TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kani Beko

Kani Beko haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kani Beko haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kani Beko: Emeklilerimizi yaşarken öldürdüğünüzün farkında mısınız? Haber

Kani Beko: Emeklilerimizi yaşarken öldürdüğünüzün farkında mısınız?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 27. dönem İzmir Milletvekili Kani Beko emekliye Kasım ayında bir defaya mahsus verilecek 5 bin lira için açıklama yaptı. Beko; AKP yetkililerine soruyorum emekliye reva gördüğünüz bu maaşlarla siz yaşayabilir misiniz? Sarayın, günlük harcamalarının 15 milyon, aylık harcamalarının ise 450 milyon Lira olduğunu hatırlatan Kani Beko, “Rakamlar örtülü ödenek hariç, Sayıştay raporlarında böyle geçiyor” dedi. Emekliye yüzde 25 zam yapılırken enflasyonun yüzde yüzün üzerinde olduğunu vurgulayan Kani Beko, emekliye hayatın zehir edildiğini belirterek emeklilerin, adeta açlık ve sefalete terk edildiğini söyledi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (iLO) Dünya Emeklileri Listesi’nde Türkiye’nin son sırada bulunduğunu dile getiren Kani Beko, “AB istatistiklerine göre Türkiye' de yaşayan emekliler dünyanın en yoksul insanları, Türkiye’de yaşayan emeklilerin yüzde 80’i açlık sınırının altında yaşıyorlar. Emeklilere yeterli maaş vermeyen AKP iktidarı, “Kur Korumalı Mevduat” sahiplerine 717 milyar Türk lirasını bir avuç zengine verdi. 85 milyon insanı devlet eliyle soydular. AKP iktidarı Londra' da tefecilere günde 76 milyon dolar veriyorlar. AKP iktidarı döneminde 1 Trilyon Dolar rüşvet verilmiş, yolsuzluk ve çürüme maalesef ülkemizi sarmış durumda” dedi. “17/25 Aralık Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu olarak tarihe geçmedi mi?” diye soran Beko, tüm bunları göremeyen Çalışma Bakanı’na yönelik olarak, “Bunları görmeyen Çalışma Bakanı, ihtiyacı olduğu için çalışmak zorunda kalan emeklilerimize 5 bin lira vermeyi çok görüyor ve çalışmak zorunda olan emekliye de 5 bin lirayı vermiyor” diyerek tepki gösterdi. ÇALIŞAN EMEKLİLER FAYDALANAMAYACAK Günlerdir emeklilerle ilgili Cumhurbaşkanı danışmanları, Çalışma Bakanlığı uzmanlarının toplantılar yaptıklarını hatırlatan Beko, “Sonunda bir defaya mahsus emekliye 5 bin lira ödeme kararına vardılar. Kasım ayında yapılacak bu ödemeden çalışan emekliler faydalanamayacaklar. Emekliye neden çalışmak zorunda kalıyorsun diye soracaklarına çalışan emekliye 5 bin lirayı vermeme kararı alarak işin kolayını seçiyorlar. Emeklinin ihtiyacı olmasa neden çalışsın onu sorgulamıyorlar, sorgulanması gereken asıl bu olmalı. 5 bin lirayı vermemek olmamalı, bu para çalışan emeklilerinde hakkı” dedi. Emekliye 5 bin liranın reva görüldüğünün altını çizen Kani Beko şöyle devam etti: “Emekliye verdiğiniz yedi bin 500 Türk Lirası maaşla emeklimiz, neredeyse en düşük ev kiraları 10 bin lira ve önümüz kış doğalgaz, elektrik, mutfak, su, ilaç, ulaşım bu giderler nasıl karşılanacak? Bunları siz bilir misiniz, tabi ki bilmezsiniz?  Bu giderleri karşılamak için emeklilerimiz çalışmak zorunda nefes alabilmeleri için hayatlarını sürdüre bilmeleri için buna mecburlar. Emekliye Kasım ayında vereceğiniz 5 bin Lira Kasım ayında ödeyecekleri kira bedelinin yarısı, emekliye 20 bin lira maaş verin çalışmasın. Avrupa’da emeklilerin sendikaları Ferpa konfederasyona üyedir, toplu görüşmeleri sendikaları yapıyor. Ülkemizde yaşayan emeklilerden beş katı daha fazla maaş alıyorlar. Bizim emeklilerimiz çalışmasa hava karardığında Pazar yerlerinden artıkların topluyorlar. Türkiye’de ise emekliler kurmuş oldukları DİSK Emekli-Sen’i Valiler kapatılması için dava açmaktadır. Buna rağmen DİSK Emekli-Sen demokrasi ve özgürlüklerden emekli olunmaz diyerek alanlarda mücadelesini sürdürmeye devam ediyorlar.  Emeklilerimizi yaşarken öldürdüğünüzün farkında mısınız? Dul ve Yetimler daha da az maaş alıyorlar. Nasıl geçiniyorlar diye soran var mı? Çalışma Bakan Işıkhan mücbir sebepten dolayı kısıtlamaya gittik diyor. Sanırım deprem bölgelerini kastediyor, ancak deprem bölgeleri için toplanan 115 milyarın 86 milyarı meclise teklif getirerek denetim dışında tutunuz bunun amacı neydi? Bu 86 milyarın denetim dışı kalması teklifini ne zaman yaptınız seçimlerden önce. Keşke makam araçlarında kısıtlamalara gitseydiniz de emekliyi açılığa mahkum etmeseydiniz. İtibardan da tasarruf edilir anlayışına sahip olsaydınız emeklilerimiz de refah içinde yaşardı” Bu haber de ilginizi çekebilir: Kani Beko: Soyer’e bir fırsat daha

