TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#HİPDER

HİPDER haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, HİPDER haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çip yasasıyla gelen tehlike: Sokağa bırakmalar arttı! Haber

Çip yasasıyla gelen tehlike: Sokağa bırakmalar arttı!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA  / ÖZEL HABER Bazısı bir heves, bazısı da karne hediyesi olarak satın alınıyor. Hepsi birbirinden güzel ve dost canlısı. Onların ortak kaderi ise sahiplerinin canı sıkılınca sokağa atılıp ölüme terk edilmeleri… Türkiye’de her yıl binlerce kedi ve köpek, yalnızlığa itiliyor. Özellikle kış aylarında tatil yörelerinde sokaklar, sahibini arayan bu çaresiz hayvanlara kalıyor. Sokaklarda ölüm kalım mücadelesi veren hayvanların imdadına ise hayvanseverler koşuyor. Ancak terk edilmenin yarattığı travmayı telafi etmek mümkün değil. Pek çoğunun bağışıklık sistemi travmaya bağlı olarak zayıflıyor ve kısa sürede hastalanarak ölüyorlar. Resmi Gazete'de yayımlanan ‘Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik’ ile evcil hayvanlar için mikroçip takılması zorunlu hale getirilmişti. Yönetmeliğe göre, 31 Aralık 2022 tarihine kadar kedi, köpek ve gelincik sahiplerinin mikroçip taktırmaları gerekiyordu. Fakat sorunların en büyüğü de bu şekilde başladı. Çip uygulamasını duyanlar hem maliyetten hem de baktıkları hayvanlardan kaçtı!  CANİCE BULUYORUM! Konuya dair görüşlerine yer verdiğimiz Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİPDER) Kurucusu Funda Bonomo, sahiplenilen evcil hayvanların terk edilmesini ‘canice’ bulduğunu söyleyerek şunları kaydetti: “Çünkü bu hayvanların sokakta kendi başlarına yemek bulmaları, kendilerini tehlikeye karşı korumaları, trafikten, insanların art niyetinden, zehirlenmelerden korunmaları maalesef mümkün olamıyor. O yüzden evimizi, hayatımızı, ailemizi paylaştığımız bir canlıyı ama bir gün sonra, ama 5 yıl sonra kendi kaderine, sokağa, ölüme terk etmemiz bana gerçekten çok trajik geliyor.” ÇİP YASASINDAN SONRA ARTIŞ “Caydırıcı önlemler ve cezalar tabii ki getirilebilir” diyen Bonomo, “Daha doğrusu çip zorunluluğu sırasında getirilebilirdi. Çip yasası daha özenli, daha ince düşünülmüş bir şekilde çıkartılabilirdi. Ama maalesef yapılamadı. Belli bir süreye kadar çip taktırılmayan hayvanların sahiplerine cezalar getirildi. Fakat bunun kontrolünü hiçbir şekilde sağlamak mümkün değil. Ancak hayvanlar yurtiçinde ya da yurtdışında seyahat edeceği zaman ilgili evrakları alırken çip kontrolü yapılıyor. Onun dışında hiçbir yerde hayvanı çipletip çipletmediğiniz belli değil. Çipli hayvanların sokağa terk edilmesine ceza getirildi. Ancak bakımevlerine terk etmek yasal oluyor, cezasız kalıyor. Bu yüzden de zaten bir hayvanı sokağa atabilecek kapasitede olan insanlar çipten önce terk ettiler. Çip taktırmamak için, o masraftan kaçmak için sokağa terk ettiler. Dolayısıyla cip yasası geldikten sonra özellikle sokağa terk edilen evcil hayvanların sayısı çok fazla arttı.” BAKIM MALİYETLERİNİN DE ETKİSİ VAR  Hayvanların sokağa terk edilmesinde bakım maliyetlerinin de etkisi olduğunu kaydeden Bonomo, “Günümüz dünyasının hali malum. Her gün, her şeye çok fazla zam geliyor. Artık peynir alırken bile iki kez düşünür olduk. O yüzden evcil hayvanların da giderleri, aşıları, mamaları, düzenli iç-dış parazit ya da sağlık sorunlarında tedavilerinin hepsi çok çok artmış durumda. Önceden karşılayabilen, standart durumdaki aileler dahi artık masrafları karşılamakta güçlük çekiyor. Gün sonunda ise çok üzülerek sahiplendirmek ya da barınaklara bırakmak zorunda kalabiliyorlar” bilgisini paylaştı.  YÜZDE 80’İ EVCİL HAYVAN  “HİPDER olarak sokaktan kurtarıp, tedavi ettirdiğimiz ve sahiplendirdiğimiz hayvanlar arasında tabii ki önceden sahipli olup sonradan terk edilen hayvanlar da var” ifadelerini kullanan Bonomo, “Hatta yüzde 80 oranında sokak hayvanlarından ziyade terk edilmiş hayvanları kurtarıyoruz diyebilirim. Çip yasası gelmeden önce onları şu şekilde ayırt edebiliyorduk. Bir hayvanın cins olması zaten her şeyden önce onun bir şekilde üretilmiş ve bir zaman satın alınmış, eve o şekilde gelmiş olduğunu kanıtlıyor. Onun dışında melez ya da sokak köpeği dediğimiz hayvanlarımızda da bir hayvanın daha önce hiç sokakta yaşamamış olduğunu onun korkusundan, endişesinden ya da sokakta başına gelen aksiliklerden, yemek bulamayıp çok aç kalmasından anlayabiliyoruz” dedi.   ‘KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ’ TALEBİ  Funda Bonomo son olarak, “Belediyelerin üstlenmesi gereken en büyük sorumluluk ve asli görevleri aslında olan, kısırlaştırma seferberlikleri başlatmak! Her ilde, ilçede, semtte ayrı ayrı belirli zamanlarda gönüllüler ile beraber bir araya gelip tüm hayvanların yakalanıp teker teker kısırlaştırılması, çiplenmesi, küpelenmesi, aşılanması ve tekrar yerlerine geri bırakılması… Bunun ülke çapında bir seferberlik olarak en kısa sürede yapılması gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarının çabasını ise şu şekilde yeterli buluyorum. Sivil toplum kuruluşları devletin kendi görevlerini yeterli şekilde yapamadığı noktalarda kurulur. Ve gönüllü desteğiyle bir şekilde organize olmaya çalışır. Dolayısıyla tüm sivil toplum kuruluşlarının bu bağlamda kendilerine gelen hem maddi hem gönüllü hem de iş gücü desteğini ellerinden geldiğince yaptıklarından eminim. En azından büyük bir çoğunluğundan eminim. Hepimiz, her zaman çok daha fazlasını yapmak istiyoruz. Ama imkanlarımız dahilinde maalesef yetişebildiklerimiz kadarına el uzatabiliyoruz” cümlelerine yer verdi.   

