TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kurak günler

kurak günler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kurak günler haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yakın açıdan linç kültürü: Karanlık Gece Haber

Yakın açıdan linç kültürü: Karanlık Gece

59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü alan, Özcan Alper’in senaryosunu yazar Murat Uyurkulak’la birlikte kaleme aldığı ‘Karanlık Gece’ (2022) filmi, Netflix aracılığıyla geçen hafta yeniden izleyiciyle buluştu. Film, Türkiye Netflix’inde en çok izlenen filmler sıralamasında kısa sürede birinci sıraya otururken, Alper’in önceki filmleriyle örtüşen bir şekilde politik bir temanın etrafında dolaşıyor. FİLME DAİR Bir dağ kasabasında yaşayan İshak, amatör olarak müzikle ilgilenen genç bir adamdır. Farklı hayalleri olan beş arkadaşıyla büyüyen İshak, köyün genç kızı Sultan’a gönlünü kaptırır. Ancak genç adam, Sultan’a hislerini söyleyemez. Bir gün Ali adında yakışıklı genç bir adam, İshak’ın yaşadığı köye memur olarak atanır. Onun köydeki varlığı İshak’ın kıskançlığa kapılmasına neden olur. Bir süre sonra Ali aniden ortadan kaybolur. Köyde Ali’nin av sırasında kaybolduğu söylentileri çıkar. Ali gerçekten avda mı kaybolmuştur, yoksa onun kaybolmasının İshak ve arkadaşlarıyla bir ilgisi var mıdır? Öte yandan, Berkay Ateş, Cem Yiğit Üzümoğlu, Pınar Deniz, Taner Birsel ve Sibel Kekili’nin rol aldığı 2022 yapımı film, son yıllarda acı bir Türkiye gerçeğine dönüşen linç meselesini de etraflıca ele alıyor. Bu nedenle film, kartopu oynadığı için öldürülen gazeteci Nuh Köklü’ye adandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Netflix en iyi komedi dizileri

