TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#eski eş

eski eş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, eski eş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yüzüne kimyasal madde fırlatan eski eşinden yeniden şikayetçi oldu Haber

Yüzüne kimyasal madde fırlatan eski eşinden yeniden şikayetçi oldu

Bayrampaşa'da eski eşi Yasemin Aksoy'un yüzüne kimyasal madde fırlatıp darp ettiği iddiasıyla yeniden yargılanan Yusuf Çavdar'ın davasında Aksoy, şikayetini geri çektiği sanıktan ‘tehdit ve takip edildiği' iddiasıyla yeniden şikayetçi oldu. Mahkeme, sanık Çavdar'a müşteki Aksoy'un bulunduğu iş veya bölgeye 200 metreden fazla yaklaşmama şeklinde adli kontrol tedbiri uyguladı. Bayrampaşa'da 4 Ocak 2023'de eski eşi Yasemin Aksoy'un (32) işe gitmek için evden çıktığı sırada yüzüne kimyasal madde fırlatıp darp ettiği iddiasıyla yeniden yargılanan Yusuf Çavdar'ın davasının görülmesine devam edildi. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Yusuf Çavdar hazır bulundu. Duruşmaya müşteki avukatı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da katıldı. ‘'KADIN SENDEN KORKUYORMUŞ'' Duruşmada hakim, ‘'Müşteki Yasemin Aksoy'u rahatsız etmişsiniz, Sinop'ta takip etmişsiniz, tehdit etmişsiniz ve sizi şikayet etmiş, hakkınızda soruşturma başlatılmış Sinop'ta. Kadın senden korkuyormuş'' diyerek sanığın vereceği cevabı bekledi. ‘'VALLAHİ, BİLLAHİ TAKİP ETMEDİM'' Bunun üzerine sanık Çavdar, ‘'Bundan haberim yoktu. Evet, Sinop'a gittim orada çocuklarımda 1 saat kadar vakit geçirdim. Çocuklar şu an annesinde, müştekinin İstanbul'da olduğunu biliyorum ama yerini bile bilmiyorum. Vallahi, billahi takip etmedim'' şeklinde konuştu. Sanığın savunmasının ardından hakim, ‘'Tekrar hücreye girmek mi istiyorsun'' deyince sanık Çavdar, Aksoy'u takip etmediğini yineledi. ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇMİŞTİ AMA… Duruşmada müşteki Aksoy'un avukatı, ‘'Müvekkil geçen celse sanığın ‘pişmanım' demesinden dolayı şikayetinden vazgeçmişti ancak sanık duruşmada söz vermesine rağmen tehdit ve hakaretlerine devam etmiş. Sanığın eylemleri devam ettiğinden bizim de şikayetimiz devam etmektedir'' ifadelerini kullandı. 200 METREDEN FAZLA YAKLAŞMAMA TEDBİRİ Ara kararını açıklayan mahkeme, müşteki Aksoy'un yüzünde iz olup olmamasına ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, sanık Çavdar'a müşteki Aksoy'un bulunduğu iş veya bölgeye 200 metreden fazla yaklaşmama şeklinde adli kontrol tedbiri de uygulayarak duruşmayı erteledi. DAVANIN GEÇMİŞİ Bayrampaşa'da 4 Ocak 2023'de Yasemin Aksoy (32) işe gitmek için evden çıktığı sırada eski eşi Yusuf Çavdar'ın (35) yakıcı kimyasal maddeli saldırısına uğramıştı. Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede işe gitmek için evden çıkan Aksoy'un, eski eşi Çavdar ile evinin sokağında karşılaştığı, Çavdar'ın ‘seni yaşatmayacağım, süründüreceğim' diye tehditlerde bulunduğu, daha sonra Aksoy'un ‘Yusuf ne diyorsun, çekil yolumdan, benimle uğraşma' dediği, hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya çalıştığı ancak ne olduğunu anlamadan yüzünde bir soğukluk hissettiği aktarıldı. İddianamede ayrıca, Çavdar'ın yüzüne attığı yakıcı kimyasalın ardından Aksoy'un yere düştüğü ve Çavdar'ın yerde olan müştekiyi tekmelemek suretiyle darp ettiği de belirtildi. Hakkında ‘boşandığı eşe karşı silahla ve canavarca hisle kasten yaralama' ve ‘tehdit' suçlamasıyla dava açılan tutuklu sanık Yusuf Çavdar, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada ‘boşandığı eşe karşı silahla ve canavarca hisle kasten yaralama' ve ‘tehdit' suçundan toplamda 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ayrıca, sanığın almış olduğu ceza miktarı da dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti. Daha sonra verilen hüküm ise bozulmuştu. Bu haber de ilginizi çekebilir: İstanbul Uzunçayır’da metrobüs kazası

Eski eş dehşetinde ‘ağır ceza’ kararı: Sanıktan pişkin savunma! Haber

Eski eş dehşetinde ‘ağır ceza’ kararı: Sanıktan pişkin savunma!

