TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#DSÖ

DSÖ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, DSÖ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

DSÖ'den Gazze açıklaması Haber

DSÖ'den Gazze açıklaması

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze'de insanların su, yakıt ve yiyeceğin yanı sıra sağlık hizmetlerine güvenli erişime ihtiyacı olduğunu bildirdi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Christian Lindmeier, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çatışmaların bir ayı geride bıraktığını hatırlatan Lindmeier, DSÖ'nün acıların dinmesi için çatışmalara acil insani ara verilmesi yönündeki çağrısını yineledi. Lindmeier, "Gazze'de binlerce insan ölüyor, hayatta kalanlar ise travma, hastalık, yiyecek ve su eksikliğinden dolayı acı çekiyor. Gazzelilerin hayatta kalabilmeleri için su, yakıt ve yiyeceğin yanı sıra sağlık hizmetlerine güvenli erişime ihtiyaç var." dedi. Gazze'de toplamda 160 sağlık çalışanın hayatını kaybettiğini belirten Lindmeier, bunlardan 16'sının görev sırasında öldürüldüğünü kaydetti. Lindmeier, sağlık merkezlerine yönelik Gazze'de 102, işgal altındaki Batı Şeria'da ise 121 saldırı gerçekleştirildiğini söyledi. İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı. İsrail, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 315'i asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu. İsrail'e göre 31 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda ölen asker sayısı 30'a yükselirken, Kassam Tugayları'nın elinde 242 İsrailli esir bulunuyor. İşgal altındaki Batı Şeria'da da bir İsrail askeri öldü. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail'in saldırılarda 4 bin 104'ü çocuk, 2 bin 641'i kadın olmak üzere 10 bin 22 Filistinli öldürüldü, en az 25 bin kişi yaralandı. Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 163 Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, el-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 63 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir'de Atatürk'ün ölüm yıldönümüne özel koreografi

DSÖ: Libya'nın Derne kentinde hala 9 bin kişi kayıp Haber

DSÖ: Libya'nın Derne kentinde hala 9 bin kişi kayıp

DSÖ'den yapılan yazılı açıklamada, Libya'ya yaklaşık 250 bin kişinin ihtiyacını karşılayacak (29 ton) tıbbi malzeme gönderildiği belirtildi. Temel tıbbi ekipman ile ilaç, ameliyat malzemesi ve ceset torbalarından oluşan malzemelerin bugün Bingazi kentine ulaştığı kaydedildi. Açıklamada, Derne kentinde hala 9 bin kişinin kayıp olduğu bilgisi paylaşıldı. Libya'daki sel felaketi Orta Akdeniz'de etkili olan ve 10 Eylül'de Libya'nın doğusunu vuran "Daniel" fırtınası, Bingazi, Beyda, Merc, Suse ve Derne kentlerinde sel felaketine neden olmuştu. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, sel nedeniyle 11 Eylül'de ülke genelinde 3 günlük yas ilan etmiş, Libya Başkanlık Konseyi de kardeş ülkelere ve uluslararası kurumlara sel felaketinden zarar gören bölgeler için yardım çağrısında bulunmuştu. Libya’nın doğu bölgelerindeki yağış miktarının son "40 yılın en yüksek seviyesinde" olduğu ifade ediliyor. Selden etkilenen bölgelerde bir yıl süreli OHAL ilan edildi Ulusal Birlik Hükümetine bağlı Hastalıklarla Mücadele Merkezi Müdürü Haydar es-Sayih, yaptığı yazılı açıklamada, gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Ülkenin doğusundaki Derne kentinde, içme suyuna kanalizasyon suyu karıştığını aktaran Sayih, bu nedenle 150 kişinin içme suyundan zehirlendiğini kaydetti. Kentte içme suyunun tüketime uygun olmadığını, başka kaynaklara yönelmek gerektiği ifade eden Sayih, sel yüzünden zarar gören tüm bölgelerde bir yıl süreyle OHAL ilan etme kararı aldıklarını bildirdi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Hipertansiyon nedir?

