TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#iş güvenliği

iş güvenliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, iş güvenliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İnşaat işçilerinin güvenliksiz çalışması Aksaray'da tehlikeli bir durum yaratıyor Haber

İnşaat işçilerinin güvenliksiz çalışması Aksaray'da tehlikeli bir durum yaratıyor

Aksaray’da hiçbir güvenlik önlemi almadan 5 katlı inşaat halindeki bir binanın çatı katında çalışma yapan inşaat işçileri görenleri hayrete düşürdü. Hacılar Harmanı Mahallesinde bulunan bir inşaatta kameraya yansıyan görüntülerde, eğimli bir çatıda hiçbir güvenlik önlemi almadan çalışan inşaat işçilerinin adeta canlarını hiçe saydığı görülüyor. Hava sıcaklıklarının 43 dereceye kadar ulaştığı Aksaray’da sıcaklıkların da getirebileceği olumsuzluklara rağmen tehlikeli çalışmayı sürdüren inşaat işçileri, zaman zaman çatının ucuna kadar gelerek zorlanarak çalıştı. Tüm bu yaşananlar kameralara yansıdı. “Bu bir iş cinayetidir” İşverenlerin az sayıda olan kalifiye işçilere yaptırım uygulayamadığından bahseden İş Güvenliği Uzmanı Selim Duran (44), yasaların ve kanunların çok güzel olmasına rağmen mekanizmanın çalışmadığını ve bunun bir iş cinayeti olduğunu söyledi. İş Güvenliği Uzmanı Selim Duran, bir önlem alınmazsa bu iş cinayetlerinin devam edeceğini belirterek, “Bizlerde iş güvenliği uzmanı olarak bu konudan mustaribiz. Yapılması gereken en önemli şey şu, öncelikle şehrimizde daha sonra ülkemizde birçok 'iş kazası' diye geçen süreçlerin asıl adı iş kazası değil iş cinayeti olduğunu söylüyoruz. Bu bir iş cinayetidir. Aslı cinayettir. Onun için adli makamlarla beraber başlıyor bu süreçler. İşverenler iş güvenliği tedbirlerini almamakla ve aldırmamakla yükümlü olmakla beraber işçilerde uymakla yükümlü olmasına rağmen bu mekanizma çalışmamakta. Sebebi şu; işçilerin bulunmaması. Yani piyasada kalifiye işçilerin az olmasından kaynaklı işverenler işçilere yaptırım uyguladıklarında iş güvenliği kurallarına uymadıklarında otomatik olarak inşaatlarda veya diğer sektörlerde işçi bulamıyorlar. Bu döngü devamlı olduğu sürece de iş kazası değil iş cinayeti olmaya devam edecek” dedi. “Güvenlik değil, danışman rolünde çalışmaktayız” Denetlemeler hakkında bilgiler veren İş Güvenliği Uzmanı Selim Duran, “Denetleme mekanizması şöyle; bizler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne bağlı olmakla beraber çalışmaktayız. Bununla birlikte İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğümüz bizleri ve kendi müfettişlerini denetim amacıyla sahaya göndermekte. Fakat sahayla ilgili yaptırımlar ceza ile beraber ortaya çıkıyor. Bu süreçte de bizler daha çok danışman rolünde çalışmaktayız. İşverene danışman, danışan olmaktayız. İşçinin de aynı şekilde. Bu yaptırımların, eğer ki bu işin çözülmesi için ortak sağlık güvenlik birimleri ile işverenlerin arasındaki para hususunun kaldırılması gerekir” şeklinde konuştu. “Yasalarımız çok güzel fakat uyulmuyor” Yasalara uyulmadığının da altını çizen Duran, “6331 sayılı iş kanunu, 4857 SGK kanunu ile beraber yasalarımız çok güzel, fakat işleyiş ve yasalara uyma ile ilgili sorunlar yaşandığı için zaten iş kazaları ve iş cinayetleri oluyor. Eğer ki bunlara uyulursa, işveren bunları uygulayıp işçi de uyduğunda hiçbir sorun çıkmayacağı kanaatindeyiz. Yasalarımız var fakat uygulama yok, uygulamamız sıfır. Aynı zamanda denetleme mekanizmamızda çalışmıyor. İş cinayetleri de bu noktadan devam ediyor” diye konuştu. Eğer ki bunlara uyulursa, işveren bunları uygulayıp işçi de uyduğunda hiçbir sorun çıkmayacağı kanaatindeyiz. Yasalarımız var fakat uygulama yok, uygulamamız sıfır. Aynı zamanda denetleme mekanizmamızda çalışmıyor. İş cinayetleri de bu noktadan devam ediyor” diye konuştu. KAYNAK:İHA

O işçilere artık tazminat yok! Haber

O işçilere artık tazminat yok!

