TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kaynak’tan Bakanlığa İzmir hastaneleri çağrısı Haber

Kaynak’tan Bakanlığa İzmir hastaneleri çağrısı

TENZİLE AŞÇI İzmir Tabip Odası 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. İzmir Tabip Odası’nda düzenlenen açıklamaya İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak’ın yanı sıra; Genel Sekreter Ceylan Özkan, Yönetim Kurulu üyeleri, Haldun Öniz, Hakan Kültürsay ve Yüce Ayhan katıldı. Toplantıda ana gündem deprem olurken toplantıda konuşan Kaynak, ülkedeki mevcut sağlık sistemine ilişkin eleştiriler getirirken İzmir’deki kamu hastanelerini derem direncine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “DEVLETİ TAŞIYAN KOLONLAR ORTADAN KALDIRILMIŞ” “Sağlıkta dönüşüm” politikasının ülkedeki sağlık sistemini getirdiği noktayı eleştiren Kaynak, deprem felaketinin sağlıkta uygulanan yanlış politikaların yıkıcı etkisni ortaya koyduğunu ifade etti ve “Yetersizlikler ve yanlış politikalar, geçirdiğimiz COVID-19 pandemisi sırasında, bir maske dağıtımının bile başarılamamasından, zaten geliri tükenmiş insanlara IBAN numarası vererek para toplama aymazlığına, pandemiyi hastanelerde karşılama politikasından, aşı skandallarına kadar, çok yakın tarihte bir turnusol kağıdından geçirilmişti. Ama ne yazık ki bugün başka bir turnusol kağıdı, çok ağır bir fatura olarak, deprem ile önümüze konmuş bulunmaktadır. 6 Şubat sabahı bir deprem oldu. 15 milyona yakın yurttaşımız olumsuz iklim şartları altında soğukta barınaksız, korunaksız, besinsiz ve susuz kaldılar. Bir kısmı depremde canını kaybetti, bir kısmı yıkıntılar altında kurtarılmayı bekleyerek yaşamını yitirdi, Sağ kalanlar ailesini, sevdiklerini yitirdi, sağlığını, bedensel bütünlüğünü yitirdi. Bu depremle şunu anladık, uzun süredir yönetimde olan kamu yönetimi, aslında ülkemizin tüm taşıyıcı kolonlarını, tek tek kesmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devletini taşıyan tüm taşıyıcı kolonlar ve kirişler ortadan kaldırılmış, çok derin maddi ve manevi bir enkaz bırakmıştır” dedi. “DEVLETİN TAŞIYICI KOLANLARI ENKAZ ALTINDA KALDI” TSK, Kızılay, THK’ya ülkenin taşıyıcı kolonları benzetmesi yapan Kaynak, “ Biz hepimiz, ülkemizin tüm insanları bu enkazın altında kaldık. Ama en önemli kayıpların başında da “devletin taşıyıcı kolonları“ olan pek çok kamu kurumunun ortadan kaldırıldığını ve bu nedenle Türkiye Cumhuriyetinin zaten bir enkaz üstünde göstermelik olarak bırakıldığını görmekteyiz. Bu nedenledir ki hala gerçek can kaybını bilmiyoruz, bunun içindir ki, gerçek yaralı sayımızı bilmiyoruz. Bunun içindir ki daha, insan çığlıkları devam ederken, daha çadır bile dağıtılmamışken, “felaket kapitalizminin“ devreye sokularak, bir senede yüzbinlerce konut yapılacağını, ormanların meraların, inşaat alanına çevrileceğini ve bunu da yine üç beş tane bildik isme teslim edilerek yapılacağına ilişkin açıklamalar duyuyoruz” diye konuştu. “DAYANIKLILIK SOEUNLARINI AÇIKLIĞA KAVUŞTURUN” Gerek ilk depremde gerekse sonrasındaki artçılarda zarar gören, yıkılan, kullanılamaz hale gelen hastane ve sağlık kuruluşlarını hatırlatan Kaynak, “Depreme hazırlık, aslında tüm yapıların yıkılmamasını hedefler ancak özellikle, kamu kurumları ve özellikle de sağlık kuruluşlarının ayakta kalması ve hizmete devamı son derece önemlidir ve hayatidir.  Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülke genelinde bin 534 hastane bulunuyor. Bunların 900’ü bakanlığa bağlı, 68’i üniversite hastanesi ve 566’sı ise özel hastane. Bu hastanelerin ne kadarının depreme dayanıklı olduğu konusu, şu anda en önemli gündem maddelerinden birisi olmalıdır. Sadece deprem bölgesinde değil, ülkemizin farklı bölgelerinde de sağlık kurumları ile ilgili dayanıklılık sorunlarının olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Zira, Türk Tıbbının ana kaynaklarından bir diğeri olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi de geçen hafta aniden, bir günde, riskli denilerek boşaltılma kararıyla karşı karşıya bırakılmış ve çok yüksek sayıda, öğretim üyesi, hekim, sağlık çalışanı, öğretim görevlileri ve öğrencilere kadar ve hastalar, takipli hasta ve yakınlarına kadar çok geniş bir kesim birden bire adeta ortada bırakılmıştır. Çok büyük bir bilimsel akademik, hizmetsel ve eğitimsel anlamda büyük bir kaybın ortaya çıkmış olduğu aşikardır. İzmir’deki sağlık tesisleri bakımından da deprem riskinin tekrar ele alınması gerekmektedir. hastanelerimizin binalarının bir kısmı oldukça eski binalardır” ifadelerini kullandı. İZMİR İÇİN ACİL ÇAĞRI İzmir’deki hastaneler için de ivedilikle yapılması gerekenleri sıralayan Kaynak, şunları söyledi; “İzmir’deki gerek üniversite ve eğitim hastaneleri ve gerekse hizmet hastanelerinin çok büyük bir hizmet, eğitim, öğretim ve akademik bilimsel kapasitesi vardır. Bu büyük kapasitenin hiçbir şekilde eksilmesine yol açmadan, bu kurumların bina özelliklerine bakılması ve performans değerlendirilmesi ile en kısa zamanda, tüm toplum için bu kurumların ayakta kalması sağlanmalıdır. Herhangi bir açıdan bina riski var ise, bu binaların çok hızlı bir şekilde ya güçlendirilmesi, eğer güçlendirme olanağı yok veya maliyeti uygun değil ise, binaların, aynı yerde, aynı kamusal özellikte, aynı tüzel kişilikle çok hızlı şekilde ve mutlak depreme dayanıklı olarak yenilenmesi gerekmektedir. Bu süreç içinde ise, yapılacak bilimsel, akademik, eğitimsel ve hizmet anlamındaki aksaklıklara yol açmadan uygun kısa, orta ve uzun vadeli programların yapılmasının planlanması gerekir. Bu amaçla Bayraklı Şehir Hastanesinin geçici kompanse edici merkez olarak kullanılmasının uygunluğu da düşünülmelidir.  Tüm bunların yanısıra, birinci basamak sağlık tesislerinin (ASM) ‘lerin bulunduğu mekanların da aynı değerlendirmelerden geçirilmesi ve esas olarak ASM’ler için, Sağlık Bakanlığının bütçesinden, uygun yerleşim yerlerinin yapılması ve devlete ait mekanlarda ve binalarda hizmet verilmesinin sağlanması bakımından acil bir birinci basamak mekan planlamasının ve bütçelemesinin yapılması zorunludur.Sonuç olarak, Ülkemizin önemli deprem fay hatlarından birisinin üzerinde yer alan İzmir ilimizdeki olası depreme sağlık alanında hazırlık açısından, bu çalışmaların bir an önce başlatılması ve elde edilecek çalışma sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması gereklidir. Bu deprem sonrasında, tüm halkımızın çok