TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#imar

imar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, imar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İmar deneyimini paylaşmak için Türkiye'ye geldiler Haber

İmar deneyimini paylaşmak için Türkiye'ye geldiler

Japonya’nın Tohoku bölgesinde 11 Mart 2011'de meydana gelen 9,0 büyüklüğündeki depremin ardından bölgenin yeniden imar edilme sürecindeki deneyimler Türkiye ile paylaşılacak. Japonya'da kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Hope For Tomorrow'un (Yarın İçin Umut) en üst düzey yöneticisi olan Taiki Goto ve şirket çalışanı Shinjiro Takahashi, önce Hatay, ardından Adıyaman’a geldi. Depremden en fazla etkilenen bu iki şehri gezen Japon heyet, yıkılan yapılar ve yeni konutlarda incelemelerde bulundu. Japonya'nın yeniden imar deneyiminin Türkiye ile paylaşılması için gelen heyet, Adıyaman Belediye Başkanı Süleyman Kılınç ve teknik ekip ile saha çalışması yaptı. Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, heyetten teknik ve ekipman desteği talebinde bulunduklarını belirterek, “Biz iki ay önce Japonya’ya gitmiştik. O zaman Kobe bölgesine onların tecrübelerini öğrenmek için gitmiştik. Tohoku bölgesinde meydana gelen depremden en çok etkilenen Onagawa bölgesinde 2011’de büyük deprem oldu. O bölgeden arkadaşlar geldi. Bize katkı sunmak adına teknik arkadaşlarla bir araya geldiler. Bugün de yine bir görüşme sağladık. Hem kredi noktasında hem hibe noktasında destek talep ettik. İmar durumuyla ilgili hem bakanlığın hem bizim bir planlama çalışmamız var. Benim onlardan istediğim daha çok üst ölçekli turizmi, tarımı, sanayisi, istihdamı, üretimi, barajı da içinde olacak şekilde teknik destek talebimiz oldu” dedi. Kuruluş yöneticisi Taiki Goto ise “2011 gerçekleşen Tohoku depreminden büyük bir şekilde etkilenen Onagava bölgesinden geliyoruz. O bölge 12 yılda büyük bir gelişme kaydetti. Oradaki tecrübeyi burada paylaşmak istiyoruz. Hatay ve Adıyaman’ı gezdik. Şehirlerdeki yıkımı gördük ve yeni yapılan yerleşim yerlerini ziyaret ettik. Hala yıkım aşamasında olan çok fazla bina var, çok fazla zaman aldığını görüyoruz” ifadelerini kullandı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kuruldu

‘Yaşar’a gelince parsel vatandaşa gelince ilkesel’: AK Parti’den ‘imar’ tepkisi Haber

