TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kirlilik

kirlilik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kirlilik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir Körfezi’nde müsilaj şiddeti artıyor Video Galeri

İzmir Körfezi’nde müsilaj şiddeti artıyor

Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesinden emekli öğretim üyesi Erol Kesici, İzmir Körfezi'nde yıllardır inceleme yaptıklarını, önceki yıllarda da rastladıkları müsilajın bu yıl bazı kısımlarda yerel olarak şiddetini artırdığını söyledi. Körfezde kirlilik nedeniyle artan azot ve fosfatın, normalde oksijen ürettiği için faydalı deniz marulunun aşırı artmasına sebebiyet verdiğine işaret eden Kesici, aynı kirliliğin yine faydalı kırmızı su yosunlarının yeterince büyüyemeyip kopmasına ve deniz üzerini kaplamasına neden olduğunu, son günlerde İzmir Körfezi'nde kırmızı su yosunlarının geniş alanları kapladığını dile getirdi. "OKSİJEN SEVİYESİ 2 DÜZEYİNDE" Bu tür organizmaların sudaki oksijeni azaltarak canlılığı olumsuz etkilediğini, suyun üzerini kaplayarak ışığın su altına ulaşmasını engellediğini kaydeden Kesici, "Kırmızı su yosunlarının tamamen her tarafı kapladığını, bununla birlikte diğer su yosunlarıyla ve diğer kirlilikle birlikte pelteleşme olayı veyahut da salyalaşma olayı oluşturduğunu sahil boyunca belirledik. Yapmış olduğumuz araştırmalarda salyalaşmanın başladığını ve denizin dip çamuru dediğimiz kısımlarında peltemsi yapıların giderek arttığını ki bu çok büyük tehlike, orada bir ölü toprağı gibi yayıldığını görmekteyiz. Körfezin başlangıç kısmının olduğu yerde oksijen seviyelerinin 2 düzeyinde olduğunu, belirli noktalarda 1'e düştüğünü, çözünürlük olayının yani yukarıdan baktığımız zaman görünürlük oranının neredeyse sıfır olduğunu gördük. Oksijen miktarının en az beş olması gerekir ki o zaman yaşam olabilecektir" diye konuştu. Kesici, deniz marulu, kırmızı su yosunu ve sudaki diğer organizmaların salyalaşmasının, kentte özellikle temmuz ağustos aylarında yine şiddetli bir koku oluşturacağını belirtti. Önlem alınması için, İzmir Körfezi'nde daha çok su altında olan müsilajın su üzerine daha çok çıkmasının beklenmemesi gerektiğini dile getiren Kesici, şöyle devam etti: "Denizin kirliliği artık tamamen içini bırakın, yüzüne vurmuş bir durumda. Azot ve fosfat miktarı çok üst seviyelerde, denizlerde bulunmaması gereken seviyelerde. Arıtılmış, arıtılmamış evsel atıklar, tarımsal atıklar, sanayi atıkları, deniz trafiği gibi etkenler azot, fosfat miktarını giderek yükseltiyor. Bunun da göstergesi ilk çıkış kaynaklarında, denizin dip çamurunun olduğu yerlerde, su seviyesinin az olduğu yerlerde çok aşırı derecede çünkü oralarda hem deniz marullarının hem de kırmızı su yosunlarını giderek arttığını görüyoruz. Halbuki gerek deniz marulları gerek kırmızı su yosunları çok faydalı organizmalar ama bunların miktarı artınca artık çürümelere, kokuşmalara ve oksijen üretir değil oksijen tüketir bir hale gelmiş oluyorlar." ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Kesici, çözüm önerilerine ilişkin "Körfezi sürekli temizlemek durumundayız. Körfeze ulaşan suların mutlak suretle arıtılmış su olması gerekir. Belirli bir dönem mümkünse buraya atık su verilmemesi gerekiyor. Yüzeysel sular derelerle, çaylarla, kanallarla gelecektir ama oralarda bir arıtma sistemlerini kurmamız gerekiyor. Derelerin kanalının kesinlikle beton olmaması gerekiyor. Dip çamurunun mutlak sürede temizlenmesi gerekiyor. Süzgeç görevi gören kıyıları doğal akışında bırakacağız, kıyıların işgal edilmemesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. "İSTANBUL'DAKİYLE AYNI DEĞİL" İzmir Körfezi'nin hem Karşıyaka hem de Narlıdere, Sasalı gibi farklı noktalarını incelediklerini kaydeden Kesici, "Körfezde müsilaj oluşumunu biz geçen yıllarda da gördük, bu yıl giderek arttığını gördük. Mesela on beş gün önce yine bir müsilaj oluşumunu belirledik. Eğer gerekli önlemler alınmazsa yaza doğru bu müsilaj olayı şiddetle artacaktır, yüzeye vuracaktır" dedi. İstanbul'daki müsilaj görüntüsü ile İzmir'dekinin farklı olduğunu belirten Kesici, Marmara Denizi ile körfezdeki alg türünün farklı olduğunu söyledi. İzmir Körfezi'nde aşırı artan alg türünün turuncu renkli "noctiluca" olduğunu dile getiren Kesici, "İstanbul'dakiyle buradaki müsilaj aynı değil. Oranın çeşitliliği farklı, buranınki de farklı olduğu için farklı şekillerde yansımaktadır" dedi. Kesici, yüzeydeki müsilajın özellikle denizin sakin olduğu saatlerde ve yerlerde görülebildiğini sözlerine ekledi. AA

