair, Food Fair ve Pack Fair fuarları kapsamında “Deprem ve Dayanışma” konulu panel düzenlendi. Kırsal hayatın öneminin depremin ardından daha iyi anlaşılması gerektiğini söyleyen Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, “Doğayla uyumlu olmak zorundayız. Depremde bütün köyler yıkılmadı ama kent merkezlerinde büyük yıkımlar oldu. Bundan ders çıkarmak lazım” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde; GL Platform tarafından düzenlenen HORECA Fair, Pack Fair Türkiye ve Food Fair Türkiye, Fuar İzmir'de başladı. 9 Mart'a kadar devam edecek fuarlar kapsamında “Deprem ve Dayanışma” konulu bir panel düzenlendi. İzmir Ekonomik Kalkınma Kurulu Başkanı ve BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı'nın moderatörlüğünde yapılan panelde Köy Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, İzmir Aşçılar Derneği temsilcisi ve Ege Rotary Kulübü Afet Kapıda Komite Üyesi Osman Atak yer aldı. Neptün Soyer: “Ders çıkarmak gerek” Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, afet bölgesindeki köylerin kentlere göre daha az hasar gördüğüne dikkat çekerek “Biz Osmaniye köylerini gezdik, orada sular akıyor. Bütün köyler yıkılmadı ama 11 ilde merkezlerde büyük yıkımlar oldu. Çok can kaybımız oldu, çok canımız yandı. Köyler öyle olmadı, çünkü doğayla uyumlu hayatlarını sürdürebilen alanlar oralar. Doğayla uyumlu eviyle, yaptığı tarımla, suyuyla köyler ayakta kaldı. Işığın olmadığı kentlerden köye çıktığımızda sohbet edebileceğimiz köy kahveleri vardı. Kentler, o kadar bireyselleşmiş ki... Bundan ders çıkarmak lazım” dedi. “Tekrar başa döneceğiz” Osmaniye'de Köy Enstitüsü'ne gittiklerini söyleyen Neptün Soyer, “Mustafa Kemal Atatürk'ün 100 senelik hikâyesinin bir cümlesi Köy Enstitüleri. Hala Düziçi Köy Enstitüsü ayakta. Siz bunların hepsinin üstünü örteceksiniz ve 12 katlı binaları bize güzel bir şey diye anlatacaksınız. Çok can kaybımız oldu, çok canımız yanıyor. Dolayısıyla tekrar başa döneceğiz, dönebiliriz, tekrar bu ülkeyi ayağa kaldırabiliriz. Bütün köyleri mahalle yapmamamız gerektiğini anladık mı? Anladık... Köylerin tekrar yaşaması gerektiğini anladık. Doğayla uyumlu olmak zorundayız. Kırsalda da bir dönüşüm yapmak zorundayız ”diye konuştu. “Bütün İzmir oradaydı, bütün Türkiye geldi” Deprem sonrasında yaşanan koordinasyonsuzluğu eleştiren Neptün Soyer, “3 kırılgan konu var; kadınlar, çocuklar, engelliler ve tabii ki bunun içinde yaşlılar da var. Toplumların en kırılgan kesimleridir. Bu kırılganlık afetlerde daha da belirginleşir. Bu vesileyle de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bu konularda sesimizin daha gür çıkması, eşit, adil bir toplum için daha çok çalışmamız gerektiğini ifade etmek isterim. İzmir depreminde üçüncü gün bütün çadır alanlarında çamaşırhaneler vardı. Bir Kira Bir Yuva zaten başlamıştı, bir ay sonunda kimse çadırda değildi. Bütün İzmir oradaydı, bütün Türkiye geldi ve biz niye geldiniz demedik” dedi. Toprak: “Beslenme altıncı günden sonra başladı” Depremin ardından bölgede yer aldıklarını söyleyen Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Onlar normalleşmeden bizim normalleşmemizin hiçbir kıymeti yok. Türkiye'nin en önemli gündeminin deprem olduğunu, gündemden düşmemesi gerektiğini bilerek devam etmemiz lazım. Çok büyük ihmaller vardı. Asrın felaketi dedikleri asrın ihmalkarlığıyla hepimizin önüne geldi. Dayanışma çok önemli, millet olarak bu dayanışmayı her zaman gösterdik. Biz gıda güvenliğinin sağlanması gerektiğine dair çalıştık. Gıda Mühendisleri Odası olarak yurttaşların sağlıklı, yeterli beslenebilmesi için, oraya giden gıdaların uygun olması için kriterlerimizi belirledik ve her yere ilettik” dedi. Atak: “Üçüncü gün alana ulaştık” İzmir Aşçılar Derneği temsilcisi ve Ege Rotary Kulübü Afet Kapıda Komite Üyesi Osman Atak, “Biz üçüncü gün alana ulaştık. Bize tahsis edilen yerde çadır kent kurduk. Sivil toplum kuruluşlarının en büyük olayı devlete göre bir nebze de olsa bürokrasiden bağımsız esnek ve hızlı hareket edebilmeleri. Ne yazık ki devletin bürokrasisinin hantallığını gördük. Bizim yapmadığımız şeylerden biri eğitim. Hazırlıklı olmak gerekiyor. Biraz eğitilince insanlar koordine olmaları gerektiğini anlayacak” dedi. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.