[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#edebiyat

edebiyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, edebiyat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bu alkış gençlere… Ödüllerini edebiyatçıların elinden aldılar Haber

Bu alkış gençlere… Ödüllerini edebiyatçıların elinden aldılar

Günışığı Kitaplığı’nın düzenlediği 17. Eğitimde Edebiyat Semineri, FMV Işık Okulları’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Gelenekselleşen seminere bu yıl 43 ilden 700’ü aşkın öğretmen, eğitim yöneticisi, kütüphaneci ve akademisyen katıldı. Seminer kapsamında düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2024 Ödül Töreni’nde konuşan Proje Başkanı, Günışığı Kitaplığı editörü Müren Beykan, gençlerin yazdığı 300’e yakın öyküde ‘macera’ temasının nasıl işlendiğini, öykülerin yansımalarını şu sözlerle özetledi: “Gerçek hayatın başlı başına macera olduğunu düşünenler olsa da gençlerin çoğu gündelik hayatın sıkıcılığını yansıtmış öykülerinde ve macera yaşayabilmenin tek yolu olarak boyut değiştirmeyi hayal etmişler. Besbelli gündeliğin içinde boğulduklarından, kahramanlarının yetişkinlerden izinsiz davranabilmesini, tekinsiz yerlere adım atmasını, gizemli maceralar yaşamasını hayal etmişler.” DİLİ YALNIZCA ÖĞRETMEKTEN DEĞİL… Seminerin kapanışında konuşan yazar, şair Murathan Mungan ise “Her çeşit eğitim, öğretenle öğrenen arasında bir tür iktidar ilişkisi içerir. Eğer ‘öğreteceksek’, düşünmeyi öğretebilmeliyiz. Dili yalnızca öğretmekten değil, hissettirmekten de bahsediyorum. Edebiyat; duyarlılığımızı, dikkatimizi geliştirir, dünyaya bakan gözlerimizi yeniler. İyi edebiyat bir derinlik sanatıdır; insanı derinden bakmaya, kendini tanımaya, kendisi ve başkaları hakkında içgörü geliştirmeye yönlendirir. Önyargılarımızı yıkmak konusunda iyi bir yol göstericidir. Dikkatimizin çalındığı bu çağda iyi edebiyat bize vites küçülttürür!” sözlerine dikkat çekti. GENÇ ÖYKÜCÜLER AYAKTA ALKIŞLANDI Yarışmaya ‘macera’ temalı öyküleriyle katılan ve dereceye geren 3 genç öykücü, ödüllerini edebiyatçıların elinden aldılar ve eğitimciler tarafından ayakta alkışlandılar. Ödüllü Öyküler Kitapçığı 2024 de katılımcılara dağıtıldı. Seminerin ‘Yaratıcı Okuma Uygulamaları’ bölümünde Kahramanmaraş, Bursa, Çatalca ve İstanbul’daki okullardan dört öğretmen, öğrencileriyle gerçekleştirdikleri çalışmalarını renkli sunumlar eşliğinde meslektaşlarına sundu. 17. Eğitimde Edebiyat Semineri’nin tamamı önümüzdeki günlerde Günışığı Kitaplığı Youtube kanalında ve keciedebiyat.com’da yayınlanacak.

Türk edebiyatına yeni bir soluk getiren Garip Akımı nedir, özellikleri nelerdir? Haber

Türk edebiyatına yeni bir soluk getiren Garip Akımı nedir, özellikleri nelerdir?

