TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#izfaş

izfaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, izfaş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Marble İzmir için geri sayım başladı Haber

Marble İzmir için geri sayım başladı

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, bu yıl 29. kez sektöre katkı sağlamaya, Türk doğal taşının dünyaya açılan kapısı olmaya devam edecek. Dünyanın dört bir yanından katılımcısı, yerli ve yabancı ziyaretçi sayısıyla öncü olan Marble İzmir’de kurulum hazırlıkları başladı. Binlerce yıldır doğal taşların dünyadaki en önemli rezerv alanı olan Türkiye’nin bu alandaki liderliğini dünyaya gösteren Marble İzmir için ülkemizin dört bir yanındaki taş ocaklarından getirilen blok taşlar da fuarizmir’de sergilenecek. Operasyonun ilk gününde 80’e yakın doğal taş, vinçlerle sergileme alanına indirildi. Fuara getirilen ilk doğal taş ise Antalya Elmalı’daki ocaktan çıkarılan ve uluslararası piyasada Claudia Cream olarak adlandırılan bej mermer oldu. Doğal görünümü, estetik yapısı ile dikkat çeken bej mermer, iç ve dış mekanlardaki birçok alanda rahatlıkla uyum sağlaması ile çok fazla tercih edilen bir mermer çeşidi olarak ön plana çıkıyor. Operasyon süresince bin 500’ün üzerinde blok taş alana getirilecek Dünyadaki doğal taş rezervinin yaklaşık yüzde 35’ine sahip ülkemiz, çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor. Türkiye’de 80’in üzerinde değişik yapıda, 120’nin üzerinde değişik renk ve desende doğal taş rezervi bulunuyor. Uluslararası piyasada en tanınmış doğal taş çeşitleri, Marble İzmir’de sergileniyor. Ağırlıkları 20 ile 30 ton arasında değişen ham blokların alandaki yerleşimi, 16 Nisan 2024 tarihine kadar devam edecek. Tır ve kamyonlarla Fuarizmir’e getirilecek renk renk, çeşit çeşit bloklar; fuar boyunca sergilenecek. Operasyon süresince bin 500’ün üzerinde blok taşın alana getirilmesi planlanıyor. 100 bine yakın kişinin ziyaret etmesi bekleniyor Bu yıl Cemar Traverten & Mermer ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek Marble İzmir Fuarı, dört gün boyunca sektörün Türkiye ve dünyadaki tüm bileşenlerini bir araya getirecek. Fuar, Türkiye’nin önemli madenlerinden gelecek doğal taşların yanı sıra son teknoloji iş ve mermer makineleri ile makine sarf malzemelerini görücüye çıkaracak. Fuar kapsamında açık alanda blok ve iş makinaları, A ve B hollerinde doğal taş, C holünde doğal taşların yanı sıra makineler, D holünde ise sarf malzemeler sergilenecek. Binin üzerinde katılımcının yer alacağı fuarı, yerli ve yabancı 100 bine yakın kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

