TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kira

kira haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kira haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kirayı elden ödedi, borçlu çıktı! Haber

Kirayı elden ödedi, borçlu çıktı!

Antalya'da kira artışındaki anlaşmazlık nedeniyle mahkemeye başvuran kiracı, dava sürecinde ev sahibinin "5 yıldır kira ödemediler" şikayetiyle açtığı icra davasıyla evi tahliye etmek zorunda kaldı. Mahkeme, kiracının 60 bin lira kira bedeli ödemesine karar verdi. Kirayı elden ödeme konusunda ev sahibi ile anlaştıklarını belirten kiracı "Ev sahibi, eşi, kızı ve damatları evimizi bastı. Bunun üzerine şikayetçi olduk. Bizim şikayetimizden bir süre sonra ev sahibi noterden ihtar çekerek, icra takibi başlattı. Kirayı ödediğimizi ispat edemedik" dedi.  Kepez'in Düdenbaşı Mahallesi'nde ikamet eden bir çocuk sahibi Uğur ve Fatoş Kanık çifti ile 5 yıldır oturdukları evin sahibi Ramazan Y. arasında, kira zammı nedeniyle anlaşmazlık başladı. İddiaya göre, Kanık ailesinin yüzde 25 zam artışını kabul etmeyen mülk sahibi Ramazan Y, evin boşaltılmasını istedi. Ev sahibinin bu anlaşmazlık nedeniyle kendilerini sürekli rahatsız ettiğini, evlerinin kapı camını kırarak içeriye zorla girmeye çalıştığını iddia eden Kanık ailesi, savcılığa suç duyurusunda bulundu. KİRAYI ELDEN ÖDEDİKLERİNİ İSPAT EDEMEDİLER Bunun üzerine ev sahibi Ramazan Y. de kiracısından 5 yıldır ödeme alamadığı iddiasıyla icra takibi başlattı. Kanık ailesinin kirayı elden ödediklerini ispat edememesi üzerine mahkeme, evin tahliyesine ve yasal faiziyle 60 bin lira kira bedelinin ödenmesine karar verdi. Geçen yıl mart ayında kira zammı nedeniyle ev sahibi ile anlaşmazlık yaşamaya başladıklarını ileri süren Kanık, "Ev sahibi, eşi, kızı ve damatları evimizi bastı. Bunun üzerine şikayetçi olduk. Bizim şikayetimizden bir süre sonra ev sahibi noterden ihtar çekerek icra takibi başlattı. Kirayı ödediğimizi ispat edemedik." dedi. Fatoş Kanık, "Mülk sahibi evinde 5 yıldır kira vermeden oturduğumuzu iddia etmiş. İcra mahkemesinde iki duruşma yapıldı. Mahkeme karşı tarafa '5 yıl boyunca kira almıyorsunuz da niye ilk yıl evden çıkarmak için icraya vermedin' diye sormadı. Bizim de ne görüşümüz alındı ne de kirayı ödeyip ödemediğimiz soruldu. Mahkeme bize tahliye kararı verdi. Tahliye kararına uyarak evi boşalttık. Üstüne ödediğimiz kiraları tekrar ödememiz için 60 bin lira ödeme emri geldi. Şu anda icralık olduk. Yani elden aldıkları paraları da almadım diyerek bizden tekrar talep ediyorlar. Bu şekilde bir çıkmaza girdik." ifadelerini kullandı. Kanık, kiracılara ev sahibine yapılan ödemeleri bankadan açıklamalı bir şekilde yapmaları tavsiyesinde bulundu. Uğur Kanık ise saldırıya uğradıklarını, parmağından cam kesiği nedeniyle yaralandığını, üstüne bir de ödedikleri kira bedelin tekrar istenmesi ile mağdur olduklarını iddia etti. Kanık ailesinin avukatı Şafak Baysal da müvekkilleri ile ev sahipleri arasında "Kira zammının yetersiz" olmasından kaynaklanan "ev basılması olayı" nedeniyle ev sahibi Ramazan Y, eşi R.Y, kızı G.Ö. ve damatları hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve davanın sürdüğünü belirtti. Bu süreç devam ederken müvekkillerinin icra şokuyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Baysal, şöyle devam etti: "Ev sahibi suç duyurumuzun üzerinden 3-4 ay geçtikten sonra '2018'den 2023'e kadar 5 yıllık bir süre boyunca hiç kira ödemediler' gerekçesiyle icra takibi başlattı. Müvekkilimin elden ödemeyi ispatlayamaması nedeniyle tahliye gerçekleşti. Yasal faizle beraber 60 bin liralık borç yükümlülüğü altına da girdiler. Müvekkillerimin ev sahibiyle en baştaki sıkıntısı, kira borcu değil, kira artışının ev sahibince beğenilmiyor olmasıydı. Bu durum karşısında menfi tespit davası dediğimiz borcu yoktur davası yoluna başvuracağız." Ev sahibi Ramazan Y. ise kiracısı Uğur Kanık'ın eşini darbettiğini, evi boşaltırken de kapı ve pencerelere zarar verdiğini öne sürdü. Elden kirayı aldığını kabul etmeyen Ramazan Y, mahkemenin 5 yıllık kira bedelinin tarafına ödenmesine karar verdiğini kaydetti. Ev sahibi ile kiracı arasında yaşanan tartışma anları güvenlik kamerasınca kaydedilmişti. Mahkemeye de sunulan görüntülerde kiracının oturduğu dairenin kapısına gelen kişilerin cama sert cisimle vurması yer alıyor.