Türk edebiyatına damgasını vuran dönemlerden biri olan ve edebiyatı kalıpları dışına çıkmaya zorlayan Garip Akımı, bu alanda önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Garip Akımı, şiirde ve yazında geleneksel kalıplardan ayrılan, toplumsal ve duygusal temaları cesurca ele alan eserlerle tanınıyor. Gerek kullanılan dil gerek de ortaya çıkarılan eserlerle günümüzde dahi sıklıkla adından söz ettiren Garip Akımı nedir, özellikleri nelerdir? Garip Akımı hakkında merak edilenleri, haberimizin devamında sizin için derledik. Garip Akımı nedir? Edebiyatta Garip akımı, 1950'lerin Türkiye'sinde gelişen ve geleneksel edebiyat anlayışına karşı çıkan bir harekettir. Birinci Yeni olarak da adlandırılan bu akım, şiirde kendini göstermiştir ve “Garipçiler” olarak tanınan şairler tarafından temsil edilmiştir. Garipçiler, gündelik dilin kullanımını ve toplumun sıradan insanlarının yaşam deneyimlerini şiirlerinde ön plana çıkarmışlardır. Garip Akımı; alışılmışın dışında imgeler, deneysel dil kullanımı ve sıra dışı kompozisyonlarla karakterizedir. Şairler, modern hayatın karmaşıklığına, insanın yalnızlığına, toplumsal adaletsizliğe ve zamanın değişkenliğine dair temaları işlemişlerdir. Bu akım, geleneksel edebiyat kurallarını reddederken, estetik ve dilde yenilik arayışıyla dikkat çekmiştir. Garip Akımı özellikleri nelerdir? Edebiyatla ilgilenen kişilerin sık sık karşılaştığı dönemlerden biri olan Garip Akımı özellikleri şunlardır: Gündelik dilin kullanımı: Garip şairler, şiirlerinde günlük konuşma dilini tercih etmişlerdir. Sıradan insanların kullanımında olan dil öğeleri şiirlerinde ön plana çıkarılmıştır. Anlamın yüzeyselliği: Garip akımı, içerik olarak sıklıkla yüzeysel ve doğrudan anlamı olan metinlere yönelmiştir. Şairler, karmaşık ve soyut imgelerden ziyade basit ve net bir dil kullanmayı tercih etmişlerdir. Toplumsal konular: Garip şairleri, toplumun sıradan insanlarının yaşam deneyimlerini ve günlük hayatın çeşitli yönlerini ele almışlardır. Şiirlerinde toplumsal adaletsizlik, insan ilişkileri ve günlük yaşamın zorlukları gibi konuları işlemişlerdir. Deneysel yaklaşımlar: Garip şairler, geleneksel şiir kurallarını reddetmiş ve deneysel bir tutum sergilemişlerdir. Metinlerinde yeni biçimsel ve yapısal yaklaşımlar denemişlerdir. İroni ve mizah: Garip şiirlerde ironi ve mizah önemli bir yer tutar. Şairler, toplumsal olayları ve insan ilişkilerini ironik bir bakış açısıyla ele alarak mizahi bir ton oluşturmuşlardır. Doğaçlama ve özgürlük: Garip şairler, yazma sürecinde spontane ve özgür bir tutum sergilemişlerdir. Şiirlerinde sıkça doğaçlama öğeler görülür ve yaratıcılıklarını sınırlamayan bir yaklaşım benimsemişlerdir. Bu özellikler Garip Akımı'nın temel karakteristiklerini oluşturur ve Türk edebiyatındaki önemli bir dönemsel değişimi temsil eder. Garip Akımı temsilcileri kimlerdir? Garip Akımı’nın özellikleri kadar Garip Akımı temsilcileri de merak konusu oluyor. Garip Akımı’nın önde gelen isimleri arasında Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday bulunmaktadır. Bu şairler, Türk edebiyatında önemli bir dönemeç olan Garip Akımı’yla, edebiyatın sınırlarını genişletmiş ve yeni bir estetik anlayışın temellerini atmışlardır.

