TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#felaket

felaket haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, felaket haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Depremzede aile üçüz bebekleriyle hayata tutundu Haber

Depremzede aile üçüz bebekleriyle hayata tutundu

Kahramanmaraş merkezli depremlere Hatay’ın Antakya ilçesinde yakalanan Mehmet ve Dilek Aydın, çiftinin yuvaları ağır hasar aldı. Depremde üçüz bebeklerine hamile olan Dilek Aydın, 24 Haziran’da evlatlarını dünyaya getirdi. Asrın felaketinden hayatları olumsuz etkilenen aile, üçüz bebekleriyle yeniden hayata tutundu. Mehmet Aydın, Yayladağı ilçesi Bozlu Mahallesi’nde bulunan babasına ait evde kızı İkra Ecrin, üçüz bebekleri; Alpaslan, Muhammed ve Kerem ile yeni bir yuva kurdu. Üçüz bebeklerinin bakıma konusunda eşine destek olan fedakar baba, depremden dolayı ve evlatlarıyla ilgilenmesinden dolayı aylardır çalışamıyor. Üçüz bebeklerin aylı 10 bin TL’yi bulan giderleri konusunda aylardır birikimlerini kullanan baba, maddi anlamda yardımsever vatandaşlardan destek bekliyor. “Ben her gün gördüğüm için benzediklerini düşünmüyorum” Evlatlarını sağlık bir şekilde dünyaya getirmenin mutluluğunu yaşadığını ifade eden Dilek Aydın, bebekleri her gün gördüğü için birbirine benzetmediğini dile getirerek, “26 Haziran’da doğdular. Deprem olduğunda 3 aylık hamileydim. Depremde çok zor şeyler yaşadık. Ama çok şükür üçüzlerimi sağlıklı bir şekilde kucağıma aldım. Bir tane daha kızım var İkra Ceylin, hepimize çok büyük moral oldular. Çok şükür, sağlıklılar. İsimleri; Muhammed, Kerem ve Alpaslan. Ben her gün gördüğüm için benzediklerini düşünmüyorum. Bakımları zor oluyor, 2-3 saatte bir uyanıyorlar. Yalnız bakmakta zorlanıyorum, o yüzden eşim çalışmıyor. Eşimle birlikte bakıyoruz. Depremden önce çok mutluyduk, keşke yaşanmasaydı. Bebeklerimize her şeyi alacaktık, depremden sonra alacak hiçbir yer kalmadı. Antakya diye bir yer kalmadı. Tek başıma kaldığımda; birini bebek arabasına koyuyorum, birini ayağımda sallıyorum ve birini kucağıma alıyorum. Çok güzel bir duygu annelik, Rabbim isteyen herkese nasip etsin ama ikiz nasip etsin, üçüzün bakımı çok zor” dedi. "Bakımları yorucu; gecemiz, gündüzümüz aynı” Evlatlarının bakımı konusunda eşinde destek olduğunu belirten Mehmet Aydın, gece ve gündüz kavramının kalmadığına değinerek “Asrın felaketinde evimiz yıkıldı. Mecburen köye taşınmak zorunda kaldık, eşim hamileydi. 26 Haziran’da nur topu gibi 3 tane oğlumuz oldu. Evlatlarımın bakımı konusunda eşime destek oluyorum. Bakımları yorucu; gecemiz, gündüzümüz aynı. Aylık 10 bin TL’ye yakın harcama yapıyoruz. Mamaları, bezleri ve suları derken diğer ihtiyaçlarla birlikte. Birikimim vardı depremden önce onu da bitirdik. Devletimizden bize destek bekliyoruz. Bebeklerimiz Hatay bölgesinde moral oldu. Deprem bölgesindeki üçüz bebeklerimizi sevmek için baya gelen oldu” ifadelerini kullandı. “Depremde evleri yıkıldı, hiçbir şeylerini kurtaramadılar” Emek Mahallesi Muhtarı Celal Sarı, depremden önce ailenin kendi mahallesinde yaşadığını ve aile için elinden gelen tüm destekleri verdiğini belirterek, “Deprem bölgesindeyiz, acılar yaşadık. Bizi sevindiren bir olay yaşandı, bu ailemizin de üçüz bebekleri oldu. Gerçekten mutuyuz ve gurur duyuyoruz. Elimden gelen yardımları yapmaya bu depremzede ailemiz içinde yapmaya çalışıyorum. Mehmet kardeşim servis şoförü, bebekler doğduktan sonra işe gidip gelemiyor. Çevredeki arkadaşlarımız da destek oldu, sosyal yardımlaşmadan da mama desteklerimiz oldu. İmkanı olan vatandaşlardan da depremzede ailemize destek bekliyoruz. Depremde evleri yıkıldı, hiçbir şeylerini kurtaramadılar. Desteklerimiz devam ediyor. Üçüzlere bakmak çok zor, biz bir tanesine zor bakıyoruz. Rabbim yardımcıları olsun” şeklinde konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Hatay’da dinamitle patlatılan 10 bina böyle yerle bir oldu