2024 kira gelir beyannamesi: Kira gelir beyannamesi nasıl verilir? 2024 Kira geliri ne kadar olursa beyanname verilir? Haber

2024 kira gelir beyannamesi: Kira gelir beyannamesi nasıl verilir? 2024 Kira geliri ne kadar olursa beyanname verilir?

Konut ve iş yerlerinden kira geliri elde edenler için geçen yılın beyan dönemi merak konusu. Ev sahipleri arasında, kira gelir vergisinin hesaplanma yöntemleri ve kira beyannamesinin nasıl düzenleneceği konusunda bir araştırma dönemi başladı. 2024 kira gelir vergisi beyannamesi ne zaman verilir? Kira gelir beyannamesi nasıl verilir? İşte detaylar… KİRA GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ NEDİR? Kira gelir vergisi, belirli bir eşiği aşan konut veya mülk üzerinden kira geliri elde eden bireylerin devlete ödemekle yükümlü olduğu bir vergi türüdür. Kira geliri elde eden kişiler, bu geliri vergi dairelerine beyan etmek ve vergiyi ödemek amacıyla beyanname hazırlamak veya hazır beyanları kullanmakla yükümlüdür. KİRA GELİR BEYANNAMESİ NASIL VERİLİR? Vatandaşlar, kira gelir beyannamesini hızlı ve kolay bir şekilde vermek için "www.gib.gov.tr" adresinde bulunan "Hazır Beyan Sistemi"ne giriş yapabilirler. Hazırlanan beyanları onaylamak veya gerekli değişiklikleri yapmak da bu sistem üzerinden mümkündür. Ayrıca, ikametgahın bulunduğu bölgedeki vergi dairesinde de benzer işlemler gerçekleştirilebilmektedir. 2024 KİRA GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ NE ZAMAN VERİLİR? Gerçek kişilerin her yıl elde ettiği kira gelirleri, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi aracılığıyla Mart ayında vergi dairesine beyan edilmektedir. 2023 yılı gelirleri için bu beyannamelerin ilgili tarihe kadar, yani 31 Mart 2024'e kadar verilmesi gerekmektedir. 2024 KİRA GELİRİ NE KADAR OLURSA BEYANNAME VERİLİR? Gelir İdaresi Başkanlığı'nın bildirdiğine göre, mesken kira gelirlerinde gelir vergisi istisnası, 2024 yılı için 33 bin lira olarak belirlendi. Bu durumda evini kiraya veren kişiler, bir yıl içinde 33 bin liranın altında kira geliri elde etmişse herhangi bir gelir vergisi ödemezler.

Artık herkes Airbnb kiralayamayacak! Haber

Artık herkes Airbnb kiralayamayacak!