İzmir’de boşandığı eşi Aysel Aydemir’i pompalı tüfekle vurup ağır yaralayan ve biri ‘kasten yaralama’ olmak üzere üç ayrı suçtan 12,5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan zanlı Ferhat B., yeniden hakim karşısına çıktı. Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına tutuklu sanık Ferhat B., SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) yoluyla katıldı. Müşteki Aysel Aydemir ile ailesi ve taraf avukatları ise mahkeme salonunda yer aldı. Geçen duruşmada sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespitine ilişkin istenen rapor mahkemeye ulaşmadı. Duruşmada görgü tanıklarının beyanları dinlendi. 3-4 EL SİLAH SESİ DUYDUM Tanıklardan B. Ç., olay günü çöp attıktan sonra dükkanına girdiği sırada silah sesleri duyduğunu belirterek, “Sanığı tanımıyorum. Sabah dükkanımı açıyordum. Çöp atarken beyaz bir araba gördü. Çöpü döküp içeri geçtim, silah sesleri geldi 3-4 el. Silah sesi değişince koştum belediyede çalışan arkadaşlarla karşılaştım. ‘Polisi arayalım’ dedim. Olay yerinde vurulmuş haldeydi Aysel. Kalça ve bacak kısımlarında kan vardı” dedi. İMDAT DİYE BAĞIRIYORDU Çöp toplamaya çıktıkları sırada olay yerinden geçtiklerini anlatan başka bir tanık A. K. ise, “İşe çıkarken silah sesi duyduk. Bir erkeğin kadını vurduğunu gördük. 4-5 el silah sesi duydum. Sonradan olay yerine gittim silah sıkışını görmedim. Dizlerinden kan akıyordu kadının. ‘Seni vuran kim?’ diye sordum, ‘Eşim’ dedi. Sonra ambulansı ve polisi aradık. Onlar gelince olay yerinden ayrıldık. Müştekinin ‘İmdat’ seklinde bağırdığını hatırlıyorum” ifadelerini kullandı. ELİNDEKİ SİLAHLA KADINA SIKIYORDU Olayın tanıklarından N. D. da, “Biz o saatlerde çöp topluyoruz. Olay yerine yakın bir çöp konteynerini alırken yüksek bir ses duyduk, silah sesi gibi. Çöpü arabaya attık, ilerlerken olayın olduğu yerde bayan arkadaş vardı. Üzerine silahla sıkan bir şahıs vardı. Tam duymadım ne konuştuklarını ama üzerine 3-4 el silah sıktı. Sanık olay sırasında müştekiyi sabit tutmuştu. Elindeki silahla kadına sıkıyordu. Silah ile müşteki arasında hemen hemen hiç mesafe yoktu. Ben sanığın müştekinin kafasına silah doğrulttuğunu görmedim. Sanığın attığı kurşunlar bize de isabet etmesin diye ileriye gittik. Ses kesilince hemen geri döndük. ‘Beni kurtarın, öleceğim’ seklinde sözler söyledi müşteki. Üzerimden atletimi çıkarıp kanayan baldırına bağladım” diye konuştu. OLAYI HATIRLAMIYORUM Tanık beyanlarının ardından söz hakkı verilen sanık Ferhat B. de, sağlık sorunlarının devam ettiğini ve kendisini savunamadığını söyleyerek, “Aynı sorunlarım devam ediyor. İlaçların etkisindeyim, kendimi savunamıyorum. Olayı hatırlamıyorum. Tanıkların beyanlarına diyeceğim bir şey yok” dedi. DOSYA AĞIR CEZAYA GÖNDERİLMELİ Ardınsan söz alan müşteki avukatları, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine ilişkin taleplerini tekrarlayarak, şunları söyledi: “Müşteki avukatları şunları söyledi: “Dosya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmeli. Burada masumane olarak adlandırılabilecek hareketlerin olduğu kabul edilemez. Dosyanın görevsizlik kararıyla Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ediyoruz. Akrabalarını arayıp cezaevinde para isteyen birinin şu anda hiçbir şey hatırlamıyor olması akıl sağlığının yerinde olduğunu gösteriyor.” ÖLDÜRMEK İSTESE ÖLDÜRÜRDÜ! Sanığın eşini vurduğu için üzgün olduğunu ifade eden sanık avukatı ise, “Sanık eşini vurduğundan dolayı üzgün olduğunu belirtti bana. Büyük bir pişmanlık duyuyor ama şu anda akıl sağlığı gel gitleri yaşıyor. Her iki tanık anlatımına bakılırsa eşini öldürmek isteseydi öldürürdü. Kendisi silah kullanımında uzman, askerde de keskin nişancıydı. Öyle bir şey istese eşini öldürmüş olacaktı. Bu bir yaralamadır. Görevsizlik talebinin dikkate alınmayacağı kanaatindeyim” sözleriyle savunma yaptı. MAHKEMEDEN GÖREVSİZLİK KARARI Tanık ve taraf avukatlarının beyanlarını dinleyen mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve görevsizlik kararı vererek dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Mahkeme heyeti görevsizlik kararı için gerekçelerini şöyle sıraladı: “Sanığın müştekiye yönelik eyleminde kullandığı suç aletinin öldürmeye elverişli silah olması, sanığın müştekiye yakın mesafeden birden fazla defa ateş etmesi, eylemini gerçekleştirirken öldüreceği hususunda müştekiye yönelik tehditte bulunması, müşteki ve tanık beyanları dikkate alındığında sanığın eyleminin eşe