TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#elektrik üretimi

elektrik üretimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, elektrik üretimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Küresel elektrik üretiminde rekor! Haber

Küresel elektrik üretiminde rekor!

Londra merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember'in, küresel elektrik talebinin yüzde 92'sini temsil eden 78 ülkenin ocak-haziran 2023 dönemine ait elektrik verilerini geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştıran analizi yayımlandı. Buna göre, yılın ilk yarısında küresel elektrik talebi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,4 artış gösterdi. Bu oran, küresel elektrik talebindeki artışta 10 yıllık tarihsel ortalama olan yüzde 2,6'nın oldukça altında kaldı. Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere bazı büyük ekonomilerdeki talep düşüşü, küresel elektrik talebindeki büyümeyi baskıladı. Elektrik üretiminde ise, rüzgar ve güneş enerjisinin payı geçen yılın ilk yarısındaki yüzde 12,8'e kıyasla bu yılın ilk yarısında yüzde 14,3'e ulaşarak rekor kırdı. Rüzgarın küresel elektrik üretimindeki payı yüzde 8,75 olurken, güneşin payı yüzde 5,52'ye yükseldi. Rüzgar ve güneş, küresel elektrik üretiminde paylarını önemli ölçüde artıran iki elektrik kaynağı oldu. Güneş enerjisinden elektrik üretimi bu yılın ilk yarısında 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 16, rüzgardan üretim ise yüzde 10 büyüdü. Rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının büyümesi, sektör kaynaklı emisyonlardaki artışın yüzde 0,2 ile durağan seyretmesini sağladı. Güneş ve rüzgardan üretilen elektrik, 142 milyon ton karbon emisyonunu önledi. Danimarka elektriğinin yarıdan fazlasını rüzgardan üretti Rüzgarın elektrik üretimindeki payının en yüksek olduğu ülke yüzde 55,6 ile Danimarka oldu. Danimarka, bu yılın ilk yarısında elektriğinin yüzde 10,3'ünü güneşten elde etti. Birleşik Krallık elektriğinin yüzde 31,6'sını, Almanya yüzde 27'sini, İspanya yüzde 25,7'sini, Hollanda yüzde 21,5'ini, Brezilya yüzde 12,2'sini ve ABD yüzde 11,3'ünü rüzgardan karşıladı. Çin'in elektrik üretiminde rüzgarın payı söz konusu dönemde yüzde 11 olurken, gelişmekte olan en büyük ekonomilerden biri olan Hindistan elektrik üretiminin yüzde 4,3'ünü rüzgardan sağladı. Elektrik üretiminde güneşin en yüksek pay sahibi olduğu ülke ise yüzde 24,6 ile Lüksemburg oldu. Hollanda ve Yunanistan elektrik üretiminin yüzde 18,3'ünü güneşten karşılarken, bu oran İspanya'da yüzde 16,3, İtalya ve Almanya'da sırasıyla yüzde 12,6 ve yüzde 12,3 olarak hesaplandı. Japonya yılın ilk yarısında elektriğinin yüzde 11,4'ünü, Danimarka yüzde 10,4'ünü, Hindistan yüzde 7,1'ini, Çin yüzde 5,9'unu ve ABD yüzde 5,8'ini güneşten üretti. Türkiye'nin elektrik üretiminde ise bu yılın ilk yarısında rüzgarın payı yüzde 10,4 ve güneşin payı yüzde 5,65'e yükseldi. Temiz enerji dönüşümünde iddialı hedefleri bulunan AB ülkelerinde rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki ortalama payı sırasıyla yüzde 18,1 ve yüzde 9 oldu. Kuraklık, hidroelektrik üretimini vurdu Söz konusu dönemde, kömürden elektrik üretimi yüzde 1 arttı ve küresel elektrik üretiminin yüzde 36'sını oluşturdu. Doğal gazdan elektrik üretiminin toplam içindeki payı yüzde 0,5 artışla yüzde 22 oldu. Nükleerden elektrik üretimi ocak-haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7 büyüdü ve dünya elektrik üretiminin yüzde 9,6'sını karşıladı. Hidroelektrik üretimi bu dönemde kuraklık nedeniyle yüzde 8,5 ile tarihi bir düşüş yaşadı ve küresel elektrik üretiminin yüzde 14'ünü oluşturdu. Hidroelektrik üretimindeki düşüşün dörtte üçü Çin'den kaynaklandı. Hidroelektrik üretiminden kaynaklanan açığı kapatmak için ise fosil yakıtlardan üretimde artış görüldü. Küresel hidroelektrik üretiminin bu yılın ilk yarısında geçen yıl ile aynı seviyede olması durumunda, enerji sektörü emisyonlarının yüzde 2,9 oranında azalacağı hesaplandı. Küresel elektrik üretiminin kalan kısmı jeotermal enerji gibi diğer yenilenebilir kaynaklardan ve fosil yakıtlardan karşılandı. Raporun başyazarı ve Ember Kıdemli Elektrik Analisti Malgorzata Wiatros-Motyka, yaptığı değerlendirmede, "2023'te enerji sektörü emisyonlarında bir düşüş olup olmayacağı hala belirsizliğini koruyor. Rüzgar ve güneş enerjisindeki kayda değer büyümeyi görmek cesaret verici olsa da, iklim değişikliğiyle yoğunlaşan olumsuz hidroelektrik koşulların çarpıcı gerçekliğini göz ardı edemeyiz." ifadelerini kullandı. Wiatros-Motyka, küresel enerji sektörü emisyonlarının zirvede olduğuna işaret ederek, "Şimdi bu on yıl içinde yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarmak için küresel bir anlaşma sağlayarak fosil yakıtlarda hızlı bir düşüş için ivmeyi serbest bırakmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - ''2053'te elektrik üretiminin yüzde 8'ini karşılamayı hedefliyoruz''