Kurak günler: “Sıcak kış normalimiz olacak!” Haber

Kurak günler: “Sıcak kış normalimiz olacak!”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye de kurak bir yazın ardından kurak kışla sınanıyor. Bu yıl kış mevsimi normalin üzerinde hava sıcaklıklarıyla ılık seyrediyor. Uzmanlar, yaşanan bu olağan dışı hava durumunda iklim değişikliğinin etkisinin olduğuna dikkati çekerken, düzensiz yağış rejimi ve kar yağmamasının tehlikeleri karşısında da uyarılarda bulunuyor. Isınan atmosfer nedeniyle yağışların ancak yağmur olarak yeryüzüne inebildiğini ve kar yağışlarındaki azalmanın önümüzdeki yıllarda da süreceğini dile getiren İklim Bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, yağışların çok az olmasının kuraklığı daha da şiddetlendirdiğini vurguladı. Mevcut su kaynaklarının korunması için çağrı yapan Prof. Dr. Türkeş, tarımsal rekoltede ciddi azalmalar yaşanabileceğine dair uyarılarda bulundu: “Sıcak kışlar artık normalimiz olacak. İklim değişikliği gerçeğini dikkate alarak yaşamak, tüm sektörlerde ve bireysel olarak artık en önemli görevlerimizden biri...” 2021 KURAKLIĞINA BENZER BİR DURUM İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin birçok değişikliğe yol açtığını hatırlatan Prof. Dr. Türkeş, önümüzdeki dönemde çok daha şiddetli ve uzun süreli kuraklıkların yaşanabileceğini belirterek, “Uzun sıcak ve kurak yaz mevsiminden sonra sonbahar ayları da ne yazık ki uzun süreli ortalamadan daha sıcak ve kurak geçti. Aralık ayında Türkiye bir yağış aldı, kış geldi diye sevindik. Fakat yaklaşık 15 günlük yağışlı ve serin periyottan sonra tıpkı sonbaharın diğer aylarında olduğu gibi yine hava sıcaklıkları uzun süreli ortalamalardan yüksek. Batı Avrupa’da 3-4 hafta önce bu mevsimler açısından 5-7 santigrat derece daha sıcak günler de yaşandı. Bizde de en azından ocak ayı açıkçası sıcak ocak aylarından biri olarak kayıtlara geçecek. 2021 kuraklığına benzer bir durum, Türkiye’de yeniden hem yüksek hava sıcaklıkları hem de uzun süreli ortalamadan düşük yağışlar yani yeni bir kuraklık olayı olarak karşımıza çıktı. Uzun süreli kuraklıklar açısından Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu ve Doğu Akdeniz’de, 2021’den günümüze kuraklık devam ediyordu. Türkiye’nin kuzey batısında çok şiddetli ve olağanüstü kurak koşullar yeniden etkili oldu. Örneğin son 3 aya baktığımızda Doğu Anadolu’da kurak koşullar devam ediyor, İç Anadolu’nun büyük bir bölümü, Doğu Akdeniz, ağırlıklı olarak da Kuzey Ege ve Marmara’nın tamamında kuraklık etkili oluyor. Neredeyse İzmir’in kuzeyine kadar olan bir bölgede çok şiddetli ve olağandışı kuraklı etkili olmayı sürdürüyor” dedi. YAĞIŞLAR KAR OLARAK DÜŞEMİYOR Küresel ısınmanın etkisi sonucunda yağışların ancak yağmur olarak yeryüzüne inebildiğini dile getiren Prof. Dr. Türkeş, “Daha sıcak bir dünyada artık yağışlar eskisi gibi kar yağışı olarak düşemiyor. Bir bütün halinde dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de, kar yağışlarının sıklığında, karla kaplı gün sayısında ve kar kalınlığında bir azalma var. Yani kar yağışları azalıyor, bu gözlenen bir değişim. Bu yılki gibi daha sıcak ve kurak koşullarda hemen hemen hiç kar yağmıyor, sadece çok yüksek dağlık alanlarda... Geçen hafta Erzurum’a biraz kar yağdı, insanlar mutlu oldu. Kar