Ani şiddetli yağışlar, kuraklıklar artarak devam edecek Haber

Ani şiddetli yağışlar, kuraklıklar artarak devam edecek

Eylül ve ekim ayında düşen şiddetli ve ani yağışlar Türkiye’nin birçok noktasında sel felaketine yol açtı. Küresek iklim değişikliğiyle beraber bu tür felaketlerin artarak devam edebileceği uyarısında bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, önemli açıklamalarda bulundu. “Ani şiddetli yağışlar, kuraklıklar artarak devam edecek” Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yaşadığımız son sellere baktığımızda şehir merkezimizde çok daha fazla ve artarak devam ettiğini görüyoruz. Çünkü şehir merkezlerimizi çok betonlaştırdık. Düşen yağışların hiçbirisini emecek toprak tabakası yok. Onları bloke edecek bir ortamımız yok. Hepsi yüzey akışa geçiyor. Yüzey akışa geçtiğinde ani şiddetli bu yağışları taşıyabilecek akış ortamları da oluşmadığı için maalesef bu süreci yaşıyoruz. Bu sürecin bundan sonra da artarak devam etmesi büyük bir sıkıntı oluşturabilir. Bunun için de hızlı bir şekilde tedbirlerin alınması gerekiyor. Önümüzdeki sene de ciddi anlamda riskleri taşıyor. Kış ayları ile ilgili uyarılar geliyor. Çok şiddetli soğuklar olabilir. 'Hatta kış aylarının sonuna doğru ciddi kuraklık olabilir' şeklinde ifade edilen bir takım durumlar var. Yaşanan süreç onu gösteriyor ki böyle ani şiddetli yağışlar, kuraklıklar artarak devam edecek. Çünkü güneyden gelen kuraklık tüm Türkiye’yi sarmış durumdadır. Hızlı bir şekilde tarımsal faaliyetlerimizi etkileyen, tüm yaşam şartlarımız etkileyen bir ortam oluşuyor. Özellikle şehir merkezlerimizde yerel yöneticilerimizin bu konuya el atması gerekiyor. Bu konuyu gündemlerine taşıması ve mutlak suretle şehir merkezine düşen ani suların hem depolayabilecek hem toplayabilecek hem de akış rejimlerini düzenleyecek projeler hazırlayarak halkın karşısına çıkmaları gerekiyor. Aksi takdirde bu felaketleri önümüzdeki süreçte artarak yaşama riskimiz devam ediyor. Yerel yönetimlerin ciddi şekilde projeler üretmesi gerekiyor” diye konuştu. "Kuraklıkla beraber biriken yağışlar sel felaketlerini beraberinde getiriyor” Küresel iklim etkisinin dünyayı çok ciddi anlamda etkilediğinin altını çizen Demir, "Bu etkilerin artarak devam etmesi maalesef kaçınılmazdır. İnsanoğlu bunun yoğun bir şekilde tedbiri almak, yaşamın sürdürebilirliği için çalışmalar yapıyor. Şu ana kadar istenilen başarı elde edilmiş değildir. Başarının geleceğe taşınabilmesi için günü doğru okumak gerekiyor. Küresel iklim etkisi maalesef ülkemizde de etkisini giderek artırarak devam ettiriyor. Doğal afetler, beklenmedik ani yağışlar, kuraklık, sel, hortum gibi pek çok felaketi beraberinde getiriyor. Son yıllarda yaşadığımız kuraklık ise bunun en bariz örneğidir. Yaz aylarının başlangıcında güzel yağışlar aldık diye sevinirken maalesef temmuz, ağustos, eylül de dahil olmak üzere kurak geçti. Eylülün son haftasında başlayan yağışlar çok ciddi anlamda etkili olmaya başladı. Bunun da sebebi ani kuraklıklarla beraber kuruyan toprak ortamı düşen yağışın hızlı bir şekilde yüzey akışa geçmesi ve bunun selleri meydana getirmesidir. Bunu tetikleyen diğer bir unsur ise çok şiddetli ve ani yağışların olmasıdır. Kuraklıkla beraber biriken yağışların ani bir şekilde düşmesi bu sel felaketlerini beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Uzman Illya Azaroff: Afetlere karşı hazır olmalıyız

