#İtfaiye

İtfaiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İtfaiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Engin Karakoyun: Canını ortaya koyanları canlarından bezdirdiler Haber

Engin Karakoyun: Canını ortaya koyanları canlarından bezdirdiler

MUHABİR BERKAY ERDEN -ÖZEL HABER/ Yangın mevsimi de olarak bilinen yaz aylarında kendilerini alevlerin önüne siper eden itfaiye erleri, doğal afet ve kazalarla mücadelenin yanında mesleki hakları içinde mücadele ediyor. Son 1 hafta içinde İzmir’de çıkan yangınlarda günlerce evlerine gidemeyen itfaiye teşkilatı mensupları yaşadıkları fiziksel yorgunluğun yanında içine çekildikleri tartışma ortamından da yorulmuş durumda. İzmir’de yaşanan ve tüm ülkenin takip ettiği son yangınların tarihe geçtiğini söyleyen 16 yıllık tecrübeli itfaiyeci ve İzmir İtfaiyeciler Derneği Başkanı Engin Karakoyun, hayatlarını ortaya koyarak gösterdikleri mücadeleyle birlikte meslektaşlarının yaşadığı zorluklar hakkında açıklamlarda bulundu. İzmir’de yaşanan son yangınlar hakkında konuşarak başlayan Engin Karakoyun, “Gerek itfaiyeci arkadaşlarımızın problemlerini gerek kendi içimizdeki yardımlaşmaları organize etmek adına kurulmuş bir derneğiz. Son günlerde ve öncesinde yaşadığımız 2024 yaz sezonu itibariyle zor zamanlar yaşıyoruz ve son hafta içindeki yangınlar İzmir tarihinde yaşanmış büyük felaketlerden biri olarak tarihe geçmiş bulunmakta. Öncelikle şunu söylemek istiyorum biz insanların hayatını kurtarmak için kendi hayatımızı riske atarak; gerek yangında, gerek selde, gerek depremde müdahale ve kurtarma yaparak insanların can güvenliği için canla başla çalışıyoruz. En son Yamanlar bölgesindeki yangında yine canla başla insanların hayatını, hayvanların hayatını ve doğanın kendisini korumak için büyük bir özveriyle kendi hayatımızı riske atarak çalışmaya çalıştık” ifadelerini kullandı. DARP EDİLMELERİNE RAĞMEN… İzmir’deki yangına müdahale ettikleri sırasında itfaiye mensuplarının darp edildiğini söyleyen Karakoyun, arkadaşlarının yaralı bir şekilde yangına müdahale etmeye devam ettiklerini belirtti. Karakoyun, suçluların yakalanmasını istediklerini belirterek; “Hayatımızı kurtarmaya çalıştığımız insanlar bizim çalışma arkadaşlarımıza çirkin bir şekilde saldırıda bulunarak onların hayatını riske attı. Bu inanılmaz üzücü bir olay. Yamanlar yangınında Onur Mahallesi mevkiinde müdahale için sevk edilen kırklar grubu personeli, toplamda 3 kişi olarak; yangının evlere sirayet etmesi ihbarına karşılık olay yerine hareket ettiler. Arkadaşlar olay mahalline vardıklarında kendini bilmez kalabalık bir grup araca saldırmaya başlamışlar. Arkadaşlarımızı araçtan sürükleyerek çıkarmışlar ve darp etmeye başlamışlar. Küfürler hakaretler ederek arkadaşlarımızı darp etmeye devam etmişler. Afetin büyüklüğüne bağlı olarak bölgede emniyet ekibi maalesef bulunmamaktaydı. Ekip sorumlusu anonslarla emniyet ve takviye istemesi üzerine takviye itfaiye aracı ve emniyet olay yerine sevk olurken; arkadaşlar yaralı bir şekilde yangına müdahale etmeye evi söndürmeye devam etmişler. Başka ekip gelince arkadaşlarımız AKS araçlarımızla hastane ye sevk edildiler. Bir arkadaşımızın omzun da ezilmeler, birinin suratında yumruk ve darp edilmeye bağlı şişlik ve deformeler olmuştur. Diğer arkadaşımızın kafasında ve sırtında darp sonucu şişlik ve morarmalar mevcut. Darp raporu ve iş kazası tutanakları tutulmuştur. Arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz suçluların bir an önce yakalanması ve bu zihniyetin