TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Haydar Özkan

Haydar Özkan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Haydar Özkan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Elleri kolları bağlandı: İzmir depremzedeleri dışarıda kaldı Haber

Elleri kolları bağlandı: İzmir depremzedeleri dışarıda kaldı

İzmir’de 30 Ekim 2020 depreminin üzerinden 3 yıl geçesine rağmen İzmirli depremzedelerin mağduriyeti hala devam ediyor. Sisam Adası açıklarında meydana gelen depremde 117 vatandaş hayatını kaybederken depremin yıkıma neden olduğu Bayraklı’da onlarca bina yıkılmış ya da zarar görmüş, binlerce vatandaş ise evsiz kalmıştı. Depremin ardından ağır hasarlı yapı sahipleri için hükümet rezerv alanında yeni evler inşa ederken ayrıca farklı proje alanlarında da depremzedeler için konutlar inşa edilmişti. Ancak depremin uzun vadedeki acı yüzü orta ve az hasarı konutları olan depremzedelere görünmüştü. Süreç sonrası kentte yeniden yapılaşma için depremzedeler hükümetten kredi talebinde bulunurken, depremzedelere geçtiğimiz yıllarda 0,79 faiz ve 10 yıl ödeme imkanıyla kredi verilmişti. Ancak verilen kredide depremzedeler ‘kredi vermeyen banka’ engeliyle karşılaşmıştı. Gelinen noktada artan kredi faizleri ve son olarak TÜİK tarafından açıklanan inşaat maliyet artışları depremzedelerin elini kolunu yeniden bağladı. İnşaat maliyet kalemlerinde geçtiğimiz yıla göre yüzde 100’ün üzerine çıkan artışlar meydana geldi. Hem faiz hem de inşaat maliyet artışlarına ilişkin konuşan İzmirli Depremzedeler Dayanışma Derneği(İZDEDA) Kurucu Başkanı Haydar Özkan, kredi faizlerine 2 puanlık artış olduğuna dikkat çekerken İzmirli depremzedelerin unutulduğunu ve dışarıda kaldığını söyledi. DEPREMZEDELER EVLERİNDEN OLUYOR Kredi faizlerinin ciddi oranda arttığını ve bunun da depremzedeler üzerinde büyük bir mali yük oluşturduğunu belirten Özkan, “Sayın eski Başbakanımız Binali Yıldırım ile görüştükten sonra bir kredi faiz oranı belirlenmişti. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız 17 Mart 2023’te bir kararname imzaladı. Bu kararla birlikte 0,79 faiz oranıyla 1 milyon 250 bin liraya kadar 10 yıllık kentsel dönüşüm kredisi çekebiliyorduk. Bu kredi bizi biraz rahatlatıyordu. Ama biz kredi çekebilecek seviyeye geldiğimizde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan dolayı faiz oranları yükseldi. Şu anda 3,49’a yükseldi. Destekle birlikte bu 2,79 oluyor. Yüzde 2’lik bir artış var. Bu da 1 milyonda ortalama 16 bin lira fark ettiriyor. Biz zaten ekonomik durumu çok iyi olan insanlar değiliz. Depremzedelerin çoğu emekli insanlar. 