TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#HAK-İŞ

HAK-İŞ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, HAK-İŞ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hak-İşten dikkat çeken asgari ücret çıkışı Haber

Hak-İşten dikkat çeken asgari ücret çıkışı

HAK-İŞ Konfederasyonu İzmir İl Başkanı Gültekin Şimşek, Konfederasyonun 48’inci yıldönümü çerçevesinde gündeme dair açıklamalarda bulundu. Şimşek, Filistin-İsrail olaylarının yanı sıra çalışma hayatını yakından ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri, kıdem tazminatı ve toplu sözleşmelerle ilgili kapsamlı bir açıklama yaptı. HAK-İŞ’in 48’inci yaş gününe değinen Şimşek, 1976’da HAK-İŞ Konfederasyonu’nun kurulduğunu ve 12 Eylül Darbesiyle konfederasyonun ve konfederasyona bağlı sendikaların kapatıldığını belirtti. Şimşek, 1981 yılında Konfederasyonun yeniden faaliyete geçtiğini ifade ederek, yeniden kuruluş aşamasını ardından 1983’te yarıda kalan faaliyetlerine hız verdiğini açıkladı. Şimşek, geçmişten beri yaşanan siyasi krizlerde ve anayasa değişikliklerinde, HAK-İŞ’in her zaman Türkiye’de demokrasiden yana tavır aldıklarını vurguladı. Günümüze kadar gelen süreçte durmadan kendilerini büyüttüklerini ve Türkiye’nin en kapsamlı konfederasyonu olduklarını dikkati çeken Şimşek, Türkiye’deki 16 milyon sigortalı çalışanın tümünü HAK-İŞ üyesi yapana kadar da mücadelelerinin devam edeceğini açıkladı. “BELEDİYE ÇALIŞANLARININ TOPLU SÖZLEŞME KAPSAMA ALINMASINI TALEP ETTİK” Toplu sözleşme konusuna değinen Şimşek, Üçlü Danışma Kurulu'nda Kamu Çerçeve Protokolü’nün kapsamının daha da geliştirilmesini gerektiğini, beklentilerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile paylaşıldığını dile getirerek, “Özellikle belediye çalışanlarının ve belediye şirketlerinin de bu kapsama alınmasının talebimizi ısrarla devam ettirmeye fırsatı bulduk ve bunu gündeme getirmeye devam edeceğiz. Yine çalışma hayatı ile ilgili özellikle kadro alamayan taşeron şirketlerde çalışan arkadaşlarımızın kadrolarının verilmesi talebimizi devam ettireceğiz. 696 kapsamında olup, 6772 sayılı kamudaki çalışan işçilere verilen ilave ücretlerin belediye şirketlerine de verilmesi konusundaki talebimizi de ısrarla devam ettiriyoruz. Geçici mevsimlik işçilerle ilgili olan düzenlemenin önemli olduğunu ama yetersiz olduğunu, geçici mevsimlik işçilerin 12 ay çalışabileceği bir modelin hayata geçirilmesi konusunda da ısrar ediyoruz” ifadelerine yer verdi. "VERGİ SİSTEMİNDE YENİ BİR MODELİN ÜLKEMİZE KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ” Türkiye’deki vergi sisteminin de adil olmadığını vurgulayan Şimşek, “Devlet sadece yakaladığından vergi alıyor. Ne yazık ki hala bizim yüzde 30’un üzerinde kayıt dışı istihdamımız var. Aynı zamanda kayıt dışı çalışan göçmenlerimiz var ve çalıştırılıyorlar. Yine ülkemizde bu konuda vergi denetimi ve kayıt dışı ile mücadele konusunda istediğimiz bir oranda mücadele yapılmamaktadır. Biz hem kayıt dışının önlenmesi, aynı zamanda sendikal örgütlülüğünün açılması için birlikte bir mevzuat değişikliğine ihtiyacımız var. Vergi modelinin kriz dönemlerinde aynen kira yardımlarında olduğu gibi kriz dönemlerinde verginin sabitlenmesini ve ısrarla ifade ettiğimiz gibi bu dönemde çalışanların, emekçilerin, ücretlilerin vergilerinin yüzde 10'la sınırlandırılarak krizden en az hasarla çıkmamızın sağlanması konusundaki ısrarımızı devam ettiriyoruz. Bu yapılırken bir taraftan da köklü bir vergi reformuna ihtiyacımız olduğunu ifade etmek istiyoruz. Özellikle çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınan bir modeli ve aile yükümlülüklerini de dikkate alan bir modelin ülkemize kazandırılmasını