TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#gelir adaletsizliği

gelir adaletsizliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, gelir adaletsizliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Deniz Yücel'den gelir adaletsizliği açıklaması Haber

Deniz Yücel'den gelir adaletsizliği açıklaması

Konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak bir komisyon tarafından araştırmasını isteyen CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel; “Yoksulluğun arttığını TÜİK bile gizleyemiyor. Son 10 yılda yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan AKP’nin yanlış ekonomi politikalarıdır. Gelir dağılımındaki adaletsiz yıldan yıla derinleşiyor. Eğer önlem alınmazsa toplumda sosyal patlamalar yaşanabilir” dedi. CHP’li Yücel, meclis araştırma önergesinde şunları ifade etti: Türkiye’nin Ağır Ekonomik Sorunları Var Türkiye bugün ekonomik ve sosyal dengelerin alt üst olduğu, ağır ekonomik sorunları olan bir ülke haline gelmiştir. Türk lirası, döviz karşısında çok fazla değer kaybetmiş, enflasyon fırlamış, hayat pahalılığı günden güne daha fazla artmıştır. Ekonomik olarak yaşanan bu savrulma, gelir dağılımındaki adaletsizliği tetiklemiş, orta ve dar gelirli kesim hızla yoksullaşmıştır. Bir ülkede, milli gelirin dağılımının adaletli olup olmadığı, uluslararası bir hesaplama yöntemi olan Gini Katsayısı ile ölçülmektedir. 0 ile 1 arasında değer alan Gini Katsayısı, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımının bozulduğunu göstermektedir. Herkesin aynı gelire sahip olduğu toplumlarda Gini katsayısı sıfır olurken, gelirin tamamının bir kişide toplanması durumunda Gini katsayısı 1’e çıkmaktadır. Türkiye’de 2013 yılında 0.400 olan Gini katsayısı, 2018 yılında 0.408’e, 2022 yılında ise 0.415’e yükselmiştir. Gini katsayısındaki bu artış, gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da derinleştiğini göstermektedir. Dar Gelirliler 10 Yıl Öncesinden Daha Yoksul Ülkemizde, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan “Gelir ve Yaşam Koşulları” istatistiklerine bakıldığında, geliri artan tek kesimin, toplumun en zengin %20’lik kesimi olduğu göze çarpmaktadır. Bunun dışında kalan kesimlerin tamamının geliri düşmüştür. Gelir dağılımının son 5 yıldaki dağılımına baktığımızda; En yoksul %20’lik kesimin gelirden aldığı pay 2018 yılında  %6.14 iken bu oran 2022 yılında %6.04’e düşmüştür. En zengin 20’lik kesimin gelirden aldığı pay 2018 yılında %47.58 iken 2022’de bu oran %48.01’e yükselmiştir. Son 10 yıla baktığımızda ise 2013 yılından en yoksul %20’lik kesimin gelirden aldığı pay %6.01, en zengin kesimin gelirden aldığı pay ise %46.6’dır. Yani toplumun dar gelirli kesimi 10 yıl öncekinden daha yoksuldur ve alım gücünde ciddi bir düşüş olmuştur. En zengin %20’lik kesim ise 10 yılda daha da varlıklı hale gelmiştir. Emekli, Memur ve İşçinin Maaşı Eridi Emekli ve kamu çalışanlarının maaşları döviz ve altın karşısında neredeyse yüzde 50 oranında erimiş, dolayısıyla alım güçleri de düşmüştür. 2013 yılında 923 TL olan en düşük emekli maaşı ile 485 dolar ve 11 gram altın alınabilirken bugün 7 bin 500 TL’lik emekli maaşı ile 278 dolar ve 4 gram altın alınabilmektedir. 2013 yılında, 1.904 TL olan en düşük memur maaşı ile 1000 dolar ve 23 gram altın alınabilirken bugün 20 bin 352 TL’lik en düşük memur maaşı ile 755 dolar ve 12 gram altın alınabilmektedir. 2013 yılında, 804 TL olan asgari ücret ile 423 dolar ve 10 gram altın alınabiliyorken, bugün de 11.402 TL olan asgari ücretle 420 dolar ve 6 gram altın alınabilmektedir. Acilen Tedbir Alınmalı Türkiye İstatistik Kurumu’nun, iktidarın baskı ve müdahaleleriyle sansürleyerek açıkladığı verilere göre bile son 10 yılda toplumun % 80’i hızla yoksullaşmakta, işçi, memur ve emeklilerin alım güçleri düşmekte, gelir dağılımındaki makas her geçen yıl daha da açılmaktadır. Buna rağmen AKP iktidarı tarafından gelir dağılımındaki artan eşitsizliği durduracak bir ekonomi planlaması yapılmamaktadır. Oysa gelir dağılımındaki adaletsizliğin eğitimden sağlığa, barınmadan sosyal hayata kadar her alanda fırsat eşitliğini, birçok temel hak ve hürriyeti ortadan kaldıran ağır sonuçları vardır. Bu nedenle ülkemizde artan gelir adaletsizliğini engelleyecek tedbirlerin hızla alınması gerekmektedir. Bu haber de ilginizi çekebilir: İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yıldırım görevden alındı

Kerim Rota: Mutlak yoksulluk geri döndü Haber

Kerim Rota: Mutlak yoksulluk geri döndü

Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde “Son Yüzyılda Tasarruflarla İmtihanımız: İkinci Yüzyılda Ne Yapılmalı?” başlıklı bir konuşma yaptı. Kerim Rota, dünyada en büyük ekonomik sorunun enflasyonun ardından, gelir veya servet dağılımı bozukluğu olduğunu belirtti. Servet dağılımı konusunda durumun gençler açısından vahim bir noktaya geldiğini anlatan Rota, gençlerin bu kısır döngüden kurtulması için bir şeylerin yapılması gerektiğini ifade etti. GELİR ADALETSİZLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ 1981 yılı sonrasında doğan kuşağın gelir ve servete ulaşmasının artık daha da zorlaştığını ifade eden Rota, “Çünkü çok daha rekabetçi ve emeğin değerinin daha az olduğu dünyada yaşamak zorundalar. 1990 sonrası doğanlar için bu durum çok daha zor. Yoksul bir ailede doğan çocuğun yoksul olma ihtimali artık daha yüksek. 1980'lerde doğan bir çocuğun, ailesinden daha fazla para kazanma durumu yüzde 40'lara kadar düştü” diye konuştu. MUTLAK YOKSULLUK GERİ DÖNDÜ Yaşanan bütün olayların sonunda güven probleminin ortaya çıktığını ifade eden Rota, şunları söyledi: “Devlete güven olmayınca da yatırımları finansa edecek tasarrufların vadesi de kısalıyor. Dünyada gelir ve servet dağılımı çok ciddi şekilde bozuluyor. Soğuk savaşın sonunda kurulan hayaller farklıydı. Çalışkan ve üretken olanların ödüllendirileceği bir dünya hayali kuruldu. Yüksek enflasyon sonunda 'bitti' dediğimiz mutlak yoksulluğun geri dönmesine neden oldu. Gelir adaletsizliği eğitimin vasatlaşmasına, istihdamın azalmasına ve reel ücretlerin düşmesine neden oldu. İyi eğitim alamayan gençler hayata bir sıfır yenik başlıyor. Gençlere umut verecek ikinci nesil toplum sözleşmesine ihtiyaç var. Bu sözleşmede kapsayıcı, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi olmalı” dedi. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.