TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#ikramiye

ikramiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ikramiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bayram ikramiyesi nedir? İşte 2024 Ramazan Bayramı ikramiye tutarı ve ödeme günü Haber

Bayram ikramiyesi nedir? İşte 2024 Ramazan Bayramı ikramiye tutarı ve ödeme günü

Türkiye’de yaşayan 15 milyonun üstünde emeklinin gözü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çevrildi. Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte, emeklilere yönelik ikramiye ödemeleri için hazırlıklar hız kazandı. Bu yıl, Mart 2024'te bayram ikramiyesi tutarının ne kadar olduğu ve ödemenin ne zaman yapılacağı vatandaşlar tarafından araştırılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu), Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklilerinin ödeme tarihlerine dair merakları gidermek için açıklama yaptı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bayram ikramiyesi ödemelerinin tahsis numarasına göre farklı günlerde gerçekleşebileceği biliniyor. Bayram ikramiyesi nedir, Ramazan Bayramı ikramiyesi ne kadar? Tüm bunların ve bayram ikramiyesi yatırılma tarihi hakkında bilgileri, haberimizin devamında sizin için derledik. Bayram ikramiyesi nedir? Bayram ikramiyesi, bayram günlerinde verilen bir tür para veya hediyedir. Özellikle Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gibi önemli İslami bayramlarda, devlet, işveren ya da zengin bireyler tarafından ihtiyaç sahibi olanlara veya çalışanlara ikramiye dağıtılır. Bu, sosyal dayanışma ve yardımlaşma kültürünün bir parçası olarak kabul edilir ve bayramların coşkusunu arttırırken toplum içindeki ekonomik dengeyi desteklemeyi hedefler. Her ülkede ve kültürde bayram ikramiyesi uygulamaları farklılık gösterebilir. Bayram ikramiyesi ne kadar 2024? Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan Ramazan Bayramı için, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından emekli bayram ikramiyesi olarak ne kadar yatırılacağı belli oldu.  Buna göre 10-12 Nisan arasına denk gelen Ramazan Bayramı için emeklilerin hesabına 2024 bayram ikramiyesi 3 bin TL yatırılacak. Bayram ikramiyesi ne zaman yatacak? Ramazan Bayramı dolayısıyla emekli vatandaşların hesabına yatırılacak olan 3 bin TL tutarındaki bayram ikramiyesi ne zaman yatacak sorusu, milyonlarca kişi tarafından araştırılmaya başlandı. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan açıklamada bayram ikramiyelerinin 2 – 5 Nisan tarihleri arasında yatırılacağı kamuoyuna duyuruldu. Bayram ikramiyesi sorgulama e-devlet üzerinden de yapılabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Ramazan Bayramı ikramiyelerini 2 ila 5 Nisan tarihleri arasında yatıracağız Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Ramazan Bayramı ikramiyelerini 2 ila 5 Nisan tarihleri arasında yatıracağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen "Türkiye Yüzyılı'nın Emekçileri İftar Programı"nda çalışanların Ramazan ayını tebrik etti. Erdoğan, bu mübarek ayın milletiyle birlikte İslam alemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini niyaz ettiğini, kardeşliğin, dayanışmanın ve birliğin sembolü olan bu bereketli iftar sofrasında emekçilerle beraber olmanın bahtiyarlığı içinde olduğunu dile getirdi. Bugün 6. orucunu tuttukları 11 ayın sultanı mübarek Ramazan-ı Şerif'i hüzünlü karşılayıp hüzünlü yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, "Yakın çevremizde savaşların, çatışmaların, insani trajedilerin, krizlerin kol gezdiği sancılı bir dönemde bu mübarek günleri idrak ediyoruz. Bizler sevdiklerimizle, ailelerimizle, yakınlarımızla işte bugün burada olduğu gibi yol arkadaşımız olarak gördüğümüz çalışanlarımızla iftar sevincini hamdolsun paylaşabiliyoruz. Ancak şu an Gazze'de ve işgal edilmiş Filistin topraklarında kelimelerin kifayetsiz kaldığı büyük bir insani dram yaşanıyor. Bir kap sıcak yemeği, bir bardak temiz suyu dahi bulmanın lüks olduğu son derece acı verici insanlık adına utanç verici günlere şahitlik ediyoruz." diye konuştu. Erdoğan, Yemen, Suriye, Sudan, Türkistan, Afganistan başta olmak üzere gönül coğrafyasının farklı köşelerinde de kardeşlerinin bu mübarek günlerde gerçekten ağır imtihanlardan geçtiğini söyledi. Adalete, barışa, dayanışmaya, mazlumlar için yardımlaşma seferberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duydukları bir dönemde olduklarını belirten Erdoğan, "Rabbim Gazze'deki mazlumlarla birlikte zulüm ve eziyet gören tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Ramazanın gelmesiyle birlikte milletimizin Gazze'ye ve diğer mazlum coğrafyalara yardımlarını arttırdığını görmekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye ve Türk milleti olarak asırlar boyunca yaptığımız gibi başı dara düşenlerin imdadına koşmayı sürdüreceğimizin bilinmesini istiyorum." ifadelerini kullandı. "Emeğinin karşılığını hakkıyla almanın öneminin şuurundayız" Erdoğan, çalışma hayatına henüz çok genç yaşlarında İETT'de işçi olarak başladığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Evinin geçimini, ailesinin iaşesini kendi ihtiyaçlarını karşılamak için ter döken bir emekçinin nasıl kutlu bir mücadele verdiğini çok iyi biliyorum. Aynı şekilde çalışmak kadar emeğinin karşılığını hakkıyla almanın da öneminin hepimiz şuurundayız. 'İşçinin ücretini, teri kurumadan önce ödeyiniz' buyuran bir inancın mensupları olarak zaten başka türlü hareket etmemiz beklenemez. İzinden gittiğimiz atalarımız da işçinin hakkının verilmesi hususunda hep itinayla davranmışlardır. Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii'nin inşaatında çalışan işçilerin ücretinin günlük olarak verilmesini emretmiş, bunun için inşaatın ortasına bir hesap çadırı kurdurmuştu." Cami inşaatının tamamlanmasından sonra bu güzel hatırayı yaşatmak adına 1792 yılında "Çadır Çeşmesi" yaptırıldığını anımsatan Erdoğan, "Hesap çeşmesi" veya daha bilinen ismiyle "Süleymaniye Meydan Çeşmesi"nin bu hassasiyetin günümüze kadar uzanan simgelerinden biri olduğunu anlattı. Erdoğan, Sultan 2. Beyazıt'ın belediye kanununda da işçilerin izzetinin, günlerin uzunluğu farklı olduğu için yaza ve kışa göre ayrı ödenmesi hükmünün olduğunu, tarihe ve köklü geleneğe bakıldığında işçi haklarıyla ilgili bu tarz pek çok iyi ve örnek uygulamaya rastlamanın mümkün olduğunu kaydetti "Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek, tüm toplum kesimlerinde daha kalıcı refah artışı sağlayacağız" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı'nın Emekçileri İftar Programı"nda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren, görev aldıkları her yerde çalışanların haklarının teslimi için çaba harcadıklarını söyledi. Türkiye'de 1 Mayıs tarihinin uzun yıllar gerginliğin, çatışmanın ve 1977 yılındaki menfur olayın sembolü olarak anıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihi 2008 yılında resmen Emek ve Dayanışma Günü, 2009 yılından itibaren de resmi tatil ilan ederek, işçilerle dayanışmalarını gösterdiklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyona karşı çalışanları ezdirmemenin bir diğer prensipleri olduğunu belirterek, özellikle son yıllarda üst üste yaşadıkları salgından bölgesel savaşlara, küresel ekonomik krizden "asrın felaketi" olan 6 Şubat depremlerine rağmen bu duruşlarından taviz vermediklerini, 2024 yılında da bu hassasiyetlerini muhafaza ettiklerini vurguladı. Bölgesel krizlerin ve istikrarsızlıkların yol açtığı mali yükü en az şekilde insanlara yansıtmanın derdinde olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla bir sosyal koruma ücreti olan ve çalışma hayatındaki ücret politikalarının en alt sınırını temsil eden asgari ücretin 17 bin liraya çıktığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece asgari ücrette bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 100 oranında artış olduğuna dikkati çekerek, asgari ücret desteğini 700 liraya çıkararak, ödemeyi sürdürdüklerini kaydetti. "Bu yıl emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de yüzde 50 artışa gittik" Memurların aylıklarında ise 2024 yılı Ocak ayında enflasyon farkıyla birlikte yüzde 50'ye yakın bir artış sağladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamlarla en düşük memur maaşının 2002 yılına göre reel olarak yüzde 300 oranında, nominal olarak ise 84 kat artış gösterdiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde katlanarak artan emekli sayısına rağmen emeklilerin ücretlerinde de çok önemli iyileştirmeler yaptıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha önce olmayan bayram ikramiyesini, bu uygulamayı getirerek emeklilerimize bayram sevinci yaşattık. Geçen sene emeklilerimizden gelen talepler doğrultusunda her bir emeklimize tek seferlik 5'er bin liralık ödeme gerçekleştirdik. Bu yıl emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de yüzde 50 artışa gittik. Ramazan Bayramı ikramiyelerini inşallah 2 ila 5 Nisan tarihleri arasında emeklilerimizin hesaplarına yatırmış olacağız. Devletimizin deprem bölgesiyle ilgili yükümlülükleri azaldıkça artan kaynağı emeklilerimiz ve çalışanlarımız başta olmak üzere, milletimizin istifadesine sunmaya devam edeceğiz. Bunun yanında enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek, tüm toplum kesimlerinde daha kalıcı refah artışı sağlayacağız." "Bu yanlışın müsebbiplerine sizler de gereken cevabı vermelisiniz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeğin karşılığı kadar önemli bir diğer konunun ise emeğin müdafaası olduğunu vurgulayarak, bu süreçte çok kritik rol üstlenen sendikaların ve konfederasyonların, yine kendi dönemlerinde rahat bir nefes alabildiklerini ifade etti. Sendikacılık ile işçi, işveren ilişkilerini düzenleyen ve adil temsilini sağlayan sosyal diyalog mekanizmalarının geçmişte hak ettiği değeri ve ilgiyi göremediğini, ihmal edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak son 21 yılda her alanda olduğu gibi sosyal diyalog konusunda da ciddi ilerlemeler kaydettiklerini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sendikalaşma oranlarına ilişkin, "İşçilerde sendikalaşma oranı 2024 Ocak istatistiklerinde yüzde 15'i geçti. Memurlarda sendikalaşma oranı ise yüzde 74 oranına yükseldi. Her toplu görüşmemizde yeni imkanlar getirerek, memurlarımızın haklarını iyileştirmeyi sürdürüyoruz." bilgisini paylaştı. Ancak ülke ve millet yararına attıkları her müspet adımda olduğu gibi burada da muhalefetin engellemeleriyle karşılaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Toplu sözleşme ikramiyesi bu kazanımlardan birisidir. Yedinci Dönem Kamu Toplu Sözleşmesiyle üye sayısı yüzde 2'yi geçen sendikaların mensuplarına aylık 538 lira ödeme yapıyorduk. Ancak bu düzenleme ana muhalefet partisinin başvurusundan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından geçenlerde iptal edildi. Bu iptal kararıyla ikramiyeden yararlanan 2 milyonu aşkın kamu görevlimiz maalesef 345 lira daha az aylık alacak. Bu da 2 yıllık toplu sözleşme sürecinde memurumuzun 8 bin 280 lira kaybı anlamına geliyor. Biz memurlarımızın haklarını genişletmek için gayret ederken, muhalefet ise bunları Anayasa Mahkemesine götürerek budamaya çalışıyor. Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi bize karşı kışkırtmak için meydanlarda atıp tutuyorlar ama mahkeme kapılarını aşındırmaktan da maalesef geri durmuyorlar. Bize göre yanlış olan bu kararla ilgili olarak üzerimize düşeni mutlaka yapacağız. Ancak bu yanlışın müsebbiplerine sizler de gereken cevabı vermelisiniz." "3600 ek gösterge düzenlemesini genişletme sözümüzü önümüzdeki dönemde hayata geçireceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl yaptıkları 3600 ek gösterge düzenlemesiyle çalışan ve emekli 5,3 milyon kamu personelinin ek göstergelerinin yeniden belirlenmesini sağladıklarını, yine bazı istisna kadrolar dışında tüm kamu görevlilerinin ek gösterge rakamlarını 600 puan artırdıklarını dile getirdi. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlara da ilk defa ek gösterge verdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birinci dereceye yükselen tüm memurlarımızın faydalanacağı şekilde 3600 ek gösterge düzenlemesini genişleteceğimizi duyurmuştuk. İnşallah bu sözümüzü de önümüzdeki dönemde hayata geçireceğiz." diye konuştu. Çalışma hayatının en önemli istişare mekanizmalarından olan Çalışma Meclisi Toplantısını en son 2019'da emek dünyasının tüm temsilcileriyle bir araya gelerek gerçekleştirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çalışma Meclisi'nin "Çalışma Hayatının Gelecek Yüzyılı" temalı 13'üncü toplantısını gelecek aylarda gerçekleştirmeyi planladıklarını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini tamamlarken, birliğin, dirliğin ve bereketin sembolü olan iftar sofralarını şereflendirdikleri için katılımcılara teşekkür ederek, her birine kazasız, belasız, verimli ve huzurlu çalışmalar diledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a konuşmasının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından masa saati hediye edildi. Programa katılan işçiler ve kamu görevlileri de hat sanatıyla hazırlanan ve Necm Suresi 39. ayetin yer aldığı tabloyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti. Bir işçinin kız çocuğu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kağıda çizdiği bir resmi hediye etti. Erdoğan da harçlık verdiği çocuğun elini öptü. Programa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Valisi Davut Gül, TİSK Genel Başkanı Özgür Burak Akkol, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile çeşitli sektörlerde çalışan işçiler ve kamu görevlileri katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından program sona erdi.

