TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kızamık

Kızamık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kızamık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzlenen politika salgına yol açar Haber

İzlenen politika salgına yol açar

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Kızamık Raporuna göre Türkiye son bir yılda 457 kızamık vakası ile hastalığın en çok görüldüğü üçüncü ülke oldu. Özellikle erken yaş grubunda yüksek ateş, deride dökülme, kızarıklık ve kaşıntı gibi semptomlar gösteren ve oldukça bulaşıcı olduğu bilinen bu hastalığın, son dönemlerde Türkiye’de bu denli artmasına sebep olarak ise düzensiz göçmen sorunu ve aşı karşıtlığı olduğu belirtildi. İzlenen yanlış politikalar sonrasında, yaşanan artışın nasıl durdurulacağına ilişkin açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doktor Mustafa Torun, “Aşı reddi grubuna fazlaca iltifat edildi. Bir noktada bu duruma siyasetçiler tarafından da göz yumuldu. Aşı yaşamsaldır ve salgınların önüne geçer. Bu sebeple politikacılar tarafından aşı karşıtlığının önüne geçilmelidir. Türkiye’de kızamık virüsünün yaygın olarak görülmesinin en büyük sebeplerinden biri de denetimsiz göçmenler. O yüzden ülkemizde göçmen politikası kesinlikle değiştirilmelidir” diye konuştu. AŞI KARŞITLIĞININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ Torun, kızamık virüsünün son zamanlarda Türkiye’de fazlaca görülmesinin sebeplerine değinerek “Kızamık solunum ve damlacık yoluyla bulaşan döküntülü bir virüstür. Daha çok çocuk yaş grubunda görülen bir hastalıktır. Kuluçka süresi 10 ila 14 gündür ve en büyük belirtisi ise yüksek ateştir. Ayrıca son derece bulaşıcı olan bu hastalığın ülkemizde bu denli yaygın olmasının 5 sebebi vardır. Bunların ilki özellikle pandemiyle birlikte artan aşı reddi grubu, çünkü bu dönemde aşı reddi grubuna fazlaca iltifat edildi. Bir noktada bu duruma siyasetçiler tarafından da göz yumuldu. Bu kişilerin toplantı yapmalarına, basını kullanmalarına ve düşüncelerini bu şekilde yaymalarına izin verildi. Böylece toplumda şöyle bir algı da oluştu; aşı sanki bir grubun çıkarlarına hizmet ediyormuş gibi gösterildi. Halbuki öyle değildir. Aşı yaşamsaldır ve salgınların önüne geçer. Bu sebeple politikacılar tarafından aşı karşıtlığının önüne geçilmelidir. İkincisi ise aşının yan etkileri abartıldı. Her aşının bir yan etkisi vardır. Ancak bazı kişiler bu yan etkileri olduğundan büyük gösterdi. Bu da insanları aşıdan korkuttu. Üçüncüsü Türkiye’de sağlık ocağı sistemi bozulması. Dördüncüsüne sebep ise aşı eğitiminin aksaması. Yani önceleri anaokulundan başlayarak aşının sağlık açısından önemi vurgulanırken şimdilerde bunu göremiyoruz. Son olarak ise en önemli maddelerden biri olan ülkeye dışarıdan denetimsiz göç gerçekleşmesidir” ifadelerini kullandı. DENETİMSİZ GÖÇMENLER Torun, Suriye’de medyana gelen iç savaş sonrasında ülkemize gerçekleşen göçlerin birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini vurguladı. Türkiye’nin bu yönde uyguladığı politikayı değiştirmemesi durumunda özellikle halk sağlığı açısından tehlikede olduğuna dikkat çeken Torun, “Türkiye yıllardır, Orta Doğu ülkelerinden çeşitli sebeplerle gelen düzensiz göçmeni ağırlıyor. Göçler denetimsiz yani kaçak yollarla gerçekleştiği için doğal olarak göçmenlere herhangi bir sağlık kontrolü yapılamıyor. Daha önce kızamık geçirip geçirmediklerini ya da aşılanıp aşılanmadıklarını bilemiyoruz. Bizim hekim olarak gözlemlerimiz çerçevesinde, göçmelerde kızamık olgularının daha çok olduğunu biliyoruz. Yani Türkiye’de kızamık virüsünün yaygın olarak görülmesinin en büyük sebeplerinden biri de denetimsiz göçmenler. O yüzden ülkemizde göçmen politikası kesinlikle değiştirilmelidir” şeklinde konuştu. KIZAMIK YOKSULLUK GÖSTERGESİ Salgınların önlenmesi için aşılamanın önüne geçen engellerin tam anlamıyla kaldırılması gerektiğini söyleyen Torun, kızamığa yakalanmanın yoksullukla da bağlantısı olduğuna değindiği konuşmasında “Kızamık virüsü genel olarak Türkiye’nin taşralarında, kent varoşlarında karşımıza çıkar. Çünkü kızamık bir bakıma yoksulluk göstergesidir. O yerlerde gelir düzeyi düşük, düzenli sağlık kontrolü yaptıramayan, genel olarak eğitim düzeyi düşük olan ve göçmenlerin konaklaması sebebiyle salgın hastalıklar oldukça fazladır. Bu tarz hastalıkların yayılmaması için kızamık aşısı ülke geneline mutlaka yapılmalıdır. Aşının en ücra yerlerde bile yapıldığından emin olunmalıdır” açıklamasında bulundu.