''2053'te elektrik üretiminin yüzde 8'ini karşılamayı hedefliyoruz'' Haber

''2053'te elektrik üretiminin yüzde 8'ini karşılamayı hedefliyoruz''

Dünyanın 4’üncü Avrupa’nın en yüksek jeotermal kaynak potansiyeline sahip Türkiye’nin, jeotermal enerjiden kapasitesinin çok altında yararlandığını vurgulayan Kındap, buna karşılık yenilenebilir enerji kaynakları içinde kapasite faktörü ve sürdürülebilirlik özelliği en yüksek kaynağın jeotermal olduğunu söyledi. 62 bin MW  JEOTORMAL KAYNAK 2053 yılında Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi kurulu gücünde jeotermalin yüzde 8 oranında pay almasını, konut ısıtmasında ise ülkenin tamamının ihtiyacını karşılamayı hedeflediklerini hatırlatan Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı:  “Jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretiminde bugün itibarıyla bin 700 MW kurulu güce ulaşmış durumdayız. Termal turizm, jeotermal seracılık, konut ısıtması gibi faktörlerle birlikte 5 bin 20 MW entegre kullanımımız bulunuyor. Buna karşılık Maden Tetkik Arama Kurumu’nun (MTA) verilerine göre keşfedilmiş jeotermal kaynak potansiyelimiz 62 bin MW. Keşfi yapılmamış kaynaklarla birlikte bunun çok üzerinde bir kaynak varlığına sahibiz. En yüksek seviyede kapasite faktörüne sahip ve sürdürülebilir bir enerji kaynağının temsilcileri olarak, Türkiye’nin enerji dönüşümünde, sürdürülebilirlik eksenli bir bakış açısından vazgeçemeyeceğini özellikle vurgulamak istiyorum. Tüm dünyada ve Türkiye’de yenilenebilir enerjiye dönük çok etkili politikalar başlamışken, jeotermal enerji sektörünün temsilcileri olarak, yeteneklerimizi ve kapasitemizi tam olarak yansıtan bir noktada olmak istiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan emisyon verisine göre 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7.7 oranında sera gazı emisyonumuzu artırdık. Kişi başı 6.7 ton karbondioksit eşdeğeri ile tarihi rekor seviyesine ulaştık. Bu veri bir önceki yıla göre yüzde 7,7 oranında artışa karşılık geliyor. 2053 yılı için belirlediğimiz ‘Net Sıfır’ hedefimize ulaşmak için daha fazla çalışmamız ve yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor.”  EMİLSİYON SEVİYESİ Birçok Avrupa ülkesinin 2030 yılında, 1990’daki sera gazı emisyon seviyesinin yüzde 70 altına düşmeyi ve 2045 yılında da net sıfır seviyesine ulaşmayı hedeflediğine işaret eden Kındap; pek çok Avrupa ülkesinin ise an itibarıyla 1990 yılı seviyelerini yakaladığını hatırlattı.  Türkiye’nin ise 1990 yılı emisyon seviyesinin 2.5 kat üzerinde olduğunu kaydeden JED Başkanı Ali Kındap, “Hâlâ havamızı bir önceki yıla göre daha fazla kirletmekte ısrar ediyoruz. Ulusal hedeflerimize baktığımızda, 2053 yılında emisyon seviyemizi sıfırlayacağımız görülüyor. Bu hedefe ulaşmamız için ayaklarımızın altında değere dönüşmeyi bekleyen jeotermalden çok daha yüksek seviyede yararlanmamız şart” diye konuştu. İHA

