TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#ilaç krizi

ilaç krizi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ilaç krizi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

SMA’da ilaç krizi sürüyor: Dernekten ‘SUT’ çağrısı Haber

SMA’da ilaç krizi sürüyor: Dernekten ‘SUT’ çağrısı

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Nadir görülen bir hastalık olan Spinal Müsküler Atrofi (SMA) tedavisinde kullanılan ve Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanan tek ilaç olan Spinraza’da kriz sürüyor. Geçtiğimiz aylarda SMA hastaları 4 aylık periyotlarla düzenli olarak uygulanması gereken ilaca stok güçlüğü nedeniyle 2 ay boyunca erişememişti. İlaç yokluğu nedeniyle tedavi sürecinde elde ettikleri kazanımları kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan hastalar, bu kez ruhsat onayı alan ilaç için gerekli olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) henüz yayımlanmaması nedeniyle mağduriyet yaşıyor. Yeni bir SUT çıkana kadar eski tebliğin geçerli olduğunu ve onaylanmış raporların stoklarda ilaç kalmadığı için bekletildiğini söyleyen SMA Benimle Yürü Derneği Başkanı Tarık Pişmiş, “SMA hastaları maalesef arafta kalmış durumda. Hastalar bazı kazanımlar elde etmişti ama bunlar da kayboluyor ilaç gecikmelerinden dolayı. SUT’un bir an evvel yayımlanması lazım” çağrısı yaptı. SUT HALA YAYIMLANMADI Spinraza adlı ilacın Türkiye’de ruhsat onayı almasının ardından sürecin etkin bir şekilde işleyebilmesi için gerekli olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) henüz yayımlanmamasına isyan eden SMA Benimle Yürü Derneği Başkanı Tarık Pişmiş, “Ruhsatın çıkmasından sonra sürecin etkin bir şekilde işleyebilmesi için Resmi Gazete’de SGK’nın Alternatif Geri Ödeme Yönetmeliği’nin ve hemen ardından SUT’un yayımlanması beklenmekteydi. 12 Mayıs 2023 tarihli Resmi Gazete’de yeni Alternatif Geri Ödeme Yönetmeliği yayımlandı. Ancak SUT henüz yayımlanmadığı için yeni bir işleyiş yok; hala eski işleyiş geçerli. Spinraza’nın SUT’taki durumu değiştikten sonra ilaç firması Sağlık Bakanlığı’na yeni bir başvuru yapacaktır. Sağlık Bakanlığı ile Devlet Malzeme Ofisi (DMO) arasında bir protokol yapılacak ve hastaneler tahmini ilaç ihtiyaçlarını yıllık olarak belirleyerek bildirecekler ve bunun ardından DMO tarafından ilacın tedariği için ihale yapılacaktır. Sonrasında ilaçlar daha önce ilettikleri sayılara uygun olarak hastanelerin eczanelerine ulaştırılacak. Hastane tarafından da randevu verilerek ilaç uygulanacak” dedi. SMA HASTALARI ARAFTA Yeni bir SUT çıkana kadar eski tebliğin geçerli olduğunu ve onaylanmış raporların stoklarda ilaç kalmadığı için bekletildiğini söyleyen Pişmiş, “Eski sistemde Spinraza için başvurular önce Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından onaylanıyor; ardından SGK’nın İbni Sina Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından tedarik ediliyordu ve ilgili firma tarafından hastanelere ulaştırılıyordu. Yeni işleyişte ise DMO tarafından hastanelere toplu şekilde tedarik yapılacak ve hastane eczaneleri uygulama zamanı geldiğinde ilacı hastaların kullanımına sunacaktır. Eski işleyişte ilaçlar hastanelere isimlerle eşleşmiş şekilde getirilmekte iken yeni işleyişte böyle bir şey olmayacak ve Spinraza için stok tutulacaktır. İlaç firması yeni işleyişi hastane ve doktorlara kendi saha ekipleri aracılığıyla duyurduğunu bizimle paylaşmıştı. Fakat yeni bir SUT çıkana kadar eski tebliğ geçerlidir ve başvuruların TİTCK ile SGK’ya iletilmesi gerekmektedir. Yeni SUT yayınlanmadan ve açıkladığımız işler tamamlanmadan hastane eczaneleri Spinraza için hazırlanan raporları kabul edemeyeceklerdir. Eski sistemde İbni Sina’ya yapılan ve onaylanmış olan raporlar stoklarda ilaç kalmadığı için bekletilmektedir. Diğer taraftan hastane eczaneleri yeni sistem üzerinden başvuru yapılması da açıkladığımız ötürü mümkün değildir. Bu durumda SMA hastaları maalesef arafta kalmış durumdadır. SMA hastalarının özel durumları nedeniyle uzun süre beklemeleri kabul edilebilir değildir” ifadelerini kullandı. KAZANIMLAR KAYBOLUYOR Mevcut durumda ne yeni ne de eski prosedürle ilaç alamayan hastaların tedavi sürecinde elde ettiği kazanımların kaybolmaya başladığını dile getiren Pişmiş, “Bundan yaklaşık 1,5-2 ay önce ilaç firması ve SGK arasındaki bazı anlaşmazlıklardan dolayı stok krizi yaşamıştık. Aslında biz stok tükenene kadar ilacın yurtdışı ilaç kapsamından ruhsatlı ilaç kapsamına geçmesi sürecinin tamamlanmasını bekliyorduk. Ama stok tüketilirken bununla ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Stok tükendi. Şu anda hastalar hala eski prosedürle yani SGK’nın Yurtdışı İlaç Dairesi’ne başvuru yapıyor ancak stok yok. Bitti ve gelmeyecek, artık oraya stok. Çünkü ilacın statüsü değişiyor. Diğer taraftan yeni prosedürün işlemesi için de SUT yayınlanması gerekiyor. Alternatif Geri Ödeme Yönetmeliği yayınlandı ama SUT çıkması gerekiyor. Çünkü ruhsatlı ilaç statüsüne geçecek. SUT çıktıktan sonra artık talepleri hastanelerin eczaneleri toplamaya başlayacak, SGK toplamayacak. Hastalar direkt raporlarını yazdırıp hastane eczanesine bırakacaklar, raporlar eczanelerde toplanmaya başladığı zaman Devlet Malzeme Ofisi toplu olarak ilaç firmasına gidip satın alacak bunu. Yarın öbür gün bir de öyle bir süreç var. Bizi endişelendiren de o. Aylarca uzayabiliyor. Zaten 2 aylık gecikme vardı, hastaların dozları üst üste bindi. Bir de üstüne bu geldi, şu anda hastalar ne yeni ne de eski prosedürle ilaç alabiliyorlar. SUT’un biran evvel yayınlanması lazım. Alternatif Geri Ödeme Yönetmeliği geçen hafta yayınlandı ama bu bizim için bir şey ifade etmiyor. Hastalar bazı kazanımlar elde etmişti ama bunlar da kayboluyor ilaç gecikmelerinden dolayı” açıklamasını yaptı.

