TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#DASK

DASK haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, DASK haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Deprem bölgelerinde DASK ödemeleri açıklaması  Haber

Deprem bölgelerinde DASK ödemeleri açıklaması 

Malatya Barosu Avukatı Çağdaş Karaoğlan, DASK ödemelerinin yeni tarifeden arttırılan limitler esas alınarak yapılması gerektiğini söyledi.   Av. Çağdaş Karaoğlan, deprem bölgesindeki hasarlı konutlara yönelik yapılan DASK ödemeleri ile ilgili açıklamada bulundu. Karaoğlan, DASK ödemelerinin geçen yılki eski tarifeye göre yapıldığını belirterek, “DASK, hasarlı konut sahiplerine ödemesi gereken tazminatın yarısını ödüyordu, fakat verilen kararla Tahkim, bunun doğru olmadığına tam ödeme yapılması gerektiğine hükmetmiş oldu” dedi.  “Bilindiği üzere zorunlu deprem sigortası, yani halk arasında bilinen adıyla DASK, depremin olduğu tarihteki, konutun yeniden yapım maliyetini azami limitlere kadar karşılayan bir poliçe türüdür” diyen Av. Çağdaş Karaoğlan, “DASK 25 Kasım 2022 de yeni tarife yayımlanmasına rağmen, ödemelerini eski tarifeden yani, yarı oranında yapmaya devam etmektedir. Ancak sigorta tahkim Komisyonu hakem heyeti verdiği kesin kararında bunun hatalı olduğunu, 6 Şubat’ta meydana gelen depreme 25 Kasım 2022 tarihli güncel tarifenin uygulanması gerektiğini kararlaştırdı. Buna göre azami teminat limiti 320 bin TL’den 640 bin TL’ye yükseltilmiştir” şeklinde konuştu. Karaoğlan, “DASK poliçesinde azami limitler ve metrekare başına ödenecek tazminat miktarları her yıl güncellenir. Bu çerçevede 25 Kasım 2022 tarihinde Zorunlu Deprem Sigortası tarifesinde, yüksek oranda artan inşaat maliyetleri dikkate alınarak bir güncelleme yapılmıştır. Buna göre metrekare başına çarpanlar bin 508 TL’den 3 bin 16 TL’ye, azami teminat ise 320 bin TL’den 640 bin TL’ye yani tam iki katına yükseltilmiştir. Bu tarihten önce konutun yeniden yapım maliyeti brüt metrekare ile bin 508 TL’nin çarpılması sonucunda bulunuyorken, söz konusu güncellemeden sonra 3 bin 16 TL ile çarpılarak hesaplanacaktır. Bir örnekle açıklamak gerekirse 25 Kasım 2022 tarihi öncesinde 100 metrekare olarak düzenlenen bir poliçede tazminat, 100m2X1508?=150 bin TL civarında hesaplanıyorken, 25 Kasım sonrasında meydana gelen hasarlar için 100m2X3016?= 300 bin TL civarında bir tazminat hesaplanması gerekmektedir. Ancak DASK buna rağmen düşük olan tarife ile yani bin 508 TL ile hesaplamaya devam etmektedir. Sigorta Tahkim Komisyonu hakem heyeti kararı bunun yanlış olduğuna hükmetmiştir” ifadelerini kullandı. Av. Çağdaş Karaoğlan, “DASK’ın bundan sonra, bugüne kadar ödeme yaptığı tüm deprem mağdurlarına, daha önce yapmış olduğu tazminat ödemesi ne kadarsa, bir o kadar daha ödeme yapması gerekmektedir” dedi.  “Depremzedeler aldıkları tazminat kadar daha ödeme alabilirler” Dolayısıyla depremin meydana geldiği 6 Şubat 2023’ten önce DASK poliçesi yaptıran deprem mağdurlarının tümünün konutlarının, brüt metrekaresi bin 508 TL ile değil, 3 bin 16 TL ile çarpılması gerekmekte iken, maalesef DASK tarafından 25 Kasım’dan önce poliçe yaptıran vatandaşlara, zeyilname yapılmadığı ve ek prim ödenmediği gerekçesiyle, depremzedenin aleyhine olacak şekilde önceki tarifeye göre hesaplama yapmakta ve alınması gereken tazminatın ancak yarısı depremzedelere ödenmektedir. Halbuki DASK mevzuatının hiçbir yerinde, ek prim ödenmesi konusunda bir düzenleme yapılmadığı gibi, kurum bu hususta depremzedeyi uyaran bir adımda atmamıştır. Bu nedenle kusurludur. Bu durumda ilk ödemeyi alan sigortalıların DASK’tan aldıkları ilk tazminat kadar daha ödeme almaları söz konusu olacaktır. Bunun için Dask yaptırmış ve özellikle ağır hasarlı konutu olan sigortalılar dilerlerse Dask’akarşı Sigorta Tahkim Komisyonunda ya da genel mahkemelerde dava açabilirler” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Malatyalı sporcular Vargas ve Krunoslav Simon