BBC Türkçe’nin haberine göre; Airbnb,kiralanan evlerde parti verilmesiyle savaşmak için “küresel parti yasağını” ve bu gibi davranışları engelleme kararlılığını duyurdu. Kötü yorumlar almış ve 25 yaş altı kişilerin ev kiralamasına kısıtlama getirdi. Daha önce kiraladıkları evlerde istenmeyen davranışlarda bulunmuş kişinin yeni rezervasyon yapması da yasaklandı. Şirket, bu önlemler kapsamında 2020 ile geçtiğimiz yıl arasında parti yapıldığına dair bildirimlerin yüzde 55 düştüğünü açıkladı. Ancak şirket ev partileri ile savaşını henüz kazanmış değil. Ve fakat Airbnb şimdi yapay zeka kullanarak bu sorunu aşmayı amaçlıyor. AİRBNB KİRALAMA KURALLARI Artık Airbnb’den ev tutmayı denediğinizde yapay zeka otomatik olarak hesabınızı ne zaman oluşturduğunuzu, tutacağınız yerle aynı şehirde yaşayıp yaşamadığınızı inceleyecek. Ayrıca konaklama süreniz ve tatil dönemleri için yapılan rezervasyonlar da inceleniyor. Bir gecelik kiralama şüphe çekiyor. Airbnb güvenlik ve güven biriminin başındaki Naba Banerjee, “Eğer biri Yılbaşı gecesi için yalnızca bir gecelik rezervasyon yapıyorsa ve kendi de bu şehirde yaşıyorsa, bu muhtemelen bir parti içindir” diyor. Banerjee, parti için ev kiralama ihtimalinin yapay zeka tarafından yüksek verilmesi durumunda, rezervasyonun engelleneceğini ya da bu kişiyi ortağı olduğu otel şirketlerine yönlendireceğini ekliyor. Bunun evini kiralayan kişilerin güvenini sarsmamak için yapıldığını söylüyor. AİRBNB NEDİR? Airbnb, 2008 yılında iki tasarımcının kalacak bir yer arayan üç turiste ev sahipliği yapmasıyla başlayan bir uygulama olup, bugün ise milyonlarca ev sahibi ve misafiri birbirleriyle buluşturuyor. Uygulama üzerinden ihtiyaca uygun ev kiralamak için kullanılan uygulama bugün tüm dünyada en çok tercih edilen uygulamalar arasında yer alıyor. Yüksek otel fiyatları dolayısı ile daha makul bir alternatif arayanların ilk tercihi olan Airbnb sayesinde, uygun fiyata konaklama hizmetinden faydalanmak mümkün. Evini ya da evinin yalnızca bir odasını kiralamak isteyen ev sahipleri ile ucuza konaklamak isteyen müşteriyi bir araya getiren bu uygulama, yurt dışında olduğu kadar ülkemizde de oldukça fazla tercih ediliyor. Sitedeki filtreleme özelliği ile kendinize uygun standartlarda evler bulabilir, kullanıcı yorumları sayesinde sizin için doğru evi tercih edebilirsiniz. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Yargıtay kararını verdi! Kira uyuşmazlıklarına hangi mahkeme bakıyor?

Kira artışında İzmir ikinci sırada! Haber

Kira artışında İzmir ikinci sırada!

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyük kentlerde artan kira ve satılık daire fiyatları insanların kabusu haline gelirken, konut piyasasında yaşanan sorunların çözümüne yönelik arayışlar devam ediyor. Gözler, dar ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olmasının önünü açacak, 'İlk Evim Kampanyasına' odaklanırken, fahiş kira ve satılık konut artışı ise hız kesmeden devam ediyor. Özellikle Reıden-Gyoder'in yayınladığı son veriler, konut piyasasında yaşanan fahiş artışı bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre kira değerleri ağustos ayında temmuza göre yüzde 10, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 137.2 artarken, son 5 yılda ortalama kira artış oranı yüzde 891.6 olarak kaydedildi. Ağustos ayında Ankara'da kira artışı ortalama yüzde 8.4, İzmir’de yüzde 7.2, İstanbul’da ise yüzde 6,7 olarak saptanırken, üç büyük kent arasında Ankara'da son bir yıllık kira değeri yüzde 177, İzmir’de yüzde 135, İstanbul’da ise yüzde 94 olarak arttı. SON 5 YILLIK VERİ Reıden-Gyoder'in son 5 yıllık verilerinde ise 2018'den bugüne Ankara'daki kira artış oranı yüzde 1120 olurken, İstanbul'daki artış yüzde 843, İzmir'deki artış ise yüzde 801 seviyesine ulaştı. İlçelerin ortalama metrekare kira değerinde ise ağustos ayında kira değeri en yüksek üç ilçe İstanbul Sarıyer, Beşiktaş ve Beyoğlu oldu. Sarıyer'de konutların ortalama metrekare kira değeri 309 lira, Beşiktaş’ta 238 lira, Beyoğlu’nda ise 209 lira düzeyine erişti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir konut satışında üçüncü sırada

Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk dönemi başladı Haber

Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk dönemi başladı

Kira uyuşmazlıklarında yeni döneme geçildi. 1 Eylül itibariyle ev sahibi-kiracı uyuşmazlıkları mahkemeden önce arabuluculuk faaliyetiyle giderilecek. Bugünden sonra artık davaya gitmeden önce kira, komşuluk ve kat mülkiyeti sorunlarının tamamında artık arabulucuya gidilecek. Arabuluculuk başvurularında hiçbir ücret talep edilmiyor ancak el sıkışma sağlandığı takdirde anlaşılan tutara göre belli oranda bir ödeme çıkacak. taraflardan biri ya da ortaklaşa bu ödemeyi yapabilecek. Tarafların kabulüyle arabulucu kişi, anlaşmazlıkta hakim gibi karar verecek ve bu karar hukuki olarak kabul görecek. "ARABULUCUYA GİDİLMEDEN DAVA AÇILAMAYACAK" Konuyla ilgili bilgi veren avukat arabulucular, "Bugünden itibaren kira sorunlarında davadan önce mutlaka arabulucuya başvurulması gerekecek. Eğer arabulucuya başvurmadan gidilen dava olursa o dava reddedilecektir. Bu yüzden arabulucuya öncelikle gidilmesi gerekiyor. Arabulucuyla anlaşma sağlanma aşaması en fazla 4 haftadır. Bu süre içerisinde anlaşmakta mümkün olduğu için bu 4 haftalık süreçten daha kısa bir sürede de anlaşılabilir. Artık davaya gitmeden önce kira, komşuluk ve kat mülkiyeti sorunlarının tamamında artık arabulucuya gidilecek" dedi. ARABULUCUYA NASIL BAŞVURULACAK ? Arabuluculuğa başvurmanın birkaç yöntemi olduğunu anlatan avukatlar, şunları söyledi: "İlki arabulucuya başvuracak taraflardan biri tanıdığı bir arabulucuya başvurabilir. İkinci olarak ise arabuluculuk merkezleridir. Bu kurumlara başvuru yapıp duruma en uygun arabulucu atanır kabul edilirse görüşmeler başlar. Üçüncü ve son olarak ise bunların hiç biri bilinmiyorsa veya bulunamadıysa adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına başvuru yaparak Adalet Bakanlığı listesinde kayıtlı olan arabuluculardan bir tanesi atanabilir." ARABULUCU KARAR VEREBİLECEK "Arabuluculuk hakkaniyet içerisinde ilerleyen bir sistemdir" diyen uzman avukatlar, "Her iki tarafında eşit şartlarda söz hakkı aldığı ve aynı fiziki ortamlarda olduğu bir yerdir. Taraflar eşit davranılmadığını hissettiği zaman görüşmeyi sonlandırmak isteyebilir. Arabulucunun buradaki görevlerinden bir tanesi tarafların birbirine baskıcı bir tavır takınması engelleyip en orta yolu bulmasını sağlamak. Taraflar isterlerse görüşmeye avukatları ile katılabilir veya görüşme talep edebilirler ve toplantıyı erteleyebilirler. İki tarafta arabuluculuk toplantısında verimli bir aşamaya gelindiyse arabulucunun karar vermesini isteyebilirler. Bu noktada da tarafların kabulüyle beraber arabulucular karar verici konumuna gelir" ifadelerini kullandılar. ARABULUCULUKTA YÜZDE 50 BAŞARI SAĞLANIYOR Türkiye’de yargılama süresinin 3 ila 5 yıl arasında değiştiğinin altını çizen avukatlar ise, "Halbuki arabuluculuktaki anlaşma süresi en fazla 4 haftadır. Bu ikisi arasında kıyaslanamayacak derecede bir zaman farkı vardır fakat sonuçta ikisinde de eşit dereceye sahip belgeler alınır. Arabuluculuğa başvurulan sorunların en az yarısında sonuca varılıyor. Kira sorunlarında da bu oranın yüzde 60’lara varan bir sonuç vereceğini düşünüyorum. İnsanlar arabuluculara başvurmaktan çekinmesin" diye ekledi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ÖĞRENİNCE ŞOK OLACAKSINIZ! BU ÜRÜNLER ASLINDA ERKEKLER İÇİN ÜRETİLDİ

