TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#mahkeme

mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çocuk yaşta evlendirme skandalı: Mahkeme her şeyi anlattı Haber

Çocuk yaşta evlendirme skandalı: Mahkeme her şeyi anlattı

Çocuğun tüm itirazlarına rağmen, anne ve babası ile zorla evlendirildiği kişi fikir ve eylem birliği içindeydi. 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi skandalıyla ilgili 23 Ekim'de karara bağlanan davada, Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklara verilen cezaların gerekçesini açıkladı. Kararda H.K.G.’nin savcılığa sunduğu ses kayıtlarının delil olarak kabul edildiği belirtildi. Baba Yusuf Ziya Gümüşel 6 yaşındaki kızının dini nikahını bizzat kendisi kıydı. Öncesinde kızının boyunu da ölçerek "Büyüdün mü?" diye sorduğu da belirtildi. Kadir İstekli bu süreçte minik kıza kolye alıp gelinlik diktirerek fotoğraflar da çektirdi. İlk nitelikli cinsel istismar ise 7-8 yaşlarında başladı. Mağdur 13 yaşına geldiğinde nişan, 14 yaşına geldiğinde ise aile içinde düğün yapıldığı, bu tarihten sonra çocuğun Kadir İstekli ile aynı evde yaşamaya başladığı anlatıldı. Gümüşel ailesinin kızlarının tüm itirazlarına rağmen yaşanan herşeye göz yumduğu, hatta annenin kızına "O senin kocan itaat et" şeklinde beyanlanda bulunduğu anlatıldı. H.K.G’nin 17 yaşında hamile kalması üzerine resmi nikahın yapıldığı, 2020'de evden kaçıp şikayette bulunduğu tarihe kadar istismar eylemlerinin sürdüğü belirtildi. 23 Ekim'de açıklanan kararda, 6 yaşındayken H.K.G. ile evlenen Kadir İstekli nitelikli cinsel istismardan 30 yıl, Hiranur Vakfı’nın kurucusu baba Yusuf Ziya Gümüşel 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel de 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Yargıtay'dan 'terbiyesizlik' kararı açıklaması

Gazeteciler adalet nöbetinde! Haber

Gazeteciler adalet nöbetinde!

Dezenformasyon Yasası’nın yürürlüğe girdiği 18 Ekim 2022 tarihinden beri 29.maddede yer alan “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna karşı itirazlarını sürekli dile getiren Gazeteci Meslek Örgütleri Temsilcileri, bugün yasanın görüşüldüğü Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde açıklamalarda bulunarak, AYM’ye adil yargılama çağrısında bulundular. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi Anayasa Mahkemesi önünde bir araya geldi. Sabah saatlerinden beri Anayasa Mahkemesi önünden ayrılmayan sivil toplum örgütleri temsilcileri açıklamalarda bulundular.  Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin adil bir karar vermesini beklediklerini söyledi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ise, Dezenformasyon Yasası gündeme geldiğinden beri 29. Maddenin basın özgürlüğüne bir tehdit oluşturduğunu defalarca dile getirdiklerini ve bugünlere gelineceğini çok önceden öngördüklerini hatırlattı. Gappi, AYM önünde yaptığı açıklamada “Bağımsız gazetecilik için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Gün gelir bağımsız gazetecilik herkese gerekir” diyerek karar çıkana kadar nöbete devam edeceklerini duyurdu. Dezenformasyon yasası 29.maddesi uyarınca yaptığı haber nedeniyle yakın zamanda tutuklanıp, serbest bırakılan gazeteci Tolga Şardan ise, “Biz gazetecilik yapıyoruz. Doğru tarafsız habercilikten engeller ne olursa olsun yılmayacağız. Anayasa Mahkemesi’nin sadece bir beton blok değil, içinde demokrasiye, adalete inanan yargıçlardan oluştuğunu bugün göreceğiz.” dedi. CHP Başkanı Özgür Özel de gazetecilere destek olmak için Anayasa Mahkemesi önüne gelerek açıklamada bulundu. Özel, dezenformasyon yasasının sansür yasası olduğunu vurgulayarak, AYM’nin basın özgürlüğünü koruyacağına inandığını söyledi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Gazeteci Tolga Şardan hakkında karar çıktı!

Mahkeme özel hayata yapılan saldırıya geçit vermedi! Haber

Mahkeme özel hayata yapılan saldırıya geçit vermedi!

