TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İzmir Şehir Hastanesi

İzmir Şehir Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmir Şehir Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hastane güvenliği için hastane polisleri olsun Haber

Hastane güvenliği için hastane polisleri olsun

AYSELİN UZUN/ÖZEL HABER- İzmir Şehir Hastanesi’nde önceki gün sabah saatlerinde meydana gelen saldırı teşebbüsünün ardından gözler bir kez daha skandallar ile gündemden düşmeyen hastaneye çevrildi. Bir şahsın daha önce tedavi gördüğü kulak burun boğaz (KBB) polikliniğindeki doktorları tehdit etmesiyle başlayan olay, silahlı saldırıya dönüşmeden polis tarafından önlendi. Ancak saldırgan, silahı elinden alındıktan hemen sonra savcılık tarafından tekrar serbest bırakıldı. Serbest bırakılmasının ardından yine hastaneye dönerek 9. kattaki KBB polikliniğine çıkan şahsın, güvenlik tarafından yetkisi olmadığı için durdurulmadığını ve böyle bir durumda müdahale etmek üzere İçişleri Bakanlığı tarafından ‘hastane polisi’ adında yeni bir meslek grubunun yaratılması gerektiğini dile getiren İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Bu hastane 2 bin 60 yataklı ve bir günde binlerce hastanın girip çıktığı bir hastane. Böyle bir yerin güvenliği ne olduğu bilinmeyen güvenlik firmalarına değil İçişleri Bakanlığı’na ve Emniyet Müdürlüğü’ne emanet edilmesi gerekir. Ancak kurumlar bu konuda yeterli önlemi almaktan uzak. Hastanelerinin güvenliği için İçişleri Bakanlığı’nın hastane polisi gibi eğitilmiş ve bu konulara hâkim olan, yeni bir personel grubu yaratması lazım” dedi. HEKİM KİMİ KORUYACAK? Yaşanan olay hakkında bilgi veren Kaynak, saldırganın daha önce İzmir Şehir Hastanesi’nde boğaz kanseri nedeniyle tedavi gören bir şahıs olduğunun altını çizerek, meydana gelen durumun işaretlerinin çok önceleri başladığını şu sözlerle anlattı: “Tedavisi belirli aşamaya geldikten sonra bu hasta taburcu ediliyor. Fakat tedavisi süresince de sürekli olarak kendi tedavisini yürütmekte olan hekimlere tehditkâr bir dil kullanıyor. Örneğin ‘Siz benim çok canımı yakıyorsunuz. Sizi yaşatmam’ tarzında. Önceki gün sabah ise taburcu olduğu hastaneye evden tüfek ve mermiler alarak geri dönüyor. Ancak neyse ki evden çıkmadan ailesine yapacaklarını söylediği için ailesi polisi arayarak durumu bildiriyor ve hastanede polis tarafından gerekli önlemler alınıyor. Böylece şahıs eyleme geçmeden gözaltına alınıyor. Ancak ne yazık ki arabasında tüfek ve mermiler çıkmasına rağmen bu şahıs savcılık tarafından silahı elinden alarak serbest bırakıyor. Sonrasında ise saldırgan tekrar hastane bahçesinde dolaşmaya başlayınca, güvenlik sadece doktorları uyarmakla yetinmiş. Çünkü müdahale hakkı yok. Üstelik bu kişi hastane içinde de elini kolunu sallaya sallaya dolaşabiliyor. Sanki böyle bir olay yaşanmamış gibi hastanenin 9. katına kadar çıkabilmiş ve KBB bölümünde doktorlara adeta tehdit eder gibi dolaşmış. Durumdan rahatsız olan doktorlar ise çareyi kendini hemşire odasına kitlemekte bulmuş. Durum buralara kadar gelince polis tekrar gelip şahsı gözaltına almış. Ancak hala bu şahsa ne yapılacağı hakkında kesin ve rahatlatıcı bir bilgi yok. Zaten böyle bir insan en başta neden serbest bırakıldı onu da bilmiyoruz. Hekim can mı kurtaracak canını mı koruyacak?” şeklinde konuştu. YENİ BİR PERSONEL GRUBU YARATILMALI Hastanelerde büyük bir güvenlik zafiyeti olduğunu dile getiren Kaynak, bunun nedeni olarak şehir hastanelerinin inşaatını yapan firmalar ile devlet arasında tüm detayları kamuoyu tarafından bilinmeyen birtakım sözleşmeleri işaret etti. Ayrıca hastanelerde bu tarz şiddet olaylarının tekrar yaşanmaması için İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yürütmesi gerektiğine de değinen Kaynak, “Koskoca hastanelerin güvenliğini inşaat firmaları sağlıyor. İnşaat şirketleri gidiyor bir taşeron güvenlik şirketiyle anlaşarak hastanenin güvenliğini bu inşaat şirketinin taşeron firması sağlıyor. İşin en garip kısmı burası. Çünkü bu şirketlerin güvenlik konusunda ne kadar eğitimli ve yeterli olduğu bilinmiyor. Bu hastane 2 bin 60 yataklı ve bir günde binlerce hastanın girip çıktığı bir hastane. Böyle bir yerin güvenliği ne olduğu bilinmeyen güvenlik firmalarına değil İçişleri Bakanlığı’na ve Emniyet Müdürlüğüne emanet edilmesi gerekir. Ancak kurumlar bu konuda yeterli önlemi almaktan uzak. Hastanelerinin güvenliği için İçişleri Bakanlığı’nın hastane polisi gibi eğitilmiş ve bu konulara hâkim olan, yeni bir personel grubu yaratması lazım” açıklamasında bulundu.