Cumhuriyet’in 100. yılında eğitimciler ve edebiyatçılar bir arada Haber

Cumhuriyet’in 100. yılında eğitimciler ve edebiyatçılar bir arada

Günışığı Kitaplığı’nın düzenlediği 16. Eğitimde Edebiyat Semineri, 14 Ekim’de FMV Işık Okulları’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Gelenekselleşen seminere bu yıl 44 ilden 500’den fazla öğretmen, eğitim yöneticisi, kütüphaneci ve akademisyen katıldı. Seminerin kapanışında konuşan usta şair Haydar Ergülen, “Yüz Yıllık Cumhuriyet Sevincimiz”i epik bir anlatımla dillendirdi. “Cumhuriyet, ‘gerçekçi ol, imkansızı iste!’ sözünün gerçekleşmiş halidir,” ifadesi hafızalara kazınan Ergülen, “İkinci yüzyılında sıra Cumhuriyet’i sevindirmekte!” dediğinde uzun süre ayakta alkışlandı. “Kasaba meydanındaki Atatürk’ün önünden geçerken, onun sana gülümsediğini hissetmektir Cumhuriyet. Farklılıklarıyla, özgürce ve bir arada yaşamaktır Cumhuriyet,” gibi dizeleri salonda duygulu anlar yaşanmasına neden oldu. AÇILIŞ KONUŞMASINI KOPAN YAPTI Günün açılışını yapan ödüllü öykücü Yekta Kopan, yazarlık ve sanat yolculuğundan süzdüğü deneyimiyle eğitimcilere seslendi. “Okul nedir?” sorusunun cevabını çok farklı bağlamlarda yorumlayan Kopan, “Okul, apolitik kitlelerin klişelere mahkûm bir evcilleştirme mekânı değildir. Eğitimcilerin sadece kendilerine çizili sınırlarda ders anlattığı bir mekân değildir. Monologların kutsandığı, diyalogların ayıplandığı bir mekân değildir, olmamalıdır!” diyerek dikkati edebiyat okuru olmanın önemine çekti.  Ülkesinde olduğu kadar Türkiye’de de çok sevilen İtalyan yazar, psikanalist Luigi Ballerini, “Bir kitap, korkulara sahip olan ya da bedenimden, hayatımdan, ailemden, ülkemden ve içinde bulunduğum durumdan rahatsız olan tek kişinin ben olmadığımı bana söyleyebilir. Bu, yalnızlıkla mücadele etmenin en iyi yoludur,” diyerek, çocuklukta edebiyatın ve okuma keyfinin kazanımlarını vurguladı. ZORUNLU OLAN HER ŞEYE KARŞIYIM “Eyvah Kitap!”ın yazarı, yayıncı Mine Soysal, Burdur’da öğrencileriyle sürdürdüğü yaratıcı uygulamalarla dikkati çeken öğretmen Osman Yetkin Özkan ile “Okullar ve Edebiyat Kitaplarını Seçme Kıstasları” üzerine söyleşti. Özkan, “Zorunlu olan her şeye karşıyım. Kitapları, öğrencilerimizin boyuna, huyuna, karakterine göre seçmeliyiz,” dedi. Soysal ise, resmi programın dayattığı zorunlu konuların arasında yaratıcı okuma uygulamalarının, eğitimcinin özgün, entelektüel donanımını kullanarak öğrencisine özgür bir zihinsel ortam sunması ayrıcalığı olduğunu belirtti. Dijital dünyanın çocuklar için risklerini ve fırsatlarını anlatan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Esra Ercan Bilgiç, konuya çocuk hakları açısından yaklaştı. “Çocukları koruma sorumluluğu hep anne babalarınmış gibi düşünülüyor. Fakat bu sorumluluk, ailelerin ve öğretmenlerin olamayacak kadar büyüktür. Asıl sorumluluk, devletlerin ve teknoloji şirketlerinin üzerindedir,” diyen Bilgiç, “yasaklama, yönlendir” sözleriyle çocuklarla iletişimin önemine değindi. İletişim uzmanı Damla Özlüer, “Çocuklar ve Gençlerle ‘İklimce’ İletişim” başlıklı konuşmasında, bugün insanlığın en ortak yönünün “iklimdaşlık” olduğunu vurguladı. “Eğer bu değişimi bugün yapmayı başaramazsak, bir sonraki kuşağa yaşanabilir bir dünya devredemeyeceğiz,” diyerek eğitimde iklim değişikliğine yönelik farkındalığın artırılması gerektiğini belirtti. GENÇ ÖYKÜCÜLER AYAKTA ALKIŞLANDI Seminer kapsamında düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2023 Ödül Töreni’nde konuşan Proje Başkanı, Günışığı Kitaplığı editörü Müren Beykan, gençlerin yazdığı 300’e yakın öyküde “sevinç” temasının nasıl işlendiğini, öykülerin yansımalarını paylaştı. “COVID-19 başta olmak üzere kötü hastalıklardan iyileşme, depremden kurtulma ya da depremzede kurtarma sevinci en çok okuduklarımız oldu,” diyen Beykan, sevinç kavramının sıklıkla mutlu olmak ve mutluluk duymakla eşleştirildiğine dikkati çekti. Yarışmaya “sevinç” temalı öyküleriyle katılan ve dereceye giren 3 genç öykücü, ödüllerini usta edebiyatçıların elinden aldılar ve eğitimciler tarafından ayakta alkışlandılar. Yayımlanan Ödüllü Öyküler Kitapçığı 2023 de katılımcılara dağıtıldı. Seminerin “Yaratıcı Okuma Uygulamaları” bölümünde İstanbul, Bursa ve Muğla’daki okullardan dört öğretmen, öğrencileriyle gerçekleştirdikleri çalışmalarını renkli sunumlar eşliğinde meslektaşlarıyla paylaştı.  16. Eğitimde Edebiyat Semineri’nin tamamı önümüzdeki günlerde Günışığı Kitaplığı’nın Youtube kanalında ve keciedebiyat.com’da yayınlanacak.  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: 2. İzmir Kitap Fuarı için geri sayım başladı