İZFAŞ'ta lojistik sektörünün geleceği konuşuldu Haber

İZFAŞ'ta lojistik sektörünün geleceği konuşuldu

Başkanlar Oturumu’nun Moderatörlüğü İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk tarafından gerçekleştirildi. Oturuma, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, Deniz Nakliyecileri Derneği (DND) Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği (DEFMED) Yönetim Kurulu Başkanı Orçun Erbayraktar, Demiryolu Taşımacıları Derneği (DTD) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Küçükakdere, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erdemir, Türk Hava Yolları (THY) Kargo Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen konuşmacı olarak katıldı. "Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız" UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, “İzmir’de olmaktan çok mutluyum. Fuarımızın 2.’sini gerçekleştiriyoruz. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da başarılı bir fuar geçmesini diliyorum” dedi. Ulusoy, son dönemde yaşanan pandeminin arkasından Rusya ve Ukrayna savaşı ile gelen kaotik durumda Türkiye’nin bağlayıcı bir aktarma merkezi konumunda olması gerektiğini gördüklerini belirterek "Dünyada satın alma eğilimleri tamamen değişti. Artık farklı bölgelerden farklı ürünlerin gelip bir noktada aktarımının ve dağıtımının yapılması zorunluluğu var. Günümüzde lojistiği yönetemeyen ülkeler, maalesef ihracatı da yönetemeyecek. Türkiye’nin jeopolitik durumuna baktığımızda 4 saatlik uçuş mesafesi ile ulaşabildiğimiz hedef kitleyi düşündüğümüzde uluslararası yatırımlara açık bir noktadayız. 67 ülkenin merkezi konumundaki ülkemizde, ticaretin kolaylaştırılması farklı koridorlar, o malların bir noktadan başka bir noktaya ulaştırılması, iş yapış modellerimizin değiştirilmesi hız ve maliyetin önemi çok çok önemli. Eğer küresel rekabette Türkiye olarak ürünlerin kolay satılması ve küresel ekonomiye hakim olunması isteniyorsa hepimizin taşın altına elimizi koymamız gerekiyor. Dernek olarak biz destek vermeye hazırız” diye konuştu.  "Bu projeler önümüzdeki süreçte deniz lojistiğinin seyrini de belirleyecek"  DND Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar, “Deniz taşımacılığının küresel ekonomideki oranı yüzde 90’dır. Dolayısıyla ekonomideki tüm iniş çıkışlarda ilk etkilenen sektör denizcilik sektörüdür. Denizciliğin seyri de ekonomiyi ilgilendiriyor. Pandemi, savaş, ekonomik çalkantılar, tedarik zincirindeki tüm katmanları etkiliyor. Arz talep durumu, dünya ekonomisindeki karşılıklı etkileşim, her şeyi belirliyor. Yani yeri olmayan gemiler kadar dolmayan gemiler de ve kalkamayan gemiler de tedarik zincirini etkiler. Servis ve hizmet kalitesini etkiler. Günümüzde denizcilik sektöründeki farklı gelişmeler, örneğin; farklı koridorlar, çevreci yakıtlarla çalışacak gemilerin inşası, kuşak yol projeleri, akıllı ve yeşil limanlar gibi pek çok yeni alternatif projeden bahsediliyor. Bu projeler önümüzdeki süreçte deniz lojistiğinin seyrini de belirleyecek.” diye konuştu. "Bu formlar önümüzdeki 10 yıllarda aktif hale gelecek" DEFMED Yönetim Kurulu Başkanı Orçun Erbayraktar, lojistik eğitiminin önemine dikkat çekerek, “Lojistiğin eğitimini deniz, hava, kara, demiryolu olarak ayırmıyorum. Hepsi çok önemli. Lojistik eğitimini nasıl sürdürülebilir yaparız? sorusu aslında çok daha önemli. Deniz lojistiğinde sürdürülebilirlik konusunda yapılan araştırmalar ve yeni trendlere bakıldığında 2050 yılına kadar denizcilik sektörü için yapılması gereken ana bileşenlerin ne olduğu ve bunlardan feyz alarak neler yapılabilir konusu, önemli yer tutuyor. Bunlar; jeopolitik ve makroekonomik trendler, çevresel ve doğal kaynak eğilimleri, sosyal eğilimler ve teknolojik eğilimler konuları stratejik öneme sahip. Özellikle teknolojik eğilimler kısmı yapay zekanın yaygın kullanımı, sürükleyici teknolojilerin kullanımı, nesnelerin interneti ve sektörde bunun kullanımı ve yaygınlaşması teknolojik trenler. Bu formlar önümüzdeki 10 yıllarda aktif hale gelecek. Daha iyi internet bağlantısı, nesnelerin internet kullanımına olanak sağlıyor. Sensörlerden toplanan veriler, diğer başka yerdeki hareketi tetikleyerek ortak hareket etmesini ve birçok konunun insan faktörü olmadan sağlama olanağı var. Bu yıl itibari ile denizcilik kuruluşları özellikle nesnelerin interneti tabanlı çözümlerle iki buçuk milyon dolarlık yatırım yapmayı ve yüzde 14 tasarruf etmeyi planlıyor. Ancak her ne kadar otomasyonu devreye soksa da eğitimli insan gücünün onu yönetmek üzere bir yerde olması gerektiğine inanıyoruz.” diye konuştu.  "Birtakım mevzuat sorunları var" DTD Yönetim Kurulu Başkanı Onur Küçükakdere, “Dünyada ticaretin bu kadar çok konuşulduğu bir dönemde demiryollarına neden bu kadar yabancıyız? sorusuna cevap aramalıyız” diyerek “1856’da kurulmuş ve 167 yaşında bu kurum var. Türkiye demiryolları 2013’ den sonra özele açılmasına rağmen sadece 2 özel sektör demiryolu tren işletmecisi olarak bu sektörde hizmet veriyor. Demek ki tam amacına ulaşan bir serbestlik sağlanmamış. Hiçbir taşıma türü, birbirinin rakibi değildir. Taşıma türleri birbirleriyle son derece uyumlu ve senkronize çalıştığında ve doğru bağlantılar yapıldığında birlikte işleyebilecek bir sistemdir. Bir ulaştırma türü ancak altyapısı ve ekipmanı kadar güçlüdür. Özel sektör niye ilgi göstermedi sorusuna gelince, cevabı adil ve eşit rekabet şartları sağlandığında, altyapı problemleri ve doğru bağlantı şekilleri sağlandığında ve özel sektörün demiryollarına çekilmesi konusunda sektöre orta ve uzun vadeli TL bazında krediler sağlanması gerekiyor. Birtakım mevzuat sorunları var. Demiryolu taşımada bir çerçeve kanunu yok. Özel sektör bu kanunu bekliyor. Ayrıca enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve alternatif enerji kullanımının arttırılması gerekiyor.  Önümüzdeki 30 yıl içinde her şeyin yeşil enerjiye dönüşmesi şartı var. Yeşil enerji, yeşil lojistik gibi bu nedenle karbon salınımın azaltılması da çok önemli.” diye konuştu. "Türkiye’deki emisyonun asıl mimarı otomobillerdir" UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, “Türkiye’de uluslararası lojistik sektörü ne yapıyor diye bakarsanız her gün İstanbul Boğazı'ndan karşıya geçen binek araç sayısı 400 bin. Bu rakam 130 bin tır sayısına bedeldir. Fosil atıkları azaltacaksak ilk hedefimiz binek otomobili azaltmak olmalıdır. Türkiye’deki emisyonun asıl mimarı otomobillerdir. Avrupa Birliği sınırında karbon emisyonu kontrolü başlayacak. Demir çelik, alüminyum ve gübre gibi sektörler 2030’a kadar emisyonu yüzde 55 azaltmak zorundalar. 2050’de de karbon değerlerinin sıfıra inmesi gerekli. Karayolu taşımacıları, 2028’e kadar henüz bu konuda bir rol üstlenmiş değil. Taşımacılık sırasında taşıdığı malzemenin sahibi bu vergiyi ödeyecek. En doğrusu demiryolu diyorum. Demiryolunun olabildiğince kullanılması doğaya ve dünyaya karşı sorumluluğumuzdur” şeklinde konuştu. "Yükselen bir Asya ve Batı'yı görüyoruz" TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erdemir, “Yükselen bir Asya ve Batı'yı görüyoruz. Son 10 yıldır kuşak yol konuşuluyor. Şimdi artık bloklar var. Artık tüketenler üretenlerden ürünleri en ekonomik şekilde nasıl alacaklar ve nasıl götürecekler” sorularını sorarak konuşmasına başladı ve şunları kaydetti:  “Tüm bunlar bizim ülkemizin etrafında konuşuluyor. Anadolu yüzyıllar boyunca İpek Yolu, Baharat Yolu gibi yolların geçiş yolu olmuştur. Günümüzde Türkiye üzerinden geçecek pek çok koridorun olması gerekiyorsa desteklere ihtiyaç vardır. Türkiye’nin bu koridorlarda rol oynaması açısından önemli konuları ele almamız gerekiyor. Bu koridorlar için yatırım yapmak konusunda ilk ve en önemli etken siyasi istikrardır. Ülke olarak da firma olarak da yatırım yaparken siyasi, ekonomik, teknoloji, mevzuat ve yasalarınızla dersinize iyi çalışmak zorundasınız. Türkiye bu koridorlarda yer almak istiyorsa öncelikle demiryollarını güvenli altyapı ile limanlara ulaştırmalıdır. Yatırımcıların bu konuda devletin önderliği ve liderliğine ihtiyacı vardır. Limanlarımız özel sektörden destekleniyor. Limanların bu konuda üstün yatırımları var ancak limanlara ulaşan tüm yolların demiryolu ile desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye’ye küresel liman operatörlerinin büyük ilgisi var. Atatürk bu yüzden savaştan sonraki en önemli savaş ekonomik savaştır demiştir.” "Hem dünya hem de Türkiye için hava kargo çok önemli bir yer teşkil ediyor" THY Kargo Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, “Öncelikle, bu fuarla bir İzmirli olarak gurur duydum. Dünya ticaretinde hava lojistiği çok önemli. Dünya ticaretinin ürün bedelinden baktığınızda hava lojistiğin yüzde 35'ten yüzde 40’lara doğru giden bir yeri var. Hem dünya hem de Türkiye için hava kargo çok önemli bir yer teşkil ediyor. THY ve hava lojistik markası olan THY Kargo, dünyada yüzde 5,7 pazar payı ile en büyük 5’nci hava kargo markası. THY’nin aynı yolcu işletmesinde olduğu gibi kargoda da Türkiye’yi dünyanın ağırlık merkezi yapmak ve İstanbul Havalimanı’nın sağladığı alt yapı ile de büyüyen yolcu taşımacılığında da kargo taşımacılığında da bir numaralı merkez yapmak gibi misyonu var. Bu yıl kuruluşunun 90. yılını kutlayan THY, 2033'te 100. yılını kutlayacak. Bu nedenle THY hem yolcuda hem kargoda dünyada açık ara farkla birinci olacak şekilde birikim ve yatırımlarını, vizyonunu ve stratejisini şimdiden yapıyor. Biz lojistik sektöründe alternatif, aynı zamanda tamamlayıcı bir unsuruz. THY, pandemi döneminde 450 milyon doz aşıyı dünyanın pek çok ülkesine taşıdı. THY’nin önümüzdeki 10 yıl içinde daha hızlı gelişmesi konusunda yapılandırılıyor. Bu yapılanmanın kargo için en merkezinde Smartist Turkish Kargo adını verdiğimiz hava kargo aktarma merkezi bulunmakta. Smartist, Avrupa’nın en büyük dünyanın da 3’üncü en büyük hava kargo aktarma merkezi.” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - TEKNOFEST İzmir'deki "Deneyap Makeathon"da final heyecanı yaşandı

