TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kanser

kanser haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kanser haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mesane kanseri nedir, belirtileri nelerdir? Haber

Mesane kanseri nedir, belirtileri nelerdir?

Son yıllarda giderek artan sağlık sorunları arasında yer alan mesane kanseri, erken teşhis edilmesi halinde başarıyla tedavi edilebilen, ancak ihmal edildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalık olarak öne çıkıyor. Mesane kanseri nedir? Bu kanser türüyle ilgili merak edilenleri, haberimizin devamında sizin için derledik. Mesane kanseri nedir? Mesane kanseri, mesane iç yüzeyinde (mesane duvarında) başlayan bir kanser türüdür. Mesane, idrarın depolandığı ve vücuttan atıldığı bir organdır. Mesane kanseri, genellikle mesanenin iç yüzeyini döşeyen hücrelerde başlar ve daha sonra çevre dokulara veya diğer organlara yayılabilir. Mesane kanseri neden olur? Mesane kanseri, belirli risk faktörlerinin bir araya gelmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu risk faktörleri arasında şunlar bulunur: Sigara içme: Sigara içmek, mesane kanseri riskini artırır. Sigara içenlerde mesane kanseri riski sigara içmeyenlere göre daha yüksektir. Kimyasal maruziyet: Bazı endüstriyel kimyasallara veya tarım ilaçlarına maruz kalma, mesane kanseri riskini artırabilir. Özellikle boya, deri ve lastik endüstrisinde çalışanlar daha yüksek risk altındadır. İleri yaş: Yaş ilerledikçe, mesane kanseri riski artar. Bu durum vücudun yaşlanmasıyla bağlantılı olan genetik hasarın bir sonucudur. Cinsiyet: Erkeklerin kadınlara göre mesane kanseri geliştirme olasılığı daha yüksektir. Kronik mesane enfeksiyonları veya irritasyonlar: Kronik mesane iltihabı veya irritasyonlar, mesane kanseri riskini artırabilir. Aile öyküsü: Ailesinde mesane kanseri öyküsü olan kişilerde, mesane kanseri geliştirme riski daha yüksektir. Bu faktörlerin bir kombinasyonu, mesane hücrelerinde genetik hasara yol açabilir ve kanser oluşumuna katkıda bulunabilir. Ancak, her mesane kanseri vakası için spesifik bir neden belirlenemeyebilir ve birçok kanser türünde olduğu gibi, mesane kanserinin gelişimi de sıklıkla birden fazla faktörün etkileşimi sonucunda meydana gelir. Mesane kanseri belirtileri nelerdir? Mesane kanseri belirtileri şunları içerebilir: İdrar sıklığında değişiklik: Sık sık idrara çıkma, özellikle gece saatlerinde daha fazla, mesane kanserinin belirtisi olabilir. İdrar yaparken yanma veya acı hissi: İdrar yaparken yanma, acı veya ağrı hissi mesane kanserinin belirtilerinden biri sayılabilir. İdrar renginde değişiklik: İdrarın kanlı veya koyu renkli olması, mesane kanseri belirtisi olabilir. İdrar yolu enfeksiyonları: Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ya da enfeksiyonlara bağlı yanma hissi, mesane kanseri belirtisi olabilir. İdrarda kan: İdrarda kan görmek veya idrar renginde kanlı lekeler fark etmek, mesane kanserinin belirtilerinden biri olarak kendini gösterebilir. İdrar kaçırma veya idrar kontrolünde zorluk: İdrarı tutmakta zorlanma, idrar kaçırma veya idrar kontrolünü sağlayamama, mesane kanserinin belirtileri arasında yer alabilir. Sürekli idrar hissi: İdrar yapma ihtiyacı hissetme ancak idrar yaparken az miktarda idrar çıkması, mesane kanseri belirtisi olabilir. Bu belirtilerin herhangi birinin varlığı durumunda bir doktora danışılması önemlidir. Ancak, bu belirtiler aynı zamanda başka sağlık sorunlarının da işareti olabilir, bu yüzden bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir. Mesane kanseri nasıl tedavi edilir? Mesane kanseri tedavisi kanserin evresine, büyüklüğüne, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Genellikle şu mesane kanseri tedavi yöntemlerinde şunlar kullanılır: Cerrahi müdahale: Bu tedavi yöntemi, kanserli mesanenin çıkarılmasını içerir. Doktorlar, kanserli bölgeyi cerrahi olarak çıkararak, mesanenin bir kısmını veya tamamını alır. Buna radikal sistektomi denir. Cerrahi müdahale daha çok erken evre mesane kanseri için tercih edilir. Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek ve büyümelerini durdurmak için kullanılan ilaç tedavisidir. Kemoterapi, cerrahi öncesi ya da sonrasında mesane kanserini kontrol etmek ve yayılmasını önlemek için kullanılabilir. Radyoterapi: Radyoterapi, yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerini yok etmek için uygulanan bir tedavi yöntemidir. Mesane kanseri tedavisinde radyoterapi, kanserli hücreleri yok etmek ve küçültmek için kullanılabilir. İmmünoterapi: İmmünoterapi, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini destekleyen bir tedavi yöntemidir. Mesane kanserinde, immünoterapi bazı vakalarda standart tedavi seçeneği olabilir. Tedavi genellikle bu yöntemlerin kombinasyonu olarak uygulanabilir ve hastanın durumu ile kanserin evresine bağlı olarak belirlenir. Her hasta için en uygun tedavi planı, bir uzman onkolog tarafından belirlenmelidir.

