TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İnsan Hakları Derneği

İnsan Hakları Derneği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İnsan Hakları Derneği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İHD, sanatla ayrımcılığa hayır diyor! Haber

İHD, sanatla ayrımcılığa hayır diyor!

İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından düzenlenen ‘Ayrımcılık’ temalı 1. Öykü Yarışması sonuçlandı. Bu anlamlı projeyle, dernek ayrımcılıkla mücadelede sanatın ve yazının güçlü birer araç olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Yarışmaya katılan öyküler jüri üyeleri Ayşe Uyguner, Ayşegül Devecioğlu, Jaklin Çelik, Melike Koçak, Murat Uyurkulak, Özlem Eren Türkmen, Selahattin Demirtaş, Şebnem İşigüzel tarafından değerlendirildi. Yayınlanmaya değer bulunan öyküler belirlendi.  3 ÖYKÜ ÖDÜLE DEĞER BULUNDU Katılımcılardan gelen 80 öykü arasından seçilen 3 öykü ödüle değer bulundu ve toplam 19 öykü, derneğin ilk öykü yarışması kitabında bir araya getirildi. Bu kitap, çeşitli bakış açıları ve duyarlılıklarla ayrımcılığa karşı mücadeleyi ele alıyor. Her bir öykü, insan haklarına duyarlılığı ve eşitliği vurgulayarak okurlara derin bir düşündürme fırsatı sunuyor. Yarışma sonucu oluşan kitap, ilerleyen günlerde İHD İstanbul Şubesi'nin web sitesinde okurlarla buluşmaya hazır olacak. AYRIMCILIKLA MÜCADELEDE SANATIN YERİ Bu anlamlı projeyle, dernek ayrımcılıkla mücadelede sanatın ve yazının güçlü birer araç olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi 1. Öykü Yarışması Ödülleri Sonuçları-2024 Birincilik Ödülü: Sibel Apaydın  / Mayıs Ortası İkincilik Ödülü: Elvan Arpacık / Yokmuş Gibi… Üçüncülük Ödülü: Meltem Uzunkaya / Aksak, Afgan, Kedi

İHD: Dünyada barış taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz! Haber

İHD: Dünyada barış taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz!

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalar 12. gününde devam ederken, İsrail güçlerinin Gazze'de bir hastaneyi hedef alması ve yüzlerce insanın ölümüne neden olması tüm dünyada tepkiyle karşılandı. Ulusal ve uluslararası örgütlerden art arda kınama mesajları gelirken, bir tepki de İnsan Hakları Derneği (İHD)’nden yükseldi. İnsan hakları savunucuları olarak şiddet ve çatışmalar gerekçe gösterilerek hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engelleyen politikaları kabul etmeyeceklerini vurgulayan İHD, “Savaş çözüm değildir. Coğrafyamızda ve tüm dünyada barış taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi. SAVAŞ POLİTİKASINA HER ZAMAN KARŞI DURDUK  İHD, şu mesajı aktardı: “İnsan hakları savunucuları olarak İsrail Devleti'nin Filistin halkına yönelik şiddet içeren operasyonlarına ve savaş politikasına her zaman karşı durduk. Ancak geçtiğimiz günlerde Hamas örgütünün özellikle İsrailli sivillerin de zarar gördüğü saldırıları, sivil insanların cenazelerinin teşhir edilmesine de karşı durmak ve kabul etmemek gerektiğini de dile getirmek istiyoruz. Hamas’ın saldırıları sonrasında geçmişten beri Filistin meselesinde şiddet politikalarıyla hatırlanan İsrail Devlet Başkanı Benjamin Netenyahu’nun ‘savaş ilan’ eden açıklamalarının akabinde başta Gazze şeridi olmak üzere tüm Filistin coğrafyasına topyekûn saldırıların başlatılmasını da kaygı ile karşılıyoruz. İsrail ordusunun topyekûn savaş konseptiyle başlattığı saldırılarda çok sayıda Filistinli sivillerin de hayatını kaybettiği operasyonlarına karşı olduğumuzu tüm kamuoyuna duyurmak istiyoruz.” BARIŞ TALEPLERİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ Açıklamanın devamında ise “Coğrafyamızda ve Orta Doğu'da giderek tırmanan silahlı çatışmalar ve savaşlar bir yandan toplumsal barışa zarar verirken öte yandan da toplumun geniş kesimlerinin barış talebini dile getirmesinin önüne geçmektedir. Güvenlikçi politikalar nedeniyle başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insan hakları bile hiçe sayılmaktadır. İnsan hakları savunucuları olarak şiddet ve çatışmalar gerekçe gösterilerek hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engelleyen politikaları kabul etmiyoruz. Savaş çözüm değildir. Coğrafyamızda ve tüm dünyada barış taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz” denildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Gazze'de hastane doldu, yaralılar çadırda tedavi ediliyor