Kani Beko: Soyer’e bir fırsat daha Haber

Kani Beko: Soyer’e bir fırsat daha

Cumhuriyet Halk Partisi 27. Dönem İzmir Milletvekili Kani Beko, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Sultan Gümüş Kaya ile Birinci Sayfa programına konuk oldu. Kent siyasetine dair önemli dipnotlar aktaran Beko, Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere ilişkin, “Tunç Soyer’e bir fırsat daha vermek gerekir diye düşünüyorum” dedi. Öte yandan, mevcut siyasal iktidarın İzmir’e bakış açısının da değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Beko, “Ankara’daki vergiler adaletli bir şekilde dağıtılmış olsaydı İzmir’de bulunan Tunç Soyer ve ekibi daha da başarılı olurdu” mesajını verdi. SOYER MEGA PROJELERE İMZA ATTI  Kani Beko, şunları aktardı: “Belediye hizmetleri bana göre şöyle, birinci dönem belediye başkanlarımız çalışmalarına başlarlar. Kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli projeler üretirler. Özellikle uzun vadeli projeleri siz 4 yılda, 5 yılda bitiremezsiniz. Tunç Soyer göreve geldiği günden bu yana mega projelere imza attı. Mesela Buca Metrosu'nun bitişini ben görmek isterim. Narlıdere Metrosu'nun bitişini görmek isterim, Çiğli raylı sisteminin hayata geçirildiğini görmek isterim. Tüm bu çalışmaları başlatanların sonunu da getirmesini isterim. Dolayısıyla Tunç Soyer’e bir fırsat daha vermek gerekir diye düşünüyorum… Buca’da trafik sorunu yıllardır kangren halde. O yüzden Buca Metrosu'nun inşası herkesi mutlu etti. Başlatan ise Tunç Soyer. Haliyle onun tamamlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden bir şansı daha hak ediyor.” BU KENTTE NEDEN HİZMETLER TAMAMLANMIYOR? “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bazı ilçelerde eksiklikler görebilirsiniz. Bazı yanlışlar da olabilir” diyen Beko, “Ama bunu İstanbul’da, Ankara’da ya da AK Parti’ye bağlı belediyelerde de görmek mümkün… Her şeyden önemlisi bizler vatandaşlar olarak vergi veriyoruz. Ödediğimiz verginin karşılığında ise hizmet görmek isteriz. Ve bu noktada İzmir’e bakmak lazım. Bu kentte neden hizmetler tamamlanmıyor? Mevcut siyasal iktidarın İzmir’e bakış açısını da değerlendirmemiz gerek. AK Partili belediyelere baktığımız zaman aynı adaleti İzmir’de göremiyoruz. Ankara’daki vergiler adaletli bir şekilde dağıtılmış olsaydı İzmir’de bulunan Tunç Soyer ve ekibi daha da başarılı olurdu. Ayrıca özellikle büyükşehirler için diyebilirim ki, İstanbul’daki Ekrem İmamoğlu, Ankara’daki Mansur Yavaş, İzmir’deki Tunç Soyer’in mutlaka kısa, orta ve uzun vadeli projeleri olmalı” ifadelerini kullandı. Kani Beko, son olarak “Bizler güzel bir ülkenin çocuklarıyız. Güzel bir ülkede yaşıyoruz. Verimli topraklarımız var. Ve bu verimli topraklarda bölüşürsek tok oluruz. Bölünürsek yok oluruz. Birleşirsek var oluruz” çağrısında bulundu.   BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Batur ‘Sular temele ulaştı’ demişti: Güçlendirme Kordon’u kurtarır mı?