Bayraklı’da ‘Adasu Akın’ rüzgârı Haber

Bayraklı’da ‘Adasu Akın’ rüzgârı

Bayraklı Belediyesi tarafından İzmir’in sanat ve edebiyat yaşamına kazandırılan Uluslararası Homeros Festivali’nde muhteşem sesi, yeteneği ve sahne performansıyla büyük beğeni kazanan 23 yaşındaki viyolonsel sanatçısı Adasu Akın, festivalin en büyük kazanımlarından biri oldu. Geçtiğimiz haftaki etkinlikler kapsamında sahneye çıkan Akın, Anadolu ezgilerini modern müzikle harmanladığı konseriyle izleyenlere unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu. Salondakiler genç sanatçıyı uzun süre ayakta alkışlarken ünlü sanatçı Zülfü Livaneli de Adasu’yu tebrik ederek, ulusal ve uluslararası boyutta tanıtımı için destek sözü verdi. Başkan Serdar Sandal, “Adasu artık benim manevi kızım. Onun sanatıyla üstlendiği bu kültür elçiliği ülkemiz adına da çok önemli. Atatürk, cumhuriyet ve manevi değerlerimiz ışığında ilerleyen kızımızın her zaman yanında olacağız” dedi. LİVANELİ’Yİ AĞLATTI Bayraklı Belediyesinin kente kazandırdığı ve geçen hafta ikincisi düzenlenen Bayraklı Uluslararası Homeros Edebiyat/Sanat Festivali’nin finaline 23 yaşındaki viyolonsel sanatçısı Adasu Akın’ın eşsiz konseri damga vurdu. Genç sanatçı Adasu Akın, Anadolu ezgilerini modern müzikle harmanladığı konseriyle herkese unutulmaz anlar yaşattı. Türkülerle duygulanan batı müziğiyle keyiflenen izleyiciler, genç sanatçıya tam not vererek uzun süre ayakta alkışladı. Başarılı sanatçıyı dinleyenler arasında yer alan ünlü sanatçı Zülfü Livaneli de Adasu’yu tebrik etti. Genç ismi sadece Bayraklı, İzmir ve Türkiye’nin değil dünyanın tanıması gerektiğini ifade eden usta sanatçı, bu konuda destek olacağını müjdeledi. İzleyenler 23 yaşındaki genç yetenek için, “Bayraklı’dan bir yıldız doğdu. Mütevazılığı, azmi ve başarılarıyla çok daha iyi yerlere gelecek” yorumunda bulundu. ATATÜRK’ÜN, CUMHURİYETİN EVLATLARI BİZE GÜÇ VERİYOR Festival sonrası Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ı ziyaret eden Adasu’yu Başkan Sandal, manevi kızı ilan etti. Heyecanı ve mutluluğu yüzüne yansıyan genç sanatçı, çok gururlu olduğunu belirterek Başkan Sandal’a teşekkür etti. Sandal, “Batı enstrümanlarıyla Anadolu’nun binlerce yıllık kültürünü evrensel normlarla buluşturup, sanata yansıtmak çok önemli bir kültür elçiliğidir. Ülkemiz, geleceğimiz, kültürümüz ve toplumumuz için çok önemli işler yapıyor. Belki birçok kültür elçimizin yapamadıklarını sesiyle, enstrümanıyla, davranışıyla, duruşuyla, sanatıyla yapıyor. Adasu gibi evlatlarımızın varlığı bize güç veriyor çünkü onlar Mustafa Kemal Atatürk’ün, cumhuriyetin evlatları. Her zaman yanında olacağız” dedi. BİRİNCİLİKLERLE DOLU EĞİTİM HAYATI Ortaokul ve liseyi Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda okuduktan sonra Conservatorio Arrigo Boito di Parma’yı birincilikle kazanarak, İtalya’da viyolonsel eğitimini sürdüren ve tam puan ve övgü puanı ile lisans eğitimini tamamlayan Adasu Akın, Yüksek lisans eğitimini Yaşar Üniversitesi’nde tam burslu olarak sürdürmekte. Genç sanatçı Adasu Akın, “Çevremde her zaman bana inanan insanlar oldu ama Usta sanatçı Zülfü Livaneli ve Bayraklı Belediye Başkanımız Serdar Sandal ile olan diyaloğumuzdan sonra kendime inancım pekişti ve doğal olarak çevremdeki ilgi arttı. Olumlu geri dönüşler aldım. Müzikle ilişkime gelince, müziğin içine doğdum. Ailede müzik günlük yaşantımızın bir parçasıydı zaten. İlkokuldan önce devlet senfoni çocuk korosuna gittim, daha sonra keman eğitimi aldım sonra DEÜ Devlet Konservatuvarı’na seçildim böylece ortaokulda viyolonsel eğitimim başladı halen de sürüyor. HAYALİM ÖZGÜRCE MÜZİKTEKİ ARAYIŞIMI SÜRDÜRMEK Çok geniş repertuvarda şarkılar, türküler söyleyerek dinleyenleri mest eden ve herkesi kendisine hayran bırakan genç sanatçı, yakın zamanda ise kendi bestelediği farklı türdeki şarkıları dinleyenlerle paylaşmak istiyor. Akın, “Anadolu ezgilerini yaşatmayı bir sorumluluk olarak görüyorum. İtalya’da eğitim görürken de türküler söylediğimde çok etkileniyorlardı ve yaşlı gözlerle tekrar okumamı istiyorlardı. Müziğin birleştirici ve evrensel gücü buradan geliyor. Amacım bu kadar severek yaptığım bir işi insanlarla paylaşıp müziğin duygusunu onlara da aktarmak” diye konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Heyecanla okuyacağınız 10 kitap önerisi