İHD, Ankara Katliamı'nı hatırlattı, yetkilileri göreve çağırdı Haber

İHD, Ankara Katliamı'nı hatırlattı, yetkilileri göreve çağırdı

10 Ekim Ankara Katliamı’nın üzerinden 8 yıl geçti. Bugün ülke genelinde sivil toplum örgütleri, siyasetçiler ve sanatçılar tarafından paylaşımlar yapılırken, bir açıklama da İnsan Hakları Derneği (İHD)’nden geldi. ‘10 Ekim Katliamı Hepimizedir’ başlıklı yazılı basın açıklamasında, “Katliamın gerçekleştiği dönemde görevde olan emniyet, istihbarat, kolluk birimleri ihmali olan kim varsa hepsini ortaya çıkaracak araştırma ve soruşturmayı bir an önce yapın. Katliamda yaşamını yitiren insanlarımızın yakınlarının hak taleplerini bastırmaya, susturmaya çalışmayın” çağrısı yapıldı. HİÇBİRİ ARANMADI, YAKALANMADI Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “10 Ekim 2015 tarihinde, coğrafyamızda mücadele veren, emek ve meslek örgütleri bir araya gelerek, Ankara Garı önünde toplandı ve ‘Emek, Demokrasi ve Barış’ talebiyle, bir miting gerçekleştirmek istediler. Maalesef ki önceden planlandığı çok iyi anlaşılan ve IŞİD tarafından düzenlenen saldırıda, 104 insanımız yaşamlarını yitirdi. 391’i ağır olmak üzere 500’den fazla insanımız yaralandı. Aradan tam 8 yıl geçti. Geçen 8 yıla rağmen, bu katliamın faillerinin bulunması, adaletin yerine getirilmesi başta hayatını kaybedenlerin ve yaralananların yakınları olmak üzere toplum vicdanını tatmin edecek etkin bir yargı süreci yürütülmedi. Yargı sistemi, adeta bu büyük saldırıyı gerçekleştiren insanlık suçlularını, koruma altına aldı. Maalesef ki bugüne kadar, etkin bir yargı süreci gerçekleştirilmedi. Mahkeme heyeti defalarca değiştirildi. Delil olarak dosyaya giren görüntülerde yer alan kişilerin hiçbiri aranmadı, yakalanmadı.” BASTIRMAYA, SUSTURMAYA ÇALIŞMAYIN “Güvenlik politikalarının, istihbaratın böylesine güçlü olduğu bir devlet yapısı içinde, 10 Ekim’de Ankara Gar önünde meydana gelen katliamın, önceden bilinmemiş olması, mümkün değil” denilen açıklamada, “Gerekli araştırmalar ve soruşturmalar en başından itibaren maalesef ki yapılmadı. Adli süreç adeta katilleri koruyucu bir nitelik kazandı. Gar katliamını gerçekleştiren katiller, serbestçe dolaşmaya devam ederken maalesef ki 10 Ekim katliamında yakınlarını kaybedenlerin, bugüne kadar yapmış oldukları her açıklama, polis şiddetiyle karşılaştı. Her yıl olduğu gibi, bir kez daha 10 Ekim katliamının yıldönümünde, yetkililere seslenmek istiyoruz. 10 Ekim 2015 tarihinde, IŞİD adlı örgütün saldırısı sonrası, hayatını kaybeden 104 kişinin yakını, emek ve meslek örgütleri ve yanı sıra hak ve hukuk örgütlerinin müdahil oldukları dava sürecini, etkin ve şeffaf bir şekilde yürüterek, adaleti tesis edin, yakınlarını kaybedenlerin acılarını dindirin. Katliamın gerçekleştiği dönemde görevde olan emniyet, istihbarat, kolluk birimleri ihmali olan kim varsa hepsini ortaya çıkaracak araştırma ve soruşturmayı bir an önce yapın. Katliamda yaşamını yitiren insanlarımızın yakınlarının hak taleplerini bastırmaya, susturmaya çalışmayın” çağrısı yapıldı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir’de 10 Ekim yası: Er ya da geç sorumlular cezalandırılacak!