‘Yaşar’a gelince parsel vatandaşa gelince ilkesel’: AK Parti’den ‘imar’ tepkisi

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı üçüncü bileşimi Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. Toplantıda damgasını vuran konu ise yıl içerisinde daha önce 200 milyon liralık sermaye artırımı yapılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZBETON’a yeniden 200 milyon sermaye artışı yapılması önergesi oldu. Gündem maddelerinin görüşülmesinde başlayan İZBETON tartışması, gündem dışı konuşmalara da taşındı. Oturumda ayrıca Kemalpaşa, Seferihisar ve Buca’da yapılmak istenen ve imarlaşmayı öngören maddeler de tartışmalara neden oldu. SERMAYE ARTIŞINA OYÇOKLUĞU Oturumda, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden geçtiğimiz yıllarda alınan meclis kararıyla kentsel dönüşüm çalışmalarını üstlenen İZBETON A.Ş. için sermaye artışı önergesi gündeme geldi. Kentsel dönüşüm çalışmalarının emanet edilmesinin ardından kooperatif modeliyle çalışmaları yönlendirmesiyle sık sık meclis muhalefet grubunun eleştirdiği ve tartışmaların odağı olan İZBETON’un borçlarını ödeyemediği ve battığı iddiaları da sık sık gündeme gelirken Büyükşehir, şirketin sermayesinde artışa gitmek için harekete geçti. Geçtiğimiz Nisan ayında 197 milyon 584 bin liralık sermaye artışı yapılmasının ardından bu kez de 200 milyon liralık sermaye artışı önergesi ise AK Parti grubundan tepki gördü. Plan ve Bütçe – Şirketler Komisyonlarından oyçokluğuyla gelen önerge, mecliste tartışmalara neden oldu. ÇALIŞKAN: 2-3 MİLYAR ÖDEMESİ GEREKEN TUTAR VARDI Konuya ilişkin söz alan AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan, şirketin borçlarına dikkat çekerek “Şirketlerimizin sermaye artışları ve zararları durmak bilmiyor. İZBETON’la ilgili… Komisyona mali işlerden sorumlu arkadaşımız geldi. Geçen zaten 200 milyon artırmıştık sermayesini. Ama bunun 150 milyonu ödenmiş. Yapılacak sermaye artışıyla da eksik olan kısım ödenecekmiş. Biz sorduğumuzda önümüze rakamsal bir şey gelmedi. İZBETON’da şu anda 5 aydır hak edişlerini alamayan arkadaşlarımız var. Sorduğumuzda bizim de İzBB’den 400 milyon alacağımız var dendi. İzBB’nin bundan birkaç ay önce 2-3 milyar ödemesi gereken tutar vardı. Bu konuda bilgi istiyoruz. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği bir gerçek. Şirketlerimizin uzmanlaşmadığını söyledik. İZBETON, asfalt üretimi ve serimi için kuruldu. Ama İZBETON bugün her şeyi yapıyor. Bulunmayan arabaların ihalesi yapılmış Büyükşehir’e, sonra bu arabaların olmadığı fark edilip kiralanmış. Belediyeden 10 liraya kiraladılar ise 15 liraya dışarıya kiralandığı söyleniyor basında. Bu konu anlatmak ister misiniz? Takdirinize bırakıyorum” dedi. HIZAL: İŞİNİ YAPMIYOR SİYASETİ DİZAYN EDİYOR Çalışkan’ın ardından konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, isim vermeden İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’yı hedef alarak “İzBB’nin iştiraklerinin uzaya mekik göndermesini beklemiyoruz. Her şeyi yapmaya çalışırsanız hiçbir şey yapamazsınız. İZBETON kendi görevlerinden çıkıp o kadar dallanıp budaklandı ki… Müteahhitliğe başladı, gayrimenkuller devredildi, taşıma işine girildi.  Bu konuda Büyükşehir’den milyar liralar aldı. Ama hala finansman desteği vermek zorunda kalıyoruz. Bu şirkette, bir şirketin ne kadar kötü yönetilebileceğini görüyoruz. Ama anlamsız bir şekilde koruma kalkanı olduğunu da görüyoruz. Biz bu şirketin ne kadar zarar ettiğini bile bilemeyecek noktaya geldik. Karanlık kuyu misali atıyoruz ama nereye gittiğini bilmiyoruz. Önümüze o kadar dalga geçercesine bir rapor konulmuş ki… 200 milyon sermaye artışı yapılacak. Ondan önce de 200 milyon yapılmış bunun 57 milyonu hiç edilmiş. Daha önce verdiğimiz parayla uzaya mekik mi gönderdiniz! İlçe belediye başkanları asfaltlarımız yapılmıyor diye bağırıyor. İZBETON da Büyükşehir’den alsın da alsın ama elde var sıfır! Siz İZBETON’un başına bu ilerden anlamayan kişileri atarsanız şirketin geleceği nokta bu. Siyasi saiklerle yönetici atarsanız olacak budur. Şirketlerimiz ciddi anlamda Zarar eden şirketler haline geldi. İZBETON İzmir’in siyasetini dizayn etmek için kaynak mı harcar? İZBETON, yıllarla şantiyelerle ilgileneceğine siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. Geldiğimiz noktada İzmirlinin 400 milyonu harcanıyor. Böyle bir tabloyla gelip Büyükşehir’den 200 milyonluk sermaye artırımı yapılmaz. İZBETON bununla sermaye artırımı yapmayacak. Yine İzmir’in siyasetini dizayn etmeye çalışacak. Onu buraya, şunu oraya aday gösterecek. Ayrıca İZBETON’ın girdiği ihaleye hiçbir şirket girmiyor. Sonuçta istediği gibi ihaleleri alıyor. En son araç ihalesine girdi. İZBETON’un araçları bile yoktu. İhaleden 90 gün sonra o araçları tedarik edip Büyükşehir’e verdi. Aradan geçen 90 günün ödemesi? İZBETON çok kısa sürede hak edişleri de alamayacak. Ayrıca emanet ettiğiniz kentsel dönüşümde de İZBETON ceza alacak. Şimdi de İZBETON’a 200 milyon sermaye artırımı yapacağız. Hadi oradan derler” diye konuştu. KÖKLÜ: MALİYETLERİ ARTIRAN İZBETON MU? Eleştirilerin ardından konuşan Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve CHP’li Meclis Üyesi Bülent Köklü, “İZBETON konu olduğunda Özgür Bey’in takıntısı mı var anlamadım ama konu hep başka yere gidiyor. Konumuz 200 milyon sermaye artışı. Bütün kurumlar ek bütçe yaptı. Devlet ek bütçe yapa yapa devam ediyor. Demek ki devlet de mi düzgün yönetilmiyor? Yönetimde eksiklikler, personel giderleri fazla olabilir. İşsizliğin bu denli arttığı bir dönemde istihdam yapıyoruz. 200 milyon gitti, daha da gidecek demek çok yanlış. Bu kentin asfaltlarını kim yapıyor? Bunların maliyetini artıran İZBETON mu” ifadelerini kullandı. Tartışmaların ardından yapılan oylamada sermaye artışı önergesi Cumhur İttifakı’nın ‘ret’ oylarına karşılık Millet İttifakı’nın ‘Evet’ oylarıyla oyçokluğuyla kabul edildi. PLANLAMADA ‘İMAR’ GERİLİMİ Oturumda ayrıca, 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı doğrultusunda, Kemalpaşa ilçesi, Yukarı Kızılca Mahallesi, 289 ada 2, 3 ve 4 no’lu parselleri kapsayan alanda; 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı önerisi de gündeme geldi. Aynı konuda Seferihisar ilçesi Camikebir Mahallesi ve Buca ilçesi Dumlupınar Mahallesi 10184 ada, 1 parselde yapılacak değişiklikler de gündeme geldi. İlgili alanların imara açılmasını öngören üç madde de komisyonlarda oyçokluğuyla reddedilirken AK Partili isimler önergelerin reddedilmesi üzerinden CHP’ye tepki gösterdi. BOZTEPE: GÜVEN EKEN KENTİN PLANLAMASINA SOYUNMUŞ Önergelere ilişkin söz alan AK Partili meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “Burada aslında yapılaşma çoğunlukla bitmiş. Daha sonra insanlar mülkiyet haklarını korumak için başvuruda bulunmuşlar. Biz de diyoruz ki ‘İlkesel olarak reddediyoruz.’ Mülkiyetle ya da ihmalle ilgili konulara ilkesel bakmak bence yanlış. Büyükşehir belediye başkanımızın danışmanı Güven Eken… Bu arkadaşımız çevre, Körfez’in kirliliğiyle ilgili şeyler yaptı şimdi de imar ve şehircilik daire başkanlığına soyunmuş. Yapmayın bunu. Danışmanın yapacağı şey belediye başkanına danışmanlık yapmak. Bu konuda yetkili kişiler varken İzmir’in planlamasını bu kişi yapıyorsa… İZDOĞA artık bu kentin planlamasına da soyunmuştur. Güven Eken planlamaya başlamıştır. Neden hem Kemalpaşa hem de Seferihisar’daki planlara neden ‘Hayır’ diyorsunuz? Vatandaş başvurusunu yapmış. Kendi parasını kazanacak. Buna hayır dememeliyiz. Çünkü etrafı yapılaşmış buraların. Yapılaşma olması tamam diyeceğiz. Gelin bu ilkesel tavırdan vazgeçelim. Bütün partiler olarak kalan 5 ayda ciddi işler yapalım” dedi. YILDIZ: MECLİS ÜYELİĞİMDEN İSTİFA EDECEĞİM Boztepe’nin ardından söz alan AK Parti Grup sözcüsü Hakan Yıldız, daha önce yapılan planları hatırlatarak iddialı konuştu ve şunları söyledi; “Urla’da bir şahsın alanında parsel bazlı planlama yapabiliyorsanız, Foça’da tarım alanında bir vakfa eğitim amacı altında yer açabiliyorsanız, Torbalı’da üzüm bağlarında turizm planı yapabiliyorsanız… Buralarda ilke kararının bir önemi yok ama burada… 100 binlik ya da 25 binlik planlara uygun bir 5 binlik planlama yapmak istiyor vatandaş. Nasıl yapacak? Bölgelerin tamamında yapılaşma var. Bir alan düşünün sağı solu orman. 400 dönüm alanda 16 dönüm kalmış kalanının tamamına yapılaşma yapılmış, insanlar evlerini yapmış. Sonra da ilke diyorsunuz. Siz ilçe kararlarına bir baksanız orada yapılaşsam olduğunu göreceksiniz. Sizin ruhsatlı bir yapıyı yıkma hakkınız var mı? O halde haklarını koruyacaksınız. Seferihisar’da yapılaşma neredeyse tamamlanmış. Siz Urla’da geçirdiğiniz yeri parsel bazlı mı yoksa bütünsel planlama bazlı mı? Bu kadar açık sorular yanıt verin. İzBB’nin en temel görevi plan yapmaktır. Belediyeler bu amaçla kurulmuşlardır. Üst ölçekli planlara uyarak alt ölçekli planları yapmalıyız. Bir alan düşünün ki… Önünde arkasında sağında solundaki parsellere geçmiş yıllarda imar hakkı vereceksiniz. Konutlaşacak.  Ancak siz sonra bütünsel plan diyeceksiniz. Siz bu kentteki insanların haklarını gasp ediyorsunuz. Eğer ki birinde bile bütünsel planlama yaptıysanız ben meclis üyeliğimden istifa edeceğim. Hukuku çiğniyorsunuz. Vatandaş gelip üst ölçekli planlara uygun planlama yapılmasını istemiş. Ben dört yer sordum. Dört yerin de dosyasını çıkarıp getirsinler. İşinize gelince parsel işinize gelince bütünsel planlama yapıyorsunuz.”  ÖNAL: BUNLARI RET SEBEBİMİZ… AK Parti’nin eleştirilerinin ardından önergelerin reddedilme nedenlerine ilişkin açıklama yapan İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanı ve CHP’li Meclis üyesi İrfan Önal, “İlçeler arasında bir ayrım yapmıyoruz. 3 ve 4 nolu önergeler 5 binlik planların yapılması yani bir yerin imara açılması. Arkadaşlar bundan rahatsız olabilir. Biz daha önce de söyledik. Bizim daha önceden yapılan planlarımız 6,5 milyon nüfusa yetecek şekilde. Bunun dışında alacağımız yapılaşma kararı yok. İlkesel yaklaşımımız bu. Daha önce planlama yapılırken 6,5 milyon nüfusa yetecek şekilde yapılmış. Vatandaşın mağduriyeti deniliyor. 5 binliklerin bütünsel yapılmasının sebebi… Parsel bazlı geliyor ama devamında yol varsa biz bunu görmüyoruz. Vatandaş sadece kendi parseliyle ilgili 5 binlik plan gönderiyor. Yüzde 45 zayiatı verse bile bir taraf park diğer taraf konut olabiliyor. Bütününü görmek istememizin sebebi bu. Buradaki ret sebebi sadece parsel bazlı gelmesi değil, bütünlükte bazı yerlerin imara açılmasına karşı çıkmamız” dedi. HIZAL: URLA’DA YAPTIĞINIZ PARSEL BAZLI DÜZENLEME DEĞİL MİYDİ Önergelere ilişkin söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Hızal, mülkiyet hakkı vuruğu yaparken Urla’da Yaşar Holding’e ait parselde bütünsel değil parsel bazlı planlama yapıldığını hatırlatarak “İmar komisyonu başkanımız kentsel dönüşüme çalıştığı kadar imara çalışsaydı daha güzel bilgiler verirdi. Konuşmak için konuştu. 25 binlik planlar için önümüze önerge geliyor, yapılsın diyoruz. 25 binlik planlar yapıldı onlara uygun 5 binlikler yapılsın diyoruz. İlkesel karar diyorsunuz. Nedir bu karar? Yazılı karar varsa tamam. Bu hepimizi bağlar. Nedir bu ilkesel karar? 6,5 milyon nüfus dendi. Hangi plana göre? Mülkiyet hakkı denen bir şey var. Yapmayacaksanız kamulaştırın. Hadi geçtik 5 binlik planları siz yapın. Ama onu da yapmıyorsunuz. Sonra da vatandaşlar kaçak yapı yapıyor. Belediye, belirli işleri objektif kurallar göre yapar. Eğer öyle olmazsa Kemalpaşa’da ayrı Urla’da ayrı planlama yaparsınız. Urla’da yaptığınız parsel bazlı düzenleme değil miydi” ifadelerini kullandı. Bu haber de ilginizi çekebilir: İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Tunç Soyer’le ilgili açıklama