Ağız kanseri nedir, hangi yaşlarda görülür? Haber

Ağız kanseri nedir, hangi yaşlarda görülür?

Dudak, dil, sert damak, ağız tabanı, 20 yaş diş bölgesi ve yanak bölgelerinde gelişen kanserlerin tamamı, genel olarak ağız kanseri olarak adlandırılır. Ağız kanseri nedir? Konu ile ilgili bilgileri, haberimizin devamında sizin için derledik. Ağız kanseri nedir? Ağız kanseri, ağız içinde veya çevresinde başlayan kanser türlerini ifade eder. Dudaklar, dil, diş etleri, ağız tabanı, yutağın üst kısmı gibi ağız bölgesindeki dokularda kanserleşme meydana gelir. Erken evrelerde teşhis edildiğinde tedavi edilebilir olan bir kanser türüdür, ancak erken belirtiler sıklıkla fark edilmez ve hastalık ilerlediğinde tedavi daha zor hale gelir. Ağız kanseri neden olur? Ağız kanserinin birçok farklı nedeni olabilir. En yaygın risk faktörleri şunlardır: Sigara içme ve tütün ürünleri kullanma: Sigara içmek ve tütün ürünleri kullanmak, ağız kanseri riskini artırır. Aşırı alkol tüketimi: Aşırı alkol tüketimi, ağız kanseri riskini artırabilir. Sigara içmekle birlikte alkol tüketimi ağız kanseri riskini daha da artırır. HPV (Human Papillomavirus) enfeksiyonu: Bazı HPV tipleri ağız kanserine neden olabilir. Cinsel yolla bulaşan HPV enfeksiyonu, ağız kanserinin gelişiminde rol oynayabilir. Aşırı güneşe maruz kalma: Dudak kanseri riskini artıran bir faktör olabilir, özellikle dışarıda çalışan veya güneşe fazla maruz kalan kişilerde. Sağlıksız beslenme: Dengesiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yetersiz meyve ve sebze tüketimi ağız kanseri riskini artırabilir. Kronik ağız yaraları veya enfeksiyonlar: Uzun süreli ağız yaraları veya enfeksiyonlar, ağız kanseri riskini artırabilir. Ailesel yatkınlık: Ailesinde ağız kanseri öyküsü bulunan kişilerde risk daha yüksek olabilir. Ağız kanserinin gelişiminde birden fazla faktörün etkili olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, sağlıklı yaşam tarzı tercihleri ve düzenli kontroller, ağız kanserinden korunmada önemli rol oynar. Ağız kanseri belirtileri nelerdir? Ağız kanserinin belirtileri şunlar olabilir: Ağız içinde veya dudaklarda görülen yara veya kabarıklıklar. Ağız içinde veya dilde uzun süre iyileşmeyen yaralar. Dişetlerinde veya ağız tabanında kalıcı ağrı veya hassasiyet. Ağızda veya boğazda kronik olarak hissedilen ağrı. Dil veya boğazda hissedilen kalıcı bir yutma zorluğu. Ağız içinde veya boğazda hissedilen uzun süre devam eden şişlik veya topaklanma. Dişler arasında veya protezlerin altında hissedilen sürekli bir tahriş veya hassasiyet. Dil veya boğazda renk değişiklikleri veya lezyonlar. Ağızda veya boğazda hissedilen uzun süreli uyuşukluk veya hissizlik. Ağız kokusu veya kötü nefes. Ses kısıklığı veya ses tonunda değişiklikler. Bu belirtilerden herhangi biri uzun süre devam ediyorsa veya ilerliyorsa, bir doktora başvurmak önemlidir. Ağız kanseri erken teşhis edildiğinde tedavi şansı daha yüksektir. Ağız kanseri hangi yaşlarda görülür? Ağız kanseri, genellikle 40 yaşın üzerinde görülme eğilimindedir, ancak gençlerde ve hatta çocuklarda da nadir durumlarda ortaya çıkabilir. Her yaşta ağız kanseri gelişebileceğinden, düzenli diş hekimi kontrolleri ve ağız içi muayeneleri önemlidir.