DASK'tan 72 saatte ödeme Haber

DASK'tan 72 saatte ödeme

DASK'tan yapılan açıklamada, yeni uygulama sayesinde, e-Devlet üzerinden kolayca alınabilen belgeleri kurumun internet sitesi ya da e-Devlet üzerinden yükleyen sigortalıların sadece 72 saatte tazminat ödemelerine kavuşabileceği bildirildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Doğal Afet Sigortaları Kurumu Teknik İşleticisi Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, yaşanan depremler sonrası ilk günden beri hızla çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, Türk Reasürans olarak, DASK'ın teknik işleticiliğini devraldıkları günden beri kurumu daha ileriye taşıyacak çalışmalar yürüttüklerini ve yürütmeye devam edeceklerini belirtti. DASK'a duyulan güvenin en temel unsurlarından birinin, sigortalılara tazminat ödemelerinin hızla sağlanması olduğunu vurgulayan Eren, "Bu sebeple bugüne kadar çalışmalarımızı her zaman ülkemizde meydana gelebilecek büyük bir depremi göz önüne alarak yaptık. Bu sayede yaşadığımız Kahramanmaraş depremleri sonrasında süreçlerimizi kesintisiz yönettik ve hasar ödemelerimizi hızla gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı. "ÖDEMESİNİ 72 SAATTE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ" Selva Eren, geçen hafta ağır ve orta hasarlı konutlar için "avans ödemesi" başlattıklarını anımsatarak, bugün itibarıyla da hafif hasarlı yapılar için çalışma başlattıklarını bildirdi. Eren, "Bugün itibarıyla tarafımıza gelen 362 bin 646 hasar ihbarının yüzde 80'ini oluşturan hafif hasarlı konutlar için yeni bir süreç başlatıyoruz. Konutunun az hasarlı olduğunu gösteren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı raporunu, kimlik belgesini ve güncel tapu belgesini bizlere web sitemiz ve e-Devlet üzerinden ileten sigortalılarımızın, tazminat ödemelerini 72 saatte gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı. "GÜNLÜK POLİÇE ÜRETİMİ YÜZDE 55 ARTTI" Yaşanan her acı tecrübe sonrası sigortalılık oranlarında artış yaşandığına dikkati çeken Eren, tüm vatandaşların Zorunlu Deprem Sigortası güvencesine sahip olması gerektiğini vurguladı. Deprem sonrası günlük poliçe üretiminin yüzde 55 arttığını bildiren Eren, şunları kaydetti: "Bir yandan da bu artış, bize olan güveni gösteriyor ve bu güvenden güç alıyoruz. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımıza Zorunlu Deprem Sigortası ile konutlarını güvence altına almalarını, süresi dolan poliçelerini yenilemelerini ve eski tarifeden yapılmış poliçeleri zeyilname yaparak teminatlarını güncellemelerini hatırlatmak isterim. Ayrıca, poliçe yaptırırken eksik sigorta mağduriyeti yaşanmaması adına konuta ilişkin metrekare bilgilerinin doğru beyan edilmesi oldukça önemli bir konudur." HABER MERKEZİ