7 bin 500 ile 15 bin lira arasında geliri olan insanlardan bahsediyoruz. İki emekli olduğunu farz etsen bile şu anda inşaat maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte 1 milyon 400 bin liralara dayanan konutları yaptırmaları mümkün değil. Müteahhitler 1 milyon 350 lira ile 1 milyon 450 lira arasında para istiyor. Mümkün değil yaptıramaz bu insanlar bunu. Müteahhit de o durumda ‘ya yarı yarıya yapacağız ya da evini bana satacaksın’ diyor. E durum böyle olunca depremzede evinden olmuş oluyor” dedi. BU AYRIMIN NEDEN OLDUĞUNU ANLAMIYORUZ Ülke genelinde İzmirli depremzedelerin unutulduğu konusunda sitem eden Özkan, İzmirli depremzedelerin dışarıda kaldıklarını ifade ederek “İnşaat maliyetlerindeki artış oranıyla evlerin yapım maliyeti buralarda da kalmayacak daha da yükselecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın 5 Ekim 2023’te yayımladığı bir kararname var. Bu kararname de 6 Şubat depremzedelerini ve bizden 10 ay önce meydana gelen Elazığ depremindeki depremzedeleri kapsıyor. Kararda, ‘orta hasar ve üzerindeki hasarlı binaların yerinde dönüşmesi için 750 bin lira hibe ve artı kredi’ deniliyor. Bizim ağır hasarlılarımız için İzmir’de rezerv alan oluşturuldu. Onlar kurtarıldı. Ama orta hasarlılar şu an hala bir şeyden yararlanabilmiş değiller. Evleri yıkıldı ve kiradalar. O depremzedelere verilen desteğin aynısı İzmir depremzedelerine de verilse en azından orta hasarlıları kurtarmış oluruz. Bu ayrımın neden olduğunu anlamıyoruz. Biz zaten unutulduğumuzun farkındayız. Bizi devlet de millet de İzmir depremzedesini unuttu. 117 canı kaybetmemişiz 80 bin bağımsız bölüm zarar görmemiş gibi davranıyorlar. Şu anda evini alan hiç kimse yok. Proje alanındakiler oturuyor, devlet rezerv alan yaptı onları verdi. Oturuyorlar. 8 bin civarı orta hasarlıların hepsi dışarıda. 7 bin civarı az hasarlı da devletine güvenerek binalarını yıktırmışlardı. Şu an onlar da kirada. Ama bize kredi ‘kentsel dönüşüm’ olarak veriliyor. Bu kredinin de fiyatları yükseliyor. Ayrıca da bankalar kredi de vermiyor” diye konuştu. 80 BİN KONUTTAN SADECE 28! Kredinin çıktığı günden bu yana sadece 1 konutun yapıldığının altını çizen Özkan, “Kredi çıktığı andan itibaren şu ana kadar yapılan sadece Halkkonut ile yapılan 28 dairelik Dilber Apartmanı. Onun dışında kredi çekebilen de yapabilen de yok. 80 bin konuttan sadece 28! Şu anda durum bu seviyede” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir’de bugün hava nasıl olacak? İzmir'de hava durumu...