İzmir haber: Minik Tuana hastalığa karşı savaştı Haber

İzmir haber: Minik Tuana hastalığa karşı savaştı

İzmir'de Özgül ve Hayrullah Ülker çiftinin çocukları olan Tuana'da, 16 aylıkken fazla kilo kaybı gibi şikayetler ortaya çıktı. Tuana'ya, yapılan tetkikler sonucu ise beyin tümörü tanısı konuldu. Daha sonra Tuana, İzmir Ege Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alınarak çeşitli operasyonlar geçirdi, zaman içerisinde tümörün bölgeyi kaplamasıyla 4 yaşında görme kabiliyetini tamamen kaybetti. Geçirdiği operasyonlar sonrasında epilepsi ve tiroid hastalıkları ortaya çıktı. 2021 yılında ise hastalığı yeniden nüks etti. Tümörden kurtulan ve toplamda 6 operasyon geçiren Tuana, mücadeleyi bırakmadı, şimdi ise moralle, etkinliklerle hayata tutundu. Tuana Ülker, etkinliklerde resim yaptığını, oyuncaklarla oynadığını ve arkadaşlarıyla güzel vakit geçirdiğini ifade etti. “Uzun operasyonlar geçirdik, çok şükür şimdi iyi” Tuana'nın tedavi sürecinin iyiye gittiğini anlatan anne Özgül Ülker, “Tuana'ya 16 aylıkken teşhis konuldu. Birkaç operasyon geçirdi. O süreç gerçekten çok zor bir süreçti. Ardından bir ilaç tedavimiz oldu. Onkolojide devam ettik. Tekrar bir ilaç tedavimiz oldu, tekrar bir operasyon oldu. Uzun operasyonlar geçirdik. Beyinde bir kitle oluştu. En ufak bir durum çocuğu etkiliyordu. 4 yaşında maalesef görme kabiliyetimizi kaybettik. Kitle, görme merkezinde olduğu için görme kabiliyetini kaybetti. Ondan sonra tekrar 3 defa operasyon tekrar geçirdik. Çok şükür şimdi iyi. Kontrollerimiz sürüyor” ifadelerini kullandı. “Arkadaşlarıyla çok güzel bağ kuruyor” Tuana'nın gittiği her yerde etkinlikleri anlattığını vurgulayan Özgül Ülker, “Tuana ‘Ben oraya gittim, orada çok mutlu oldum' diyor. Bütün gün evde onu anlatır. Mutlu oluyor. Yeni arkadaşlarla tanışıyor. Hiç unutmuyorum bir gün otele gittik. Tuana bana ‘anne ne kadar güzel bir yer' dedi. Oradaki arkadaşlarla da o kadar güzel bir bağ kurmuş. Kendini çok güvende hissediyor, ‘annem gibi davranıyorlar bana' diyor” diye konuştu.

