TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kadın

kadın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kadın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye yaşlanıyor:  Kadın istihdamı artmalı! Haber

Türkiye yaşlanıyor:  Kadın istihdamı artmalı!

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Koç, 2040-2050'li yıllarından itibaren çalışma çağındaki nüfusun azalacağını belirterek, "Kadınların iş gücüne dahil edilmesiyle bu açığın orta vadede kapatılabileceğini öngörüyoruz." dedi. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmet Koç, Türkiye'nin, Batı Avrupa'nın da karşılaştığı demografik dönüşüm deneyimini yaşadığını söyledi. Batı Avrupa'nın bu dönüşümü 100-150 yılda yaşadığına işaret eden Koç, Türkiye'nin ise 60 yıl gibi çok daha kısa dönemde bunu deneyimlediğini ifade etti. Koç, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2023'te nüfusun yüzde 10,2'sinin 65 yaş ve üstü olduğuna dikkati çekerek, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının Cumhuriyet tarihinde ilk kez geçen yıl çift haneye çıktığını dile getirdi. 65 yaş ve üzeri nüfusun 8 milyon 722 bin 806 kişi olarak açıklandığını belirten Koç, geçen yıl yaşlı nüfusun 3 milyon 880 bin 356'sının erkek, 4 milyon 842 bin 450'sinin kadın olduğunu söyledi. "2050'ye kadar yaşlı nüfusumuzun yüzde 15'i aşması bekleniyor" Ortalama yaşlı nüfus yaşının 71'e çıktığı bilgisini veren Koç, "2050'ye kadar yaşlı nüfusumuzun yüzde 15'i aşması bekleniyor. Bu, nüfusun yaşlanması demek. Ortanca yaşımız da 33'e yükseldi. Bu, ülkemizin iyiden iyiye yaşlanma sürecine girdiğini gösteriyor. Türkiye'yi artık genç bir nüfus olarak kabul etmek mümkün değil." diye konuştu. Yaşlıların büyük çoğunluğunun kırsal alanlarda yaşamasına karşın kentlerde de 65 yaş üstü nüfusta artış gözlendiğini belirten Koç, Türkiye'nin bir taraftan yaşlanırken diğer yandan da kentlerde yoğunlaşan nüfusa sahip olduğunu dile getirdi. "Kurumsal ve evde bakım hizmetleri güçlendirilmeli" Koç, "Kırsal alanlarda yaşlı nüfus yüzde 13'e kadar çıkıyor. Kentlerde bu oran yüzde 9 civarında ama orada da ciddi artış var. Ayrıca, kentsel alanlarda yaşayan yaşlılar giderek yalnızlaşıyor. Kırsal alanlarda da benzer süreç var ama oradaki dayanışma ağları bunu çözüyor." ifadesini kullandı. Özellikle kentlerde kurumsal ve evde bakım hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Koç, nüfusun yaşlanmasına karşı tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Koç, evli çiftlerin 2 çocuk normundan çıkıp bir çocuk normuna geçtiğine dikkati çekerek şöyle konuştu: "Türkiye, yaşlanma sürecinin başında olduğu için çok dezavantajlı değil. Öngörümüze göre yaşlanma ve doğurganlığın düşmesiyle birlikte 2040-2050 yıllarından sonra çalışma çağındaki nüfus azalmaya başlayacak, iş gücümüz de yaşlanacak. Bu da ekonomik olarak ciddi dezavantaj getirecek." "Kadınların daha fazla iş gücüne katılımı sağlanmalı" Avrupa'nın yurt dışından iş gücü transfer ederek istihdam açığını kapatmaya çalıştığını hatırlatan Koç, şunları kaydetti: "Türkiye'nin önünde kadın istihdamı fırsatı var. Yabancı işçi transferi yerine kadınların iş gücüne dahil edilmesiyle bu açığın orta vadede kapatılabileceğini öngörüyoruz. Çünkü kadınların yüzde 30'dan fazlası istihdamda yer alıyor. Batı Avrupa'da bu oran yüzde 70 civarında. Kadınların daha fazla iş gücüne katılması sağlanabilirse Türkiye orta vadede önemli bir iş gücü açığı yaşamaz."

