TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İHD

İHD haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İHD haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İHD’den eşit, parasız, nitelikli ve bilimsel eğitim talebi Haber

İHD’den eşit, parasız, nitelikli ve bilimsel eğitim talebi

Eğitimde zaten var olan eşitsizlikleri kat be kat artıran ağır ekonomik krizin tüm yükünün halkın sırtına yüklendiği koşullarda, yeni eğitim-öğretim dönemi tüm öğrenciler için başladı. Okul kayıt parası, servis parası, kırtasiye masrafları, forması, çantası, ayakkabısı derken bir öğrencinin okula gidebilmesi için yapılması gereken ‘zorunlu’ masrafların geçen yıla göre yüzde 120’nin üzerinde arttığı da gözlemleniyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Milli Eğitim Bakanlığı, TÜİK ve bağımsız araştırma verileri, milyonlarca çocuğun yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olduğunu, eğitim hakkından mahrum kalacağını gösterirken, bir tepki de İnsan Hakları Derneği (İHD)’nden geldi. İHD, 2023-2024 eğitim yılında bir defa daha eşit, parasız, nitelikli, bilimsel eğitim talebinde bulundu. HER DEĞİŞİM SORUNLARA YENİLERİNİ EKLEDİ İHD tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: “Tam 17 kez eğitim sistemi, 9 kez Milli Eğitim Bakanı değişti ve her değişim sorunlara yenilerini ekledi. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay her geçen yıl düşürüldü. Bu pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken 2023 yılına gelindiğinde yüzde 9,18’e geriledi ve eğitim harcamalarının esas yükü velilerin sırtına yıkıldı. Bugün Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar yıllık bazda devlet tarafından karşılanan giderler bakımından öğrenci başına 36 ülke içinde 34. Sırada yer alıyor. 4+4+4 sistemiyle düz liseler kapandı, sadece liselere girişlerde 5 farklı sınav sistemi denendi ve sınavlar sonucunda Anadolu ya da fen liselerine yerleşemeyen binlerce öğrenci açıkta kaldı. Bu öğrenciler zorla imam hatip liseleri, meslek liseleri ve özel okullara yönlendirildiler. 4+4+4’e geçildiğinden beri kamu okullarına ayrılmayan bütçe, ‘teşvik’ adı altında özel okullara aktarıldı. 2002 öncesi yüzde 2 olan özel okul oranı yüzde 25’lere ulaştı.” BİNLERCE KÖY OKULU KAPATILDI 13 bin 800 köy okulunun kapatıldığını kaydeden İHD, “Çocuklar ‘taşımalı eğitim’ adı altında eğitimden uzaklaştırıldı. Yatılı ilköğretim bölge okullarının sayısı azaltıldı, yoksul ailelerin çocukları merdiven altı gerici vakıf, cemaat ve derneklerin yurtlarına mahkum edildi. Eğitimde piyasalaştırma politikalarıyla birlikte eğitimde kadrolu öğretmen alımı neredeyse durma noktasına getirildi. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 700 bini geçti. Eğitim emekçileri ücretli-sözleşmeli adı altında güvencesizleştirildi. Özel sektör öğretmenleri, kamudaki öğretmenlere göre daha düşük ücretler, daha uzun çalışma saatleri ve kısa süreli sözleşmelerle çalıştırılmaya başlandı. Sonuç; OECD’nin yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye 76 ülke arasında 41. sırada yer aldı” bilgisini paylaştı. İHD’NİN TALEPLERİ Parasız, nitelikli, bilimsel, ana dilinde eğitimin hak olduğunu savunan İHD, taleplerini şöyle sıraladı: “Kamu hizmetlerinin sürekliliği, düzenliliği ve halka daha nitelikli olarak sunulması için eğitimde her türlü güvencesiz istihdam uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Çocukların temel hak ve özgürlükleri, eğitim süreçlerinin her anında, eğitim ortamlarının her köşesinde gerçekleşmelidir. Eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarını ortadan kaldıracak politikalar derhal uygulanmalıdır. Çocukların, ailelerinin ekonomik şartları ne olursa olsun sağlıklı beslenmesi ve eşit, nitelikli eğitim alma hakları vardır. Eğitim harcamalarının tamamı devlet tarafından karşılanmalı, bütün eğitim kademelerinde öğrencilere ücretsiz yemek hizmeti sunulmalıdır. Okul binaları depreme dayanıklı hale getirilmelidir özellikle deprem bölgesinde depremden etkilenen çocuklara özel destek projeleri hayata geçirilmelidir.” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kadınlar Mecliste

