TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İzmir Ekonomi Üniversitesi

İzmir Ekonomi Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmir Ekonomi Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Geleceğin şeflerinden Ege'ye özgü lezzetler Haber

Geleceğin şeflerinden Ege'ye özgü lezzetler

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, bu yıl ‘değişimin öncüleri ve gıdanın geleceği’ temasıyla 6’ncısı düzenlenen İzmir GastroFest’e damga vurdu. Ege’ye özgü otlar ve peynirleri kullanarak birbirinden özel lezzetler hazırlayan öğrenciler, yemek tutkunlarından tam not aldı. Eğitmen Şef Aypar Satı ise, sürdürülebilirlik ve yerel ürün kullanımını konu alan bir workshop düzenleyerek hazırladığı özel tabağı konuklara sundu. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen GastroFest, İzmirlilere unutulmaz bir gün yaşattı. Gastronomi alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerini buluşturan festivalde, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin genç şefleri de hazırladığı lezzetlerle etkinliğe renk kattı. Festival katılımcılarına sunulmak üzere enginarlı humus, Ege otlu ve sebzeli çıtır yufkalar ile incir, ceviz ve ballı karamelli profiterol hazırlayan öğrenciler, büyük beğeni topladı. ÖZEL TARİFLER İEÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Eğitmen Şefi, Öğretim Görevlisi Aypar Satı ise, festivalin temasına da uygun olarak sürdürülebilirliği merkezine alan bir workshop düzenledi. Festival katılımcılarının soruları eşliğinde; dana dil breze, karakılçık buğdaylı keşkek, pırasa konfi, nar ekşili et suyu çektirmesi ve taze baharatlı yeşil yağdan oluşan tabak hazırlayan Satı, yemek tutkunlarıyla çok özel tarilfler paylaştı. İlgiyle takip edilen etkinliğin moderatörlüğünü ise Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk gerçekleştirdi. MAKSİMUM VERİM Festivalde yer almaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Aypar Satı, Ege’ye özgü lezzetlere yenilikçi yorumlar getirdiklerini belirtti. Satı, “Öğrencilerimizle birlikte hazırladığımız lezzetlerde, minimum atık oluşumuna dikkat ettik. Geleceğin şefleri olan öğrencilerimiz, yerel lezzetlerimizi İzmirlilere sunarken, elimizdeki ürünlerden nasıl maksimum verim alabileceğimizi gösteren, örnek atıştırmalıklar hazırladı. Konuklardan aldığımız olumlu dönüşler, başarılı olduğumuzu gösterdi” diye konuştu. DANA DİL VE KEŞKEK ÖZEL SEÇİLDİ Yaklaşık 30 dakika süren workshopa ilişkin de bilgiler paylaşan Satı, “Festivalin bu yılki teması ‘değişimin öncüleri ve gıdanın geleceği’ olarak belirlendi. Dolayısıyla, öğrencilerimizin de desteğiyle hazırlanan tabakta, sürdürülebilirlik ve yerel ürün kullanımına vurgu yapmayı amaçladık. Örneğin dana dil; İzmir’deki söğüş kültürüne ait olmasına rağmen değeri yeteri kadar bilinmeyen, akıllara pek ilk sıralarda gelmeyen bir et ürününün, nasıl bir restoran tabağının ana ürünü haline gelebileceğini göstermek amacıyla seçildi. Yine aynı şekilde keşkek gibi özel bir lezzetin de restoran tabağının ana parçası haline gelebileceğini gösterdik. Workshop esnasında yemeğin hazırlanış aşamalarından ve kullanılan tekniklerden bahsettim. İzleyenlerin, bu lezzetleri evlerinde nasıl hazırlayabileceklerine ilişkin tüyolar verdim. Sürdürülebilirlik, yerel ürün kullanımı, mevsimselliğin önemi, seçilen ürünlerde lezzet uyumunun nasıl yakalanabileceği ve restoran kalitesinde tabaklamanın nasıl yapılabileceği açıklamaya çalıştım. Hazırlanan tabaklar, izleyenlere ikramlık olarak da sunuldu” diye konuştu. Bu haber de ilginizi çekebilir: İEÜ’lü gençlerden ‘lezzet’ yolculuğu