Kızamık salgını yeniden mi başladı? Haber

Kızamık salgını yeniden mi başladı?

Yıllar sonra yeniden ortaya çıkan kızamık salgınının nedenine dair ortaya birçok fikir atıldı. Yayılan bulaşıcı hastalıkların düzensiz göçmenlerle bağlantılı olduğu iddiaları, kızamık ile ilgili birçok soruyu da beraberinde getirdi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Seval Alkoy, kızamık salgınının neden tekrar başladığını açıkladı. Kızamığın, grip benzeri semptomlarla başlayıp, ciltte kırmızı renkli yaygın döküntüler ile seyreden ağır komplikasyonlara ve ölümlere yol açabilen viral bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Alkoy, kızamık tedavisinde aşının önemine dikkati çekti. 2021 yılında dünyada, aşıya erişemeyen veya aşılatılmayan 128 bin beş yaş altı çocuğun kızamık nedeni ile yaşamını yitirdiğini aktaran Doç. Dr. Alkoy, kızamığın her bin olgudan en az beşinin ölümüne yol açabilen, ölümcül seyredebilen bir hastalık olduğunu söyledi. “KIZAMIK SALGINI OCAK 2023’TE BAŞLADI” Sağlık Bakanlığı’nın kızamık verilerini Türkiye’deki ilgili taraflarla ve halkla paylaşmadığını belirten Doç. Dr. Alkoy, “Ancak Bakanlık, kabul etiği Uluslararası Sağlık Tüzüğüne göre bu verileri Dünya Sağlık Örgütü’ne vermek zorunda. Dünya Sağlık Örgütü’nün konu hakkındaki elektronik kaynakları incelenerek bu verilere erişmek, olgu sayıları hakkında bilgi sahibi olmak mümkün. Kızamık verilerine göre, salgının başladığı Ocak 2023’de 193 olan aylık olgu sayısı istikrarlı bir artış ile Haziran 2023’de 782’ye ulaşmış. Buna göre Ocak 2023’de Türkiye’de yeni bir kızamık salgını başladığını söylemek doğru olacaktır” dedi. Salgının tekrar başlamasında COVID-19 pandemisi ve şubat ayında yaşanan depremlerin etkisine de değinen Doç. Dr. Alkoy, pandemi döneminde aşılama başta olmak üzere pek çok sağlık hizmetinin yürütülmesinde de eksikler ve aksaklıkların ortaya çıktığını söyledi. Şubat depremlerinde hem sağlık hizmeti sunan insan gücünde kayıplar meydana geldiğini hem de hizmet verilen binalar ve ekipmanın kullanılamaz hale geldiğini dile getiren Doç. Dr. Alkoy, bu durumun aşılamayı da içeren temel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesini aksattığına dikkati çekti. “KIZAMIK SALGINI GÖÇMENLERİN DEĞİL, AŞISIZLARIN SALGINI” Kızamık salgınıyla düzensiz göçmenler arasındaki ilişkiye değinen Doç. Dr. Alkoy, düzensiz göçmenlerin ikamet ettikleri yerlerin çoğu zaman kesin olarak bilinememesi sebebiyle bu kişilerin temel sağlık hizmetlerine erişip erişemediği konusunda net bilgiler olmadığının altını çizdi. Doç. Dr. Alkoy, “Ancak bu duyarlı grupları salgının kaynağı olarak göstermek, böyle bir ayrım yapmak yanlış olacaktır. Çünkü salgın, ister Türkiye vatandaşı isterse düzensiz göçmen olsun, aşısız ya da eksik aşılıların salgınıdır” dedi. Aşı karşıtı kişilerin kızamık gibi salgın hastalıkların yayılmasındaki payına dikkat çeken Alkoy, “Avrupa ülkelerinde 2008’den beri görülen salgınlarda, özellikle dini konularda kendi içine dönük-kapalı, aşıya dirençli bazı gruplarda olguların kümelendiği ve salgından özellikle etkilendikleri saptanmıştır. Ülkemizde çocukluk çağı aşı programında yer alan aşılara ilişkin kararsızlık ve direnç henüz salgınlar oluşturacak yaygınlıkta olamamakla birlikte, yine de bu gruplar mevcut salgınların yayılmasında rol oynayabilir” ifadelerini kullandı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kovid biçim değiştirdi: Eris varyantı kapıda!