Çevre kirliliğinde son durum: O etkinlik kirlilik yüzünden iptal edildi Haber

Çevre kirliliğinde son durum: O etkinlik kirlilik yüzünden iptal edildi

Fransa'nın başkenti Paris'te 2024'te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları için yüzülebilir hale getirilmeye çalışılan turistik Sen Nehri'nde, oyunlar öncesi planlanan bir yüzme etkinliği daha sudaki kirlilik nedeniyle iptal edildi. Olimpiyat Komitesinden yapılan açıklamada, temizlik çalışmaları yürütülen nehirden alınan suyun analiz sonuçlarının nehrin yüzmeye elverişsiz olduğunu gösterdiği belirtildi. Bu nedenle bugün nehirde yapılması planlanan yüzme etkinliğinin iptal edildiği kaydedilen açıklamada, su kalitesinin kötü çıkması nedeniyle 2 haftada üçüncü kez nehirdeki yüzme müsabakalarının yapılamadığı ifade edildi. NEHİRDE BİR YANDAN TEMİZLİK ÇALIŞMALARI YAPILIYOR Dün de nehrin su kalitesinin elverişsiz olması nedeniyle başka bir yüzme etkinliği iptal edilmişti. Paris'te 2024'te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları için yüzülebilir hale getirilmesi planlanan Sen Nehri'nde bir yandan temizlik çalışmaları yapılırken bir yandan da deneme amaçlı yüzme etkinlikleri düzenleniyor. YÜZME ETKİNLİKLERİ 1923 YILINDAN BERİ YASAKLANMIŞTI Kanalizasyon sularının yol açtığı kirlilik nedeniyle Sen Nehri'nde 1923'ten itibaren yüzme etkinlikleri yasaklanmıştı. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, nehri 2025'e kadar temizlemeyi ve uluslararası yüzme etkinliklerine hazır hale getirmeyi vadetmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da martta bu vaadi öne çekerek, 2024 Paris Olimpiyatları'nda ülkedeki Sen ve Marne nehirlerini yüzülebilir hale getirmeyi hedeflediklerini açıklamıştı. Bu haber de ilginizi çekebilir: Araba almak isteyenler dikkat: Sıfır araç satanların ellerinde araçlar birikti