‘Eğitimde edebiyat’ buluşması başlıyor Haber

‘Eğitimde edebiyat’ buluşması başlıyor

Günışığı Kitaplığı’nın her branştan ve düzeyden öğretmenler, kütüphaneciler ve eğitim yöneticileri için düzenleyeceği 16. Eğitimde Edebiyat Semineri, 14 Ekim 2023 Cumartesi günü İstanbul’da! FMV Işık Okulları’nın desteğiyle Nişantaşı yerleşkesinde gerçekleşecek seminer, Türkiye’nin dört bir yanından gelen eğitimcileri edebiyat çatısı altında buluşturacak. 2010 yılından beri düzenlenen seminerin bu yılki kapanış konuşmasını usta şair, yazar Haydar Ergülen yapacak ve ‘Yüz Yıllık Cumhuriyet Sevincimiz’i dillendirecek. Ödüllü öykücü Yekta Kopan hem yazarlık hem de sanat yolculuğundan süzdüğü deneyimiyle seminerin açılış konuşmasını yapacak. YENİ VE ETKİLİ YOLLAR ‘Eyvah Kitap!’ın yazarı, yayıncı Mine Soysal; çağdaş İtalyan edebiyatının ödüllü yazarlarından, psikanalist Luigi Ballerini; ülkemizin dijital medya alanındaki deneyimli isimlerinden İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Esra Ercan Bilgiç ve İklim İletişimi Uzmanı Damla Özlüer özgün içeriklerini eğitimcilerle paylaşacak. Öğrencileriyle yaratıcı okuma uygulamaları gerçekleştiren öğretmenler, deneyimlerini meslektaşlarına aktaracak, yeni ve etkili yollar örnekleyecekler. Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nın 2023 kazananları da seminer kapsamında düzenlenecek törenle ödüllerini usta edebiyatçıların elinden alacak. Yarışmanın proje başkanı, editör Müren Beykan, 6, 7 ve 8. sınıfların katıldığı yarışmanın 13. yılını değerlendirecek ve ‘sevinç’ temalı öykülerin yansımalarını aktaracak. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İş Bankası’ndan Resim Heykel Müzesi