İzmir Şehir Hastanesi’nden Nasıl Randevu Alınır? İzmir Şehir Hastanesi Hakkında Merak Edilenler Haber

İzmir Şehir Hastanesi’nden Nasıl Randevu Alınır? İzmir Şehir Hastanesi Hakkında Merak Edilenler

İzmir Şehir Hastanesi hem İzmir’in hem de Ege Bölgesinin en büyük hastaneleri arasında bulunmaktadır. Konumu itibariyle de merkezde kalmaktadır. Bu yüzden ulaşım açısından da oldukça rahat olmaktadır. İzmir Şehir Hastanesi gelen hastalara da oldukça iyi bir hizmet sunmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı hastalar muayene olmak istemektedir. Peki, İzmir Şehir Hastanesi’nden nasıl randevu alınır? Hangi Randevu ekranı kullanılır? İzmir Şehir Hastanesi hangi bölgede kalmaktadır ve ulaşımı nasıldır? İşte tüm merak edilenler... İzmir Şehir Hastanesi’nden Nasıl Randevu Alınır? İzmir Şehir Hastanesi’nden randevu almak için en sık kullanılan sağlık uygulaması olan MHRS sistemi kullanılmaktadır. MHRS uygulamasına giriş yapıldıktan sonra İzmir Şehir Hastanesi olarak araştırma yapılması ve gidilecek olan polikliniğin seçilmesi gerekmektedir. Açılan ekranda gün ve saatler yer almaktadır. Bu ekran sayesinde de hastalar gün ve saati seçer. MHRS yani Merkezi Hekim Randevu Sistemi bir mobil uygulamadır. MHRS uygulamasına google play store ya da app store sayesinde ulaşılır. Bu mağazalar sayesinde uygulama telefona iner. E-Devlet üzerinden ya da normal bilgilerle giriş yapılabilir. Daha sonrasında İzmir Şehir Hastanesi seçilerek randevu alınır. Bunun dışında 182 aranarak da randevu sistemine ulaşmak mümkündür. 182 haftanın her günü 24 saat açıktır. Bu numara 7/24 ulaşarak randevu alabilirsiniz. ALO 182 hem hafta içi hem de hafta sonu açıktır. Bu numaraya tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ulaşabilmektedir. 7/24 açık olduğu bilinen bu numaraya mesai saatleri içerisinde ulaşmanın daha sağlıklı olduğu söylenmektedir. İzmir Şehir Hastanesi Hangi Bölgede Kalmaktadır? İzmir Şehir Hastanesi, İzmir’in Bayraklı ilçesinde ve Refik Şevket İnce mahallesinde yer alır. İzmir Şehir Hastanesine birçok otobüs gitmektedir. hangi otobüsün hangi saatlerde gittiğini öğrenmek için ESHOT Genel Müdürlüğü sayfası üzerinden paylaşılan otobüs saatlerine bakabilirsiniz.

İzmir Şehir Hastanesi'nde intihar girişimi! Haber

İzmir Şehir Hastanesi'nde intihar girişimi!