istiyoruz” açıklamasında bulundu. Ayrıca OECD ülkeleri içerisinde Türkiye’nin altıncı sırada yer aldığını da söyleyen Şimşek, bu yönüyle çalışanların en fazla vergi veren ülkeler arasında yer aldığı bilgisini aktardı. Bunun da Türkiye için gerçekten hiç de tasvip etmedikleri bir durum olduğunu sözlerine ekleyen Şimşek, vergilerin başta KDV olmak üzere diğer vergilerin asgariye düşürülerek doğrudan verginin öne çıkartılacağı bir modelinin oluşturulması gerektiğini söyledi. Yüksek enflasyonlu dönemlerde hep çalışanların kaybettiğini sözlerine ekleyen Şimşek, enflasyonla mücadele konusunda orta vadeli programdaki hedeflerin gerçekleşmesinin en çok çalışanlar için önemli olduğunu vurguladı. Biz enflasyonun yüksek seriden bir an evvel düşürülmesinin çalışanlar açısından son derece kıymetli olduğunu ifade etti. “ARA BULUCULUK SİSTEMİ GÜÇSÜZÜN, GÜÇLÜLER TARAFINDAN HAKLARININ ELİNDEN ALINDIĞI BİR MODELE DÖNÜŞMÜŞTÜR” Türkiye’de özellikle işçi alacakları konusunda mahkemelerin yükünü azaltmak için getirilen ara buluculuk sisteminin çalışanların başta kıdem tazminatları olmak üzere haklarının büyük ölçüde elinden alındığı bir modele dönüştüğünü de ifade eden Şimşek, şu ifadelere yer verdi: “İşçilerin avukat bulundurma talebimiz maalesef kabul görmemiştir. Ara buluculuk konusunda bir ihtiyari sistem getirilmesini istememize rağmen zorunlu ara buluculuk, üstelik işverenlerin masaya gelirken avukatlarıyla hazırladığı pek çok bilançolarla masaya gelirken gariban işçi tek başına ve sendikası da yok, avukatı da yok. Bu insanların alacakları maalesef masa başında ellerinden alınmakta, adeta çalınmaktadır. Devletimiz, emekçilerin hakkının bu şekilde çalınmasına artık dur demelidir. Sayın Adalet Bakanımızla yapılan görüşmelerde bunun ne kadar vahim bir haksızlık olduğunu, aslında görünürde davaların, dosyaların bittiğini, azaldığını ama bunun nasıl azaldığının ciddi araştırmasının yapılarak kamuoyuyla paylaşmasını talep ettik. Bu ara buluculuk sistemi maalesef güçsüzün, güçlüler tarafından bir kez daha haklarının elinden alındığı bir modele dönüşmüştür. Ara buluculuk sisteminde yaşanan istismarlar, yaşanan haksızlıklar gerçekten bizi hem de bizi hem de yargı süreçlerini bu konuda harekete geçmeye zorlamıştır.” “ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU MODELİNİ KABUL ETMİYORUZ” Şimşek, asgari ücret tespit komisyonunun yapısının da adil olmadığını ve daha kapsayıcı bir sistem getirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Bu yapı kapsayıcı ve katılımcı bir yapı değil. 1970’li yıllardan gelen maalesef mevzuat eskimiş. Yeni Türkiye’yi temsil etmekten uzak, çalışanların katılımının büyük ölçüde olmadığı bir modeli asla kabul etmiyoruz. Birkaç yıldır bu konuda asgari ücret tespit komisyonuna katılan konfederasyonumuz da bunu fark etti ve bunu ifade etti. Bizler komisyonda yer almamamıza rağmen komisyona bizi davet ederek komisyon çalışmalarından önceki süreçlere iş birliği yapılması talep edilmiştir. Çünkü temsil konusundaki kriz, gerçekten bu işin bundan sonra sürdürülemeyeceğini ortaya koymaktadır. O nedenle biz asgari ücret tespit komisyonunun yapısının baştan sona yeniden daha katılımcı, daha kapsayıcı ve çalışanları daha geniş bir şekilde temsil edecek bir modeli bizim inşa etmemiz gerekiyor” dedi. “ASGARİ ÜCRETİN ENFLASYONUN ÜZERİNDE ARTTIRILMASINI DESTEKLİYORUZ" Yüksek enflasyondan dolayı yine Ocak ayındaki asgari ücret tespit komisyonunun belirleyeceği asgari ücretin sadece asgari ücrette sınırlı olmamasını, yine bu mevzuatta bir değişiklik yapılarak bütün toplu sözleşme düzenini bozmayacak yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurgulayan Şimşek, “Asgari