Hedefimiz: Kalkınmacı madencilik Haber

Hedefimiz: Kalkınmacı madencilik

İZFAŞ tarafından TMMOB Maden Mühendisleri Odası iş birliğiyle bu yıl 10. defa gerçekleştirilen MINEX-Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı’nda görüşlerini paylaşan Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, madencilik sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Küresel madencilik piyasasının 2025 yılında 2,4 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşmasının beklendiğini kaydeden Yılmaz, Türkiye’de madencilik sektörünü temsil eden 18 birlik ve derneğin oluşturduğu Maden Platformu olarak Türkiye’nin sahip olduğu büyük maden potansiyelini, üretim ve ihracata dönüştürmek üzere çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti. KALKINMACI MADENCİLİK Hedeflerinin önce insana ve doğaya, ardından ülkeye kazandıran “kalkınmacı madencilik” olduğunu vurgulayarak, ülkemiz için büyük bir potansiyel olan sektörün ekonomimize sağlayacağı katkıya da dikkat çeken Yılmaz, “Bazı ekonomik modellemelerde bu sektörün 3,5 trilyon dolar gibi bir büyüklüğe sahip olduğunu biliyoruz. Ancak cari açık içerisinde sadece yaklaşık 100 milyar dolar gibi bir açığın doğal gaz, petrol ve yer altı kaynaklarından oluştuğunu görüyoruz. Sektörün bileşenleri olarak ülkemiz cari açığının kapatılmasında çok ciddi bir rol alabiliriz. Altını hariç tuttuğumuzda sadece madencilikten kaynaklanan cari açık yaklaşık 30 milyar dolar. Buna 25-30 milyarlık altını eklediğimizde 60 milyar dolardan bahsediyoruz. Doğal kaynaklarımızı, sanayinin ihtiyacı olan hammaddeleri karşılamak üzere harekete geçirirsek cari açık üzerinde çok olumlu bir etki yaratacağımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE'NN ALTIN POTANSİYELİ YAKLAŞIK 6 BİN 500 TON" Madencilikte 15 milyar dolar ihracat hedeflendiğini ancak şu anda ihracatın yaklaşık 6,5 milyar dolar düzeyinde seyrettiğini hatırlatan ve Türkiye’de 2,5 milyar dolarlık altın üretildiğini belirten Yılmaz şunları söyledi: “Altın üretimini çok rahat 5-6 milyar dolarlara çıkarabilme potansiyelimiz var. Yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye’nin altın potansiyeli yaklaşık 6 bin 500 ton. Bunun bin 500 tonunu bulduk ve işletiyoruz. 5 bin ton altın daha bulunmayı bekliyor. Bu da 275 milyar dolar demektir. Cari açıkta bu sektör lokomotif rol oynayabilir. Yer altındaki madenleri yeryüzüne çıkartırken sıralamanın önce insan, sonra çevre, ondan sonra madencilik olması gerekiyor. Bunu yapmazsak kazandığımız paranın kirli hava, kirli su ve kirli toprakta hiçbir anlamı olmaz. Sürdürülebilir madencilik, yöre halkına saygı duyan madencilik, olmazsa olmazımız. Madencilik faaliyetlerimiz bittikten sonra alanları, doğadan ödünç aldığımız forma en yakın nasıl iade edeceğimizi planlayarak gitmek ve rehabilitasyon konusu bizim için vazgeçilmez bir unsur.” ‘ENERJİ BAKANLIĞI, SEKTÖRÜN HAMİSİ DURUMUNDA’ Madencilik sektörü olarak 180 bin istihdama sahip olduklarını kaydeden Yılmaz, sürdürülebilir ve sorumlu madencilik anlayışıyla bakanlıklar ile iş birliği halinde çalıştıklarını söyleyerek “Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan hedeflerle uyumluyuz. Madencilik sektörü Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Tarım ve Orman bakanlıkları düzleminde iyi anlaşılabilir bir sektör. Enerji Bakanlığı, sektör olarak hamimiz durumunda. Bizler yer altındaki faaliyetlerimizi devlet adına yapıyoruz. Bakanlıklarımızdan beklentimiz; mevzuat gerekliliklerini yerine getirmiş işletmelere destek olmaları yönünde” diye konuştu.  