DASK hakkında önemli kriter Haber

DASK hakkında önemli kriter

Deprem bölgesinde bir yandan yaralar sarılmaya çalışılıyor, bir yandan da hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. 11 ilde toplam milyonlarca kişiyi etkileyen depremin ardından yüz binlerce bina yıkıldı ve bir o kadar bina ise acil olarak yıkılmayı bekliyor. Yakınlarını, tüm malvarlıklarını, evlerini ve iş yerlerini kaybeden vatandaşlar, 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara İlişkin Kanun” ve “Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde hasar tespit süreci tamamlandıktan sonra, e-devlet sistemi üzerinden hak sahipliği için başvuruda bulunabilecek. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Onur Kaplan, “Hak Sahipliği” konusunda önemli açıklamalarda bulundu. ‘Hasar tespiti yapılacak’ Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından yapılan Zorunlu Deprem Sigortası’nın ‘hak sahipliği’ konusunda önemli bir kriter olduğunu vurgulayan Kaplan, “Depremde oturdukları ev ve iş yerleri zarar gören vatandaşların, devletten alacağı yardımlar için söz konusu yapılarında hasar tespit çalışması yapılması gerekiyor. Bu yönde ev ve iş yerleri zarar gören vatandaşlar, afetin o yapıda meydana getirdiği hasarın tespitine dair inceleme sonucunda, hasar sınıflandırmasına göre devletin yapacağı afet konutlarında hak sahibi olabilir. Şayet, hasar tespit raporu neticesinde bina ‘orta hasarlı’ olarak belirlenirse, hak sahipliği bakımından diğer şartların bulunması halinde ‘Güçlendirme Kredisi’nden faydalanabilir. Ancak zorunlu deprem sigortası çerçevesindeki binalar için 7269 sayılı kanun ve ilgili mevzuattan doğan devletin, konut kredisi açma veya bina yaptırma yükümlülükleri, zorunlu deprem sigortası yaptırılmamış olduğunun tespit edilmesiyle sona ermektedir. Afetzedelerin, bu haklardan faydalanabilmesi için deprem öncesinde ilgili bina veya bağımsız bölümlerde ‘Zorunlu Deprem Sigortası’ yaptırmış olması gerekiyor. Depremzedeler, sigorta yaptırmadıysa hak sahipliğinden yararlanamaz” dedi. ‘Devlet tek konuta yardım eder’ Birden fazla konutu veya iş yeri depremde zarar gören afetzedelerin alacakları yardımların kriterlerine de değinen Dr. Öğretim Üyesi Onur Kaplan, “Depremin meydana geldiği büyükşehir sınırları içerisinde birden fazla evi ve iş yeri zarar gören ve kendisine ait oturacağı sağlam konut olmayan vatandaşlar, zorunlu deprem sigortası yaptırmış olmaları durumunda diğer şartların da sağlanması halinde sadece bir konut ve bir iş yeri için hak sahipliği elde edebilir” dedi. ‘Hak sahipliği devredilemez’ Afet nedeniyle konut ve iş yeri yıkılan veya zarar gören kişinin, afetzedelik ve buna bağlı hak sahipliği durumunun miras yolu hariç hiçbir şekilde üçüncü kişilere geçmeyeceğini belirten Kaplan, “Ağır hasarlı veya yıkılan konutta bir arada ikamet eden ebeveynler ve evli çocuk ayrı ayrı hak sahibi olamaz. Konut kimin mülkiyetindeyse, hak sahibi de kural olarak o kişidir. Ancak ebeveynine ait başka bir konutta ikamet eden ve evi hasar gören evli çocuk ise hak sahibi olabilir. Ne var ki, kendisine ait fakat evli çocuğunun oturduğu konut hasar almayan ebeveyn, o yerde bulunan kendi oturduğu konut ağır hasar alır veya yıkılırsa hak sahipliğine başvuramıyor. Keza, kişinin eşine ait o yerde müstakil başka bir konutu veya dairesi varsa hak sahibi sayılmaz. Bunun yanı sıra binası orta hasarlı olan afetzedelerin, güçlendirme yapılmaksızın, kural olarak o binayı kullanmasına ve o binada oturmasına izin verilemez. 1 yıl içerisinde o binada güçlendirme yapılmadığı takdirde ise, itiraz yoksa söz konusu bina ‘yıkılması gereken bina’ sayılarak yıktırılır” diye konuştu. İmar barışını kapsamıyor Öte yandan varsa, “İmar Barışı” ile hukuken kullanılabilir hale gelen kaçak ve plansız yapıların sahiplerinin, yapı kayıt belgesine bağlı olarak imar açısından kazanılmış hakları bulunmadığını ve bu nedenle hak sahipliğine başvuramayacaklarını belirten Kaplan, depremde kiracısı oldukları konutun veya iş yerinin zarar görmesi durumunda kiracıların, bu nitelikleri sebebiyle hak sahibi olamayacağını ve devletin yapacağı afet konutlarından ya da iş yeri için verilecek inşaat kredilerinden faydalanamayacağını söyledi. İHA

Araba ve ev sigortası ile ilgili tazminat detayı! Haber

Araba ve ev sigortası ile ilgili tazminat detayı!