yönelik öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu anlaşılmış olup dosyanın yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi mütalaa olunur.” KABUL ETMİYORUZ Görevsizlik kararını kabul etmediklerini belirten sanık avukatı, “Sanık eşini öldürmek isteseydi rahatlıkla öldürebilirdi ama bir yaralama kastı vardı amacına ulaşmıştır. Sayın mahkemeniniz görevli olduğu kanaatindeyiz” dedi. AĞIR CEZALIK BİR DURUM YOK! Kararın ardından söz hakkı verilen sanık Ferhat B. ise “Ağır cezalık bir durum yok bence” sözleriyle kendini savundu. KADINLAR ADLİYE ÖNÜNDE TOPLANDI Öte yandan duruşma öncesinde İzmir Kadın Meclisleri ve Mor Dayanışma üyesi kadınlar, adliye binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep eden kadınlar, adalet sağlanana kadar davanın takipçisi olacaklarını vurguladı. İzmir Kadın Meclisleri adına konuşan Tülin Osmanoğulları, “Bu bir öldürmeye teşebbüs davasıdır. Bu bir basit yaralama değildir. Kadınların hayatlarını bu kadar kolay gözden çıkaramazsınız. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Biz sanıkların bu cesareti nereden aldığını biliyoruz. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlardan, 8284’ü tartışmaya açanlardan, üç kuruş dahi olmayan nafakayı tartışmaya açanlardan ve yargıdaki cinsiyetçi kararlardan aldıklarını biliyoruz. Sanıklar eylemi gerçekleştirmeden önce internetten araştırma yapıyor, nereden ne şekilde indirim alabilirim diye. Burada sanığı resmen ödüllendirmişler, sırtını sıvazlamışlar. Bu bir basit yargılama değildir, öldürmeye teşebbüstür. Bu davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep ediyoruz” dedi. AYSEL İÇİN BURADAYIZ Mor Dayanışma adına konuşan Deniz Uslu ise, “Yine bir erkek şiddeti vakası sonrası adliye önündeyiz. Buraya kadar gelmeden önce yaşadığımız şehre İzmir’e bir dönüp bakalım. Erkek şiddeti Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi İzmir’in de dört bir yanında. Her gün şiddetin türlü biçimleriyle karşı karşıyayız. Her gün hayatımıza dair saldırıların çeşitli boyutlarıyla karşı karşıyayız. Peki bunun karşısında ne yapılıyor? Hiçbir adım atılmadığı gibi var olan haklarımızı da elimizden almaya çalışıyorlar. İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiler, 6284’e saldırıyorlar. Kadının nafaka hakkına saldırmaya çalışıyorlar. Öldürülmemek için sığınacağımız yerler neresi peki? Kadın sığınma evleri… İzmir’de sadece 7 tane kadın sığınma evi var. Toplam kapasite ise sadece 187. Böyle komik rakamların içerisinde yaşıyoruz hep birlikte. Bir kadın şiddete maruz kaldığında çalacak bir kapısı olmadığında o şiddet dolu yuvaya tekrar dönmek zorunda kalıyor ya da sokaklarda buluyor kendisini. İşte biz bu yüzden varız sevgili kadınlar. Bir kadın şiddete maruz kaldığında ‘yalnız değilsin’ demek için buradayız. Biz birbirimizin elinden tutmadıkça karşımızdaki kadın düşmanı iktidarın elimizden tutmayacağını biliyoruz. O yüzden ilçe ilçe örgütlenerek bize ihtiyaç kalmayacak günlere gelene kadar bu mücadeleyi yükselteceğiz. Bugün Aysel kız kardeşimiz için buradayız. Eski kocası tarafından öldürmeye teşebbüs edilmiş Aysel için buradayız. Bu davanın ağır ceza mahkemesine taşınması için buradayız. Failin hak ettiği cezayı alması için buradayız” ifadelerini kullandı. NE OLMUŞTU? Kadın cinayetlerinin gündemden düşmediği Türkiye’de bir kahreden olay da 19 Haziran tarihinde İzmir’in Çiğli ilçesinde yaşanmıştı. İki çocuk annesi Aysel Aydemir, 13 yıl evli kaldığı eski eşi Ferhat B. tarafından işe giderken pompalı tüfekle vurulmuştu. Vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Aydemir, şans eseri hayatta kalmayı başarırken, kısa sürede yakalanarak göz altına alınan Ferhat B. ise tutuklanmıştı. Ferhat B.’ün hak ettiği cezayı alması için ‘adalet’ talebinde bulunan Aydemir, “O gün oraya beni öldürmeye gelmişti. Elini kolunu sallayarak oradan çıkmasını istemiyorum. Hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Bugün benim başıma gelen yarın sizin de başınıza gelebilir. Lütfen sesim olun” sözleriyle gazetemiz aracılığıyla isyan etmişti. Olayın ardından alınan ifadeler ve alınan deliller ışığında hazırlanan iddianamede, Ferhat B. hakkında ‘Boşandığı eşe karşı kasten yaralama’, ‘Silahla tehdit’ ve ‘6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna Muhalefet’ suçlarından toplam 12,5 yıla kadar hapis cezası istenmişti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de Kadınlar Sutopu Turnuvası başladı