ücretin enflasyonun üzerinde arttırılması asgari ücretle çalışanlar için çok büyük bir imkan ve biz bunu destekliyoruz. Ancak toplu sözleşme düzeninin yer aldığı asgari ücretin çok kısa bir mesafede üstünde ücret alan çalışanlarımızın ücretleri asgari ücretle hemen hemen aynı noktaya gelmiş oluyor. Bu aslında Türkiye toplu sözleşme düzenini yok edecek bir tehlikeyle bizi karşı karşıya bırakıyor. Çalışanların yıllarca sendikalara üye olarak toplu sözleşmeleri de elde ettiklerinin bir çırpıda asgari ücret düzeyine düşmüş olması sendikal örgütlülüğün önünde en ciddi engellerden bir tanesidir. Dolayısıyla bizim hedefimiz hem kamuda hem de özel sektörde asgari ücret arttığı zaman asgari ücretle paralel olarak diğer toplu sözleşme sistemindeki üyelerin de işçilerin de haklarının en az asgari ücret düzeyinde arttırılacağı bir modele ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Kıdem tazminatı konusunda orta vadeli programın açıklanmasından sonra zaman zaman tartışmalar olduğunu hatırlatan Şimşek, mevcut kıdem tazminatı mevzuatıyla ilgili Türkiye İşçi Hareketi’nin için yetersiz bir düzenleme olduğunu söyledi. Hak edilen kıdem tazminatlarının büyük ölçüde alınamadığı bir mevzuatın var olduğunu belirten Şimşek, gerek SGK’nın kayıtlarını incelediğinde, gerekse TÜİK’in rakamlarını incelediğinde Türkiye’de kıdem tazminatına erişimde çok ciddi zorluklar yaşandığını dikkati çekti. Şimşek, özellikle arabuluculuk sistemiyle kıdem tazminatı hakkının işçinin elinden alındığını, özel sektörlerde başta olmak üzere işçilerin bu haktan yararlanamadığını dile getirdi. Şimşek, kıdem tazminatı mevzuatının ısrarla, inatla değişmesini istediklerini de ifade ederek, var olan hakların korunduğu ve buradaki eksikliklerin giderilerek, işçilerin kıdem tazminatına erişiminin sağlandığı yeni bir mevzuat istediklerini söyledi. “FİLİSTİN KONUSUNU, BİZ HER FIRSATTA GÜNDEME GETİRDİK” Filistin ile İsrail arasındaki gerilime de dikkat çeken Şimşek, geçmiş dönemlerde de Filistin’in yanında yer aldıklarını söyleyerek, “Biz 2017’de yaklaşık 50’ye yakın ülkeden 250 civarında sendikanın katıldığı Uluslararası Filistin ve Kudüs’e Destek Sendikalar Birliği’ni kurduk. Bu birlik hem ülkemizde hem de dünyanın değişik coğrafyalarında büyük bir sorumluluk alarak, büyük bir mücadele ile Filistin konusunu, Filistin’le birlikte Kudüs’ün statüsünü ve Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı haksızlıkları, adaletsizlikleri her fırsatta gündeme getirdi. HAK-İŞ olarak dört yıl birliğin başkanlığını yaptık ve bütün dünyada sendikal hareketin, başta ILO olmak üzere sendikal hareketin dikkatini buraya çektik” dedi. Şimşek, sadece protesto ve eylemlerin yeterli olmadığında dikkati çekerek “Biz bunun ötesine geçmek zorundayız. Bir şekilde İsrail’e yürümemiz gerekiyor. Bunu yaparken de bir uluslararası platform üzerinden sivil toplumun İsrail'e, bu işgalci devlete karşı bir sivil inisiyatifi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu bizim sorumluluğumuz ve bizim bunu yapmamız gerekiyor. Türkiye’de Filistin’le ilgili kaygı duyan, endişe duyan, Filistinli kardeşlerimizle dayanışma içerisinde olan herkesi bu birlikteliği oluşturmaya davet ediyoruz. HAK-İŞ olarak bu konuda biz varız. Hem maddi destek için bağış kampanyasına ilk etapta 20 bin dolar, yaklaşık 500 bin liralık bir bağışın yapılması konusunda karar aldık. Ama arkasından da inşallah bu inisiyatifi geliştirirsek Filistinli kardeşlerimize, Gazzeli kardeşlerimize doğrudan yardım ulaştırılmak üzere bu Siyonist devlete baskı yapmamız gerekiyor" ifadelerine yer verdi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Bakan Işıkhan'dan asgari ücret açıklaması!