Depremzede çift evlatları ile hayata tutundu Haber

Depremzede çift evlatları ile hayata tutundu

Ülkemizde ‘Asrın felaketi’ olarak adlandırılan 6 Şubat depremlerinde, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde yaşanan ilk depremde, oturdukları apartman hasar gören Bedia-Durmuş Ali Kılınç çifti ile çocukları 7 yaşındaki Neziha, 5 yaşındaki Cafer Efe ile yirmi günlük Umut dışarı çıkarak kurtulurken öğlen saatlerinde yaşanan ikinci depremde sığındıkları kayınbiraderinin evinin çökmesiyle ailenin tamamı enkaz altında kalmıştı. Enkazdan sağ olarak çıkan ve Sivas’ta farklı hastanelere kaldırıldıkları bebeğiyle 20 gün sonra kavuşan 3 çocuk annesi Bedia Kılınç, taburcu olduktan sonra bir hayırseverlerin desteğiyle Sivas’a yerleşerek çocuklarıyla birlikte hayata yeniden tutundu. “Çocuklarım için hayata tutunmaya çalışıyorum” Deprem de eşini, annesini, abla ve eniştesini kaybettiğini söyleyen 37 yaşındaki 3 çocuk annesi Bedia Kılınç, “Zor bir süreçten geçtik halen de geçiyoruz. Her şeye, her zorluğa rağmen yine de çocuklarım için hayata tutunmaya çalışıyorum. Onların yokluğunu arıyorum ama arasam da gelmiyorlar. Yapacak hiçbir şey yok. Deprem anında Umut babasının kucağındaydı. Babası kendini siper etti, üzerine kapandı. Eşim o anda vefat etti. Umut’ta yeniden hayata tutundu. Deprem’de ayaklarım kırılmıştı Umut’u hiç göremedim. 20 gün sonra hastaneye getirdiler. Hastaneden taburcu olduğumda ayaklarım tam anlamıyla iyileşmemişti bu nedenle Umut’u sevgi evine bırakmıştım. Umut’un beni unutmaması, benden soğumaması için her hafta sevgi evlerinden Umut’u bana getirdiler. Allah onlardan razı olsun. Tamamen iyileşmesem de altı ay önce geri aldım” dedi. “Benim gibi hayata yalnız tutunan tüm kadınların da kadınlar günü kutlu olsun” Bazen zamanlar oluyor ki eşimi, annemi, ablamı hepsini arıyorum diyen Kılınç, “Yalnız kaldım. Hepsi benden gitti bir tek bana oldu olan. Üç çocukla hayata tutunuyorum ama çok zor. Allah mekânlarını cennet eylesin. Sosyal hizmetten gelen para ve yardımlarla idare etmeye çalışıyorum, böylelikle çocuklarımla geçinip gidiyorum. Yardım edenlerden de Allah bin kez razı olsun. Tüm kadınların kadınlar gününü kutluyorum. Benim gibi hayata yalnız tutunan tüm kadınların da kadınlar günü kutlu olsun. Ben enkaz altındayken bana kızımın anne diye sesi geldi. O sesi duyunca çok şükür çocuklarım yaşıyor dedim. O anda bana AFAD veya Jandarma tam hatırlamıyorum bir ışık geldi. Lamba uttular abla çocukların yaşıyor dediler. Çocukların için mücadele et çık dediler. Ben kendi çabalarımla dışarı çıktım. Jandarmadan da Allah razı olsun o an gelip bana yardım ettiler. Çocuklarımı da çıkardılar ama ne yazık ki eşim ablam orada vefat etti. Ben o enkazın altındayken kendimi unuttum. Çocuklarım çıkmayacaksa bende çıkmayım diye düşündüm. Çocuklarımın sesini duyunca canıma can geldi o an nasıl çıktım hatırlamıyorum. Çok kötü bir felaketti Allah'ım kimseye yaşatmasın. Üç çocuğumu da rabbim bana bağışladı. Kaybettiklerimin yokluğunu arıyorum ama her şeye rağmen hayata tutunuyorum” ifadelerine yer verdi.