Bağırsak kanseri neden olur? Bağırsak kanseri belirtileri nelerdir? Haber

Bağırsak kanseri neden olur? Bağırsak kanseri belirtileri nelerdir?

Dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olan bağırsak kanseri, sıklıkla 50 yaş ve üzeri kişilerde ortaya çıkar. Bununla birlikte her yaştan insanda görülme ihtimali bulunan bağırsak kanseri belirtileri hakkındaki bilgiler, pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Bağırsak ya da diğer bir adıyla kolon kanseri hakkında merak edilen temel konuları, haberimizin devamında sizin için derledik. Bağırsak kanseri neden olur? Kolon ya da diğer bir adıyla bağırsak kanserinin oluşumunda; aşırı yağlı ve kırmızı et ağırlıklı beslenme, obezite, sigara içme ve alkol tüketiminin yanı sıra polipler de etkili olabilir. Kalın bağırsakta polip tespit edildiğinde, kolonoskopi sırasında alınarak kanserleşmeden önce hastalığın önlenmesi mümkündür. Ayrıca, meme ve yumurtalık kanseri geçmişi olan kadınlarda kolon kanseri riski artabilir. Bu nedenle, meme ve yumurtalık kanseri olan bireylerde 50 yaşını beklemeksizin kolon kanseri taraması yapılması önerilir. Bağırsak kanseri belirtileri Karın ağrısı, dışkıda kan, anemi, uzun süreli ishal veya kabızlık, tuvalet alışkanlığında değişiklik, ince ve uzun dışkı şekli, kilo kaybı ve yorgunluk, kolon kanserinin en sık rastlanan belirtileridir. Bağırsak kanserinin belirtileri arasında en sık görülenler şu şekilde karşımıza çıkar: Dışkılamada devamlı ishal veya kabızlık gibi değişiklikler Dışkıda kan veya rektal bölgede kanama Anemi (kansızlık) Yorgunluk ve halsizlik hissi Dışkının kalem gibi ince ve uzun şekilde olması Dışkıda yumurta akı görünümlü salgının ortaya çıkması Karın ağrısı veya pelvik ağrı görülmesi İstemsiz kilo kaybetme Mide bulantısı ve kusma isteği Gözün beyaz kısmında ve ciltte sararma Normal bir şekilde dışkılama yapılmasına rağmen, bağırsakların boşalmadığı hissi Yutmada güçlük yaşama Yemek yerken hızla doyma hissi Bağırsak kanseri tedavisi Kolon ya da bağırsak kanseri tedavisi, potansiyel olarak kansere dönüşebilecek poliplerin kolonoskopi ile çıkarılmasıyla başlar. Eğer kanser ileri bir aşamaya gelmişse, cerrahi müdahale gerekebilir; tümörün bulunduğu bölge çıkartılır. Hastalığın çevre dokulara yayıldığı durumlarda kemoterapi uygulanabilir. Kanser metastaz yapmışsa, tedavi devam edilerek hastanın yaşam süresi uzatılmaya çalışılır. Bağırsak kanseri nerede ağrı yapar? Bağırsak kanseri ilerlediğinde, karın bölgesinde ağrı hissedilir. Bunun yanı sıra aynı bölgede şişlik de meydana gelir. Bağırsak kanseri nasıl başlar? Bağırsak kanserleri, bağırsak iç yüzeyindeki poliplerle başlar. Profesyonel doktorlar, bu polipleri tespit ederek kanser gelişimini önlemek için bir tedavi planı uygulayabilirler. Kolorektal kanser genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkar, ancak her yaşta görülme riski vardır. Eğer tedavi edilmezse, bu kanser türü yayılma eğiliminde olabilir.

