#dolandırıcı

dolandırıcı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, dolandırıcı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyarbakır'da büyük vurgun: Karşılıksız çek ve senetle dolandırıldılar Haber

Diyarbakır'da büyük vurgun: Karşılıksız çek ve senetle dolandırıldılar

Diyarbakır’da oto galerici işiyle uğraşan Serhat U.’nun, çevre illerin de içinde bulunduğu yaklaşık 400 esnaftan aldığı araçları sahte çek ve senet karşılığında dolandırarak kaçtığı iddia edildi. Serhat U.’nun iş yerinde toplanan mağdurlar, muhatap alacağı kimseyi bulamayınca çareyi çevreyolunu kapatmakta buldu. Mağdurlar adına gazetecilere açıklama yapan aynı kendisi de mağdur olan Ali Akbalık, 600 milyon TL’lik bir vurgunun söz konusu olduğunu söyledi. Akbalık, “Burada 400’den fazla esnaf arkadaşımız Serhat U.’nun oluşturduğu mağduriyeti gidermek adına toplandı. Şu anda mağdur esnafımızın sesini dile getirmeye çalışıyoruz. Ortalama 600 milyon TL mağdur edildik. Bu insanlar mağdur. Bu durum ileride sosyal sorunlar oluşturacak. İntihar, alacak verecek meselesinden dolayı cinayetler, hırsızlık ve yolsuzluk gibi sorunlar çıkar. Devlet büyüklerimizin ve il idaresinde bulunan büyüklerimizin bu işe bir el atmasını istiyoruz” dedi. “Şu anda Diyarbakır’da ticaret durma noktasına gelmiş” Serhat U.’nun karşılıksız çek ve senedi esnafa vererek araç aldığını daha sonrasında ise büyük vurgun yaparak ortadan kaybolduğunu ileri süren Akbalık, “Durumu mahkemeye verdik. Ama evrakı tanıdık birine devrettiği için hukuki olarak da ilerleyemiyoruz. Burada mağduriyetimiz çok büyük. Esnaftan gelip çek, senet karşılığında Serhat U. araç alıyor. Hepsinin kayıtları belli. Burada adamlardan haksız bir talebimiz varsa bunun da araştırılmasını isteriz. Tefecilik de varsa eğer bunlar da araştırılsın. Biz sadece esnafız. Toplamda 600 milyon TL bir mağduriyet var ortada. Bu çok ciddi bir rakam. Bu paranın sorgulanması gerek. Şu anda Diyarbakır’da ticaret durma noktasına gelmiş. Bu durum gerçekten ileriki zamanlarda sosyal sorunlar doğuracak” diye konuştu. “Helal şehir diye Diyarbakır’a geldik ama dolandırıldık” Erzurum’da ikamet eden Arif Önder de, yaklaşık bir yıl önce Serhat U.’dan ödemesini peşin yaparak 3 adet tır aldığını, birini alıp 2’sini daha alamadığını dile getirdi. Mağduriyetlerinin giderilmesini söyleyen Önder, “Biz de Serhat U.’dan 3 tane çekici tır aldık. Bunlara hepsine nakit ödeme yaptık. Ödemelerimizin hepsini de banka aracılığıyla resmi olarak yaptık. Bir yıldır mağdur durumdayız. Helal şehir diye Diyarbakır’a geldik ama dolandırıldık. Maalesef güvenip geldiğimiz şehirde Diyarbakırlı kardeşlerimizin de dolandırıldığına şahit olduk. Gerekli evraklarımızı zaten adliyeye sunduk. Ama mahkeme maalesef yavaş yürüyor. Onu da biz de bilemiyoruz. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. 10 milyon 500 bin TL dolandırıldığını iddia eden Önder, “Aldığım aracın bayisi Erzurum’da olmadığı için bizi distribütörler direkt Diyarbakır’a yönlendirdi. Ödemelerimizi hepsini yapmak için Diyarbakır’a geldik. 5-6 ay sonra 1 aracımızı verdiler, 2 aracımız halen içeride duruyor. Maalesef muhatabımız olan firma da bu duruma sahip çıkmıyor. Bu kadar insan mağdur olduğunu iddia ediyor. Ellerinde çek-senetleri olanlar var. Bir aile yüzünden bu kadar aile mağdur ediliyor şu an. Gençleri şu an suça teşvik ediyorlar. Bir yıl önce biz o tırlara 10 buçuk milyon TL ödedik. Hukuki yollara başvurduk. İnşallah olumlu sonuç alacağız. Çünkü samimiyiz” dedi. Mağdurlardan Hüseyin Gökhan Korkut ise, 2,5 milyon TL dolandırıldığını söyleyerek, şunları kaydetti: “Serhat U. denen bir şahıs memleketi dolandırdı. Millete karşılıksız çek vermiş ve çekler de karşılıksız çıkmış. Bu durumdan kaynaklı intihar eden, eşini boşayan, cinayet işleyenler var. Bunların tek sebebi Serhat U. Biz hakkın, hukukun peşindeyiz. 2 buçuk milyon TL beni dolandırdılar. Devlet yetkililerinden ricamız; lütfen işe el atın. Bizim tek amacımız paramızı vermeleridir.” Olay yerine çok sayıda jandarma ve polis ekibi güvenlik tedbiri için sevk edilirken, trafikte kilometrelerce kuyruk oluşan yol, kontrollü bir şekilde açıldı.