Temeli Mart 2013’te atılan Bayraklı’daki İzmir Şehir Hastanesi bugün resmi olarak hasta kabulüne başladı. Kamu-özel ortaklığıyla 622 bin 530 metrekare arsa üzerinde, 573 bin 546 metrekare toplam inşaat alanına sahip olan 2 bin 60 yataklı dev hastanenin 2017’de hizmete gireceği duyurulmuş ancak açılış 8 kez ertelenirken açılış gününe ise iki personelin intihar girişimi damgasını vurdu. Edinilen bilgilere göre; hastanenin hasta kabulüne başladığı gün iki personel hastanenin çatı katına çıkarak intihar girişiminde bulundu. Personellerin intihar girişimlerinin nedeninin ise ödenmeyen maaşlar olduğu ve personelin yaklaşık 5-6 aydır maaşlarını alamadıkları ifade edildi. Türkerler Holding’in yüklenicisi olduğu hastanede, holdingin hastane inşaatında çalıştırılan taşeron firmaya gerekli ödemeleri yapmadığı belirtildi. Holdingden ödemeleri alamayan taşeron firmanın da bünyesinde çalıştırdığı taşeron işçilere ödemeleri yapamadığı, yaklaşık 4 gündür devam eden maaş eyleminin ise bugün intihar girişimi olarak patlak verdiği öğrenildi. Personele bölgede bulunanlar, güvenlik ve hastane çalışanları müdahale ederken durumun ciddiyetini koruduğu ve personeli ikna çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Daha önce de işçi grevleri ve yaşanan krizlerle gündeme hastanede son olarak Haziran ayında yaklaşık 600 işçi, maaşlarının 2 aydır ödenmemesi nedeniyle greve çıkmışlardı. ÇABALAR SONUÇ VERDİ Öte yandan; uzun süren uğraşların sonucunda çatıya çıkan çalışanlar intihar girişiminden vazgeçirilerek çatıdan indirildiler. Tüm işçilerin bölgede bulunan çalışma alanında kaldıkları bölgeye gönderildikleri belirtildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir Şehir Hastanesi'nde hasta kabulü başladı

İzmir Şehir Hastanesi'nde hasta kabulü başladı Haber

İzmir Şehir Hastanesi'nde hasta kabulü başladı

İzmir'de yapımı tamamlanan İzmir Şehir Hastanesi'nde hasta kabulüne başlanıldı Sabah saatlerinden itibaren acil servis ve polikliniklere başvuran hastalar muayene edildi. Görevliler de gerekli yönlendirmeleri yaparak hastaların yeni hastanede zorlanmadan işlemlerini yaptırmalarına yardımcı oldu. İLK HASTA MUAYENE EDİLDİ Muayene için gelen Hakan Akın (53), bir süredir kolunda bir ağrı olduğunu, dün şehir hastanesinin açılacağını öğrenince sabah hastaneye başvurduğunu anlattı. Randevusuz geldiğini aktaran Akın, "Sabah erken geldim, şu anda röntgene gidiyorum. Karşılama güzeldi. İlk hasta olarak muayene olmak gurur verici." diye konuştu. İZMİR'İN BUNA İHTİYACI VARDI Hastaneye ulaşmakta zorluk yaşamadığını ancak ulaşım imkanlarının artırılması gerektiğini ifade eden Akın, "İzmir'in böyle büyük hastaneye ihtiyacı vardı." dedi. Fuat Yıldırım da Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kardiyoloji servisinde tedavi gören babaannesinin bu hastaneye yönlendirildiğini dile getirdi. Hastanenin büyük ve güzel olduğunu vurgulayan Yıldırım, "İzmir'in en iyi hastanesi olmuş." diye konuştu. Yıldırım, hastanenin yeni olması nedeniyle yönlendirme konusunda desteğe ihtiyaç duyduklarını kaydederek, personelin kendilerine yardımcı olduğunu söyledi. 2 bin 60 yataklı İzmir Şehir Hastanesi, genel hastane ile kadın doğum ve çocuk hastanesi, kalp damar ve kardiyoloji hastanesi, onkoloji Hastanesi, fizik tedavi hastanesi, adli psikiyatri hastanesi, kemik iliği merkezi, organ nakli merkezi, inme merkezi, uyku merkezi ve hiperbarik oksijen tedavi merkezini içeriyor. İleri tıp teknolojilerine ve gelişmiş olanaklara sahip 2 bin 60 yataklı İzmir Şehir Hastanesi, toplam 628 bin 15 metrekare kapalı alana sahip. Hastanenin 337 polikliniği, 54 ameliyathanesi, 374 yoğun bakım yatağı, 30 diyaliz yatağı bulunuyor. İzmir Şehir Hastanesi, bu özellikleriyle Ege Bölgesi'nin en büyük hastanesi olma niteliğini taşıyor. İzmir Karşıyaka Çevre Yolu yanındaki alana kurulan hastanenin yapımı 2017'de başlamıştı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de bir çocuk gelin arabasının altında kaldı

Tek hat isyanı yaşanmıştı: Hastane var ama yolu? Haber

Tek hat isyanı yaşanmıştı: Hastane var ama yolu?