Meme kanseri çocuk sahibi olmaya engel mi? Tedavi sürecinde bilmeniz gerekenler Haber

Meme kanseri çocuk sahibi olmaya engel mi? Tedavi sürecinde bilmeniz gerekenler

Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser tipi olduğuna ve ülkemizde her 8 kadından birinin hayatı boyunca meme kanseri tanısı aldığına dikkat çeken Jinekolojik Onkoloji Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, anne ve babalık hayali kuran kişileri uyardı. Meme kanseri tedavisi olan ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınların mutlaka tedavinin tamamlanmasını beklemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ateş Karateke, hastaların gebe kalmadan önce doktorlarıyla bu konuyu mutlaka konuşmaları gerektiğini belirtti. “TEDAVİ DÖNEMİNDE GEBELİKTEN KORUNMA YÖNTEMLERİ UYGULANMALI” Kemoterapi alan meme kanserli olgularda, adet döngüsünde değişiklikler ve doğurganlık problemleri görüldüğünü hatırlatan ve gebelikten korunma yöntemlerinin uygulanması gerektiği söyleyen Prof. Dr. Ateş Karateke, “Genel olarak 35 yaşından küçük olgularda adet döngüsü 2 yıl içinde geri dönecektir; ama 35 yaşından büyük olgularda bu sonuçlar çok değişik olabilir. Ayrıca tamoksifen kullanan olgularda adet döngüsünde değişiklikler ve sıcak basmaları olabilir. Tamoksifen kullanımı doğurganlığı bozmaz hatta artırabilir ama bu ilacın gebe iken kullanımı kabul edilmez, bebek için zararlıdır. Bunun için tedavi altındaki genç olgularda, gebelikten korunmak için hormonal olmayan yöntemler; yani prezervatif, spiral veya tüplerin bağlanması ya da çıkarılması uygun olacaktır.” dedi. “TEDAVİDEN 2 YIL SONRA GEBELİKLERE İZİN VERİLEBİLİR” “Eğer meme kanserli olgu, doğurganlığını devam ettirmek istiyor ise; yumurta veya embriyo dondurma yöntemleri olguya anlatılmalıdır.” diyen Prof. Dr. Ateş Karateke, “Meme kanserli olgu, tedavi sonrası 6 ay içinde gebe kalırsa hastalığın gidişatı kötü olacaktır. Bunun için gebelik isteyen olgularda tedavi sonrası hastalıksız geçen 2 yıldan itibaren gebeliklerine izin verilebilir.” uyarısında bulundu. HASTALIK SONRASI DEPRESİF BOZUKLUKLAR 4 KAT ARTIYOR Kanser tedavisi sonrası olgularda, hastalık yenilmiş olsa da ciddi depresif bozuklukların sağlıklı kadınlara göre 4 kat daha fazla görüldüğünü söyleyerek piskolojik sürecin de ele alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ateş Karateke, “Olguların takibini yapan hekimler, bu olguların yarısından fazlasında depresyon varlığının farkında olamamaktadırlar. Hâlbuki bu sıkıntılar yaşam kalitesini bozmakta, iş gücüne engel olmakta ve sağlık harcamalarının artmasına neden olmaktadır. Kaygılar ve depresif bozukluklar artıkça onkolojik sonuçların da kötüleştiğini bilmekteyiz.” şeklinde konuştu. “DEPREYON VE ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ ARAŞTIRILMASI ÖNEMLİ” Depresyonla baş edildiğinde hem yaşam kalitesinin artacağı hem de yaşam süresinin uzayacağı gerçeğinin unutulmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Karateke açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Kanseri yenmiş, zorlu ve uzun tedavi sürecini başarıyla tamamlamış olan olgularda, depresyon ve anksiyete bozukluklarının araştırılması önemlidir. Böyle bir durum varlığında, psikiyatri konsültasyonu yapılmalıdır. Antidepresanlar kullanılırken, bu ilaçların tamoksifenle etkileşebileceği unutulmamalıdır. Tamoksifen kullanan olgularda, venlafaksin adlı molekül tercih edilmelidir. Çünkü venlafaksin, tamoksifen metabolizmasına minimal etki yapar, diğer antidepresanlar kadar etkilidir ve ayrıca tedavideki hastalarda sık görülen ateş basmalarını azaltabilir. “CİNSEL YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLEYEN SORUNLARIN TEDAVİSİ GEREKİR” Bu dönemde birçok hastamızda, cinsel istek ve hazda azalma görmekteyiz. Bu durum, vücut imajı daha az bozulan kısmi mastektomi yapılmış olgularda daha az boyuttadır. Halsizlik ve cinsel istek azalmaları tedavi bitiminden 2 yıl sonra ortadan kalkacaktır. Hastaların birçoğunda tedaviye bağlı menopozal bulgular ortaya çıkar. Özellikle vajinal kuruluk gibi cinsel yaşamı olumsuz etkileyen sorunların tedavisi gerekir. Eşi veya partneri ile anlaşmazlık yaşayan olgularda, ruhsal ve cinsel zorluklar daha sık görülmemektedir. Tanı ve tedavi öncesi ve sırasında, problemli ilişkisi devam eden olgularda ruhsal ve cinsel rahatsızlıklar ve tedaviye bağlı yan etkiler daha sık görülecektir. Hastaların yakın çevresinin tedavi başarısında ve sorunsuz bir süreç geçirilmesinde önemi büyüktür. Eşi ve çevresinden yeterli destek alamayan olgulara psikiyatri konsültasyonları önerilir.” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Meme kanseri tanısında yapay zeka dönemi