Kayseri’de imar sorunu için çözüm aranıyor Haber

Kayseri’de imar sorunu için çözüm aranıyor

Daha yaşanabilir ve daha konforlu bir Kocasinan için çalışmaların aralıksız devam ettiğini belirten Başkan Çolakbayrakdar, “Özellikle imar sorunu ve gecekondu yapılaşması olan bölgelerimizde zaman alan çalışmalarımız oluyor. Bu çalışmaları bir fiil yerinde takip ediyoruz. İstiyoruz ki vatandaşlarımızın daha güzel çevrede ve daha iyi imkânlarda yaşasınlar” dedi. Sabahın erken saatlerinde Hoca Ahmet Yesevi Mahallesi’nde adım adım gezerek, saha çalışması gerçekleştiren Başkan Çolakbayrakdar, incelemeler sırasında mahalle sakinlerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bölgede faaliyet gösteren esnafları da ziyaret eden Başkan Çolakbayrakdar, onlara hayırlı ve bol kazançlar diledi. Kocasinan Belediyesi olarak ilçe genelinde bir yandan yeni işleri yaparken bir yandan da çevre düzenlemesi, yenileme, yol yapımı ve kaldırım çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerine dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar; “Mahallelerimizin ihtiyaçlarını cadde, sokak, kaldırım, çevre düzenlemesi gibi yapılacak hizmetleri tek tek yerinde tespit edip, bir fiil hayata geçirilmesi için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Malumunuz iki hafta önce yapılması gereken konularda bölgede çalışmalar yapmıştık ve ardından ilgili müdürlüklerimiz çalışmalarını başlattı ve şimdi ise yeni yol açılır vaziyete geldi. Altyapı çalışmalarının ardından bölgenin parkını, çevre düzenlemesini, otoparkını ve yollarını yapıp, hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız. Özellikle imar sorunu ve gecekondu yapılaşması olan bölgelerimizde zaman alan çalışmalarımız oluyor. Bu çalışmaları bir fiil yerinde takip ediyoruz. İstiyoruz ki vatandaşlarımızın daha güzel çevrede ve daha iyi imkânlarda yaşasınlar. Bunun için gece-gündüz demeden her bir mahallemizde yerinde çözüm üretmek için çalışıyoruz. Yapılan çalışmaların hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Vatandaşların daha konforlu bir ilçede yaşamaları için yoğun gayret sarf ettiklerini belirten Başkan Çolakbayrakdar; “Her yaptığımız hizmetler, hemşerilerimizin huzuru ve refahı içindir” diyerek sözlerini noktaladı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kayseri semt pazarları