Özgecan Aslan’ın ölümünün 9. yıl dönümü. Özgecan Aslan neden öldürüldü? Haber

Özgecan Aslan’ın ölümünün 9. yıl dönümü. Özgecan Aslan neden öldürüldü?

Mersin’in Tarsus ilçesinde, 9 yıl önce okuldan dönerken bindiği minibüste trajik bir şekilde hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın acısı hala taze. Özgecan Aslan, 22 Ekim 1995 tarihinde Mersin'de dünyaya geldi. Ailenin kökeni Tunceli'ye dayanmaktadır. Eğitim hayatına Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunan Çağ Üniversitesi'nde Psikoloji bölümünde devam etti. Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 tarihinde evine gitmek için minibüse bindiği sırada minibüs şoförünün kendisine bulunmaya çalıştığı cinsel saldırıya karşı koymak istediği için vahşice öldürülmüş ve şiddetle mücadelede bir sembol haline gelmişti. Sanıklar Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe, cinayet sonrası yapılan yargılama sonucunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Fail Ahmet Suphi Altındöken, 11 Nisan 2016'da Adana'daki bir cezaevinde bir mahkum tarafından öldürüldü. Cinayeti işleyen Suphi Altındöken ve ona yardım eden babası, Tarsus'un tanınmış ailelerinden biriydi. Öncesinde kuyumculuk işlerinde başarısız olan baba-oğul, daha sonra minibüs şoförlüğü yapmaya başlamıştı. Baba Necmettin Altındöken'in, cinayetten önce polis kayıtlarında kaçakçılık suçlamasıyla geçmişi olduğu ve kısa bir süre önce trafik kazası geçirdiği ortaya çıktı.

27 yaşında 27 kadına istihdam sağlıyor Video Galeri

27 yaşında 27 kadına istihdam sağlıyor

Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesinden 3 yıl önce mezun olan 27 yaşındaki Ayşe Sude Nalbant, 2 yıl önce kendi işletmesini kurmaya karar verdi. KOSGEB'e başvuran Nalbant, projesinin kabul edilmesiyle devletten aldığı destekle Buharkent'te tekstil atölyesi kurdu. Atölyede yalnızca kadın işçi çalıştıran Nalbant, çalışan sayısını 2 yılda 9'dan 27'ye çıkardı. Zaman zaman kendisi de makinenin başına geçen genç girişimci, ihracata yöneldi. Almanya ve Avusturya'daki firmalarla görüşmeler yapan Nalbant, ürünlerini bu ülkelere göndermeye başladı. "Kadın isterse her şeyi yapar" Nalbant, kadınlara istihdam sağlamayı çok önemsediğini belirterek, bunu başardığı için kendisini çok mutlu hissettiğini söyledi. Geçmişte ailesinin de tekstil işiyle uğraştığını aktaran Nalbant, "Aldığım eğitimleri hayata geçiriyor olmak inanılmaz mutluluk veren bir şey. Aynı zamanda işlerin düzgün takibinde yapılıyor olması ve sonrasındaki başarılar da tabii ki inanılmaz." dedi. "Kadın istihdamıyla işletmeyi döndürmek istiyorum" Kadının istediği zaman her şeyi yapabileceğine inandığını aktaran Nalbant, şöyle devam etti: "İşletmemizi kuralı 2 yıl oldu ve Avrupa'ya ihracat yapıyorum. Hedefim, kapasiteyi artırarak yurt dışında kendi markamı satabilmek. Şu an için 27 kadın çalışanımız var. Kadın istihdamıyla bu işletmeyi döndürmek istiyorum. 2 yılda buralara geldim. Amaçlarımız doğrultusunda buranın kapasitesini 100-150 kadın çalışana çıkararak başarılarımızı devam ettirmek istiyorum. Kadın isterse her şeyi yapar diye düşünüyorum." "Başta tedirgindim" İhracat yaptığı ülke sayısını artırmayı istediğini anlatan Nalbant, şöyle konuştu: "Mezun olduktan sonra başka bir yerde çalışmaktansa 'Neden benim kendi işim olmasın?' diyerek bu yola atıldım. Tabii ki en başta açtığımızda yeni bir işe başlamak ve tecrübemiz yeterince olmamasından kaynaklı her zaman için tedirgindim ama sonrasında bir şekilde ailem, ailemin tecrübelerinden de faydalanarak bugünlere geldik."