Sosyal yardım desteği alan vatandaş bayram ikramiyesinden yararlanabilecek mi? Bayram ikramiyeleri kimlere ödenecek? Haber

Sosyal yardım desteği alan vatandaş bayram ikramiyesinden yararlanabilecek mi? Bayram ikramiyeleri kimlere ödenecek?

Ramazan Bayramı’nda emekliye verilecek olan bayram ikramiyesinin ödeme tarihi netleşirken, vatandaşlar hak sahibi olup olmadığına ilişkin araştırmalarına devam ediyor. Sosyal yardım desteği alan vatandaşlara da bayram ikramiyesi verilecek mi soruları vatandaşta merak uyandırıyor. Kimler bayram ikramiyesinden yararlanabilecek? Ödemenin yapılması gereken tarihte kurumumuzdan emekli maaşı, yaşlılık aylığı, vazifeden malullük aylığı, malullük aylığı, ölüm aylığı ile beraber sürekli olarak iş göremezlik geliri ve ölüm geliri alan tüm vatandaşa ödeme yapılır. Ayrıca kurumdan aylık alan diğer; şehit yakınları olanlar, gaziler, muharip gaziler, güvenlik korucuları, şampiyon olan sporcular ve terör saldırısından zarar gören sivil vatandaşlar ile beraber belirtilen kişilerin hak sahiplerine de bayram ikramiyesi ödemesi yapılır. Sosyal yardım alanlara bayram ikramiyesi süreci 8. yargı paketine eklenmesi beklenen düzenleme bugün itibarıyla TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşmelere eklenecek. TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildikten sonra yasa haline gelmesinin ardından Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın onayına alındıktan sonra Resmî Gazete’ de yayımlanması bekleniyor. Dul ve yetimlere bayram ikramiyesi var mı? Emekli aylıklarına yapılan artış oranının ardından, bayram ikramiyesi ödemelerinde de artışa gidildi. Ramazan ve Kurban Bayramlarında her ikisinde de 2 bin TL alınırken son yapılan zamların ardından her ikisinde de 3 bin TL ödeme yapılacak şekilde zam yapıldı. Bayram ikramiyesi emeklinin haricinde sosyal yardım ödemesi almaya hak kazanan vatandaşlara da verilecek. Bunun yanı sıra dul ve yetimlere bayram ikramiyesi ödemesi dosya bazında yapılıyor. Bu kapsamda her dosya başına 3 bin TL bayram ikramiyesi ödenmesi bekleniyor. Emekliler, bayram ikramiyesini 3 bin TL olarak alırken, vefat eden eşinden veya anne-babasından dolayı dul, yetim aylığı alanların da bayram ikramiyesi hisseleri emekli ikramiyesiyle aynı oranda verilecek.

Emekliyi de ilgilendiriyordu... 8. Yargı Paketi Komisyonda kabul edildi Haber

Emekliyi de ilgilendiriyordu... 8. Yargı Paketi Komisyonda kabul edildi

Teklife göre, İcra ve İflas Kanunu'nda kanun yoluna başvuru süreleri hafta olarak belirlendiği için buna uyum sağlanması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki benzer hükümler dikkate alınarak düzenleme yapılacak. Süre, hafta olarak belirlenmişse başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecek. Hak arama hürriyetinin daha etkin kullanılması amacıyla İcra ve İflas Kanunu'nun kanun yollarına başvuru bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uyumunun sağlanması için düzenlemeye gidilecek. Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurabilecek. İcra ve İflas Kanunu'na göre, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulmasına yönelik sürede düzenleme yapılacak. Bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecek, temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacak. Bu düzenlemeler 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecek. Kişiliğin veya mal varlığının korunması kriteri Terörle Mücadele Kanunu'nun "terör örgütleri"ne ilişkin düzenlemesi, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliğe uyumlu hale getirilecek. Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılması öngörülüyor. Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma kurumu değiştirilerek, ceza infaz kurumunda bulunma hali doğrudan doğruya kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılıyor. Ergin kişilerin fiil ehliyetinin bulunduğundan hareketle iradeleri ön plana çıkarılarak kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün kısıtlanması esas olarak kendi isteğine bırakılırken, toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı bakımından hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanarak bu konuda vesayet makamına takdir hakkı veriliyor. Buna göre, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanacak veya kendisine kayyum atanacak. Toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecek. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirecek. Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinleyecek. Kanun'un kayyumluğa ilişkin hükümleri, niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu düzenleme için de uygulanacak. Anayasa Mahkemesi kararı gereğince Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için aranan resmi sağlık kurulu raporunun temini amacıyla, yasanın "usul" başlıklı madde hükümlerine başvurulabilecek. Vesayetin sona erdirilmesi Anayasa Mahkemesi kararı bağlamında Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, resmi sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla kişinin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilecek. Kişiye gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilecek ve gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla 20 gün süreyle sağlık kuruluşuna yerleştirilebilecek. Hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme kararı derhal ilgiliye ve yakınlarına bildirilecek. İlgili veya yakınları, bu karara karşı bildirimden itibaren 10 gün içinde denetim makamına itiraz edebilecek. Yapılan itiraz, kararın icrasını durdurmayacak. İtiraz, denetim makamınca ivedilikle karara bağlanacak. Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda hapis halinin devamı süresince vesayetin sona erdirilebileceği haller düzenleniyor. Buna göre, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin hukuka uygun bir şekilde sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacak. Hapis halinin devamı süresince vesayetin sona erdirilmesi, toplam 5 yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması ve toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine kişiliğinin veya mal varlığının korunması sebebinin ortadan kalkması halinde mümkün olacak. Örgüt adına suç işleme Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, suçla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla bir günlük adli para cezası alt tutarı 20 liradan 100 liraya, üst tutarı ise 100 liradan 500 liraya yükseltilecek. Bu düzenleme, 1 Haziran 2024'te yürürlüğe girecek. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak. Örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürümünden ayrı ayrı cezalandırılacak. TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen, kamuoyunda 8. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlemeler yapılacak. Buna göre, TCK'de belirtilen "devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" bakımından, silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza, yarısına kadar indirilebilecek. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikle, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kapsamı genişletiliyor. Düzenlemeye göre, yakalama ve tutuklama işlemlerinin yanı sıra adli kontrol işlemlerine karşı, kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan kişiler, tazminat isteminde bulunabilecek. Konutu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etme şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenlerin, tazminat isteminde bulunabilmelerine imkan tanınıyor. Koruma tedbirleri nedeniyle yapılacak tazminat istemlerinin kurulan Tazminat Komisyonuna yapılması öngörülüyor ve bu istemlerin idari başvuru yoluyla hızlı biçimde sonuçlandırılması amaçlanıyor. Böylelikle, yargılama yapılmasını gerektirmeyen tazminat istemleri hakkında kısa sürede karar verilmesi sağlanacak. Bu hükümler 1 Haziran 2024'te yürürlüğe girecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında, sanığa yüklenen suçtan dolayı yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalacak. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecek. Bu süre içinde 1 yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilecek. Denetim süresi içinde dava zaman aşımı duracak. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşulu derhal yerine getirilmediği takdirde; mağdura veya kamuya verilen zararın, denetim süresince aylık taksitler halinde sanık tarafından ödenmek suretiyle tamamen giderilmesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkacak ve davanın düşmesine karar verilecek. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklayacak. Mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilecek. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karşı istinaf yolu Kanunlarda kesin olduğu yazılı hükümler saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecek. Karar ve hükümler, istinaf ve temyizde usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, özel bir sisteme kaydedilecek. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde kullanılabilecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler, Anayasa'da koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlara ilişkin uygulanmayacak. Basit yargılama usulü ile ilgili yapılan değişiklikle, itiraz üzerine hükmü veren mahkemece dosya, o yerde birden fazla asliye ceza mahkemesi bulunması halinde tevzi kriterlerine göre belirlenen asliye ceza mahkemesine gönderilecek ve bu mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak. Tek asliye ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde ise aynı mahkemede yetkili başka bir hakim varsa bu hakim tarafından, aksi halde adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanınca görevlendirilen hakim tarafından duruşma açılacak ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak. Taraflar gelmese bile duruşma yapılacak ve yokluklarında hüküm verilebilecek. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılacak. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi halinde duruşma yapılmayacak ve itiraz edilmemiş sayılacak. İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması halinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanacak. İtirazın süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, itirazı incelemeye yetkili merciye gönderilecek. Merci bu sebepler yönünden incelemesini yapacak ve kararını gereği için mahkemesine gönderecek. Bu hükümler 1 Haziran'da yürürlüğe girecek. İstinaf istemi ve sürelerinde değişiklik İstinaf ve temyiz başvuru sürelerinde uyum sağlanması amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikle de istinaf istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde yapılabilecek. Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren 2 hafta içinde başvurabilecek. Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma gerekçelerini yazılı isteminde belirtecek ve bu istemler ilgililere tebliğ edilecek. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilecek. Temyiz istemi ve süresi Temyiz istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılacak. Beyan tutanağa geçirilecek ve tutanak hakime onaylatılacak. Temyiz eden, hükmün neden bozulmasını istediğini başvurusunda göstermek zorunda olacak. Cumhuriyet savcısı da temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtecek. Bu hüküm de 1 Haziran'da yürürlüğe girecek. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanabilecek TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen, kamuoyunda 8. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan düzenlemelerin yürürlüğe gireceği zamanın belirlenmesi bakımından uygulamada tereddüt yaşanmaması için geçiş hükümleri düzenleniyor. Buna göre, eski hale getirme kurumuna yönelik süreye ilişkin yapılan değişiklik, 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında kalkan engeller bakımından uygulanacak. Bu tarihten önce kalkan engeller bakımından değişiklikten önceki hükümler uygulanmaya devam edilecek. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz süresi ile kanun yollarına başvuru şekli ve süreleri ile bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ve cevap sürelerine ilişkin değişiklikler, 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacak. Bu tarihten önce verilen kararlar hakkında da değişiklikten önceki hükümlerin uygulanması sürdürülecek. Teklifle kanun yollarına başvuru sürelerinin gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren başlaması için yapılan değişikliklerin 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacağının kabul edilmesi nedeniyle, bu tarihten önce verilen kararlar bakımından yürürlükten kaldırılan hükümlerin uygulanması sürdürülecek. Temyiz süresi ile bu sürenin kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlamasına ve cevap süresine ilişkin değişiklikler, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un ilgili maddesi kapsamında olup da 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen kararlar hakkında da uygulanacak. Teklifte öngörülen kanun yoluna ilişkin değişiklikler, 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları hakkında uygulanacak. Buna göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarıyla ilgili olarak açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebileceğine ilişkin düzenlemeler ancak 1 Haziran 2024 tarihi ve sonrasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından uygulanabilecek. Bu tarihten önce verilen söz konusu kararlarıyla ilgili değişiklikten önceki kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanacak. 1 Haziran 2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları hakkında itiraz yoluna başvurulabilecek ve bu itirazlar, değişiklikten önceki hükümlere göre sonuçlandırılacak. İstinaf kanun yolu incelemesinden geçmemiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması nedeniyle hükmün açıklanması veya yeniden kurulması halinde, açıklanan veya yeni kurulan hükmün tabi olduğu kanun yolu korunacak. Mahkeme, sanığın kabul etmemesi halinde de koşulların varlığı halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilecek; ancak 1 Haziran 2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından sanığın kabul etmesi şartı aranmaya devam edilecek. Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt, silahlı örgüte silah sağlama, terörizmin finansmanı suçlarının bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde yargı mercilerince kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atanabilecek. Manevi tazminat taleplerini Tazminat Komisyonu karara bağlayacak Teklifle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un adı "Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun" şeklinde değiştiriliyor. Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat ile Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini istemiyle müracaatlar Komisyona yapılacak. Müracaatın ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve verilecek tazminat miktarının saptanmasında Komisyon, gerekli gördüğü araştırmaları yapmaya veya üyelerden birine yaptırmaya ya da cumhuriyet başsavcılıklarından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmeye yetkili olacak. Komisyonun giderleri, Bakanlık bütçesinden karşılanacak. Komisyona müracaatlar, elektronik ortamda da yapılabilecek. Yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılacak müracaatın şekli ve süresine yönelik de düzenleme yapılıyor. Bu kapsamda, Komisyona müracaat, soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde ya da en geç bunların kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde yapılacak. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde müracaat edemeyenler, mazeretin kalktığı tarihten itibaren 15 gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte müracaat edebilecek. Müracaatta bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi zorunlu olacak. Komisyon, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedileceğini ilgiliye bildirecek. Dilekçedeki eksikliğin süresinde tamamlanmaması halinde müracaat, Komisyonca reddedilecek. Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin usul ve esaslar da belirleniyor. Komisyona müracaat, karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren 3 ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde yapılacak. Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamında olmasına rağmen Komisyona yapılan istemler, ağır ceza mahkemesine gönderilecek. Komisyonun görev alanına giren ve girmeyen istemler birlikte yapılmış ise Komisyon, görev alanına girmeyen istemleri ayırarak ağır ceza mahkemesine gönderecek. Bu hallerde Komisyona yapılan istem tarihi esas alınacak. Komisyon ile ağır ceza mahkemesi arasında görev konusunda anlaşmazlık çıkması halinde Komisyonun görevine giren işlerin tespiti amacıyla ağır ceza mahkemesi veya Komisyon, kesin olarak karar verilmek üzere Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvuracak. Komisyonun, tazminat istemlerine ve tazminatın geri alınmasına ilişkin yapacağı değerlendirmede Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili hükümleri uygulanacak. Komisyon tarafından verilen tazminatlarla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca cumhuriyet savcısının tazminatın geri alınmasına ilişkin yazılı istemleri Komisyona yapılacak. Yapılan müracaatlar hakkında 9 ay içinde karar verecek olan Komisyon, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda gerekçeli olarak karar verecek. Komisyon, usul ekonomisini gözeterek benzer nitelikteki müracaatları birleştirerek karar verebilecek. Uzun yargılamadan kaynaklı ihlal iddiaları bakımından daha kolay erişilebilir, hızlı işleyen ve birincil nitelikte bir başvuru yolu oluşturuluyor 8. Yargı Paketi'ne göre, ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı durumlarda Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesinin başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı verilenler ile incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği gerekçesiyle düşme kararı verilenlerin belirlenen süre içinde müracaat etmesiyle dosyanın Tazminat Komisyonu tarafından incelenmesine imkan tanınıyor. Anayasa Mahkemesince düşme kararı verilen veya 10 Ekim 2023 tarihinden itibaren doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması gerekçesine dayanan kabul edilemezlik kararları, tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenecek. Öte yandan Komisyonun iş yükü dikkate alınarak Adalet Bakanı tarafından Komisyon bünyesinde ilave heyetler oluşturulması amacıyla üye ataması yapılabilecek. Bu üyeler, Komisyon üye tam sayısına dahil olmayacak. Bu durumda oluşturulacak ilave heyet sayısı 5'i geçemeyecek. Bu hüküm, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl süreyle uygulanacak. Adalet Bakanı, bu süreyi 2 yıl daha uzatabilecek. Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları Düzenlemeyle özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları, güncel ihtiyaçlar ve Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü nazara alınarak yeniden düzenleniyor. Teklifte, özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin yasak olduğuna dair hüküm muhafaza edilirken özel nitelikli kişisel verilerin işlenebileceği haller de sayılıyor. Bu verilerin işlenmesi, ilgili kişinin açık rızasının olması, kanunlarda açıkça öngörülmesi, rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin veya başkasının hayatı, beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, ilgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere ilişkin ve alenileştirme iradesine uygun olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması, sır saklama yükümlülüğü altındaki kişiler veya yetkili kuruluşlarca kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması, istihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alan hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması gibi durumlarda mümkün olacak. Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması Teklifle, kişisel verilerin yurt dışına aktarılması usulü de yeniden düzenleniyor. Kişisel veriler, kişisel verilerin işlenme şartları ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarından birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı ülke, uluslararası kuruluş veya ülke içerisindeki sektörler hakkında yeterlilik kararı bulunması halinde veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurt dışına aktarılabilecek. Yeterlilik kararı, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından verilecek. Kurul, ihtiyaç duyması halinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşünü alacak. Yeterlilik kararı, en geç 4 yılda bir değerlendirilecek. Kurul, değerlendirme sonucunda veya gerekli gördüğü diğer hallerde yeterlilik kararını ileriye etkili olmak üzere değiştirebilecek, askıya alabilecek veya kaldırabilecek. Düzenlemede yeterlilik kararı verilirken dikkat edilecek hususlar da yer alıyor. Bu hususlar, "kişisel verilerin aktarılacağı ülke, ülke içerisindeki sektörler veya uluslararası kuruluşlar ile Türkiye arasında kişisel veri aktarımına ilişkin karşılıklılık durumu", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin ilgili mevzuatı ve uygulaması ile kişisel verilerin aktarılacağı uluslararası kuruluşun tabi olduğu kurallar", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkede veya uluslararası kuruluşun tabi olduğu bağımsız ve etkin bir veri koruma kurumunun varlığı ile idari ve adli başvuru yollarının bulunması", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin veya uluslararası kuruluşun, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili uluslararası sözleşmelere taraf veya uluslararası kuruluşlara üye olma durumu", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin veya uluslararası kuruluşun, Türkiye'nin üye olduğu küresel veya bölgesel kuruluşlara üye olma durumu", "Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler" şeklinde sıralandı. Kişisel veriler, yeterlilik kararının bulunmaması durumunda, kişisel verilerin işlenme şartları ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarından birinin varlığı, ilgili kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun yollarına başvurma imkanının bulunması ve düzenlemede belirtilen güvencelerden birinin taraflarca sağlanması halinde yurt dışına aktarılabilecek. Standart sözleşme, imzalanmasından itibaren 5 iş günü içinde veri sorumlusu veya veri işleyen tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurumuna bildirilecek. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında 50 bin Türk lirasından 1 milyon Türk lirasına kadar idari para cezası verilecek. Kurulca verilen idari yaptırım kararlarının mahiyeti dikkate alınarak bu kararlara karşı idare mahkemelerine dava açılması imkanı tanınıyor. 1 Haziran 2024 tarihi itibarıyla daha önce açılan ve halen sulh ceza hakimlikleri önünde bulunan dosyalar, bu hakimliklerce nihai karara bağlanacak. Teklifle, öngörülen genel düzenleyici işlemlerin Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından hazırlanmasına imkan sağlamak amacıyla, değişikliklerin yürürlük tarihi 1 Haziran 2024 olarak belirleniyor. Adli para cezasının alt ve üst miktarında artış Teklifle kanun yollarına başvuru süreleri, hafta veya ay olarak belirleniyor ve bu sürelerin kararın tebliğiyle başlayacağı kabul ediliyor. İcra ve İflas Kanunu, İnfaz Hakimliği Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Kabahatler Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un bazı maddelerinde uyum düzenlemesi yapılıyor. Düzenlemeyle, bir güne karşılık gelen adli para cezasının miktarı artırılıyor, buna bağlı olarak mahsup, ön ödeme ve istinaf kanun yoluna başvuru hükümlerinde yer alan parasal sınırlar değiştiriliyor. Buna göre, adli para cezalarında cezanın alt sınırı 2 bin 500 Türk lirası, üst sınırı 500 bin Türk lirası olarak düzenleniyor. Ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak 500 Türk lirası esas alınacak. İdari para cezalarına karşı başvuru üzerine sulh ceza hakimliklerince verilen kararların kesinlik sınırı, 3 bin Türk lirasından 15 bin Türk lirasına çıkarılıyor. Süreler yeknesaklaştırılıyor 6 Şubat depremlerinin oluşturduğu yıkımın telafisinin hızlı ve etkili bir şekilde sağlanması için sanayi alanı olabilecek yerlerin, fay hattına mesafesi, zeminin elverişliliği ve yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterler gözetilerek alanın durumuna göre ilgili kurumların görüşü alınarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tespit edilirken malikleri tarafından depremler nedeniyle yıkılan veya kullanılamayacak kadar hasarlı durumda olan sanayi iş yerlerinin borçlandırılarak yerinde yeniden inşası veya güçlendirilmesi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yapılıyor. Yatırım programında olan veya sonradan programa dahil edilen sanayi sitelerinin altyapı ve üstyapı inşasının tamamına kadarı, mimarlık, mühendislik hizmetleri dahil proje tamamlanana kadar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca krediyle destekleniyor. Bu bağlamda teklifle deprem bölgesinde sanayi altyapısının güçlendirilmesine yönelik destek ve uygulamaların süresi bir yıl daha uzatılacak. Emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liraya çıkarılmasına yönelik düzenleme Emekli bayram ikramiyesi tutarı artırılacak. Buna göre, bayramın içinde bulunduğu ayda gelir ve aylık alma şartıyla Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı'nda 2 bin lira olarak ödenen bayram ikramiyesi tutarı, 3 bin liraya yükseltilecek. Düzenlemeyle kanun yollarına başvuru sürelerinin yeknesaklaştırılmasına ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına dair değişiklikler de yapılıyor. Uygulamada tereddüt yaşanmaması için geçiş hükmü getiriliyor ve ilgili kanunlarda yapılan değişikliklerin 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar bakımından geçerli olacağı kabul ediliyor. Böylece hak kayıplarının önlenmesi ve uygulamada oluşabilecek tereddütlerin giderilmesi amaçlanıyor. AK Parti milletvekillerinin önergesiyle, vekalet ücretinin dağıtımına ilişkin madde tekliften çıkarıldı. Teklifin kabul edilmesinin ardından açıklamalarda bulunan Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, komisyon üyelerine, teklifin ilk imza sahibi milletvekillerine, Adalet Bakanlığı bürokratlarına teşekkür etti. Kanun teklifinin komisyondaki görüşmelerinin 17 saat 20 dakika sürdüğünü bildiren Yüksel, "Kanun teklifinin komisyon görüşmeleri verimli ve başarılı gerçekleştirilmiştir. Bundan sonra yapacağımız tüm çalışmaların da aynı şekilde gerçekleştirilmesini temenni ediyorum. Bu kanun teklifi önümüzdeki hafta Genel Kurul'da görüşülecektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan emeklilere bayram ikramiyesi müjdesi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan emeklilere bayram ikramiyesi müjdesi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ordu Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde, vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına, "Boztepe'den Ordu'ya bakılmakla doyulmaz. Ordu'nun güzelliği söylemekle sayılmaz. Denizde dalgası var üstünde takası var, Allah şahit Ordu'nun millete sevdası var" dizelerini okuyarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakılmakla doyulmayan, güzelliği sayılmayan, milletine, vatanına, devletine, sevdasına, gökte uçan kuşların bile gıpta ettiği medarı iftiharımız Ordu. Senin her ilçeni, her mahalleni, sesimize sesiyle, sevdamıza sevdasıyla mukabele eden kadirşinas her bir insanını hasretle selamlıyorum." sözleriyle konuşmasına devam etti. Erdoğan, Mayıs 2023 seçimlerinde Ordu'dan alınan yüzde 62'yi aşan Cumhurbaşkanlığı desteği ve milletvekilliği seçimlerindeki yüzde 61'in üzerindeki Cumhur İttifakı desteği için teşekkür etti. "Bu rekor sonuçlarla Ordu, Türkiye Yüzyılı'nın öncü şehirleri arasında yer alma kararını ortaya koymuştur. Ülkeye eser kazandırma ve millete hizmet etme yolunda girdiğimiz her mücadelede kayıtsız şartsız yanımızda yer alan Ordu, safını bir kez daha şüpheye yer vermeyecek şekilde göstermiştir." dedi. Erdoğan, gelecek dönemde de Ordu'nun sevgisine layık olmak için var güçleriyle çalışacaklarını vurgulayarak, "Dün Ordu ile aramıza kimseyi sokmadık, bugün de aramıza kimseyi sokmayacağız. İstismar politikası yapanlar, aramıza girmeye çalışanlar, sakın bunlara yer vermeyin." ifadelerini kullandı. Ayrıca, Ordu'nun siyasi hilelere değil sadece esere ve hizmete ihtiyacı olduğunu vurguladı. Elbette bu ülkenin her bireyi istediği parti veya ittifak içinde siyaset yapma hakkına sahiptir. Nereye giderse gitsin, hangi partide siyaset yaparsa yapsın. Bizim onlarla işimiz yok. Bizim sadece şu anda Cumhur İttifakı'mız ve AK Parti'miz var. Siyasetin namusu var. Evvela üyesi olduğunuz, adayı olduğunuz partiye sadakat göstermeniz gerekir. Hani eskilerin deyimiyle, eli işte gözü oynaşta olanlardan ne partilerine ne de şehirlerine hayır gelir. Biz sadece kendi partimizle, kendi ittifakımızla yola devam edenlerden sorumluyuz. Ne diyorlar; 'Ben seçimi kazanacağım sonra AK Parti'ye geçeceğim.' Bizim onlarla işimiz yok. Biz yola çıktığımız kişilerle aynı yolda devam ederiz." "Yardımı sadece Rabb'imizden, desteği sadece milletimizden istiyoruz" AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın, Ordu'yu Türkiye Yüzyılı belediyeciliğinin örnek şehri yapmak için vizyonuyla, programıyla, projesiyle 31 Mart'a hazır olduğunu belirten Erdoğan, "31 Mart akşamı Ordu, Hilmi Güler ile ve tüm ilçe belediyeleriyle gümbür gümbür geleceğe yürüyor mu? Mesele bu. Siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi bugün de yardımı sadece Rabb'imizden, desteği sadece milletimizden istiyoruz. Şayet iki elin parmaklarının kenetlendiği gibi birbirimizle bütünleşirsek Allah'ın izniyle Ordu'nun yapacağı tarihi sıçramayı hiçbir engel durduramaz." dedi. Erdoğan, alandaki "Kim dönerse dönsün biz dönmeyiz bu yoldan", "Dava adamlığı pahalı bir mülktür ihanet edenlerde bulunmaz" ve "Trenden inenler bir daha bu trene binemeyecekler" yazılı pankartları okuduktan sonra "Şimdi öyle bir ses vermenizi istiyorum ki ucuz numaralarla Ordu'yu kandırmaya kalkanların yürekleri