TARIMSAL FAALİYETLERE DESTEK Madencilerin Türkiye’deki ormanların23.2 milyon hektar ile ülke yüzölçümünün yüzde 29,8’ini kaplayan orman varlığının yalnızca binde 3’ünde madencilik faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkati çeken Yılmaz, ormanda kesilen her 100 bin ağaçtan bir tanesinin madencilik amacıyla kesildiğini vurguladı. Bu verinin Orman Bakanlığı tarafından doğrulandığını anlatan Yılmaz, “Bugün Türkiye’de madencilik sektörünün etki ve faaliyet alanlarında bulunan mermer, krom, kömür, altın, çimento vb. gibi yer altı kaynakları çıkarma çalışmalarına bakıldığında çok güzel rehabilitasyon örnekleri görebilirsiniz. Bu alanlarda yetişmiş ve ödül almış zeytinyağları, incirler, cevizler var. Sektör, sadece para kazanmak hedefinde değil. Yöre insanının tarımsal faaliyetini de her zaman destekliyoruz” açıklamalarında bulundu. "ORMANA HİÇ DOKUNMUYORUZ" Kamuoyundaki yanlış izlenimin değişmesi ve doğru bilgilerin daha aktif aktarılması gerektiğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yörede yaşayan insanların etrafında ne olup bittiğini bilmeye hakkı var. İstihdamda öncelikleri bizim için çok önemli. Yöre insanıyla olan ilişkilere önem veriyoruz. Son dönemde özellikle ekonomiye katkı sağlamaya aday, lokomotif bir sektörüz. Dünyada gelişmiş ülkelere baktığınızda madenciliğin lokomotif olduğunu görürsünüz. Almanya ve Fransa enerjisinin yüzde 75’inden fazlasını nükleer ile sağlamaktadır. Orman alanındaki ayak izimiz çok sınırlı. Sürdürülebilir madencilik standardı yüksek madencilik, yöreye halkına saygı duyan madencilik olmazsa olmazımız. Hele yer altı işletmelerinde, ormana hiç dokunmuyoruz. Farkındalık oluşturmak için bakanlıklarla ilişkiler geliştirip madenciliğin önemini vurgulamaya çalışıyoruz.”

İzmir dünya fuarcılığında ön plana çıkacak Haber

İzmir dünya fuarcılığında ön plana çıkacak

İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından ikinci kez düzenlenecek Logistech-Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı, 27-29 Eylül 2023 tarihleri arasında Fuar İzmir’de gerçekleştirilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir'i dünya fuarcılığında ön plana çıkarma ve lojistik merkez üssü yapma vizyonu doğrultusunda geçtiğimiz yıl ilk kez düzenlenen Logistech Fuarı, bu yıl da sektördeki tüm paydaşları bir araya getirecek. Coğrafi konumu, 8 bin 500 yıllık tarihi ve bir liman kenti olmasıyla doğal bir lojistik merkez olan İzmir’in, fuarla oluşan sinerjiyle bu konumunu perçinlemesi hedefliyor.  KÜRESEL PAZARDA BEKLENTİ BÜYÜK Küresel pazar büyüklüğü 2022 yılında 10,68 trilyon ABD doları olarak hesaplanan ve e-ticaret gibi sektörü daha da büyüten etkenlerle artan talep doğrultusunda küresel lojistik pazar büyüklüğünün, 2032 yılına kadar yaklaşık 18,23 trilyon ABD dolarına ulaşması bekleniyor. Ülkemizde de payı gittikçe artan lojistik sektörü, ürünün; doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda ve uygun fiyatla ulaştırılması açısından büyük önem taşıyor. Sektörün dünyaca bilinen markalarının, aralarında Marsilya’nın da bulunduğu farklı ülkelerinden liman işletmelerinin; deniz yolu, kara yolu, hava yolu taşımacılık firmalarının, forwarderların, depolama, yazılım gümrükleme hizmetleri sunan ülkemizin sektördeki önde gelen firmalarının katılımcı olduğu fuarı, yerli ve yabancı binlerce kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. ÜLKEYE YENİ YOLLAR AÇMAK HEDEFLENİYOR Geçtiğimiz yıla oranla katılımcı sayısı ve alan olarak yaklaşık iki kat büyüyen fuarın ziyaretçi profilini ise lojistik ihtiyaçlarına çözüm arayan ithalat ve ihracat yapan önde gelen firmalar, lojistik tedarik zincirindeki bütün servis sağlayıcılar, ilgili kamu yöneticileri, uluslararası operasyonlarda bulunan ve Türkiye operasyonlarını geliştirmek isteyen acentelerler oluşturuyor. Katılımcı ve ziyaretçilerine lojistik sektörüne ait tüm tedarik ve ihtiyaç zincirinin bir arada olduğu bir deneyim sunan Logistech, oluşturacağı sinerji ile ülkemizin lojistik performansını artırmayı, lojistik sektöründe ülkemize yeni yollar açmayı, ekonomiye ve istihdama da katkı sağlamayı hedefliyor. PANELLER ve SERGİLER... Fuar boyunca ayrıca, etkinlikler, sektörün önde gelen isimlerinin katıldığı seminer ve paneller ile sergiler de düzenleniyor.  Fuarın ilk gününde, sektör oda ve dernek başkanlarının katılımıyla “Başkanlar Paneli” gerçekleştirilirken sonrasında da lojistikle ilgili birçok önemli konunun gündeme geleceği oturumlar düzenlenecek. Fuar süresince iş geliştirme konseptiyle yerli ve yabancı ziyaretçiler ile katılımcıların yer alacağı etkinlikler de gerçekleştirilecek. İHA