Depremzedelere yeni ‘bilirkişi’ endişesi... Özkan’dan rahatlatan mesaj Haber

Depremzedelere yeni ‘bilirkişi’ endişesi... Özkan’dan rahatlatan mesaj

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER 30 Ekim 2020 depreminin ardından İzmirli depremzedelerin yeniden evlerine kavuşabilmeleri için ‘emsal artışı’ gündeme gelmişti. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nden kabul edilmesi ve öncesinde Kent paydaşları arasında gerilime neden olan ve sadece Bayraklı’da geçerli olan emsal artışı kararı TMMOB tarafından yargıya taşınmıştı. Geçtiğimiz aylarda 5. İdare Mahkemesi, bilirkişi raporları doğrultusunda emsal artışı için “yürütmeyi durdurma” kararı verirken karar, hem Bayraklı Belediyesi hem de depremzedeler tarafından üst mahkemeye taşınmıştı. İtirazları inceleyen Danıştay ise 5. İdare Mahkemesi’nin verdiği “yürütmeyi durdurma” kararının reddine karar vererek depremzedelere rahat bir nefes aldırmıştı. YENİ RAPOR BİLMECESİ Danıştay kararının ardından inşaat çalışmalarını durduran depremzedeler yeniden evlerinin inşaları için gerekli çalışmalara başlarken, mahkemenin yeniden bilirkişi raporu istediği ortaya çıktı. Davada emsal artışına karşı çıkılmasının gerekçelerinden biri olan “nüfus yoğunluğu artışı” konusuna değinilen mahkeme yazısında, “… Uyuşmazlığın, dava konusu plan notunun geçerli olduğu alanda öngörülen inşaat alanı artışına dayalı ilave nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarını yetersiz olduğu iddiasından kaynaklandığı da dikkate alınarak, davalı idarece itiraz dilekçesinde öne sürülen somut veriye dayalı teknik açıklamaların, dosyasındaki diğer bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek, plan notu değişikliğinin kapsadığı alanda öngörülen inşaat alanı artışının en üst seviyede gerçekleşmesi halinde bölge nüfusunu ne ölçüde etkileneceğinin, şayet artış olacaksa bu artışın yürürlükteki imar planı kararı ile tanımlanan sosyal ve teknik altyapı alan standartlarında bir azalmaya yol açıp açmayacağını sayısal ve teknik verilerle ortaya konularak ek rapor istenilmesine” ifadelerine yer verildi. Yeniden bilirkişi raporu istenmesi depremzedeler üstünde tedirginliğe neden olurken konuya ilişkin İLKSES’e konuşan İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği Başkanı Haydar Özkan, raporun standart prosedürün bir parçası olduğunu ifade ederken endişelenecek bir durum olmadığının altını çizdi. ENDİŞEMİZ YOK Mahkemenin nihai kararının depremzedenin lehine olacağına inandığını belirten Özkan, “Üst mahkeme, mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararının iptalini istemişti fakat emsal artışı davası hala devam ediyor. Mahkeme de o yüzden bir bilirkişi raporu istedi. Depremzede vatandaşlarımız, yürütmeyi durdurma kararıyla durdukları inşaatlarına yeniden başladılar, inşaatlar devam ediyor. Mahkeme de zaten inşaatlar durdurmayın, mahkeme sürerken yapın demiş oldu. Bizim dava sonucuna ilişkin bir çekincemiz ya da endişemiz yok. Mahkemenin nihai kararının da depremzedelerin lehine olacağını düşünüyoruz” dedi. NÜFUSUN ARTMASI DEĞİL AZALMASI SÖZ KONUSU Mahkeme yazısında yer verilen nüfus yoğunluğuna ilişkin ifadelerin yanlış yorumlanmaması gerektiğini belirten Özkan, “Yok hayır rantçı olarak görmek ya da ifadeyi rantçı olarak yorumlamak bence yanlış olur. Zaten bizim inşaat alanımız düştü. Nüfusun artması değil aksine az olması durumu var” diye konuştu. TMMOB’YE REVİZYON ÇAĞRISI Bölgede yapılacak tüm işlemlerde tüm tarafların uzlaşacağı formüller üzerine çalıştıklarını ifade eden Özkan, plan revizyonu için TMMOB’yle masaya oturmak istediklerini belirterek şunları söyledi; “Biz şu anda plan revizyonu üzerine çalışıyoruz ve plan revizyonu yapılsın istiyoruz. Bu revizyon da TMMOB tarafından yapılsın istiyoruz. Plan revizyonuyla ilgili TMMOB ile görüşmeye çalışıyoruz. Kendileri plan revizyonuyla yapın diyorlardı. Biz de plan revizyonu yapılsın bunun da masrafını belediye karşılasın işçiliğini de TMMOB üstlensin, onların istediği gibi olsun istiyoruz. Masrafın belediye tarafından sağlanması için belediye başkanlarıyla anlaştık. Ani plan revizyonuyla ilgili belediye başkanlarıyla anlaştık, TMMOB ile görüşmek için de randevu talep ettik, dönüş bekliyoruz.”  

