TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kuraklık

Kuraklık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kuraklık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Denizli'de kuraklığın acı tablosu: İskele ile tekne arasında metrelerce mesafe Haber

Denizli'de kuraklığın acı tablosu: İskele ile tekne arasında metrelerce mesafe

Türkiye'de küresel iklim değişikliğiyle birlikte her geçen yıl daha fazla hissedilen kuraklık, özellikle göl, gölet ve barajları olumsuz etkiliyor. Denizli gibi yaz aylarında kuraklıkla mücadele eden bölgelerde, uzun yıllar boyunca beklenen kar ve yağış miktarının altında kalınması, kuraklık sorununun daha da derinleşmesine neden oluyor. Bu durum, su kaynaklarının azalması ve barajlardaki su seviyelerinin belirgin bir şekilde düşmesiyle kendini gösteriyor. Bölgenin en önemli sulama kaynağı olan Büyük Menderes Nehri üzerinde inşa edilen Güney ilçesindeki Cindere Barajı, iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklıkla ciddi şekilde etkilenmiştir. Bölgenin önde gelen barajlarından biri olan Cindere Barajı'nda su seviyesi önemli ölçüde düşmüş durumdadır. Baraj gölü, 84 milyon 270 bin metreküp su tutma kapasitesine sahiptir ve tekne turlarının düzenlendiği bir noktadır. Ancak, su seviyesindeki düşüş nedeniyle iskele ile tekne arasında normalde olması gerekenden çok daha fazla mesafe oluşmuştur. Denizli'nin Güney ilçesinde bulunan Çindere Barajı'nın mevcut durumuna tanık olan Dr. Ahmet Altınel, "Denizli kuraklık açısından zorlu bir dönemden geçiyor. Son günlerde etkili olan yağışların, barajların yeniden dolmasına vesile olmasını umuyoruz. Mart ayında yağışlar devam ediyor, ancak su seviyesi hala çok düşük. Eskiden bu baraj gölünde büyük bir tekneyle gezinti yapılıyordu. Ancak, su seviyesi düştüğü için iskele yukarıda kaldı. Tekne de suyun çok altında duruyor. Su seviyesi yükselirse, tekne de yukarıya çıkacak ve yine iskeleye erişim sağlanabilecek. Normalde su seviyesinde olan iskele şu anda metrelerce yüksekte. Çindere Barajı'nda su seviyesinin yükselmesini umut ediyoruz" şeklinde konuştu.