SMA’da ‘ilaç krizi’ büyüyor: Kazanımlar kaybolmaya başladı! Haber

SMA’da ‘ilaç krizi’ büyüyor: Kazanımlar kaybolmaya başladı!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Nadir görülen bir hastalık olan Spinal Müsküler Atrofi (SMA) tedavisinde kullanılan ve Türkiye'de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanan tek ilaç olan Spinraza’da kriz sürüyor. SMA hastaları 4 aylık periyotlarla düzenli olarak uygulanması gereken ilaca 2 aydır erişemiyor. Şimdiye kadar yaklaşık 400 hastanın ilaç yokluğu nedeniyle mağduriyet yaşadığını ve ailelerin çaresizlik içinde olduğunu anlatan SMA Benimle Yürü Derneği Başkanı Tarık Pişmiş, “Maalesef çok büyük sıkıntıdayız, herkesin dozları üst üste bindi. Senelerdir edinilen kazanımlar kaybolmaya başladı. Buna karşı hala bir açıklama yok” dedi. Öte yandan Pişkin, bugün Ankara’da SGK yetkilileri ile yapılacak görüşmenin sonucuna göre eylemlilik başlatacaklarını duyurdu. 2 AYDIR TEMİN EDİLEMİYOR SGK tarafından 5 yıldır ödenen ilacın 2 aydır temin edilemez hale geldiğini söyleyen Pişmiş, “Ülkemizde SMA hastalarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 5 yılı aşkın süredir ödenen bir ilacı var. Bu ilaç iki ayı aşkın bir süredir tarafından temin edilmiyor. Hasta aileleri ve dernekler ABD’li ilaç şirketinin Türkiye temsilcisi ile devlet kurumları arasında bilgi alabilmek için mekik dokumak zorunda kalıyorlar. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 24 Kasım 2022 ve 31 Ocak 2023 tarihlerinde verdiği demeçlerde ve attığı tweetlerde bu ilacın ilave olarak şurup formundaki Risdiplam etken maddeli ilacın da uygun görülen SMA hastaları için ruhsatlandırılacağı ve ödeme kapsamına alınacağı müjdesini vermişti. Yani SMA için iki tane ruhsatlı ve SGK tarafından ödeme kapsamına alınmış ilaç olacaktı. Fakat bu hastalar iki ilaç derken halihazırda birinci ilaca da ulaşamıyorlar” dedi. 400 HASTA MAĞDUR OLDU Yaşanan krizin şimdiye kadar yaklaşık 400 hastayı etkilediğini kaydeden Pişmiş, “Diğer taraftan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından 3 Şubat 2023 tarihli “Yurt Dışından İlaç Temini Yönetmeliği”nin SGK’ya yüklediği görevlerin ve kurumlar arasındaki anlaşmazlığın yurt dışından ilaçların getirtilmesini sekteye uğrattığı belirtiliyor. Bu konuda basında çıkan haber ve köşe yazıları da oldu; çok farklı hasta grubu ilaçlarına erişemiyorlar. SMA özelinde ise Spinraza’nın ülkemizde ruhsat alması nedeniyle SGK ile ilaç firması arasındaki 28 Şubat 2023’te sona eren sözleşmenin bir türlü yenilenemediği belirtiliyor. Bütün bu sorunlar arasında hastaları etkileyen konu: Teşhis konulduktan sonra 60 günlük bir süre içinde 4 doz ilaç alması gereken bazı bebekler bunun bir dozunu bile alamadı; çocuk ve yetişkin hastalardaise 8 haftayı bulan gecikmeler var. Özetle, Spinraza adlı bu ilacın ocak ayının sonlarından bu yana tedariğinin durması nedeniyle ülkemizdeki 400 civarında SMA hastası mağdur olmuştur ve bu sayı her geçen gün artmaktadır. Devlet kurumlarından talebimiz bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi ve ilaç tedariğinin başlamasıdır” ifadelerini kullandı. SGK YETKİLİLERİ İLE GÖRÜŞÜLECEK İlaç krizinin çözümü için bugün Ankara’da SGK yetkilileriyle görüşme yapacaklarını ve sonuca göre eylemlilik başlatacaklarını aktaran Pişkin, “Bu kadar zamandır yetkililerden hiçbir açıklama yok. Bugün SGK yetkilileriyle, Yurt Dışı İlaç Dairesi ve Nadir Hastalıklar Dairesi ile dernek olarak Ankara’da görüşme yapacağız. Bütün taraflarla görüşeceğiz. Oradan aldığımız izlenime göre Ankara’da bir basın açıklaması yapmayı planlıyoruz. Duyurusunu yaptık ama tarih vermedik. Yarınki görüşmelerden aldığımız sonuçlara göre planlama yapacağız. Aileler şu anda inanılmaz bir çaresizlik içindeler. Topuk kanından taramalar başlamıştı. Daha faydalı olması için erken teşhiste. Bir tane ailemiz var mesela, bebekleri 20-25 günlük bebekti teşhis aldığında. İlaç başvurusu yapıldı, onaylandı. Çocuk 65 günlük oldu, semptomları başladı hastanelik oldu ama hala ilaç yok. Böyle durumlar da yaşıyoruz. Maalesef çok büyük sıkıntıdayız, herkesin dozları üst üste bindi. Senelerdir edinilen kazanımlar kaybolmaya başladı. Buna karşı hala bir açıklama yok. Bugünkü görüşmenin sonucuna göre bir eylemlilik süreci başlatacağız. Başka çaremiz kalmadı” açıklamasını yaptı.