Kira uyuşmazlıklarında yeni dönem başladı Haber

Kira uyuşmazlıklarında yeni dönem başladı

Kira uyuşmazlıklarında yeni döneme geçildi. 1 Eylül itibariyle ev sahibi-kiracı uyuşmazlıkları mahkemeden önce arabuluculuk faaliyetiyle giderilecek. Bugünden sonra artık davaya gitmeden önce kira, komşuluk ve kat mülkiyeti sorunlarının tamamında artık arabulucuya gidilecek. Arabuluculuk başvurularında hiçbir ücret talep edilmiyor ancak el sıkışma sağlandığı takdirde anlaşılan tutara göre belli oranda bir ödeme çıkacak. taraflardan biri ya da ortaklaşa bu ödemeyi yapabilecek. Tarafların kabulüyle arabulucu kişi, anlaşmazlıkta hakim gibi karar verecek ve bu karar hukuki olarak kabul görecek. "Arabulucuya gidilmeden dava açılamayacak" Konuyla ilgili bilgi veren Avukat Arabulucu Umut Metin "Bugünden itibaren kira sorunlarında davadan önce mutlaka arabulucuya başvurulması gerekecek. Eğer arabulucuya başvurmadan gidilen dava olursa o dava reddedilecektir. Bu yüzden arabulucuya öncelikle gidilmesi gerekiyor. Arabulucuyla anlaşma sağlanma aşaması en fazla 4 haftadır. Bu süre içerisinde anlaşmakta mümkün olduğu için bu 4 haftalık süreçten daha kısa bir sürede de anlaşılabilir. Artık davaya gitmeden önce kira, komşuluk ve kat mülkiyeti sorunlarının tamamında artık arabulucuya gidilecek" dedi. Arabulucuya nasıl başvurulacak ? Arabuluculuğa başvurmanın birkaç yöntemi olduğunu anlatan Umut Metin, şunları söyledi: "İlki arabulucuya başvuracak taraflardan biri tanıdığı bir arabulucuya başvurabilir. İkinci olarak ise arabuluculuk merkezleridir. Bu kurumlara başvuru yapıp duruma en uygun arabulucu atanır kabul edilirse görüşmeler başlar. Üçüncü ve son olarak ise bunların hiç biri bilinmiyorsa veya bulunamadıysa adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına başvuru yaparak Adalet Bakanlığı listesinde kayıtlı olan arabuluculardan bir tanesi atanabilir." Arabulucu karar verebilecek "Arabuluculuk hakkaniyet içerisinde ilerleyen bir sistemdir" diyen Metin, "Her iki tarafında eşit şartlarda söz hakkı aldığı ve aynı fiziki ortamlarda olduğu bir yerdir. Taraflar eşit davranılmadığını hissettiği zaman görüşmeyi sonlandırmak isteyebilir. Arabulucunun buradaki görevlerinden bir tanesi tarafların birbirine baskıcı bir tavır takınması engelleyip en orta yolu bulmasını sağlamak. Taraflar isterlerse görüşmeye avukatları ile katılabilir veya görüşme talep edebilirler ve toplantıyı erteleyebilirler. İki tarafta arabuluculuk toplantısında verimli bir aşamaya gelindiyse arabulucunun karar vermesini isteyebilirler. Bu noktada da tarafların kabulüyle beraber arabulucular karar verici konumuna gelir" şeklinde konuştu. Arabuluculukta yüzde 50 başarı sağlanıyor Türkiye’de yargılama süresinin 3 ila 5 yıl arasında değiştiğinin altını çizen Metin, "Halbuki arabuluculuktaki anlaşma süresi en fazla 4 haftadır. Bu ikisi arasında kıyaslanamayacak derecede bir zaman farkı vardır fakat sonuçta ikisinde de eşit dereceye sahip belgeler alınır. Arabuluculuğa başvurulan sorunların en az yarısında sonuca varılıyor. Kira sorunlarında da bu oranın yüzde 60’lara varan bir sonuç vereceğini düşünüyorum. İnsanlar arabuluculara başvurmaktan çekinmesin" diye ekledi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Ev kirasını ödeyemeyen köyüne dönüyor

Kira davalarında yeni dönem: Arabuluculuk  çare olur mu? Haber

Kira davalarında yeni dönem: Arabuluculuk çare olur mu?

