TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dirençli Kent

Dirençli Kent haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dirençli Kent haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dirençli bir kent için toplumsal cinsiyet eşitliği şart! Haber

Dirençli bir kent için toplumsal cinsiyet eşitliği şart!

İklim krizinin etkileri her geçen gün daha derinleşirken, yerel idareler de kentleri afetlere karşı daha dirençli hale getirecek uygulamaları giderek önem kazanıyor. İklim değişikliğinin etkileri konusunda çalışmalar yürüten Kalkınmada Kadının Sağlık Hakkı Derneği bünyesinde kurulan İklim Eyleminde Kadın Liderler Topluluğu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ‘dirençli kent’ hedefi doğrultusunda çağrıda bulundu. İklim ve afet politikalarının, dezavantajlı kesimlerin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olarak tasarlanması gerektiğini savunan Kalkınmada Kadının Sağlık Hakkı Derneği Başkanı ve İklim Eyleminde Kadın Liderler Topluluğu Kurucusu Emine Gök, talepleri sıraladı ve sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. HAK TEMELLİ YAKLAŞIM İklim değişikliğinin etkilerinin kadınlar, çocuklar, engelliler ve diğer dezavantajlı gruplar üzerinde daha fazla hissedilir olduğunu belirten Gök, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iklim ve afet politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliği ve hak temelli yaklaşım kavramları etrafında hayata geçirilmesini talep ediyoruz. İklim değişikliğinin etkileri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınlar, çocuklar, engelliler ve diğer dezavantajlı gruplar üzerinde daha fazla hissedilmektedir. Örneğin, iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklıklar, kadınlar ve çocuklar için su temini ve gıda güvenliği sorunlarına neden olmaktadır. Aşırı hava olayları, kadınlar ve çocuklar için fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarına neden olmaktadır. İklim değişikliğinin neden olduğu ekonomik kayıplar, kadınlar ve çocukları daha fazla yoksulluğa sürüklemektedir. İklim ve afet politikaları, bu grupların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olarak tasarlanmalıdır” dedi. KATILIM MEKANİZMASI OLUŞTURULMALI Büyükşehir Belediyesi’nin iklim ve afetlere karşı dayanıklı bir İzmir için oluşturduğu politikalara ilişkin taleplerde bulunan Gök, “İklim ve afet politikalarının toplumsal cinsiyet analizi yapılmalı ve bu analiz politikaların geliştirilmesi ve uygulanmasında temel alınmalıdır. İklim ve afetlerin toplumsal cinsiyet eşitliği üzerindeki etkilerini ve bu etkileri azaltmak için alınabilecek önlemleri ortaya koyulmalıdır. İklim değişikliğinin neden olduğu kuraklıkların kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerini ve bu etkileri azaltmak için alınabilecek önlemler kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. İklim ve afet politikalarının uygulanmasında kadınların, çocukların, engellilerin ve diğer dezavantajlı grupların aktif katılımını sağlamak için mekanizmalar oluşturulmalıdır. Bu mekanizmalar, bu grupların politikaların geliştirilmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmasını sağlamalıdır. Katılım mekanizması, kadınların, çocukların, engellilerin ve diğer dezavantajlı grupların iklim ve afet politikaları hakkında görüşlerini ifade etmesine olanak tanıyacaktır. İklim ve afet politikaları toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen ve güçlendiren bir yaklaşımla yürütülmelidir. Bu yaklaşım, kadınların, çocukların, engellilerin ve diğer dezavantajlı grupların iklim değişikliği ve afetlere karşı dayanıklılığını artırmaya yönelik olmalıdır. Bu yaklaşım, kadınların ve çocukların iklim değişikliği ve afetlere hazırlıklı olmaları için eğitim ve destek programları sunmalıdır” ifadelerini kullandı. SİVİL TOPLUMUN KATILIMI SAĞLANMALI Sürecin takipçisi olacaklarını vurgulayan Gök, “İklim ve afet politikalarının uygulanmasında kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi için özel önlemler alınmalıdır. Kadınların ve kız çocuklarının iklim değişikliği ve afetlere karşı dayanıklılığını artırmak için onların güçlendirilmesine yönelik özel önlemler alınmalıdır. Bu önlemler, kadınların ve kız çocuklarının ekonomik fırsatlara erişimini sağlama, eğitim ve istihdam olanaklarını artırma ve karar alma süreçlerine katılımlarını sağlama gibi konuları içermelidir. İklim ve afet politikalarının uygulanmasında yerel toplulukların ve sivil toplumun katılımı sağlanmalıdır. Yerel topluluklar ve sivil toplum, iklim değişikliği ve afetlerin etkilerini en iyi bilen kişilerdir. Bu nedenle onların katılımları, politikaların daha etkili ve kapsayıcı olmasını sağlayacaktır. Bu taleplerimizin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iklim ve afet politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olarak geliştirilmesine ve uygulanmasına önemli katkı sağlayacağına inanmaktayız” açıklamasını yaptı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İklim krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında kimler yer aldı?