Temeli Mart 2013’te atılan Bayraklı’daki İzmir Şehir Hastanesi’nin açılışına ilişkin kent gündeminde tartışmalar devam ediyor. Kamu-özel ortaklığıyla 622 bin 530 metrekare arsa üzerinde, 573 bin 546 metrekare toplam inşaat alanına sahip olan 2 bin 60 yataklı dev hastanenin 2017’de hizmete gireceği duyurulmuş ancak açılış 8 kez ertelenmişti. Son olarak 27 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmi açılışının yapılacağı söylenen hastanenin depreme dayanıksız olduğu ve üç ayrı blokunda deprem güçlendirme çalışmaları yapıldığı iddiaları gündeme gelmiş ve hastane yine açılamamıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz hafta hastanenin 1-2 hafta içerisinde hasta kabulüne başlayacağını duyurmasının ardından hastanenin 16 Ekim’den itibaren hasta kabulüne başlayacağı iddiaları gündeme geldi. Hastanenin hasta kabulüne ilişkin bilinmezlik devam ederken ulaşımın nasıl olacağı sorunu da gündeme geldi. Konuya ilişkin daha önce teleferik projesiyle gündeme gelen ulaşım sorunu geçtiğimiz haftalarda personelin şikayetleriyle gündeme gelirken CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin konuya ilişkin İLKSES’e konuştu. SİYASETİ BİR KENARA BIRAKIP… Hastaneye ulaşım noktasında Büyükşehir’in üzerine düşen sorumluluğu yapmaya hazır olduğunu belirten Gültekin, “Bu konuda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız açık ve net bir şekilde ‘Bizim üzerimize düşen ne varsa hazırız’ ifadelerini kullandı. Ama tabii ki büyük ulaşım noktasında Ulaştırma Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan bir iştir bu. Ama bu noktada vatandaşa hizmet doğrultusunda alınacak her karar ve yapılacak her işlemde CHP’li belediyelerin her zaman vatandaşın menfaatine olan işlerde net bir şekilde vatandaşın yanında olan tavrı vardır. Belediyemiz, bu noktada siyaseti bir kenara bırakıp vatandaşın hakkını gözetmekle ilgili somut bir tavır almaktan yanadır” dedi. YENİ ARTELLER BELİRLENMELİ Hastaneye ulaşımın daha proje aşamasındayken planlanmış olması gerektiğini ifade eden Gültekin, geniş planda sorumluluğun Karayolları Genel Müdürlüğü’nde olduğuna dikkat çekerek “Merkezi hükümet ve ilgili bakanlık bu hastanenin projesini yaparken bunu ulaşım noktasında yaratacağı sıkıntıyı ve akabindeki çözümleri de düşünmüşlerdir. En nihayetinde bir iş yaparken neden ve sonucunu göz ardı ederek yapmayız günlük hayatımızda da. Bir defterin yerini değiştirirken bile yeni koyacağız yerdeki artısını ve eksisini düşünerek hareket ederiz. Dolayısıyla Şehir Hastanesi’ni de oraya yaparken bu konuda planlamalar olduğunu düşünüyorum. Henüz kamuoyuna duyurmamış olsalar da… Bizim merakımız da bu zaten. Ne olacak? Biz bu soruların cevabını arıyoruz. Bu konuda çözümleri var mı, varsa nelerdir diye. Büyükşehir Belediyemiz üzerine düşenleri yeterince yapıyor zaten. Yapmaya devam da edecektir ama bu sadece Büyükşehir’in çözeceği bir mevzu değildir. Tüm kendi ve merkezi idareyi ilgilendiren bir durumdur. Ama şu ana kadar ortaya konulan somut bir proje de sorularımıza cevap da yok. Oraya yeni arterlerin belirlenmesi, yeni yol ve güzergâhların oluşturulması gerekir. Bu Büyükşehir’in sorumluluğunda olan bir iş değildir. Karayolları’nın sorumluluğunda olan bir iştir” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bayraklı Şehir Hastanesi’ne başhekim atandı

‘Hastane’ değil ‘şantiye’ mi açılacak? Haber

‘Hastane’ değil ‘şantiye’ mi açılacak?