Ev hayali kuran depremzede aile dolandırıcıların ağına düştü Haber

Ev hayali kuran depremzede aile dolandırıcıların ağına düştü

Kahramanmaraş merkezli depremler, Hatay’da büyük yıkıma yol açarak 25 bine yakın can kaybına neden olmuştu. Reyhanlı ilçesi Öz Kurtuluş Mahallesi’nde depreme yakalanan Çetiner ailesinin evi de ağır hasar gördü. İddiaya göre, evleri yıkılan aile, prefabrik ev yaptırmak amacıyla 100 bin TL kaparo vererek bir ustayla anlaştı. Ancak süreç içinde aileden peyderpey toplamda 400 bin TL alan usta kayıplara karıştı. Dolandırıldıklarını sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarla öğrenen depremzede Abdullah Çetiner, "Çaresiz kaldım, elimde ne varsa bu adamlara verdim" dedi. "Bu adama hiçbir şekilde ulaşamıyoruz" Deprem sonrası prefabrik ev yaptırmak için anlaştıkları ustanın parayı alarak kaybolduğunu belirten Abdurrahman Çetiner, "6 Şubat depremlerinde evimiz ağır hasar aldığı için yıkıldı. Yıkıldıktan sonra konteynerde yaşamaya başladık ve sonrasında elimizdeki imkanlarla prefabrik ev yapmak istedik. Babamın bulduğu bir ustayla burada prefabrik ev üzerinde çalışmaya başladılar. Proje çizmeye başladıklarında 100 bin liranın üzerinde kapora aldılar. Sonrasında sürekli gelip para istediler. Her malzeme getirdiklerinde para talep ettiler. Benim elimden 400 bin liradan fazla para aldılar. Çaresiz kaldım, elimde avucumda ne varsa bu adama verdik. Şimdi bu adam bizi her yerden engelledi, hiçbir şekilde ulaşamıyoruz. Sırra kadem bastılar ve bulamıyoruz. Bu adamın bulunmasını istiyoruz. Dolandırıcı olduğunu bir sosyal medya hesabı üzerinden öğrendik" dedi.