İHD’den yeni rapor: “Türkiye kendi iç hukukunu da uygulamaz durumda” Haber

İHD’den yeni rapor: “Türkiye kendi iç hukukunu da uygulamaz durumda”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin hazırladığı, ‘2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu’ yayımlandı. O rapora göre; Türkiye Cumhuriyeti devleti, altına imza attığı uluslararası sözleşmeler başta olmak üzere, kendi iç hukukunu da uygulamaz bir durumda. İHD tarafından paylaşılan açıklama şöyle: “Anayasanın 90. maddesi ile uluslararası sözleşmeler, iç hukukun da üstünde kabul edilmiştir. Ancak kendi anayasasına dahi uygun davranmayan Türkiye Cumhuriyeti devleti, yaşama hakkı başta olmak üzere işkence görmeme hakkı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü hakkı, ayrımcılığa maruz kalmama hakkı gibi çok temel haklar konusunda maalesef ki son derece kötü bir noktadadır.” BİATSİZ BİR MÜCADELEYE DEVAM 6 Şubat’ta yaşanan ve geniş bir coğrafyada milyonlarca insanı etkileyen, on binlerce can kaybına yol açan deprem ve sonrasında yaşananlara da değinen İHD, “Devletin en temel işlevlerinden olan yurttaşların can ve mal güvenliğini sağlama; arama, kurtarma ve insani yardım konusunda da kalıcı bir politikaya sahip olunmadığını ortaya çıkarmıştır. Doğal afetlere duyarlı, çevreye saygılı kentleşme yerine rant ve çevrenin tahribatına dayalı politikaların tercih edilmesi afetlerin yarattığı tahribat ve can kayıplarını arttırdığı ne yazık ki bir kez daha görülmüştür. Coğrafyamızda bu kadar büyük ayrımcı, ötekileştirici, nefret örgütleyici bir politika izlenirken maalesef ki kendilerini muhalefet olarak tanımlayan siyasi partilerin çok büyük bir bölümü de bu haksızlıklara karşı ses çıkarmamaktadırlar. Sürekli dile getirdiğimiz gibi iktidar ve muhalefetin aynı kaynaktan beslendiği bir coğrafyada, insan hakları mücadelesinin ne kadar zor olduğunu her an gözlemlemekteyiz” bilgisini verdi. İHD, son olarak “Bizler insan hakları savunucuları olarak ‘2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu’muzu açıklarken bir kez daha insan hakları mücadelesinde ne kadar kararlı olduğumuzu, biatsiz bir mücadeleye devam edecek olduğumuzu tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz” dedi. Rapordaki detaylara buradan ulaşabilirsiniz: https://www.ihd.org.tr/wp-content/uploads/2023/09/2022-Y%C4%B1l%C4%B1-Hak-I%CC%87hlalleri-Raporu.pdf BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sağlık sektöründen yeni aşılama önerileri