Temeli Mart 2013’te dönemin AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun katıldığı törenle atılan Bayraklı’daki İzmir Şehir Hastanesi’nin depreme dayanıksız olduğu iddialarının ardından hastanenin açılışı bir kez daha muallakta kalmıştı. 2011 genel seçimlerinde de hükümetin seçim vaatlerinden biri olan, Türkerler Holding ve Gama Holding ortaklığıyla 622 bin 530 metrekare arsa üzerinde, 573 bin 546 metrekare toplam inşaat alanına sahip olan 2 bin 60 yataklı dev hastanenin 30 ayda tamamlanıp 2017’de hizmete gireceği duyurulmuş ancak açılış 7 kez ertelenmişti. Son olarak 27 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmi açılışının yapılacağı söylenen hastanenin açılışının 29 Eylül’e ertelendiği iddiaları gündeme gelmişti. Hastaneye ilişkin depreme dayanıksız olduğu ve üç ayrı blokunda deprem güçlendirme çalışmaları yapıldığı iddiaları da kamuoyunda büyük yankı uyandırırken son olarak 29 Eylül’de yapılacağı iddia edilen açılışa ilişkin doktorlara bildirimin yapılmadığı ifade edildi. Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, iddiaları doğrularken açılışın törenle kalmaması durumda Sağlık Bakanlığı’nın yükümlülüklerini hatırlattı. SADECE AÇILIŞ TÖRENİNDEN İBARET OLACAKSA… Hastanenin şantiye halinde olduğunu ifade eden Kaynak, “Şehir Hastanesi’nin projelendirilmesi 2013 yılında. 2018 yılında açılması planlanıyordu ancak açılış tarihinin üzerinden 5 yılı aşkın bir süre geçti. Bu geç açılmanın topluma ve bütçeye bir maliyeti var. Son dönemlerde de 5-6 kez kamuoyuyla bazı tarihler paylaşıldı. En son 27 Eylül olarak ilan edilmişti. Ancak son birkaç gündür sosyal medyada birtakım duyumların paylaşılmasıyla 29 Eylül tarihi gündeme geldi. Ancak henüz resmi ağızlardan herhangi bir açıklama halen yapılmadı. 29 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan Teknofest için İzmir’e geldiğinde bu arada da Şehir Hastanesi’nin açılış töreninin araya sıkıştırılmış olma ihtimali var. Ancak şu ana kadar doktorlara bu konuda herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Sorun da burada. Biz burada hastanenin açılıp hizmete başlayacağını sanmıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan İzmir’e gelmişken programına sıkıştırılmış bir tören olarak değerlendirilebilir. Yoksa hastanenin açılıp kamu hizmeti verecek şekilde tam anlamda hizmete girmesi şu anda mümkün görünmüyor. Biz yaklaşık 10 gün önce hastaneyi ziyaret etmek için gittiğimizde ‘Burası bir şantiyedir. İçeri alınmanız mümkün değil’ denildi. 10 gün önce şantiye olarak ifade edilen bir yapının bugün açılıyor olması bunun sadece bir açılış töreni olduğunu gösteriyor bize. Ayrıca bu hastanenin tam anlamıyla hizmete girebilmesi için en az 2 bin 500 hekime, yaklaşık 3 bin 500 hemşire ve en az o kadar da farklı eslek gruplarındaki profesyonel görevliye ihtiyaç vardır. Bu çalışanların burada görevlendirilip buraya yerleştirilip pilot çalışma yapılmadan hastanenin çalışıyor havasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Bu hastanenin çalışmasıyla ilintili yeterli bir ön çalışma yapıldığını görmedik ya da duymadık. Ayrıca taşınacağı, taşınacağı, insan kaynağı olarak kullanılacağı söylenen Bozyaka ve Tepecik Hastanesi’ndeki hekim arkadaşlarımıza da taşınma ya da Şehir Hastanesin açılıp çalıştırılmasıyla ilgili herhangi bir yeterli bilgi verilmediğini görüyoruz. Dolayısıyla olay sadece bir açılış töreninden ibaret kalacak aslında hastane bir süre daha çalışmayacak gibi düşünülebilir” dedi. KAMUOYUNU İKNA EDİCİ AÇIKLAMA YAPILMADI Geçtiğimiz hafta gündeme gelen hastanenin depreme dayanıksız olduğu nedeniyle kolonlarında güçlendirme yapıldığı iddialarına da değinen Kaynak, “Depreme dayanıklılıkla ilgili olarak maalesef elimizde somut bir veri yok. Hastanenin bulunduğu yerde bir fay hattında olduğuna ilişkin bazı iddialar gündeme getirildi. Ama burada önemli olan fay hattından ziyade İzmir gibi bir deprem bölgesinde böyle büyük bir kompleksin depreme dayanıklı inşaat teknolojileriyle yapılmış olmasını bekliyoruz. O nedenle buna ilişkin ortaya atılan iddialar kamuoyunda birtakım şüpheler doğuruyor. Yetkililerin de çıkıp ‘Burası depreme dayanıklıdır. Karot testlerimiz mevcuttur’ gibi ikna edici açıklamalar yapmaları gerekiyor. Ama bunun yapılmaması çok yoğun spekülasyonlara neden oluyor” diye konuştu. KİRA VE İŞLETME GİDERİ ÖDENMELİ Kaynak ayrıca, şirketle yapılan sözleşmeye de dikkat çekerken hastanenin hizmete girmesi durumunda Sağlık Bakanlığı’nın yükümlülükleri olduğunun da altını çizerek şunları söyledi; “Burada kritik olan durum… Kamu-özel otaklığıyla yapılan bu hastanelerin yapımcı yani özel şirketler tarafından kamuya yani Sağlık Bakanlığı’na teslim edilip edilmemesine ilişkin bir husus da vardır. Teslimat yapıldığı takdirde, iki süreç işlemeye başlar. Birincisi, bakanlığın bu binaya sözleşmeler gereği yapması gereken kira ödemeleridir. İkincisi de yüzde 70’lik doluluk oranı itibariyle ve bu doluluk göz önünde tutulmak suretiyle işletme ödemeleridir. Bunların yürürlüğe girip girmeyeceğini bilmiyoruz. Bir teslimat söz konusuysa ve açılış yapılırsa bakanlık, sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getireceğini kabul eder hale gelir. Dolayısıyla olaya bir açılış töreni gözüyle bakıyoruz ama bu törenin kapsamında, yapılmış olan sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirmek varsa hizmet vermesi geciktirilmiş bir sağlık kompleksi var demektir. Sağlık Bakanlığı tarafından herhangi bir hizmet üretimi yapılmadığı halde bina kirası ve işletme kirasının ödenmeye başlayacağı anlamına da gelebilir. Biz bu konuda İl Sağlık Müdürlüğü’ne bir bilgi edinme yazısı yazdık ama henüz bir cevap gelmiş değil.” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir’de deprem meydana geldi!