İstanbul'un derelerinde kirlilik alarmı! Esnaf rahatsız Haber

İstanbul'un derelerinde kirlilik alarmı! Esnaf rahatsız

İstanbul'da sıcak havayla birlikte kötü kokunun arttığı Anadolu Yakası'ndaki bazı derelerdeki kirli su kimi yerlerde İstanbul Boğazı'na kimi noktalarda ise Marmara Denizi'ne akıyor. Siyaha dönüşen deredeki suyun denize aktığı noktada Boğaz'ı seyretmek için kıyıya gelenler, aldıkları kötü koku nedeniyle bekleyişlerini kısa tutarak geri dönmek zorunda kalıyor. İnsanlar sıcakların artmasıyla kokunun daha da hissedilmesinden şikayet ediyor. Anadolu Yakası'ndan Boğaz'a dökülen, Üsküdar ve Beykoz sınırındaki Küçüksu ve Göksu derelerinde durum Bekar Deresi'ndeki gibi olmasa da buradaki su da koyulaşırken yer yer çamur renginde akıyor. "Duyarlı insanların buraya el atması gerekiyor" Maltepe ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülen Dragos Deresi'nde de yaşanan kirlilik ve kötü koku özellikle sahilde yürüyüş ve piknik yapanlar ile bisikletle dolaşanları rahatsız ediyor. Sahilde arkadaşlarıyla bisiklet turu yapan bir gençler, dereden kanalizasyon geçtiğini bildiklerini, kötü koku nedeniyle mide bulantısı yaşadıklarını dile getirdi. Sahilde yürüyüş yapan Bekir Demirdöğen gezmeye geldiğinde kötü koku nedeniyle burnunu kapatmak zorunda kaldığını anlatarak "Duyarlı insanların buraya el atması gerekiyor. Sadece burası değil. Boydan boya birkaç yer de böyle. Gerçekten çok rahatsız oluyoruz." diye konuştu. Denize girmek için havlusuyla gelen Emre Değirmenci ise kanaldaki bu kokuyu alınca daha uzak bir noktada yüzeceğini belirterek "Bu şekilde suyun direkt buraya verilmesi... İki ay sonra yine müsilajdır, bilmem nedir. Buna bir ıslah yapılması lazım." ifadesini kullandı. Kirliliğin arıtmanın olmayışından kaynaklandığını söyleyen Değirmenci, "Amacım kimseyi kötülemek değil. Bunu görünce, bu adamlar çalışmıyor, açık ve net. Çalışılsa burası böyle olur mu? 2023 yılındayız. Bakın ne güzel parklar yapılmış ama bu parkın içinde böyle bir dere olmaz." değerlendirmesini yaptı. AA