İzmir’de yeşil harekat! Büyüyerek çoğalacak… Haber

İzmir’de yeşil harekat! Büyüyerek çoğalacak…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in göreve geldiği 2019 yılından bu yana İzmir’in planlı bir kent olarak gelişmesi adına önemli adımlar atıldı. 4,5 yıl boyunca kent planlaması yapılırken doğanın, kültürel mirasın, tarım alanlarının, yeşil alanların ve havzaların korunmasını, mümkünse arttırılmasını ilke edindiklerini belirten Başkan Soyer, “İlkesel olarak her yapılan planda yeşil alanların arttırılmasına dikkat ettik, bu kapsamda yaklaşık 2 milyon metrekarelik kazanım sağladık. Ayrıca 2026 EXPO alanıyla birlikte Kültürpark’tan daha büyük bir yeşil alanı planlamaya dahil ettik” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 2019 yılında göreve gelmesinin ardından kentin tamamında imar planı, revizyonu veya değişikliği süreçleri hız kazandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı’nca kanun ve yönetmelikler çerçevesinde ilçe belediyeleri ile koordineli olarak atılan adımların yanı sıra farklı kurumlardan onaylanarak iletilen planlar mevzuat kapsamında inceleniyor. Ayrıca itiraz ve davaya yönelik işlemler takip ediliyor.  BÜYÜKŞEHİR’İN İLKESİ ÖNCE DOĞAYI KORUMAK Kentte 1/5000’lik planlama çalışmalarında yüzde 90’lara gelinirken, plan revizyonuna gereksinim duyulan durumlarda ise öncelikle kente kazandırılacak yeşil alan hesaplamasıyla hareket ediliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kent planlaması yapılırken ilke olarak doğa, kültürel miraslar, tarım alanları, yeşil alanlar ve havzaların korunduğunu, mümkün olduğu ölçüde de arttırıldığına dikkat çekti. KÜLTÜRPARK’TAN DAHA BÜYÜK BİR YEŞİL ALAN EXPO İLE KENTE KAZANDIRILIYOR Sosyal donatı, yeşil ve rekreasyon alanları arttırılması anlamında en dikkat çeken detaylardan birinin 2026 yılında Yeşildere Vadisi’nde Meles Deresi boyunca yaklaşık 100 hektarlık alanda Botanik konulu EXPO organizasyonu için ayrılan alan olduğunu dile getiren Başkan Tunç Soyer, “Şehitler Korusu ve Kadifekale'nin güneyinde heyelan nedeniyle boşaltılarak ağaçlandırma faaliyetlerine devam edilen alan ile bütünleşecek şekilde Atatürk Maskı’nın altından başlayarak İZBAN hattı ile Meles Deresi ve Yeşildere Caddesi arasında kalan bölgede planlama yapıldı. Meles Havzası’nın deniz ile buluşmadan önceki son bölümünde Kültürpark’tan daha büyük bir yeşil alanın kente kazandırılmasının önü açıldı” dedi. SON 4 BUÇUK YILDA KENT PLANLAMASI HIZ KAZANDI Bu kapsamda 2019 yılı Mart ayından itibaren, yetki alanının tamamında, hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin ortadan kaldırılmasını ve sürdürülebilir nitelikli kentsel çevre yaratmayı hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, doğal, arkeolojik, kültürel ve tarihsel değerlerin korunmasını benimseyen, kentin orman, tarım alanları, yeşil alanlar, deniz gibi doğal kaynaklarını dikkate alan, koruma ve kullanım dengesi üzerine planlar hazırlanmasına özen gösterdi. Böylece toplamda yaklaşık 43 bin 457 hektarlık alanda 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve Nazım İmar Planı değişikliği onaylandı. Öte yandan metropol dışındaki 20 ilçede üst ölçekli planlara uygun olarak toplam 9 bin 407 hektarlık alanda 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı veya değişikliği onaylandı. MERKEZDE 5 BİN 200 HEKTARLIK ALAN PLANLANDI Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Karabağlar, Karşıyaka, Konak ve Narlıdere’de yaklaşık 5 bin 200 hektarlık alanda 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı veya Revizyonu ile yaklaşık 4 bin 80 hektarlık alanda 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu onaylanarak yürürlüğe girdi. YEŞİL ALAN BÜYÜKLÜĞÜNDE YAKLAŞIK 2 MİLYON METREKARELİK ARTIŞ Kent merkezinde özellikle gecekondu ve kaçak yapıların yoğun olduğu yaklaşık 3 bin 800 hektarlık kesimde yol, otopark, yeşil alan, sosyal kültürel alanlar gibi kamusal alanların artırılması ve ilgili mevzuatlar kapsamında yaptırılan veya yenilenen jeolojik-jeoteknik etütlere uygun olarak yapılaşmaya yön verilmesi amaçlandı. Bu doğrultuda hazırlanan imar planı revizyonları kapsamında, yeşil alan büyüklüğü, yaklaşık 2 milyon (1 milyon 940 bin) metrekare artırılarak 3 milyon 500 bin metrekareye yaklaştı. Ayrıca eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel tesisler, ibadet alanı ve otopark gibi kamusal hizmet alanları da 2 milyon metrekarenin üzerinde arttırılarak 8,5 milyon metrekareye getirildi. KORUMA ALANI NİTELİĞİ TAŞIYAN ALANLAR DA VAR Seferihisar Sığacık ve Batı Akarca Planlama Bölgesi, Konak Kültürpark 2.Derece Doğal Sit Alanı ve Tarihi Sit Alanı ile Bayraklı Höyüğü (Smyrna) gibi koruma alanı niteliği taşıyan bölgelere yönelik il genelinde toplamda yaklaşık 604 hektar alanda 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı veya değişikliği ile toplamda yaklaşık 621 hektar alanda 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı veya değişikliği onaylandı. 59 BİN HEKTARLIK ALANIN SÜRECİ DEVAM EDİYOR İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatırım ve hizmetleri için toplamda 378 adet 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı veya değişikliği ile 775 adet 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı veya değişikliği de kesinliğe kavuştu. Ayrıca imar planı çalışmalarına altlık teşkil eden İmar Planına Esas Jeolojik, Jeolojik-Jeoteknik, Mikrobölgeleme Etüt Raporları hazırlattırılması kapsamında, ilgili kurumca yaklaşık 3 bin 725 hektarlık alan onaylanarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne iletildi. Onama için ilgili kuruma gönderilen toplamda yaklaşık 59 bin hektarlık alanın ise süreci devam ediyor.

Karşıya Meclisi, imar planını onayladı Haber

Karşıya Meclisi, imar planını onayladı

İmar Komisyonu’ndan geldiği haliyle Meclis’e sunulan plan, tüm üyelerin oy birliği ile kabul edildi ve onaylanmak üzere İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gönderilmesi kararlaştırıldı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nden de onay çıkması halinde plan uygulamaya konulacak. “HERKESİN HAKKINI KORUYAN BİR PLAN” Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay “Yaklaşık 50-60 sene içerisinde plansız, denetimsiz şekilde yapılaşmış bir mahalle, bir bölge var. Mevcut haliyle altyapı yatırımları açısından pek çok sorun barındırıyor. Tüm bu sorunları çözmek için de uzun süredir anket, birebir görüşmeler, halk toplantıları vb. yollarla vatandaşların beklentileri tespit edilmiştir. İnsanların memnuniyetini, uzlaşısını sağlayarak bir plan çalışması yapmak zor. Vatandaşların taleplerini de göz önüne alarak yapılan plan çalışması ile bölgede tüm vatandaşların insanlara yasaların verdiği en fazla inşaat hakkı verelim, sosyal donatı alanı ihtiyaçlarını karşılayalım diye yoğun bir gayret ortaya koyuldu. İlgili mevzuatlar kapsamında yeni bir öngörü ortaya koyuldu. Bu plan herkesin hakkını, hukukunu koruyacak şekilde, bölgenin yaşam kalitesinin arttırılması,  hak sahiplerinin bölgede yaşamını devam etmesini sağlayacak, barınma sorununu çözme amacıyla mekânsal düzenlemeler önerilmiştir. Oy birliği ile kabulünü sağlayan tüm Meclis üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi. HABER MERKEZİ  