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlanıyor Haber

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlanıyor

HAK-İŞ İstanbul İl Başkanı Mustafa İluk ve sendika üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı. Gümüşsuyu Caddesi'nde toplanan Hak-İş İstanbul İl Başkanlığına bağlı sendika üyelerinin yer aldığı kortej, çeşitli sloganlar atarak Taksim Cumhuriyet Anıtı önüne geldi. Anıta çelenk bırakan ve grup adına açıklama yapan İstanbul İl Başkanı Mustafa İluk, sağlık, iş, ekmek, güvenli ve güvenceli istihdam, refah dolu yarınlar ve güçlü gelecek için taleplerini yine meydanlardan yüksek sesle haykırdıklarını söyledi. İluk, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde binlerce emekçinin vefat ettiğini ve yaralandığını belirterek, emeğin, alın terinin, dayanışma ve yardımlaşmanın gücüne inanan konfederasyonun, deprem bölgesindeki üyeler başta olmak üzere tüm vatandaşlara destek olmak için yardım çağrısında bulunduğunu dile getirdi. Ülkemizin birlik ve dayanışma ruhuna en çok ihtiyacı olduğu bu zor zamanlarda gelecek ve istikrar için üretmeye ve çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan İluk, "1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nde taleplerimizi bugün bir kez daha yineliyoruz. Bütün çalışanları ve toplu sözleşme düzenini koruyacak, çalışanların aileleri ile birlikte insanca yaşamasına imkan tanıyacak ücret düzenlemelerinin yapılmasını talep ediyoruz" dedi. "ÜCRETLERİN ENFLASYONA KARŞI KORUNMASINI İSTİYORUZ" İluk, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istediklerini belirterek, milli gelirden, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak edilen payı almak istediklerini söyledi. İnsanı merkeze alan daha adil ve sürdürülebilir bir ekonomi istediklerini vurgulayan İluk, taleplerini şöyle sıraladı: "Bireyi esas alan düzenli asgari gelir yardımı sisteminin kurulmasını, emekli aylığı alt sınırının asgari ücret düzeyine yükseltilmesini, tüm emekçilerin ücretlerinin enflasyona karşı korunmasını, vergi oranlarının düzenlenmesini, kriz sürecinde tüm ücretlilerden alınan vergi oranının yüzde 10 olarak belirlenmesini, aile yükümlülüklerini dikkate alan bir vergi sistemi, kapsam dışında kalan işçilerin kadroya alınabilmesine imkan sağlayacak bir düzenlemenin yapılmasını, kadroya geçen işçilerin tayin, becayiş haklarının verilmesini istiyoruz." İluk, kayıt dışı istihdamın ve çocuk işçiliğinin önlenmesi ve işsizlik oranlarının düşürülmesi talebinde bulunduklarını ifade ederek, 4857 sayılı İş Kanunu'nun, iş gücünün değişen şartlarına uygun iş güvencesi ve sendikalaşmayı güçlendirecek şekilde güncellenmesini, esnek çalışmanın, insana yakışır iş çerçevesinde ele alınmasını, kıdem tazminatının şarta bağlı olmaksızın uygulanmasını istediklerini kaydetti. Engelli ve yaşlı bireyler başta olmak üzere tüm kırılgan gruplar için güvenli ve erişilebilir şehirler talep ettiklerini vurgulayan İluk, "Kadın, genç ve engellilerin istihdamının artırılmasını, işe giriş imkanlarının ve istihdamda kalıcılıklarının geliştirilmesini istiyoruz. Kadına yönelik şiddet ve tacizin son bulmasını, çocuk istismarının ve çocuk işçiliğinin önlenmesini istiyoruz. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılarak, toplu pazarlık kapsamının genişletilmesini, sendikal hak ve özgürlüklerin daha ileriye taşınmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Grup, açıklamanın ardından Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybedenlerin anısına Kazancı Yokuşu'na karanfil bıraktı. DİSK ÜYELERİ, ÇELENK BIRAKTI Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sundu. Çerkezoğlu, çelenk sunumunun ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'deki tüm emekçilerin 1 Mayıs'ını kutlarken, yılın 364 günü çalışan işçilerin 1 Mayıs'ta sisteme karşı çıkmak ve gelecek dünya düşlerini ifade etmek için meydanlarda buluştuğunu söyledi. Bu yıl 1 Mayıs'ı, Türkiye'de son derece tarihsel bir anda karşıladıklarını dile getiren Çerkezoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bir yandan deprem felaketinin yarattığı acılar ve yıkım, diğer yandan Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birisine gittiğimiz bir süreçte 1 Mayıs'ı gerçekleştiriyoruz. Hepinizin bildiği gibi 1 Mayıs meydanı Taksim Meydanı'dır. 1976 yılında, ölümsüz genel başkanımız Kemal Türkler'in öncülüğünde ilk kez bu meydanda 1 Mayıs, kitlesel biçimde kutlanmıştır ve o günden bugüne de 1 Mayıs meydanı Taksim Meydanı'dır. 1977'de onlarca arkadaşımızı kaybettik, yıllarca Taksim'in ve 1 Mayıs'ın özgürleştirilmesi mücadelesini verdik. Bugün yine 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı haksız ve hukuksuz biçimde işçi sınıfına kapalı. Biz biliyoruz ki bu 2023 1 Mayıs'ı Taksim'in yasaklı olduğu son 1 Mayıs olacak." Çerkezoğlu, iki gün önce 1 Mayıs anmasını gerçekleştirdiklerine değinirken, "Şimdi buradan Maltepe Meydanı'na geçeceğiz. İstanbul'da Maltepe Meydanı'nda ve Türkiye'nin dört bir yanındaki meydanlarda, alanlarda buluşacağız. Herkesi bu 1 Mayıs'ta emeğine, geleceğine, memlekete sahip çıkmaya çağırıyoruz" diye konuştu. Çerkezoğlu'nun konuşmasının ardından DİSK heyeti, "Yaşasın 1 Mayıs" sloganı atarak alandan ayrıldı. TÜRK-İŞ ÜYELERİ, ÇELENK SUNDU Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sundu. Türkiye Otel, Lokanta, Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikası (TOLEYİŞ) Genel Başkanı Cemail Bakındı, Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde İstiklal Marşı okuyan ve anıta çelenk bırakan Türk-İş heyeti adına yaptığı açıklamada, 1 Mayıs'ın sadece işçilerin değil, emeklilerin, dar gelirlilerin ve çocukların geleceğinin bayramı olduğunu söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlara sağlık dileyen Bakındı, bölgede yaraların sarılması için çalışmaların devam etmesi gerektiğini ifade etti. Edirne'den Hakkari'ye, İzmir'den Kars'a herkesin bir bütün olduğunu aktaran Bakındı, Türk-İş olarak işçi hakları için mücadele vermeye devam edeceklerini ve bugüne kadar elde edilen kazanımlardan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. Türkiye'deki Suriyelilerin, bir an evvel ülkelerine özgürlük içerisinde dönmelerini talep ettiklerini belirten Bakındı, "Türk milleti asla vatan toprağını terk etmez. Türk milletinin misafirperverliğini de dünyada sorgulayabilecek hiçbir güç yok. O kardeşlerimiz de bir an evvel ülkelerine dönsün. Ülkemizin ben iyiye gideceği kanaatindeyim. Türk milletinin fıtratı büyüktür. İstiklal Savaşı'nı kazanmış bu ülke ekonomik savaşı da kazanır, özgürlüğünü de daha ileri götürür, bundan hiç kimsenin endişesi olmasın" dedi. Anıt önünde bir süre slogan atan heyet, açıklamanın ardından dağıldı. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.