İzmir'de 66 kadına ücretsiz tarama Haber

İzmir'de 66 kadına ücretsiz tarama

İzmir Ticaret Odası (İZTO) 21. Kişisel Bakım, Kuaför, Güzellik Salonları ve Kuru Temizleme Grubu, 3. İzmir Kuaför Estetik Kozmetik ve Güzellik Fuarında, kanserde erken teşhisin önemine dikkat çekmek için “kontrolü ele al” sloganıyla sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi. Proje kapsamında, 27-28-29 Ekim tarihlerinde 40-69 yaş aralığındaki 66 kadına, Gaziemir Fuar alanında konumlanan pembe renkli KETEM tırında ücretsiz meme taraması yapıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Jülide Tutan, “Pembe Ekim adını verdiğimiz, Meme Kanseri Farkındalık Ayında; pembe kurdelelerimiz, balonlarımız, sloganlarımızla pembe tırımızın önündeyiz. Biliyoruz ki farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları sayesinde hastaların yarısına yakını erken teşhis alıyor. Erken teşhis de hayat kurtarıyor. Bu ay boyunca yaptıklarımızı tüm yıla yaymalı, bu hastalık nasıl önlenebilir, nasıl erken tanı alınır, konularını kadınlarla paylaşmalıyız” dedi. Sağlık Bakanlığı KETEM tırının İzmir’in en ücra köylerinden kent merkezlerine kadar gezerek tarama yaptığına dikkat çeken Tutan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler de bu tarama faaliyetlerini anlatmalı, çekingen davranan kadınlarımızı harekete geçirmeliyiz. Meme kanserinden ölümleri engellemenin tek yolu, mamografiyi yaygınlaştırmaktır. Yakın çevremden biliyorum mamografi için ‘tost makinası’ da deniyor ve canımızın biraz yandığı da bir gerçek; ancak kanseri erken yakalayamazsak çekeceğimiz acı, çok daha fazla olacaktır. Ne olur mamografiden kaçmayalım. 40 yaşından sonra 70 yaşına kadar her yıl taramamızı yaptıralım” İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Adile Dilek Mutlutürk ise “‘En iyi güzellik, sağlıklı olmaktır’ anlayışından hareket ederek bu yıl 3’üncüsünü düzenlediğimiz Beauty İzmir Expo’da meme kanseri farkındalığı oluşturmak istedik; çünkü meme kanserinde erken teşhis ve taramanın süreçteki iki anahtar kelime olduğunu deneyimlerimiz bize öğretti. Meme kanseri ölümcül bir hastalık değildir. Erken teşhis hayat kurtarır. Ertelemeyelim, korkmayalım ve üşenmeyelim” diye konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Meme kanserine karşı bu önerilere dikkat! 