Denizlerin Vatozu isimli tekne tasarladılar Haber

Denizlerin Vatozu isimli tekne tasarladılar

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünden 2020’de mezun olan Oğul Görgülü, ardından da tasarım çalışmaları alanında yüksek lisans yaptı. Bu süre içinde bir şirket kuran Görgülü, insansız deniz araçları üzerine de tez gerçekleştirdi. Görgülü’nün yanı sıra Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunları olan yapay zeka mühendisi Rıza Serkan Kaskan, gemi inşaat mühendisi Genco Barış Atalay ve yazılım mühendisi Tuğçe Köseoğlu’nun da katılımıyla ekip 4 kişiye ulaştı. 9 AY ÇALIŞILDI Genç ekip, sürdürülebilir kalkınma hedefinden yola çıkarak deniz yüzeyini temizleyen, katamaran sınıfında bir insansız deniz aracı (IDA) yapmak için harekete geçti. Yaklaşık 9 aylık kapsamlı çalışma sonunda Vatoz isimli teknenin prototipi hazırlandı. 65 kilogram ağırlığındaki Vatoz, elektrikli iki motoru ve arkasında atık tiplerine göre değiştirilebilir ağlar ile geçtiği yerlerdeki katı ve sıvı atıkları anında topluyor. 100 kilograma kadar atık toplayabilen Vatoz, 5 metrelik dalgaya dayanabilecek şekilde geliştirildi. 6 saat boyunca aralıksız çalışabilen Vatoz, yapay zeka sayesinde kendi rotasını belirleyebiliyor. Vatoz, sığ alanlarda büyük teknelerin giremediği yerlere de rahatlıkla ulaşabiliyor. Uluslararası standartlara uygun tasarlanan, insan gücüne ihtiyaç duymayan Vatoz, önündeki kamera sayesinde topladığı atıkların türlerini de analiz edebiliyor. SÜRE VE MALİYET AÇISINDAN DA KULLANICILARA AVANTAJ SAĞLIYOR Vatoz’un özellikle marina ve liman işletmelerinde rahatlıkla kullanılabileceğini söyleyen Oğul Görgülü, “Denizlerdeki kirliliği önlemek, mevcut atıkları toplamak için birçok yöntem aranıyor. Belediyeler, marina ve liman işletmecileri için deniz yüzeyinin temizliği çok önemli. Vatoz, tam da bu noktada kullanıcılarına büyük avantajlar sağlıyor. Örneğin; Vatoz’un belirli bir alanda çalışarak bölgeyi temizlemesini istiyorsunuz. Vatoz’a geliştirdiğimiz yazılım ile bu komutu veriyorsunuz. Vatoz da yapay zeka ve görüntü işleme algoritmaları sayesinde kendi rotasını çizerek, gerekli manevraları da yaparak bu işlemi gerçekleştirebiliyor. Süre ve maliyet açısından da kullanıcılara avantaj sağlıyor. Vatoz’un arkasında farklı atık türlerine göre değiştirilebilir ağlar var. Mevcut motorlar yardımıyla topladığı atıkları, arkasındaki bu ağda biriktiriyor ve kullanıcıya haber veriyor. Şimdilik deniz yüzeyindeki atıklara odaklandık ama yapay zekasını daha da geliştirerek Vatoz’u uzak deniz mesafelerinde gözlem, araştırma ve lojistik amacıyla kullanmak da mümkün olabilir” dedi. Vatoz ile yurt dışına açılmayı hedeflediklerini ifade eden Görgülü, sözlerini şöyle sürdürdü: “27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen TEKNOFEST’e katılarak ‘çevresel enerji teknolojileri’ kategorisinde birinci olduk. Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) ortaklığıyla gerçekleşen ‘Küresel Temiz Teknoloji İnovasyon Programı’na (GCIP) resmi olarak da kabul edildik. Bu programa dahil edilmek, özellikle yurt dışındaki sunumlara, fuarlara katılmak ve yatırımcılarla buluşmak için önemli bir anahtar. Prestij yönünden önemli bir adım. Türkiye’deki belediyelere ve şirketlere ulaşarak Vatoz’u denizle buluşturmak istiyoruz. Elbette hedefimiz uluslararası alana da açılmak. Bu konuda da girişimlerimiz artarak devam edecek.” Bu haber de ilginizi çekebilir: İzmir Ekonomi Üniversiteli gençlere ‘Amerika kıtası’ fırsatı