Dünya genelinde maymun çiçeği virüsü vakalarında artış: DSÖ açıklamaları Haber

Dünya genelinde maymun çiçeği virüsü vakalarında artış: DSÖ açıklamaları

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde 90 binin üzerinde maymun çiçeği virüsü vakası görüldüğünü bilgisi yer alırken, virüs nedeniyle 156 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirildi. DSÖ’nün yapmış olduğu açıklamalar işte sizlerle... Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, özellikle Asya’da vaka sayısında son 2 ay içerisinde büyük artış olduğuna dikkat çekti. Maymun Çiçeği virüsü, Covid-19’un dünya genelinde yol açtığı yıkıcı etkiler göz önünde bulundurulduğunda, Yeni bir virüs salgını ihtimali mi var? sorusunu akıllara getiriyor. Maymun çiçeği hastalığı nedir? Uzmanlar tarafından yapılan açıklamaya göre, Maymun çiçeği hastalığı, Poxviridae adlı virüs ailesine ve Orthopoxvirus cinsine ait Monkeypox virüsünden kaynaklandığı bilgisi yer alıyor. Poxviridae ailesinde yer alan diğer virüsler, Variola virüsü çiçek hastalığına neden olurken, Cowpox virüsü ise sığır çiçeğine yol açmakta. Ayrıca Vaccinia virüsüde çiçek aşısı üretiminde kullanılmaktadır. Hastalığın adı maymun çiçeği olsa da, aslında maymun çiçeği virüsü kemirgenlerden köken almaktadır. Maymun çiçeği virüsü, ilk olarak 1958 yılında bazı araştırma ile alakalı tutulan maymun kolonilerinde gözlendiği bilgisi veriliyor. Çiçek hastalığına benzer belirtiler gösteren iki farklı salgın sonucunda tespit edilen bu virüse bu nedenden dolayı maymun çiçeği virüsü denilmiştir. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamaya göre, Maymun çiçeği virüsü insanlar da ilk defa 1970 yılında gözlendiği bilgisi yer alırken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan açıklamaya göre, günümüzde dünya genelinde 90 binin üzerinde maymun çiçeği virüsü vakası görüldüğünü bilgisi yer alırken, virüs nedeniyle 156 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirildi. Maymun çiçeği virüsünde 2 ayda büyük artış olduğu belirtildi Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus maymun çiçeği virüsü ile ilgili son verileri şu şekilde açıkladı; Şu ana kadar 114 ülkede 90 binden fazla maymun çiçeği virüsü vakası görüldüğü bilgisi verilirken, maymun çiçeği virüsü nedeniyle 156 ölüm rapor verildi. Bu veriler dışında Ghebreyesus, bazı ülkelerdeki eksik raporlama nedeniyle gerçek vaka ve ölüm sayısının daha yüksek olduğunu ifade ederek, Özellikle Asya’da vaka sayısında son 2 ayda büyük artış olduğuna dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Afrika’dan da düzenli olarak vaka bilgisi alındığını ifade ederken, Covid-19’da olduğu gibi ülkelerin uzun vadede maymun çiçeği virüsünü yönetmelerini destekleyecek inceleme komitesi oluşturacağını belirtti. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- DSÖ'den uyarı: Açık hava aktivitelerini sınırlandırın

Aspartam kanserojen ilan edildi? Peki nedir aspartam? Haber

Aspartam kanserojen ilan edildi? Peki nedir aspartam?