İzmir'deki uluslararası festivalde haftanın sonuna gelindi Haber

İzmir'deki uluslararası festivalde haftanın sonuna gelindi

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZFAŞ, İZELMAN ve Kültürlerarası Sanat Derneği işbirliği ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen festivalde, Çiğdem Sezgin imzalı Suna ve Kaan Müjdeci yönetmenliğindeki Iguana Tokyo günün Ulusal Yarışma filmleriydi. Uluslararası Yarışma’da ise Lucie Kralova imzalı Kapr Kodu / Kapr Code ve Marie-Castille Mention-Schaar yönetmenliğindeki Divertimento beyazperdedeydi. Çiğdem Sezgin: “Yalnız ve yoksul bir kadın karakter üzerine bir film yapmaya karar vermiştim” Çiğdem Sezgin’in Adana Altın Koza Film Festivali’nde Seyirci Ödülü’nü kazanan, 50’li yaşlarındaki yersiz yurtsuz bir kadının her şeye rağmen istediği şekilde yaşama ve var olma mücadelesini anlattığı filmi Suna izleyicilerle buluştu. Çiğdem Sezgin, filmin başrol oyuncularından Nurcan Eren ve yapımcı Betül Sezgin gösterim sonrası filme dair merak edilenleri yanıtladı.  Çiğdem Sezgin filmin tamamen kurmaca bir öykü olduğunu söyleyerek “Yola çıkarken yalnız ve yoksul bir kadın karakter üzerine bir film yapmaya karar vermiştim. Sonra onu mutsuz etmek istedim. Onun başından kötü bir evlilik geçmesini tercih ettim. Böyle tatsız ve aşksız bir evlilik üzerinden anlatmak istedim kadını. Evlilik içi şiddete, tacize ve aşağılamaya odaklanmak istedim. Yoksulun itilip kakılmasının altını çizmek istedim. Ben bu senaryoyu yazarken de çekerken de bilgisayar başında da sette reji masasında da cinsiyetimi ortaya koymamaya gayret ettim. Kadına da erkeğe de eşit mesafeden bakmaya çalıştım,” dedi. Nurcan Eren, Suna karakterinin yaratım sürecini şöyle anlattı: “Suna için bazı insanlardan yola çıktım. Bunlar içinde ben de annem de komşularımız da var. Eskiden tanıdığım, Çiğdem hocayla ortak tanıdığımız hepsinin hayatlarından bir parça. Onların aslında hangileri hangilerine ait ben görüyorum kendi yüzümde. Çiğdem çok özel bir konuya çok büyük bir hassasiyetle değinmiş. Oynarken de hissettim, izlerken de hissettim. Çok teşekkür ediyorum.” Betül Sezgin filmi Pandemi döneminde çektiklerini söyleyerek başladığı sözlerine “Sokağa çıkma yasaklarının olduğu, her gün sette corona tahlillerinin yapıldığı, birkaç kişinin hastalanıp gelmediği… Kalınacak yer bile çok zor bulunmuştu otelde. 2020 yılının Kasım ayında çekildi. Hem değerli sanatçılarımız hem değerli ekibimiz çok büyük emek sarf etti. Güzel film yapmak için herkes çok uğraştı. Herkes çok profesyonel ama amatör ruhla çalışıldı. Semerelerini de görüyoruz,” diyerek devam etti. Çiğdem Sezgin yeni projesinin de müjdesini verdi ve “Yeni projemde de yoksul bir erkeğin hikâyesini anlatacağım. Bu defa erkek karaktere odaklanacağım. Tutunamayan yoksul bir sanatçı müsveddesi diyebilirim ona rahatlıkla tırnak içinde. O da eşiyle birlikte kenti terk edip köye gidecek, yenilecek ve köye gidecek. Aynı zamanda kentten köye göç temalı olacak,” dedi. Fırat Özeler: “Biz en başından itibaren bir Ömer Kavur filmi gibi Ömer Kavur belgeseli yapmak istedik” Dünya prömiyerini 52. Rotterdam Uluslararası Film Festivali’nin restore edilmiş klasikler, film kültürü belgeselleri ve arşiv keşiflerine yer veren Cinema Regained programı kapsamında, Türkiye prömiyerini ise 42. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması’nda yapan Kavur dün Ömer Kavur’un doğum gününde izleyiciyle buluşan yapımlardandı. Festivalin Hayatın Ritmi bölümü filmlerinden Fırat Özeler imzalı, Ömer Kavur’a saygı duruşunda bulunan belgeselin seslendirmenliğini Cem Yılmaz, Funda Eryiğit ve Tilbe Saran yapıyor. Lisedeyken izlediği ilk film olmasa da sinemayla karşılaştığım dediği Gizli Yüz ile Ömer Kavur’la tanıştığını söyleyen yönetmen Fırat Özeler belgeselin söyleşisinde, “Biz en başından itibaren bir Ömer Kavur filmi gibi Ömer Kavur belgeseli yapmak istedik. Ömer Kavur’un sinemasının bana ve genç kulak yönetmenlere açtığı yol zamanının çok ötesinde ve yenilikçi bir yol. Gizli Yüz olsun, Gece Yolculuğu olsun… Filmin biçimiyle, sinemayla oynayan ve hikâye anlatmanın yeni yollarını arayan filmler. Dolayısıyla ben konuşan kafalardan oluşan bir belgesel yapamazdım Ömer Kavur’u anmak için. O en basiti olurdu. Biz en başından beri onunla çalışmış oyuncular, setinde bulunmuş insanlardan ziyade onu daha gündelik ve kişisel hayatında tanıyan, aslında set ilişkisi ya da sinema camiası ilişkisi dışında bir ilişkisi olmuş insanlarla konuşmayı tercih ettik. Filmde izlediğiniz 3 kişi de aslında öyle. Biri kuzeni, biri sevgilisi biri de lise arkadaşı. Filmin belgesel tarafı olduğu gibi kişisel de bir film. Ömer Kavur’u benim nasıl gördüğümle alakalı bir film. Ama eğer ki Ömer Kavur filmi izlemeden izleyen izleyiciler varsa çok büyük bir heyecanla koşa koşa Anayurt Oteli’ni izleyeceklerdir,” dedi. Filmin müziklerine imza atan Başar Ünder, müzikleri yaparken o dönemin filmlerine bakmanın kaçınılmaz olduğunu ve biraz eskitmeye çalışıp dönemin duygusunu vermeye çalıştıklarını söylerken, filmin yapımcısı Emir Melek, filmin yolda büyüyen bir proje olduğunu, senaryo geliştirme aşamasında olmasa da sonrasında sinema sektörü ve kültürel kurumlardan aldıkları fonlarla maddi kaynak sağladıklarını söyledi. Eyüp Boz: “Göçün temsili de olsa kaybolmaması gerektiğini düşünüyorum” Yarışma Dışı Özel Gösterim bölümü filmlerinden İffet Eren Danışman Boz’un yönetmenliğindeki Turna Misali gösterimi Elhamra Sahnesi’nde filmin senaristi, yapımcısı ve görüntü yönetmeni Eyüp Boz’un katılımıyla gerçekleşti. Gelenekleri ve modernleşme konusunda fikir ayrılıkları yaşayan Sarıkeçili Yörükleri’nden Aksak ailesini konu alan film sonrası gerçekleşen söyleşide Eyüp Boz, “2008 yılında Yüksel Aksu ile birlikte ‘Anadolu Son Göçerleri’ adında bir belgesel çekmiştik. Bu belgeselden yola çıkarak bu filmin hikâyesini yazdık. O belgeselde yörüklerle ilk defa tanışmıştık ve onlarla birlikte 2 ay göçtüm, 2 ay çadır kurdum. Eşime söyledim, Eren bir film çekmek istiyordu ama nasıl bir hikâye çekeceğine karar vermemişti. Ben de hadi bunu çekelim dedim ve uzun bir süre ikna etmeye çalıştım. Pandeminin başladığı dönemde çok düşük bir bütçeyle zor şartlar altında filmi çekmeye başladık. 9 Mart’ta motor dedik, 11 Mart’ta pandemi ilan edildi. Haziran ayındaki açılımda filmi bitirebildik. Filmde oyuncuların yanında gerçek yörükler de bulundu. Amacımız aslında gerçek bir göçü kayıt altına almaktı fakat pandemiden dolayı maalesef bunu gerçekleştiremedik. Benim bu filmi yapma amaçlarımdan biri de ‘Deveyle Göç’ resminin kaybolmaması, çünkü Türkiye’yi anlatan en güzel fotoğraflardan biri. Göçün temsili de olsa kaybolmaması gerektiğini düşünüyorum,” dedi. Zuhal Olcay bu akşam festival kapsamında bir konser verecek                     Festivalde bugün film gösterimleri, soru-cevap seansları ve söyleşilerin yanı sıra 2 özel etkinlik de gerçekleşecek. Festivalin Onur Ödülü’ne layık görülen aynı zamanda Ulusal Yarışma jüri başkanı Zuhal Olcay, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde unutulmaz bir konsere imza atacak.  Bir diğer önemli etkinlik ise Cemal Ünlü ile Şarkılarla Mübadelenin 100. Yılı plak dinletisi olacak. Cemal Ünlü, 100. yılında bestecileri, şarkıcıları ve çalgıcılarıyla Mübadillerin Müziği ve Rembetiko’nun doğuşunu tamamı 78 devirli gramofon plaklara (taş plaklara) kaydedilmiş eserleri ve sanatçıları en eski örneklerden başlayarak sunacak. HABER MERKEZİ  