Aydın’da edebiyat yolculuğu sürüyor   Haber

Aydın’da edebiyat yolculuğu sürüyor  

Ülke genelinden 90 yayınevi ve farklı alanlardan 100 yazarın katılımıyla 10 gün sürecek edebiyat şöleninin 8’inci gününde usta kalemler okurlarına imza dağıttı ve kent sakinleriyle söyleşilerde buluştu. Pınarbaşı Mesire Alanı’nın eşsiz doğasında kitapların ayrıcalıklı dünyasına yapılan yolculuğun 8’inci günü saat 10.00’da kitap stantlarının ziyarete açılmasıyla başladı. 13.00-19.00 saatleri arasında; Aydoğan Yavaşlı, Tuğrul Keskin, Ercan Karakaş, Özgür Özgülgün, Talat Avcı, Şahin Yıldırım ve Mustafa Ünver okurlarına imza dağıttı ve fotoğraf çektirdi. Saat 15.00’te tiyatro oyuncusu ve yazar Özgür Özgülgün, 'Özgür Abi’yle Tarihe Yolculuk' isimli söyleşide Efelerli öğrencilerle geldi. Özgülgün, Aydın’a gelmiş olmanın kendisini çok heyecanlandırdığını söyledi. Usta oyuncu, “Size baktığım zaman aydınlık insanların yüzlerini görüyorum. Felsefe, en güzel düşünceler ve hikayeler dünyaya Aydın’dan yayılmış. Çünkü Aydın Miletos Antik Kenti’nde doğan felsefe insanlığa en güzel armağan. Felsefe okuyunca ne olur? İnsan kendisini sorgular, çok güzel sorular sorar vatanına milletine ailesine çok güzel evlatlar olarak yetişir. Atatürk’ümüzün de dediği gibi geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğini oluşturamazlar. Bu topraklarda eğer felsefe doğduysa, yeşerdiyse, buradan tüm dünyaya yayıldıysa bizim en güzel en mutlu duygumuz bu olmalı diye düşünüyorum. Ne kadar güzel bir belediye başkanınız var sizin için böyle etkinlikler düzenliyor” diye konuştu.  Kendisini heyecanla izleyen ilkokul öğrencilerine hitaben, “Ben bir tiyatro oyuncusuyum ama aynı zamanda sizin gibi değerli arkadaşlara da tam 23 kitap yazdım. Bu kitapları yazdıktan sonra da okullarda çocuklara etkinlik yapıyorum. Bana sorarsanız ‘tiyatrocu olmak nasıl bir duygu?’ diye. Dünyanın en güzel duygularından biri. Sahneye çıktığınız zaman bir gün avukat oluyorsunuz, başka bir gün doktor oluyorsunuz, günün birinde öğretmen oluyorsunuz. Çok güzel, çok eğlenceli, çok keyifli.” sözleriyle sanatın ve tiyatronun güzelliklerini anlattı. Özgülgün etkinliğin geri kalan bölümünde çocuklar için kurguladığı tarihi hikayeleri kendine özgü üslubuyla anlatarak izleyicilere neşeli anlar yaşattı. Saat 16.00’da şair, tiyatro oyuncusu, gazeteci ve yazar Sunay Akın, sahne aldı. 'Yüz Yüze' adlı söyleşisini Efelerli kitapseverlere sunan Akın, kitapların duruşuyla bile insanları aydınlattığını, içindekiler kadar kapağıyla dahi bilgi düşmanlarını korkuttuğunu söyledi. “Hamaset ve şovenizm ile vatan sevgisi olmaz bilgi ile olur. Her farklı düşünce bir enstrümandır ve her enstrüman çok güzeldir. Okudukça bildiklerimi yıkıp yeniden kuruyorum. Soru sormak bilgiye ulaşmayı sağlar. ‘Sora sora Bağdat bulunur’ sözünde ‘Bağdat’ bilgiyi ifade eder. Eskiler bilgiye ulaşmanın yolunun sormaktan geçtiğini bilirler. Adalet, bilginin altındadır, zafere ancak bilgi ile ulaşılır. Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli ekonomidir’ dememiş, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’ demiş. Ülkedeki ekonomik durum da aslında kültürel gelişmişlikle bağlantılıdır” sözleriyle bilginin ve ona en kolay ulaşma yolu kitapların önemini vurguladı. Saat 17.00’de Arama ve Kurtarma Derneği (AKUT) kurucusu ve yazar Nasuh Mahruki, 'Türkiye Depremlere Neden Hazırlanamıyor? Nasıl Hazırlanabilir?' söyleşisinde konuştu. Birçok kitabı olmasına rağmen hafızalarda hala taze bir yer tutan deprem konusunda söyleşi yapmaya karar verdiğini söyleyen Mahruki, “Deprem hakkında ne kadar konuşsak da yine de yeterli olmuyor maalesef. Biliyorsunuz Türkiye’nin deprem gerçeğiyle ilk tanışması 1939 yılındaki Erzincan depremiyle oluyor. 