Uzmanlar uyardı: Kızamıktan korunmak için aşı şart Haber

Uzmanlar uyardı: Kızamıktan korunmak için aşı şart

Artan kızamık vakalarıyla birlikte hastalığın belirtileri, tedavisi, aşısı gibi konular merak uyandırdı. Konuyla ilgili açıklama yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, kızamığın hafife alınmamasını gerektiğini ve hastalıktan korunmada en etkili yolun toplumun en az yüzde 95’inin aşılanması olduğunu söylüyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, kızamık hastalığı hakkında bilgi verdi. Mamçu kızamığa sebep olan virüs hakkında şunları söyledi: “Kızamık, Paramyxoviridae ailesinden, zarflı, tek parçalı RNA’ya sahip bir virüsün neden olduğu döküntülü bir hastalıktır. Virüs çok bulaşıcıdır ve hava yolu ile bulaşır. Bu virüs, aşılanmamış topluluklarda dahi 2 ya da 3 yılda bir salgın yapar.” BELİRTİLERE DİKKAT! Hastalık belirtilerinin virüs bulaştıktan sonra yaklaşık 8 ila 12 gün sonra ortaya çıktığını belirten Mamçu, “Burun akıntısı, hapşırma ve öksürük gibi soğuk algınlığı belirtileri ile 40 dereceye varabilen yüksek ateş ve halsizlik kızamığın ilk belirtilerdir. Kuru öksürük, boğaz ağrısı, gözlerde kızarıklık ve ışığa duyarlılık ile ağız içinde küçük grimsi beyaz lekeler görülebilir. Yüz ve alından başlayıp vücuda yayılan, birleşme eğiliminde, başlangıçta pembe olup 3-4 gün sonra kahverengileşen, 6-7 gün sonra da hafif pullanarak solan tipik bir döküntüsü vardır. Döküntüler yaklaşık 4 gün kadar devam eder ve hafif bir soyulma ile başladığı gibi yukarıdan aşağıya doğru solarak kaybolur. Döküntülerin solmasıyla birlikte hastanın da ateşi düşer. Yüksek ateş, beslenmenin bozulması, ishal veya kusma ile aşırı sıvı kabı veya komplikasyon gelişmesi durumlarında mutlaka bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır.” açıklamasında bulundu. HASTALIĞIN ÖZEL BİR TEDAVİSİ BULUNMUYOR Kızamığın özel bir tedavisinin olmadığının altını çizen Mamçu, “Hastanın kaybettiği sıvıyı yerine koymak, ateş ve ağrısını gidermek, gerekirse solunum desteği vermek önemlidir. Eksiklik durumlarında destekleyici olarak A vitamini verilebilir. Kızamık çok bulaşıcı olduğundan hastanın izole edilmesi, maske kullanılması ve risk gruplarından uzak tutulması özellikle çok önemlidir.” dedi. EN ÇOK KÜÇÜK ÇOCUKLARDA GÖRÜLÜYOR Mamçu, “Kızamık küçük çocuklarda yaygın olmakla birlikte aşılama yapılmayan veya daha önce kızamık geçirmemiş yetişkinlerde de görülebilir. Bağışıklığı baskılanmış kişiler, gebeler, çok küçükler veya yaşlılar, A vitamini eksikliği ve beslenme yetersizliği olanlar hastalık açısından risk grubundadır. Bu kişilerde kızamık daha ağır seyreder ve ölümcül olabilir.” diye konuştu. BAŞKA HASTALIKLARA DA NEDEN OLABİLİR Kızamığın başka hastalıklara da yol açabileceğini vurgulayan Mamçu, “Orta kulak iltihabı, zatürre, ishal, kalp kası iltihabı, gözde keratit, beyin zarı iltihabı gibi sorunlar en sık görülen komplikasyonlardır. Özellikle zatürre, ölümlerin yüzde 90 nedenidir. Daha seyrek olarak 7 ila 10 yıl sonra başlayan ve beyin fonksiyonlarını bozan SSPE (subakut sklerozan panensefalit) hastalığına da neden olabilir.” dedi. KIZAMIKTAN KORUNMADA EN ETKİLİ YOL TOPLUMUN EN AZ YÜZDE 95’İNİN AŞILANMASI Aşının hastalıkları ve ölümleri engellemenin en basit yolu olduğunun altını çizen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Kızamık hastalığı, 1980’de yaygın aşılama başlamadan önce, dünya çapında her yıl tahmini 2,6 milyon ölüme neden olurken hızlandırılmış küresel aşılama programları ölümlerin azaltılmasında büyük bir etkiye sahip olmuş, bu sayı 2011’de yılda 158 bine gerilemiştir.” dedi. Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi için toplumun yüzde 92-95'inin kızamık içeren bir aşı ile aşılanması gerektiğini vurgulayan Mamçu sözlerini şöyle tamamladı: “Yeryüzünde kızamık virüsünün dolaşımı devam ettikçe, toplumun yüzde 100’ü aşılanmış olsa bile, uzun aralıklarla da olsa, kızamık salgınları görülecektir. Ayrıca hastalığı geçirmesine veya aşılanmış olmasına rağmen bağışıklık yanıtı gelişmemiş kişiler hastalığa tekrar yakalanabilirler. Bu yüzden kızamıktan korunmak için alınabilecek en etkili önlem toplumun en az yüzde 95’inin aşılanmasıdır.” BÜLTEN 