Zonguldaklılar elektriği hem kullanıp hem satıyorlar Haber

Zonguldaklılar elektriği hem kullanıp hem satıyorlar

Küresel Çevre Fonu tarafından kabul görerek Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu ile hayata geçirilen ORKÖY PV Projesi çerçevesinde GES kurulumu tamamlanan Bayat köyünde vatandaşlar kendi elektriğini üretiyor. KURA ÇEKİMİ İLE GÜNEŞ PANELİ KURULDU 5 mahallesi, 568 hanesi bulunan köyde kura çekimi ile 37 hanenin çatısına güneş enerjisi panelleri kuruldu. Proje ile köylülerin kendi elektriğini üreterek giderlerinin düşürülmesi, hem ülke ekonomisine hem de çevrenin korunmasına katkı sağlanması amaçlandı. Üretilen elektrik enerjisinin tüketilenden fazla kısmının ücreti ise aylık olarak yine kendilerine gelir olarak yansıdı.   EKONOMİYE KATKI Üç yıl önce hayata geçirilen projeyi anlatan Bayat Köyü Muhtarı Ahmet Eğrilmez, "2021 yılında Orman Bölge Müdürlüğü tarafından güneş enerjisinden elektrik üretilecek şeklinde projenin çalışmasına başlandı. Bu proje Bayat köyüne verildi. Daha sonra ORKÖY'den gelen yetkililerle birlikte çalışma yaptık. 2021 yılında köyümüze ORKÖY destekli yüzde 53'ü devlet tarafından karşılanan, gerisi 7 yıl içerisinde 7 takside bölünerek vatandaşlarca ödemek kaydıyla projeyi gerçekleştirdik. Proje yenilenebilir enerji yani yeşil alan enerjisi olarak biliniyor. Bundan üç yıldır faydalanıyoruz. Hem üretiyoruz hem kendi kullandığımız elektriği karşılıyoruz. Bunun yanında fazla ürettiğimizi satıyoruz. Sattığımızdan köy bütçesine, hanelerimize gelir girdisi oluyor. 37 hanede kuruldu. Bu kurulum içerisinde bizlere destek veren valimiz, Orman Bölge Müdürümüz, Kdz. Ereğli Orman İşletme Müdürümüz ve ORKÖY görevlilerine çok teşekkür ediyoruz. Zonguldak'ın 383 köyünün içerisinde kalkıp Bayat köyüne vermelerinden dolayı şanslı olarak hissediyoruz. Bu memnuniyetimizin karşılığında projenin geliştirilmesini talep ettik. Gerek valimiz, gerek Orman Bölge Müdürümüz halkımızın talepleri doğrultusunda destek vereceklerini söylediler. Hem ülke ekonomisine hem de kendi ekonomimize belirli bir katkı sağlıyoruz" dedi.

Elektrik üretimi geçen yıl kasımda yüzde 3,4 arttı Haber

Elektrik üretimi geçen yıl kasımda yüzde 3,4 arttı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) kasım ayına ilişkin "Elektrik Piyasası Sektör Raporu"na göre, lisanslı elektrik üretiminin yüzde 26,5'i doğal gaz santralleri, yüzde 24,5'i barajlı hidroelektrik santraller, yüzde 11,9'u rüzgar santralleri ve yüzde 10,9'u ithal kömür santrallerinden sağlandı. Bu kaynakları sırasıyla linyit, akarsu, biyokütle, jeotermal, güneş, taş kömürü, asfaltit, fuel oil, nafta, LNG ve motorin izledi. Türkiye'nin lisanslı elektrik üretimi, kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,4 artışla 94 milyon 995 bin 97 megavatsaat oldu. Faturalanan elektrik tüketim miktarı ise aynı dönemde yaklaşık yüzde 9,9 azalarak 19 milyon 106 bin 551 megavatsaat oldu. Tüketimin yüzde 83,4'ü mesken, yüzde 14,4'ü kamu ve özel hizmetler sektörü ile diğer aboneler, yüzde 1,5'i tarımsal faaliyetler için gerçekleştirildi. Aydınlatmanın payı yüzde 0,6, sanayinin payı ise yüzde 0,2 olarak kayıtlara geçti. Abone sayısı ve kurulu güç arttı Elektrikte abone sayısı kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 artarak 48 milyon 415 bin 458'e ulaştı. Bu dönemde, mesken tüketicilerinin sayısında yaklaşık yüzde 4, tarımsal faaliyetler tüketicilerinin sayısında yüzde 3,5 artış görüldü. Aydınlatma tüketicilerinin sayısında yüzde 16,6, sanayi tüketicilerinin sayısında yüzde 10,5 ve kamu ve özel hizmetler sektörü ile diğer tüketicilerin sayısında yüzde 4,3 düşüş yaşandı. Türkiye'nin lisanslı elektrik kurulu gücü ise bu dönemde yaklaşık yüzde 3,4 artarak yaklaşık 94 bin 996 megavat oldu. Kurulu gücün yüzde 26,5'i doğal gaz çevrim santralleri, yüzde 24,5'i barajlı hidroelektrik santralleri, yüzde 11,9'u rüzgar santralleri, yüzde 10,9'u ithal kömür santrallerinden, kalan bölüm ise diğer enerji kaynaklarından elektrik üreten tesislerden oluştu. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.