Çiğli Belediyesi’nin kadınlara desteği devam ediyor Haber

Çiğli Belediyesi’nin kadınlara desteği devam ediyor

Kadınların hayatında her alanında daha aktif ve güçlü olması adına çalışmalarını sürdüren Çiğli Belediyesi, Ataşehir, Şirintepe ve Egekent Mahallelerinin ardından 4. Kadın Dayanışma Merkezini Sasalı Mahallesi’nde hizmete açtı. İçerisinde kadınlar için danışmanlık, eğitim, farkındalık ve güçlendirme hizmetlerinin verileceği Sasalı Kadın Dayanışma Merkezi’nin açılışında konuşan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Kadın Dayanışma Merkezi’nin mahallede bulunan Meslek Fabrikası ile beraber bir bütün olacağını ve kadınların güçlenip, hayatın her alanında söz sahibi olacağının altını çizdi. “Sasalı, üretim ve turizm merkezi olacak” Beş yıl içerisinde Sasalı’ya önemli yatırımlar yaptıklarını vurgulayan Başkan Utku Gümrükçü, “Eşsiz doğal güzelliklere sahip Sasalı ve Kaklıç’ı; tarım, hayvancılık, balıkçılık ve sanatsal anlamda önemli bir üretim merkezi ve turizm destinasyonu haline getirmek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte burada bulunan eski hizmet binamızı restore ettik. Bu binayı Sasalı ve Kuş Cenneti’nin ulusal ve uluslararası mecrada tanıtılması, Gediz Deltası’nın Unesco Dünya Mirası Listesine girmesine yönelik çalışmaların sürdürüldüğü bir merkez haline getirdik. Açılışını yaptığımız Kadın Dayanışma Merkezi ile Meslek Fabrikası bir bütün olacak. Böylece Sasalı’da ikamet eden kadınların hayatın her alanında söz sahibi olmasına destek olacağız. Mahallemize hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu. “Yatırımlarımız sürecek” Sasalı’ya yönelik yatırımlarının devam edeceğini söyleyen Gümrükçü, “Göreve geldiğimizde Sasalı Mahallesi’nin en önemli sorunlarının başında doğalgaz geliyordu. Girişimlerimiz neticesinde hemen hemen bütün mahallelere doğalgaz hizmetini ulaştırdık. Altyapı çalışmalarından kaynaklı bozulan yolların yenileme çalışmalarını bitirdik. İlçemizin marka değeri açısından önemli olan bu bölgenin her yönüyle yaşanabilir olması adına yatırımlarımıza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Karabağlar’da okuma-yazma bilmeyen kadın kalmayacak Haber