Viral hastalıklar coştu: Kızamık ve Zona’ya dikkat Haber

Viral hastalıklar coştu: Kızamık ve Zona’ya dikkat

3 yıl süren Kovid-19 salgınının netleşmeye başlayan etkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Şevket Özkaya, özellikle Kovid-19 dışı viral hastalıklarda artış yaşandığına dikkat çekti. Özkaya, “İlk olarak herpes virüslerinin neden olduğu zona hastalarında belirgin bir artış var” dedi. "MESAFE VE HİJYEN KURALLARINA ÖZEN GÖSTERİN" Kovid-19’un, diğer virüs, bakteri ve kanser hastalarının olağan semptomlarında hatta hastalığın seyrine dair ne tür değişikliklere neden olduğu merak konusuydu. Şimdi bunların yavaş yavaş belirginleşmeye başladığını ifade eden Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr Şevket Özkaya, özellikle Kovid-19 dışı viral hastalıklarda artış yaşandığına dikkat çekti. İlk olarak herpes virüslerinin neden olduğu zona hastalarında belirgin bir artışın görüldüğü bilgisini veren Prof. Dr. Şevket Özkaya, Zona’nın hafif semptomatik geçirilen bir hastalık olmakla birlikte önümüzdeki günlerde ortaya çıkabilecek diğer virüslere bağlı olarak, karşılaşabileceğimiz rahatsızlıklara karşı önlem alınmasını tavsiye etti. Özkaya, “Sadece Kovid-19 için değil, tüm viral ve bulaşıcı hastalıklar için mesafe ve hijyen kurallarına özen göstermemiz gerekiyor” diye konuştu. "KIZAMIK KORONAVİRÜS'E GÖRE DAHA BULAŞICI" Kızamığın ise halkımızın en iyi bildiği çocukluk hastalıklarından biri olduğuna değinerek sözlerine devam eden Özkaya, “Nadiren de olsa özellikle 1 yaş altında çocuklarda beyin, kalp ve/veya akciğer komplikasyonlarına bağlı ölümcül olabiliyor” dedi. Daha çok çocukluk çağında görülen kızamık hastalığının, korona virüse göre 5-6 kat daha bulaşıcı olma özelliği taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Özkaya’ya göre, son dönemde Türkiye'de salgın haline dönüşen ve pek çok vakanın duyurulduğu kızamık için alınabilecek önlemlerin başında aşı geliyor. Aşılı olunmadığında ise özellikle gebelere ve bağışıklığı düşük kişilere kolayca bulaşabiliyor ve riskli durumlara sebebiyet verebiliyor. "SOLUMA VE TEMAS YOLUYLA BULAŞIYOR" Özkaya, yüksek ateş ve halsizlikle kendini gösteren kızamığın, enfekte olmuş kişilerin öksürmesi, hapşırması veya konuşması esnasında yayılan damlacıkların solunması ya da bu kişilerin kullandığı nesnelere temas edilmesiyle bulaştığını hatırlattı. Kızamık hastalığının kesin bir tedavi yöntemi bulunmamakla birlikte bazı semptomatik şikayetlere yönelik tedaviler uygulanabildiğini kaydeden Özkaya, “Her ne kadar sayılar artsa da halkımızın paniğe sevk edecek, ölümcül bir salgın beklemiyoruz. Kızamık ülkemizde en iyi bilinen ve Sağlık Bakanlığımızın hem aşılama konusunda hem de özellikle çocukluk çağı viral hastalıkları takibinde en hassas davrandığı konulardır. Kızamık vakalarının artmasına rağmen hayatı tehdit eden bir tablo yoktur, sadece iş gücü kaybı oluşturduğu için halkımızın kontrollü sosyal hayata dikkat etmelerini öneriyoruz” dedi. İHA

Vakalar artıyor...Kızamık salgınına dikkat! Haber

Vakalar artıyor...Kızamık salgınına dikkat!