Coca Cola'nın diyet içeceklerinden Mars'ın sakızlarına kadar birçok üründe kullanılan aspartam, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) kanser araştırma kolu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından ilk kez "insanlar için muhtemelen kanserojen" olarak resmen onaylandı. DSÖ'nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'ndan (IARC) Dr. Mary Schubauer-Berigan, aspartam ile ilgili "sınırlı kanıt" olduğunu ancak kimyasalın karaciğer kanserine neden olma potansiyeline sahip olduğunu söyledi. DSÖ Beslenme ve Gıda Güvenliği Departmanından Dr Francesco Branca ise  insanları mümkünse şekerli ürünleri kullanmamaya teşvik etti. "KOLA YERİNE SU İÇİN" Branca, “Tüketiciler kolayı diyet mi yoksa şekerli mi alma konusunda bir kararla karşı karşıya kalırsa, bence üçüncü bir seçenek düşünülmeli, örneğin su içmek. Şeker ve tatlandırıcı içermeyen alternatifler var ve tüketiciler tarafından tercih edilmesi gereken ürünler bunlar olmalı.” diye konuştu. Bununla birlikte, DSÖ'nün aspartam kararı, kuruluşun geçen Mayıs ayında insanlara kilo vermek için aspartam içeren gıdaları tüketmemelerini tavsiye eden yönergeler yayınlamasının ardından geldi. DSÖ, aspartamın kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini de artırabileceğini de bildirdi. Diğer taraftan, DSÖ'nün en son bulguları, aspartamın karaciğer kanseri ile ilişkili olduğunu öne süren üç araştırmaya dayanıyor. Geçtiğimiz yıl Fransa'da 100 bin yetişkin arasında yapılan gözlemsel bir çalışma, aspartam da dahil olmak üzere daha fazla miktarda yapay tatlandırıcı tüketen kişilerin kanser riskinin biraz daha yüksek olduğunu gösterdi. Bu çalışma, 2000'li yılların başında İtalya'daki Ramazzini Enstitüsü'nde yapılan ve fare ve sıçanlardaki bazı kanserlerin aspartamla bağlantılı olduğunu bildiren bir çalışmayı takip etti. TÜKETİM TAVSİYESİ AYNI KALDI IARC, Haziran ayında yaptığı incelemede bin 300 çalışmayı değerlendirdiğini söyledi. Öte yandan, Kuruluşun Gıda Katkı Maddeleri Ortak FAO/DÖS Uzman Komitesi'nden (JEFCA) ayrı bir rapor, aspartam için mevcut günlük limitlerin güvenli olduğuna karar verdi. Örneğin, 60 kg ağırlığındaki bir yetişkinin risk altında olması için her gün, içecekteki aspartam miktarına bağlı olarak, 12 ila 36 kutu diyet kola içmesi gerekiyor. Ancak, Aston Üniversitesi'nden Dr. Duane Mellor, "Açık olmak gerekirse, bu bir tüketme tavsiyesi değil. Tatlandırıcı içeren diyet versiyonları da dahil olmak üzere herhangi bir alkolsüz içeceğin yüksek alımı, muhtemelen daha az sağlıklı gıdaların tüketilmesine yol açacaktır." diyerek insanları aspartam içeren ürünlere karşı temkinli olmaları gerektiği konusunda uyardı. ASPARTAM NEDİR? Aspartam, yapay tatlandırıcı olarak kullanılan bir maddedir. Çoğunlukla düşük kalorili veya kalorisiz gıda ve içeceklerde bulunur. Aspartam, tatlandırıcı olarak tercih edilen birçok üründe kullanıldığından, sağlık konularında bazı tartışmalar ve endişeler de bulunmaktadır. ASPARTAMIN DİĞER ZARARLARI NELERDİR? Fenilketonüri: Fenilketonüri (PKU) adı verilen kalıtsal bir bozukluğu olan bireylerde, aspartam içeren ürünler tüketildiğinde fenilalanin birikimi olabilir. Bu durum, beyin hasarına ve diğer ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ancak, PKU'lu bireylerin aspartam içermeyen bir diyet izlemeleri önerilir ve bu durum rutin tarama testleriyle doğumda tespit edilir. Migren: Bazı kişilerde, aspartamın migren atağını tetikleyebileceği düşünülmektedir. Ancak, bu etki herkes için geçerli değildir ve her bireyin migren tetikleyicileri farklı olabilir. Alerjik reaksiyonlar: Nadir durumlarda, aspartam bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu reaksiyonlar genellikle cilt döküntüleri, kaşıntı, gözlerde sulanma veya solunum zorluğu gibi semptomlarla ortaya çıkar. İnsülin tepkisi: Aspartamın, bazı kişilerde insülin tepkisini artırabileceği düşünülmektedir. NTV