Çanakkale Lapseki’de okul müdürü olarak görev yapmakta olan bir eğitimci sosyal medya hesabında, özel hayatında içki içerken bir fotoğrafını paylaştığı için görevinden uzaklaştırıldı. Ardından okul müdürünün de üyesi olduğu Eğitim-İş Sendikası, bu işleme karşı dava açtığını duyurdu. Günler sonra ise mahkeme, görevden uzaklaştırma işleminin yürütmesini durdurulmasına karar verdi. Alınan kararı kamuoyuna duyuran Eğitim-İş, “Bu hukuksuzluklara asla boyun eğmeyecek, sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi. SİYASİ EMELLERLE YAPILAN İŞLEME ‘DUR’ Mahkemenin kararını paylaşarak bilgilendirmede bulunan Eğitim-İş, “Bu davada mahkeme görevden uzaklaştırma işleminin yürütmesini durdurulmasına karar vermiştir. Bu kararla mahkeme özel hayata yapılan bu saldırıya geçit vermemiş, siyasi emellerle yapılan işleme ‘dur’ demiştir. Kanuna göre değil, siyasi amaçlara göre hareket ederek özel hayata müdahale edenlere tekraren hatırlatmak isteriz ki; hiçbir üyemizi yalnızca bırakmayacak, bu hukuksuzluklara asla boyun eğmeyecek, sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz” tepkisini gösterdi. Mahkeme kararına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.egitimis.org.tr/files/upload/files/KARAR.pdf BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor?

Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor? Haber

Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor?

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, İstanbul'da 3 yıllığına bir evi kiralayan kişi, kira sözleşmesinin bitmesinin ardından eski ev sahibinin depozito bedelini ödemediği gerekçesiyle yasal faiz ödenmesi talebiyle Küçükçekmece 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı. Davalı eski ev sahibi, görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın reddini talep etti ve söz konusu alacak hakkında başlatılan icra takibine ilişkin kendisine ödeme ihtarı yapılmadığını savundu. Küçükçekmece 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, görev yönünden yapılan itiraza rağmen taraflar arasındaki kira sözleşmesi sona ermiş olması ve itiraz konusunun asıl alacak değil faizi yönünden olduğu gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Yargılama sonucu mahkeme, davalının icra takibine yaptığı itirazın reddine kesin olarak karar verdi. Adalet Bakanlığı, yerel mahkemenin kararına 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği kanun yararına temyiz isteminde bulundu. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, sonuca etkili olmamak üzere yerel mahkemenin verdiği kararı kanun yararına bozdu. Dairenin kararında, dava konusu uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı belirtildi ve kanun kapsamında görevli mahkemelerin ise sulh hukuk mahkemeleri olduğu bildirildi. Kira sözleşmesinin sona ermesinin, uyuşmazlığın niteliğini değiştirmediği vurgusu yapılan kararda, "Buna göre mahkemece davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın esası hakkında hüküm verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir." ifadelerine yer verildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İstinaf nedir? İstinaf mahkemesi ne için yapılır?