Kani Beko’nun parlamento serüveni Haber

Kani Beko’nun parlamento serüveni

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  27. dönem İzmir milletvekili Kani Beko seçim öncesi seçmene verdiği sözü tuttu. Beko, milletvekili olarak parlamentoda bulunduğu beş yıllık dönemde neler yaptığını kitap haline getirdi. Kani Beko, İzmir’i ve İzmirliyi temsil ettiği dönemlerin yer aldığı kitabını CHP İzmir örgütlerini, belediye başkanlarını, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ederek hediye ediyor. Milletvekili olmadan önce İzmirlilere verdiği bir söz olduğunu hatırlatan Kani Beko, milletvekilliği sona erdiğinde, yaşadığı dönemini kitaplaştıracağı konusundaki sözünü yerine getirdiğini söyledi. Beko, “Milletvekili olmadığım için İzmirlilere verdiğim sözü tutarak beş yıllık milletvekili olduğum süre zarfında neler yaptığımı hazırladığım bu kitapla anlatmak istedim” dedi. Hazırladığı bu kitabın faaliyet raporu gibi düşünülmesi gerektiğini ifade eden Beko, milletvekili olduğu beş yıl boyunca verdiği kanun teklifleri, soru önergeleri, basın toplantılarında yaptığı açıklamaların yer aldığını belirtti. Beko, “İzmir'e hizmet etmek benim için çok önemli, şimdi İzmir ilçe belediye başkanlarımızı ilçe örgütlerimizi, sivil toplum kuruluşlarını, dernekleri, odaları kısacası her yere gitmeye çalışıyorum. İzmirliye verdiğim sözü yerine getiriyorum ve hazırladığım kitabı hediye ediyorum” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Kani Beko: ''TOGG, sadece seçim malzemesidir''

Beko: Size söz sağlıkta baharlar gelecek Haber

Beko: Size söz sağlıkta baharlar gelecek

Prof. Dr. Murat Biçer’in, evine giderken hasta yakınlarının saldırısına uğramasına tepki gösteren TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “AK Parti iktidarının uyguladığı yanlış politikalar sonucunda ülkemizde sağlıkta şiddet sorununun artması ve konunun çözülmemesi kabul edilebilir değildir. Doktorlarımızın ve sağlık emekçilerimizin sistematik bir biçimde şiddete maruz kalmasının en önemli nedeni, iktidarın ve Saray yönetiminin ötekileştirme ve cezasızlık politikalarının yanı sıra 2002 yılından itibaren uygulamaya koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Programıdır. Bu program, sağlık sistemini adım adım çöküşe götürmüş ve bu durumun sonucu olarak da hiçbir surette onaylamayacağımız görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugün artık emeği değersizleştirilen, ekonomik, sosyal ve özlük hakları azaltılan, mesleği itibarsızlaştırılan sağlıkçılara yönelik şiddet ne yazık ki yaygınlaşmıştır” değerlendirmelerinde bulunmuştur. Sağlıkta Dönüşüm Programı Öncelikle Prof. Dr. Murat Biçer’e geçmiş olsun dileklerini ileten CHP İzmir Milletvekili Beko; saldırıyı gerçekleştirenlerin hukuk önünde hesap vermeleri ve adaletin sağlanması gerektiğini belirtti. Konunun tüm tarafları ile birlikte hızlıca çözüme kavuşturulması ve şiddet sorununun derhal çözülmesi gerektiğinin altını çizen Beko; “Sağlıkta şiddet vakalarının azalabilmesi için en başta Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bozulan sağlık sistemi ve bu nedenle de günbegün ağırlaşan çalışma koşulları düzeltilmelidir. Bunun yanı sıra da sağlık çalışanlarına yönelik aşağılayıcı, itibarsızlaştırıcı, doktor ve hastayı karşı karşıya getiren söylemlerin son bulması gereklidir. Sizin de hatırlayacağınız üzere; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘giderlerse gitsinler’ diyerek sağlık çalışanlarını ve doktorlarımızı açıkça hedef haline getirmiş ve bu şiddet zeminine yer açmıştır. Bu ve bunun gibi söylemleri kabul etmek mümkün değildir. Acilen bu gibi söylemlerden vazgeçilmeli, bu alanda yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. OHAL döneminde kamudan ihraç edilen ve daha sonra da intihar eden arkadaşlarımızı da unutmayalım. Doktor yetersizliğinden insanlar var olan hastanelere MSR üzerinden 2-3 ay sonraya randevu alabiliyorlar. Bu da bize özetle Saray yönetiminin sağlıklı bir sağlık politikasının olmayışını göstermektedir.’ Sağlıkta şiddet Millet İttifakı ile bitecek! Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bozulan sağlık sistemi ve bu nedenle de günbegün ağırlaşan çalışma koşullarının ancak Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakının politikaları ile düzeltilebileceğinin anlaşıldığını vurgulayan Beko; “Yaklaşan seçim ile birlikte bu konuda da bizler gerekli çalışmaları yapacak ve sağlık alanı başta olmak üzere şiddete sıfır tolerans politikası ile konunun çözüme kavuşmasını sağlayacağız. Tüm sağlık emekçilerine insanca yaşayabilecekleri, emekliliğe de yansıyan, yoksulluk sınırının üzerinde bir temel ücretin verilmesini sağlayacak, ayrıca ek göstergelerinin 3600'den 7200'e kadar kademeli olarak yükseltilmesini de sağlayacağız. Sağlıktaki personel sayısının kadrolu, güvenceli istihdamla OECD ortalamasına çıkarılması; atanamayan sağlıkçıların sorunlarının çözülmesi, yanı sıra da özel sağlık kuruluşları da dâhil hiçbir alanda taşerona yer verilmemesi de hedeflerimiz arasındadır. İktidarımız ile birlikte, sağlığa merkezi bütçeden daha fazla pay ayrılmasının sağlanması, yurttaşların, parası kadar sağlık hizmeti alır hâle geldiği bu düzenin değiştirilmesi de sağlanacaktır. Sana Söz Türkiye; Sağlıkta da Baharlar Gelecek!” değerlendirmesinde bulundu. HABER MERKEZİ