Bayraklı'da emsal artışı toplantısı Haber

Bayraklı'da emsal artışı toplantısı

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İzmir Depremzedeleri Derneğini (İZDEDA) ziyaret ederek yürütmesi durdurulan ‘emsal artışı kararı’ ile ilgili depremzedeleri bilgilendirdi. Mahkemenin verdiği karara yasal süre içinde itiraz ettiklerini belirten Başkan Sandal “Biz depremzedeye can suyu vermek, konut maliyetlerini düşürmek ve mağduriyetlerini gidermek için emsal artışı kararı almıştık. Odaların yaptığı itirazlarda konunun kamu yararı ilkesi ne yazık ki göz ardı edildi asma inanıyoruz ki bu karardan dönülecek. Depremzedelerimiz evlerine kavuşana kadar bu yöndeki mücadelemizi birlikte sürdüreceğiz” dedi. "MÜCADELEYİ BİRLİKTE SÜRDÜRECEĞİZ" Başkan Sandal’ın İZDEDA ziyaretine dernek başkanı Haydar Özkan ve yönetim kurulu üyeleri ile depremzedeler katıldı. Deprem sonrası büyükşehir ve Bayraklı belediyeleri tarafından alınan emsal artışı kararının mahkemece durdurulması ile ilgili depremzedelere bilgilendirme yapıldı. Yapılan itirazlarda kamu yararı ilkesinin göz ardı edildiği, avukatlar aracılığıyla ‘şablon yazılar’ üzerinden itiraz dilekçelerinin oluşturulduğu ve bunun sonucunda depremzede vatandaşların bir kez daha mağduriyete itildiği görüşü belirtildi. Emsal artışını durduran mahkeme kararına yasal sürede itiraz ettiklerini belirten Başkan Sandal, son depremzede de evine kavuşana kadar mücadeleyi birlikte sürdüreceklerinin altını çizdi. "Kamu yararı gözetilmedi" Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Bayraklı’nın depremzedeleri ne yazık ki bugüne kadar ikinci plana atıldı, dertleri unutuldu. Biz deprem bölgesi için emsal artışı kararı alırken sadece kamu yararını ve afetzedelerin mağduriyetini gidermeyi düşündük. İnşaat maliyetleri düşsün, istedikleri sağlıklı konutlara bir an önce yerleşsinler istedik. Eğer Elazığ depremi sonrası o bölgeye sunulan imkanların yüzde 1’i Bayraklı’ya yapılsaydı emsal artışına gerek duymazdık. Ortada bir kamu yararı ve bunun görmezden gelinmesi meselesi var” diye konuştu. “İnanıyoruz ki bu karar bozulacak” Mahkemece verilen karara yasal süre içinde itiraz ettiklerini açıklayan Başkan Sandal, “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından sunulan iptal gerekçelerini, yaptığımız itirazda çürüttük. İnanıyoruz ki bu karar bozulacak ve depremzedelerin mağduriyetini gidermek için yaptığımız çalışmalar kaldığı yerden devam edecek. Çünkü biz hak sahiplerinin 100 metrekarelik evini 120 metrekare yapmak için değil, artan inşaat maliyetlerinden depremzedeler olumsuz etkilenmesin diye bu kararı almıştık. Depremzedelerimiz evlerine kavuşana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Üniversiteler düzeyinde, konunun profesyonelleri ile alternatif çözüm metotları üzerinde çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. “Afet bölgesi ilan etmek sorunu çözer” Başkan Sandal sözlerini şöyle sürdürdü: Bayraklı’yı afet bölgesi ilan etmek aslında sorunların tamamını çözebilecek bir yöntem. Arsalar hazır, devlet gelir evleri yapar ve hak sahiplerine teslim eder. Önemli olan depremzedenin mağduriyetini gidermek olmalıdır ancak bu çağrımıza da henüz olumlu bir dönüş alamadık. Bu konuda da bir ortak akıl oluşturup mücadelemizi birlikte büyütmeliyiz.” Depremzedeler, Başkan Sandal’a desteklerinden dolayı teşekkür etti. Emsal artışı tartışmaları Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde İzmir'de 17 bina yıkıldı, 117 kişi hayatını kaybetti. 731 bina ağır, 598 bina da orta düzeyde hasar aldı. Depremin ardından uygun şartlarda yeniden konut sahibi olabilmek için bölgede emsal artışı talep eden depremzedelerin beklentisi, Ekim 2021'de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karara bağlandı. Buna göre, ilçede hasarlı binaların dönüşümü için K (Koruma) sınırları belirlendi, parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı oy çokluğuyla kabul edildi. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, yoğun yapılaşma içeren plan değişikliğinin şehircilik bilimine uygun olmadığı, hukuka aykırı olduğu gerekçeleri ile sadece Bayraklı için geçerli olan emsal artışı kararına itiraz ederek konuyu mahkemeye taşıdı. İtirazı değerlendiren İzmir 5'inci İdare Mahkemesi, Bayraklı Belediye Meclisi tarafından kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediyesince onanan imar plan notu düzenlemesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. İHA