İzmir Ekonomi Üniversiteli gençlere ‘Amerika kıtası’ fırsatı Haber

İzmir Ekonomi Üniversiteli gençlere ‘Amerika kıtası’ fırsatı

Orta Amerika ülkelerinden Guatemala’nın Ankara Büyükelçisi Jairo David Estrada Barrios ile Eğitim ve Ticaret Müsteşarı Stephanie Garcia H. de Elbay, İzmir Ekonomi Üniversitesi’ni (İEÜ) ziyaret etti. Rektör Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen görüşmede, öğrenci değişimleri başta olmak üzere eğitimdeki iş birliğinin geliştirilmesi hedefiyle yeni adımlar atılması kararlaştırıldı. Tam 188 üniversiteyle uluslararası anlaşma gerçekleştirerek öğrencilerine yurt dışına açılma fırsatı sunan İzmir Ekonomi Üniversitesi, Amerika kıtasındaki etkisini artırmak için harekete geçti. KAMPÜSÜ GEZDİ, ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU Son dönemde Meksika, Kolombiya, Kosta Rika gibi ülkelerin sosyal ve kültürel özelliklerini yansıtan etkinliklere ev sahipliği yapan, şu anda Amerika kıtasından 4 öğrencisi bulunan İEÜ, Guatemala’dan üst düzey iki ismi kampüsünde konuk etti. Guatemala Ankara Büyükelçisi Jairo David Estrada Barrios ve Müsteşar Stephanie Garcia H. de Elbay, İEÜ’nün kampüsünü gezdi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin hazırladığı yemeklerin tadına baktı ve gençlerle sohbet etti. Görüşmelerde, Guatemala’daki üniversitelerle yapılabilecek iş birlikleri ve kültürel etkinlikler konusunda değerlendirmede bulunuldu. KAMPÜSÜMÜZDE GÖRMEK İSTERİZ İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, ziyaretlerinden dolayı Büyükelçi Barrios ve Müsteşar Elbay’a teşekkür etti. Farklı kıtalardan, kültürlerden üniversitelerle iş birliği geliştirmeyi çok önemsediklerini söyleyen Prof. Dr. Abacıoğlu, “Bizim için başarının en önemli kriterlerinden biri ‘küresel kariyer’. Gençlerimize sadece nitelikli eğitim vermekle kalamayız. Öğrencilerimizin yurt dışına açılması, çevrelerini geliştirmesi, deneyim kazanması adına yeni fırsatlar sunmalıyız. Bunu yapmanın en güzel yollarından biri de yurt dışındaki üniversitelerle iş birliği geliştirmek. Amerika kıtasında, dünyaca ünlü çok sayıda üniversite var. Guatemala’da veya bölge ülkelerinde bulunan üniversitelerle etkileşimi artırabiliriz. Ziyarette, özellikle öğrenci değişimi noktasında neler yapabileceğimiz üzerine değerlendirmede bulunduk. Orta Amerika’dan, Guatemala’dan öğrencileri kampüsümüzde görmekten mutlu oluruz. Öğrencilerimizin de o bölgeye gitmesini isteriz. Bu konuda girişimlerimizi sürdüreceğiz” dedi. SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son dönemde üniversitemizde, Amerika kıtasındaki diğer ülkelerin kültürel özelliklerini yansıtan etkinlikler düzenledik. Örneğin; Meksikalı ressamlar Frida Kahlo ve Diego Rivera’nın günlüklerini konu alan ‘Hayat Kronikleri’ adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptık. Yine Meksika’nın dünyaca ünlü ‘Los Olvidados’ adlı filminin gösterimi kampüsümüzde gerçekleştirildi. İzmir’de düzenlenen ‘1. Kahve Festivali’ne onur konuğu olarak katılan Kosta Rika Büyükelçisi Gustavo Campos Fallas’a, program boyunca Yabancı Diller Yüksekokulu Uluslararası İlişkiler Temsilcimiz Mehmet Şenbağcı ve 3 öğrencimiz eşlik etti. Bu tarz etkinlikleri Guatemala ile de gerçekleştirebiliriz. Görüşmede bunları da ele aldık. Üniversite olarak Amerika kıtasındaki tüm üniversitelerle iş birliğine açık olduğumuzu ilettik.” Bu haber de ilginizi çekebilir: İzmir Ekonomi’de yeni akademik döneme coşkulu açılış