Deprem sonrası vatandaşın merak ettiği birçok konu ortaya çıktı. Sigorta da bunlardan biri. Posta'dan Özlem Denizmen, ‘Acaba hangi sigortayı yaptırmalı, ne kadar ödeniyor?’ sorularına cevap verdi: 1999 depremi sonrasında devletimizin aldığı önlemlerden DASK yani afet sigortası yaptıranların sayısı artmakla beraber Türkiye’de ev sahibi olup da DASK yaptıranların oranı halen yüzde 55-60 arasında. En bilinçli olup sigorta yaptıranlarımız bile bazen tembellik edip, işi acentesine ya da sigorta şirketine veriyor ve dönüp bakmıyor. İşte size üzerinde düşünmemiz, çok dikkatli değerlendirmemiz gereken 4 sigorta konusu. 4 SEÇENEK  Hayatımızın neredeyse her bölümünü sigortalayabiliriz. Ancak her tür kapsam her kişi için doğru değildir. Tüm bu başlıkları kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda enine boyuna düşünmemiz gerek. 1- HAYAT SİGORTASI  Ailemizin geçimi, biz bu dünyadan ayrılsak da devam edebilmeli. Özellikle borç veya kredi varsa borçlarımızı kapatmak için hayat sigortası ayrıca çok önemli. Borç Varsa: Borcunuz kadar hayat sigortası olmalı. Zaten ev kredisi alırken banka bunu sizden ister... Ama diyelim borcunuz aileye arkadaşa var, o zaman muhakkak kendi inisiyatifinizle yapın. Borç Yoksa: Size bir şey olsa, ailenizin geçimi için kaç sene süreyle kaç para lazım? Bir kişinin 5 yıllık kazancı hayat kaybı ya da sakatlığa karşı sigortalanırsa kendisi ve ailesi bu gelirin kaybedilmesine sebep olan bir duruma adapte olabilmek için en azından 5 yıl kazanıyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) 2021 yılı içinde hayat sigortalarında 5 milyar liranın üzerinde bir hasar ödemesi gerçekleştiğini raporladı. 2- SAĞLIK SİGORTASI  Kendimiz, varsa eşimiz veya çocuklarımız için tıbbi masrafları karşılayacak özel sağlık sigortası ile beklenmedik sağlık harcamalarına daha hazır olmak mümkün. Sigortalı olarak çalışmak çok önemli. Türkiye’de girişimci sayısı da her geçen gün artıyor ve en fazla ihmal ettikleri giderleri sigorta ödemeleri olabiliyor. Aman dikkat. 3- EV SİGORTASI  Evimizi ve değerli eşyalarımızı kapsayan DASK+konut sigortası. DASK zaten zorunlu ama DASK arsa payı arındırılmış bir bina inşaat maliyeti sigortası, bunu unutmamak gerekir. Hem konut inşaatımızın DASK’ın kapsamının üzerinde olan kısmını hem de içindeki eşyalarımızın değerini (bunların DASK ile hiç alakası yok) düşünmemiz gerek. 4- ARAÇ SİGORTASI  Arabamızı korumak için trafik sigortası+kasko sigortalarında bile yüzde 100’ü yakalayabilmiş değiliz. HABER MERKEZİ

SEDDK Başkanı Eroğlu: Hasar ödemeleri için sektörümüz 13 milyar liralık karşılık ayırmış durumda Haber

SEDDK Başkanı Eroğlu: Hasar ödemeleri için sektörümüz 13 milyar liralık karşılık ayırmış durumda