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları-Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Sivaslı, son dönemde kızamık vakalarında artış olduğuna dikkat çekti. Hastalıktan korunmak için aşılanmanın önemli olduğunu belirten Dr. Sivaslı, bu hastalığa karşı yüzde 99 oranında koruma sağlayan aşının çocukluk çağında yaptırılması gerektiğini dile getirdi. Son yıllarda kızamık vakalarında artış gözlendiğini ve hastalığını bulaşıcı olduğunu vurgulayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları - Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Sivaslı, hastalık süreci ile ilgili şu bilgileri verdi; “Kızamık, daha çok çocukluk çağında geçirilen, ateşli, döküntülü, komplikasyonları ve istenmeyen etkileri olabilen, ölüme ve salgına yol açabilen viral enfeksiyondur. Tüm dünyada görülen ve son derece bulaşıcı bir hastalık olan kızamık, akut gelişir ve ciltte döküntülere yol açar. Havadaki damlacıklar aracılığıyla kişiden kişiye bulaşan hastalığın kuluçka dönemi 10 ila 14 gün arasında değişmektedir. Genellikle çocukluk çağında görülen hastalık, hastalığı geçirmemiş ve aşılanmamış yetişkinlerde de görülebilir. Başlangıçta basit bir üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer belirtilerle ortaya çıkan hastalık, kişinin ense ve yüz bölgesinden başlayarak vücuda yayılan kırmızı renkli döküntülerle kendini gösterir. Yüksek ateşin 5 günden fazla sürmesi, kızamığa bağlı olarak zatürre ya da orta kulak iltihabı gibi farklı komplikasyonların geliştiğini gösterebilir. Kızamık bulaşıcı bir hastalıktır ve ancak aşıyla önlenebilmesi mümkündür. Aşılamanın ilk dozu, bebek henüz 9 aylıkken yapılır. Ancak tek doz bağışıklığın kazanılması için yeterli değildir. Bağışıklık kazanılması için en az 2 doz aşı yapılması gerekir.” Aşının yan etkisi yok Kızamık hastalığının en büyük risk faktörünün, aşısızlık olduğunu belirten Prof. Dr. Sivaslı, “Tüm dünyada ve Türkiye'de kızamık aşısının yıllardan beri yapıldığını ve yan etkilerinin yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Kızamık hastalığının pek çok farklı sağlık sorununa yol açabileceği konusunda aileleri uyaran Prof. Dr. Sivaslı, “Eğer çocuğunuza henüz kızamık aşısı yaptırmadıysanız, en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak, aşılama yaptırıp kızamıktan korunabilirsiniz” dedi. İHA