Artan kira fiyatları kiracı ile ev sahiplerini karşı karşıya getirdi. Kiracısını çıkarmak isteyen veya istediği kirayı almak için tespit davasına başvuran mülk sahipleri soluğu mahkemelerde alıyor. Buna karşılık kiracılar da kendi hakkını savunmak istiyor. Hükümet, kiralık ev fiyatlarındaki fahiş artışı durdurmak amacıyla 2024 yılının Temmuz ayına kadar geçerli olacak şekilde yüzde 25 zam sınırı getirdi. Ancak ev sahipleri bu uygulamaya, enflasyonun çok altında kaldığı gerekçesiyle tepkili. Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar nedeniyle sulh hukuk mahkemelerinde açılan davalarda ciddi artış yaşanırken, hükümetten yeni bir adım daha geldi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz 1 Eylül itibariyle kira davalarında zorunlu arabuluculuk dönemi başlayacağını duyurdu. Arabuluculuk hizmetinden yararlanmak isteyenlerin bağlı bulundukları adliyenin arabuluculuk bürosuna başvurmaları gerekiyor. Peki bu yöntem kira anlaşmazlıklarına çare olur mu, mahkemelerdeki yükü hafifletebilir mi? Avukat Onur Özkılınç ve İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. YARGIDAKİ YÜKÜ AZALTABİLİR Arabuluculuk uygulamasının mahkemelerdeki yükü hafifletebileceğini dile getiren Avukat Onur Özkılınç, “1 Eylül’den itibaren ilamsız tahliye talebi dışındaki kira uyuşmazlıkları için arabuluculuk zorunlu olarak gelecek. Arabuluculuk bürolarına başvurmanın herhangi bir ücreti olmayacak. Son zamanlarda gerilime de neden olan kiracı-kiraya veren uyuşmazlıklarının mahkemeye gitmeden bu yolla her iki tarafında yararına olacak şekilde çözülmesi her yargıdaki yükü azaltabilir hem de daha barışçıl bir çözüm ortamı olmasına sebebiyet verebilir. Esasen bu dosyalar iki taraflı konuşmayla çözülebilecek nitelikteyken davaların açılması, kiracıların da kiraya verenlerin de sürekli aba altından sopa göstermesi zaten gerilimi tırmandırıyordu. Belki bu şekilde bir çözüm bulunabilir ama burada önemli olan hem kiracının da hem kiraya verenin de hukuk dışına çıkmadan kanunların el verdiği ölçüde makul taleplerle birbirine yaklaşması diye düşünüyorum. Özellikle boş verilen tahliye taahhütnameleri daha sonra kiracı açısından büyük hak kayıplarına sebebiyet veriyor. Boş tahliye taahhütnameleri açısından hukuki düzenleme getirilmesi yararlı olur. Barınma hakkı temel insani haktır. Bir kişinin 40-50 tane ev alarak kiraya vermesi ve kiracısı için aynı oranda vergi alınması bir yandan özellikle büyük şehirlerde arz-talep dengesini bozmakta ve barınma hakkının ihlaline gidecek şekilde piyasayı daraltmaktadır. Kiraya veren ve kiracının da arabuluculuk masasına kanuna uygun taleplerle gelmesi gerekiyor” dedi. YÜZDE 60 ORANINDA İŞE YARAR İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün ise “Arabuluculuk yasasının 1 Eylül’den itibaren başlayacak olması aynı zamanda bilinmeyenleri de gündeme taşıyacak. Taraflar arabulucuları mahkeme gibi görecekler mi görmeyecekler mi? Onların kararına ve uzlaşmasına uyum sağlanacak mı sağlanmayacak mı? Bir orta yol bulunması gerekir. Ancak gayrimenkul davaları sadece kiracı ve ev sahibi sorunu olarak ele alınmamalı. Tüm gayrimenkul hukukuyla ilgili, özellikle taraflar arasındaki problemlerin çözümü için önce arabulucu sonra mahkeme gündeme gelecek. Gayrimenkul davalarının yüzde 60’ı kiracı ve ev sahibi sorunlarını teşkil etmekte. Arabuluculuk yöntemi mutlaka çözüm ve faydalı olacaktır. Mahkemeler üzerinde inanılmaz bir yük var. Bunun bedelini taraflar ödemekte. Çünkü yılda en fazla 2-3 celse görünmekte ve bu da ekonomik kayıpları gündeme getirmekte. Ayrıca tarafları birbirine düşürmekte. Cinayetler ve kavgalar yaşanmakta. Arabuluculuk sistemi sadece Türkiye’de değil dünyanın çeşitli ülkelerinde de vardır. Türkiye’de bunu içselleştirecek tarafları bir arada bulmak lazım. Kiracı da mülk sahibi de mağdur. Arabuluculara gidecek tarafların yüzde 40’ı yine mahkemeden kurtulamayacak çünkü anlaşamayacaklar. Çünkü anlaşmanın ve çözüm bulmanın mümkün olmadığı durumlar da yaşanacak” ifadelerini kullandı. BU DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Evde bakım işçilerinden ‘maaş’ ve ‘kadro’ isyanı: Artık bıktık!