titresin" diyerek alandakilere şu sözlerle seslendi: "Ordu, 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız? Seçim akşamı Ordu ile Türkiye haritasını Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Rabb'im hepinizden razı olsun." "Ülkemizin önünde yeni ufuklar açmanın gayreti içindeyiz." Her fırsatta, siyasetlerinin eser ve hizmet odaklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bizim ne dünün CHP'si gibi arkamızda tek parti faşizminin utancı var, ne de bugünün CHP'si gibi kendi iç kavgasından başını kaldıramayan yalan üzerine kurulu bir siyasetimiz var. Biz tüm samimiyetimizle ve gücümüzle ülkemizin önünde yeni ufuklar açmanın, şehirlerimizi de bu vizyona ayak uyduracak yönetimlere kavuşturmanın gayreti içindeyiz. Bu anlayışla hasret gidermek ve vatandaşımızın sandıkta desteğini istemek için gittiğimiz hemen her şehirde rakiplerimize meydan okuyoruz," ifadelerini kullandı. Dün Samsun mitingini yaptıklarını, Ordu'dan sonra Giresun'a gideceklerini ifade eden Erdoğan, yarın da Trabzon ve Rize'de miting yapacaklarını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Eser ve hizmet müktesebatı konusunda ne belediyelerde ne iktidarda bizimle yarışacak bir parti zaten mevcut değil. Öyle ya, herhalde milletimiz 17 seçimdir kara kaşımıza, kara gözümüze hayranlığından her seçimde bizi sandıktan birinci çıkarmıyor. Türkiye'nin 21 yılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ediyor. Sadece bu kadar da değil, bizimle vizyonda, programda, projede yarışacak bir rakip de tanımıyoruz. Seçimlerde karşımıza çıkan partilerin bir kısmının bırakın ülkeye ve şehirlerimize katkıda bulunmayı, kendilerine bile hayırları yok." "Mesela herkesin saç saça, baş başa kavga halinde olduğu CHP'ye bakıp da başka bir hissiyata kapılmak mümkün mü?" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Şu anda biz merkezi yönetimde miyiz? Bu kardeşiniz bu ülkenin Cumhurbaşkanı mı? Dolayısıyla burada Mehmet Hilmi Güler ve ilçe belediyelerimiz seçimi kazandığı anda şunu bileceksiniz. Ya burada Cumhurbaşkanı şu anda AK Parti'li Erdoğan, hükümet onda. Dolayısıyla yerel yönetimde de aynı şekilde burada AK Parti'li bir büyükşehir ve ilçe belediyeleri olduğu zaman artık Ordu'nun kılına zarar gelmez. Bunu yapacağız." "Ülkemiz ve şehirlerimiz için yaptıklarımızı anlatmayı sürdüreceğiz" Ordu Şehir Hastanesinin inşasının yüzde 93 oranında tamamlandığını belirten Erdoğan, "Yol sıkıntısı vardı, bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanıma da talimatı verdim. Dedim ki, 'Yolu da süratle yapacaksın, bunu belediyeden bekleme. Hemen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak yolu da bitir ve böylece şehir hastanesiyle birlikte yolumuzu da bitirmiş olalım.' Şu anda Ulaştırma ve Altyapı Bakanım da burada. Süratle bu işi bitirecek." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun'dan Hopa'ya kadar uzanan sahil yolunu kendilerinin yaptığını anımsatarak, "Var mıydı sahil yolu, yok. Ama yaptık. Şimdi de yine aynı şekilde yola devam." ifadesini kullandı. Ülkeye ve millete herhangi bir faydası olmayan partilerin bazılarının da tüm stratejilerini kazanmak değil, kaybettirmek üzere kurmuş durumda olduklarını dile getiren Erdoğan, "Yahu senin bu ülkede tuğla üzerine tuğla koyma seviyesinde bir izin bile yoksa, milletin dertlerinden birine bile derman olacak projen veya teklifin yoksa, herhangi bir konuda geleceğe ışık tutacak fikir üretememişsen, birilerine kaybettirmekle eline ne geçecek? Bu kafanın sonu kendini siyasetin mezat pazarında açık artırmaya çıkarmaktır. Nitekim öyle de oluyor." dedi. "Niyet hayır, akıbet hayır" sözüne gönülden inandıklarını belirten Erdoğan, bugüne kadar hüsnüniyetle çıktıkları hiçbir yolda yaya kalmadıklarını ifade ederek, "Kafalarında ve karınlarında dolaştırdıkları kırk tilkiyle bizim önümüzü kesmek için yola çıkanların hiçbirinin sonu hayırlı bir durakta bitmedi. Varsın onlar tilkilerinin kuyruklarını birbirlerine bağlamakla uğraşsınlar. Biz ülkemiz ve şehirlerimiz için yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatmayı sürdüreceğiz." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordu'ya son 21 yılda 139 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti: "Eğitimde, 3 bin 909 adet yeni derslik inşa ettik. Üniversitemizi şehrimize kazandırdık. Gençlik ve sporda, 5 bin 89 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. 3'ü stadyum olmak üzere 51 adet spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza, şehit yakınlarımıza, yaşlılarımıza, engellilerimize toplam 7,3 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta, yatak kapasitesi 1215'i bulan 12 hastane dahil 57 sağlık tesisi kazandırdık. Ordunun sağlıktaki amiral gemisi olacak 914 yataklı şehir hastanemizin inşası devam ediyor, yüzde 93'ü bitti. Gölköy Devlet Hastanemizle birlikte 6 sağlık tesisinin inşası, 7 sağlık tesisinin ise ihale, proje ve arsa tedarik süreci devam ediyor." "Fatsa Millet Bahçesini Projelendiriyoruz" başlığı altında, Ordu'ya yapılan çevre ve şehircilik yatırımlarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ aracılığıyla tamamlanan 4 bin 495 konutun hak sahiplerine teslim edildiğini ve 626 konutun yapımının sürdüğünü belirtti. Ayrıca, kentsel dönüşüm kapsamında 2 bin 33 bağımsız bölümün dönüşümünün gerçekleştirildiğini ifade etti. Ordu'daki 5 millet bahçesi projesinden Gürgentepe'nin tamamlandığını, Kabataş, Ünye ve Altınordu'nun yapımına başlandığını ve Fatsa'nın projelendirildiğini açıkladı. Ulaştırma yatırımları hakkında da bilgi veren Erdoğan, Ordu'da 50 kilometreden devralınan bölünmüş yol uzunluğunu 150 kilometreye çıkardıklarını dile getirdi. Ayrıca, çeşitli projelerle şehirdeki dağları tünellerle aşarak uzaklıkları yakınlaştırdıklarını belirtti. Ordu Çevre Yolu'nun ilk etabını tamamladıklarını ve kalan kesimlerini 2025 yılında bitireceklerini ifade etti. Ayrıca, Ordu-Giresun Havalimanı'nı Türkiye'nin ve Avrupa'nın ilk denize dolgu yapılarak inşa edilen havalimanı olarak şehre kazandırdıklarını ve yolcu trafiğinin geçtiğimiz yıl neredeyse 1 milyona ulaştığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım ve orman alanında yapılan yatırımlara vurgu yaparak, "Ordu'ya 3 baraj, 4 içme suyu tesisi, 78 taşkın koruma tesisi, 1 gölet ve 15 hidroelektrik santral inşa ettik. Korgan, Kumru ve Kırtaş barajlarının yapımı devam ediyor. Ordulu çiftçilerimize toplam 5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik." ifadelerini kullandı. Sanayi ve teknoloji alanında şehre yapılan yatırımlara da değinen Erdoğan, Ordu'ya iki organize sanayi bölgesi ve bir araştırma geliştirme merkezi kurduklarını belirtti. Ayrıca, Ordulu iş insanlarına 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdiklerini açıkladı. Enerji alanında da önemli adımlar attıklarını belirten Erdoğan, Altınordu, Aybastı, Fatsa, Gülyalı, Korgan, Kumru, Perşembe ve Ünye'ye doğal gaz arzını sağladıklarını söyledi. Ayrıca, önümüzdeki dönemde Akkuş, Çaybaşı, Gölköy, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz ve Ulubey'i de doğal gaza kavuşturacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde bütçe imkanlarını tekrar zorlama pahasına bir artış yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki bayram bu rakamı yüzde 50 artış ile 3 bin liraya yükselteceğiz." ifadelerini kullandı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizin her gündemi, bizim gündemimizdir. Milletimizin her sıkıntısının çözümü sorumluluğumuzdur. Depremden teröre, en küçük bir zafiyete izin vermiyoruz."