Soyer: “Geleceğe dair umut taşımak mümkün” Haber

Soyer: “Geleceğe dair umut taşımak mümkün”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Levent Gök’ün kaleme aldığı “Roboski: Uludere’nin Gözyaşları” adlı kitap için düzenlenen söyleşiye ve imza gününe katıldı. Kültürpark İzmir Sanat’taki etkinlikte CHP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Adayı Rıfat Nalbantoğlu, CHP İzmir milletvekilleri Atila Sertel, Tacettin Bayır ve Kani Beko, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, siyasi partilerin temsilcileri, meclis üyeleri ve yurttaşlar yer aldı. “BU HESAPLAŞMA VİCDAN SAHİBİ OLMAYI GEREKTİRİYOR” 28 Aralık 2011’de bir hava harekâtıyla 34 canın yok olduğuna değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bunların 17’si 18 yaşının altında çocuklardı. Ve o günden bugüne geçen 12 yıl içinde yaslı analar yaslarıyla beraber yitip gittiler. Bir sis perdesi altında bu olayla ilgili neredeyse hiçbir şey yapılmadı. Hiç kimse hiçbir şey öğrenemedi. Eğer vatandaş devletinin adaletin önünde bir engel olduğunu düşünmeye başlamışsa orada umutlar da bitmiş demektir. Bu katliamla yüzleşmeden, sorumlularını ortaya çıkarmadan ne helalleşmek mümkün ne geleceğe dair umut taşımak mümkün. Sevgili Levent Gök olağanüstü kıymetli bir iş yaptı. Çünkü bu hesaplaşma vicdan sahibi olmayı gerektiriyor. Eğer o vicdan yoksa zaten adaletin eksikliğinden de rahatsız olmazsınız. Hâlbuki adaletin eksikliği en temel insan haklarının eksikliği anlamına geliyor. Levent’i bu işin peşini bırakmaması nedeniyle bütün kalbimle kutluyorum ve bize umut verdiği için de teşekkür ediyorum" dedi. “SORUMLULAR ADALET ÖNÜNDE HESAP VERENE KADAR BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ” CHP Ankara Milletvekili ve kitabın yazarı Levent Gök ise, “Demokrasi; yönetenlerin hesap verdiği bir yönetim biçimidir. Eğer bir ülkede yönetenler hesap vermiyorsa, bu sorgulanamıyorsa ve adalet işlemiyorsa o ülkede ne yaparsanız yapın bir demokrasiden bahsetmeniz söz konusu değildir” dedi. Olayın yaşandığı döneme ilişkin bilgi veren Gök, “Bu vahim tablo günlerce saklandı. Medyada karartma yapıldı. Olayın ne olduğunu bugün bile tartışan yurttaşlarımız var. Olayın gerçek niteliğini anlamak, yorum yapmak imkânı bırakılmadı” diye konuştu. Gök ayrıca, “Bu hesaplaşmayı yapamazsak, bunları cesaretle ortaya koyamazsak devletimizin, Türkiye’mizin demokratik olmasını sağlayamayız. Bu mücadelelerin elbette önemli ve sürekli olması gerekiyor. Olayı kapatmaya, karartmaya çalışıyorlar. Biz de onlara inat unutturmamaya çalışıyoruz. Bildiklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı bir kitapta toplayarak tarihe not bırakıyoruz. Bu olayın sorumluları adalet önünde hesap verene kadar bu işin peşini bırakmayacağız” dedi. ÖNSÖZÜ KILIÇDAROĞLU YAZDI CHP Genel Başkanı ve 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “Hafızamızı tazeleyen, tarihe not düşen, büyük bir acıyı unutturmayan bu kitabından dolayı Levent Gök’ü kutlarım” ifadeleriyle önsözü yazılan eser 28 Aralık 2011 tarihinde 34 yurttaşın hava saldırısıyla hayatını kaybettiği Uludere-Roboski Olayı’nın perde arkasını konu alıyor. Gök ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Üyesi olduğu dönemde, 28 Aralık 2011 tarihinde TBMM’de kurulan Uludere Alt Komisyonu’nda görev yapmıştı. HABER MERKEZİ