Karabağlar’da okuma-yazma bilmeyen kadın kalmayacak

İzmir’in Karabağlar ilçesi Refet Bele Mahallesi Muhtarı Hatice Akar’ın, mahallesinde okuma-yazma bilmeyen kadınlar için başlattığı eğitim seferberliği hız kesmeden devam ediyor. 2015 yılından bugüne kadar yaklaşık 370 kadının mezun olduğu eğitim seferberliğinde yeni kursiyerlerin katılımıyla eğitimler aralıksız sürüyor. Kimi kadın yaklaşık 1 saat yürüyerek kursa gelirken, kimi kadınsa çocuklarını işe gönderip kursun yolunu tutuyor. Kadınların azim ve heyecanı hem eğitmenlerini hem de muhtarı memnun ediyor.   “Haftada 5 gün, günde 3 saat ders alıyoruz” Kursa 2 aydır katılım gösteren 55 yaşındaki Dudu Doğan, “Geldiğim ilk günlerden bu yana çok yol kat ettim. Çocukları işe gönderince kursa geliyor ve burada haftada 5 gün, günde 3 saat ders alıyoruz. Daha sonra eve geldiğimde çocuklarla ve torunlarla ilgileniyorum. Ev işlerinin akabinde ise derslerimi yapıyorum ki sabah geldiğimde öğretmenime mahcup olmak istemiyorum. Yıllardır hep okuma yazmayı öğrenmek için mücadele ediyordum ama eğitimim yarım kalıyordu. İnşallah bu sefer tamamına erdireceğim. Ayrıca, muhtarımızın sayesinde buralardayız. Tüm kadınların muhtar olmasını istiyorum” dedi. “Okuma-yazmayı temelden alarak sıfırdan öğretiyoruz” Yaklaşık 2 aydır kurs verdiğini belirten Karabağlar Halk Eğitim Merkezi Halk Eğitim Kurs Eğitmeni Filiz Erhan Turgut, “Kurslarımızın okuma-yazma 1 ve 2. kademe olarak devamlılığı var. Hiç bilmeyenlere okuma yazmayı temelden alarak sıfırdan öğretiyoruz ve devamında okuma yazmayı geliştiriyoruz. Sonunda ise ilkokul mezunu oluyorlar ve ortaokula kayıt yaptırmaları için teşvik ediyoruz. Yine halk eğitim kanalıyla dışarıdan ortaokulu ve liseyi bitirip hayata katılabiliyorlar. 8 öğrencimiz var ama yine de okuma yazma konusunda eksikleri olan daha önceki kursiyerlerden de gelenlere eğitim veriyoruz. Öğrencilerimiz her gün eve giderken kendilerine ödev olarak kitap veriyoruz. O kitap okunuyor ve sabah geldiklerinde tekrar ediyoruz. Ondan sonra ise özet çıkarmalarını istiyorum. Asla burayla sınırlı kalmamalarını söylüyorum” ifadelerini kullandı. “Okuma-yazma bilmiyorsa hemen evraklarını listeye alıp çağırıyorum” 2015 yılında 1 kişiyle başladıkları okuma-yazma kurslarında bugüne kadar yaklaşık 370 kadının okuryazar olduğunu belirten İzmir’in Karabağlar ilçesi Refet Bele Mahallesi Muhtarı Hatice Akar ise “Kadınlar muhtarlığa geldiklerinde formu doldurtuyor bir şeyler sorduktan sonra okuma-yazma bilmiyorsa hemen evraklarını listeye alıp çağırıyorum. Okumayı öğrenene kadar çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kursiyerlerimizin içinde okuma yazmayı öğrenip daha sonra ehliyet alanlarda var. Bebeğiyle gelip liseyi bitiren kadınımız da var. Şu anda 8 öğrencimiz var. Bunlar sabahçı ve öğlenci olarak eğitim alıyorlar. 3 ay süren eğitimin ardından, bir 3 ay daha 2. kademe eğitimi aldıktan sonra ilkokul mezunu oluyorlar. Bütün defter, kitap gibi ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Şu anda kütüphanede eğitim alıyorlar” diye konuştu.