Emeklilerden 'çıplak ayaklı' eylem Haber

Emeklilerden 'çıplak ayaklı' eylem

Geçtiğimiz günlerde kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir defaya mahsus olmak şartıyla emeklilere 5 bin TL promosyon ödeneceği açıklanmıştı. Bu açıklamanın üzerine durumu protesto eden emekliler, TÜM EMEKLİLER SENDİKASI Konak Şubesi önderliğinde toplanarak basın açıklaması düzenledi. Konak meydanında düzenlenen basın açıklamasını sendika üyesi Vecihe Biçer okudu. Basın açıklamasının ardından çıplak ayakla yürüyüş eylemi yapmak isteyen emekliler, polisin müdahalesiyle karşılaştı. Polis ekiplerine yapılan yoğun ısrardan olumlu sonuç alamayan emekliler, ayaklarını çıkartarak oturma eylemine geçtiler. İNSANCA YAŞAMA HAKKIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR İktidarın 22 yıldır emeklileri ve emekçileri perişan eden, açlığa ve yoksulluğa mahkum eden politikalar uyguladığını dile getiren Biçer, “Emeklileri üvey evlat gibi görüyor. Yarattığı pahalılık ve yoksulluk yüzünden emeklilerin insanca yaşama haklarını ellerinden alıyor. Bugün milyonlarca emekli, yoksulluğun da ötesinde, açlık sınırında sadece hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ülke genelinde yıllardır izlenen talan ekonomisi, yoksulun daha da yoksullaşıp zenginin servetine servet katması, ülke kaynaklarının ve kamu kurumlarının sermayeye peşkeş çekilmesi, mirasyedi gibi davranması, geleceğimizi ve gençlerimizi ipotek altına alarak milyarlarca dolar borçlandırması sonucu krizden krize sürükleniyoruz. İktidarın yarattığı ekonomik krizin sebebi değil mağduru olan, açlık sınırı altında hayatta kalma mücadelesi veren emeklilere ve emekçilere krizin faturasını ödetmek istiyor. Krizin sorumlusu bizler olmadığımız gibi, ödeyecek olanlar da bizler değiliz” diye konuştu. SADAKA DEĞİL HAKKIMIZI İSTİYORUZ Maaş zammı döneminde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aracılığıyla enflasyon ve gıda maddelerinin gerçek rakamlarının ancak üçte birini açıklanarak buna göre maaşlara zam yapıldığını söyleyen Biçer, “Beklenen son, yoksulluğa ve açlığa mahkum edilen yine bizler oluyoruz. 2023 Temmuz ayında enflasyon yüzde 150-200'lerde olmasına rağmen emeklilere yüzde 25 zam verildi. Üstelik bu zamlar, taban maaşlara yapıldığından seyyanen verilen 2 bin TL'yi etkilemediğinden, 5 bin 500.TL maaş alan milyonlarca emekli hiç zam alamamış oldu. Sonrasında muktedirler, emeklileri enflasyona ezdirmedik diye nutuk atıyor. İktidar, uyguladığı kimlikler üzerinden ayrıştırma ve bölme politikasını, emekliler, çalışanlar, asgari ücretliler, ötekiler berikiler arasında da uygulamaya devam ediyor. Böylece emekliler ve çalışanlar hakları için mücadele edeceğine bölünüyorlar. Birbirlerini rakip olarak görüyorlar. Amaç; emeklilerin bölünmesini sağlamak, hak mücadelesini zayıflatmak. Üstelik yandaş basın kullanılarak, sanki herkese zam yapıldı, emeklilerin tüm soranları çözüldü algısı yaratılıyor. Temmuz zamlarında kamudaki memurlara 8 bin TL seyyanen zam verildi, emeklilere hiçbir iyileştirme yapılmadı. Memuru ve emekliyi karşı karşıya getirdiler. Bizler sadaka değil, anayasal haklarımızı istiyoruz. Emeklilerin hayatı çekilmez bir dönemden geçiyor” dedi. EMEKLİLER GÖRMEZDEN GELİNİYOR Verilecek promosyonun çalışan emeklilere verilmeme kararını da eleştiren Biçer, “Bu utanç verici zam, bütün emeklilere değil, çalışmayan emeklilere ödenecek. Belli yaşları geçmiş emekliler, zevkinden değil, geçinemediği için çalışıyor. Yıllarını çalışarak artı değer yaratan vergisini ödeyen emekliye, şimdi bir darbe daha vuruluyor. Ayrıca çalışmayan herkese de eşit ödenmeyecek. Dul, yetim vb. aylıklara daha düşük tutarlarda ödenecek. Yine emekliler arasına nifak sokulacak Bu ekonomik ortamda, emekliye açlık sınırının altında maaş vermek bir iktidar için utanç verici bir durum olmasının yanında reva görülen bu 5 bin TL emeklinin hiçbir sorununu çözmeyecektir. Çünkü aralıksız ve sağanak halinde yağan zamlar, vergi ve cezalar, dışa bağımlı tüketim ekonomisi yüzünden kaşıkla verilen kepçeyle alınacaktır. Maaşlara zam yapıldı denilerek, ocak zamlarının da düşük kalacağını tahmin etmek hiç zor olmayacaktır. Emekliler görmezden geliniyor. Emeklilerin ekonomik, sosyal ve demokratik talepleri karşılanmıyor” diye belirtti. EMEKLİLERİN TALEPLERİ Basın açıklamasının sonunda emeklilerin talepler getiren Biçer, şu ifadeleri kullandı: “Tüm emekli maaşları ile dul ve yetim aylıklarına yılbaşını beklemeden, er düşük memur maaşına yapılan zam kadar ek zam yapılsın. İntibak yasası derhal çıkarılsın. Aylık bağlanma oranları yeniden yüzde 70'e çıkarılsın. Emekli maaşlarından alınan sağlık kesintileri kaldırılsın. 5- Emekli yurttaşlara yaşamlarının sonbaharında hak ettikleri saygı gösterilsin. Bakıma muhtaç olan emekliler için devlete ait konforlu bakımevleri çoğaltılsın.” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR -58. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun Selçuk-Manisa-İzmir etabı yapıldı

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.