İzmirli depremzedelerden kefenli-çadırlı eylem Haber

İzmirli depremzedelerden kefenli-çadırlı eylem

TENZİLE AŞÇI 30 Ekim 2020 depreminin ardından İzmirli depremzedelerin yeniden evlerine kavuşabilmeleri için gündeme gelen, gerek siyasi partiler gerekse odalar bazında kentte gerilime neden olan ve sadece Bayraklı’da geçerli olan emsal artışı kararı TMMOB tarafından yargıya taşınmıştı. Öte yandan mahkeme, bilirkişi raporları doğrultusunda geçtiğimiz hafta 5. İdare Mahkemesi, emsal artışı için “yürütmeyi durdurma” kararı vermişti. Karar, depremzedelerden büyük tepki toplarken İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA), düzenlediği basın açıklamasıyla kararı protesto etti. “Tek derdimiz evimiz”, “Sağlam evimi yıktı, arsa payımı elimden aldı, geriye ne kaldı”, “Emsal depremzedelerin can suyu” yazılı dövizler taşıyan depremzedeler, çadır kurup kefen giyerek yetkililere “İzmirli depremzedeleri unutmayın” çağrısı yaptı. Depremzedeler adına açıklamayı yapan İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, TMMOB’nin yüksek bina ve yoğunluk argümanına gökdelen çıkışında bulundu. “28 AY ÖNCESİNE DÖNDÜK” Emsal artışının kentteki dönüşüm faaliyetlerini hareketlendirdiğini belirten Özkan, “Mahkemenin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararı haberi bizleri yıktı, yolumuzu kapattı, umut ışığımızı söndürdü. Oysaki emsal artışı ve kredi faizlerinin çok olmasa da aşağı çekilmesiyle belediyelerimiz ortaklığıyla kurulan Halkkonut kooperatiflerimiz bir taraftan, müteahhitler bir taraftan, bakanlığımız tarafından gönderilen emlak konut bir taraftan inşaatların yapılmaya başlaması bizim için yeni bir başlangıçtı.  Şimdi tekrar 28 ay öncesine döndük. Biz emsal artışını isterken hep dedik ki rantçı değiliz, depremzedeyiz, mağduruz, ekonomik gücümüz yok” dedi. “YÜKSEK KAT ÖLDÜRÜRSE GÖKDELENLER NEDEN AYAKTA!” Emsal artışıyla birlikte dönüşümde ekonomik fırsatın yakalandığının altını çizen Özkan, TMMOB’nin yoğunluk çıkışında bölgedeki gökdelenleri örnek gösterdi ve “Emsal artışı isteğimiz belediyemiz tarafından olumlu karşılanmıştır. Fakat TMMOB’nin itirazı ve süreci mahkemeye taşıması ile bizim için belirsizlik başlamıştır. TMMOB’un bu konu hakkındaki savunması ilginçtir. Diyorlar ki; nüfus yoğunluğu olur kent kaldıramaz. Bayraklı gibi düzenli yeşil alanları ve okullarıyla bu kent kaldıramazsa… TMMOB’un 17 katlı binasının yanında benim 7 katlı binam yoğunluk yapıyorsa ne diyeyim bilemedim. ‘Evleriniz devlet tarafından yapılsın, İstanbul’daki köprüler ve yollar yapılmasaydı bu evleri devletin yapabilmesi için para çıkardı’ diyorlar. Biz bunu bilemeyecek kadar cahil miyiz? Biz bunu istemeyecek kadar bilinçsiz miyiz? 