Bornova'da meme kanserine dikkat çekildi Haber

Bornova'da meme kanserine dikkat çekildi

Bornova Belediyesi ile Sağkal Derneği işbirliği ile yapılan etkinlikler kapsamında Büyükperk’tan başlayan Farkındalık Yürüyüşü’ne pembe tişörtleriyle katılan kadınlar erken teşhisin önemini taşıdıkları pankartlarla anlattı. Yürüyüşün ardından Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Meme Kanseri Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar” konulu söyleşide Opr. Dr. Cüneyt Tuğrul, önemli bilgiler verdi. Her kadının 20 yaşından sonra kendi kendini muayene etmeyi öğrenmesi gerektiğinin önemine vurgu yapan Dr. Tuğrul, meme kanserinin günümüzde her 7-8 kadından birini etkilediğini, saptandığı anda yaşamı tehdit ettiğini, ne kadar erken teşhis edilirse o kadar kolay tedavi edildiğini söyledi. Son yıllarda erkeklerde de görülmeye başlanan meme kanserinde riskin 20’li yaşlarda düşükken 40’lı yaşlarda arttığını belirterek, “Kadınlar meme kanserinden korunmak için 25 yaşında ilk doktor muayenesi olmalı, 30-35 yaşlarından itibaren her yıl meme muayenesi olmalı ve meme ultrasonu çektirmeli, 40  yaşında ilk mamografi, 40-65 yaş arasında ise her yıl muayenenin yanı sıra ultrason ve mamografi çektirmeli. 65 yaş sonrasında ise iki yılda bir muayene gereklidir” dedi. Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ da Farkındalık Yürüyüşü’ne katılan kadınlarla bir araya gelerek, duyarlılıkları ve başka kadınları da daha duyarlı olmaya davet etmeleri nedeniyle tebrik etti. Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, “Erken teşhisle çok daha kolay tedavi imkanlarına sahip olunan meme kanserinin geriletilmesinde ve kadınlarımızın sevdikleriyle daha uzun yıllarla yaşama mücadelesinde Bornova Belediyesi olarak elimizden gelen desteği veriyoruz. Sadece Dünya Sağlık Örgütü tarafından farkındalık ayı olarak belirlenen Ekim ayında değil, sağlık hizmetlerimizden bilgilendirme çalışmalarımıza kadar her konuda bütün yıl boyunca kadınlarımızın yanında oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bornova'da pembe ışıklı farkındalık

İzmir'de meme kanserine karşı farkındalık eğitimi Haber

İzmir'de meme kanserine karşı farkındalık eğitimi

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Sağlıkta Kalite Derneği tarafından Balçova Belediyesi'nin desteğiyle hayata geçirilen Umut Atölyesi kanser hastası kadınlara tedavi süresince ücretsiz barınma hizmeti veriyor. Umut Atölyesi uzmanları,  meme kanseri farkındalık ayı olan Ekim ayında kadınlara yönelik iki eğitim düzenledi. Bayındır ve Kemalpaşa’da yapılan eğitim buluşmalarında 150’den fazla kadına meme kanserine karşın alınması gereken önlemler, erken teşhisin önemi ve tedavi süreci anlatıldı. Eğitimlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen Umut Atölyesi Projesi hakkında da bilgi verildi. Projeden faydalanan Melek Basum, Çiğdem Kurudere ve Saadet Köknel kansere yönelik mücadelelerini ve Umut Atölyesi'nden aldıkları hizmete yönelik deneyimlerini ve memnuniyetlerini paylaştı. İzmir'de kimse yalnız değil İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ‘Burası İzmir Burada Kimse Yalnız Değil’ anlayışıyla çalışan Umut Atölyesi; şehir dışında yaşayıp İzmir'de kanser tedavisi gördüğü sürede kalacak yeri olmayan yurttaşların geçici barınma ihtiyacını karşılıyor. 16 kişilik barınma kapasitesine sahip Balçova Umut Atölyesi'nde hastalara üç öğün yemek ve hastaneye ulaşım hizmeti de veriliyor. Kadınların zor sürecin üstesinden dayanışma içinde gelmesinin hedeflendiği Umut Atölyesi Projesi’nden 2019’dan itibaren 548 kadın yararlandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Meme biyopsisi hakkında bilinmesi gereken 5 nokta!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.