Üzerinde yapı olan arsa imara kapanabilir Haber

Üzerinde yapı olan arsa imara kapanabilir

Yapıların hukuki statüsü hakkında bilgi veren Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Onur Kaplan, “Yıkılan veya riskli yapı olduğu tespit edilen binanın zemini incelenir. Yapılan inceleme çerçevesinde riskli yapının bulunduğu alan özelliklerine veya imar planında yapılan değişikliklere bağlı olarak o yerde aynen yapılaşma imkanı olmayabilir" dedi. Büyük bölümü birinci derece deprem bölgesi olan Türkiye’de, kentsel dönüşüme olan talep deprem felaketiyle birlikte arttı. Vatandaşlar daha güvenli evlerde yaşamak amacıyla kentsel dönüşüme yöneldi; ancak büyük kentlerdeki zemin sorunu, bazen yerinde dönüşüme engel olabiliyor. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Onur Kaplan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile 6306 Sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde yürütülen kentsel dönüşüm faaliyetlerinde genel olarak riskli yapı tespiti sürecinden sonra yapının yıkımı ve yeniden yaptırılması süreçle ilgili önemli bilgiler verdi. "Riskli yapı yıkılır" Kat maliklerinden birinin talebi üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının lisanslandırdığı yapı denetim kuruluşları veya yapının bulunduğu alanın riskli olarak tespit edilmesi sonucunda binanın ‘riskli yapı’ olarak nitelendirileceğinin belirten Kaplan, “Bu durumda yapı güçlendirilemeyecek nitelikteyse veya kat malikleri tarafından yeterli çoğunluk sağlanarak güçlendirme istenmemişse yıkım sürecine girer. Binanın yıkımı için kat maliklerine 60 günden az olmamak üzere süre verilir. Bina, bu sürede kat malikleri tarafından yıktırılmazsa yetkili idari makamlarca yıkılır. Kentsel dönüşüm faaliyeti çerçevesinde yıkılan bina ile bu çerçevede yapılacak yeni yapı açısından farklı durumlar ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu. Yerinde dönüşümün her zaman mümkün olmadığını belirten Dr. Onur Kaplan, “Yapının bulunduğu alanların yerleşme açısından uygun olmaması ya da riskli alan olarak tespit edilmesi durumunda, burada yerinde dönüşüm sağlanamayacaktır. Daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam alanı oluşturulması adına kat maliklerinin hakkı, ilgili yapının konumu ve diğer özellikleri dikkate alınarak 6306 sayılı Kanun çerçevesinde yetkili olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenen en yakın yerdeki rezerv yapı alanlarına aktarılır” diye konuştu. "İmar planı değişebilir" Yıkılan ya da kentsel dönüşüme girecek olan binaların arsaları üzerinde bazı durumlarda aynı şartlarda yapı inşa edilemeyeceğini belirten Dr. Onur Kaplan, “Kat irtifakı kurulmuş olan hallerde yapı yıkıldığında zemin yapılaşmaya elverişli olsa dahi, önceki özellikleri korunarak aynı şekilde yapının inşa edilmesi, imar durumu veya maliklerin imzalayacağı sözleşme çerçevesinde mümkün olmayabilir. Bu noktada eğer yapıda kaçak kat inşası varsa ve bu durum herhangi bir şekilde hukuka uygunluk kazanmamışsa kentsel dönüşüm faaliyeti çerçevesinde yapılacak yeni yapıda bu katın durumu, arsa payına dair belirlemede dikkate alınmayacaktır” dedi. Depremde yıkılan binaların yerinde dönüşüm sağlanamadığı durumlarda kat maliklerinin hakkının menkulleştirilerek yeni rezerv yapı alanına aktarılacağını belirten Kaplan, şöyle devam etti: “O zaman değer farkı gündeme gelebilir. Bu konuda 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde, riskli alanda bulunan taşınmazların değeri yetkili kişi ve kurumlarca standartlarına uygun olarak tespit edilir. Uygulama alanındaki taşınmazın tespit edilen bedeli, malike verilecek konut veya iş yerinin yapım maliyet bedelinden düşülmektedir. Yapılan hesaplama neticesinde taşınmaz malikinin dönüşümü gerçekleştiren kurumdan alacağı olursa, taraflar arasında yapılacak anlaşmaya göre nakdi olarak ya da başka bir uygun taşınmazın verilmesi biçiminde veya imar hakkının başka bir alana aktarılması suretiyle ödenebilir. Şayet kişi ilgili kuruma borçlu duruma gelirse, bu defa hak sahibi kişi tarafından ilgili kuruma taksitler halinde ödeme gerçekleştirebilir.” İHA

Müsilaj ve imara ilişkin düzenlemeler içeren teklif komisyonda kabul edildi Haber