İzmir Ekonomi’de yeni akademik döneme coşkulu açılış Haber

İzmir Ekonomi’de yeni akademik döneme coşkulu açılış

Ege Bölgesi’nin ilk vakıf üniversitesi olarak 2001 yılından bu yana eğitimdeki başarı dolu yolcuğunu sürdüren İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde 23’üncü akademik dönem başladı. İEÜ Konferans Salonu’nda yapılan açılış törenine İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu ve İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Özgener, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, üniversitenin mütevelli heyetinde de yer alan İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cemal Elmasoğlu, İEÜ Önceki Dönem Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar, Medical Point Hastaneler Grubu CEO'su Veysi Kubba, İZTO Eğitim ve Sağlık Vakfı üyeleri, mütevelli heyet üyeleri, akademisyenler, üniversite çalışanları, öğrenciler ve davetliler katıldı. İLK DERS KONUŞMASI BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ 2023-2024 Akademik Yılı’nın ilk ders konuşmasını ise onkoloji ve hematoloji alanında birçok önemli çalışmaya imza atan, çok sayıda ödül alarak ülkemize gurur yaşatan, 2014-2018 yıllarında Enternasyonel Hematoloji Derneği’nde başkanlık görevini yürüten TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Emin Kansu gerçekleştirdi. ‘Akademik Mikroçevrede Mentor ve Mentee’ başlıklı sunumunda üniversite eğitiminde ön plana çıkan noktaları anlatan Prof. Dr. Kansu, öğrencilere de verimli bir dönem geçirmeleri için tavsiyelerde bulundu. Bilgi ve deneyimlerinin yanı sıra kendi anılarından da bahsederek öğrencilerle yaklaşık 1 saat önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Kansu, uluslararası alandaki mentorluk kavramını ve yapılması gereken çalışmaları da detaylıca açıkladı. "ÇOK AZ ÜLKEYE NASİP OLAN BİR ZENGİNLİĞİMİZ VAR" Törenin açılışında konuşan İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Özgener, dünya genelinde artık sadece ülkelerin, ekonomilerin ve sektörlerin değil, kentlerin ve üniversitelerin de yarıştığına dikkat çekti. Özgener, “Benim çok önem verdiğim ve ülkemizin geleceği için çok değerli bulduğum bir konuyu dikkatlerinize sunmak istiyorum. 11 Eylül’de, ilk ve orta dereceli okullarda eğitim ve öğretim yılı başladı. Türkiye’de her sabah 19 milyon 156 bin çocuğumuz okul yolunda. 2 Ekim’de de sayıları 7 milyondan fazla olan üniversiteli gençlerimiz kampüslerine kavuştu. Bu çocuklarımız, Türkiye’nin geleceğidir. Ülkemizin nüfusunun yaklaşık üçte birine karşılık gelen bu pırıl pırıl 26 milyon öğrenci, çok az ülkeye nasip olan bir zenginliktir. Ancak bu, bize çok büyük bir sorumluluk da yüklemektedir. İnsanları birleştiren, iyileştiren, barış ortamını besleyen ve geliştiren üç büyük güç; sevgi, kültür ve eğitimdir. Onları çevrelerine duyarlı, etik değerlere bağlı, doğa ve insan sevgisiyle yoğrulmuş, kültürlü, çalışkan, iyi eğitilmiş ve toplumun çıkarlarını bireysel çıkarlarının önünde tutan faydalı bireyler olarak yetiştirmek temel amacımız olmalıdır” dedi. "TOPLUMA ÖNCÜ OLMAYI GÖREV KABUL EDİYORUZ" Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilginin ve teknolojik değişimin ortaya koyduğu bir gerçek, eğitimin artık sadece örgün eğitimle sınırlı kalamayacak olmasıdır. Bizler de üniversite olarak bu değişimin tam merkezinde yer alarak topluma öncü olmayı görev kabul ediyoruz. Bu nedenle akıllı öğrenme, öğrenmeyi öğrenme, aktif eğitim, hayat boyu öğrenme ve okul dışı öğrenme gibi kavramların çağdaş eğitim ve öğretim sistemlerimizin temelini oluşturmasına çaba göstermeliyiz. Bir üniversitenin sürdürülebilir başarısının kilit göstergeleri akademik kalite, nitelikli öğrenci ve yönetim kalitesidir. Bu üçünün ortak paydası ise bu öğelerin hem kendi içlerindeki hem de birbirleriyle olan iletişimi de kapsayan (good governance) iyi yönetişimdir.” "İZMİR TİCARET ODASI DA ÜNİVERSİTEMİZ İÇİN BİR ŞANSTIR" İzmir Ticaret Odası olarak eğitime büyük önem ve destek verdiklerini ifade eden Özgener, “Üniversitemiz, nasıl İzmir Ticaret Odası’nın en önemli değeri ve şansı ise, İzmir Ticaret Odası da üniversitemiz için bir şanstır. Üniversitemiz bünyesindeki bütün disiplinler için ekonominin 80 sektör ve alt sektörünü bünyesinde barındıran Odamız, hem öğretim üyelerimiz hem öğrencilerimiz için dev bir laboratuvar niteliğindedir. Her alanda mevcut iş birliğini farklı bir boyuta taşımak için birlikte çalışmalıyız. Odamız, üniversitemiz ve vakfımızın ortak gücüyle eğitimde ve araştırmada iz bırakacak bir başarı hikayesi yazacağımıza olan inancım tam” diye konuştu. "SİZİ DİNLEYECEĞİZ VE DUYACAĞIZ" İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, konuşmasında öğrencilere mesajlar vererek, “Sevgili öğrencilerimiz, bize anlam kattığınız için çok teşekkürler. Biz, öğrenci odaklı bir üniversiteyiz. Öyle olmaya da devam edeceğiz. Eğitimin başlıca paydaşı olarak geri bildirim vermekten, yönetimde sesinizi var etmekten kaçınmayın. Sizi dinleyecek ve duyacağız. Bunu bir söz olarak kabul edebilirsiniz” dedi. "YENİ ÇÖZÜMLER ÜRETMELİYİZ" Bilginin çok hızlı yayıldığı bu dönemde eleştirel düşünebilen, problem çözme becerisine sahip gençler yetiştirmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Abacıoğlu, “Bugün, internet üzerinden bilgi olağanüstü bir hızla yayılıyor. Ancak büyük bir bilgi kirliliği de var. Üstelik yayılmakta olan bilginin bir bölümü de yapay zeka kaynaklı. Doğru, güvenilir bilgiye ulaşabilmek her zaman önemliydi ama şimdi daha da önemli. İklim krizi, afetler, çevre kirliliği, biyoçeşitliliğin azalması gibi yaşamsal sorunları görmek ve anlamak gerekiyor. Bu küresel sorunlara, yeni çözümler üretmek zorundayız. Sizlere bu çözümleri üretebilmeniz için nitelikli bir akademik eğitimin yanı sıra bilgiye ulaşma, eleştirel düşünme, problem çözme, etkili iletişim, ekip çalışması gibi beceriler kazandırmak için elimizden geleni yapacağız. Bunu da bir söz olarak kabul edebilirsiniz. Hepimize birlikte başardığımız, umudun hiç eksilmediği, keyifli bir akademik yıl diliyorum” ifadelerini kullandı. "ÜLKEMİZ VE İNSANLIK İÇİN ÇALIŞACAĞIM" Bu yıl İEÜ’ye birincilikle yerleşen Tıp Fakültesi öğrencisi Doğa Cansın Okan, bilimin ve aklın yolundan giderek Türkiye ve insanlık için çalışacağını söyleyerek, “Burada düşüncelerimi söyleme şansına sahip olduğum için çok gururluyum. Benim için ülkemize ve insanlığa değer katmak, dokunmak ve iz bırakmak hiçbir zaman yüzeysel bir gaye olmadı. Bu, benim başlı başına hayat amacımı ve bir Türk genci olarak hayata karşı duruşumu oluşturdu. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da kendime tekrar hatırlatıyorum; bilimin ve aklın bizlere tuttuğu meşaleyi daha ileriye taşımak en büyük sorumluluğum, hepimizin en büyük sorumluluğu. Kıymetli hocalarımdan öğrenebileceklerimi, bana katabileceğiniz her değeri çok büyük bir şans olarak görüyorum. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin geniş olanaklarıyla ve çağdaş vizyonuyla dünya çağında başarılı işler yapacağıma dair inanıyorum” diye konuştu. Bu haber de ilginizi çekebilir: İEÜ Güzelbahçe Yerleşkesi Mimari Proje Yarışması'na görkemli tören