bir an önce değişmesini istiyoruz” şeklinde konuştu. BU KÖKLÜ TEŞKİLATI ÜZDÜLER Arkadaşlarının uğradığı saldırıdan dolayı teşkilat olarak derin üzüntü duyduklarını aktaran Karakoyun, yangının şiddetini azaltmasıyla birlikte her şeyin normale dönmesini beklerlerken bu seferde sosyal medya üzerinden saldırılara maruz kaldıklarını belirtti. Tüm itfaiye teşkilatının ülkesini seven insanlardan oluştuğunu dile getiren Karakoyun, bu saldırıları kınadıklarını söyleyerek; “Bizler bir tane daha canı, bir tane daha insanı, hayvanı, ağacı korumak için elimizden gelenin fazlasını yaparak mücadele ediyoruz. Fakat kendini bilmezler ya da buna ne denir bilmiyorum; arkadaşlarımıza saldırıp onların hayatını tehlikeye atarak bu köklü teşkilatı son derece üzmüşlerdir. Bütün bunları yaşarken biz yorulduk. İnsan üstü çaba harcadık ama bu tür davranışlara maruz kaldık. Artık normale dönmeye başlarken bize sosyal medya üzerinden çok çirkin saldırmaya başladılar. Şunu söylemek istiyorum; Bizler dil, din, ırk fark etmeksizin bir arada çalışan teşkilat üyeleri olarak asla ayrım yapmayız. Biz hortumun başına geçtiğimizde birlik içerisinde çalışırız hiçbir şekilde arkadaşımızın nasıl biri olduğu ile ilgilenmeyiz, hepimiz o canlıyı kurtarmak için çaba gösteririz. Bize karşı yapılan bu fiziksel saldırıları ve sosyal medyadaki bu saldırıları kınıyorum. Bizler toprağını, memleketini, yurdunu, bayrağını, ülkesini seven insanlarız. İzmir İtfaiye Teşkilatı, tüm Türkiye İtfaiye Teşkilatı vatanını severek işini yapar” şeklinde açıklamalarda bulundu. KARŞILIĞINI GÖREMEYEN KAHRAMANLAR Yaşadıkları tüm bu olumsuzlukların altında yatan nedeni yıllardır gösterdikleri meslek olarak kabul edilme mücadelesinin bir türlü sonuca ulaşamaması olarak gösteren Karakoyun “İtfaiyecilerin meslek sınıfına dahil edilmesi gerekiyor” dedi. Gösterdikleri özverinin karşılığını almak istediklerini söyleyen tecrübeli itfaiyeci devlet büyüklerinden takdir görmek istediklerini söylediği açıklamasını şu sözler ile noktaladı; “Belki de bu sorunların temelinde maalesef meslek olmamamız yatıyor. Bizim için defalarca büyüklerimiz tarafından, gerekli makamlar tarafından meslek olmamız adına mücadele verildi ancak hiçbir noktaya varamadık. Arkadaşlarımız doğal afetlerde canla başla çalışırken hayatlarını kaybediyor ama şehit sayılmıyorlar. Meslek olmadığımız için yıpranma almıyoruz. Çalışma sürelerimiz, mesailerimizle ilgili hiçbir maddi gelirimiz yok. Örneğin son Yamanlar yangınında 3 gün hiçbir itfaiyeci evine gitmedi. Ailelerinden uzak canla başla çalıştılar ama hiçbir yıpranma, tazminat, mesai ücreti alamıyorlar. Bunun tek sebebi meslek olmayışımız. Bunu sürekli seslendiriyoruz ancak hiçbir sonuca varamıyoruz. Bir an önce itfaiyecilerin meslek sınıfına dahil edilmesi gerekiyor. Bizim sahada can güvenliğimiz yok, bizim yapılan işlemlerde hiçbir değerimiz yok. Sürekli her yerde kahraman olarak değerlendiriliyoruz ancak bunun karşılığını alamıyoruz. En son Yamanlar yangınında arkadaşlarımız uçurumdan yuvarlandı, yaralandı, kimisi kolunu kırdı, kimisinde ağaç devrilmesinden kaynaklı ezilmeler oldu fakat biz için çok sevdiğimiz mesleğimiz adına bunların karşılığını alamıyoruz. Bizler 7/24 çalışıyor; ailelerimiz dahil tüm hemşehrilerimiz huzur içinde uyusun diye elimizden geleni yapıyoruz ve bunun karşılığında meslek olarak kabul edilmek istiyoruz. Mesailerimizin hakkını almak istiyoruz. Bu işi severek yapıyoruz ve bunun devlet büyükleri tarafından da görülüp takdir edilmesini istiyoruz.”