CHP’li Beko: Bu zulme son vermek için 1 Mayıs’ta alanlardayız! Haber

CHP’li Beko: Bu zulme son vermek için 1 Mayıs’ta alanlardayız!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, Türkiye işçi sınıfının, dünya emek hareketinin ve tüm yurttaşların 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutladı. Alanlardan yükselecek özgürlük sesinin çok daha güçlü çıkması gerektiğini vurgulayan Beko, “Bu 1 Mayıs karanlıktan aydınlığa çıkacağımız, demokrasi ve hakla yönetilen bir ülkeye kavuşacağımız 14 Mayıs öncesindeki son bayramımız. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında alanlarda sesimizin gümbür gümbür çıktığı, baskı, yasak ve şiddetin olmadığı çok daha güzel 1 Mayıs bayramları kutlayacağız” dedi. Büyük mücadelelerle bugünlere gelen 1 Mayıs kutlamalarının her zamankinden büyük bir coşkuyla yapılması gerektiğine vurgu yapan Beko, tarihi süreci şu sözlerle anlattı: “DİSK kurulduğu 1967'den bu yana ilk kitlesel kutlamasını 1 Mayıs 1976’da Taksim meydanında gerçekleştirdi. 1 Mayıs 1977 kutlamaları ise karanlık güçler tarafından kana bulandı ve 34 kişi yaşamını yitirdi. Emekçiler bugünden sonra, 1 Mayıs şehitlerinin anısını yaşatmak için Taksim’i “1 Mayıs Meydanı” olarak tanımladılar. 1 Mayıs 1978 kutlamalarından sonra, sıkıyönetim 1979 itibariyle Taksim Meydanını 1 Mayıs kutlamalarına kapattı. Biz DİSK genel başkanları olarak kürsüden her kutlamada 1977’de ölen arkadaşlarımızı anarak, katillerinin bulunması gerektiğini yüksek sesle haykırdık. “TAKSİM’DEN HİÇ VAZGEÇMEDİK” 12 Eylül Darbesi’nden sonra bu yasak katmerlenerek devam etti. DİSK yeniden faaliyete geçtiği 1992’den sonra 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılması kararını alarak, bunun mücadelesini verdi. Bu mücadeleyi 2007-2009 yılları arasında büyük bedeller ödeyerek sürdürdük. Nihayetinde hükümet, alanı işçi ve emekçilere açmak zorunda kaldı. 2010-2012 yılları arasında Taksim’de 1 Mayıs şehitleri anısına yapılan kutlamalara kitlesel bir katılım oldu, insanlar büyük bir coşkuyla yeniden Taksim’deki yerlerini aldılar. 2012 yılında, yıllarca gayri meşru bir şekilde uygulanan engellemeler ve yasaklar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi mahkûm etti. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı bütün bu hukuksal ve meşru zemine rağmen 2013'te benim de DİSK Genel Başkanı olduğum dönemde adeta adı konulmayan bir sıkıyönetimle Taksim’i yine, asıl sahiplerine kapattı.” AKP İKTİDARINA SON VERMEK İÇİN ALANLARDA OLACAĞIZ! İzmir Milletvekili Kani Beko, işsizlik, iş cinayetleri, İşçi haklarının gaspı, asgari ücret sorununu dile getirmek için, yaşam hakkını savunmak için herkesi 1 Mayıs’ta alanlara davet etti. Beko şunları söyledi: “Bu yıl bizler, 14 Mayıs’ta bu 21 yıllık diktatörlüğe, yaşatılan zulme, emekçinin yaşamının ve emeğinin yok sayılmasına son vermek için birlikte yine alanlarda olacağız… 1 Mayıs bizim için işçilerle, yoksullarla, işsizlerle, kadınlarla, gençlerle, ötekileştirilenlerle, mağdurlarla ve emeğini, alın terini harcayan bütün emekçilerle birlik olma, dayanışma ve mücadeleyi