İlaç krizine reçete: Yılda en az 3 kez zam! Haber

İlaç krizine reçete: Yılda en az 3 kez zam!

ÇAĞLA GENİŞ –ÖZEL HABER İlaçta dışa bağımlılık ve döviz kurundaki artış nedeniyle Türkiye yaklaşık 2 yıldır ilaca erişimde ciddi bir kriz yaşıyor. İlaç yoklukları artıp en hayati ilaçlara erişimde de sorun yaşanınca aralık ayında ilaç fiyat kararnamesi yeniden güncellendi. Güncellemeyle ilaca yüzde 36 zam yapılırken, ilaç avro kuru gerçek avro kurunun yine çok altında kaldı ve güncellemeye rağmen ilaçtaki kriz çözülmedi. İlaç Fiyat Kararnamesi’nin günümüz koşullarına uymadığını söyleyen İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, yılda en 3 kez fiyat artışına gidilmesi gerektiğini savundu. Krizinin büyümeye devam ettiğini ve depolara gelen ilaçların ihtiyaca yetmediğini vurgulayan Sayılkan, ilaç sıkıntısı nedeniyle eczacılar ile vatandaşın karşı karşıya kaldığını da dile getirdi. GELEN İLAÇ İHTİYACA YETMİYOR İlaç krizinin İzmir’de de yoğun bir şekilde hissedildiğini belirten Sayılkan, vatandaş ve eczacıların zor bir süreçten geçtiğini söyleyerek, “Demin depocu arkadaşlarla konuştum. Mesela bir ilaçtan bin kutu gelmiş. Oysa bin 800 tane eczane var! Bu şuna benziyor... Bir dönem her şeyin sınırlı ve kısıtlı kullanıldığı savaş yıllarına... Bir ilaçtan bin kutu geldiğinde onu hangi eczaneye vereceksin! Birer ikişer taneden fazla veremezsin ki. Onlar da vatandaşa bir, iki tane veriyor mecburen. O zaman da ilk gelen vatandaş alıyor, ikinciye ilaç kalmıyor. Ankara’dan bakıldığında ‘ilaç var, bin tane gelmiş’ diyorlar. Ama bu sorunu çözmüyor. Pratikte sıkıntı devam ediyor. Onu anlatamıyoruz. Sayın Bakan Fahrettin Koca’ya da verilen bilgi, ilaçların depoya gittiği şeklindedir ama vatandaşa ve bize bir faydası yok. Gelen ilaç miktarı ihtiyaca cevap vermiyor. Geçen aylardaki ilaç krizi halen devam ediyor” dedi. ECZACILAR KARA KARA DÜŞÜNÜYOR Eczacıların nöbet tutacakları günlerde kara kara işin içinden nasıl çıkacaklarını düşündüklerini kaydeden Sayılkan, “Bu akşam ben nöbetçiyim. Nasıl çıkacağım bu işin içinden onu düşünüyorum kara kara. Bütün eczacı arkadaşlarımız öyle. Bir de havalar soğudu. Şükür ki okullar kapalı, o da açık olsa salgın çocuklarda hızlı yayılıyor. Birdenbire vaka sayısı da mevsimsel griple birlikte atıyor. O zaman da olmayan ilaçlarla nasıl çözeceğiz bu sorunu çok merak ediyorum. Bunu hep beraber çözmemiz gerekiyor. Biz de kendimizi sorumlu hissediyoruz. Ben İzmir Eczacılar Odası Başkanıyım, ben bu işi çözmek için elimden geleni yapmalıyım diyorum. Ne yapıyorum? Bunun ciddi bir sorun olduğunu ve sağlık hizmetlerinin