Felaketin yıldönümünde ‘korku iklimine’ uyarı Haber

Felaketin yıldönümünde ‘korku iklimine’ uyarı

TENZİLE AŞÇI Birinci derece deprem kuşağında yer alan Türkiye’de art arda yaşanan deprem felaketlerinin izleri hala devam ederken ülkenin yaşadığı en büyük deprem felaketi olan 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümünde deprem gerçeği bir kez daha gündeme geldi. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilde etkili olan depremlerin yaraları halen sarılıp yıkımların telafisi yapılmamışken art arda gelen depremler yine vatandaşlara panik ve korku ikliminin oluşmasına neden oldu. Öte yandan; özellikle 6 Şubat döneminde yaptığı açıklamalarla gündem olan Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 17 Ağustos felaketinin 24. yılında uyarı niteliğinde açıklama yaptı. Ülkede korku iklimin oluşturulduğuna dikkat çeken Ercan, korku değil özüm üretilmesi gerektiğini belirterek devlet politikalarını işaret etti. Ercan, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Zaten geçim sıkıntısı içinde kıvranan toplumu, sürekli olarak "deprem olacak" diye korku sarmalında kıvrandırmanın bir yararı yoktur. Halkın yaşam sevincini kırar, yaşamdan bezdirir. Korku yerine çözüm üretmek gerekir. Bir ülkede depreme çare; ekonominin iyileştirilmesi, yetkin yönetim, ayrıca yazgıcılığın yok edilmesinden geçer.” Zaten geçim sıkıntısı içinde kıvranan toplumu, sürekli olarak "deprem olacak" diye korku sarmalında kivrandirmanin bir yarari yoktur. Halkın yaşam sevincini kırar, yaşamdan bezdirir. Korku yerine çözüm üretmek gerekir. — Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan (@ovgunaercan) August 17, 2023