33 bin yurttaşımız hayatını kaybediyor. Kuzey Anadolu fay hattını ilk defa fark ediyoruz. 60 yıl için de 7-8 tane 7’den büyük deprem yaşayıp 17 Ağustos’a ulaşıyoruz, 12 Kasım’da Düzce’ye kadar gidip bu depremler İstanbul’un kapılarına dayanıyor. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve başka aktif fay hatları da var. Büyük fay hatları üzerinde bulunan bir ülke Türkiye. Ancak biz deprem ülkesi değilmiş gibi yaşıyoruz. Fay hatları hareketli bir coğrafya. Burada yaşıyorsak depremle yaşamayı öğrenmeliyiz, öğrenmezsek bedelini öderiz” dedi.   Şehirleşmenin dağlık bölgelerde yapılması gerektiğini ovada, yumuşak zeminde yapılmamasını söyleyen Mahruki, “Tarım alanları imara açılmaz diye bir kural yok. Tabii ki açılabilir ancak buralarda çok katlı yapılara izin vermemek gerekir” diyerek yatay mimarinin önemine dikkat çekti.  Mahruki’ye Aydın’da 7 büyüklüğünde deprem riski olduğunu söyleyen Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, “Biz kentsel dönüşüm yapmak zorundayız. Binalarımızın dörtte üçü çok eski. Hiç yönetmelik olmayan dönemde yapılmış binalarımız var. Biz Hatay’dan daha kötü oluruz. Gelecek beş yıllık planımızda kentsel dönüşüm olmadan burada yaşama riskimiz çok fazla. Tek amacımız kentsel dönüşümü gerçekleştirmek. Bunu yapmamız gerekiyor. Belediye olarak bir müdürlük kurduk. Arkadaşlarımız plan ve proje yaptılar, sahaya çıktılar, çalışma yapıyorlar. Bir bulvarımız var ara sokaklarına insan bile giremez deprem olsa. Oralara büyük yollar yapıp caddeler açacağız, ara sokakları daha geniş hale getireceğiz. İnsanların 150 metrekarelik güvensiz bir konutta yaşamak yerine 90-100 metrekarelik güvenli bir konutta yaşamayı tercih etmesi gerekiyor. Aksi halde çok zor günler geçirebiliriz” dedi.  Mahruki, Atay’ın sözleri üzerine “Şu an yapacağımız her şey o gün geldiğinde güvenliğimizi artıracak ya da azaltacak sonuçlara yol açacak. O yüzden bu kentsel dönüşüm çok önemli. İşiniz zor ama halkın desteğiyle bu iş olur” diye konuştu. Günün son etkinliği saat 18.00’de düzenlendi. Zehra Ünüvar’ın moderatörlüğünü yaptığı Ahmet Zeki Muslu’nun konuşmacı koltuğunda oturduğu, 'Ahmet Zeki Muslu Romanlarında Tarihsi İzlek' isimli söyleşide Aydın tarihini, kültürünü, yaşantısını kitaplarında okuyuculara aktaran Muslu, eserlerini izleyicilere tanıttı ve oluşma sürecini anlattı.  Okuma ve yazma serüvenin şiirlerle başladığını söyleyen Muslu, “Çine Lisesi’nde okuduğum dönemde Ali Rıza Ertan isimli bir öğretmenle tanıştım. Benim şiir kültürümü belli bir kanala yönlendirdi. Hocamın verdiği kitapları okudum, şiirler, öyküler yazmaya başladım. Şiirlerimi Attila İlhan’a göstermiş hocam. Attila İlhan hocama ‘bu çocuğu bırakma bu çocukta şair mayası var’ demiş. Demokrat İzmir Gazetesi’nde genç yaşta şiirlerim çıkmaya başladı ve ben Ege’nin tanınan şairlerinden biri oldum” diye konuştu. Son 4 yıldır Efeler Belediyesi Kültür Yayınları’nın yayın kurulundaki görevinden bahseden Muslu, “Orada da güzel çalışmalarımız var 17 kitabı basıma hazırladık. ‘Telli Kurşun Yarası’ diye bir kitabı basıma hazırladık. ‘Efelerden Haber’ adında bir kitap hazırladık, Kemal Özkan’ın eksikliği çekilen bir eseriydi. Son 15 gündür de Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı için bir eser hazırlıyoruz. Çalışmalarımız devam edecek” sözleriyle konuşmasını tamamladı. Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, söyleşilerin ardından katılan konuk yazarlara teşekkür edip çiçek takdim etti. İlçede ilk kez düzenlenen 1. Efeler Kitap Günleri 8 Ekim Pazar gününe dek sürecek. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Aydın esnafı belediye çalışmalarından memnun