aksadığını kamuoyu ile paylaşıyorum. Ama öbür taraftan sorun çözüldü diyorlar” diye konuştu. YILDA EN AZ 3 KEZ ZAM YAPILMALI Geçen yıl Aralık yapılan fiyat güncellemesinden sonra ilaca erişme umutlarının yine karşılık bulmadığının altını çizen Sayılkan, “Yıllardan devam eden bir fiyatlandırma sistemi var, İlaç Fiyat Kararnamesi bunun adı. Enflasyon düşük olsa sorun yok. Ama enflasyon yüksek olduğu için gerçek avro kuru bugün 20 lira 50 kuruşken, ilaçtaki avro kuru 10 lira 75 kuruş. Yapılması gereken birkaç tane hamle var. Birincisi İlaç Fiyat Kararnamesi’nden vazgeçmek lazım... Çünkü kararname şu an için ihtiyacı karşılamıyor. Yılda bir kez zam sağlıklı değil. İlaç firmaları üretimi yavaşlatıp zam yapılacağı tarihte arttırabilirler. Haklılar da, çünkü maliyeti arttı. Geçen bir firma sahibi arkadaşa, ‘1 gramlık antibiyotikler neden piyasada yok’ diye sordum. ‘Piyasaya çıkardığımız her kutuda 1,5 lira zarar ediyoruz’ dedi. Dolayısıyla o da ilacı çıkarmıyor. Devlet belki bu sayede ilaca fazla para harcamıyor ama bu sefer vatandaş ilaç bulamıyor. Böyle bir karlılık olamaz. Vatandaşın sağlığından tasarruf edilemez. Yılda en az 3 kere fiyat artışına gidilmesi gerekiyor. Yüzde 50’si ithal olan bir sektörde bu tasarruf ısrarını anlayabilmiş değilim. Başka bir yerden tasarruf edelim. Niye insan sağlığından tasarruf ediyoruz?” BUNLARIN HEPSİ PANSUMAN Uzun zamandır devam eden ilaç krizine ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, “Temininde zorluk yaşanan bazı ilaçların üretimi artırıldı. Şu an mevsimsel hastalıklara bağlı talep artışı, dünyada hammadde üretimi kaynaklı sorunlar var. Kısa zaman zarfında eksikliği hissedilen antibiyotikler, çocuk şurupları dahil olmak üzere, pek çok ilaç piyasaya verilecek” açıklamalarını da eleştiren Sayılkan, “Bunların hiçbiri krizi çözecek hamleler değil. Bunların hepsi pansuman... Biz sorunu çözecek hamleler istiyoruz onlar ise anlık çözümlerle sorunu sadece öteliyorlar. Böylelikle çıkamayız bu işin içinden. Bakan Koca’nın sorunun çözüldüğüne ilişkin açıklamalarını duyup eczaneye gelen vatandaş, ‘İlaç yok’ yanıtıyla karşılaşınca bu kez eczacıya tepki gösteriyor. Bakan Koca’ya muhtemelen eksik bilgi gidiyor. Çünkü bir bakan sorun çözülmediği halde çözüldü diyebilir mi? Muhtemelen ‘Sorun yok efendim, hallettik’ diyorlar. Ama meselenin çözülmediğini, vatandaşların hala ilaç aradığını vatandaş da biz de biz biliyoruz. Bir de hasta sayısı fazla o yüzden ilaçlarla ilgili sorun yaşanıyor demiş bakan. Bu bir tespit... Tespiti biz de yapıyoruz ama önemli olan çözüm üretmek” ifadelerini kullandı.