Soyer: Kentlerimizle ilgili sorumluluk üstlendik Haber

Soyer: Kentlerimizle ilgili sorumluluk üstlendik

TENZİLE AŞÇI İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin “Sadakate Davet” başlıklı 6. gününde Millet İttifakı çatısı altındaki büyükşehir belediye başkanlarının katılımıyla “Geleceğin Dirençli Kentlerinde Yerelden İktisadi Kalkınma” temalı forum düzenlendi. Foruma, ev sahibi sıfatıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra; CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve İzmir ilçe belediye başkanları katıldı. Programda konuşan Başkan Soyer, dirençli kentler için yerel yöneticiler olarak sorumluluk aldıklarını söyledi. UMUDUM ARTIK DAHA FAZLA İktisat Kongresinin tarihsel sürecine değinerek konuşmasına başlayan Başkan Soyer, “Bu buluşma iktisat kongresinin belki de en tarihi buluşmalarından biri. Yanmış, yıkılmış bir ülke… Böyle bir iklimde İzmir İktisat Kongresiyle Misak-ı İktisadi belirlendi. Bu, bizim için başlı başına bir ders. Ülkelerin tarihinde 100 yıllık süreçler önemli dönüm noktalarıdır. Hele bugünün dünyasında çok önemli bir dönüm noktası. Çünkü dünya bazen yavaş yavaş evrilirken bazen büyük sıçramalar oluyor. Dünya böyle bir dönüşümün eşiğinde. Biz, 100 yıl atalarımızın izlediği yol haritasından ilham alarak bu kongreyi hazırladık. Aylar süren toplantıların kapanış toplantısını yarın yapacağız. Paydaşların hazırladığı bildirgeleri oylayacağız. Belki yine bazı noktalarda uzlaşamayacaklar. Onu bilemiyorum. Ama sonuçta bunlar oylanarak nihai metin ortaya çıkacak. Biz bunları neden yaptık? Yola çıkarken Mustafa Kemal Atatürk'ün izlediği yol haritasını izlemeye karar verdik. Ortaya nasıl bir içerik çıkacağı konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Ama gördük ki ortak akılla inşa edilecek süreç, çok güçlü bir içeriği ortaya çıkartıyor. Ortak akıl, ayakları yere basan ve zengin bir içerik üretilmesine yardımcı olan bir vesileye dönüştü. Şu anda yola başladığımdan daha fazla umut taşıyorum bu memleket için. Her katılımcı, yatıkları işin tarihsel bir işin sorumluluğu bilincinde yaptılar” dedi. 6’LI MASA FİKİRLERİ TALEPLERLE UYUŞUYOR Yaklaşık 8 aydır devam eden toplantı ve forumlardan elde edilen çıktılarla Millet İttifakı vaatlerinin uyuştuğuna dikkat çeken Soyer, “Aşağıdan yukarıya hayallerin ortaya dökülmesi bu memlekette siyaset yapan herkes için çok kıymetli. Hele ki yerel yöneticilerimiz için. Tahmin ediyorum ki son toplantıda, yapılan toplantıların tutanaklarını sizlere ulaştıracağız. Özetle İktisat Kongresi, bize adeta bir pusula görevi icra edecek, yol göstericilik yapacak son derece zengin verilerle sonlanmış olacak. Kısacası farklılıklarla zenginleşen, toplumsal bir sözleşmeye dönen zengin bir kongreyi tamamlayacağız. Kongreden sonra ne