Tüm mal varlığını aldılar:  Emekli maaşından başka bir gelirimiz yok Haber

Tüm mal varlığını aldılar: Emekli maaşından başka bir gelirimiz yok

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER- Son yıllarda fazlaca yaygınlaşan bir dolandırıcılık tekniği haline gelen kendini polis ve savcı olarak tanıtma, bu kez de emekli eczane kalfası 76 yaşındaki Sadullah Serter’i vurdu. Kemalpaşa’da yaşayan Serter, geçtiğimiz haftalarda kendisini yabancı bir numaranın aradığı, telefonu açtığında ise arayan kişinin ‘Ben Emniyet Müdürü Ömer Sert” dediğini ve sonrasında tüm söylenenlere inanıp, istenenleri uyguladığı için evini ve parasını kaybettiğini belirtti. Serter, “Dolandırıldığımı anladığımda maalesef çok geçti. Bunu anladıktan sonra çok üzüldüm. Polise gittim ama ne paramı ne de evimi geri alabileceğimden umudum yok. Giden gitti olan onca yıl çalışıp, biriktirdiğim parayla aldığım evime oldu. Evi geri almak istiyoruz ama emekli maaşından başka bir gelirimiz yok” dedi. İZMİR’DEN ALIP ŞANLIURFA’YA GÖTÜRDÜLER Başına gelen olayı tüm detaylarıyla anlatan Serter, dolandırıldığını anladığında çok geç olduğunu vurgulayarak, “8 Mayıs’ta bana bir telefon geldi ve telefondaki kişi bana ilk olarak ‘Topluluktan uzaklaş. Ben Emniyet Amiri Ömer Sert. Seni tekrar arayacağım’ dedi. O sırada dışarıdaydım ve eve döndüğümde tekrar aradı.  Bu sefer de senin kimlik bilgilerini ele geçirmişler dedi ve tüm kimlik bilgilerimi tek tek söyledi. Ardından benim evimi bu kişilerin satılığa çıkardıklarını belirtti ve o 8 Mayıs’tan 13 Mayıs’a kadar durmaksızın aradı. Ben o zaman aralığında adeta büyülenmiş durumdaydım. Karşıdaki kişi çok güzel Türkçe konuşan, ikna kabiliyeti son derece iyi olan biriydi. Son olarak ayın 13’ünde gelen telefonu açtım ve bana ‘En az 7-8 komisyoncuya git ve evin satılık olduğunu söyle ve evi sat’ dedi. Ben de öyle yaptım. Ayın 15’inde ise komisyoncunun biri müşteri buldu ve müşteriler geldi, biz evi 1 milyon 800 bine TL’ye sattık. Satış gerçekleştikten sonra yine telefon geldi; saat akşam 8 gibi evimizin önüne bir Mercedes araba geleceğini, o araca binmem gerektiğini çünkü tüm parayı Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcısı’na teslim etmem ve ifade vermem için beni Şanlıurfa’ya götüreceklerini belirtti.  Ben de inandım ve söyleneni yaptım. Şanlıurfa’ya götürüldüm. Bu da yetmezmiş gibi beni merkezden uzak ücra bir yere bıraktılar. Bu sefer de yanıma 2 tane motorlu polis geleceğini ve parayı onlara teslim etmem gerektiğini söyledi. Onu da yaptım ve İzmir’e geri döndüm. Ardından tekrar arayıp telefonumu imha etmemi istediler. Telefonu kırıp suya atmamı söylediler. Maalesef onu da yaptım. Dolandırıldığımı ise şans eseri başka bir arkadaşımı da aradıklarında fark ettim” şeklinde konuştu.  HEM EVİM HEM DE PARAM GİTTİ Dolandırıldığımı anladığımda maalesef çok geçti. Hem evim satılmıştı hem de satıştan elde ettiğim para dolandırıcıların eline geçmişti. Bunu anladıktan sonra çok üzüldüm. Polise gittim ama ne paramı ne de evimi geri alabileceğimden umudum yok. Giden gitti olan onca yıl çalışıp, biriktirdiğim parayla aldığım evime oldu. Evi geri almak istiyoruz ama emekli maaşından başka bir gelirimiz yok. Yani çaresiz bırakıldık. Şimdi ne yapacağımızı eşim de ben de bilmiyoruz. Süreç ne kadar uzun sürerse biz o kadar zora gireceğiz. Bir an önce paramızı geri alıp, satılan evimiz tekrar almak istiyoruz. Yoksa bu yaşta cebimizde sadece bir emekli maaşı ile evsiz barksız kalacağız” ifadelerini kullandı. Öte yandan Tüm bunlar yetmezmiş gibi 28 Mayıs’ta dolandırıcıların kendisini tekrar aradığını söyleyen Serter, “ Bu sefer de kendisini başsavcı olarak tanıttı ama ben artık elimde verecek bir şeyim olmadığını kendisine inanmadığımı söyledim ve telefon kapandı. Denemek için tekrar aradığımda ise böyle bir numaranın bulunmadığını öğrendim.” dedi.