İlaç krizinde zirve: Şurup şişesi bile bulunamıyor Haber

İlaç krizinde zirve: Şurup şişesi bile bulunamıyor

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Türkiye’de son yıllardaki en büyük ilaç krizlerinden biri yaşanıyor. Pek çok hasta, eczaneye gittiğinde almak istediği ilacın eczanede ve depolarda bulunmadığını öğreniyor. Pek çok eczacı ise sorunu yazılan ilaçların muadilini temin ederek çözmeye çalışsa da bu hem sürdürülebilir değil hem de her ilacın alternatifi yok. Bulunamayan ilaçlar sadece antibiyotik, ağrı kesici ve ateş düşürücülerle sınırlı değil. Düzenli olarak kullanılması gereken tansiyon ve göz ilaçları, diyabet, hormon ve kanser ilaçları gibi hayati öneme sahip ilaçlara da ulaşılamıyor. Yaşanan ilaç krizi hastaların tedavi sürecinin aksamasına sebep olurken, hastalarla karşı karşıya kalan eczacı ve hekimler önümüzdeki günlerde şiddet olaylarının artmasında endişe ediyor. İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, derinleşen ilaç krizinde gelinen son noktayı “Şurup şişesi bile bulunamıyor” sözleriyle anlattı ve sorunun arka planında yatan ‘paralel ticaret’e dikkat çekti. İzmir’de aile hekimliği yapan Dr. Nuri Seha Yüksel ise, “Çocuğu için ilaç bulamayan bir vatandaşın yaşadığı duygu durumu sıkıntılı. Bunların hepsi sağlıkta şiddeti ortaya çıkaracak sonuçlar olarak karşımıza çıkıyor. Hızlı bir çözüm bulmak gerekiyor. Çünkü biz çözüm üretemiyoruz, tıkandık” ifadelerini kullandı. ARADAKİ MAKAS AÇILDI Şubat ayında yapılacak zam öncesinde ilaç sektöründe sıkıntıların daha da arttığına dikkat çeken İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Krizin temel nedeni Türkiye’de uygulanan fiyatlandırma yöntemi. İlaç Fiyat Kararnamesi’nden kaynaklanıyor bütün sorun. Çünkü tuhaf bir şekilde devlet her yıl şubat ayında bir zam takvimi oluşturuluyor. Her şeyin fiyatı her ay artarken, siz yalnızca şubat ayında zam yaparsanız ve avro kurunu 7,86 liraya sabitlerseniz böyle olur. Hala ilaç bulunuyor olması bile mucize aslında! Zaten yıllardır böyle gitmiyordu üstelik son iki yıldır enflasyon çok yükseldi. Dövizdeki artış normalin çok üstüne çıkınca aradaki makas açıldı. İthal ediyorsanız ilacı, 7,85 liralık kurla getirme şansınız çok yok. Dolayısıyla ithal ürünleri bulamıyoruz. Diğer tarafta da yerli ürünler içinde cam şurup şişesi bile bulamıyorlar. Çünkü birkaç yıl önce 1 lira iken şimdi 10 lira. Geçen gün nöbetçiydim, gelen her 3 hastadan 2’sini geri çevirmek zorunda kaldık. Şu an kriz yaşanan ilaçları iki grupta değerlendirebiliriz. Öncelikle ithal ilaçlar piyasada bulunmuyor Nedir onlar? Kanser ilaçları, tüp bebek ilaçları, kan ve hormon ilaçları yok... Yerli piyasada da antibiyotik ve ateş düşürücü şuruplarda sıkıntı var” dedi. PARALEL TİCARET DE ETKİLİYOR İç piyasadaki ilaç sıkıntısını arttıran faktörlerden birinin de Türkiye’den toplu ilaç alımları olduğunu kaydeden Sayılkan, “Hiç bu noktaya kadar taşınmamıştı bu ilaç krizi. Bu sene sorun daha da derinleşti. Türkiye’de tehlikeli bir uygulama