yükseltme günüdür. Tüm heyecanımızla, coşkumuzla alanlarda olacağız. Son dönemde ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz hepimizin malumudur. AKP iktidarında ekonomide rekor üzerine rekor kırılıyor: İşsizlik rekoru, açlık, yoksulluk rekoru, iş cinayetleri rekoru, çocuk işçiliği rekoru! İş cinayetleri artık katliam boyutuna varmış durumda. Her yıl 2000’e yakın işçi, iş cinayetlerinde katlediliyor. Katliamlara “kader” deyip geçen siyasi sorumlular ve bürokratlar hesap vermiyor. Üstelik evi yakılmış, ocağı sönmüş milyonlarca mülteci, ucuz iş gücü olarak sermayenin hizmetine sunuluyor.” İŞÇİDEN ALIP PATRONLAR BESLENİYOR! İşsizliğin hızla arttığını vurgulayan Beko, şu önemli gerçekleri sıraladı: “İşsizlik Sigortası Fonunda toplanan paralar, bizim paralarımız nereye gidiyor. İşsizlere mi gidiyor? HAYIR! Patronlara gidiyor! Fonda toplanan her 10 liranın sadece 1 lirası işsizlere gidiyor. İşsizin parası teşvik adı altında işverenlere yağmalatılıyor. Sanki açlık sınırının altında yaşayanlar işçiler değil de patronlar! Saray yönetimi başta gıda olmak üzere her gün doğalgaza, elektriğe, benzine, mazota arka arkaya yaptığı zamlarla işçiyi, yoksulu, işsizi, emekliyi, çiftçiyi, öğrenciyi, dar gelirli yurttaşlarımızı yalnız bırakmıştır. Asgari ücret daha cebe girmeden açlık sınırı 9.752 TL oldu. TL’nin değer kaybetmesi, etten süte ekmekten yağa kadar temel gıdaya zam olarak yansıdı. Mutfaklar yangın yeri! Soğan bile alamaz duruma geldik! Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 33.754 TL yükseldi. İktidarın yüzde 54,7 artışla 8.506 TL’ye çıkardığı asgari ücret daha yılın başında açlık sınırının da yoksulluk sınırında çok çok altında kaldı. Bu ekonomik şartlarda emekçinin karnını doyuracak parayı bile kazanamadığı açıktır. AKP’nin yönetemediği ekonomi ile ülke olarak aç ve yoksullaştık! Asgari ücretin yeniden belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu yıl 1 Mayıs meydanlarının yokluğa, yoksulluğa, açlığa hayır diyecek, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke için haykıracağız!” EŞİTLİKÇİ, ÖZGÜRLÜKÇÜ, LAİK, DEMOKRATİK, SOSYAL ANAYASA… Ülkemizin bugünkü ihtiyacının eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik ve sosyal bir Anayasa olduğunu ifade eden İzmir Milletvekili Kani Beko, 1 Mayıs vurgusu yaptığı konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Bu topraklara eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik ve sosyal bir Anayasayı da CHP ve Millet ittifakı olarak ülkemize en kısa zamanda kazandıracağız. Bizler bu topraklarda, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, sendikal hak ve özgürlük mücadelesi veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. 1 Mayıs bizim için “Birlik” demektir. 1 Mayıs bizim için “Dayanışma” demektir. 1 Mayıs bizim için “Mücadele” demektir. Emek için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum. 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele gününü kutluyorum.” Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik ve Dayanışması! YAŞASIN 1 MAYIS! HABER MERKEZİ