İzmir’de mikrovasküler bypass eğitimi Haber

İzmir’de mikrovasküler bypass eğitimi

İEÜ Medical Point Hastanesinde, beyin ve sinir cerrahisi uzman ve asistanlarına yönelik mikrovasküler anastomoz kursu gerçekleştirildi. İEÜ Medical Point Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümünden Doç. Dr. Ali Akay, Op. Dr. Evren Sandal ve Wisconsin Üniversitesinden Prof. Dr. Mustafa Başkaya’nın ekip üyesi Dr. Abdullah Keleş, İzmir ve çevre illerden gelen 28 katılımcının yer aldığı kursta eğitim verdi. Uygulamalı eğitimde, çok küçük çaplı damarların birbirine dikilebilmesi yeteneğinin kazandırılması amacıyla mikroskop altında çalışıldı. Katılımcılar, gerçek beyin ameliyatı yapar gibi sentetik malzemelere bypass ameliyatı uyguladı. Beyin damarlarına bypass ameliyatı yapabilme konusunda pratik eğitim alan katılımcılar, daha sonra havyanlar üzerinde de ileri eğitimler alacak. Kurslar devam edecek Beyindeki damarla ilgili ameliyatların oldukça detaylı çalışma gerektiren zorlu ameliyatlar olduğunu kaydeden İEÜ Medical Point Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümünden Doç. Dr. Ali Akay, bu ameliyatları yapacak hekimlerin deneyim elde etmesi gerektiğini vurguladı. Cerrahi asistan ve uzmanlara yönelik gerçekleştirilen mikrovasküler anastomoz kursunun İzmir’de ilk kez düzenlendiğini ifade eden Doç. Dr. Akay, “Verdiğimiz bu kursun ardından, hayvan dokusu ya da kadavra üzerinde bir kurs daha vermeyi planlıyoruz. Daha sonra canlı hayvan üzerinde bir kurs planlamamız da bulunuyor” dedi. “Mikro cerrahi işlemlerde pratik yapmak çok önemli” Kursa ilişkin bilgilendirmede bulunan Op. Dr. Evren Sandal, “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, eskiden yapılamayan zor ve teknik ameliyatlar daha fazla yapılabilir hale geldi. Bunlardan biri de beyindeki damarların tamiri, bypass ameliyatıdır. Bu derece zorlu ve mikro çaplı damar işlemleri, artık daha fazla yapılıyor. Ortalama yaşam beklentisi çok yükselmiş durumda. 90 yaşında beyin damarı tıkalı olan hasta için çözüm üretilmeye çalışılıyor. Artık, ‘ameliyat edilemez tümör’ kavramı giderek azalıyor. Bu yüzden mikro cerrahi işlemlerde pratik yapmak çok önemli. Özellikle cerrahi asistanlık döneminde, bu tip kursların düzenli olarak yapılması gerekiyor” diye konuştu. Kursa katılan cerrahi uzman ve asistanlar da kursun çok faydalı geçtiğini ifade etti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de su kesintisi – 11 Eylül 2023 Pazartesi