HİPDER: “İzmir’de  böyle saldırılar yok” Haber

HİPDER: “İzmir’de böyle saldırılar yok”

VEDAT ARAZ Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİPDER) Kurucu Başkanı Funda Bonomo ve HİPDER Genel Koordinatörü Melih Kangaloğlu, Sultan Gümüş Kaya İle Birinci Sayfa programının konuğu oldu. Konya Hayvan Barınağı’nda bir görevlinin kürekle köpekleri öldürmesi kamuoyunda büyük tepkilere neden olurken, HİPDER, yaşanan saldırıya ilişkin önemli açıklamalar yaptı. İzmir’deki hayvan barınaklarında böyle bir durumun söz konusu olmadığını kaydeden Funda Bonomo, “Çok şükür ki İzmir’de böyle saldırılar yok… Diğer şehirlerde ise barınaklardaki yetkililerin hayvan severlerden oluşması gerekiyor” dedi. BONOMO: “KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ” “Bu ne ilkti ne de bu zihniyetle devam edildiği sürece son olacak” diyen Bonomo, “Biz artık bu zihniyetin son bulmasını, sokak hayvanı sorununun değil, sokak hayvanlarının sorunlarının çözülmesini istiyoruz. Hayvanları bakımevlerine hapsetmenin çözüm olmadığını, tüm Türkiye’de kısırlaştırma seferberliği ile hepsinin düzenli bir şekilde kısırlaştırılarak kontrol altına alınması gerektiğini defalarca söyledik. Ama ne yazık ki görevini yapmayan yerel yönetimlerin vebalini yine zavallı masum hayvanlar çekti” cümlelerine yer verdi. Öte yandan, İzmir’deki hayvan barınaklarının ise tehlike yaratmadığını söyleyen Funda Bonomo, “Çok şükür ki İzmir’de böyle saldırılar yok… Diğer şehirlerde ise barınaklardaki yetkililerin hayvan severlerden oluşması gerekiyor” dedi. BUNUN HESABINI VERMELİ Melih Kangaloğlu da “Kim bilir kaç can bu şekilde işkence ile katledilip yok edilmiştir. Kulağı küpeli sağlıklı köpeklerin bakımevinde ne işleri var? 5199 sayılı yasa gereği, kısırlaştırılıp aşılanan hayvanlar bulundukları ortama geri bırakılır. Peki, kulağı küpeli, açlıktan bir deri bir kemik kalmış iki köpeğin yine kulağı küpeli başka bir köpeği parçalayarak yemelerini ve açlıktan ceset başında birbirleri ile kavgalarını nasıl açıklayacaklar? Kulağı küpeli köpeklerin bakımevinde neden tutulduğunu nasıl açıklayacaklar? 5199 Sayılı Kanunun yüklediği görevi kötüye kullandılar. Sadece videoya yansıyan 2 kişi değil, o zavallı hayvanların bu vahşeti yaşamasına sebep olan, buna göz yuman, gerekli denetimi yapmayarak izin veren her kim varsa, bunun hesabını vermeli” eleştirisinde bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.