Sonbahar yağışları kuraklığa derman oldu Haber

Sonbahar yağışları kuraklığa derman oldu

Türkiye'nin 2024 yılı yağış değerleri hakkında AA'ya bilgi veren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, kuraklık kavramının değişkenlik arz ettiğini, bir bölgede olması gereken yağışın görülmemesi ve barajlarda yeterince su olmaması durumunda hidrolojik kuraklıktan bahsedilebileceğini kaydetti. Ülkede 2020-2022 yılları arasında son 20 yılın verilerine göre normalin altında bir yağış görüldüğüne dikkati çeken Toros, "Türkiye geneli yıllık yağış ortalaması 573,4 milimetre (mm). Bu değer, 2022'de 503,8 mm, 2021'de 524,8 mm ve 2020'de 500.1 mm olarak gerçekleşmiştir. Yağış miktarının, 2020'den sonra 574 milimetrenin çok altında olduğunu görüyoruz." dedi. "2023 sonbahar yağışları normalin üzerinde gerçekleşti" İstanbul'da 16 milyon insanın yaşadığını ve ortalama 3 milyon metreküp su kullanıldığını vurgulayan Toros, şu değerlendirmeyi yaptı: "İstanbul'da 2022 Kasım ayında barajlardaki doluluk oranı yüzde 16 civarındaydı. Bu, son 10 yılın en düşük seviyesiydi. İşte bu nedenle İstanbul'da bir kuraklıktan bahsedebiliriz. Bu da 2020-2022 yılları arasında yeterince yağış alamamamızdan kaynaklanıyor. Son 2-3 yılda Anadolu'da bir kuraklık yaşandı ve İstanbul'da barajlardaki su seviyesi çok düştü. 2023 sonbahar yağışlarının normalin üzerinde gerçekleşmesi kuraklığa can suyu oldu. Bu sonbahar yağışları sayesinde İstanbul barajlarında 2023 yılında ölçülen yağış miktarı 852 mm ile son 10 yılın üçüncü büyük değerine ulaştı. Türkiye geneli sonbahar yağış normali (1991-2020) 132,7 mm, 2022 sonbahar mevsimi yağışı 96,3 mm, 2023 yılı sonbahar mevsimi yağışı ise 162,6 mm olarak gerçekleşti. Ülke genelinde sonbahar yağışları normaline göre, yüzde 23, geçen yıl sonbahar mevsimine göre yüzde 69 artma gösterdi. Tüm bölgelerde yağışlarda normaline ve geçen yıl yağışlarına göre artma kaydedildi ve en fazla artış yüzde 41 ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleşti." "2024 yılı daha yağışlı başladı" Yağıştaki projeksiyona göre tablonun olumlu olduğunu, Türkiye'de 2020'den bu yana yaşanan kuraklığın ardından 2024'ün yağışlı başladığını ve İstanbul'da barajların doluluk oranının şu an itibarıyla yüzde 52 seviyesine ulaştığını belirten Toros, "Bu, son 12 ayın en yüksek seviyesi. Başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde yağışlı bir yıl bekleniyor." ifadesini kullandı. Son yıllarda aşırı sıcak, aşırı soğuk ve aşırı yağış gibi ekstrem olayların yaşandığını hatırlatan Toros, "170 yıldır artan fosil yakıt kullanımı, atmosferdeki sera gazlarını artırıyor. Sera gazları güneşten gelen ve giden enerji dengesini bozuyor. Yeryüzü daha fazla ısınıyor. Isınma küresel iklim değişikliğine, buzulların erimesine, okyanusların ısınmasına, su seviyesinin yükselmesine, fırtınalara, orman yangınlarına ve kuraklığa neden oluyor. Dünyadaki sıcaklık şu anda 1900'lü yıllara göre bir derece arttı. Tahminlere göre, artmaya da devam edecek. Bir ayda yağması gereken yağışın birkaç saat içinde yağdığını görüyoruz. Üstelik bu bir anda yağan yağışlar yer altı sularını da beslemiyor. " değerlendirmesinde bulundu. "Tedbir almazsak bir kuraklıkla karşı karşıya kalabiliriz" Hüseyin Toros, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını ve kuraklığa karşı önlem alınması gerektiğinin de altını çizerek, sözlerini şöyle noktaladı: "Ülke olarak, 'Suyu daha verimli nasıl kullanabiliriz?' sorusuna cevap aramamız gerekiyor. Bunun için akıllı tarıma geçilmesi ve su havzalarındaki suyun geleceğine yönelik planlamalar yapılması lazım. Uzun vadeli çözümler üretmeliyiz. En önemlisi suyu tasarruflu kullanmalıyız. Yağmur hasadı, 3 yıllık su bütçesi yönetimi, uygun bitki örtüsü seçilerek çölleşmeyi önleyebiliriz. Suya bakış açımızı değiştirebilirsek suyun her damlasının değerli olduğunu kabul ederiz ve gelecekteki olası kuraklık için şimdiden önlem almış oluruz. Gerek Anadolu'da gerekse İstanbul'da her zaman kuraklık riski olabileceğini bilerek hareket etmeliyiz. Gelecek için bugünden tedbir almazsak bir kuraklık ile karşı karşıya kalabiliriz. O yüzden çözüm bizde."