İzmir'de kahve fuarı heyecanı yaşanacak Haber

İzmir'de kahve fuarı heyecanı yaşanacak

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen İzmir Kahve Fuarı, 1 Haziran 2023 Perşembe günü kapılarını ziyaretçilerine açıyor. Sektörün öncü firmaları, kahve profesyonellerinin kahve endüstrisinde ihtiyaç duyduğu öğütücülerden kavurmaya kadar farklı makineler, malzemeler ve kahve ile ilgili her şeyin yer alacağı fuar, Türkiye’den ve dünyadan ağırlayacağı ziyaretçileri için sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirecek. Ziyaretçiler, kahve endüstrisinin en yenilikçi ürünlerini ve kahve dükkânı ekipmanlarını aynı çatı altında keşfedebilip fuar alanında yüz yüze ve kolayca satın alabilecek.  Son iki gün kahve tutkunlarını da ağırlayacak 10.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyarete açık olan fuar, ilk iki günde profesyonel ziyaretçileri, son iki günde ise profesyonellerin yanı sıra kahve meraklıları ve tutkunlarını da ağırlayacak.  “Demleme ve Tadım Sahnesi” ile “Roastery Sahnesi ve Uygulama Alanı”nda düzenlenecek farklı söyleşi, kahve kavurma, demleme gibi etkinliklerin de yer alacağı fuar birbirinden değerli isimleri de ziyaretçilerle buluşturacak. “Demleme ve Tadım Sahnesi”nde Atilla Narin, Aykut Yaşar, Ayşen Üçcan Keskinkılıç, Elif Ünal, Ercan Turan, İsmail Gökcan, İsmet Demir, Levent Öncü, Mert Dinler, Sam Çeviköz, Orkun Üstel gibi isimler farklı etkinliklerde ziyaretçilerle bir araya gelecek. Birbirinden değerli isimler; kahve demlemeden kahve dükkanı açarken nelere dikkat edilmesi gerektiğine, kahve ekipmanlarından 3. dalga kahve akımına ve Türk Kahvesinin 500 yıllık öyküsüne kadar birçok farklı konuda söyleşiler ve workshoplar gerçekleştirecek. Roastery Sahnesi ve Uygulama Alanı’nda ise Şerif Başaran’ın yanı sıra Aykut Yaşar, Şahin Demirden, Müjdat Aydın ve Yury Stalmakhou kahve kavurma ve teknikleri ile ilgili farklı etkinlikler yapılacak.   Fuarla ilgili tüm bilgilere ve detaylı etkinlik programına https://kahvefuari.com/ adresinden ulaşılabilinecek. HABER MERKEZİ

İzmir Mobilya Fuarı, yabancı ziyaretçi rekoru kıracak Haber

İzmir Mobilya Fuarı, yabancı ziyaretçi rekoru kıracak

Küresel pazarın, kapılarını açacak MODEKO, Nobel Expo ve Efor Fuarcılık iş birliğinde 17-21 Mayıs 2023 tarihleri arasında Fuar İzmir’de düzenlenecek. Ticaret Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, KOSGEB, İzmir Ticaret Odası, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ve İZFAŞ desteğiyle düzenlenecek MODEKO’ya; Avrupa’dan Güney Amerika’ya, Körfez’den Afrika ve Ortadoğu’ya kadar 35 ülkeden 25 binin üzerinde profesyonel ziyaretçi gelmesi bekleniyor. 50 BİN METRE KAREDE DÜZENLENECEK 300’ün üzerinde firma ve 750’nin üzerinde markanın yer alacağı MODEKO, 50 bin metrekarenin üzerinde dev bir alanda düzenlenecek. MODEKO’da bahçe mobilyaları, ev-ofis mobilyaları, mobilya aksesuarları, bebek-genç mobilyaları, yatak-baza-başlık ürün grupları başta olmak üzere eşsiz konseptleri ve yenilikçi ürünler, ilk kez görücüye çıkacak. ALICI 27 ÜLKE Alım heyetleri kapsamında ise 27 ülkeden alıcıları ağırlayacak fuarda, Ticaret Bakanlığı ve EİB koordinasyonunda fuar süresince “B2B Hosted BuyerLounge” alanında, katılımcı firmalar ile yabancı alıcılar ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek. B2B ikili iş görüşmeleri, 17 Mayıs saat 10:00-17:30 arasında B Holündeki B2B alanında; Suudi Arabistan, Fas, İsrail, Kosova, Panama, Hollanda, Rusya, Özbekistan, Azerbaycan, Ukrayna, Lübnan, Ürdün, Irak, Tunus, Cezayir, Fas, Gana, Gabon, Kamerun, Sierra Leone, Mısır, Sudan, Filistin, Katar, Umman, Yemen ve Libya’dan gelen alıcı firmalarla gerçekleşecek.  EN BÜYÜK KATKI MODEKO Nobel Expo Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Çelik, MODEKO’nun Türk mobilya ve dekorasyon sektörünün devlerini, yeni pazarlarla buluşturacağını söyledi. Çelik “Bu sene yurtdışı yabancı ziyaretçi rekoru kırılacak. 27 ülkeden alım heyeti gelecek. Ayrıca Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda EİB tarafından da alım heyeti programı kapsamında ikili iş görüşmeleri düzenlenecek. Toplamda ise 35 ülkeden 25 binin üzerinde profesyonel ziyaretçi bekliyoruz. Sektörün ulusal ve uluslararası arenadaki önde gelen markalarını ağırlayacağız. Hem ihracatın hem yeni pazarların kapıları sonuna kadar açılacak. MODEKO, yarattığı ticaret hacmiyle tüm sektörün odak noktası haline gelecek” dedi. Türkiye'nin mobilya sektöründe çok büyük ihracat hamlesi gerçekleştirdiğini ifade eden Çelik, "Sektörün 16 Milyar Dolar’a ulaşan bir katma değeri söz konusu. Bunun yaklaşık 5 Milyar Dolarlık payını ihracat oluşturuyor. Bölgedeki en büyük katkıyı ise MODEKO sunuyor. Yurtdışı alım heyetlerinin buluşma noktası olan MODEKO ile üreticimizin yüzü gülecek” diye konuştu.  MODEKO’ya çıkarma yapacak alım heyetleri: Kosova, Panama, Hollanda, Rusya, Özbekistan, Azerbaycan, Ukrayna, Lübnan, Ürdün, Irak, Tunus, Cezayir, Fas, Gana, Gabon, Kamerun, Sierra Leone, Mısır, Sudan, İsrail, Filistin, Katar, Umman, Suudi Arabistan, Yemen, Libya. HABER MERKEZİ  