Giresun’da tapulu arazi üzerine yapılan su deposu mahkemelik oldu Haber

Giresun’da tapulu arazi üzerine yapılan su deposu mahkemelik oldu

İlçenin Demircili köyünde babasından miras kalan fındık bahçesine ev yapmayı hayal ederken, köyün su deposunun yapıldığını ileri süren Hatice Akbayrak, 4 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini ve mahkeme tarafından alınan yıkım kararının uygulanması yerine kamulaştırma yoluna gidildiğini söyledi. Köyde babasından miras kalan 200 metrekareden başka yeri olmadığını kaydeden Hatice Akbayrak, “Biz gurbetteyken arazimizde bir takım inşaat çalışmalarının olduğunu gören köylülerimiz ev yaptığımızı düşünerek bizi arayıp 'Hayırlı olsun' dediklerinde şaşırdık. Araştırdığımızda köy için su deposu yapıldığını öğrendik. Bunun üzerine köye geldiğimizde baktık ki kocaman bir su deposu yapılmış. Buna itiraz ederek ilgili ve yetkili makamlara müracaat ettik. Ancak bir sonuç alamadık. Yaptığımız hukuki ve idari müracaatlar yaklaşık 4 yıl sürdü. Sonunda bir yıkım kararı alındı. Biz yıkım kararının uygulanmasını beklerken bu defa kamulaştırma yoluna gidildiğini öğrendik. Benim babamdan kalan bu yerden başka bir yerim yok. Yol kenarın tam ev yapmak istediğim yere yapılan bu depo yerinin kamulaştırılmasını değil, yıkım kararının uygulanmasını istiyoruz” dedi. Sahipsiz görülerek su deposu yapıldı Sadece deponun değil depodan akan tahliye sularının da arazisinde adeta göle oluşturduğunu kaydeden Akbayrak, “Buraya depo yapılırken, hiç bize sorulmadı. Hiçbir tebligat yapılmadı. Depo yapılabilecek daha uygun yerler varken benim yıllardır ev yapmak için hayal ettiğim baba yerime depo yapılması kabul edilecek bir durum değildir. Buranın benim dışımda hissesi olan engelli kardeşlerim de var. Onların vekaleti de bende bulunuyor. Ben sadece kendi hakkımı değil engelli kardeşlerimin de hakkını savunuyorum. Biz gurbetteyiz, diğer kardeşlerim engelli diye sahipsiz görülerek bu depo yapılmış ama bize devletin, hukukun, adaletin sahip çıkacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. Yapılan su deposundan 60 hane faydalanacak Yapılan su deposundan köyde 60 hanenin faydalanacağını ifade eden Demircili Köyü Muhtarı Şerif Karal ise yaptığı açıklamada “Köyümüze su deposu yapılması için bir vatandaşımız tapusunu getirerek gönüllü oldu. Bunun üzerine biz de ilgili makamlara müracaat ettik. Daha sonra depoyu yapan da Özel İdare oldu. Arazisine su deposu yapıldığını ileri süren vatandaşımızın da yerine geçildiği iddiasıyla şikayeti oldu. Ancak söz konusu arazinin birçok varisi var. Diğerlerinden bir itiraz olmazken bir tek itiraz eden Hatice Akbayrak olmuştur. Yaklaşık 60 hanenin su ihtiyacını karşılayacak olan su deposunun akıbeti konusunda bildiğim en son kamulaştırılması söz konusuydu. Kararı ilgili makamlar uygulayacaktır” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Giresun yaylalarında çevre temizliği

İzmir'de mahkemeden, salgın dönemindeki ücretsiz izinlerle ilgili önemli karar Haber