Kemeraltı’nda sorun ekonomi değil kiralar Haber

Kemeraltı’nda sorun ekonomi değil kiralar

Türkiye zorlu bir ekonomik süreçten geçerken bu durumdan belki de en çok esnaflar etkileniyor. Pandemi süreci, depremler ve yaşanan savaşlar esnafın toparlanıp ayağa kalkmasına fırsat tanımıyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) açıkladığı Temmuz ayı verilerine göre Türkiye’de 2 bin 67 şirket, 2 bin 546 gerçek kişi ticari işletmesi ve 89 kooperatif kapandı. İzmir’de ise 1 ayda 298 kuruluş kapısına kilit vururken, yılın ilk 7 ayında ise kentte toplam 1645 kuruluş kepenk kapattı. İzmir genelinde açıklanan verileri değerlendirerek Kemeraltı esnafının en büyük sorunun ekonomik sebepler dışında artan dükkan kiraları olduğunu belirten Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, “Kira maaliyetleri gerçekten çok yüksek. Uyguna kiralık dükkân bulabilmek hayal oldu. Şu anda kira fiyatları tamamen dükkân sahibinin insafına kalmış durumda” dedi. UYGUNA KİRALIK DÜKKAN HAYAL OLDU Ülkede yaşanan ekonomik krizi atlatmak ve kepenk kapatmamak için Kemeraltı esnafının kar oranını düşürerek kendisine çare bulmaya çalıştığını ifade eden Girgin, “Kemeraltı’nda çok fazla esnafımız kepenk kapatmadı belki ama sürekli yükselen kiralar, girdi maliyetleri ve giderler her geçen gün esnafın belini biraz daha büküyor. Kapatmaların en büyük sorunlarında biri de dükkân kiralarıdır. Kira maliyetleri gerçekten çok yüksek. Uyguna kiralık dükkân bulabilmek hayal oldu. Şu anda kira fiyatları tamamen dükkân sahibinin insafına kalmış durumda. Devlet kurumları da bu zam furyasından etkileniyor. Şimdi önünüzde bir yılbaşı var. Yılbaşında tekrar belediyeler ve vakıflara ait dükkanlarda kira artışları yaşanacak. Bu zamlar bizi çok korkutuyor. Çünkü bunları örnek alan mal sahipleri de dükkân kiralarına zam yapıyor. Esnaf karşı çıktığı zaman ise dükkanını boşaltmasını istiyor. Esnaf Kemeraltı’ndan kalkıp başka bir yerde düzen kuramıyor. Çünkü Kemeraltı’na yatırım yapmış, müşterisini oraya alıştırmış ürününü oraya göre belirlemiş esnaf başka yerde yabancılık çekecek. Bu yüzden de esnaf ayakta kalabilmek için bir ürüne yüzde 100 zam yapması gerekirken, müşteri kaybetmemek için kar oranını düşürerek daha az bir zam uyguluyor. Biz hayatta kalma savaşını minimum karla çözmeye çalışıyoruz” diye konuştu. ESNAF BANKAYA MECBUR BIRAKILDI Son zamanlarda esnafın yaşadığı bir diğer sorunun kredi limitleri ve faiz oranlarının olduğunu dile getiren Girgin, “Esnafın geçmiş zamanlarda bankayla işi olmazdı. Elinde ne kadar parası varsa ona göre işini yönlendirirdi. Şu anda ise esnaf ayakta kalabilmek için bankaya gidiyor. Buna mecbur bırakılıyor. Geldiğimiz noktada ise bankadan mecburen kredi çekmek isteseniz bile yeni düzenlemelerle bunu da yapamıyorsunuz. Esnaf bu durumda yine yalnız. Bunun sonucunda da bu kötü durumdan yine tüketici etkilenecek. Çünkü esnaf elinde nakit para olmadığı için mal alamıyor. Almak istediği zamanda zamlı fiyatlardan alıyor. Mecburen de kâr marjını koyarak tüketiciye bu şekilde satması gerekiyor. Yüksek fiyatlarda haliyle bir enflasyon yaratıyor ve şu anda bir kısırdöngüye girmiş durumdayız” ifadelerini kullandı. EKİM’DEN SONRA GİDİŞAT DAHA KÖTÜ Tüm Türkiye genelinde ki esnafların aslında Ekim ayından sonra durumlarının daha zor olacağını söyleyen Girgin, konuşmasının sonunda şu ifadeleri kullandı; “Yaz aylarında gurbetçiler geldi, iyi kötü düğünler oldu ve esnaf bu süreçte biraz olsun nefes aldı. Ekim’den sonra ise çocukların okul masrafı, yakıt giderleri gibi masraflar ortaya çıkacak. Bu durum da pandemi sürecinden beridir kendisini toparlayamayan esnafı daha zor duruma sokacak. Esnaf yemeğinden, giyiminden, yakıtından ve ailesinin giderlerinden kısmaya başlayacak. Ne kadar kötü bir durum bir insanasın yemeğinden, giyiminden veya ısınmasından tasarruf etmesi. Bunu hak eden bir esnaf kitlesi kesinlikle değiliz. Umarım bu durumu düzlüğe çıkaracak sağlıklı ekonomik adımlar atılır. Yapamazlarsa eğer gelecek dönem bizim için çok daha ağır olacaktır. Biz yine edebildiğimiz kadar savaşmaya devam edeceğiz. Çünkü Kemeraltı esnafının hayalleri bitmiyor. Her zaman yarından ümitlidir.”