Bir maden şirketinde yer altı maden işçisi olarak çalışan genç, iş güvenliğini hiçe saydığı gerekçesiyle tazminatsız kovuldu. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan davacı işçi, sözleşmesinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, iş yerinde kesintisiz, düzenli ve verimli olarak hiçbir ceza almadan, performans düşüklüğü göstermeden çalıştığını öne sürdü. AĞIR KUSUR Fesih bildiriminde; "Vardiya bitiminde yer altı galerisinden yürüyerek çıkmanız gerekirken, posanın (ekonomik değeri olmayan artık malzeme) yer üstüne çıkarılabilmesi için kullanılan bant konveyörünün üzerine 3 adet dinamit kutusu ile beraber binerek galeriyi terk ettiğiniz tespit edilmiş ve konu hakkında yazılı savunmanız alınmıştır. Yaptığınız bu davranış hem işletmeyi hem de çalışanların can güvenliğini tehlikeye atacak nitelikte ağır kusur ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği hükümlerini ihlal edici niteliktedir. Disiplin Kurulunca alınan karar ile 4857 Sayılı İş Kanunu 25/1l-ı maddesi ile düzenlenen 'İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi' hükmüne göre iş akdiniz tazminatsız olarak feshedilmiştir' şeklinde ifadeler olduğunu dile getirdi.  UYARI LEVHASI YOKMUŞ Davacı işçi, asli görevi olmayan dinamitçinin yanında durmasının istendiğini, dinamitçi arkadaşı ile birlikte banda bindiklerini, davalı işverenin bandın kullanımı hakkında işçilere bilgilendirme yapmadığını, olay gününde bandın üzerine binmenin yasak olduğuna dair uyarı levhasının bulunmadığını kaydetti. Bu hali ile yapılan feshin geçerli olmadığını, bu feshin ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, söz konusu olay nedeni ile feshin son çare ilkesine de aykırı hareket edildiğini söyledi. Davanın kabulüne, feshin geçersizliğine, işine iadesine, davalının müvekkilini işe başlatmaması halinde 8 aylık brüt ücret tutarında tazminat hükmedilmesine karar verilmesini talep etti.  RİSKLİ BİR SEKTÖR Davalı şirket sahibi ise davacının iş akdinin, davacının iş yeri güvenliği kurallarına aykırı davranışı nedeniyle feshedildiğini, maden sektörünün riskli bir sektör olduğunu, davacının yaptığı davranışının, davacı ve iş arkadaşlarının iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü öne sürüp davanın reddini talep etti. Mahkeme; işletme içerisinde bant konveyörüne binmenin yasak olduğuna dair levhanın bulunmadığı, bant konveyörüne binilerek işletme galerisinden çıkış yapan başka işçilerin de olduğu, davacının bant konveyörüne binme eylemi nedeniyle hakkında başkaca bir ceza uygulanabilecekken doğrudan iş akdinin feshi yoluna gidilmesinin ölçülülük ve feshin son çare olması ilkelerine aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme, davanın kabulüne karar verdi. Davalı şirket kararı istinafa götürdü. BAM 11. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.  HER ŞEYİN BİR BEDELİ VAR İş güvenliği kurallarını hiçe saymanın bir bedeli olduğunun hatırlatıldığı kararda şöyle denildi:  "Somut uyuşmazlıkta, davacının tahkimatçı olarak yer altında çalıştığı, olay günü davacının vardiya bitiminde yük taşımak için kullanılan bant konveyörünü çalıştırması için düğmeciye talimat verdiği, bu durumun davacı tanığı E.K. tarafından doğrulandığı, bant konveyörünün çalışması üzerine davacının bant üzerine binerek galeriyi terk ettiği ortadadır. Davacının yazılı savunmasında bant üzerine bindiğini kabul ettiği, tanık M.D.'nin; 'Bant konveyörüne her ne kadar binilmesi yasak olsa da iş yerinde kaçak olarak binen birçok çalışan vardı' şekildeki beyanı dikkate alındığında iş yerinde bant konveyörüne binmenin yasaklandığının tüm tanık anlatımları uyarınca sabit olduğu, binenlerinde kaçak bindiği anlaşıldığından davacının iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünün sabit olduğu, bu nedenle iş akdi feshin haklı nedenle olduğunun kabulü gerektiği bu nedenle davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. İstinaf müracaatının kabulüne, İş Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına oy birliği ile hükmedilmiştir." İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.