İzmir Şehir Hastanesi’nde yeni risk… Depremden kaçarken sele yakalandı! Haber

İzmir Şehir Hastanesi’nde yeni risk… Depremden kaçarken sele yakalandı!

Açılışı sürekli ertelenen İzmir Şehir Hastanesi geçtiğimiz günlerde kolonlarına yapılan güçlendirme çalışmasıyla gündemdeydi. Sosyal medyaya sızan o fotoğraf ve videolar kamuoyunda endişeye neden olurken, ‘Hastane deprem riski mi taşıyor?’ sorularını akıllara getirdi. Konuya dair önemli açıklamalarda bulunan Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Aykut Akdemir, deprem değil sel felaketine dikkat çekti! 1995 yılının Kasım ayında meydana gelen ve İzmir’in merkezinde 60’ın üzerinde insanın ölümüne neden olan Yamanlar’daki sel felaketini işaret eden Akdemir, “Orası bir dere yatağı! Sel bölgesi yani. Aynı zamanda su toplama havzası niteliğinde bir yer… Koca İzmir Ovası'nda yer kalmadı da, gelip dağlık alanda, ağaçları kesip heyelan bölgesinde yeni bir konut inşa ettiler” ifadelerini kullandı. HALK ORAYA NASIL ULAŞACAK? İzmir Şehir Hastanesi’nin inşaat sürecinin oldukça uzun sürdüğünü ve ciddi bir alt yapı sorununun olduğunu kaydeden Akdemir, “Bizim itirazlarımızda bu yöndeydi. Yolu, ulaşımı yok en başta. Halen yolunun nasıl olacağına dair bir bilgilendirme yapılmadı. Çok hızlı bir şekilde yapılıp ‘içeriğini sonradan toparlarız’ mantığı ile hareket edildi. İzmir Tabip Odası ile beraber şehir hastanelerine yönelik itirazlarımızı sürdürüyoruz. Bu tip hastanelerin ulaşılabilirlik sorunu olduğunu, bu kadar büyük bir alanda, bu kadar insanı aynı yere toplama ihtiyacının sağlık sistemi içerisinde mantıklı bir karar olmadığını aktardık. Son dönemdeki plansızlığın ya da gecikmenin temel nedeni de zaten alt yapı! İkinci bir neden ise yolunun olmayışı. Halk oraya nasıl ulaşacak?” sorusunu yönlendirdi. TOPYEKÛN BİR YANLIŞIN DEVAMI Kolonlarda yapılan güçlendirme çalışmalarına değinen Akdemir, “İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile birlikte konuya ilişkin açıklama beklediğimizi içeren bir yazı ilettik. Ancak o yazıya rağmen bizlere geri dönüş yapan olmadı. Zaten yapılan hiçbir çalışma halka açık ve şeffaf değil. Bilgilendirme kaygısı güdülmeden yürütülen bir süreç. Güçlendirme çalışmalarının amacı ise imalat hatasından kaynaklı olabilir, projede, tasarımda hata yapmış olabilirler ya da oradaki alanın kullanım niteliğini değiştirerek güçlendirme de yapmış olabilirler. Yani var olan kat sayısının üzerine çıkmak, ek bloklar, binalar yapmak için güçlendirmek istemiş olabilirler… Yeni yapılan bir binada güçlendirme çalışması yapılıyorsa zaten bir sıkıntı vardır. Topyekûn bir yanlışın devamıdır. Yeni yapılan ve henüz kullanıma açılmayan bir binanın kolonlarını güçlendirmek bile başlı başına bir sorunun olduğunu işaret eder. Mühendislik tekniğine uygun bir davranış değil” eleştirisinde bulundu. ORASI BİR DERE YATAĞI! İzmir Şehir Hastanesi’nin ‘deprem riski taşıdığı’ iddialarını ise doğru bulmadıklarını belirten Başkan Akdemir, “Bunlar sadece bir söylenti. O bölgenin volkaniklerden dolayı