28. Marble İzmir Fuarı’na yoğun ilgi Haber

28. Marble İzmir Fuarı’na yoğun ilgi

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından bu yıl 28. kez düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, doğal taşın her haline ve makinelere ev sahipliği yaptı. Renk ve desen çeşitliliği ile tüm ihtiyaçları karşılayan fuarda blok, işlenmiş taş, tasarımlar ve makinelere kadar pek çok ürün grubu alıcılarını buldu. Marble İzmir, bir kez daha dünyada 15 milyar metreküp olan doğal taş rezervlerinin yüzde 33 oranla 5.1 milyar metreküpüne sahip Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı oldu ve sektör için yeni ticaret fırsatları yaratmaya devam etti. Fuar katılımcıları, Marble İzmir’i değerlendirerek, bu fuarla birlikte sektörde pandeminin izlerinin silindiğini ve gösterilen ilgiden memnuniyet duyduklarını ifade etti. izmir ERDOĞAN AKBULAK - SİLKAR MADENCİLİK “30 yıldır bu sektördeyiz. Özellikle Kovid sonrasında demek ki insanlarda bir açlık oluşmuş ki yoğun görüyorum ilgiyi. Burada iş bağlamak çok kolay değil. Daha sonra takip edip değerlendirmek ve satışa dönüştürmek önemli. Bazı ülkelerden daha yoğun ziyaretler var. Dikkatimi çeken bir konu da bu yıl İZFAŞ, Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) 25 mimar getirmiş, yerinde bir hareket. Gelen mimarlar, deneyimli ve taşı da iyi kullanan mimarlık ofislerinin yöneticileri. Onların ilgisini de çektik. Yenilikçi ürünlerimizle de ilgilendireler. Bunun devam etmesi lazım. Uluslararası Değişik Doğal Taş Yarışması’nın geldiği noktayı da ilk günden bu yana içinde yer alan bir firma olarak, gururla izliyoruz”  MEHMET HİKMET ÇELİKKOL - ÇELİKKOL MERMER  “Dünyanın çoğu yerine ihracat gerçekleştiriyoruz. Marble İzmir Fuarı bizim aynamız. İzmir fuarı dünyanın en büyük fuarlarından biri. Dünyanın her ülkesinden ziyaretçi geliyor. Hep burada olmak istiyoruz. Burada olduğunuz zaman dünyaya açılıyorsunuz. Bu işlere başladığımızda Marble İzmir Fuarı sayesinde dünyaya açıldık. Bu fuar ihracatın başlama noktalarından biri. Pandemi sonrası bu yıl ilgi çok iyi, beklediğimizin çok üstünde”  HÜSEYİN ŞEHİTOĞLU - DELTA MERMER “Yaklaşık 30 yıldır sektördeyiz ve 51 ülkeye ihracat yapıyoruz. Uzun yıllardır fuarda yer alıyoruz. 1997 yılından bu yana iyi bilen biri olarak söylüyorum, bu fuar sektördeki dünyanın en büyük fuar organizasyonlarından biri. Bunda emeği geçen tüm İZFAŞ ekibine çok teşekkür ederiz. İlgi çok yoğun, fuar, katılımcı ve ziyaretçi açısından sektörün lokomotifi oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer, danışma kurullarında biz sektör temsilcileriyle bir araya gelerek istişare ettiği için fuarda hep beraber hareket ediyoruz. Çok memnunuz fuardan ve organizasyondan. Pandemi dönemindeki o boşluğu kesip atabilirsiniz bu fuarla. İlgi, sektörün kaldığı yerden devam edeceğini gösteriyor”  ÇETİN APA - KÖMÜRCÜOĞLU MERMER  “43 yıllık bir firmayız ve üretimimizin yüzde 80’ini ihraç ediyoruz. Özellikle ABD, Avrupa ve Avustralya’ya ihracatımız var. Bugüne kadar olan bütün fuarlara katıldık. Son iki yıla göre çok kalabalık. Pandeminin etkileri kalkarak, buluşmaya, talebe neden olmuş görünüyor. Stantlarda sohbet eden, taşla, fiyatla ilgili konuşmaların olduğunu görüyoruz. En sevindirici durum bu. Alım heyetleri, tasarımcı yarışmaları da fuara katkı sağlıyor”  FATİH ÖZTÜRK – FMK  “Dünyadaki diğer fuarlara göre çok daha rahat ettiğimiz bir fuar organizasyon anlamında. Fuar başladığında 70 milyon dolar seviyesinde olan sektörümüz, bugün 2,5 milyar dolara ulaşıyor. Bunun için fuarlar en büyük katkı sağlayan alanlar. Ziyaretçilerin ilgisinden çok memnunuz. En yoğun ilgi bu yıl oldu. Geçtiğimiz yıllara göre, muazzam bir yabancı portföyü oluştu. Farklı olarak Libya, Tayvan gibi ülkelerden gelenler var”  MELİKE ALPAY ÖZMEN - ALPAY MERMER  “27. yılımız ve her yıl olduğu gibi bu yıl da fuardayız. Katılım ve gösterilen ilgi yoğun, umarız uzun vadede iş birliklerine döner, uzun soluklu faydalı olacağına inanıyorum”  ÖZERHAN TOKMAN - NATURE STONE  “Çok uzun yıllardır katılıyoruz ve çok önemli bir fuar bizim için. Marble İzmir dünyada da çok önemli bir yere sahip. Her yıl daha farklı, daha yeni ve mermerle neler yapılabileceğini gösterebileceğimiz bir proje ile fuarda yer alıyoruz. Bu yıl da Yüzüklerin Efendisi konsepti ile katıldık. Birçok karakterin mermer heykelleri standımızda yer alıyor. Hem heykellere hem de ürünlerimize büyük ilgi var. Geçen yıla oranla çok daha hareketli geçti”   DOĞAL TAŞLARIN SANATSAL FORMLARI DA SERGİLENDİ Fuarda, doğal taşın sanatsal formları da sergilendi ve ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi adlı fantastik edebiyat serisinden uyarlanarak çekilmiş film üçlemesindeki karakterlerin heykelleri, orijinali Hatay Arkeoloji Müzesi’nde yer alan Dionysos ile Ariadne mozaiğinin reprodüksiyonu, Fransız ressam William Adolphe Bouguereu’nun Müzik ve Edebiyat isimli eserinin çeşitli renkte binlerce parça mermer kullanılarak yapılan mozaik reprodüksiyonu, farklı türde heykeller, üç boyutlu tablolar, süs ve mutfak eşyaları, aksesuarlar büyük ilgi çekti.  HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.