Sahte bankacıların hedefi oldu... 48 bin lirasını kaybetti Haber

Sahte bankacıların hedefi oldu... 48 bin lirasını kaybetti

Tekkeköy ilçesinde hurda toplayarak geçimini sağlayan Mustafa Kasap’ın hayatı, topladığı hurdaları boşaltırken çalan telefonu nedeniyle zehir oldu. Yorgun bir şekilde çalan telefona cevap veren Kasap, kendisini bankacı olarak tanıtan ve adının Süleyman K. olduğunu söyleyen dolandırıcıya kimlik bilgilerini verdi. Kimlik bilgilerini verdikten sonra içine kurt düşen Mustafa Kasap, bankaya telefonla ulaşamayınca şubeye giderek durumu öğrenmeye çalıştı. Kredi çekildiğini ve kredi kartı çıkartılıp kullanıldığını öğrenen Kasap, jandarmaya giderek şikayetçi oldu. Samsun 1. Tüketici Mahkemesi tarafından bankaya yaptığı itirazı reddedilen Kasap’a bir de Samsun İcra Müdürlüğü tarafından icra takibi başlatıldı. 45 günlük geri itiraz süresinde karara tekrar itiraz edeceğini ifade eden Kasap, 48 bin TL’lik zararı için yetkililerden yardım istedi. “Hurda boşaltırken boşluğuma geldi ve bilgilerimi verdim” Kendisini arayan kişiyi bankacı sanarak TC kimlik bilgilerini verdiğini ve sonrasında yaşanacak olayları engellemek için banka ile irtibata geçmeye çalıştığını ifade eden Mustafa Kasap, “Ben hurda toplayarak geçimimi sağlıyorum. Birisi kendini ‘bankacı’ olarak tanıtarak beni aradı. Ben de o sırada hurda boşaltırken boşluğuma geldi ve kimlik bilgilerimi arayan kişiye verdim. Daha sonradan kendimi toparlayınca bankayı aradım. Telefonla bankaya ulaşamayınca şubeye gittim, onlar bir şey yapamayacaklarını söyleyince jandarmaya gittim. Bu süre zarfında 4-5 saat kaybım oldu. O sürede bana ‘bankacı’ olduğunu söyleyen şahıs internet üzerinden para çekiyor. Oradan da başka bankadaki hesabına havale ediyor. Ben internetten başvuru bilmem, havale yapma bilmem. Beni dolandırdılar. Dolandırılmamda payı olanlardan şikayetçiyim” dedi. “Toplamda 48 bin TL beni zarara uğradım” Hurda toplayarak ayda ortalama 4-5 bin TL kazandığını ve şu anda 48 bin TL’lik bir yükün altına girdiğini dile getiren Kasap, “Dolandırıcı, 10 bin TL kredi çekmiş. Bir de kredi kartı çıkartıp, onu kullanmış. Toplamda 48 bin TL beni zarara uğratmış. Adalet ve hakkımı istiyorum. Yetkililerden hakkımın korunmasını istiyorum. Savcılığa mektup yazdım ve mahkemeye çıktım. Kulaklarımda ve gözlerimde sıkıntı var. O nedenle notlar hazırlayıp, hakime verdim. Konuşmakta ve duymakta sıkıntı yaşadığım için notlar yazarak kendimi savunmak istedim. Çekmediğim parayı neden ödeyeyim. Kendi karnımı zor doyuruyorum. Hurda toplayarak ayda 4-5 bin TL kazanıyorum. Bakkaldan aldığım ürünlerin parasını zor ödüyorum. O nedenle yetkililerden yardım istiyorum” diye konuştu. Sokaklarda hurda toplamanın yanı sıra iş olursa ufak çaplı inşaatlarda da çalıştığını ifade eden Mustafa Kasap, paraları kimin hangi numaradan çekip hangi hesaba gönderildiğinin belli olduğunu ve yetkililerin duruma el atması gerektiğini sözlerine ekledi.