Yangınların yüzde 98’i insan kaynaklı Haber

Yangınların yüzde 98’i insan kaynaklı

Muhabir-Berkay Erden / Son günlerde artan yangınların ardından İzmir İtfaiyesi vatandaşları uyaran ve bilgilendiren açıklamalarda bulundu. Yangınla mücadelenin proje, eğitim ve teknolojik süreçlerine değinen açıklamayı Orman Köyleri ve Kırsal Alan Yangınları Müdahale Şube Müdürlüğü Başkanı Yaşar Korkmaz yaptı. Yangınla mücadelenin ilk ayağı olan kurallardan bahseden Korkmaz, İzmir Valiliği’nin her yıl 1 Haziran ile 1 Ekim arası ormanlara girişi yasakladığını belirterek bu kurallara uyulması ve ateş yakılmaması uyarasında bulundu. İtfaiye teşkilatı olarak Büyükşehir’de 30 ilçeden sorumlu olduklarını aktaran Korkmaz; “Bizim için 7 gün 24 saat risk var. Şu an İzmir’de 62 istasyon 1095 personel vardiyalı olarak hizmet veriyoruz” dedi. Yaz geldiği zaman asıl riskin havanın aniden ısınması olduğunu aktaran Şube Başkanı, “Bayram süresince hava sıcaklığı 37 derecinin altına inmedi. Hava sıcaklığı nem düşüklüğü ve rüzgar etkisiyle yangın öngörülemez bir hale geliyor. Vatandaşlar özellikle bu yaz aylarında piknik ve mangal ateşlerini korunaklı olmayan yerlerde ve izinsiz bölgelerde kesinlikle ateş yakılmamalı. 2021’deki tarihi yangını hatırlayın 3 ay mangal yakmayalım mesela?” şeklinde ifadelerde bulundu. Günde 20 yangın çıkıyordu Köylerde bahçe temizliğinde çıkan dalları, otları ve atıkları farklı yöntemlerle bertaraf etmek yerine yakarak yok etmenin sonuçlarını aktaran Korkmaz, “Kontrolden çıkan ateş kırsal bölgeler ormana yakın olduğu için ormana sıçrayabiliyor. Yangında önemli olan söndürmenin gücünden ziyade önlemenin gücü. Söndürme çok güç gerektiren ve çok maliyetli bir işlem. Halbuki orada örtü yangınını önlensen bunların hiçbirine gerek kalmayacak. Köylerde tarım arazililerinin temizlenmesi için anız yakılıyor. Bu yakılan anızlar sadece otu değil bir sürü canlı türüne de zarar veriyor. O tarlanın içerisindeki mikroorganizmaları, böcekleri yaktığınız zaman o tarlanın verimi ne hale gelecek bunları kimse düşünmüyor” diye konuştu. Bayram ve tatillerdeki trafik yoğunluğuna dikkat çeken Korkmaz, “Bu yolculuklar sırasında çok fazla izmarit atılıyor. O atılan sigara otluk alanı 40 derece sıcaklıkta çok rahat tutuşturuyor. Tutuştuğu zaman da bir anda yangın büyüyor. Buna en çok çocuklar dikkat etmeli ebeveynlerini uyarmalı biz onlara güveniyoruz. Kırsal alanda ve ormanlık alanda çıkan yangınların yüzde 98’i insan kaynaklı” şeklinde bilgiler aktardı. Şu an günlük yangın çıkma sayısının 200 civarı olduğunu aktaran Korkmaz, “Pandemi zamanında bu sayı 20-30 idi. İnsanlar sokakta olmayınca bütün bu risk ortadan kayboluyordu” şeklinde konuştu. Herkesin televizyonda çıkan haberlere üzüldüğünü belirten Yaşar, “Burada önemli olan otokontrol’’ diyerek bireysel olarak kurallara uyulsa ve uymayanlar