Uzmanından ailelere önemli tavsiyeler: Çocuğunuza güveni hissettirin Haber

Uzmanından ailelere önemli tavsiyeler: Çocuğunuza güveni hissettirin

Okulların açılmasıyla birlikte hem aileler hem çocuklar için daha önce deneyimlenmeyen bir sürecin başladığına dikkat çeken Kısa, ebeveynlerin bu süreçte dikkatli olması gerektiğini söyledi. “Okulun ne olduğunu anlatın” Çocukla kurulan doğru iletişimin okula uyumu hızlandıracağını belirten uzman klinik psikoloğu Kısa, “Çocuğunuzun bazı kaygıları, heyecanı olabilir. Bu durum gayet normal. Çocuğunuzu dinleyin, kendisini ifade etmesine izin verin. Çocuğunuzun fikrine değer verdiğinizi hissettirin. Okul konusunda çocuğunuza bilgi verirken, kendi okul hâtıralarınızı da anlatabilirsiniz. Örneğin; okula ilk başladığınızda neler yaptığınızı sizden dinlemesi, onu rahatlatabilir. Bu süreçte aileler, genellikle okulu oyun oynanan ya da arkadaşlarla zaman geçirilen bir yer olarak aktarır. Siz, okulu sadece bu şekilde kısıtlamayın. Okulun ne olduğunu, okula ne amaçla gidildiğini, okulda hangi etkinliklerin yapıldığını çocuğunuzla paylaşın” diye konuştu. “Becerileri ve öğrenmeleri farklı” Her çocuğun beceri ve öğrenme hızında farklılık olabileceğini söyleyen Kısa, ailelerin çocuklarını asla kıyaslamaması gerektiğini ifade ederek, “Okul; çocuğun büyüdüğünü, artık kendi başına bir şeyler yapabilmenin gücünü hissettiği bir dönemin de başlangıcı. Bu süreçte çocuklar, yaptıklarıyla ailelerinin dikkatini çekmek, takdir görmek isteyebilir. Çocuğunuzla bol bol sohbet edin, çocuğunuza güvendiğinizi gösterin. Örneğin; ‘Okula başlangıç sürecinde biraz heyecan ya da endişe duyabilirsin. Ancak biz her zaman yanındayız. Okulu çok sevecek, yeteneklerinle kendini geliştireceksin’ tarzında özgüveni artıran açıklamalar yapılabilir. Çocuğunuzu kıyaslamayın. ‘Bak, arkadaşın okulu çok seviyor, okumayı da senden önce öğrenmiş. Sen de onu yakalamalısın’ gibi ifadeleri çok duyarız. Çocuğu motive etmek düşüncesiyle söylenen bu sözler, tam tersine güvensizliği ve kaygıyı artırabilir. Her çocuk, kendine özeldir ve ilgileri, öğrenme gelişimleri farklılık gösterebilir. Sadece çocuğunuza odaklanın ve ona yardımcı olun” dedi. “Ayrılma korkusuna kapılmamalı” Kısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklar, okulun başlamasıyla birlikte aileden ayrılma endişesi duyabilir. Bu nedenle ilk zamanlarda çocuğunuzun okuluna sık sık gidebilirsiniz, bu normal. Ancak bunun da bir limiti, düzeni olmalı. Okulun son derece güvenli olduğunu, öğretmenin onunla ilgileneceğini söyleyerek çocuğunuzu rahatlatabilirsiniz. Okul açıldıktan 3-4 ay sonra bile çocuğumuz sizden ayrılma korkusu ya da okula gitme noktasında endişe duyuyorsa, bir sorun var demektir. Bu nedenle çok baskıcı veya kontrolcü olmayın, çocuğunuzun kendi ayakları üzerinde durmasına izin verin.” “Rutine bağlı kalmaya çalışın” Çocuklar için belli bir rutin oluşturmak gerektiğini de sözlerine ekleyen Kısa, “Oyun, uyku ve beslenme için bir düzen belirleyin. Elbette buna her zaman uymak zor olabilir ancak mümkün oldukça bağlı kalmaya özen gösterin. Özellikle uyku süresi, çocuğun gelişimi için de çok önemli olduğundan, çocuğunuzun uykusuz kalmamasına, çok geç yatmamasına dikkat edin” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir'de gençlerin yeni mesleği: Barista