DSÖ, bulaşıcı olmayan hastalıklara karşı uyardı Haber

DSÖ, bulaşıcı olmayan hastalıklara karşı uyardı

DSÖ, Kovid-19 salgınının etkisine ilişkin yeni rakamlar ve sağlıkla ilgili sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yönelik ilerlemeye ilişkin en son istatistikleri içeren, 2023 Dünya Sağlık İstatistikleri raporunu yayımladı. 2022'ye kadarki verileri içeren rapora göre, 2000-2015 yıllarında görülen eğilimlerle karşılaştırıldığında, son yıllarda sağlık alanındaki ilerlemede durgunluk yaşanıyor. İklim değişikliği ve bulaşıcı olmayan hastalıkların büyüyen tehdidine karşı uyarı yapılırken bu konuda ortak müdahale çağrısında bulunuldu. Kovid-19 nedeniyle 2020-2021 yıllarında dünya genelinde 336,8 milyon kişi yaşamını yitirdi. ANNE ÇOCUK SAĞLIĞINDA ÖNEMLİ GELİŞMELER 2000'den bu yana anne ve çocuk sağlığında önemli gelişmeler yaşanırken anne ölümleri üçte bir oranında, çocuk ölümleri ise yarı yarıya azaldı. HIV, tüberküloz ve sıtma gibi bulaşıcı hastalıkların oranı azalırken bu durum 2000'de 67 olan ortalama yaşam süresinin 2019'da 73'e çıkmasına katkıda bulundu. Salgın süreci, sağlıkla ilgili birçok göstergeye olumsuz etkide bulunurken yüksek kaliteli sağlık hizmetlerine erişim, rutin aşılamalar ve finansal korumaya erişimde eşitsizliklere de neden oldu. Bu sebeple sıtma ve veremdeki iyileşme eğilimleri tersine dönerken, daha az kişi ihmal edilmiş tropikal hastalıklar nedeniyle tedavi edilebildi. Genel olarak sağlıkta yaşanan ilerlemelere rağmen bulaşıcı olmayan hastalıkların neden olduğu ölümlerin oranı her yıl istikrarlı arttı ve halen her yıl yaşanan tüm ölümlerin dörtte üçüne neden oluyor. YATIRIM ÇAĞRISI Bu eğilimin devam etmesi halinde, 2050'ye kadar her yıl yaşanan 90 milyon ölümün yaklaşık yüzde 86'sının bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanacağı tahmin ediliyor. 2019'dan bu yana, bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle yaşanan ölümlerde yaklaşık yüzde 90'lık artış yaşandı. Raporda görüşlerine yer verilen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Dünya Sağlık İstatistikleri, DSÖ'nün dünyanın sağlık durumuna ilişkin yıllık sağlamasıdır. Rapor hayatlar, geçim kaynakları, sağlık sistemleri, topluluklar, ekonomiler ve toplumlar üzerinde çok büyük ve artan bir bedele neden olan bulaşıcı olmayan hastalık tehdidine dair net bir mesaj veriyor" ifadelerini kullandı. Ghebreyesus, raporun, DSÖ'nün sürdürülebilir kalkınma amaçlarına doğru yeniden yönelmek için sağlık ve sağlık sistemlerine yapılan yatırımlarda önemli artış yapılması çağrısında bulunduğunu da vurguladı. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.