yağışı yok çünkü atmosfer artık daha sıcak; kış döneminde bile atmosferde kar olarak başlayan yağış yeryüzü sıcak olduğu için kar olarak düşemiyor. Düşse bile yerde kalış süresi çok az. Dolayısıyla kuraklıktan bağımsız kar yağışlarındaki azalma önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Bu, daha sıcak ve kurak bir dünyada dağlık alanlar ve yüksek yaylalar da daha az kar, baharda daha az kar erimesi ve daha az su kaynağı demek. Hem toprak ve nemi açısından, akarsular açısından ve kentlerin içme ve kullanma suyu olan baraj ve göletlerde daha az su birikeceği anlamına geliyor. Bu durum kuraklığı daha da şiddetlendiriyor. Sıcak kışlar artık normalimiz olacak” ifadelerini kullandı. KURAKLIK SIKLIK VE ŞİDDETİ ARTACAK Geçmişe göre yağışların çok az olmasının kuraklığı daha da şiddetlendirdiğini söyleyen Prof. Dr. Türkeş, “Şanslıyız hala kış mevsimimiz var ama dünya bir bütün halinde ısınıyor. En fazla ısınma yılın sıcak döneminde ama kışlarımız da ısınmaya başladı. Ama bu şu anlama gelmiyor... Yine çok soğuk ve yağışlı kışlarımız da olacaktır. Ama ana eğilim daha kurak ve sıcak Türkiye’ye doğru... Yaz sıcaklıkları da bugünkünden çok daha sıcak olacak. Dolayısıyla yılın soğuk dönemi daha kurak ve ılık, yılın sıcak döneminin ise daha sıcak, sıcak hava dalgalarının daha sık, uzun ve şiddetli olduğu ama yağışların da daha şiddetli olduğu bir Türkiye’yi gelecekte göreceğiz. Bunun ipuçları Akdeniz’in pek çok bölgesinde ve Türkiye’de var. Gelecekte orta ve kötümser iklim modelleri Akdeniz Havzası’nda ve Türkiye bölgesinde günümüzden yaklaşık 5-7 santigrat derece yılın sıcak döneminde daha sıcak koşulların olabileceğini, başta kış mevsimi olmak üzere Karadeniz dışında yağışlarda çok kuvvetli azalmalar olacağını gösteriyor. Kuraklık açısından da gelecekte Türkiye ve bölgesinin kuraklık sıklık ve şiddetinin artacağını görüyoruz” ifadelerini kullandı. TARIMSAL REKOLTE AZALABİLİR Kuraklığın gölgesinde mevcut su kaynaklarının korunması için çağrı yapan Prof. Dr. Türkeş, tarımsal rekoltede ise ciddi azalmaların yaşanabileceğine dair şu uyarılarda bulundu: “Sıcaklıklar ne yazık ki hem uzun süreli gözlenen eğilimler açısından hem de mevsimlik tahminlere baktığınızda önümüzdeki aylarda da hava sıcaklıklarının uzun süreli ortalamalardan daha yüksek yani en az 1,5-2 ila 3-4 santigrat derece daha yüksek olabileceğini söyleyebiliriz. Bu da buharlaşma ve terlemeyi artırdığı için kuraklığı daha da şiddetlendiriyor. Bu yüzden özellikle büyük kentlerde, tarım havzalarında, orman ekosistemlerinde, büyük ovalarda, barajları, göletleri, ekosistemleri besleyen nehir havzalarının, su toplama havzalarının korunması ve oradaki her bir damlanın etkili yağışa dönüşebilmesi için oralardaki yapılaşmanın, mega yapıların, asfalt, beton ağırlığının giderek azaltılması, bu havzaların korunması gerekiyor. Yoksa iklim değişikliği koşullarında her kurak olay şimdi olduğu gibi bizi ciddi derecede vurabilir. Tarımsal rekoltede ciddi azalmalar olabilir. En son 2021 yılında yaşamıştık, bu yıl da tahıllarda olabilir en azından buğday ve arpada... Yani iklim değişikliği gerçeğini dikkate alarak yaşamak, tüm sektörlerde ve bireysel olarak artık bizim en önemli görevlerimizden biri. Yaşam tarzımızı değiştirmemiz gerekiyor.”