görece olarak zemini sağlam. Bu konuya dair net bilgiyi Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden de alabilirsiniz. Bölgenin zemin anlamında bir kaygısı yok. Zemin etütleri yapılmıştır, oradaki volkanik antrasitlerin kaç metre aşağıya kadar gittiği belli. Ana kayaç üzerine yapılmış bir yapı. Fakat bizim endişe ettiğimiz konu deprem değil, sel felaketi. Orası bir dere yatağı! Sel bölgesi yani. Aynı zamanda su toplama havzası niteliğinde bir yer. 95 yılında İzmir’de yaşanan sel felaketini hatırlayanlar bilir. Yamanlar Deresi’nin taşmasıyla binlerce insan yaşamını yitirmişti. Müthiş bir yağmur birikimi var orada” sözlerini gündeme getirdi. BUGÜN BU İZİNLER VERİLİRSE… Akdemir, “Çay Mahallesi ve Osmangazi bölgesinde dehşetli bir sele neden olur. Asıl sorun burası. Endişeliyiz! 25 yıl önce bu kentte sel dolayısıyla 60’ın üzerinde insan öldü. Arabalar Körfez'den toplandı. Hele ki bu iklim değişikliğinde her türlü senaryoyu düşünmek zorundasınız… Koca İzmir Ovası'nda yer kalmadı da, gelip dağlık alanda, ağaçları kesip heyelan bölgesinde yeni bir konut inşa ettiler. Baktığımızda, burada şehir hastanesi haricinde hiçbir yapılaşma yok ve oldukça büyük bir boş alan. Bu vesileyle, her ne kadar açıkça söylenmese de arka planda bu bölgenin imara açılması planlanıyor. Bunu söylemek için mühendis ya da mimar olmaya da gerek yok. Bakanlığın bu kararına ne yazık ki yerel idarenin de destek verdiğini görüyoruz. Bugün bu izinler verilirse, yarın bedel öderiz” cümlelerine dikkat çekti. ÇOK ANLAMSIZ BİR RANT SÜRECİ “Kontrolsüz, iyi tasarlanmamış, planlaması sağlıklı yapılmamış bir mekanın da bu süreci yaşaması çok mümkün” diyen Başkan Akdemir, şunları ekledi: “İzmir Şehir Hastanesi dere yatağındaki o kontrolsüzlüğü artıracak. Süreci şeffaf yürütmedikleri için bizler de arka planda yasal olmayan durumların olduğunu düşünüyoruz… Şehir hastanesine yönelik şikayetleri bizden daha çok vatandaşların yapması gerekiyor. Böyle kocaman kocaman hastanelerle sağlık problemini çözemezsiniz aksine daha da kemikleştirirsiniz. Kentin içindeki hastaneleri kapatacaklar, dağın başına gönderecekler. O hastaneye kim gider? Kentin garibanları… Vatandaşın gidebileceği dolmuş ve otobüsleri koymayacakları gibi merkeze de özel hastaneleri yapacaklar. Buralar ise zenginlerin meskeninde olacak… Sadece İzmir Şehir Hastanesi özelinde değil bu tepkimiz, şehir hastanesi sistemine karşıyız. Hastane kolay ulaşılabilir olmalı, bu kadar sade ve basit. Devasa olmasına gerek yok, önemli olan içerik. Çok anlamsız bir rant süreci. Buradaki başlıca amaç kentin içinde boş kalan diğer hastaneleri, alanları betona çevirip satmak, özelleştirmek. Öyle bir hale getirecekler ki hasta dağın başına gitmektense yakınlardaki illere tedavi olmaya gidecek.  İzmir’i / vatandaşı hastaneye erişememek bekliyor, doktora ulaşamamak bekliyor, özel hastanelere mahkum olmak bekliyor, hasta göçü bekliyor!” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Şehir Hastanesi’nin kapıları duvar oldu: Hastalara kapalı