Aydın’da çiftçilerin zamana karşı yarışı başladı Video Galeri

Aydın’da çiftçilerin zamana karşı yarışı başladı

Aydın’ın yamaç ve engebeli dağlık alanlarında bulunan zeytin ve incir bahçelerinde çiftçiler arazilerini asırlık gelenekle işliyor. Teknolojiyle birlikte tarımda makineleşmenin arttığı ve 55 binin üzerinde traktöre sahip olan Aydın’ın engebeli ve dağlık arazilerinde çiftçilerin imdadına atlar yetişiyor. Bu yıl yaşanan kuraklık sebebiyle toprak tavını kaybetmeden işleyebilmek için adeta zamanla yarışan çiftçilerin zorlu mesaisi de başladı. Efeler ilçesine bağlı Umurlu Mahallesi’nde dağlık alanlardaki arazilerini karasaban ile işleyen çiftçiler, traktörün iş yapamadığı yerde eski yöntemlerle toprağın verimini arttırmaya çalışıyor. ''ZAMANLA YARIŞIYORUZ'' Traktörün giremediği dağlık arazilerde atlara koştuğu karasaban ile çift sürerek üretim yapan İsmail Açıkgöz, ekonomik imkansızlıklardan değil arazinin engebeli yapısından dolayı bahçelerini atlarla sürerek işlediklerini belirtti. Ramazan ayında oruçlu olmalarına rağmen toprağın tavının kaçmaması için çift sürmek zorunda olduklarını ve yaşanan kuraklık sebebiyle zamanla yarıştıklarını belirten Açıkgöz, “Çocukluğumdan beri çiftçilikle uğraşıyorum. Şartlar zor, arazi engebeli traktör giremediği için hayvanlarla işimizi görüyoruz. Bu sene hava kurak geçti. Normalde oruçluyken zor oluyor ama yağmur olmadığı için ve hava kurak geçtiğinden dolayı zamanla yarışıyoruz. Bugünlerde bu işin bitmesi lazım. Bitmezse kalır ve sonra imar olmaz, inciri kaliteli alamayız. İşimizi atlarla görüyoruz. Çifte başladık. Nasip olursa bir aya kadar bitireceğiz. Keşke şartlar müsait olsa da traktörle, teknoloji ile bu işi halletsek ama olmadığı için beygirler ile eski düzen devam ediyoruz. İmkanlar dahilinde düz yerleri traktörle hallediyoruz ama yamaçlarda traktör ile bu işi beygirlerle hallediyoruz” dedi. ''TRAKTÖR EROZYON OLUŞTURUYOR'' Toprağı traktöre göre atlarla işlemenin ağaç köklerine zarar vermemesi sebebiyle de tercih edildiğini sözlerine ekleyen Açıkgöz, “Ayrıca biz köylü olarak şuna inanıyoruz. Burası traktör ile yapılınca daha derine sürüldüğü için ağaçların köklerini kırıyoruz. Ancak beygirlerle daha yüzeyden sürüldüğünden ağaçlar hırpalanmıyor. O yüzden beygirler tercihimiz. Ayrıca yamaç ve eğimli arazilerde traktör çifti, erozyon oluşturuyor. Onun için beygirlerle sürmek biraz daha avantajlı oluyor. Toprağı yerde tutuyoruz” şeklinde konuştu. İHA