Antalya’da esnafları dolandıran kişi kayıplara karıştı Haber

Antalya’da esnafları dolandıran kişi kayıplara karıştı

Olay, Serik Sanayi sitesinde 15 gün önce yaşandı. Kimliği belli olmayan iki kişi kamyonetiyle birlikte sanayiye geldi. Aracın muayeneden geçemediğini söyleyen şahıslar, kamyonette yapılması gereken işlemler için oto tamircisi, kaportacı ve döşemeciyle görüştü. Sanayi esnafı aracı tamir ettikten sonra araç sahibine telefonla arayarak bilgi verdi. Aracın sahibi ise ücretini ödemek için geleceğini fakat aracı arkadaşının teslim alacağını söyledi. Araç sahibinin sözüne inanan sanayi esnafı aracı gelen kişiye teslim etti. Araç sahibi ile arkadaşının sanayiye gelme anları ve aracın arkadaşı tarafından teslim alınması güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Daha önce de aracını tamir ettirdikten sonra ücretini ödemeyenler olduğunu belirten Oto tamircisi Kerim Taş, "Araç sahibi, aracı tamir ettirdikten sonra almaya başkasını gönderdi. Bana, döşemeciye ve kaportacıya para ödemeden gitti. Hatta bana telefon etti, ’Çarşıdayım, gelip para ödeyeceğim’ diye. Kamyonetin frenleri, döşemesi ve arka tamponu yapılmış. Benim zararım bin 200 lira. Daha önce benim başıma yine bu tür olaylar çok geldi. İnsanlara güvendiğim için başıma bunlar geliyor. Araç sabah geldi, ’Kamyonetin frenleri yapılacak. Sen beni tanıdın mı?’ dedi. Ben de tanıyamadığımı söyledim. Aracın işi bittikten sonra başkasını gönderdi. Telefonla konuştuğumuz vakit, ’Çarşıdayım, 1 saat sonra geleceğim, paranızı ödeyeceğim. Sen gelen kişiye arabayı ver’ dedi. Fakat gelmedi üçümüzde dolandırıldık" dedi. Yaşadığı olay sonrası paradan çok emeklerinin boşa gittiğini belirten döşeme ustası Durmuş Şahin, "Araç sahibi sabah geldi, bize iş verdi. İşlerini yaptık, tanımadığım kişilerdi. Herkese kimliğini soramıyoruz, paranız peşin mi? diyemiyoruz. Biz de işlerini yaptık. Daha sonra araç sahibini aradığımızda, ’Yolda gelmek üzere olduğunu, sanayi kavşağında ışıklarda olduğunu’ söyledi. Aradan 15 gün geçti daha hala gelecek. Şu anda telefonları kapalı. Biz parasında değiliz. Neden böyle bir işe kalkıştığını anlayamıyoruz. Bize dese ki, ’şu an paramız yok’ belki biz para da almayacağız. Zaten biz bütün müşterilerimize fedakârlığımızı yapıyoruz. Sadece emek gidiyor, başka bir şey değil, yazıklar olsun" diye konuştu. Yapılan hareketin çok zorlarına gittiğini anlatan Kaporta ustası Ali Gündoğdu ise, "Döşemeci Durmuş ustam aracı bana getirdi. ’Aracın vizeden kaldığını, yapılması için birkaç işlem olduğunu’ söyledi. Ben de ’Tamam yapalım’ dedim. Araç sahipleri fiyatını sorduklarında ’Şu anda belli olmaz’ dedim ve gittiler. Ben gereken işlerini yaptım ve Durmuş ustama teslim ettim ve bir daha araç sahiplerini görmedim. Aracı yaptırıp kaçtılar. Biz bunun para kısmında değiliz ama insanlık öldü mü? Biz birkaç gün sonra geleceğiz. Yanımızda para yok deseler, anlayış gösteririz. Sonuçta biz de insanız ama bunu dememeleri zorumuza gitti" şeklinde konuştu.