uyarılsa yeterli olacağını aktardı. Şirketlere görev düşüyor İzmir’de son günlerde meydana gelmiş yangınlar üzerinden örnekler vererek vatandaşların ve şirketlerin neler yapabileceğine değinen Korkmaz, “Şirketler milyonlarca lira yatırım yapıyorlar bir sürü insan istihdam ediyorlar ancak yangına karşı yeterli önlem almaktan kaçınıyorlar. Mesela nasıl önlem alabilirler iş yeri içerisinde çalışanlara sigara içirmeyebilirler veya çakmakla gezdirmeyebilirler. İş yeri etrafındaki otlar yarım günde temizlenebilir bu dışarıdan gelecek yangınların önüne geçmiş olur” dedi.   Kemalpaşa’daki palet fabrikası yangınını örnek gösteren Korkmaz, “Gerilim hattı koptu, kopan hat düştüğü yerdeki otları tutuşturdu. O ateş fabrikaya ve içindeki paletlere sıçradı. O otlar olmasaydı sadece tel koptuğu ile kalacaktı” şeklinde konuştu. Yine son dönemlerdeki yangınlara örnek olarak Bayındır Yakacık ve Buruncuk yangınlarından bahseden Korkmaz Çandarlı’daki yangın için ise, “Site içerisindeki otlar 1 metreye yakın. O otlar olmasa sitedeki hiçbir ev ve hayvanlar zarar görmeyecekti. Yangın bittikten sonra baktım vatandaş ellerinde tırmıkla otları temizliyor. Bu baştan yapılsa bu zararların hiçbiri olmazdı” diye konuştu. Türkiye’de bir ilk Halkı bilinçlendirmek ve yangınlara etkin müdahalede bulunmak için başlattıkları projeyi aktaran Yaşar Korkmaz, Türkiye Ormancılar Derneği ve Ege Orman Vakfı ile beraber Türkiye’de bir ilk olarak yapılan Yangına Dirençli Köy Projesi hakkında açıklamalarda bulundu. Korkmaz açıklamasında, “Bunun ilk örneğini Kemalpaşa Yukarıkızılca Mahallesi’nde gerçekleştirdik. Proje kapsamında köy içerisindeki tüm ekipmanı, bugüne kadar çıkan yangınları inceledik, döküman haline getirdik. Kaç tane iş makinası var kaç tane traktör var herhangi bir yangın çıktığı zaman köy halkının, muhtarın, imamın öğretmenin görevi nedir? Hepsini çağırdık yangın eğitimi ve ilk yardım eğitimi verdik. Bu projenin ikincisini de bu yaz ayları geçtikten sonra Menderes’te yapmayı planlıyoruz” şeklinde konuşarak bu projenin geçen yıl Valencia’da Avrupa Birliği’ne örnek olarak sunulduğunu aktardı. Proje kapsamında verilen ekipman desteğinden bahseden Korkmaz, “Bu proje kapsamında verdiğimiz 2,5-3 tonluk su tankerleri var bunları merkeze uzak yerlere yerleştiriyoruz. Bunlar aynı itfaiye aracı gibi. İtfaiye gelene kadar köylüler ilk müdahaleyi yapıyorlar. Yangını yavaşlatmaları yeterli zaten biz 10 dakika içerisinde gelip yangına müdahale ediyoruz” dedi. Acil ihbar sistemi Yangınla mücadelede teknoloji ve yapak zekanın kullanımına değinen Korkmaz, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yazılım şubesiyle beraber yaptığımız Acil İhbar Sistemi var. Bu sistem 12 noktada yaklaşık 70-80 kamerayla İzmir’in ormanlarının yüzde 48’ini canlı takip ediyoruz. Bu kameralar yapay zekayla