İzmir'de mahkemeden, salgın dönemindeki ücretsiz izinlerle ilgili önemli karar

İzmir'deki bir fabrikada yönetici olarak çalışan Ş.P.G. adlı kadın, Karşıyaka 2. İş Mahkemesine başvurarak "11 Ocak 2021'de başladığı işinde, salgın döneminde işverene tanınan hak gereği 1 Haziran 2021'de ücretsiz izne çıkarıldığını, fesih yasağının sona ermesinin ardından 7 Temmuz 2021'de ihtarname ile iş akdinin feshedildiğini" belirterek, işe iade davası açtı. Ücretsiz izinli bulunduğu sürenin kıdem hesaplamasına dahil edilmesini isteyen davacı, iş akdinin haksız feshedildiğini savundu. Salgın dönemindeki ücretsiz iznin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 55. maddesine göre "işveren tarafından verilen diğer izinler" başlığı altında değerlendirilmesini isteyen davacı kadın, dilekçesinde "Pandemi kaynaklı çıkarılan ücretsiz izin süresinin kıdeme eklenmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı. Davalı iş yerinin avukatı ise çalışanın gerekli olan 6 aylık kıdeminin bulunmadığını savundu. Başvuruyu inceleyen Karşıyaka 2. İş Mahkemesi, davacı kadını haklı bularak işe iade kararı verdi. Mahkeme, kararında ücretsiz izin uygulamasının işçinin talep ve rızasına bağlı olduğu ancak salgın nedeniyle oluşan koşulların getirdiği ihtiyaçtan dolayı İş Kanunu'na eklenen ve fesih yasağı getiren geçici 10. maddenin işverene, rızası aranmaksızın işçiyi ücretsiz izne çıkartma imkanı verdiğine dikkati çekti. Mahkeme, kararında şu ifadelere yer verdi: "Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere 4857 sayılı yasaya eklenen geçici 10. madde çerçevesinde tek taraflı izin uygulaması sonucunda kullandırılan ücretsiz izin sürelerinde 6 aylık kıdem süresinin de dikkate alınması gerekmektedir. Zira 6 aylık kıdem hesabında deneme ve askıda kalan süreler dikkate alınmaktadır. İşçi ücretsiz izinde bulunduğu sürede iş akdi askıdadır, bu nedenle davalının Kovid ücretsiz izin dönemindeki sürenin kıdem hesabında dikkate alınmaması gerektiği savunması yerinde görülmemiştir ayrıca fesih bildirimi yazılı yapılmakla beraber fesih sebebi açıkça belirtilmemiştir. Bu nedenle geçerli bir fesih bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının işe iadesine karar verilmiştir." Mahkeme ayrıca işverenin 4 aylık maaş tutarı olan 119 bin liranın yanı sıra işe başlatılmama tazminatı olarak 88 bin 500 lirayı çalışana ödemesine hükmetti. "İşçinin temel haklarına müdahale etmemelisin" Davacının avukatı Ali Onar, iş akdinin haksız yere feshedildiğine inanan kadının hukuki mücadele başlattığını söyledi. İşe iade davasının açılabilmesi için iş yerinde en az 30 kişinin çalışması ve çalışanın da en az 6 aylık kıdeminin bulunması gerektiğine vurgu yapan Onar, şu değerlendirmelerde bulundu: "İşveren, işe iadede 6 aylık çalışma şartını düşünerek hareket ediyor, dolayısıyla 6 aylık ücretsiz iznin kıdeme sayılmayacağı görüşüyle böyle bir fesih yoluna gidiyor. Ücretsiz izinde daha önce karşılıklı anlaşma ve işçinin onayı aranıyordu. Pandemide işverene tek taraflı ücretsiz izne çıkartma hakkı verildi. Buna göre prim günü sıfır olarak gösteriliyor ve kıdeme esas sayılmıyordu." Kovid-19 salgını dönemindeki ücretsiz iznin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 55. maddesine göre "işveren tarafından verilen diğer izinler" başlığı altında değerlendirilmesini ve izin süresinin kıdeme eklenmesi gerektiğini savunduklarını belirten Onar, mahkemenin salgın dönemindeki ücretsiz izninin kıdeme esas hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğine karar verdiğini dile getirerek, "Ücretsiz izin kullandırabilirsin, ortada olağanüstü bir durum var ama işçinin temel haklarına müdahale etmemelisin. Karar, kesinleşmesi halinde iş hukuku anlamında ciddi bir emsal teşkil edecek." diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir jandarmasından trafik güvenliği eğitimi

Adana’da enişte cinayeti: Mahkeme çıkışı öldürdü Haber

Adana’da enişte cinayeti: Mahkeme çıkışı öldürdü

Edinilen bilgiye göre olay, 28 Eylül günü saat 15.00 sıralarında Seyhan ilçesi Sucuzade Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, eşi F.Ç. ile boşanma davasının ertelenmesinin ardından mahkemeden çıkan Necmettin Çakmak (41), kayınbiraderleri Mehmet Sıraç Y. (43), Zeki Y. (49), Mehmet Ekrem Y. (48) ve oğlu Halit Y. (22) ile tartıştı. Kısa süreli arbedenin ardından evine gitmek üzere ayrılan Çakmak, eşinin ailesi ile Saydam Caddesi’nde karşılaştı. Burada da süren kavgada, kayınbiraderleri tarafından darp edilen Çakmak, Mehmet Sıraç Y. tarafından tabanca ile başından vuruldu. Çakmak kanlar içinde yere yığılırken, şüpheliler ise olay yerinden kaçtı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. İlk müdahalesi yapılan Çakmak, ambulansla kaldırıldığı özel hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Öte yandan Çakmak’ın, 2022 yılında eşi ve ailesiyle tartıştığı, çıkan kavgada da kayınbiraderini bıçakla yaraladığı belirtildi. Çakmak’ın bu olay nedeniyle tutuklandığı, 4 ay önce de cezaevinden tahliye edildiği bildirildi. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, otomobille olay yerinden kaçan 4 şüpheliyi gözaltına aldı. Emniyete götürülen şüpheliler, mahkeme çıkışı yaşanan kavganın ardından mahallelerindeki kıraathaneye gidip oturduklarını, bu sırada yanlarına gelen Çakmak’ın tepki gösterip, küfrettiğini öne sürdü. Şüphelilerden Mehmet Sıraç Y., “Küfredince, dayanamadık. Önce dövdük, ardından da tabancayla ateş ettim” dedi. İşlemleri tamamlanan şüpheliler, adliyeye sevk edildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Adana semt pazarları

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.