olacak? Sonrasında her sene ilerleme raporunu gözden geçireceğiz. Karar ve ilkelerin akıbetini takip edeceğiz. Ne kadar yol alındı, nerede tıkanıklık var, hangileri aşıldı vb. Değerlendirme kongresi yapacağız yani. Özetle bu kadar büyük emeğin, umudun ve zengin fikirlerin takipçisi olacağız. Bunun yeni fikir ve hayallerin ortaya konulmasına da vesile olmasını istiyoruz. Yani biz bu alınan kararların takibini yapmayı sürdüreceğiz. Bugünün siyasal iklimindeki ayrışmalardan ve siyasallaşmalardan ayrışmaya ve uzak durmaya çalıştık. Bu şekilde toplumun tüm katmanlarının katılımını sağladık. Nihayetinde Van’daki bir kooperatifin kadın üreticisiyle Francis Fukuyama’yı buluşturabildik. Gördük ki 6’lı masanın liderlerinin ortaya koyduğu fikirler, aşağıdan gelen bu taleplerle çok uyuşuyor” diye konuştu. İZMİR’DE DEPREMLE TOPYEKUN MÜCADELE Deprem gerçekliği üzerinden dirençli kentler için İzmir’de yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Başkan Soyer, şunları söyledi; “Bugünün Türkiye’siyle 100 yıl önceki Türkiye’ye baktığımızda benzer bir tablo var. İşsizlik, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon… Bir de üstüne on binlerce insanın hayatını kaybettiği büyük deprem felaketi. Tam da bu noktada bizim ketlerimizle ilgili yeni bir sorumluluk ve görev üstlendiğimiz bu kongre vesilesiyle ortaya çıkarttık. O da şehirlerimizi depremlere ve afetlere dirençli hale getirmek Bunun için 3 safhada çalışma yapıyoruz. Birincisi, şehrimizin depremle olan ilişkisinin tespiti. Yani mikro bölgeleme çalışmasıyla İzmir’in yer altı fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. İkincisi depremsellik ve zemin hareketinin tespiti çalışması. Üçüncüsü de binalara deprem güvenlik karnesi veriyoruz. Bayraklı tamamlandı, Bornova’da yapılıyor. Ardından tüm İzmir’in güvenlik karnesini çıkartmak istiyoruz. Bunlar deprem öncesinde depreme hazırlık için neler yapabileceğimiz olan birinci etap. İkincisi deprem esnası. Bunlardan ikili toplanma ve barınma alanlarının tespiti. 29 barınma alanı, 2 bin 5472 toplanma alanı var İzmir’de. Bu ay sonuna kadar barınma alanlarının elektrik, temiz su, pis su ve mobil şarj istasyonlarının kurulumunu tamamlıyoruz. 2024 sonuna kadar da toplanma alanlarında bunları tamamlayacağız. Biz İzmirlilere Allah korusun bir afet yaşandığında gideceğiz toplanma alanı şurası, barınma alanınız şurasıdır diyoruz. Burada nasıl çadır ya da konteyner edineceksiniz bunu ortaya koyuyoruz. İkincisi de mahalle afet gönüllüleri. Muhtarlıklarla başladık. Her muhtarın 9 afet gönüllüsünü getireceği ve dalga dalga büyüyecek bir çalışma. Son olarak bütün bu hikayenin deprem bilinciyle paralel yürümesi gerekiyor. Onun da müfredatını hazırladık ve çalışıyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.