Eski eşi tarafından tüfekle vuruldu: “Lütfen sesim olun!” Haber

Eski eşi tarafından tüfekle vuruldu: “Lütfen sesim olun!”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Kadın cinayetlerinin gündemden düşmediği Türkiye’de bir kahreden olay da 19 Haziran tarihinde İzmir’in Çiğli ilçesinde yaşandı. İki çocuk annesi Aysel Aydemir, 13 yıl evli kaldığı eski eşi Ferhat B. tarafından işe giderken pompalı tüfekle vuruldu. Vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Aydemir, şans eseri hayatta kalmayı başardı. Kısa sürede yakalanarak göz altına alınan Ferhat B. ise emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi ve çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Ferhat B.’ün hak ettiği cezayı alması için ‘adalet’ talebinde bulunan Aydemir, “O gün oraya beni öldürmeye gelmişti. Elini kolunu sallayarak oradan çıkmasını istemiyorum. Hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Bugün benim başıma gelen yarın sizin de başınıza gelebilir. Lütfen sesim olun” diye haykırdı.  EVLİLİĞİ BOYUNCA ŞİDDET GÖRDÜ Evli kaldığı 13 yıl boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, boşanmak istediğinde ise öldürülmekle tehdit edildiğini söyleyen Aydemir, “13 yıl evli kaldığım Ferhat B.’den iki kız çocuğum oldu. Kendisi sürekli alkol alan biriydi. Hem fiziksel hem de psikolojik şiddete uğradım her seferinde. Boşanmak istediğim zaman ‘Seni öldürürüm, kafanı gövdenden ayırırım, bir kadın cinayetine de sen kurban gidersin, aileni katlederim’ gibi tehditlerine maruz kalıyordum. Defalarca kafama silah dayamışlığı vardır şiddet uyguladığı zamanlarda. En son 6284 sayılı kanun kapsamında ve hala aldığım koruma kararları sayesinde boşanabildim kendisinden. Çocuklarım için 1 lira dahi olsa nafakasına tenezzül etmedim, sırf uzak dursun diye. İki çocuğumu ben okutup ben her ihtiyacını karşılıyordum” dedi. “KAFAMA SIKACAKTI MERMİSİ BİTTİ” Olay günü yaşadıklarını da anlatan Aydemir, “5 yıl ayrı kaldığım Ferhat B. sabah ben işe giderken camları siyah filmli beyaz bir otomobil içine saklanmış beni öldürmeye gelmişti. Onu fark ettiğimde hızla aracın yan koltuğundan bir şeyler aldığını fark ettim ve acelece araçtan inerek bana pompalı tüfekle, ‘Demek beni şikayet edersin’ diye ateş etti. Gözü dönmüştü kaçtım, ıskaladı. İkincisini de yüzüme doğru sıkmaya çalışınca pompalı tüfek tutukluk yaptı. Tutukluk yaptığını fark edince kaçmaya çalıştım. Yere düştüğümde yanıma gelip silahıyla kafama sıkacaktı ama mermisi bittiği için boş tetik sesi duyuyordum. Ben bağırmaya başlayınca kaçtı yanımdan. Bu şekilde hayatta kalabildim. Şu an vücudumda merminin isabet ettiği yaralar ve bir kemik kırığım var. Bana bu canice öldürmeye teşebbüs ederek yaptığı saldırıdan dolayı bütün hayat dengem sağlığım ve psikolojim bozuldu” ifadelerini kullandı.