6 Şubat’ta deprem olan 11 ilde afet ilan edildi. Buna rağmen evlerin inşasında yüzde 60 devlet, yüzde 40 depremzede karşılayacak şekilde açıklama yapıldı. ‘Yüksek kat öldürür’ diyorlar. Benim evim 7 katlı yıkıldı. Yan binam 7 katlı yıkılmadı. Aynı yıl yapımı aynı kat birçok bina varken bir kısmının yıkılması yüksek kattan mı, imalat hatası mı? Yüksek katsa, Folkart’lar, Mistral’ler ayakta durmamalıydı. Son depremde gördük ki, yeni yapılan ya da eski yapılan değil çok katlı ya da az katlı değil vicdansızların yaptığı binalar yıkıldı. İlim ve fenne göre yapılan binalar ayakta” diye konuştu. “ÜTOPİK FİKİRLERLE GELMEYİN” TMMOB’ye uygulanabilir çözümlerle masaya oturmaya hazır oldukları mesajını veren Özkan, taleplerini bir kez daha sıraladı ve şunları söyledi; “Bizim yapacağımız bir nevi kentsel dönüşüm. Detaylı zemin etüdü, fore kazığı, jetgrou, radya temeli, zorunlu bodrum katı, son teknoloji ile büyük bir dönüşüm hikayesidir. Bu hikâyede yer almak isteyenler yanımızda olanlardır.  TMMOB bu fırsatı tepmiş ve kamudan halktan ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Zira bize gösterdikleri ihtimamı, özeni aynı bölgede yapılan 48 katlı binalara göstermemişlerdir ve onlar gözümüzün içine baka baka yükselmeye devam etmekte, satışlar yapmakta, insanları oturtmaya başlatmışlardır.  Kendilerini vicdana davet ediyorum. ‘İstemezük’ diyorlar. Neyi istediniz? Çözümünüz ne! Bugüne kadar neye çözüm ürettiniz. Bize çözümle gelin başımızın üstüne gelin. Ütopik fikirler, popülist söylemler ile gelmeyin. Biz sizlerle masaya oturmaya her türlü fikre, görüş alışverişine, dertlerimizi ilk ağızdan anlatmaya ve ortak çözüm yolu bulmaya hazırız. Bizler artık yorulduk, tükendik, yaşama ümidimizi kaybettik. Bir an önce siyasilerimiz İzmir depremzedelerine kulak vermeli ve bizlerin diğer illerde olduğu gibi afetzede olarak görmelidir. Ağır hasarlılara yaptığı gibi, orta ve az hasarlılarımıza da gerekirse ücreti mukabilinde evlerini yapmalı. Ağır hasarlı depremzede kiracılarımızı da çözüm üretip kira derdinden kurtarmalı. Rezerv alan bölgesine şu anda 3600 konut yapılmıştır daha önce söylendiği gibi 8500 konut yapımı tamamlanmalıdır. Orta hasarlılarımıza rezerv alan bölgesinden söz verildiği gibi konutları verilmeli. Bölgeye İzmir Depremzedesi hariç kimse sokulmamalıdır. Afet bölgesinde olduğu gibi evler yapılana kadar 5 bin TL kira desteği sağlanmalı. O yer kavramıyla mağdur olan vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için TBMM’de çözüm üretilmelidir. Bizlere 0 faizli 2 yıl ödemesiz 20 yıl ödemeli deprem destek kredisi tanımlanmalı, kentsel dönüşüm kredisi sarmalından çıkartılmalıdır.”