çalışıyor herhangi bir duman tespit ettiği anda bizim merkezimize ihbar düşüyor. En yakın itfaiye grubuna ve bu proje kapsamında tanker verdiğimiz muhtarlara ulaşarak yangına hızlı bir şekilde müdahalesini sağlıyoruz” şeklinde bilgiler aktardı. Proje kapsamında verilen ekipman desteğini arttıracaklarını belirten Yaşar Korkmaz, “Şuan 1293 mahalle var bunun 600 tanesi kırsalda sayılır şuan bizim tanker sayımız 386 bunu 2027 yılına kadar 600 mahalleye vermeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu. İtfaiyeci demek özveri demek İtfaiyecilerin çalışma şartları hakkında konuşan Korkmaz, Büyükşehir yasası ile alanın çok genişlediğine dikkat çekerek İzmir’i 4 bölgeye ayırdıklarını belirtti. Yazın yangın sayısının yüksek olduğuna ve tam teçhizatla ekstra 35-36 kiloluk bir yük ile müdahalelerde bulunduklarını belirten Korkmaz, yangını 1 saat içinde kontrol altına alamazlarsa fazladan ekip ihtiyacı oluştuğuna dikkat çekti. Korkmaz, “Böyle durumlarda personel planlaması gerekiyor. Personelin uyku uyuması lazım, istirahat etmesi lazım. Mental olarak yorulduğu zaman personelin karar verme süreçleri etkileniyor” şeklinde konuştu. İtfaiyeci olan herkesin bu işi severek ve bilerek yaptığını aktaran Yaşar Korkmaz, “İtfaiyeci demek özveri demek. Biz bunları bilerek severek itfaiyeci olduk. Buradan bu yaz aylarında insanüstü şekilde çalışan itfaiyeci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Herkes yaz aylarında tatildeyken onlar çalışıyor” ifadelerini kullandı. Yangına müdahalenin sadece itfaiyenin mücadelesiyle olmayacağını aktaran Yaşar Korkmaz, “Biz sahadaydık ama Cemil Başkanımız da sabaha kadar bizimle irtibattaydı bize gerekli desteği sundular” ifadelerini kullandı. Bir bütün olarak çalıştıklarını belirten Korkmaz, belediye içindeki tüm ekiplerin yangın durumunda yangınlara müdahale ettiğini söyledi. Saniyeler bile önemli Tatil dönemlerinde özellikle yazlık yerlerdeki nüfus artışına değinen Korkmaz, ‘”Buralarda nüfus neredeyse 10 kat artıyor. Trafik ne kadar çoğaldı, insan unsuru ne kadar çok çoğaldı bizim için yangın riski o kadar yüksek” dedi. İtfaiyenin sadece yangınlara değil, trafik kazası, iş kazası ve diğer pek çok duruma müdahale ettiğini aktaran Korkmaz, “Trafiğin bu kadar çoğalması trafik kazalarına neden oluyor bu kazalara yine aynı itfaiyeciler gidiyor” şeklinde konuştu. Vatandaşın 112’yi aradığı zaman yangının adres bilgisini doğru vermesinin önemini vurgulayan Korkmaz, şehre dışardan gelenlerin adres belirtirken sıkıntı yaşadıklarını aktararak, “Bizim için dakikalar değil saniyeler bile önemli. Biz yangına giderken güçlük çekiyoruz. Koylara gidebilmek için insanlar araçlarını rastgele park ediyor fakat oradan herhangi bir yangın aracının bir ilk yardım aracının geçmesi gerektiğine ihtimal vermiyorlar” diyerek açıklamalarını noktaladı.