Müsilaj ve imara ilişkin düzenlemeler içeren teklif komisyonda kabul edildi

Teklife göre, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce inşa edilen baraj, gölet ve diğer depolama tesislerinin maksat oranları, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek, değiştirilebilecek veya kaldırılabilecek. Kayseri'deki yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere, "inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi", "terkin edilmemiş olması", "yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmemesi" ve "kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmaması" şartlarının taşınması halinde, konutun tapu devrinden sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere, her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüz sayılacak. Afyonkarahisar Kocatepe kasabası sınırları içerisinde gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sonucu, zilyetlik şartları oluştuğu halde sit alanlarında kalması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescili yapılmış taşınmazlardan 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanları dışında kalan sit alanlarındaki taşınmazların, kadastro tutanaklarında zilyet veya hak sahibi olarak belirtilen kişilerin veya mirasçılarının, 31 Aralık 2022'ye kadar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı birimlerine müracaatları halinde adlarına tescilleri yapılacak. Bu hüküm, davası devam eden taşınmazların zilyet veya hak sahibi olan kişileri veya kanuni mirasçılarını da kapsayacak. Cezalar artırılıyor 18 grostona kadar olan tanker, gemi ve diğer deniz araçlarından kaynaklı evsel atık suların, deterjanlı su, köpük, egzoz gazı yıkama sistemi suları ve benzeri yıkama sularının veya katı atıkların denize boşaltılması durumunda 5 bin lira, 18 ila 50 groston arasında olanlara 10 bin lira, 50 ila 100 groston arasında olanlara 20 bin lira, 100 ila 150 groston arasında olanlara 30 bin lira idari para cezası uygulanacak. Liman, tersane, gemi bakım-onarım, gemi söküm, yat limanı gibi kıyı tesisi yönetimlerinin, kendi yönetim sahaları içerisinde meydana gelen kirliliği yetkili mercilere bildirmemesi halinde kıyı tesis yönetimlerine 25 bin lira, deniz çöpleri, atıklar ve atık suların toplanması ve yönetimine ilişkin gerekli tedbirleri almaması halinde bu yönetimlere 25 bin liradan 100 bin liraya kadar idari para cezası kesilecek. Bu idari para cezaları, balıkçı barınaklarına 3'te bir oranında uygulanacak. Taraf olunan uluslararası sözleşmelerde ve ilgili yönetmeliklerde belirlenen kükürt oranından daha fazla kükürt içeren akaryakıtı, denizcilik yakıtı olarak kullanan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin grostona kadar olanlar için groston başına 200 lira, bin ila 5 bin groston arasında olanlara bu miktar ve ilave her groston başına 25 lira, 5 bin grostondan fazla olanlara ise bu miktarlara ilave her groston başına 5 lira idari para cezası verilecek. Günlük 1 kilogram veya daha az tıbbi atık üreten sağlık kuruluşlarından oluşan tıbbi atıklarını öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak biriktiren, sınıflandıran, depolayan, taşıyan, ambalajlayan ve bertaraf edenlere 10 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak. Öngörülen cezalar Özel Çevre Koruma bölgelerinde 2 kat olacak. Atık su arıtma tesislerinde kullanılan elektrik enerjisi yüzde yüze kadar geri ödenebilecek. Bakanlık, mahalli idare adına yaptırabilecek Boğazlar ve Susurluk Havzası dahil Marmara Denizi Hidrolojik Havzası ve bu havzada yer alan illerden İstanbul, Bursa ve Kocaeli illerinin tamamında, ileri atık su arıtım tesisi, arıtma çamuru işleme ve bertaraf tesisi ile atık geri kazanım ve bertaraf tesislerinin kurulmaması sebebiyle çevre kirliliği riski oluşması veya halk sağlığının tehdit edilmesi halinde, bu tesisleri kurmayan mahalli idarelere söz konusu altyapı yatırımlarının iş termin planlarını Bakanlığa sunmaları için 6 ay süre verilecek. Bu süre içinde iş termin planlarının sunulmaması veya iş termin planlarında belirtilen sürelere uyulmaması durumunda, Bakanlık veya Bakanlığın yetkilendireceği ilgili, ilişkili kurum ve kuruluşlar, bu tesisleri mahalli idareler adına resen yapabilecek, bu tesisleri işlettirebilecek. Ortaya çıkan maliyet, mahalli idarelere aktarılan paylardan, ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti yapılarak tahsil edilecek. İlgili tesisin yapım ve işletme maliyetleri tamamen karşılandıktan sonra söz konusu tesis, ilgili idaresine devredilecek. Sanayi alanları, ibadethane alanları ve tarımsal amaçlı silo yapıları, imar planlarında bina yüksekliklerinin serbest olarak belirlenemeyeceğine dair düzenlemenin kapsamı dışına çıkarılıyor. Birden fazla yapı için ruhsat alınarak inşaata başlanmış ve kat irtifakı kurulmuş ancak bir kısmı tamamlanmadan süre nedeniyle ruhsatı hükümsüz hale gelmiş parsellerdeki eksik kalan yapılar için ruhsat eki onaylı statik projesinde deprem güvenliği bakımından yapılması zorunlu değişiklikler hariç, yapı projelerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın yapılacak yeniden ruhsat başvurularında tamamlanmayan bu yapılardan ruhsat başvurusunda bulunanların maliklerinin tamamının muvafakati aranacak. Teklifle, mahalli idarelerin çevre kirliliğini önleyici yatırımlar kapsamında atık su arıtma, geri kazanım; arıtma çamuru işleme ve bertarafı; sıfır atık yönetimi kapsamında atık toplama, taşıma, işleme, geri kazanım ve bertaraf tesisleri ile mapa şamandıraların özel sektör eliyle yapılması, işletilmesi, bakımı ve devredilmesine ilişkin düzenlemelerin nasıl hayata geçirileceği belirleniyor. Mahalli idarelerin toplam yatırım tutarı veya toplam işletme hizmet bedeli 50 milyon liranın altındaki projelerine ilişkin ihale ve sözleşme işlemleri için yetkilendirme kararı aranmayacak. Bu değerin altında kalmak amacıyla projeler bölünemeyecek. Söz konusu projeler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylandıktan sonra ihale işlemlerine başlanabilecek. Bu tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacak. Mahalli idarelerin, Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştireceği projeler için yetkilendirme talepleri, proje dokümanlarıyla birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından teknik olarak değerlendirildikten sonra yetkilendirme kararı için iletilecek. Bu faaliyetler dolayısıyla elde edilecek gelir; ön yapılabilirlik etüdünde projeye etkisi öngörülerek ihale dokümanında yer alması kaydıyla, ön yapılabilirlik etüdüne uygun olarak şartname ve sözleşmede düzenlenecek esaslar çerçevesinde görevli şirket ile mahalli idare arasında paylaşılacak. Blokajlı Banka Hesabı sistemi kuruluyor Teklifte, bu projelerin hayata geçirilmesi, herhangi bir aksaklık olmaması için Blokajlı Banka Hesabı sisteminin kurulması ve bu sistemin hayata geçirilmesinde ilgili idarelerin görev ve yetkilerine de yer verildi. Proje sahibi mahalli idareler; proje konusuna, niteliğine ve özelliğine göre toplanan gelirlerden, uygulama sözleşmesinde belirlenen ödeme miktarına karşılık gelen miktarı, Blokajlı Banka Proje Hesabına aktaracak. Uygulama sözleşmesindeki ödemeye ilişkin düzenlemeler çerçevesinde Blokajlı Banka Proje Hesabından yalnızca proje kapsamında yapılacak ödemelere ve aktarımlara izin verilecek. Mahalli idarenin söz konusu ödemelerini Blokajlı Banka Proje Hesabından yerine getirmemesi durumunda, görevli şirketin başvurusu üzerine bu tutar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının talebi üzerine genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılan paylarından ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti yapılarak Blokajlı Banka Proje Hesabına takip eden ayın sonuna kadar aktarılacak. Aktarılacak bu tutar, kesintiler düşüldükten sonra ilgili mahalli idareye gönderilecek tutarın yüzde 10'unu aşamayacak. Bu tesisler için 30 yıldan az süreli olarak tesis edilecek üst hakları da bağımsız ve sürekli nitelikte kabul edilecek. Bina kimlik sertifikası uygulaması getiriliyor Türkiye Çevre Ajansı tarafından, Çevre Kanunu kapsamında yer alan depozito düzenlemeleri çerçevesindeki Yap-İşlet-Devret projeleri; depozito düzenlemeleri çerçevesinde Türkiye Çevre Ajansınca yatırımı gerçekleştirilen kamu yatırımlarının özel sektör tarafından belirli şartlarla ve 10 yıldan uzun süreli olarak işletilmesi bu kanundaki usul ve esaslara göre gerçekleştirilebilecek. Teklifle, tamamlanan yapıların izlenmesinin kolaylaştırılması için bina kimlik sertifikası uygulaması getiriliyor. Yapı Denetimi Hakkında Kanun'a, "Bina kimlik sertifikası" tanımı eklenecek. Tamamlanan yapıların teknik ve genel bilgilerine, Bakanlıkça farklı modüllerde yapılan yetkilendirmelerle hem yapı sahibi ve ilgili vatandaşlarca hem de kamu görevlileri tarafından ulaşılması amacıyla yapıya bu sertifika asılacak. 