Tabip Odası’ndan Koca’ya ‘kızamık’ çağrısı Haber

Tabip Odası’ndan Koca’ya ‘kızamık’ çağrısı

ŞÜKRAN ŞEYMANUR ARSLAN Son günlerde sağlık alanında en çok konuşulan konulardan biri olan kızamık konusunda vaka sayılarındaki artış dikkat çekerken halktaki tedirginlik de devam ediyor. Kızamığa bağlı ölüm iddialarının da gündeme gelmesinin ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bugün bir açıklama yaparak iddiaları yalanladı ve “Kaygı uyandıran 'kızamığa bağlı ölüm' iddiaları asılsızdır. Ülkemizde kızamık vakalarına bağlı ölümler olduğu yönünde medyada yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Konuyla ilgili kaygı uyandıran iddialar asılsızdır” ifadelerini kullanırken vaka sayılarındaki artışı doğrulamıştı. Bakan Koca ayrıca aşılamanın önemine de dikkat çekerek ilk basamak sağlık hizmetini işaret etmişti. Öte yandan; Bakan Koca’nın açıklamasının ardından İzmir Tabip Odası’ndan konuya ilişkin değerlendire geldi. İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu adına Oda Genel Sekreteri Dr. F. Yüce Ayhan tarafından yapılan açıklamada kızamık konusunda yetkililerin şeffaf davranmadığı belirtilirken verilerin kamuoyuyla paylaşılması çağrısında bulunuldu. İZMİR’DE ÖLÜMLÜ VAKA BİLDİRİLMEDİ Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Son günlerde artan kızamık olguları üzerine yaptığımız açıklamaların farklı basın organlarında sadece bir yönüyle ele alınması ve Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca tarafından yapılan açıklamalar nedeniyle yeni bir değerlendirme yapma gereği duyduk. İzmir’de kızamık olgularında bir miktar artış bulunduğu gözlenmektedir. Meslektaşlarımızın paylaştığı gözlemler dışında elimizde sayısal veri bulunmamaktadır. Aşı ile önlenebilir bir çocukluk çağı hastalığı olan kızamık, bağışıklığı olmayan duyarlı topluluklarda ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir tehdit oluşturmaktadır. Şu ana dek İzmir özelinde ölümlü vaka bildirilmemiştir. AŞI REDDİ KİŞİSEL HAK OLMAMALIDIR Olguların kümelendiği toplulukların deprem sonrası ilk anda artan toplumsal hareketlilik ve birinci basamak sağlık hizmetlerindeki geçici aksamaya maruz kalan kesimler ve düzensiz göç nedeniyle ülkemizde yerleşmiş ancak birinci basamak hizmetlerine entegrasyonu sağlanmamış göçmenlerin olması beklenen bir durumdur. Bazı basın organlarında sorunun sebebi olarak sığınmacıların öne çıkarılması yanlış bir tutumdur. Sorunun kaynağı temel sağlık hizmetlerinden yararlanamayan kişilerin varlığıdır. Çözümün ise aşılama hizmetlerinin toplumun her kesimine hızla ulaştırılması, tüm kesimlerin temel sağlık hizmetlerinden eşit ve adil biçimde yararlandırılması olacağı açıktır.  Bir diğer sorun ise aşı reddinin bir hak olarak tanınmasıdır. Toplumsal etkileri nedeniyle aşı reddi kişisel haklar arasında kabul edilmemelidir. Aşı reddi nedeniyle ortaya çıkan olguların toplumun diğer bireyleri açısından bir tehdit oluşturması kaçınılmazdır.  Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca ülkemizde kızamık açısından bir sorun olmadığı açıklamasını yapmakla birlikte sayısal veri paylaşmamıştır. Beklentimiz kızamık olgu sayılarının ve aşılanma oranlarının uzmanlık dernekleri ve TTB ile şeffaf bir biçimde paylaşılmasıdır. Ayrıca bakanlığın aşı takvimine ilişkin tavsiye kararını standart uygulama haline getirmesi de uygun olacaktır.”  