Aydın'da kuraklık alarmı Video Galeri

Aydın'da kuraklık alarmı

Geçtiğimiz yıl Şubat ayında yüzde 87 doluluk oranı olan Kemer Barajı’nda bu yıl yüzde 52 oranında düşüş yaşandı. Önemli barajlardan olan İkizdere Barajı’nda ise kuraklığın izleri havadan görüntülenirken, suyun metrelerce çekildiği görüldü. Önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da çiftçilerin can damarı olan barajların doluluk seviyeleri belli oldu. Aydın’da üreticilerin merakla takip ettiği barajlardaki doluluk oranları ise son yılların en kurak kış döneminin yaşanması sebebiyle alarm vermeye başladı. Aydın genelinde yaklaşık 3 aydır barajları dolduracak seviyede yağış meydana gelmezken barajlardaki doluluk oranlarının 2023 yılı Şubat ayı rakamları üreticileri endişelendirdi. İçme ve kullanma suyu olması amacıyla inşa edilen barajlar, yağışların olmaması sebebiyle kuruma noktasına gelirken, il genelindeki barajların doluluk oranlarında yüzde 50’leri bulan bir düşüş yaşandığı görüldü. “İkizdere Barajı’nda su metrelerce çekildi” Önceki yıllarda yüzde yüz doluluk oranına ulaştığı için devam eden yağışlarda taşkın riskine karşı suları salıverilen İkizdere Barajı da, bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle kış döneminde kuruma noktasına geldi. Efeler ilçesi ve çevresinin 2040 yılına kadar içme ve kullanma suyunu karşılaması beklenen barajda kuraklığın izleri ise havadan görüntülendi. Barajda yağış olmaması nedeniyle suyun metrelerce çekildiği görüldü. 194 milyon 960 bin metreküp su depolama hacmi olan İkizdere Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 34 milyon 900 metreküp ile yüzde 18 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 11 oranında düşüş yaşayarak 31 milyon metreküp ile yüzde 16 doluluk oranına sahip oldu. “Kemere Barajı, S.O.S. veriyor” Aydın sınırları içerisinde bulunan ve 419 milyon 170 bin metreküp su depolama hacmi ile Aydın’ın en büyük barajlarından olan Kemer Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 364 milyon 200 metreküp ile yüzde 87 olan doluluk oranı, 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 52 oranında düşüş yaşayarak 174 milyon 800 bin metreküp ile yüzde 42 doluluk oranına sahip oldu. “Adnan Menderes Barajı, endişelendirdi” Aydın'ın en büyük sorunu olan Büyük Menderes Nehri taşkınlarının önüne geçen, Aydın ovasını besleyen ve 350 milyon metreküp su depolama hacmi olan Çine Adnan Menderes Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 172 milyon 200 bin metreküp ile yüzde 49 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 37 oranında düşüş yaşayarak 107 milyon metreküp ile yüzde 31 doluluk oranına sahip oldu. “Kuraklık sinyalleri dikkat çekiyor” Aydın’da kuraklık sinyalleri çalarken, 12 milyon 730 bin metreküp su depolama hacmi olan Gökbel Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 3 milyon 200 metreküp ile yüzde 25 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 43 oranında düşüş yaşayarak 1 milyon 800 bin metreküp ile yüzde 14 doluluk oranına sahip oldu. 94 milyon 968 bin metreküp su depolama hacmi olan Topçam Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 37 milyon 700 metreküp ile yüzde 40 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 44 oranında düşüş yaşayarak 20 milyon 800 bin metreküp ile yüzde 22 doluluk oranına sahip oldu. 31 milyon 420 bin metreküp su depolama hacmi olan Karpuzlu Yaylakavak Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 28 milyon 500 metreküp ile yüzde 91 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 34 oranında düşüş yaşayarak 18 milyon 800 bin metreküp ile yüzde 60 doluluk oranına sahip oldu. 22 milyon 50 bin metreküp su depolama hacmi olan Karacasu Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 18 milyon 600 metreküp ile yüzde 84 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 29 oranında düşüş yaşayarak 13 milyon 100 bin metreküp ile yüzde 59 doluluk oranına sahip oldu. “Adıgüzel Barajı dolmadı” Denizli ve Aydın için önemli olan ve 1 milyar 76 milyon metreküp su depolama hacmi ile bölgenin can damarlarından olan Adıgüzel Barajı’nda 27 Şubat 2022 tarihinde 172 milyon 800 metreküp ile yüzde 16 olan doluluk oranı 27 Şubat 2023 tarihinde yüzde 5 oranında düşüş yaşayarak 163 milyon 400 bin metreküp ile yüzde 15 doluluk oranına sahip oldu. İHA

Arin Gölü'nde kuraklık alarmı Haber

Arin Gölü'nde kuraklık alarmı

Son zamanlarda beklenen oranda yağışın gerçekleşmemesi ve kuraklığın etkilerinin artması; baraj, göl, gölet gibi kaynaklarda su seviyesinin düşmesine ya da kurumaya yol açıyor. Bünyesindeki birçok su kaynağının kuruduğu Van Gölü havzasında yer alan, Süphan Dağı eteklerindeki Arin Gölü de su kaybetmeye devam ediyor. Göçmen kuşlar için önemli olan volkanik set gölünün kuraklık, açılan kuyular ve bilinçsiz sulama nedeniyle kaybettiği alan, ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) Landsat uydusu görüntülerine de yansıdı. 2005'te kaydedilen görüntüler ile bu yıl çekilen görüntüleri karşılaştıran Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, gölün 18 yılda üçte bir oranında küçüldüğünü tespit etti. "2005'ten sonra su kaybının olduğunu görüyoruz" Akkuş, gölde su seviyesinin düşmeye devam ettiğini söyledi. Van Gölü Havzası için 2005'i bir kırılma yılı olarak gördüklerini belirten Akkuş, "Havzadaki su kaynaklarının seviyesinin düşmeye başladığı yıl olarak nitelendiriyoruz. 2000-2005 yılları arasında yağışlar bol ve göllerin yüzeyinde bir küçülme yok. Fakat 2005'ten sonra maalesef göllerde buharlaşmayla beraber ciddi bir su kaybının olduğunu görüyoruz. Bunun en önemli örneği de Van Gölü'nün güneyinde bulunan Arin Gölü." dedi. Su seviyesinin 2005'te maksimum düzeye ulaştığı Arin Gölü'nün o yıldan bu yana sürekli alan kaybettiğini anlatan Akkuş, şunları kaydetti: "2005'ten sonra her beş yıllık periyotta Arin Gölü, bariz bir şekilde küçüldü. Uydu görüntülerine de yansıdığı gibi gölün alanı giderek daraldı. 2015'ten sonra çekilme hızlı bir seyir alıyor. Son 3 yılda da bir kar topunu yaz mevsiminde güneşin altına koymuşuz gibi gölün hacmi küçülüyor. 2005'te yaklaşık 15 kilometrekarelik yüzey alanına sahip olan göl, 2023'te maalesef yaklaşık 10 kilometrekareye düştü. Yani bu süre zarfında gölün yüzey alanının üçte biri tamamen kayboldu. Van Gölü'ne göre yüzeyi daha küçük olduğu için çekilme çok net görülebiliyor. Arin Gölü'nün dramatik bir şekilde küçülmesi bize bir mesaj veriyor. Artık çok ciddi bir su sorunuyla karşı karşıyayız. Artık havza eskisi kadar yağış almıyor. Etkin bir su yönetimi yapmamız lazım. Yoksa Arin Gölü'nde gördüğümüz bu durum havzadaki bütün su kaynaklarında ve göllerde görülecek. Bu durum bir süre sonra çiftçiye de balıklara da yansıyacak." BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Libya’daki felaketten sonra gündem Türkiye’deki barajların dayanıklılığı