İHD’den yeni rapor: “Türkiye kendi iç hukukunu da uygulamaz durumda” Haber

İHD’den yeni rapor: “Türkiye kendi iç hukukunu da uygulamaz durumda”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin hazırladığı, ‘2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu’ yayımlandı. O rapora göre; Türkiye Cumhuriyeti devleti, altına imza attığı uluslararası sözleşmeler başta olmak üzere, kendi iç hukukunu da uygulamaz bir durumda. İHD tarafından paylaşılan açıklama şöyle: “Anayasanın 90. maddesi ile uluslararası sözleşmeler, iç hukukun da üstünde kabul edilmiştir. Ancak kendi anayasasına dahi uygun davranmayan Türkiye Cumhuriyeti devleti, yaşama hakkı başta olmak üzere işkence görmeme hakkı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü hakkı, ayrımcılığa maruz kalmama hakkı gibi çok temel haklar konusunda maalesef ki son derece kötü bir noktadadır.” BİATSİZ BİR MÜCADELEYE DEVAM 6 Şubat’ta yaşanan ve geniş bir coğrafyada milyonlarca insanı etkileyen, on binlerce can kaybına yol açan deprem ve sonrasında yaşananlara da değinen İHD, “Devletin en temel işlevlerinden olan yurttaşların can ve mal güvenliğini sağlama; arama, kurtarma ve insani yardım konusunda da kalıcı bir politikaya sahip olunmadığını ortaya çıkarmıştır. Doğal afetlere duyarlı, çevreye saygılı kentleşme yerine rant ve çevrenin tahribatına dayalı politikaların tercih edilmesi afetlerin yarattığı tahribat ve can kayıplarını arttırdığı ne yazık ki bir kez daha görülmüştür. Coğrafyamızda bu kadar büyük ayrımcı, ötekileştirici, nefret örgütleyici bir politika izlenirken maalesef ki kendilerini muhalefet olarak tanımlayan siyasi partilerin çok büyük bir bölümü de bu haksızlıklara karşı ses çıkarmamaktadırlar. Sürekli dile getirdiğimiz gibi iktidar ve muhalefetin aynı kaynaktan beslendiği bir coğrafyada, insan hakları mücadelesinin ne kadar zor olduğunu her an gözlemlemekteyiz” bilgisini verdi. İHD, son olarak “Bizler insan hakları savunucuları olarak ‘2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu’muzu açıklarken bir kez daha insan hakları mücadelesinde ne kadar kararlı olduğumuzu, biatsiz bir mücadeleye devam edecek olduğumuzu tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz” dedi. Rapordaki detaylara buradan ulaşabilirsiniz: https://www.ihd.org.tr/wp-content/uploads/2023/09/2022-Y%C4%B1l%C4%B1-Hak-I%CC%87hlalleri-Raporu.pdf BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sağlık sektöründen yeni aşılama önerileri