İzmir'de başka bir deniz mümkün! Haber

İzmir'de başka bir deniz mümkün!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşanan kirlilik görenleri hayrete düşürdü. Karşıyaka Vapur İskelesi’nin bulunduğu sahilde oluşan kirlilik, deniz canlıları için de tehdit oluşturuyor.  Çekilen görüntülerde bir martının çöpler arasında can çekiştiği gözlemlenirken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘Yüzülebilir Körfez’ hedefi akıllara geldi. Plastik şişelerin, terlik, top, boş temizlik ürünleri ve kağıt ambalajların göze çarptığı denizde, bırakın bir vatandaşın yüzebilmesini, deniz canlılarının dahi yaşam bulması neredeyse güç!  ‘KÖRFEZDE MÜSİLAJ  YOK’ DEMİŞTİ…  Özellikle son yıllarda İzmir’de müsilaj, deniz marulu ve alg patlaması gibi sorunlar derinleşirken, alanında uzman isimler her fırsatta körfezin akıbetinin iyi olmadığını vurguluyor. Geçtiğimiz haftalarda Narlıdere ve İnciraltı sahillerinde yüzeye çıkan müsilaj görüntülerini kamuoyuyla paylaşmıştık. İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘İzmir Körfezi’nde müsilaj yok’ açıklaması yapsa da ardı ardına paylaşılan kirlilik görüntüleri gerçeği gün yüzüne çıkarıyor.  AÇIKLAMADAN GÜNLER SONRA AYNI MANZARA  5 Haziran Pazartesi günü, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinin 4. Faz Projesi'nin temeli atılırken açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, şu ifadeleri kullanmıştı: “İzmir’in yarım asra yakın süredir devam eden en büyük sorunu, körfezimizin kirli olmasıdır. Oysaki şehrimizin burada kurulmasının en önemli nedeni o. Biricik denizimiz, İzmir Körfezi. O kirlendikçe, biz ondan uzaklaşmışız, o da bizden uzaklaşmış. İçinde yüzemez, kıyısında güneşlenemez, kuşlarını tanıyamaz, güzel kokusunu duyamaz olmuşuz. Aramıza adeta bir küslük girmiş. Bugün 50 yıllık küslüğümüzün sona yaklaştığını müjdeleyen en önemli anlardan birini yaşıyoruz. Yaşayan Körfez seferberliğimiz yepyeni bir aşamaya taşınıyor… Temizleyeceğiz ve yaşanabilir, yaşamı devam eden yüzülebilir bir körfez haline getireceğiz ve yüzeceğiz kardeşim. Hiç merak etmeyin.” ÇAĞIMIZIN VEBASI: PLASTİK ÇÖPLER  Soyer’in yaptığı açıklamadan günler sonra Karşıyaka’da görülen deniz kirliliğine dair İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar görüş bildirdi. Yaşar, “Yağmurlardan dolayı tüm İzmir'in pisliği denize akmış. Yani bu plastikler ve diğer kirlilikler logarlarda biriken pislikler. Martı sanırım plastik yutmuş. Maalesef çağımızın vebası ‘plastik çöpler’. Denizlerdeki çöpün yüzde 80'inden fazlası plastiklerdir. Tüm raflardaki ürünler plastiklerin içine sarılıdır ve sonuçta bu plastiklerin çoğu çöpe oradan da denizlere ulaşmaktadır… Bu plastikler özellikle denizlerde kuşlara balıklarla besin zincirine geçer” dedi.  YÜZYILIN ÇEVRE SORUNU  Günümüzde yılda yaklaşık 400 milyon ton plastiğin denizlere geldiğini kaydeden Yaşar, “Türkiye'de ise bu miktarın 5 milyon 600 bin ton olduğu ve ülkemizin plastik üretimi açısından 9. sırada olduğu düşünülüyor. Yani plastik sorunu bana göre yüzyılın çevre sorunu. Çok uzun yıllarda yok olması nedeni ile bu süreçte balık ya da kuşlar tarafından tüketilme oranını arttırıyor ve maalesef besin zincirine giriyor. Oradan da insanlara geçme olasılığı çok fazla. İzmir Körfezinde dere ağızlarına bariyerler konulmuştu ama maalesef diğer girişlerden bu plastikler girmeye devam ediyor. Belediyenin yaptığı açıklamaya göre ocak ayından bu yana 235 ton gibi bir pislik -ki bunun çoğunun plastik olduğunu düşünüyorum- toplanmış. Belediyenin logarları temizlemesi gerek ve mümkünse körfez girişlerine tıpkı derelere koyduğu gibi bariyerler koyarlarsa bu plastiklerin dağılması önlenebilir” bilgisini paylaştı.  Haberin sonrasındaki fotoğrafların çekimi Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Erol Kesici’ye aittir.