Bu robotla 75 bin Euro hibe alacaklar Haber

Bu robotla 75 bin Euro hibe alacaklar

İzmir Ekonomi Üniversitesinden (İEÜ) Doç. Dr. Pınar Oğuz Ekim, büyük şirketlerin tedarik merkezlerinde, depolarında ya da fabrikalarında kullanılması amacıyla geliştirdiği otonom taşıma robotuyla Avrupa Birliği’nden 75 bin Euro hibe almaya hak kazandı. Yapay zeka yardımıyla rota çizebilen, insan gücü ihtiyacını yüzde 70 azaltan robotla Avrupa’ya açılan ekim, bu desteği alan 132 kadından biri oldu. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Oğuz Ekim, öğrencileri; Bekir Bostancı, Mehmet Emre Söyünmez ve Sercan Çağdaş Tekkök ile birlikte 2020 yılında bir şirket kurdu. Çalışmalarını otonom robotlar üzerine yoğunlaştıran İEÜ’lü ekip, kolaylıkla üretilebilen ve taşınabilen, manevra yapma özelliğine sahip, insan gücünün daha verimli kullanılmasına imkan sağlayan bir taşıma robotu geliştirdi. Şirketin ve robotun ilk müşterisi Vestel oldu. Doç. Dr. Ekim’in liderliğinde ilerleyen proje, başarıdan başarıya koşarak ödülleri de art arda topladı. Ödüller art arda geldi Doç. Dr. Ekim ve öğrencileri, yaklaşık 1.5 yıl önce; Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinin iş birliğinde düzenlenen Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasında Türkiye üçüncüsü oldu. Doç. Dr. Ekim, ardından da Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Türkiye Ekonomi Bankası iş birliğiyle kurulan ve “TİM-TEB Girişim Evi” tarafından gerçekleştirilen Tekno Kadın Girişimciler Akademisi Programında ilk 5’te yer almayı başardı. Ekim, Türkiye genelinde çok sayıda iddialı projenin yer aldığı Başakşehir Living Lab adlı inovasyon ve teknoloji yarışmasında ikinci ve TET Proje Pazarında ise birinci oldu. Doç. Dr. Ekim, son olarak da Avrupa Birliği’nin ‘Women TechEu’ adlı program çerçevesinde verdiği 75 bin Euro hibe desteğini aldı. Binlerce başvuru arasında yapılan detaylı bir inceleme sonunda hibeyi almaya hak kazanan 132 kadından biri olan Ekim, başarısını Avrupa’da da kanıtlamış oldu. Alınan hibenin, özellikle yurt dışına açılma noktasında kendilerine büyük fırsat oluşturacağını ifade eden Ekim, robota ilişkin bilgiler vererek, “Örneğin; fabrikanıza ait binlerce metrekarelik büyük bir deponuz var. Buradaki bir malzemeyi, insan gücüyle taşıyıp istenen yere yerleştirmek ya da almak zahmetli, uzun ve hataya açık bir iş; ancak birbirleri ile haberleşip (filo halinde) yapay zeka yardımı ile en verimli rotaları planlayan; 100, 500 ve bin kilogram gibi farklı taşıma kapasitesine sahip robotlarımız sayesinde, üç kat daha verimli şekilde bu işlemleri yapabilmeniz mümkün. Robotlarımız, belirlenen konumu bulma noktasında da 3 santimetrelik hassasiyete sahip. Yön bulma konusunda oldukça iyi olduğu testlerle kanıtlandı. Kullanıcı dostu ara yüzü sayesinde robotları akıllı saatler üzerinden bile gözlemleyip iş emri vermek mümkün. İzmir Bilimpark’taki 75 metrekarelik alanda showroom açtık, firmalar buraya gelerek robotlarımızı inceleyebilir” diye konuştu. Doç. Dr. Ekim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Robotlarımızı geliştirmeyi, artan teknolojiyle birlikte robotlarımıza yeni özellikler eklemeyi sürdüreceğiz. En büyük hedefimiz yurt dışına açılmak, bu güzel projenin oradaki firmalar tarafından benimsenmesini sağlamak. Bunu hak ettiğimizi, buna değen bir projeye imza attığımızı düşünüyorum. Robotlarımızın bugünlere gelmesinde benim, öğrencilerimin ve şimdi 10 kişiye ulaşan ekibimizin büyük emeği var. Bu mücadelenin ve emeğin karşılığını almak çok güzel; ancak Avrupa’da da ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek, otonom robotumuzun daha geniş çevrelerde tanınmasını hedefliyoruz. Avrupa Birliği’nden gelen hibe, inanıyorum ki elimizi çok güçlendirecek. Hem maddi açıdan hem de prestij açısından bize avantajlar sağlayacak.” Bu haber de ilginizi çekebilir: İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde mezuniyet heyecanı