Kani Beko: ''TOGG, sadece seçim malzemesidir'' Haber

Kani Beko: ''TOGG, sadece seçim malzemesidir''

AK Parti tarafından seçim öncesi büyük törenler ve medya kampanyası ile piyasaya sürülen TOGG'a ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP'li Beko, TOGG'un seçim öncesi bir kandırmaca ve dezenformasyon olduğunu söyledi. HER PARÇASI YABANCI Yaptığı yazılı açıklama ile iktidarı TOGG üzerinden sert bir dille eleştiren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, "TOGG arabası almak isteyen bir işçi kaç yıl çalışması gerekiyor? Biz çalışırken bir ev birde Anadol veya Murat marka araba alabiliyorduk. Aslında ne ilk ne yerli malı ne de yurdun malı. Her parçası yabancı olan bu araç tam bir kandırmaca ve aldatmaca ürünüdür" dedi. İKTİDARIN PROPAGANDASI TOGG'un bir yerli otomobil projesi olmadığını, Bursa’daki fabrikanın kurulmasıyla ilgili 1945 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nde “yerli” ya da “milli” kelimelerinin geçmediğine dikkat çeken CHP'li Beko, "Esasında bu proje “elektrikli araba üretim tesisi” olarak geçiyordu. “Yerli ve milli otomobil” ifadesi gerçeğin değil iktidarın propagandasının bir sonucudur. Yapılan apaçık bir dezenformasyondur. Tasarım İtalyan, motor Alman, batarya Çinli! Yerlilik oranı yabancı otomobillerden bile az!” değerlendirmesinde bulundu. ''AKP OYUNU'' Beko bu durumu; “TOGG’un tasarımı İtalyan Pininfarina şirketine yaptırıldı. Motoru Alman Bosch firmasından tedarik ediliyor. Elektrikli araçlar için motor kadar önemli olan bir diğer parça olan batarya ise yine yabancı bir firma olan Çinli Farasis ile üretiliyor. Sanayi Bakanı Mustafa Varank'ın TOGG’un yerlilik oranının yüzde 51 olduğunu açık açık söylemişti. Bunları duyan “ilk defa yarısından fazlası yerli olan” bir araba üretildi zannedebilir. Bu bilgi de ne yazık ki doğru değil. TOGG’un yerlilik oranı Türkiye’de üretilen yabancı FİAT, Renault, Toyota, Hyundai gibi otomobillerin ortalama yüzde 54,32 olan yerlilik oranından bile daha az. Yapılan her zaman olduğu gibi yine halkı kandırmaya çalışan bir AKP oyunu" sözleriyle eleştirdi. RUS VE KATAR İŞBİRLİĞİ İLE YERLİ MİLLİ TOGG Rus şirketi ve Katar ordusuyla “yerli milli” otomobil üreten saray yönetiminin yerli ve milli maskesinin düştüğünü söyleyen Beko, "TOGG araba olarak yerli değil bu konu anlaşıldı. Peki, sermayesi yerli mi? Bunun da cevabı hayır. TOGG’u oluşturan sermaye grupları; Turkcell üzerinden IMTIS isimli bir Rus şirketi ile BMC üzerinden de Katar Silahlı Kuvvetleridir. Görülmektedir ki aslında TOGG’un ana yapısını bu yabancı ortaklar oluşturuyor. Bunun yanı sıra da, İş insanı İnan Kıraç’ın üzerinden, bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde Sezgin Baran Kormaz da bu projenin ortağı yapılmak üzereydi fakat farklı iddialar ve kamuoyu baskısıyla bu durumun önüne geçilmiş ve bu sayede belki de SBK’yı yargılayan ABD devletinin, bu adam Amerikan hazinesini dolandırdı diyerek TOGG’a ortak çıkma ihtimalini ortadan kaldırmıştır" dedi. YERLİ ve MİLLİ KELİMLERİ GEÇMİYOR TOGG üzerinden yandaş sermayeye peşkeş çekildiğini vurgulayan Beko, "İsteyen sözü geçen 1945 sayılı kararnameye, Resmi Gazete’ye internet üzerinden girerek ulaşabilir. Orada “yerli” ve “milli” kelimeleri geçmiyor ama devletin kimi patronlar için yapacağı kıyakların geniş bir listesi sunuluyor. Kararnameye göre 22 milyar liralık sabit sermaye yatırımı öngörülüyor. Fakat bunun karşılığında bu şirketlerden beklenen katkı ise sadece 3,5 milyar! Gümrük vergisi muafiyeti, Katma Değer Vergisi (KDV) istisnası, vergi indirimi, azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıllık sigorta primi işveren hissesi desteği, 10 yıllık gelir vergisi stopajı desteği, azami 360 milyon liralık nitelikli personel desteği, faiz ve kâr payı desteği, yatırım yeri tahsisi ve Devlet Malzeme Ofisi’nin 30 bin araç alım garantisi de unutulmuyor. Ayrıca bu şirketlere sağlanacak olan kredilerin faiz ödemelerini bile devlet üstleniyor" bilgisini paylaştı. YERLİ OLAN İLK OTOMOBİL "DEVRİM"DİR Cumhuriyetin ilk yerli otomobilinin "Devrim" olduğunu belirten CHP'li Beko, "Devrim otomobili ile TOGG’u yan yana değerlendirmek Devrim’e ve o projeye hayat veren tüm mühendis ve uzmanlara hakarettir. Devrim otomobili tamamlanamamış bir girişim olsa da o dönem devlet tarafından tasarımı ve üretimi tamamen yerli olacak şekilde planlanmıştı. Devrim arabasını ile TOGG’u yan yana koyanlar onu TOGG’un gerçek yüzünü kapatmak için kullanıyor. Bu yapılan halkı kandırma ve kamu kaynaklarını israf etmektir ve ne yazık ki bu artık bir AKP klasiği olmuştur" değerlendirmesinde bulundu. YERLİ OTOMOBİL MÜMKÜN Gerçek ve yerli bir otomobilin mümkün olduğunun altını çizen Beko, tepkisini şöyle sürdürdü: "Ancak AKP iktidarlarıyla ve amacı sadece kar etmek olan özel sektör yatırımlarıyla bu mümkün olmaz. Her parçasının yerli olacağı, teknik ve teknolojik olarak dışa bağımlı olmayan bir planlama yapılabilir. Bugün Türkiye’deki Amerikan, İtalyan, Fransız, Güney Kore, Japon sermayeli otomobil fabrikalarının da kontrollü bir biçimde kamulaştırılması, düşünülmesi gereken bir adım olacaktır. Ancak bunu da yine sermayenin temsilcisi bir iktidarla, yani AKP iktidarı ile yapamazsınız! Bahar yakındır, Millet ittifakı olarak bizler, 13. Cumhurbaşkanı olarak seçilecek Sayın Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde bunu da başaracağız. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın! HABER MERKEZİ  