Aliağa’da kirlilik bir veba gibi:  Sıra Helvacı  ve Bozköy’de! Haber

Aliağa’da kirlilik bir veba gibi: Sıra Helvacı ve Bozköy’de!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA – ÖZEL HABER 27 Eylül 2021 tarihinde yayımlanan ‘Bu köyde ölenlerin yüzde 98’i kanser!’ başlıklı haberimiz ile Aliağa’nın Horozgediği Köyü’nde ağır sanayinin oluşturduğu hava kirliliğinden kaynaklı sorunları gündeme getirmiştik. Aradan geçen yıllara rağmen hastalıkların son bulmasına yönelik bir çözüm üretilmiyor aksine sorunlar bir veba gibi Aliağa’nın başka bölgelerine de sıçrıyor. Nefes kadar yakın bir çevre sorunu olan hava kirliliğinin ağır sonuçlarına bu kez Aliağa’da bulunan Helvacı ve Bozköy’de rastlıyoruz. Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Sekreteri ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, “Özellikle havası daha kirli olan Aliağa’nın Helvacı, Bozköy gibi bölgelerinde, havası daha temiz olan Yeni Şakran’a göre çocuklarda bilişsel gelişim açısından gelişme geriliği tespit ettik” diyerek vahim tabloyu gözler önüne serdi. Öte yandan, İzmir’in hava kirliliğini yazın rüzgarlar yoluyla Aliağa’nın, kışın ise evlerde ısınma amaçlı olarak kullanılan kömür gibi fosil yakıtların arttırdığını vurgulayan Dr. Soysal, “Aliağa’da artık yeni bir endüstriyel tesise kesinlikle izin verilmemesi gerekir” çağrısında bulundu. TEMİZ HAVA SOLUYAN YERİ YOK Petrokimya, demir çelik, termik santral, gübre sanayi, gemi söküm tesislerinin yer aldığı ilçenin kent genelinde hava kirliliğine yol açtığını belirten Soysal, “Aliağa’daki endüstriyel bölge ve bunun da meteorolojik olaylar nedeniyle yani kuzey-güney aksında hakim rüzgarların olması nedeniyle Karşıyaka ve Bayraklı bölgesini etkileme sorunu var. Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’na göre yılda 50-55 gün özellikle Bayraklı bölgesinde bizim ulusal kriterimiz olan PM10 (partikül madde) seviyesini geçtiğini görüyoruz. Ama İzmir geneline baktığımızda Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre İzmir’in temiz hava soluyan yeri yok” diye konuştu. HELVACI VE BOZKÖY RİSKLİ BÖLGELER PM 2,5 kirliliğinden dolayı ortaya çıkan hastalıkların sadece solunum yolu hastalıkları ve kalp damar sistemi hastalıklarından ibaret olmadığını da kaydeden Soysal, “Nörolojik hastalıklar, kadın doğum hastalıkları, erken doğumlar, düşük doğum ağırlığı ile ilişkilendiriliyor. Ayrıca çocuklarda bilişsel gelişimin PM 2,5 seviyesi nedeniyle durakladığına dair çok sayıda yayın var. Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı olarak yaptığımız çalışmada da özellikle havası daha kirli olan Aliağa’nın Helvacı, Bozköy gibi bölgelerinde havası daha temiz olan Yeni Şakran’a göre çocuklarda bilişsel gelişim açısından gelişme geriliği tespit ettik” şeklinde konuştu. REHABİLİTE EDİLMESİ GEREKİYOR İzmir’in hava kirliliğini yazın rüzgarlar yoluyla Aliağa’nın, kışın ise evlerde ısınma amaçlı olarak kullanılan kömür gibi fosil yakıtların arttırdığına değinen Soysal, “Birincisi kent içindeki yüksek yoğunluklu yaşam alanlarını ortadan kaldırmamız lazım. Kenti çevresine doğru yaymamız lazım ve kentsel ısınmada fosil yakıtlar, başta kömür olmak üzere süratle bir tarafa bırakmamız lazım. İkincisiyse Aliağa’da artık yeni bir endüstriyel tesise kesinlikle izin verilmemesi gerekir. Mevcutların ise elden geldiğince şu andaki teknolojinin bize verdiği imkanlar doğrultusunda herhangi bir alt yapı masrafından kaçmadan rehabilite edilmesi gerekiyor” dedi. ÖLÜMÜ BELİRSİZLEŞTİRMEK! Aliağa’da çevre sorunlarına dair ciddi mücadeleler veren DİSK Emekliler Sendikası Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe ise “Var olan kirliliği sadece bu köy değil, Aliağa da yaşıyor. Kanserden dolayı hasta olanlar Tepecik’e, Bozyaka’ya, Ege Üniversitesine yönlendiriliyorlar ve orada vefat ediyorlar. Ölüm raporları orada yazıldığı için de bu kişilerin Aliağa’daki kirlilik nedeniyle hayatını kaybettiği anlaşılmıyor. Bu raporlar ile gelip Aliağa’ya gömülüyorlar. Ölümü belirsizleştirerek ölüm oranlarının çok az olduğunu göstermeye çalışıyorlar. Fakat Aliağa mezarlıklarının kanser hastalarıyla dolu olduğunu hepimiz biliyoruz. Köy ve sanayi dip dibe! Buradan yetkililere sesleniyorum. Eğer birazcık insani yapılarınız varsa, bir gelin, bir şeylere de ‘dur’ demeyi öğrenin. Para kazanmanın ötesinde insanca yaşayabilecek bir ortam sağlayın. Bu kadar mı hırslısınız, bu kadar mı para düşkünüsünüz, bu kadar mı hainsiniz?” çıkışında bulundu. 27 Eylül 2021 tarihinde yayımlanan ‘Bu köyde ölenlerin yüzde 98’i kanser!’ başlıklı haberimize ise buradan ulaşabilirsiniz: https://www.ilksesgazetesi.com/bu-koyde-olenlerin-10da-8i-kanser

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.