İzmirli gönüllülerin mesaisi sürüyor Haber

İzmirli gönüllülerin mesaisi sürüyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin afet bölgesi için başlattığı destek çalışmaları artarak devam ederken gönüllüler de yoğun mesai harcadı. Depremin ilk gününden bu yana aralıksız çalışan gönüllüler yardımların toplanma merkezlerinde bölgeye gönderilecek kolileri düzenledi. Depremzedeler için bağışlanan kıyafet, gıda, battaniye ve insani yardım malzemelerinin tasnif ve paketleme işlemlerini yürüten vatandaşlara Ukraynalı gönüllülerden destek de geldi. Yardımların organize edildiği noktalardan Fuar İzmir’de binlerce gönüllü arasına katılan Ukraynalılar, ülkelerinde savaş devam etmesine rağmen depremden etkilenenlerin yaralarını sarmak için ilk günden bu yana canla başla çalıştı. “Vefa ve minnetimizi göstermek istedik” İzmir Ukraynalılar Derneği Başkan Yardımcısı Oksana Özek ve arkadaşı Alona Dinç, depremin hemen ardından yardıma koştuklarını ifade etti. Gönüllüler ülkelerindeki savaş sırasında Türkiye’den destek aldıklarını belirtti ve vefa duygusu taşıdıklarını aktardı. Başkan Yardımcısı Oksana Özek, “Geçen yıl Şubat ayında ülkemizde savaş başladığında Türkiye’den ve Türk halkından çok yardım aldık. İzmir’de yaşıyoruz ve bize herkes çok iyi davranıyor. Yakınlarımızı, evimizi kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Depremzedelerin acılarını çok iyi anlıyoruz, o nedenle duyar duymaz yardıma geldik ve her gün burada çalışmalara destek oluyoruz. Vefamızı ve minnet duygumuzu göstermek istedik” dedi.

Bayraklı’da destek büyüyor! Haber

Bayraklı’da destek büyüyor!

Bayraklı Belediyesinin, Türkiye’yi sarsan deprem felaketi sonrası başlattığı yardım kampanyası çığ gibi büyüdü. Binlerce sağduyulu vatandaş, temel ihtiyaç malzemeleri göndererek dayanışma ağına destek oldu. Dün 4 tır dolusu yardım malzemesini İBB Koordinasyon Merkezi’ne ileten belediye ekipleri, her geçen saniye artan destekleri de deprem bölgesine gönderecek. Başkan Sandal “Ülke olarak felaketi yaşıyoruz. Depremzedelerimizin yanındayız” dedi. DESTEK ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde yıkımlara sebep olan deprem sonrası yardım çağrısında bulunan Bayraklı Belediyesi, dün itibariyle 5000 battaniye, 750 elektrikli ısıtıcı, 737 çocuk montu, 1920 adet panduf, 1518 atkı ve bere, 4081 çift çorap, 261 uyku tulumu, onlarca ışıldak, el feneri, mama ve 3222 hijyen malzemesini paketleyerek İBB Koordinasyon Merkezi aracılığıyla deprem bölgesine gönderdi. Vatandaşların sağduyusu sayesinde büyüyen yardım kampanyası, dün geceden bu yana artarak devam etti. Temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik binlerce ürün daha belediyenin tesislerine teslim edildi. Onlarca gönüllü çalışan tarafından paketlenen ürünlerin, kısa sürede deprem bölgesine gönderileceği belirtildi. ÖĞRENCİLER VE VELİLERİNDEN DUYARLI DAVRANIŞ Öte yandan Ayda Bebek Anaokulu öğrenci ve velileri de deprem mağdurlarına destek olmak için seferber oldu. Veliler, bebek maması, kışlık kıyafet, hijyen malzemesi, battaniye, çorap, çocuk ceketi, uyku tulumu ve bebek bezlerinden oluşan yüzlerce temel ihtiyaç malzemesini Anaokulu yönetimine iletti. Ekipler de gelen yardımları araçlara yükleyerek İzmir Büyükşehir Belediyesi Koordinasyon Merkezi’ne teslim edilmek üzere yola çıkardı. Yardım taleplerinin devam ettiği ifade edildi. “ELİMİZDEN NE GELİYORSA YAPACAĞIZ” Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal “Bayraklı depreminde yaşadığımız zorlukları ve ihtiyaçları iyi biliyoruz. Bu acıyı yakından tanıyoruz. O nedenle depremi yaşayan vatandaşlarımızın durumunu daha iyi anlıyoruz. Bayraklı Belediyesi olarak, deprem bölgelerine gönderilmek üzere hazırlanan temel malzemeleri İzmir Büyükşehir Belediyemizin koordinesinde, her gün ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. Depremzedelerimizin her zaman yanında olacağız ve elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz” dedi. HABER MERKEZİ

Felaketin ardından ‘yapı stoku’ vurgusu:  Gereken adımlar atılmıyor! Haber

Felaketin ardından ‘yapı stoku’ vurgusu: Gereken adımlar atılmıyor!

ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illerde de binlerce binanın yıkılmasına sebep olan 7 depremlerin yakıları sürüyor. Enkaz altında çok sayıda yurttaşın kurtarılmayı beklediği felaketin ardından yapıların deprem yönetmeliğine uygunluğu da bir kez daha tartışma konusu oldu. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar’a göre, doğru mühendislik ilkeleri gözetilmeyen ve depreme dayanıklı tasarım ilkelerinin hiçe sayıldığı pek çok yer bulunuyor ve bu yapıların olası bir depremde yıkılması an meselesi… ASLINDA BEKLENENİ YAŞADIK! Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu kabul etmek gerektiğini vurgulayan Ayatar, depremlerin bilinmezlik taşımadığını belirterek, “Aslında beklenen bir şeyi yaşadık. Beklemediğimiz bir şey değildi. İzmir ya da başka şehirler, bu bir ülke sorunu maalesef. Her defasında deprem değil, yapı öldürür diyoruz. Bunun bir gerçek olduğunu çok acı bir şekilde gördük. Yıkılan binlerce binadan bahsediliyor. Bölgeye ulaşım ve haber alma konusunda zorluklar yaşanıyor. Bir yandan koordine olmaya çalışıyoruz. İhtiyaçları tespit etmeye çalışıyoruz. İnsanlar şu an enkaz altında, yaşadığımız çok acı bir şey. Çok kişiyi etkileyen bir depremin sonucuyla acı bir şekilde karşı karşıya kaldık. Kimsenin bilmediği bir durumla karşı karşıya değiliz. Herkes yapıların nasıl güvenli hale geleceğinin de farkında. Sistemde aksayan yönler de biliniyor. Ancak maalesef iyileştirilmesi yönünde irade ortaya konulmuyor. Bildiğimiz halde gerçekleştiremiyoruz” dedi. GEREKEN ADIMLAR ATILMIYOR Geçmişte yaşanan acılara rağmen yapı stokunun iyileştirilmesi konusunda alınmayan önlemlere dikkat çeken Ayatar, “Tespit çalışmaları ülkenin en öncelikli politikası olmalı ve kaynak aktarılması gerekmektedir. Ancak maalesef hala bu öneriler kulak arkası ediliyor. Yapılarımıza güvenmiyoruz, güvenli olmadıklarını biliyoruz. Ancak ne güçlendirme ne yenileme noktasında maalesef atılması gereken adımlar atılmıyor. Yeni yapılar için de aynı şey geçerli şu anda. Görece eski tarihli yapılar daha öncelikli incelenmesi gereken yapılar olabilir. Ama aslolan şey mühendislik hizmeti alan ve almayan yapı arasındaki farktır. Bugün hala yapı üretimde sorunlar yaşıyoruz. Bunu bile düzeltemiyoruz. En azından bundan sonra yaptığımız yapıları daha güvenli şekilde inşa edelim. Bunu bile çözemiyoruz ki kaldı ki şu an yaşadığımız acı tabloda maalesef olan yine insanlara oluyor. Şu anda birçok insan enkaz altında kurtarılmayı bekliyor. Umarım sağ salim bir şekilde çıkarılırlar. Acilen koordineli bir şekilde dayanışmaya ihtiyaç var. TMMOB İKK olarak bölgenin ihtiyaçları üzerinden bir çağrıda bulunduk” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.