ciddi bir elbirliği ve dayanışma ile kamu yönetiminin yetersizliklerini telafi etmek için canla başla çalıştığını ve sivil dayanışmayı artırdığına tanık olduk. Bizler bu büyük yıkımın altından çıkacağız ve yeniden bu ülkenin kurulması için, bu ülkenin kurumlarının tekrar canlanması için, elimizden geleni yapacağız. Bunda kararlıyız ve başaracağız.” “BU ÇOK ACİL BİR TALEPTİR” İzmir’deki hastanelerin durumu için Sağlık Bakanlığı’na seslenen Kaynak, “Bundan yaklaşık 3 yıl önce İzmir’deki depremden Sağlık Bakanlığı ve ilgili kamu yönetimleri İzmir’deki sağlık kuruluşlarının incelendiğine yönelik açıklama yapmışlardı. O açıklamalara göre; hasarlı binamız vardı ama hiçbirinin boşaltılması ve yıkımına karar verilmedi. İzmir bir deprem bölgesinde. Zaman içerisinde fay hatları üzerindeki binalar yavaş yavaş yıpranmaktadır. Bu nedenle Türkiye’deki özellikle de İzmir gibi fay bölgelerindeki çok uzun yıllar önce inşa edilmiş hastanelerde şüpheler devam ediyor ve bu hastanelerin testlere sokulması gerekiyor. İzmir’de hizmet veren büyük kurumlarımızın performans testine sokularak verilerin kamuoyuyla paylaşılması çok önemli. En ufak bir risk görülüyorsa bu binalar hızlıca yenilenmeli. Aynı fonksiyon, aynı hizmet ve aynı amaçla daha modern ve depreme dayanıklı bir şekilde hayata geçirilmelidir. Bu çok acil bir taleptir. Bizim elimizde somut rapor yok. Ama kamu yönetimlerinin elinde var. Biz kamu yönetimlerine sesleniyoruz. Hem eski hem yeni raporları paylasınlar” dedi.

Kaynak’tan afetlerde ‘Şehir Hastanesi’ Uyarısı: Riskleri büyük Haber

Kaynak’tan afetlerde ‘Şehir Hastanesi’ Uyarısı: Riskleri büyük

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Türkiye,  merkezi Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.7 şiddetinde depremle sarsıldı. Depremden bölgedeki 10 il etkilenirken ilk depremden 9 saat sonra 7,6 şiddetinde bir deprem daha meydana geldi. Binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği depremlerde Maraş, Hatay, Adıyaman gibi iller yerle yeksan olurken en çok dikkat çeken hususlardan biri de İskenderun ve Antakya’da devlet hastanelerinin de yıkılması oldu. Arama kurtarma çalışmalarının ulaşamadığı bölgelerde, depremzedeler için tehlike devam ederken hastanelerin dahi yıkılmış olması afet dönemlerinde en önemli merkezlerden olan hastanelerin dayanıklılığı konusunu yeniden tartışmaya açtı. Afet dönemlerinde hastanelerin önemine dikkat çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, kamu kurumları inşaatında ihalelerin şeffaflığı ve denetim konusunda mevzuat düzenlemesi çağrısı yaparken şehir hastaneleri konusunda da “afet dönemi uyarısında” bulundu. “YENİ MEVZUAT ZORUNLU” Deprem bölgesindeki hastanelerin yıkılmasına denetim eksikliği eleştirisi getiren Başkan Kaynak, yeni mevzuat çağrısı yaparak “Depremin şiddetiyle süresi oldukça yüksek ve yıkıcı. Sivil binalarda yıkım çok. Depremin ana merkezi durumunda olan Maraş ve çevresi ile Hatay bölgesinde sağlam binalar azınlıkta. Hastanelerin de kritik binalar arasında olduğunu görüyoruz. Buradaki en önemli sorun inşaat kalitesi ve denetimindeki yetersizlik. Depremle birlikte bu durum tekrar ortaya çıktı. Her deprem sonrasında bu konu