Sağlık Bakanı Dr. Koca'dan kızamık açıklaması Haber

Sağlık Bakanı Dr. Koca'dan kızamık açıklaması

ŞÜKRAN ŞEYMANUR ARSLAN Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, kızamığa bağlı ölüm haberleri ile igili açıklamalarda bulundu. Sosyal medya hesabından, "Kaygı uyandıran 'kızamığa bağlı ölüm' iddiaları asılsızdır" başlıklı bir açıklama yayınlayan Dr. Koca, iddiaların asılsız olduğunu söyledi.  İşte Dr. Koca tarafından yapılan o açıklama:  "Ülkemizde kızamık vakalarına bağlı ölümler olduğu yönünde medyada yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Konuyla ilgili kaygı uyandıran iddialar asılsızdır. Bu açıklama, kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacından doğmuştur. Öncelikle şu önemli bilgiye dikkat çekmek istiyoruz: Kızamığa bağlı bir ölüm söz konusu değildir. Kızamığa bağlı olduğu veya olabileceği iddia edilen ölümün nedeni HIV/AIDS hastalığı kaynaklı multiorgan yetmezliğidir. Hasta 2015 doğumlu, yabancı uyrukludur. Bilindiği gibi, sağlık çalışanlarımızın ilgili programa bağlı olarak sürdürdüğü çalışmalar sonucunda ülkemizde kızamık hastalığı tamamen kontrol altına alınmıştı. Ancak, son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurtdışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında bir artış olduğu gerçektir. COVID-19 Pandemisi döneminde maalesef artış gösteren aşı reddi kampanyalarına rağmen, sağlık çalışanlarımızın çabaları sonucunda çocuklarımızın KKK-I aşı kapsayıcılığının ülke genelinde %95’in üzerinde tutulması sağlanmıştır. Aşılarının, aşı reddi nedeniyle yapılamadığı İzlem/Aşı Durumu Bilgilendirme Onam Formu ile bildirilen çocuk sayısının gittikçe azalması sevindiricidir. Türkiye’de bulunan yabancılar içinse ayrı aşı kapsayıcılığı hesaplanmaktadır. Bu oran KKK aşısı için %87 ile 92 arasında seyretmektedir. Bağışıklama Danışma Kurulumuzun önerisiyle 2019 yılından itibaren çocuklarımıza bir yaşından önce başlayarak üç doz kızamık aşısı uygulamaktayız. Bilimsel veriler, kızamık vakalarının görüldüğü dönemlerde aşı takvimine titizlikle uyulmasının yararına işaret etmektedir. Bu vesileyle vatandaşlarımızı çocuklarının sağlığı için aşı konusunda titiz davranmaya davet ediyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kızamık vakalarında artış olması üzerine ülkemizin çeşitli üniversitelerinde görevli bilim adamlarımızdan oluşan Bağışıklama Danışma Kurulu ve Kızamık Doğrulama Komitesinin aldığı kararlar doğrultusunda, İstanbul’dan başlayarak tüm illerimizde 2023 yılının Ocak ayından