Tunca Nehri kuruma noktasına geldi! Haber

Tunca Nehri kuruma noktasına geldi!

Ülke genelinde yaz boyunca etkili olan hava sıcaklıkları Edirne’deki nehir debilerini de olumsuz yönde etkiledi. Edirne’de debisi düşen ve kuruma noktasına gelen Tunca Nehri, mevsim normallerinin üstünde yaşanan hava sıcaklarının ardından neredeyse kuruma noktasına geldi. Dip seviyeyi gören nehir, duyarsız vatandaşların atıkları çöpler ile kaplanırken, kuraklık nedeniyle ağaç parçalarının da su yüzeyinde durması vatandaşları tedirgin ediyor. Tunca Nehri’nde balık tutmaya gelen vatandaşlar, kuraklıktan dolayı kayıkların yüzemediğini ve balıkların ölerek karaya vurduğunu ifade etti. DSİ Edirne 11'inci Bölge Müdürlüğü’nde Suakacağı istasyonunda yapılan son debi ölçümü kontrolünde nehir, saniyede 6 metreküp olarak açıklandı. “TUNCA NEHRİ KAN AĞLIYOR” Edirne halkı olarak Tunca Nehri’ndeki kuraklıktan dolayı endişeli olduklarını ifade eden Nurullah Karaman, 4 metrelik su seviyesinin 60 santime kadar düştüğünü belirterek, “Gördüğümüz gibi şuan Tunca Nehri kan ağlıyor. 4 metrelik seviyesi 60 santime kadar düştü. Nehrimizde ciddi anlamda kuraklık var. Nehirde kayık yürüyemiyor. Su yüzeyinde ağaç parçaları ve adacıklar görünüyor. İnsanlarımızda çöplerini buraya atmaktadır” dedi. "TUNCA NEHRİMİZ KURUMUŞ VAZİYETTEDİR” Yağmur mevsiminin gelmesine rağmen istenilen yağışların olmadığını vurgulayan Edirneli vatandaşlardan Mustafa Önder, Tunca Nehri’nin kuruma noktasına geldiğini ifade ederek, “Kuraklıktan dolayı odun parçaları ve adacıklar su yüzeyini kaplamış durumda. Ördekler bile kendilerine yeterince su bulamamaktadır. Eskiden böyle değildi. Daha önce yaklaşık 3 metre su varken şu anda 60 santime kadar düştü. En son 30-40- yıl önce bu kuraklığı yaşamıştık. Nehrimiz içler acısı durumda. Balıklarımız bile ölüyor ve karaya vuruyor. Su içindeki kayık bile yürüyemez oldu. Bu tarif edilemeyecek bir kuraklık” diye konuştu. Bu haber de ilginizi çekebilir: Kuraklık riski artıyor üretici kara kara düşünüyor

Şimdi değişim zamanı… Değişim Elçileri aranıyor! Haber

Şimdi değişim zamanı… Değişim Elçileri aranıyor!