Kadınlar yılda 80 ton tarhana üretmeyi hedefliyor Video Galeri

Kadınlar yılda 80 ton tarhana üretmeyi hedefliyor

Kadınların üretimdeki gücünü gösterebilmesi için Gediz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Vedat Öztürk ve yönetim kurulu üyelerinin çabaları ile kurulan Elif Ana Kadın Girişimi Kooperatifi, Gedizli kadınların üretim ve istihdamda daha aktif rol almalarını hedefliyor. TANITIM STANDI AÇILDI Ülkede gerçekleştirilen bütün fuar ve organizasyonlarda yerini alan kadınlar, üyelerini hem kazanç olarak hem de bilgi ve tecrübe olarak daha ileriye taşıma gayretindeler. Gediz Ticaret ve Sanayi Odası tarafından “Tarhana ile Gediz'de Dar Hane Kalmayacak" projesi çerçevesinde kurulan kooperatif, Tarhana Festivali'nde tanıtım standı açtı. DENEME ÜRETİMLERİ BAŞLADI Festivale katılan Gediz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Vedat Öztürk, “Kadınların üretimdeki gücünü gösterebilmesi için bir kadın kooperatifi kurabilir miyiz diye düşünürken her geçen biraz daha büyüyoruz” dedi. Öztürk, “Oda olarak yaptığımız Zafer Kalkınma Ajansı desteği ile 'Tarhana ile Gediz'de Dar Hane Kalmayacak' projesi ile dezavantajlı grup dediğimiz, ev ekonomisine katkı sağlayacak kadınlarımızın istihdamına imkan sağlamak. Projemizin sonuna geldik, deneme üretimlerine başladık. Yıllık en az 70-80 ton olmak üzere 10 kadın istihdamı ile bu işi daha ileriye götüreceğiz" dedi.   ''TARHANAYI ÖN PLANA ÇIAKRACAĞIZ'' Proje çerçevesinde Gediz tarhanasının coğrafi işaretini tescil ettirdiklerini ifade eden Öztürk, “Oda olarak bünyemizde kurduğumuz kadın kooperatifi ile amacımız kadın istihdamını sağlamak ve yöresel ürünümüz tarhanayı ön plana çıkarmak. Yapmış olduğumuz anlaşma ile tüm ülkede bulunan tarım kredi marketlerinde Gediz Elif Ana tarhanasının satışı gerçekleşecek” ifadelerini kullandı.  ÜRETİM YENİ AÇILAN FABRİKADA Kooperatif Başkanı Zeliha Aktürk, “Ticaret ve Sanayi Odamızın desteği ile 2022 yılında tarhana fabrikamızı Erdoğmuş köyünde kurduk. Üretimimizi orada yapıyoruz. Üretilenler ile festivalimizde yer aldık. Kooperatif olarak ileriki dönemlerde tarhana haricinde sezonluk farklı yöresel ürünlerin üretimine başlayacağız. Bize yardımcı olan başkanımız, kadın girişimcilerimiz, köy muhtarımız ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bu yolda başarılı olacağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu. ''KADINLARIMIZA DESTEK OLUYORUZ''  Gediz’deki Kadın Girişimciler Kooperatifini Ticaret ve Sanayi Odasının desteği ile kurduklarını ifade eden Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ummuhan Keskin, “Coğrafi işareti alınmış olan meşhur Gediz tarhanamızı, evlerde üretim yapan kadınlarımızla birlikte onlara destek olmak için tarhanamızı geleceğe aktarabilmek adına kadın kooperatifi bünyesinde tarhana üretimi yapıyoruz. Hem kadınlarımıza destek oluyoruz hem de bunu meslek haline getirebilmek için üretimlere devam ediyoruz. 2 senedir kadın girişimci kooperatifi olarak festivalde yer alıyoruz. Üretimimizi ve kapasitemizi arttırmak için çalışmalara devam ediyoruz. Evlerde üretilen erişte, turşu gibi ev hanımlarına ve ekonomilerine destek olacak ürünleri de kooperatif bünyesine alarak onlara destek oluyoruz” dedi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.