Dolandırıcıların yeni yöntemi: İkiz araç oyunu Haber

Dolandırıcıların yeni yöntemi: İkiz araç oyunu

Yaz döneminin gelmesiyle birlikte kısmi hareketlenme sürecine giren ikinci el otomobil sektöründe yeni dolandırıcılık yöntemleri ortaya çıkmaya başladı. Dolandırıcılar, parçası değişmiş, boyalı veya kilometre sorunu olan araçları daha gösterişli hale getirmek adına ‘ikiz araç’ yöntemine başvuruyor. Rapor düzenlenecek araç ile aynı marka, model ve renkte olan normal bir aracı plaka değişikliği yaparak ekspertize getiren dolandırıcılar, satışı yapılacak araç sağlammış gibi sahte bir rapor alıyor. Alınan bu raporla birlikte araçların kusurları gizlenerek kusursuz olarak satışa sunuluyor. “Aracın plakasını tekrar değiştirerek vatandaşları mağdur ediyorlar” Araç alacak vatandaşlara uyarılarda bulunan oto ekspertiz uzmanı Şenol Uysal, dolandırıcıların son zamanlarda trend hale getirdiği yöntemi anlattı. Ekspertiz uzmanı Uysal, “Gösterilen araçtan farklı bir araç getiriliyor. Aynı model aynı marka araçları bulup, kötü aracın plakasını değiştirerek başka bir araca plakayı takıp getirenler oluyor. Buradan temiz, boyasız raporu alarak daha sonra bu aracın plakasını tekrar değiştirerek vatandaşları mağdur ediyorlar. Başka bir aracın kötü yönlerini gizlemek için bu yapılan işlemler dolandırıcılığa giriyor. Biz bunlara bakarken önce belge üzerinden şaşi ve motor numaralarını kontrol ediyoruz. Daha sonra motor üzerinde veya araç üzerinde bulunan numaraları karşılaştırıyoruz. Aracın kasasında bulunan şaşi herhangi bir kesme veya kaynak işlemi yoksa bu sağlam bir araç olduğunu göstermektedir. Aracın beynine bilgisayar ile bağlanarak son kontrolleri yapıyoruz. Vatandaşlarımızın mağdur olmasını bir nebze engellemiş oluyoruz. Dolandırıcı dediğimiz insanlara bu fırsatı vermiyoruz. Bunun için güvenilen ekspertizlerin tercih edilmesini öneriyoruz” dedi. Kontrolleri yapılacak aracın sadece plaka üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çeken Şenol Uysal, “Plaka 5 dakika içerisinde sökülür. Bu plaka başka araca takılırsa o araç olarak değerlendiriyorlar. Plakadaki araç da halbuki o araç değildir. Onun için her zaman şaşi numarasındaki araç kontrol edilmeli. Ruhsatta yazan araç baz alınır. Bu yolsuzluk varsa bunu araç alacak kişiye kesinlikle söyler, emniyet birimlerine de haber veririz. Bu konuda kimseyi yanıltmamak gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Benim aracım kusursuz’ havası vermeye çalışanlar var” Dolandırıcıların satışa sunacağı aracın raporunun daha önceden hazırlandığının altını çizen Uysal, “Bazı ekspertizlerin rapor örneğini yazıcıdan çıkartıp bunu bilgisayarda düzeltip aracın kusurlarını kapatanlar var. Kaşe ve ıslak imza yok. Aracı satmak istediği ortama atıp işte ‘benim aracım kusursuz’ havası vermeye çalışanlar da var. Rapor üzerinde oynadığı için sahteciliğe giriyor. Önceden alınan raporlarla değil, alınacak araçların tekrar bir ekspertize göstermelerini rica ediyorum vatandaşlarımızdan. Bunun raporu 3 gün önce 5 gün önce yapıldı şeklinde değil, aracın alınacağı gün kendiniz gözlemleyerek raporunuzu hazırlatın. Çünkü o süre zarfında aracın bir olumsuzluğa karışmadığını bilemeyiz” diye konuştu.

Uzmanlar uyardı: Dolandırıcıların iban tuzağına dikkat! Haber

Uzmanlar uyardı: Dolandırıcıların iban tuzağına dikkat!