Toplumdaki birçok soruna yönelik imza kampanyaları başlatarak önemli gelişmelere öncülük eden Change.org oluşumu, bu kez ‘Değişim Elçisi’ ile karşımızda… İklim krizine dikkat çekmek isteyen, iklim değişimine duyarlı ve çalışmalar yürüten üniversiteli gençler için bir proje üreten Change.org, “Şimdi değişim zamanı!” diyor. Başvuru formunu yayınlayan oluşum, “İklim krizi evimizde” ifadelerine yer vererek karbonsuz bir gelecek için etki yaratmak isteyen herkesi davet ediyor. EN ÇOK BİZ TEHLİKEDEYİZ Change.org tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: “2022 ve 2023'te kuraklık korkutucu boyutlara ulaştı. Yangınlar, aşırı hava olayları ve sıcak dalgalarını yaşadık. 2022, dünyanın gördüğü en sıcak 5. yıl oldu. Temmuz 2023, şimdiye kadar ölçümlenen en sıcak ay olarak tarihe geçti. Eylül 2023 ise sanayi öncesi döneme yani yalnızca birkaç yüzyıl öncesine göre yaklaşık 1,75 derece daha sıcaktı. Bu, şimdiye kadar tek bir ay için kaydedilen en yüksek sıcaklık ve bilim insanları bunu ‘olağanüstü bir durum’ olarak niteliyor. İklim krizi evimizde. Üstelik ülkemiz, iklim krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında... Yani, en çok biz tehlikedeyiz. Yine de Türkiye'yi iklim krizinin etkilerine dirençli hale getirmek mümkün.” SIFIR KARBON BİR GELECEK İÇİN… Açıklamada, “Türkiye iklim krizi ile mücadele için güçlü hedefler belirlemeli’ diyorsan; net sıfır karbon bir gelecek için kampanya başlatmak, değişim yaratmak istiyorsan; daha çok insana iklim krizini anlatmak ve onları da çözümün bir parçası olmaya teşvik etmek istiyor ama nereden başlayacağını bilemiyorsan, seni Değişim Elçisi olmaya bekliyoruz! Programı tamamladığında, ‘Değişim Elçisi’ üniversite temsilcisi olacaksın ve iklim alanında etki yaratmaya daha donanımlı ve güçlenmiş bir şekilde devam edebileceksin” sözlerine de yer verildi. HIZLA YOLA KOYULACAĞIZ “Öncelikle aynı amaç için bir araya gelmiş bir topluluk olacağız” denilen metinde, “İhtiyaçlarımızı birlikte belirleyecek ve hızla yola koyulacağız. Katılanlar için Change.org tarafındaki ‘İklim Kampanyacılığı & Savunuculuğu’ deneyimlerimizi aktardığımız kapsamlı eğitimler düzenleyeceğiz. Bu oturumlara 18 Kasım, 25 Kasım ve 2 Aralık Cumartesi tarihlerinde çevrimiçi (Zoom'dan) katılacaksın. Her oturum 2,5 saat sürecek. Eğitimlerin ardından bir kampanya tasarlayacak, başlatacak ve Ocak- Mart aralığında yürüteceksin. Mart'ta da talebini karar alıcıya ulaştıracaksın. Bu sürecin her aşamasında bizler sana destek olacağız. Burada edindiğin kampanyacılık & savunuculuk deneyimi ile kendi üniversitende yeni topluluklar oluşturabileceksin. Bu süre zarfında kendi üniversitenden en az 10 kişiye burada öğrendiklerini ve yaptıklarını aktaracaksın. Programı tamamladığında, bir ‘Değişim Elçisi’ olarak, net sıfır karbon bir gelecek için etki yaratmaya devam edecek ve her 6 ayda bir gönderdiğimiz Etki & Değerlendirme formlarını doldurup Değişim Elçisi ünvanını koruyacaksın” bilgisi paylaşıldı. KİMLER KATILABİLİR? İklim kriziyle mücadele ve karbonsuz bir gelecek için etki yaratmak isteyen, daha önce Change.org İklim ekibi tarafından düzenlenen eğitimlerinden herhangi birine katılmamış üniversite öğrencisi gençler katılabilir. Programın ilk pilot uygulaması farklı şehir ve üniversitelerden, cinsiyet dengesini ve eşit dağılımı gözeterek, dezavantajlı bölgelere öncelik vererek 10 genç ile gerçekleştirilecek. Birlikte etki yaratmak, karbonsuz bir gelecek için çalışan bir topluluğa dahil olmak istiyorsan başvuru formu seni bekliyor!  Başvuru için son gün, 5 Kasım Pazar, 15.00! Öte yandan, başvuru formunu doldurmanın yanında, bir video çekip ekiple paylaşman gerekiyor. Başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz: https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSekch9CUmM-_KVLX36o4IfEwCxYQQBZEvRooURowl5Nv5nJEw/viewform BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.