gündeme gelir. Genel olarak inşaat teknolojisi ile malzemesi yetersiz ve gerektiği şekilde kullanılmıyor. İnsanları suçlama noktasında değiliz ama belediyelerin ve kamu yönetimlerinin ciddi eksikliği olduğu aşikar. Yaşananlara baktığımızda olayın bütününde başka başka noktaya da işaret ediyor. O da resmi bina yapımlarının ihale süreçlerinin yeteri kadar şeffaf olmadığını gösteriyor. İhaleyi alan firmaların yeteri kadar denetlenmemesi de var. İnşaat yetersizliğini de düşündüğümüzde ciddi eksiklikler olduğunu gösteriyor. Bu nedenle inşaat ruhsatları, denetimi, ihalelerin saydamlığı konusunda yeni bir mevzuat ve uygulamanın hayata geçirilmesi zorunlu görünüyor” dedi. İZMİR HASTANELERİ DAYANIKLI MI? İzmir’deki hastanelerin deprem dayanıklılığı konusuna da değinen Kaynak, “Yaklaşık 3 yıl önce İzmir’de bir deprem oldu. Deprem sonrası dönemde de İzmir’deki hastanelerin depreme dayanıklılığı hususunda yapılan kontrollerde resmi açıklamalara göre; depreme dayanıklılık açısından birkaç binada kısmi hasar dışında hasar tespit edilmedi. Bütün hastane binaları kullanıma devam edilecek denilmişti. Tabii bu bilgi çok güncel bir bilgi değil. Yeniden kontrol edilmesi gerekiyor” diye konuştu. SAĞLIK HİZMETLERİNDE SIKINTI OLABİLİR Son dönemde çok tartışılan şehir hastaneleri uygulamasının da afet durumlarında riskli olduğunun altını çizen Kaynak, İzmir ve Ankara örneğini vererek “Biz bu konuda yakın bir tarihte Şehir Hastanesi Çalıştayı yaptık. Sonuç bildirgesinde ifade ettik. Birincisi, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, bir fay hattında üzerinde bulunuyor. İkincisi, arazinin yapısal özellikleri ve kot farkları nedeniyle bu kadar büyük ağırlıklı kompleksin bu bölgede yapılmasının uygun olmadığı ifade edildi. En önemli şeylerden biri de şu: Bu hastaneler çok büyük. Sadece işletme ve verimlilik açısından değil, deprem ve afetler açısından da şehrin sağlık ihtiyacını karşılama konusunda sıkıntılar olabilir. Bir afette bu büyük komplekste bir sıkıntı çıktığı takdirde kompleksin tümüyle devre dışı kalma riski var. Ama küçük hastanelerde birine bir şey olursa diğerine sevk zinciri oluşturulmak suretiyle sağlık ihtiyacının karşılanması mümkün olur. Dolayısıyla şehir hastaneleri sadece saydam olamayan ihale süreçleri, 25 yıllık ödeme planları gibi finansal problemler dışında yapıldıkları yerler, depreme dayanıklılıkları ve kent merkezinden uzaklıkları, ulaşılabilirlikleri gibi pek çok problemi de beraberinde getiriyorlar. Böyle bir afetin ardından şehir hastaneleri açısından yeniden bir değerlendirme yapılması zorunlu olacaktır. Neler yapılacağı, teknik ekiplerle yeni baştan değerlendirilmeli. Ankara’da 11 hastane kapatılıp bütün sağlık hizmeti 2 noktaya toplandı. Bunun böyle bir afeti karşılama bakımından ne kadar sıkıntı yaratacağını da belirtmem gerekiyor. Hastane yolunda ufak bir çatlak bile olsa hastane devre dışı kalacak. O nedenle bunların çok iyi düşünülüp yapılması lazımdı ama kamu yönetimi bu konuda teknik donanıma sahip insanlarla bu konuyu değerlendirmeden büyük ama yönetimi mümkün olmayan yatırımlar yapmıştır. Bunların yeni baştan değerlendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.