İHD, tahliyesi engellenen mahpuslar için ses yükseltti Haber

İHD, tahliyesi engellenen mahpuslar için ses yükseltti

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, yazılı bir basın açıklaması yaparak mahpusların şartlı tahliyesini değerlendiren İdare ve Gözlem Kurullarını eleştirdi. ‘Mahpusların Tahliyelerini Engelleyen İdare ve Gözlem Kurulları İptal Edilsin!’ başlıklı açıklamada, “Mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, umut hakkını ortadan kaldırmakta ve hem mahpusları hem de ailelerini olumsuz etkilemektedir. İnsan Hakları Derneği olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz” denildi. RESMİ GAZETE’DE YAYINLANDI Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 89. Maddesinde yapılan değişiklik ile Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik 29/12/2020 tarihinde 31349 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle oluşturulan İdare ve Gözlem Kurulları ile 6 aylık periyotlarda mahpusun iyi halli olup olmadığını değerlendirmektedir. 5275 sayılı Kanunun 89’uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iyi hâl değerlendirmesi yapacak olan kurula Cumhuriyet başsavcısının veya belirleyeceği Cumhuriyet savcısının başkanlık edeceği kararlaştırılmıştır. Bu kurulda; kurum müdürü, gözlem ve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, bir psikolog ve Psiko-Sosyal yardım servisinde görevli diğer unvandan bir personel, öğretmen, infaz ve koruma baş memuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevlinin yer alacağı da belirtilmiştir.” UMUT HAKKINI ORTADAN KALDIRIYOR 2021 yılının başında uygulanmaya başlanan yönetmelikle oluşturulan bu kurulların hem Anayasa'ya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu savunan İHD, “İHD Genel Merkezi olarak, 12 Aralık 2020 tarihinde Danıştay’a ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik’ hakkında yürütmenin durdurulması talebiyle açmış olduğumuz iptal davasında mahkeme tarafından henüz bir karar verilmediğini kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Ayrıca mahpusların neredeyse tüm haklarının kullanımına bu kurullar karar vermekte ve genel olarak tüm hakların çeşitli biçimlerde engellendiğini söylemek abartı olmayacaktır. Bu kurullar hukuk dışına çıkarak mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarını engelleyerek ikinci bir cezalandırma yoluna gitmektedir. Mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, umut hakkını ortadan kaldırmakta ve hem mahpusları hem de ailelerini olumsuz etkilemektedir. İnsan Hakları Derneği olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz” bilgisini paylaştı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ÖĞRENİNCE ŞOK OLACAKSINIZ! BU ÜRÜNLER ASLINDA ERKEKLER İÇİN ÜRETİLDİ

Ege’de 9 ayda 573 çocuk hakkı ihlali yaşandı Haber

Ege’de 9 ayda 573 çocuk hakkı ihlali yaşandı

BURAK AKDEMİR İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla dernek binasında basın toplantısı yaptı. Ege Bölgesi’nde yaşanan çocuk hakları ihlalleri verilerinin de paylaşıldığı açıklamada basın metnini İHD İzmir Şubesi Sekteri Ali Aydın okudu. Neredeyse tüm ülkelerin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi (ÇHS) kabul ettiğini hatırlatan Aydın, bu sözleşmenin ayrımcılık yapmama, çocuğun üstün yararı, çocuğun varlığını ve gelişimini sürdürmesini sağlamak ve katılım olmak üzere 4 ana ilkeyi benimsediğini aktardı. Her çocuğun hak sahibi, eşit, özgür ve onurlu birer birey olarak, barış içinde yaşam sürmesi için bunların ısrarla savunulması gerektiğini kaydeden Aydın, “Ancak gerek ülkemizde gerek tüm dünyada çocukların en temel hakları tehlike altındadır. Çocuklar tüm dünyada her gün çocuk işçilik, çocuk mahpusluk, cinsel istismar, erken yaşta evlilik, zorla çalıştırılma, temel besin maddelerine erişememe, bulaşıcı hastalıklardan, savaşlardan etkilenme gibi tehditlerle karşı karşıya kalmaktadırlar” dedi. YETERSİZ BESLENME Her 15 saniyede bir çocuğun beslenemediği için öldüğünü söyleyen Aydın, “Hayatta kalabilen milyonlarca çocuk ise yetersiz beslenmenin öğrenme bozuklukları ve fiziksel engeller gibi olumsuz etkilerini yaşıyor. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olmasına rağmen maalesef bugüne kadar ki uygulamalar ve iç yasal mevzuatta ‘çocuğun üstün yararı’nın korunmasına ilişkin temel politikalar hayata geçirilmemiştir. Çocuğun iyilik halini güçlendirmek ve gözetmek için eğitim, sağlık, sosyal hizmetlerden yararlanma ve adalet sistemine kadar koruyu, önleyici, eşitlikçi, onarıcı ve çocuğun katılımının sağlanacağı bir sistem ile bunu mümkün kılmalıdır” diye belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.