Başkan Demircan, İzmir Şehir Hastanesi’nin akıbetini sordu Haber

Başkan Demircan, İzmir Şehir Hastanesi’nin akıbetini sordu

İzmir Şehir Hastanesi’nin akıbeti henüz belli değilken, neredeyse her gün yeni bir sorun konuşuluyor. Özellikle de sağlıkçılar tarafından tartışılan İzmir Şehir Hastanesi bu kez Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan’ın gündeminde. Demircan, “Ben temelinin atılış tarihi, defaten duyurulan açılış tarihleri, şehrin dışı gibi konulara değinmeyeceğim. Bu hastanenin hasta kabulüne başlamadan önce her kesim tarafından kabul edilen bir ulaşım sorunu var mı? Devasa bir yapıyı planlayan, uygulayan irade ulaşım sorununu çözemeyecek kadar aciz mi, elbette değil. Gerekirse iki ay geç açılsın ama ulaşım sorunu ve geleceğimizin teminatı çocuklarımızın kreş problemi ortadan kaldırılsın” dedi. NET BİR TARİH YOK “Bizler sağlık idarecilerimize güveniyoruz lakin şehir hastanesi ile ilgili neredeyse her gün yeni bir duyum alıyoruz” diyen Başkan Demircan, şunları ekledi: “Hal böyle olunca ortaya bilgi kirliliği de çıkıyor. Bu hastanenin açılış tarihi ile ilgili maalesef net bir tarih yok. Geçtiğimiz haftalarda Bozyaka E.A.H. hasta kabulü yapmayacak, ameliyat ve poliklinik randevularını şehir hastanesine verecek ve 1 Eylül tarihinde hasta kabulüne geçecek bilgisi paylaşıldı. Bugün ifade edilen tarih ise anladığım kadarı ile Eylül ayı sonunu işaret ediyor. ‘En iyi karar kararsızlıktan iyidir’ (Çehov) veya ‘Başlamak bitirmenin yarısıdır’ (Albert Einstein) sözlerini hatırlatalım. Peki, nereden başlayacağız. Önce güven vereceksiniz. Sonra merkezde bir gün kapatılacak, bir gün kapatılmayacak diye tanımlanan; Tepecik E.A.H., Dr. Behçet Uz E.A.H., Alsancak Devlet Hastanesi, Bozyaka E.A.H., Tepecik ek hizmet binaları belki Dr. Suat Seren E.A.H. önce bu kurumların akıbetlerini ortaya dökerek esaslıca tartışacak ve karar vereceksiniz.” VİCDANINIZIN SESİNE KULAK VERECEKSENİZ… “Yerel seçim öncesi bu hastaneleri taşımak veya kapatmak mı, yoksa deprem yönetmeliğine uygun mu değil mi?” sorularını yönlendiren Demircan, “Vicdanınızın sesine kulak verecekseniz ‘deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılar’ ağır basar. Bu kurumlarla ilgili hastane idareleri ile birlikte alınan ve üst yönetim tarafından kabul edilen kararı çalışanlarla net bir şekilde paylaşmak gerekiyor. Neden mi? Henüz çok yakın bir zamanda ziyaret ettiğimiz hemşire arkadaşımız görev yaptığı kurumun kapatılacağını ve kendisinin şehir hastanesinde görevlendirileceğini düşündüğü için mevcut ikametini şehir hastanesinin yakınına taşımayı düşündüğünü ifade etti ve cümlelerini ‘en azından ulaşım sıkıntım olmaz’ diyerek sonlandırdı. Bu şekilde yüzlerce, binlerce insan var. Bu gün bir ev taşımanın maddi ve manevi külfetini hepimiz biliyor olmalıyız” sözlerini kullandı. HİZMETİ KİM SUNACAK? Başkan Demircan, şöyle devam etti: “Diğer taraftan bu hastane için görevlendirilmiş sağlık çalışanı arkadaşlarımız ve onları koruyup kollama hevesinde olan siyasilerimiz. Kardeşim sen devlet memurusun, kadronda şehir hastanesinde ve geçici görev ile hâlihazırda görev yaptığın kuruma verilmişsin. Sen gitmezsen, ben gitmezsem, o gitmezse ne olacak, hizmeti kim sunacak? Dolayısı ile her zaman savunduğumuz gibi siyaseti siyasi parti temsilcileri, bürokratik işleri de bürokratlarımız yapacak. Sendika temsilcisi de sendikacılık yapacak. Madem ortak payelerimizden bir tanesi de Şeyh Edebali’nin dediği gibi ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ . O zaman bu kurumda kimlerin çalışacağına bırakalım sağlık müdürlüğü karar versin.” SADECE YATIRIMLARI İZLEMEK YETERLİ DEĞİL Son olarak Sağlık Bakanlığı’na bir çağrıda bulunan Demircan, “Öncelikle bu hastanenin yönetim kadrosunu belirlemek durumundasınız, taşıma su ile değirmen dönmez. Sadece yatırımları izlemek de yeterli değil. ÇKYS olarak adlandırılan sisteminde kullanıma açılması gerekiyor. En azından hastane hizmete açılıncaya kadar sağlık müdürlüğü burada istihdam edeceği personelini sistem üzerinden istihdam eder, ihtiyaç olan kurumlarda geçici olarak görevlendirir, hastane açılmadan kısa bir süre önce de geçici görevlerini iptal ederek ilgili personelin asıl görev yeri olan şehir hastanesinde olmasını sağlar” dedi. BU İÇERİK DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Şehir hastanesi açılıyor, iki hastane kapanıyor!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.