Aydın'da gün içinde 100'e yakın yangın olayı yaşandı Haber

Aydın'da gün içinde 100'e yakın yangın olayı yaşandı

Güne 38 derece sıcakla başlayan Aydın'da hava sıcaklığı arttıkça yangın da arttı. Öğlen saatlerine doğru itfaiye ekipleri adeta zamanla yarıştı. Pek çok ekip bir yangını söndürüp merkezine ulaşamadan diğer yangına sevk edilirken, araçlar genellikle su ikmali için merkezlere intikal etti. Aydın Efeler İlçe merkezinin yanı sıra, 16 ilçede onlarca yangın olayı yaşandı. Yangınların büyük bir kısmı, küçük çaplı arazi ve arsa yangını olarak gerçekleşirken, Germencik İlçesinde yaşanan ikamet yangını ile ASTİM Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir fabrikada meydana gelen yangında yaralananlar hastaneye kaldırıldı. Aydın'ın yangın için en hassas dönemde olduğunu belirten Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı yetkilileri, yaz boyunca herkesin yangınlara karşı daha dikkatli ve duyarlı olmalarını istedi. Boyahanede tiner deposu patladı Bu arada ASTİM OSB'de bulunan özel bir firmaya ait damper ve hidrolik sanayinin boyahane bölümünde kaynak yapılırken patlama yaşandı. Aynı zamanda tinerlerin de bulunduğu bölümde kaynak makinesinden çıkan kıvılcımın tiner dolu kaplara sıçraması üzerine çıkan patlama ve yangında itfaiye ekipleri kısa sürede alevleri kontrol altına alarak yangını söndürdü. Germencik'te ise evin bahçesindeki otların henüz bilinmeyen bir nedenle tutuşması sonucu çıkan ev ikamete sıçrayan yangında ise ev tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Bu arada evde bulunan şahıslar itfaiye ekipleri ve çevredekiler tarafından tahliye edildi.

Yangınlarda ilk müdahale tankeri sayısı artırıldı Video Galeri

Yangınlarda ilk müdahale tankeri sayısı artırıldı

Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı görevlileri ve vakıf yöneticileri arasında Dalyan Stadı'nda yapılan protokol ile Ortaca'nın Gökbel ve Mergenli, Köyceğiz'in Ekincik ve Çandır mahalle muhtarlıklarına teslim edilen ilk müdahale tankerinin kullanımıyla ilgili eğitim ve bilgi verildi. Yaklaşık 50 metre mesafeye kadar su atabilen 3 ton kapasiteli su tankeri traktörle çekilebiliyor, üzerindeki aparatları sayesinde yangına daha etkin müdahale edebiliyor. TANKER SAYILARI ARTTIRILDI Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Mehmet Karyağdı, TUSEV'in bağışladığı tankerlerle büyükşehir belediyesi sorumluluğundaki kırsal mahalledeki yangın tankeri sayısının 155'e çıktığını ifade etti. OT ve ANIZ YANGINLARI ÇOK FAZLA Yangın anında itfaiye ekipleri gelene kadar bölge halkının yangınlara müdahale edebilmeleri için eğitim verdiklerini ve tatbikat yaptıklarını dile getiren Karyağdı, "Araçların rutin olarak bakımlarını, kontrollerini yapıyoruz. 2021 ve 2022'de Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangınları yaşandı. Orman yangını yaşamamız demek aynı zamanda yerleşim yerlerine olan riskimiz de var demek. Malumunuz yaz ayları içerisindeyiz. Ot ve anız yangınlarımız çok fazla oluyor. Bu konuda kırsalımızda özellikle temizlik ateşi yakılmaması, özellikle ilimize gelen misafirlerimizin sigara izmaritlerini yol kenarlarına söndürmeden atmamaları gerektiğini vurgulamak isterim. Yangına müdahale olarak tüm kurumlar elinden geleni yapıyor." diye konuştu. TUSEV Başkanı Ertuğrul Ercan da daha önceki yıllarda da benzeri bağışlar yaptıklarını, ormanların korunması konusunda mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.