Beko: Çalışanlar temel haklardan yoksun Haber

Beko: Çalışanlar temel haklardan yoksun

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Asgari ücrete ara zamla ilgili gündemimizde bir şey yok. En düşük emekli maaşının 7500 liraya tamamlanması sonrası bu rakamdan yüksek alanlar için de kademeli artış yok” sözlerine tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko yaptığı yazılı açıklamasında iktidarı sert bir dille eleştirdi ve ''Gerçek açlık sınırı 10 Bin lira, yoksulluk sınırı 30 bin lira. Bu adaletsiz ve emekçiyi perişan eden tek adam ve yancılarından oluşan ucube sistem kalkmadan çalışanın yüzü gülmeyecektir'' dedi. Asgari ücret tartışmalarının işçilerin temel gereksinimleri üzerinden değil, patronların kârları üzerinden yapıldığını belirten CHP'li Beko, 8 bin 506 lira olan asgari ücretin açıklandığı dönemde; açlık sınırından sadece 750 lira fazla, yoksulluk sınırının ise çok altında olduğuna işaret etti. Beko, "Bu ücret emekçileri açlıkla karşı karşıya bırakmak anlamına geliyor. Saray yönetimi utanmadan açlık sınırı seviyesinde ki bu ücreti "refahlatıcı" bir ücret olarak açıklamıştı. Geçinebiliyorsa bu ücretle siyasi iktidar ve patronlar kendileri geçinsinler. Erdoğan'ın "sırtımızda yumurta küfesi var, herkesin her söylediğiyle adım atacak halimiz yok. Bakanımızla, işveren sendikamızla oturur karar veririz" sözleri işçiyi ve emekçi halkı yok saydığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu ülkeyi asıl yaratanlar yok sayılamaz. Bu ülkenin sırtına kambur olmuş patronlarla AK Parti iktidarının baş başa verip belirleyeceği asgari ücret rakamından da işçilere en ufak bir hayır gelmez. En başta bu işçi düşmanı tablo dağıtılmalıdır. İnşallah 15 Mayısta bunları dağıtacağız" dedi. ÜLKENİN HER ŞEYİNİ VAR EDEN İŞÇİ VE ÇALIŞAN EMEKÇİLERDİR Halkın öncelikli ihtiyacının insanca yaşayabileceği ve geçinebileceği koşulların yaratılması olduğunu söyleyen Beko, halkın yüzde 80'ninin Kira, Doğalgaz, Elektrik, Su, Mutfak, Eğitim, Sağlık gibi zorunlu giderlerini ödeyemediğini vurguladı. Beko şöyle konuştu: "Hep söylüyoruz barınma, beslenme, eğitim, sağlık bunlar temel insan hakkı. İşçiler bugün bu temel haklarından mahrum durumdalar. Önce bu adaletsizliğin ortadan kalkması lazım. Masada işçi tarafını temsil eden sendikanın belirlediği açlık sınırı o dönem için, Kasım 2022’de 7 bin 786 lira, yoksulluk sınırı 25 bin 364 liraydı. Açıklanan rakam açlık sınırından sadece 750 lira fazladır. Bir açlık ücretidir. Ortalama ücret açlık sınırı seviyelerinde, asgari ücretin altındadır. Gıdadan, faturalara, kiralara, emekçilerin bütün yaşamsal giderlerinde büyük bir artış var. Her şeyin ücreti gün gün yükseliyor. Üstüne kış aylarıyla birlikte doğal gaz ve elektriğin daha fazla kullanılması da bu hesaba eklenince alınan zamların hiçbir şeye yetmeyeceği ortada. Öte taraftan işçi maaşlarını bir maliyet kalemi olarak gören patronlar kârları düşmesin diye maaşlardaki en ufak artışı fiyatlara yansıtıyor ve hayat pahalılığı da artarak devam ediyor. Daha ilk aylarda ücretlere yapılan zamdan eser kalmadı. Et, süt, sebze, ekmek hepsi zamlandı. Emekçiler en temel besin kaynaklarına ulaşamıyor. Ülkenin her şeyini var eden işçi ve çalışan emekçilerdir. İnsanlar kış günü elektriği, doğalgazı kullanmaya çekiniyor. Borç batağına batmış durumda. Bu eşitsizlik ve patronların siyasi iktidarın ahlaksızlığı son bulacak. Bu ülkenin zenginliklerini var eden işçiler, her şeyin en iyisini hak ediyor. Millet ittifakının iktidarında her şeyi halktan ve emekçilerden yana çevireceğiz.  Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi "size söz; yine baharı getireceğiz." HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.