Eski eşiyle yaşamadığını kanıtladı, yetim aylığı almaya devam edecek Haber

Eski eşiyle yaşamadığını kanıtladı, yetim aylığı almaya devam edecek

İzmir'in Karabağlar ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki davacı M.A, 2011'de eşinden ayrılınca babasından yetim aylığı almaya başladı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ise bir süre sonra M.A'nın eski eşiyle yaşadığı gerekçesiyle maaşının kesilmesine karar verip yasal faiziyle ödenmek üzere 20 bin 569 lira da borç bildiriminde bulundu. Beraber yaşadığı iddia edilen eski eşinin o dönemde bir süre cezaevinde olduğunu ileri süren kadın, ilgili belgeleri sunarak kararın düzeltilmesini istedi ancak SGK başvuruya olumsuz cevap verdi. M.A. bunun üzerine yetim aylığının tekrar bağlanması ve borcun iptali için konuyu yargıya taşıdı. SGK KARARI İPTAL EDİLDİ Dosyayı inceleyen Aydın 2. İş Mahkemesi, SGK'nin kararının iptaline ve yetim aylığının kadına yeniden bağlanmasına hükmetti. Kararda, M.A. ve eski eşinin 2008 yılında evlendikleri, 2011 yılında boşandıkları belirtildi. SGK'nin inceleme döneminin 2011-2016 yılları arasını kapsadığı vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verdi: "Denetmen raporu inceleme dönemi olan 2011-2016 arasında, davacı ve eski eşinin oy kullanılsın veya kullanılmasın bu aralıktaki tüm seçimlerde bildirdikleri adreslerin farklı oldukları tespit edilmiştir. Operatör ve abonelik kayıtları da 2011'den sonra tarafların bildirdikleri adreslerin birbiriyle uyuşmadığı görülmüştür. Emniyet araştırmalarında tarafların bir arada yaşadıklarına dair tespit yapılamamıştır. Davacı ve eski eşinin birlikte yaşadıklarını gösterir herhangi bir emareye rastlanılmamıştır. Eski eşin sadece arada çocukları görmek için ikamete geldiği, arada apartmanda gördüğü, ayrıca nüfus adres, seçmen ve operatör kayıtları ile elektrik ve su aboneliklerine göre de tarafların farklı adreslerde kayıtlarının bulunduğu anlaşıldığı için bu durum tarafların birlikte yaşamadığına karine oluşturdu." ÇOCUKLARINI ZİYARET ETMESİ BERABER YAŞADIKLARINI KANITLAMAZ M.A'nın avukatı Ersan Karatekin,  müvekkilinin çalışmadığı için babası üzerinden yetim aylığı aldığını dile getirdi. Eski eşin müşterek çocuklarını görmek için eve ziyarete gelmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğuna işaret eden Karatekin, "Bu durum, beraber yaşadıkları yönünde kanıt teşkil etmez. Tek gelir kaynağı bu yetim aylığı olan ve haksız yere gerçek olmayan bir gerekçeyle iptal edilen, hatta yapılan ödemeler kendisinden borç olarak tahsil edilen müvekkil, dava lehine sonuçlanınca çok sevindi." dedi. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.