Dikmece Mahallesi: Toplu konut planları ve kamulaştırma direnişi Haber

Dikmece Mahallesi: Toplu konut planları ve kamulaştırma direnişi

Hatay’ın Antakya ilçesindeki Dikmece Mahallesi, toplu konut için acele kamulaştırmaya alınan mahalleler arasında bulunuyor. Zeytinliklerini, arazilerini kaybedeceklerini söyleyen mahalleli bir süre önce direniş çadırı kurarak, nöbet eylemi başlattı Dikmece’yle ilgili bir rapor hazırlayan İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi, bu raporu basın açıklaması ile kamuoyuyla paylaştı. Tarihi Saray Caddesi girişinde saat 18.00 sıralarında yapılan açıklamayı, İHD Hatay Şube Eş Başkanı Mürsel Tonguç Salmanoğlu okudu 'DİKMECELİLER TOPLU KONUTA KARŞI DEĞİL Açıklamada, Dikmece köyü sakinleri ile birebir ve toplu yapılan görüşmelerde mahalle sakinlerinin tamamına yakınının tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile geçimlerini sağladıkları, yapılacak kamulaştırma ile topraklarını, geçimlerini kaybeden insanların "mülteci" konumuna düşeceği belirtildi Mahalle halkının kamulaştırma, toplu konuta karşı olmadığı, yüzyıllardır atalarından kalan toprakların, asırlık zeytin ağaçlarının yok olmasından endişe ettiklerini dile getiren Salmanoğlu, “Mahalleli aksine bu kamulaştırma ile kamu zararı olacağını düşünüyor. Hem doğa, zeytinlikler hem de buradaki kültürün, yaşayışın yok olacağını düşünüyor. Mahallelinin kamulaştırmadan haberi dahi yok. Bir andan e-devlet üzerinden tapu kayıtları düştü” diye konuştu '30 YIL ÇALIŞTIM TÜM ARAZİLERİM KAMULAŞTIRILDI 30 yıl Suudi Arabistan’da çalışan, çalıştığı parayla 700 zeytin ağacı alan bir Dikmeceli’nin tüm arazilerinin kamulaştırıldığını belirten Mürsel Salmanoğlu, “30 kişi bu zeytinlikten geçiniyor. Ne yapacak bu insanlar? Bir başka Dikmece sakini, arazilerin bir kısmının mera bir kısmının tarım arazisi olduğunu, buraya daha önce ev yapmak için yapılan başvurunun belediye tarafından reddedildiğini, şimdi buraya nasıl toplu konut yapılacağını anlamadıklarını söyledi. Ayrıca Dikmeceliler de depremzede, bunca insan nereye gidecek” diye sordu İHD Hatay Şube Başkanı Mürsel Salmanoğlu, depremzedeler için yapılması düşünülen toplu konutların Dikmece Mahallesi'nde ormanlık vasfını yitirmiş 2B statüsündeki arazilere, Hazine'ye ait arazilere ya da uzmanlar tarafından belirlenen ekolojik dengeye zarar vermeyecek alanlara kaydırılması gerektiğini belirtti KAYNAK: Duvar

İnsan Hakları Derneği'nden seçim sonrası talepler Haber

İnsan Hakları Derneği'nden seçim sonrası talepler

SULTAN GÜMÜŞ KAYA  İnsan Hakları Derneği (İHD) ‘Seçim sonrası taleplerimiz’ başlığıyla yazılı açıklama yaptı. Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önemli sonuçları olduğunu belirten dernek, coğrafyanın yarısının bir başka görüşü benimsediğini ortaya koyduğunu ifade etti. Siyasi iktidarın bu gerçeği dikkate alarak gereken önlemleri alması gerektiğini belirten İHD, bu önlemlere dair taleplerini şöyle sıraladı: “Gerek iç hukuka gerekse uluslararası hukuka uygun bir pratik sergilenmeli. İfade özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve cezaevlerinde sadece düşünceleri nedeniyle bulunan siyasetçiler, insan hakları savunucuları ve gazeteciler serbest bırakılmalı. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesinin geri gelmesini arzuluyor. Özellikle kadına yönelik şiddet konusunda, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ve bugüne kadar hazırlanmış en yeterli sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı.”  ÇOK SAYIDA HASTA MAHPUS BULUNUYOR  İHD tarafından sunulan talepler şöyle devam ediyor: “İktidarın muhaliflere yönelik kullandığı ötekileştirici hatta nefret dili olarak tanımlayabileceğimiz dil, mutlaka değişmeli. Cezaevlerinde çok sayıda hasta mahpus bulunuyor. Adli Tıp’ın raporlarıyla maalesef ölüm derecesinde hasta olan mahpuslar, cezaevinde kalmaya mahkûm ediliyor. Bu konuda daha insancıl hukuku temel alan yeni yaklaşımlar bekliyoruz… Bu seçimin sonuçlarından en önemlisi de Kürt halkının güvenlikçi, şiddet politikalarına karşı ne kadar büyük bir tavır içinde olduğudur. Kürt halkı barış istiyor. İktidarın Kürt meselesi konusundaki tavrından bir an önce vazgeçmesi, demokratik açılımlar yapması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumun ne kadar kötü olduğu, toplumun tüm kesimlerince biliniyor. İşçi ve emekçilerin haklarının güvence altına alınması, daha güvenli bir çalışma ortamı içinde yaşamalarının sağlanması gerekir. Buna dair Türkiye’nin imza attığı sözleşmelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.” 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.