Ev kirasını ödeyemeyen köyüne dönüyor Haber

Ev kirasını ödeyemeyen köyüne dönüyor

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER Türkiye’de göçlerin tarihçesine bakıldığında, özellikle cumhuriyet kurulduktan sonra yani 1950’li yıllarda başlayan şehirleşme ve sanayileşme sonrasında, küçük yerlerden büyük kentlere yönelik göç hareketleri başladı. Ardından ekonomik sıkıtılar ve tarımın değerini kaybetmesiyle, kırsalın iticiliği kentin çekiciliği artınca 1960’larda kırsaldan büyükşehirlere bir göç daha gerçekleşti. Günümüze geldiğimizde ise bu durumun tam tersi yaşanmakta. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılına ilişkin "İç Göç İstatistikleri" bültenine göre Türkiye'de geçen yıl 2 milyon 791 bin 156 kişi iller arasında göç etti. Türkiye'de iller arası göç eden nüfusun dağılımında, İstanbul 385 bin 294 kişiyle en çok göç alan il olarak tespit edildi. İstanbul'u sırasıyla 189 bin 104 kişiyle Ankara ve 132 bin 426 kişiyle İzmir takip etti. En çok göç alan iller olan İstanbul, Ankara ve İzmir'in aynı zamanda en çok göç veren iller olduğu görüldü. İlk sırada 418 bin 82 kişi ile İstanbul en çok göç veren il olurken, bu ili 161 bin 912 kişi ile Ankara ve 107 bin 312 kişi ile İzmir takip etti. Uzmanlar, yaşanan bu ters göçün en büyük nedeninin şehirlerde artan hayat pahalılığından kaynaklandığını belirtti. ENFLASYON GÖÇE SEBEP OLDU Türkiye’de son yıllarda artış gösteren ters göçlerin, sebepleri kadar kötü sonuçlarının da olabileceğini ve bu tarz olaylar yaşanmaması için merkezi ve yerel yönetimlerin göç hareketlerini çok iyi değerlendirip, güncel bir ulusal göç politikası uygulaması gerektiğini söyleyen Sosyolog Prof.Dr. Özkan Yıldız, göçlerin büyük bir olay olduğunu ve sosyokültürel açıdan köklü değişikliklere yol açacağını belitti. Yıldız, göçlerin sebeplerine ve sonuçlarına dikkat çektiği konuşmasında “Son yıllardaki ekonomik dönüşümlere baktığımızda zaman, enflasyonla da birlikte hayat pahalılığı artmaya dolayısıyla da insanların geçim koşulları zorlaşmaya başladı. Bu sebeple de İstanbul’dan, İzmir’den ve Ankara’dan kırsala yönelik tersine göçler yapıldı. Şehirde tutunamayan insanlar memleketlerine dönerek, ailesi ve kendisi için daha hesaplı ve rahat nefes alabileceği bir hayat arayışına girdi. Bunun dışında ise özellikle büyük şehirlerde artan suç, şiddet, uyuşturucu, asayiş sebebiyle ebeveynlerin çocuklarının geleceği hakkında duydukları kaygı da göçlere neden oldu. Bu durum anne babaları çocukları daha güvenli ve steril bir yerde büyüsün diye sakın yerlere göç ettirdi. Ancak bilinmesi gerekir ki yaşanılan bu ani ve yoğun göçlerin her zaman bir acı reçetesi olmuştur. Örnek vermek gerekirse 1960’larda yaşanılan kırdan kente göçüş, o kadar büyük etki yarattı ki şehirlerde gecekondu kavramı ortaya çıktı. Sonrasında çarpık kentleşmeyle kentlerin alt yapısı dahi yetersiz kaldı. Hatta göç sonrasında yaşanılan kütür şoku Arabesk gibi yeni müzik türünü de ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı. HER ŞEKİLDE ZORLANACAKLAR Ekonomist Prof.Dr. İbrahim Atilla Acar ise kentten köye göçen kesimin çoğunlukla düşük gelirli kişilerden oluştuğunu, şehirde artan ev kiraları ve zorlaşan yaşan şartlarının onları buna zorladığını belirtti. Ancak tersine göç ederek şehrin kargaşa ve pahalılığında kaçan kişilerin köylerde adaptasyon gibi daha büyük sorunlarla da karşılaşabileceğini dile getiren Acar, “Şehir ekonomisi dediğimiz şey artık insanları asgari ücretle çalıştırmak gibi bir noktaya doğru sürüklüyor. İnsanları bundan sonra, şehirde iyi bir hayat, sağlık hizmeti ve iyi bir eğitim beklemiyor. Biliyorsunuz ki hayat standartları iyi olursa insanlar bir yeri bırakıp başka bir yere gitmiyor. Ancak bulunduğu ortamdan nispeten daha iyi bir yer varsa bunu yapmaya kalkıyor. Şehirlerde hayat hakikaten pahalıdandı. Kiralar fahiş miktarda arttı ve bir emekli maaşını düşünürsek bu paraları ödemek mümkün olmayan bir hal aldı. Böylece insanlar kirasını bile karşılayamayacak duruma geldiklerinden dolayı köylerine dönmeye başladı. Ancak başka bir husus da var ki bu da çok önemlidir, insanlar uzun yıllar boyunca şehirde iki üç katlı apartmanlarda yaşadı. Dolayısıyla tekrar kırsal hayata adapte olmaları, tarla sürüp, ekip biçmeleri onları yine zorlayacaktır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.