Tüm dönüşümleri devlet ücretsiz yapmalı Haber

Tüm dönüşümleri devlet ücretsiz yapmalı

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen deprem felaketinin 14. gününde arama kurtarma faaliyetlerinin yanında depremzedelerin hayat mücadelesi de devam ediyor. Binlerce binanın ağır hasar aldığı ya da yıkıldığı depremin ardından yıkılmayan binalara ilişkin hasar ayrıntıları da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Hatay ili Erzin ilçesinde hiçbir binanın yıkılmaması gündem olurken ilçedeki binalarda ciddi çatlak ve hasarların olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte orta ve az hasarlı konutların dönüşümü ve deprem nedeniyle birikimlerini kaybeden vatandaşların durumu da gündeme geldi. 30 Ekim depreminin ardından orta ve az hasarlı binaların dönüşümüyle ilgili uzun ve ciddi bir mücadele veren İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, hem depreme dayanıklı kentler hem de dönüşümün hızlanması için orta ve az hasarlı binalar için hükümete seslendi. AĞIR HASARLI DEĞİLSE... Orta ve az hasarlı binalarda oturan vatandaşların depremzede kabul edilmemesini eleştiren Özkan, tamamının depremzede olduğunun altını çizerek “Devletimizin kanunları sadece ağır hasarlı binalarda oturanları depremzede olarak görüyor. Orta hasarlı ve az hasarlı binalarda oturanları depremzede olarak görmüyor. Orta hasarlı ve az hasarlıya ‘Kendi evin kendin yap’ diyor. Orta hasarlılara kentsel dönüşüm kredisinden faydalandırmadan önce ‘Sen evini güçlendirmek istiyorsan ben sana güçlendirme kredisini devlet olarak veririm faizsiz’ diyor. Ama şu an güçlendirme konuşulan yerlerin zemini bizim Bayraklı’da olduğu gibi zemini müsait olmayan bölgeler. Bu nedenle orada da güçlendirmenin faydası yok. O zaman da devlet hem az hasarlı hem de orta hasarlıya kentsel dönüşümcü gibi kendi evini kendin yenile diyor. Sen zaten az hasarlısın, devletin kanunlarına göre depremzede değil kentsel dönüşümcüsün diyor. Devlet kanunlarına göre 10 yıl içerisinde evini yenile diyor. Bu aşamada bizim söylediğimiz şey şu: Devlet ağır hasarlılara konutlarını yapıp veriyor. Orta hasarlı ve az hasarlı depremzedelere de sıfır faizli 2 yıl ödemesiz 18 yıllık kredi tahsisinde bulunun. Bu şekilde insanlar evlerini yapıp oturabilsin” dedi. SOSYAL DEVLET ANLAYIŞIYLA Hasar tespitinde yeni bir yöntem belirlenmesi ve buna göre hareket edilmesi gerektiğini belirten Özkan, “Ama işin şöyle bir yanı da var.  Orta hasarlı da olsa az hasarlı da olsa insanlar o evlerde oturamıyorlar. Devletin bizlere ‘Senin evinin yeniden yapılması 500 bin mi tutuyor, 250 binini ben vereyim’ demesi gerekiyor. Bizim talebimiz hep şu oldu: Hasar tespitinde ‘oturulur’ ya da ‘oturulmaz’ diye tespit yapılsın. Ağır-orta- az hasarlı diye ayırmayalım. Oturulur ya da oturulmaz diye tespit edelim ve oturulmaz denilenleri de devletin sosyal devlet anlayışıyla parasız bir şekilde yapıp vatandaşına teslim etmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

SON GİRİLEN HABERLER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.