Efeler'de edebiyat yolculuğu beşinci gününde Haber

Efeler'de edebiyat yolculuğu beşinci gününde

Ülke genelinden 90 yayınevi ve farklı alanlardan 100 yazarın katılımıyla 10 gün sürecek edebiyat şöleninin 5’inci gününde birbirinden usta isimler okurlarına imza dağıttı ve ilçe sakinleriyle söyleşilerde buluştu. Pınarbaşı Mesire Alanı’nın eşsiz doğasında kitapların ayrıcalıklı dünyasına yapılan yolculuğun 5.günü saat 10.00’da kitap stantlarının ziyarete açılmasıyla başladı. 13.00-18.00 saatleri arasında; yazarlar Aslıhan Tüylüoğlu, Talat Avcı, Gülhan Taşkın İkiz ve Mustafa Ünver okurlarına imza dağıttı ve hayranlarıyla fotoğraf çektirerek anın hatırasını ölümsüzleştirdi. Pınarbaşı Mesire Alanı’nda etkinlikler, moderatörlüğünü Gülhan Taşkın İkiz’in yaptığı ve konuşmacı koltuğunda yazar Zehra Ünüvar’ın yer aldığı 'Çocuk Edebiyatında Hassasiyet' isimli söyleşi ile devam etti. Konuşmasına çocukluk yıllarındaki hatıralarını anlatarak başlayan ve ailelere çocuklarıyla kurmaları gereken iletişim konusunda tavsiyelerde bulunan yazar Zehra Ünüvar, “Önceden bütün aile ve komşular tek bir odada otururlardı. Bu ortamda söylemleri güzel olanlar; masal, hikâye anlatır ya da şarkı söylerdi. Bizim çocukluğumuz böyle geçti. Çocuk edebiyatının tadını farkında olmadan büyüklerimizden öğrendik. Edebiyat, o dönemlerde büyüklerimizin anlattığıydı. Biz okunarak elde edilen edebiyat dönemine yetiştik hatıralarımızla da harmanladık. Şimdiki çocuklar tabletten ödev yapıyor, aileler yeteri kadar çocuklarıyla ilgilenmiyor. Her birimiz evde teknolojik araçlarla ilgileniyoruz, sohbetler çok azaldı” diye konuştu. Çocuk kitaplarının nasıl seçilmesi konusunda da ailelere öneriler sunan Ünüvar, “Anne-babalar, kitabın dışına bakarak çocuklarına kitap seçmeye çalışıyor. En azından kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısını ya da herhangi bir sayfasını okumalılar. Kitap seçimi yapılırken çocukla önceden evde konuşulabilir. Ekonomik şartlar anlatılabilir daha sonra çocuğun en çok hoşuna giden kitap satın alınabilir. Kitap seçerken çocukların fikirlerine de değer verilmeli. Çocuklara ‘sus sen anlamazsın’ demek yerine iletişim kurulmalıdır. Duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verilmelidir. İçimizdeki çocuğu öldürmemek gerek aileler çocuklarıyla birlikte tekrar büyümeliler” ifadelerini kullandı. Söyleşinin sonunda Efeler Belediye Başkan Vekili Abidin Arslan yoğun programı nedeniyle etkinliğe katılamayan Başkan Atay’ı temsilen İkiz ve Ünüvar’a teşekkür edip, çiçek takdim etti. 1.Efeler Kitap Günleri, 8 Ekim Pazar gününe kadar Pınarbaşı Mesire Alanı’nda devam edecek. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Hafızalardan silinmeyecek bir konser

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.