var. Yurtdışında ilaç daha pahalı olduğu için Türkiye’den toplu ilaç alıyorlar. Bu ilaç sıkıntısını körükleyen, arttıran faktörlerden biri. Buna paralel ticaret ediyoruz. Bazı depoları, yüklü miktarda ilaçları alıp direkt yurtdışına gönderiyorlar. Bu kadar ucuz ilaç dünyanın hiçbir yerinde yok. Dolayısıyla özellikle Arap ülkeleri bizden sürekli ilaç talep ediyorlar” ifadelerini kullandı. HASTALAR ECZANE ECZANE GEZİYOR Hastalarla eczacıları karşı karşıya bırakıldığını söyleyen Sayılkan, şunları söyledi: “Bu işi çözmek zor değil. Güncelliğini yitirmiş İlaç Fiyat Kararnamesi’ni değiştirip üçer aylık dilimlerde fiyat belirlenirse bu kaos azalır. Ama yalnızca şubat aylarında zam yapacağım derseniz seneye bu kriz daha içinden çıkılmaz bir hal alır. Yaz aylarında başlar ilaç krizleri. Hastalar ilaç bulmak için bazen 5 bazen 7 hastane geziyorlar. Babalar kucaklarında çocuklarıyla nereden ilaç bulacaklarını soruyorlar. Cevap veremiyoruz.” TEDAVİ SÜREÇLERİ AKSIYOR İzmir’de aile hekimi olarak görev yapan Dr. Nuri Seha Yüksel ise son günlerde solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi artış yaşanmasına karşın antibiyotiklere ulaşmakta güçlük çektiklerini dile getirerek, “Son dönemde solunum yolu enfeksiyonlarıyla ilgili olarak ciddi başvuru alıyoruz. Özellikle çocuklarda ve gençlerde... Karşılaştığımız basit solunum yolu enfeksiyonlarında tercih ettiğimiz antibiyotik grubuna ulaşmakta sıkıntı yaşıyoruz. Böyle olunca daha ciddi durumlarda kullanmak için sakladığımız, bakterilerin direnç geliştirmemesi için her zaman tercih etmediğimiz antibiyotikleri kullanmak durumunda kalıyoruz. Bu da ileriki dönem için antibiyotiklere karşı gelişen direnci kendi elimizle yakmak durumunda bırakıyor bizi. Özellikle ilk dönemde çocuk antibiyotiklerinde büyük sıkıntı vardı. Bu da tedavi sürecini aksatıyor” ifadelerini kullandı. ÇÖZÜM ÜRETEMİYORUZ, TIKANDIK! İlaç krizinde yaşanan sorunların hekimlerin iş yükünü arttırdığını ve şiddet olaylarına da zemin hazırladığını kaydeden Yüksel, “Reçete yazılıyor, hastalar eczaneye gidiyorlar. Daha doğrusu eczane eczane dolaşıyorlar. İlaçları bulamayınca tekrar bize dönüyorlar, tedaviyi yeniden düzenlememiz için. Bu zaten çok yoğun olan iş yükümüzü daha da arttırıyor. Çocuğu için ilaç bulamayan bir vatandaşın yaşadığı duygu durumu sıkıntılı. Bunların hepsi sağlıkta şiddeti ortaya çıkaracak sonuçlar olarak karşımıza çıkıyor. Kura bağımlı olarak bir çaresizlik yaşanıyorsa sağlık alanında demek ki kendi üretimimizde yeterli noktada değiliz. Şu anda yaşanan ilaç yokluğunun ülkenin en önemli sorunu olduğunu düşünüyorum. Çünkü geleceğimiz olan çocukları iyileştiremiyoruz. Konunun tüm paydaşlarıyla birlikte hızlı bir çözüm bulmak gerekiyor. Çünkü biz buna çözüm üretemiyoruz, tıkandık. Olmayan ilacı bizim bir şekilde ilacı değiştirerek başka ilaçları tercih ederek sürdürmemiz bir yere kadar mümkün. Tıkandığımız noktada da vatandaşlarımız zarar görecek” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.