75 yaşını dolduran denetçi mimar ve mühendisler ile yardımcı kontrol elemanları, yapı denetim kuruluşu adına, şantiye mahallinde yapının denetimi görevini yürütemeyecek. Cezalar Laboratuvarlara yaptırılacak olan taşıyıcı sisteme ilişkin tüm deney bedelleri mevcut hüküm gereğince yapı denetim hizmet bedeli içerisine dahil edilecek, bu suretle bu deneylerden Bakanlıkça belirlenenlerin masraflarının yapı denetim kuruluşunca ödenmesi sağlanacak. Teklifte, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen laboratuvar kuruluşları hakkında uygulanan idari para cezasının ve belge iptali işlemlerinin kapsamı genişletilerek, can ve mal güvenliğini teminen laboratuvar kuruluşlarının usulsüz deney yapmalarının engellenmesi amacıyla bir düzenlemeye gidiliyor. Yapı denetim kuruluşlarına, son 1 yıl içinde üç ayrı idari para cezası verilmesi durumunda 1 yıl yeni iş almaktan men cezası getiren hüküm yürürlükten kaldırılıyor. Laboratuvar kuruluşlarının dürüstlüğünü, yetkinliğini ve tarafsızlığını riske düşürecek bir faaliyette bulunduğunun tespiti halinde 1 yıl yeni iş almaktan men cezası uygulanacak. Laboratuvar kuruluşu, beton deneyine ilişkin Bakanlıkça belirlenen azami fiyatın üzerinde bedel aldığının tespiti halinde idari para cezası alacak. Laboratuvar kuruluşuna, beton, hazır beton, beton çelik çubuk ve benzeri yapı malzemesi üreten veya pazarlayan firmalar adına laboratuvar hizmetinde bulunduğunun tespit edilmesi halinde, Bakanlıkça 1 yıl yeni iş almaktan men cezası verilecek. Laboratuvar kuruluşunun gerçeğe aykırı olarak düzenlediği raporu idarelere veya şahıslara sunduğunun tespiti halinde Bakanlıkça laboratuvar kuruluşunun izin belgesi iptal edilerek faaliyetine son verilecek. Teklifte, Bakanlıkça elektronik ortamda yapılan sıralamadan her bir fiili için 120 güne kadar çıkarılarak yapı denetim kuruluşunun yeni bir işte denetim görevi üstlenmesine izin verilmeyecek haller şöyle sıralanıyor: - Yapı denetim kuruluşunca ilgili denetim personeli Bakanlıkça belirlenen sürede görevlendirilerek yapının denetim sorumluluğunun üstlenilmemesi, - Denetim sorumluluğu üstlenilen ancak yapı denetim kuruluşundan kaynaklanan nedenlerle Bakanlıkça belirlenen sürede yapı denetim hizmet sözleşmesinin imzalanmaması, - Yapı denetim kuruluşunun; izin belgesinin geçici olarak geri alınması, iptal edilmesi, yeni iş almaktan men cezası alması veya o yapı için Bakanlıkça elektronik ortamdaki yapılan görevlendirilmesinin kaldırılması durumları hariç olmak üzere yapı denetim hizmet sözleşmesinin yapı denetim kuruluşundan kaynaklı sebeple feshi, - Yapı ruhsatı verildikten sonra, yapı denetim kuruluşunun gerçeğe aykırı beyan veya bilgi, belge vermesi sebebiyle o yapı için hatalı görevlendirme yapıldığının anlaşılması. Elektronik ortamda sıralamadan çıkarılan yapı denetim kuruluşunun yeniden sıralamaya girmesi halinde, sıralamadan çıkarılmasına sebebiyet veren yapıda tekrar Bakanlıkça görevlendirilmesi mümkün olacak. Yapı denetim kuruluşunun yürüttüğü denetimde, ruhsat eki onaylı statik projesine uygun olan ancak ruhsat eki diğer projelere uygun olmayan aykırılıkları tespit etmemesi halinde, yapı denetim kuruluşuna Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce o işe ilişkin aldığı hizmet bedelinin yüzde 20'si oranında idari para cezası uygulanacak. Yapı denetim kuruluşunun yürüttüğü denetim görevinde; ruhsat eki onaylı statik projesine uygunsuzluğu ve yapısal hasar olduğu halde bu durumu tespit etmemesi, tespite konu statik projesine uygunsuzluğun ya da hasarın mahallinde olmadığı halde bu yönde tespitte bulunması, Bakanlıkça belirlenen sürede denetimi yerine getirmemesi hallerinde, yapı denetim kuruluşunun 1 yıl süre ile yeni bir denetim görevi üstlenmesinin engellenmesine yönelik idari müeyyide uygulanacak. TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edilen Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne göre, iş bitirme aşamasına gelen yapılara bina kimlik sertifikası verilecek. Bina kimlik sertifikası alan yapılar, 5'er yıllık periyotlarla yapı denetim kuruluşlarınca denetlenecek. Bu denetimler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca elektronik ortamda belirlenen yapı denetim kuruluşları tarafından yürütülecek. Yapı denetim kuruluşlarına, yaptıkları denetimlere dair verdikleri hizmet için ödenecek bedel Bakanlık tarafından belirlenecek. Denetim görevini mevzuata uygun yerine getirmeyen yapı denetim kuruluşları, bu nedenle ortaya çıkacak yapı hasarlarından dolayı denetimi yaptığı tarihten itibaren 5 yıl süreyle yapı sahibine karşı sorumlu olacak. Yapılacak denetimle ilgili iş ve işlemler için binaya veya bağımsız bölüme girilmesinin engellenmesi halinde; denetim mahalline ilk gidişte buna dair tutanak tutulacak, ikinci gidişte ise girişi engelleyenlere idari para cezası verilecek ve binaya veya bağımsız bölüme kolluk kuvvetleri yardımıyla girileceği konusunda uyarıda bulunulacak. İkinci gidişte girişi engelleyenlere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce 1500 lira idari para cezası verilecek. Buna rağmen girişin engellenmesi halinde ise mülki amirin veya varsa bu konuda yetki devredeceği yardımcısının onayı alınarak kolluk kuvvetleri yardımıyla binaya veya bağımsız bölüme girilerek denetimle ilgili iş ve işlemler tamamlanacak. Tarımsal destek ödemeleri Tarımsal desteklemelerden yararlanmak için başvuruda bulunduğu halde, meri mevzuat uyarınca desteklemelerden yararlanabilmek için ibrazı öngörülen makbuz, fatura ve diğer belgelerin gerçeğe aykırı veya usulsüz olduğu gerekçesiyle desteklemeden yararlandırılmayanlara veya yararlandıkları destekleme tutarları aynı gerekçeyle Tarım Kanunu doğrultusunda geri alınanlara, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde Tarım ve Orman Bakanlığına başvurmaları, Bakanlık tarafından yapılan incelemede bunların gerçek üretim yaptığının tespiti halinde hak ettikleri destekleme ödemeleri yapılacak. Yapılan ödemelere faiz işletilmeyecek, masraf veya ek ödeme adı altında herhangi bir ödeme yapılmayacak. Bu hüküm, yararlandıkları destekleme tutarlarının, aynı gerekçelerle geri alınması yönünde haklarında takip başlatılanlar için de uygulanacak ve maddede öngörülen şartların oluşması halinde haklarındaki takip işlemlerine son verilecek. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra maddenin kapsadığı dönemlere ilişkin haklarında takip başlatılanların, takibe ilişkin yazının tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde Bakanlığa başvurmaları halinde madde hükmünden aynı şartlar dahilinde yararlandırılacak. Bu hükümlerden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve yararlananların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce destekleme ödemeleriyle ilgili açtığı davalar karşılıklı sonlandırılacak. İskan Kanunu'nun, "iskanlı göçmenlerin ve yerleri kamulaştırılanların iskanı" konularını içeren maddeleri kapsamına giren hak sahibi ailelerden sözleşme aşamasında borcunu peşin ödemek isteyenlere, borçlandırma bedeli üzerinden yüzde 65 indirim yapılacak. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü faaliyetlerinin gerektirdiği araç, gereç, satın alma, bakım, onarım, yapım, sigorta, kiralama, araştırma, tanıtım, temsil, eğitim giderleri, yurt dışında yürütülecek proje giderleri, kadastro hizmetlerinin yapılması, yenilenmesi, güncellenmesi ve benzeri her türlü harcamalar döner sermaye gelirlerinden karşılanabilecek. Döner sermaye işletmeleri için kendi kaynaklarından karşılanmak üzere tahsis edilen sermaye miktarı Cumhurbaşkanınca 5 katına kadar artırılabilecek, artırılan sermaye elde edilen karlarla karşılanacak. Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri, köy tüzel kişileri ve kalkınma ajanslarının kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle sayılan görevleriyle ilgili yapılacak tapu işlemlerinden ve münhasıran elektronik ortamdaki verilere ilişkin olmak üzere veri paylaşımından döner sermaye ücreti tahsil edilmeyecek. Genel Müdürlük birimlerince neden olan hataların düzeltilmesi işlemlerinden, ilgililerin kusuru olmaksızın nüfus idaresi tarafından resen gerçekleştirilen maddi hataların düzeltilmesi, tamamlanması ve geri alınması işlemleri neticesinde tapuda yapılan kimlik bilgileri düzeltme işlemlerinden, tapu müdürlüklerince resen yapılan işlemlerden, aile konutu şerhi işlemlerinden ve kat irtifakından resen kat mülkiyetine geçiş işlemlerinden döner sermaye ücreti tahsil edilmeyecek. Veri paylaşımına ilişkin protokol veya sözleşmelerde, döner sermaye hizmet bedellerinin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenebilecek. Döner sermaye faaliyetlerine ilişkin hizmetler Genel Müdürlük personeline ek görev olarak yaptırıldığı takdirde döner sermaye gelirlerinden ödenmek üzere kendilerine (100-300) rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımından elde edilecek tutardan, yaptıkları hizmetin özelliğine ve güçlüğüne göre genel müdürün onayıyla belirlenecek miktarda aylık ek görev ücreti verilebilecek. Teklif, Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'da değişikliğe gidiyor. Buna göre, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerlerden, sınırları Cumhurbaşkanınca belirlenen alanlar, İstanbul Şile'deki Darlık ve Ömerli barajlarının yapımından etkilenen Darlık ve Esenceli mahallelerinin yeni yerleşim yerlerinin belirlenmesi için Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkarılarak tapuda Hazine adına resen tescil edilecek. Bu alanların tespiti amacıyla Orman Genel Müdürlüğünce yeteri kadar orman kadastro komisyonu görevlendirilecek. Bu tespit sırasında ilan süresi bir hafta, itiraz süresi ise bir ay olacak. Yeni yerleşim yerindeki hak sahipliği, borçlandırma ve takyide ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanınca belirlenecek. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle, riskli yapı tespiti yapılmasının engellenmesi durumunda güvenliği sağlamak üzere kolluk kuvvetlerinden destek alınarak tespit yapılacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya idare tarafından, binanın bulunduğu arsanın tehlikeli durumu veya binadaki hasar, tahribat bakımından acilen boşaltılması, yıktırılması gerektiği belirlenen binalar riskli yapı olarak kabul edilecek. Maliklere, kiracılara ve yapıda ikamet etmek şartıyla sınırlı ayni hak sahiplerine taşınma yardımı yapılabilecek. Uygulama yapılacak alandaki taşınmazlar, feshedilmiş sayılan sözleşmelere istinaden tapuda müteahhide devredilmiş ise uygulama neticesinde meydana gelen yeni taşınmazlar hak sahipliği çalışmaları gözetilerek müteahhide devir yapan eski malikleri adına resen tescil olunacak. Dönüşüm olan yerlerde hak sahibinin dönüşümden önceki taşınmazının tapu kaydında yer alan ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi haklar ve şerhler hak sahibi adına yatırılan taşınmazın bedeli üzerinden devam ettirilecek, tapu kaydındaki haklar ve şerhler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının talebi üzerine tapu müdürlüğünce resen terkin edilecek. Coğrafi veri toplama Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle, gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin Türkiye'ye ait Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması, üretmesi, paylaşması veya satması; fikri, sınai ve ticari haklara ilişkin mevzuat hükümleri ile Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla ve ticari faaliyetleri gerçekleştirmek için gerekli belgelere sahip olması şartı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iznine tabi olacak. Coğrafi bilgi sistemi kapsamındaki yazılımlar, Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi standartları ile uygunluğu sağlanmak amacıyla Bakanlıkça sertifikalandırılacak. Coğrafi veri toplayan sensor ve donanımlar ilgililerince Bakanlıkça oluşturulacak elektronik ortama kaydedilecek. Savunma, güvenlik ve istihbarat alanında faaliyet gösteren yazılımlarda, sertifika ve kayıt zorunluluğu aranmayacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca, coğrafi veri izninin alınmaması durumunda; başvuru için faaliyet sahibine tebliği tarihinden itibaren en az 10 gün süre verilecek. Süresi içerisinde başvurusunu yapmayanların faaliyetleri durdurulacak ve izin bedelinin 5 katı tutarında idari para cezası uygulanacak. Pafta sınır alanının tespit edilememesi halinde idari para cezası için bin adet 1/1000'lik pafta üzerinden hesaplama yapılacak. Coğrafi Bilgi Sistemi kapsamındaki yazılımlar için sertifika alınmaması durumunda 100 bin lira idari idari para cezası uygulanacak. Ceza uygulandığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde sertifika alınmaması halinde sertifikasız kullanımın her tespitinde aynı miktarda cezai işlem uygulanacak. İdari para cezasına karşı 30 gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yapacakları iş birlikleri kapsamında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine; Türkiye'ye ait Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamındaki coğrafi verileri toplaması, üretmesi, paylaşması veya satması, veri madenciliği yapması ve yeni veri üretmesi konularında; fikri, sınai ve ticari haklara ilişkin mevzuat hükümleri ile Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından lisans verilecek. Lisans kapsamında Bakanlıkla paylaşılan verilerin üçüncü şahıslara bedeli karşılığında Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden verilmesi durumunda elde edilecek gelirler, Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemleri hizmetlerinde kullanılmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğünün ilgili hesabına yatırılacak. Lisans bedelleri bakanlıkça belirlenecek ve Döner Sermaye İşletmesi Birim fiyat listesinde her yıl yayımlanacak. Komisyonda kabul edilen önerge doğrultusunda, Türkiye Çevre Ajansının faaliyetleri arasında sıralanan; "tabiat varlıkları, doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde Bakanlık tarafından Türkiye Çevre Ajansına kullanma izni verilen veya kiralanan Kıyı Kanunu kapsamındaki devletin hüküm ve tasarrufu altında yer alan alanların işletilmesi ve işlettirilmesine" yönelik hüküm, teklif metninden çıkarıldı. Ajansın, Bakanlık tarafından kendisine kullanma izni verilen veya kiralanan, Kıyı Kanunu kapsamındaki devletin hüküm ve tasarrufu altında yer alan alanlarda mapa ve şamandıra sistemleri "işlettirme" hakkı tanıyan düzenleme ile Ajansın ihtiyaç halinde bu faaliyetleri özel hukuk tüzel kişiliğini haiz şirketler devralarak gerçekleştirmesine ilişkin hüküm de tekliften çıkarıldı. Teklife göre, Türkiye Çevre Ajansı, Bakanlık tarafından kullanma izni verilen veya kiralanan, Kıyı Kanunu kapsamındaki devletin hüküm ve tasarrufu altında yer alan alanlarda; mapa ve şamandıra sistemleri kuracak, işletecek, deniz araçlarına atık alım hizmetleri verecek ve bu hizmetlerin verilmesini sağlayacak. Ajans, ihtiyaç halinde bu faaliyetleri özel hukuk tüzel kişiliğini haiz şirketler kurarak gerçekleştirebilecek. Görüşmelerden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, teklifin görüşmeleri sırasında, Türkiye'de 650 çevre danışmanlığı yapan firma bulunduğunu, bunların sanayicilere çevre mevzuatı konusunda bilgilendirme yaptığını anlattı. 12 bin kişinin "çevre görevlisi" belgesi bulunduğunu ve bunların yüzde 7'sinin çevre mühendisliği dışında bir alandan mezun olduğunu bildiren Birpınar, bu görevlilerin mevzuata uygun belirlendiğini kaydetti. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.