itibaren yoğun kontrol stratejileri uygulamaya konmuştur. Bu kontrol stratejileri çerçevesinde: · Tüm vakaların temaslıları (ev, okul, işyeri ve hastane) tespit edilmekte, temas sonrası profilaksi çalışmaları yürütülmekte ve temaslılar en uzun kuluçka süresi boyunca izlenmektedir. · Vaka görülen yerlerde saha çalışmaları ile aktif vaka aranmakta, tespit edilen eksik aşılı ve aşısız çocuklar saha ekiplerince aşılanmaktadır. · Özellikle toplu halde yaşanan yerlerde (geçici barınma merkezleri, geri gönderme merkezleri, yurtlar vb) güçlendirilmiş sürveyans çalışmaları ile gerekli taramalarla aktif vaka araştırması yapılmakta, aşısız ya da yaşına göre eksik aşılı kişilerin aşılanması sağlanmaktadır. · Sağlık kurumlarına şüpheli bir vaka başvurusu olması halinde triyaj ve izolasyon önlemlerinin güçlendirilmesi azami düzeye çıkartılmıştır. Sağlık çalışanlarının kızamığa karşı bağışık oldukları kanıtlanamıyorsa aşılanmaları sağlanmaktadır. · İl Sağlık Müdürlükleri tarafından belirlenen riskli bölgelerde evlere giderek aşılama çalışmaları yürütülmektedir. · Benzer şekilde asker aşılaması, turizm sektörü çalışanlarının ve havalimanlarında görev yapan personelin aşılaması çalışmaları yürütülmektedir. · Aile hekimlerimiz, kendilerine kayıtlı olan çocukların aşılanma durumlarını gözden geçirerek yaşına göre eksik aşılı olan tüm çocukların ivedilikle aşılanması konusunda uyarılmıştır. · Göçmen sağlığı merkezleri ve yabancı uyruklular polikliniğinden hizmet alan kişiler acilen değerlendirilip, yaşına göre eksik aşılı olan tüm çocukların ivedilikle aşılaması yapılmaktadır. Bağışıklama Danışma Kurulu’nun bu ay içinde yaptığı son toplantıda mevcut durum değerlendirilmiş, durumun stabil olduğu tespit edilmiş, buna rağmen çalışmaların aynı ciddiyet ile devam etmesi yönünde karar alınmıştır. Sağlık teşkilatımız bu konuda uluslararası normlar çerçevesinde gerekli tüm çalışmaları yapmaktadır. Kamuoyu yapılan açıklamanın vereceği emniyet duygusu içinde olmalı ve aşılanma için gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Saygılarımızla." Kaygı uyandıran “kızamığa bağlı ölüm” iddiaları asılsızdır Ülkemizde kızamık vakalarına bağlı ölümler olduğu yönünde medyada yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Konuyla ilgili kaygı uyandıran iddialar asılsızdır. Bu açıklama, kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacından… — Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) June 19, 2023

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.