İnternet siteleri ve uygulamalar üzerinden dolandırıcılık olayları her geçen gün artıyor. Sosyal medya platformları ile illegal kumar ya da bahis üzerinden para aklamak isteyen dolandırıcılar, ağına düşürdükleri vatandaşlara ‘Benim hesabımda sorun var’ diyerek IBAN üzerinden illegal işlemler yapıyor. Ağına düşürdükleri vatandaşların hesapları üzerinden işlem yapan dolandırıcılar hesap sahibini hukuki olarak birinci dereceden büyük sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. “Tanımadığınız hesap numarası terörle bağlantılı veya irtibatlı bir hesap numarası olabilir” Banka hesabını kullandıran kişinin hesabının terör kaynaklarıyla bağlantılı olabileceği, sonrasında hakkında baş şüpheli olarak işlem yapılma tehlikesiyle karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunan Avukat Suat Altınsoy, “Son dönemlerde ciddi şekilde IBAN üzerinden dolandırıcılık ülkemizde maalesef hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Öncellikle vatandaşlarımızın tanımadığı insanlarla ticari alışverişlerinde IBAN ile ilgili işlem yaparken çok dikkatli davranmaları gerekmektedir. Ticari anlamda vergi kaçakçılığı yapmak isteyenlerin en çok uyguladığı sistemlerden biri IBAN’a para atılmasını istemektir. Normal olarak IBAN’a para atan birisinin herhangi bir sorumluluğu olmamakla beraber kime para gönderdiğini bilmediği için ciddi bir sıkıntı ile karşılaşabilir. Bunun temel sebebi ise tanımadığınız hesap numarası terörle bağlantılı veya irtibatlı bir hesap numarası olabilir. Her ne kadar dava sonunda siz sorumluluk almayacağınızı ispat etseniz de beraatla sonuçlansa bile sanık olarak yargılanabilirsiniz” dedi. “Dolandırıcılık sisteminin içerisinde siz de yer alıyorsunuz” Hesap numaralarıyla ilgili ciddi anlamda dolandırıcılık olayları yaşandığının altını çizen Avukat Altınsoy, “Özellikle çok ucuza aldığınız ürünlerde, sosyal medyadan alınan ürünler bunların başında geliyor, burada yapılan işlemlerde size çok ucuz ürünler satılmakta. Eğer satıcı sizinle irtibat kuruyorsa ve sizin hesabınıza bununla ilgili paralar geleceğini söylemekte ise bu bir gayrimenkul satışı veya otomobil satışı bile olabilir, aldığınız ürünlerin çok ucuz olmasından dolayı karşı tarafa güven duyuyorsunuz. Daha sonra bu şahıs ’sizin hesabınıza başka paralar da gelecek, onun farklı bir hesaba gönderilmesi hususunda bana yardımcı olabilir misin’ diye kendi bankasıyla ilgili sorun olduğunu belirterek ağına düşürüyor. Bu aşamada vatandaşımızın kesinlikle bununla ilgili bir işlem yapmaması gerekiyor. Çünkü dolandırıcılık sisteminin içerisinde siz de yer alıyorsunuz. O şahıs mağdur kişiyle diğer kişileri de dolandırıyor. Sizin hesabınıza para gönderilmesini sağlıyor. Ondan sonra şikayet durumunda para gönderilen siz olduğunuz için direkt olarak sanık siz oluyorsunuz. Çünkü sizi yönlendiren kişinin kimliği veya hesabı belli olmadığı için suç otomatik olarak işlem yapılan hesaba kalıyor. Bunun için yapılması gereken, tanımadığınız herhangi bir kişi ile ilgili işlem yaparken iki kere daha dikkatli olmamız, güvenmediğimiz kişi ile işlem yapmamamız gerekiyor. Ticari anlamda da bir işlem yapıyorsak kesinlikle açıklama kısmına detaylı olarak bilgi yazmamız lazım. Bunun cezai anlamda terör ve buna benzer finansal konularda kullanılmadığını düşünsek bile, vergi cezası ile ilgili sizi de sorumlu kılacak sorunlar ortaya çıkabilir. IBAN’la ilgili işlemlerde tanımadığınız kimseye işlem yapması için izin vermememiz gerekiyor ya da yapılması gerekiyorsa açıklama kısmına yapılan işlemi detaylı bir şekilde belirtmek gerekiyor” şeklinde konuştu. “Dolandırıcılık olayı ile karşılaşan kişi, an itibarıyla yetkililere bilgi vermesi gerekir” Dolandırıcılık işlemi olursa bunun da fark edilmesi durumunda yapılması gerekenleri anlatan Altınsoy, “Bir dolandırıcılık olayı ile karşılaşıldığı zaman yapılması gereken öncelikle bankayı uyarmak, işlem yapılmasını engellemek, ardından kolluk kuvveti ardından da savcılığa giderek suç duyurusunda bulunulması gerekiyor. Çünkü daha sonraki işlemlerde ‘ben bilmiyordum’ hukuki açıdan bir mazeret değildir. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. Temel prensibimiz budur. O nedenle dolandırıcılık olayı başına gelen kişinin an itibariyle bankayı, kolluk kuvvetlerini ve savcılığı bilgilendirmesi vatandaşın birinci vazifesi olmalıdır” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.