Rotary yarının afet liderlerini arıyor Haber

Rotary yarının afet liderlerini arıyor

Rotary 2440. Bölge dönemin ilk “RYLA” yani “Rotary Yarının Liderlerini Arıyor” etkinliğini Afet alanında genç liderler yetiştirmek üzere gerçekleştirdi. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin katkılarıyla Urla Rotary Kulübü liderliğinde 14. Grup Buca, e-Kulüp, Göztepe, Kordon ve Urla Rotary Kulübü’nün iş birliğinde gerçekleşen eğitimlerde gençler 3 gün boyunca, afet anında, öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenleri her biri alanında uzman eğitmenlerden eğitimler alarak öğrendi. Prof. Dr. Türkan Günay,“Halk Sağlığı”, Doktor Mimar Kezban Müge Çelik, “Afet Bilinçlendirme”, Bahattin Murat Demir, “Şehirlerde Risk Azaltma”, Gökhan Ak “Afet Arama Kurtarma”, Avukat Gülin, “ Egeli Afet Yönetimi”, Pisikolog Dr. Özge Alkanat, “Klinik Psikoloji ve Gelişim Psikolojisi”, Bölge Afet Komite Üyesi Erhan Gökdağ, “Afet Yönetimi” alanında eğitimler verirken, Uzman Koç Mustafa Bayıdır ve Serkan Özizmir gençlerle, afet anında grup ve takım çalışmaları üzerine interaktif olarak çalışmalar yaptı. Dönem Federasyon Başkanı Ayda Özeren ülkemizde ve dünyada meydana gelen afetlere yönelik olarak böyle bir liderlik eğitim programı fikrinin ortaya çıktığını ve 17 Ağustos Depreminin yıl dönümü nedeniyle onun hemen ardından gerçekleştiğini dile getirerek, “Ryla 18 -30 yaş arası gençlerin kişiliklerini geliştirmek, liderlik becerilerini arttırmak ve Rotary hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak için rotary kulüpleri tarafından bölge düzeyinde düzenlenen en az 2 günlük seminerlerdir. 6 Şubat sonrası afet konusunda yapılan sayısız bilinçlendirme eğitimlerinden esinlenerek “AFET LİDERLERİ”ne ihtiyacımız olduğunu fark ettik. Planladığımız RYLA seminerlerinden biri de “AFET YÖNETİMİ” hakkında bilinçlendirmek ve “AFET LİDERLERİ” yetiştirmek üzere yeniden tasarladık. İlk yardım, psikolojik dayanıklılık, psikolojik yardım gibi güncel hayatta hepimizin ihtiyacı olan eğitim konularını derledik ve gençlerimizle hem öğretici hem eğlenceli hem de birleştirici eğitim programı tasarladık. Liderlik becerisini afet başlığıyla zenginleştirdik ve afet yönetimi konusunda duyarlı gençler yetiştirmeye afet liderliğine ve yönetimine dikkat çekmeye çalıştık.” dedi. Bölge Vakıf Üyesi ve Afet Komitesi Üyesi Erhan Gökdağ ise, “Ne yazık ki tüm dünyada artan doğal felaketler afet bilincinin oluşması ve bu alandaki eğitimlerin önemini artırmıştır. Bu eğitimlerle pek çok gencimizi bu alanda yetiştirdik ve olası bir durum için bilinçlenmelerini sağladık. Bu eğitimlerin gerçekleşmesinde emeği geçen, katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Urla Rotray Kulübü Başkanı Berna Üzer de, “2440. Bölgenin İlk RYLA programının, “AFET RYLA”sı olduğunu öğrenince bu konunun Urla Rotary ve Afet Komite Üyemiz de olan kulüp üyemiz Erhan Gökdağ’dan dolayı yıllardır işin içinde olması bizim için sevindirici oldu. Son derece verimli, çok güzel bir etkinlik oldu. Bölgemize, grup kulüplerimize, konuşmacılarımıza ve tüm gençlerimize yürekten teşekkür ediyoruz.” diye konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Ege Üniversitesi öğrencilerin ilk tercihleri arasında

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.