TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#halk

halk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, halk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hataların cezası yine halka kesildi Haber

Hataların cezası yine halka kesildi

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarına gelen zamlar kısa sürede market raflarına da yansıdı. Özellikle temizlik ve hijyen ürünlerine yapılan yüzde 12’lik zam halkın bu ürünlere ulaşmasını zorlaştırdı. Birçok kişi zamlar öncesinde stok yapmak için marketlerde pandemi dönemindeki gibi uzun kuyruklar oluşturdu. Üstelik düzensiz göç ve depremlerden kaynaklanabilecek bulaşıcı hastalıklar gündemdeyken, temizlik ve sağlık ürünlerine yüksek KDV zamları getirilmesi eleştiriye neden oldu. Zamları değerlendiren Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, “Pandemi sürecinde, biz ve bizim gibi tüketici örgütleri ve SSK’nın talebiyle hijyen ve temizlik ürünlerinin KDV’si yüzde 18’den yüzde 8’e düşürüldü. Şimdi ise bu oran yüzde 12 zamlanarak, yüzde 20 oldu. Dolayısıyla daha pandeminin izleri tam anlamıyla silinmeden, yeni bulaşıcı hastalıklar gündemdeyken hijyen ve temizlik ürünlerinin yüzde 12 zam yapılması Halk sağlığını açısından kötü etkiler yaratır” dedi. HENÜZ CEPLERE GİRMEDEN ÇIKTI  “Asgari ücrete yapılan ara zam halkın cebine girmeden eridi” diyen Koçal, açlık sınırı altında maaş alan kişilerin yüzde 2’lik bir artıştan dahi etkileneceğini belirtti. Koçal, temizlik ürünlerine gelen KDV zammının halk sağlığını da ciddi anlamda etkileyeceğini, hatta yeni hastalıklara yol açabileceğini öne sürerek, “Pandemi sürecinde, biz ve bizim gibi tüketici örgütleri ve SSK’nın talebiyle hijyen ve temizlik ürünlerinin KDV’si yüzde 18’den yüzde 8’e düşürüldü. Şimdi ise bu oran yüzde 12 zamlanarak, yüzde 20 oldu. Dolayısıyla daha pandeminin izleri tam anlamıyla silinmeden, yeni bulaşıcı hastalıklar gündemdeyken hijyen ve temizlik ürünlerinin yüzde 12 zam yapılması Halk sağlığını açısından kötü etkiler yaratır. Diğer taraftan sağlık hizmetleri ve sağlık ürünlerinin KDV’si yüzde 8 iken yüzde 10’a ulaştı. Bugün yarım ekmeğe dahi ihtiyacı olan asgari ücretliyi yüzde 2’lik zam bile büyük oranda etkiler. Biliyorsunuz ki elektrik, doğal gaz ve akaryakıt gibi gıda ürünlerinin girdilerinde yapılan tüm zamlar gıda raf fiyatlarına yansıyor. Geçtiğimiz günlerde ÖTV’de yapılan zam akaryakıtta KDV zammı olarak cebimize yansıdı. Önümüzdeki günlerde de sistem bu şekilde ilerleyecek. Pompaya yansıyan zam gıda ürünlerinin tümüne yansıyacaktır” dedi.  ADALETLİ BİR YAKLAŞIM DEĞİL KDV oranının gelir düzeyine göre ayarlaması gerektiğini belirten Koçal, asgari ücret kazanan kişiler ile gelir düzeyi yüksek kişilerin aynı vergi oranına tabii tutulması adaletli değildir sözlerini etti. Koçal, ülkemizde servet beyannamesinin şart olduğuna dikkat çeken konuşmasında “Biliyorsunuz ki KDV oranları tüketimden alınan vergidir. Ancak Türkiye’de kimin ne kadar kazandığına bakılmaksızın KDV alınıyor. Dolayısıyla, vergi gelire göre tabana yayılmamı oluyor. Örneğin gelir seviyesi çok yüksek olan kişi de temizlik ürünü alırken, devlete yüzde 20 KDV ödeyecek, asgari ücret ve daha altında çalışan, açlık sınırı altında yaşam mücadelesi veren tüketici de aynı oranda KDV ödeyecek. Bu adaletli bir yaklaşım değildir. Eğer böyle bir yayılım olacaksa KDV oranları bu sınıflara daha düşük olmalı. Bugün yoksulluk sınırı altında maaş alan bir çalışanın ödediği vergi birçok şirketin ödediği vergiden daha fazla. Halbuki şirketler çok daha fazla kazanıyor. Burada vergi adaletsizliğinden kaynaklı tüketicinin alım gücünü düşüren, yaşam kalitesini azaltan bir mekanizma var. O nedenle öncelikle Avrupa’daki gibi vergi adaleti sağlamak içi, servet beyannamesi getirilmeli. Yani kişilerin servetindeki artışlar, izlenmeli” şeklinde konuştu. FAHİŞ FİYATLARIN SUÇLUSU HALK DEĞİL Koçal, market raflarındaki fahiş fiyatların sorumlusu halk değilken acı reçetenin halka kesildiğine dikkat çekti. Koçal, yaptığı konuşmada “Zaten gıda ürünlerinin girdilerinin ithal olması sebebiyle, dövizdeki oynamalar raf fiyatlarında takip edilemez bir hal almasına neden oluyor. Birde bu durumu suistimal edenler hesaba katılınca durumun ne kadar vahim olduğu görülüyor. Böyle olmasındaki sebep denetimler yeterli yapılmıyor, halk ne yediğini dahi bilmiyor. Maalesef KDV oranları tüketicinin gelir seviyesini daha da aşağıya çekmiştir. Asgari ücrete bir zam yapıldı ama zamlı maaş henüz ceplere girmeden çıktı. Ülkenin bugün geldiği ekonomik kriz noktasında sorumlu biz değiliz. Ancak acı reçete bizlere kesiliyor. Sorumlu, kamu kaynaklarını hoyratça harcayan; seçim çalışmalarında ülkenin kaynaklarını eriten, kamu hizmeti olarak verilmesi gereken hizmetleri özelleştirerek bunları fahiş fiyatla halka yansıtan anlayış ve yönetim tarzıdır” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.