Ege’de Kurak Günler:  Yağış yok, üretici tedirgin! Haber

Ege’de Kurak Günler: Yağış yok, üretici tedirgin!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Tüm dünyayı kasıp kavuran küresel iklim krizi, ülkemizde de güçlü etkisini her geçen gün daha çok hissettiriyor. Öyle ki kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde kurak gün sayısı yaz mevsimini aratmıyor. Bu durum en çok da tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Ekilmesi gereken ürünler ya geç ekildi ya ürün deseni değişti ya da hiç ekilmedi. İzmir’de bölgesini ve Türkiye tarımına ciddi katkılar sunan Menemen Ovası, Küçük ve Büyük Menderes havzalarında üretim yapan üreticilerin temsilcileriyle yaşanan kurak günleri konuştuk. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Çakıcı da konunun bilimsel boyutunu ele aldı. EGE’DE KURAK GÜN SAYISI FAZLA Ege Bölgesi’nde kurak gün sayısının diğer bölgelere göre daha fazla olduğunu dile getiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çakıcı, “Aralık’ın son günleri, ocak ayının ilk günleri yağışların olmaması bence olağan bir durum. Genelde bu dönemlerde yağış olmuyor. Ancak bir önemli sıkıntı da havaların soğumaması, bu da büyük sıkıntı. Havalar hala ılıman gidiyor. Geçen yıl bile bu seneden daha soğuktu. Gerek Küçük Menderes Havzası gerekse Gediz Havzası’nda kurak gün sayısında artış var. Bu kurak gün sayısı Ege Bölgesi’nde diğer bölgelere göre fazla. Küçük Menderes Havzası örneğinde genel olarak özellikle Ardışık Kurak Gün Sayısı değerleri 99 gün ile 75 olan Türkiye ortalamasının çok üzerinde tespit edilmiştir. Su veri tabanından elde edilen bilgilere göre havzada toplam yağış değerleri Türkiye ortalamasının üzerindedir. Toplam yağış değerleri gibi şiddetli yağışlı gün sayısı değerleri de 16 gün olan Türkiye ortalamasının üzerinde gün olarak belirlenmiştir. Değerlendirme sonuçlarına göre Küçük Menderes Havzası’nda tüm model ve senaryolar dikkate alındığında, sıcaklıklarda 2030 yılına kadar 1.1°C, Toplam yağış projeksiyonlarının genel sonuçlarına göre ise yağışta öngörülen azalmaların şiddetlendiği ve yüzde 25 oranında azalma beklenebileceği görülmektedir. Havzadaki yağış eksikliği değerlerinin kıyıdan içerilere sokuldukça artma eğiliminde olduğu hesaplanmıştır” değerlendirmelerinde bulundu. MENEMN OVASI’NDA ÇİFT ÜRÜN DÖNEMİ BİTTİ Çiftçi olarak kendi başlarına önlem almaya çalıştıklarını ancak devletin kuraklıkla ilgili farkındalığının yüksek olmadığını belirten Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, Menemen Ovası’nda artık tek ürünün ekilmeye başlandığını söyledi. Karagöl, “Uzmanların uzun süredir dile getirdiği ve bizim de bizzat yaşadığımız bir iklim krizi var. Ben bir çiftçi olarak kendi çapımda önlem almaya, ziraat odası başkanı olarak da insanları uyarmayı kendime görev bildim. Ama devletimiz bu konunun hala farkında değil. Çünkü Göl Marmara tamamen kurudu, Bafa Gölü çekildi, Van Gölü’nde eski yapılaşmalar ortaya çıktı. Bunlar gibi birçok örnek önümüzde duruyor. Ben sadece Menemen gözünden bakmıyorum, Türkiye genelinde bir sıkıntı var. Yer altı sularını çekiyoruz, yeraltı suları ne kadar yetecek o da çok belirsiz. Bu yüzden dediğim gibi kendimizce önlem almaya çalışıyoruz. Mesela susuzluğa dayanıklı ürünlere dönüyoruz. Daha az su isteyebilen ürünleri araştırıyoruz. Şu an buğday, arpa gibi kışlık ürünler ekildi. Biz Menemen Ovası’nda ikinci ürünü mutlaka ekerdik, tarlalarımız hiç boş kalmazdı. Ama bunlar olmayacak, tek ürün ekip oturacağız. Öyle görünüyor” ifadelerine yer verdi. ISPANAK EKİMİNDE YÜZDE 50 DÜŞÜŞ Yağmursuzluk nedeniyle Menemen Ovası’nın gözde ürünü olan ıspanak üretiminde yüzde 50’lik bir düşüşün yaşandığına dikkat çeken Karagöl, “Bu kurak iklim şartlarında sulama suları olmadığı için yağmurla üretilebilecek kış ürünlerinin ürün desenleri değişiyor. Üreticilerin gelirleri düşüyor. Menemen’de eskiden 30 bin dönüm ıspanak dikiliyorsa, bugün 10-15 dönüm ekiliyor. Bu üründe kuraklıktan dolayı yaklaşık yüzde 50’lik bir azalma var. Bu da önlenemez bir şekilde gıdalardaki fiyatların artışını getiriyor. Menemen’deki çiftçilerimiz az su isteyen ürünler ekmeye başladılar. Bölgemize çok da yatırım yapıldı. 70 tane civarında pamuk toplama makinesi alındı. Bu makinler çok pahalı sadece zengin çiftçiler alabilir. Ancak Menemen’de bu sene o kadar pamuk ekilecek mi? Yani bu makineler üretim yapacak pamuk bulabilecek mi?” dedi. YERALTI SULARININ BESLENMESİ LAZIM Tire Ziraat Odası Başkanı Halil İbişoğlu da bölgesinde yaşanan kuraklıkla ilgili şu ifadelere yer verdi: “Küçük Menderes’in en büyük sorunu yeraltı suları. Yağmurlar da yağmayınca sıkıntımız katlanarak artıyor. Şu anda ekilen ürünlerimizde çok şükür bir sıkıntı yok. Ama bu durum bizi yaz döneminde etkileyecek. Eğer yağış azlığı bu şekilde devam ederse büyük sıkıntı yaşayacağız. Çünkü dediğim gibi bizim için yeraltı sularının beslenmesi çok önemli. Bu yüzden dağlara kar yağması lazım, yağmur yağması lazım. Gözeneklerin açılması için don-buz olması lazım.” KEMALPAŞA’DA TOHUMLAR BOŞA GİDECEK Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray ise “Bölgemizde şu an saha bitkilerinin ekimi gerçekleşti ama elbette yağmurun olmamasından dolayı özellikle buğday ekiminde problemler yaşanıyor. Bununla ilgili üreticilerimizle de bir araya geldik. Yaşadıkları susuzluk sorunlarını dinledik. Eğer önümüzdeki günlerde yağmur yağmazsa atılan bu tohumlar boşa gidecek. Yağmurların yağmaması yeraltı suların beslenmesini olumsuz etkiliyor. Bundan dolayı yazın sıkıntılarla tekrar karşı karşıya kalacağız” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.