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigorta sektörü olarak tüm risk hesaplamaları için çeşitli modellemeler yaptıklarını kaydederek, konut, ticari ve benzeri alanlarda bu modellemelerden yararlandıklarını söyledi. Mehmet Akif Eroğlu, "İnanın bizim yaptığımız modellemelerin çok çok ve kat kat üzerinde bir afetle karşı karşıyayız. Hakikaten çok çok büyük bir felaket. Bundan dolayı da hepimize kolaylıklar diliyorum. Böyle büyük ve geniş coğrafyada olan bir felakette sigortayı düzenleyen ve denetleyen kurum olan SEDDK olarak biz de önceliğimizi ve odağımızı, sigortalılarımızın hak ve menfaatlerini korumaya ayırdık ve tüm çalışmalarımızı bu yönde tamamladık." diye konuştu. DASK ile beraber depremin ilk gününden itibaren sigortalıların teminat açığı oluşmaması için çeşitli önlemler aldıklarını dile getiren Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kapsamda DASK'ın yaptığı faaliyetlerinde özellikle düşündüğümüz şu oldu: Orada çok olağanüstü bir durum var, can derdine düşmüş vatandaşımız. Dolayısıyla poliçesi bittiği zaman onu yenilemeyle uğraşmasın, bunu düşünmesin. Ya da işte tahsilatla uğraşmasın. Çünkü sigorta sektöründe, poliçelere tahsilat olmadığı zaman iptaller söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla aldığımız birinci tedbir 6 Şubat, depremin olduğu günden itibaren OHAL dönemi boyunca yani 8 Mayıs'a kadarki tüm vadesi biten poliçelerin vadelerini otomatik olarak uzattık. Dolayısıyla vatandaşımızın teminatsız kalmasını birinci adımda önledik. İkinci adımda yine bunlara ilişkin tahsilatları da 8 Mayıs'a kadar öteledik. Yani vatandaşımız tabii ki prim ödemek isterse ödeyebilir ama eğer ödeme durumu yoksa tahsilat olmadan da tüm poliçe vadelerimizi 8 Mayıs'a kadar uzattık." "Zorunlu trafik sigortalarında gecikme cezasını mayısa kadar kaldırdık" SEDDK Başkanı Eroğlu, bu dönemde özellikle zorunlu trafik sigortasında gecikme cezasını kaldırdıklarını belirterek, acentelerin orada çalışma şartlarının oluşmadığını düşünerek statik IP uygulamasını askıya alarak tüm Türkiye'den poliçe kesme imkânı getirdiklerini söyledi. Keza yeni poliçelerde vatandaşın tahsilatla uğraşmaması için tahsilatını mayıs ayına ertelediklerini dile getiren Eroğlu, "Zorunlu trafik sigortasında da minimum ilk tahsilat mayıs ayında olmak üzere 6 taksit uygulaması getirdik. Tamamen amacımız buradan sigortalının hak ve menfaatlerini korumaktı. Bunun da sigortalılarımızın açıkçası rahatlattığını düşünüyoruz." şeklinde konuştu. "Konut ve araçlarda teminatlar ödenmeye başlandı" Mehmet Akif Eroğlu, depremin ilk anından itibaren DASK ile yakın çalıştıklarını kaydederek, şu bilgileri verdi: "Şu anda o bölgede 1 milyon 129 bin DASK poliçesi var. Toplam 2 milyon 150 bin civarında konut var o bölgede ve bunun yaklaşık yüzde 50'si sigortalı. DASK ilk 24 saatte hemen hasar tespit yapıp tazminat ödemeye başladı. Bu da yine DASK için önemli bir şey. DASK'ın Ankara'da olağanüstü durum ve süreklilik merkezi var. Özellikle bu İstanbul'da tasarlanmadı. Çünkü İstanbul depremi de beklendiği için bir ofis şeklinde düzenlendi. İlk günden itibaren DASK yönetimi olağanüstü süreklilik merkezine gitti. Acil eylem masasını kurduk ve kriz oradan yürütmeyi DASK ile beraber devam ettik. Hemen hızlıca hasar tespit çalışmalarını tamamlamaya ve ödeme yapmaya başladık. Özellikle ağır hasar ve tamamen yıkılmış evler için hiç bekletmeden DASK kurumumuz tazminat ödemeye başladı." Eroğlu, bölgedeki 2 milyon 150 bin civarında konutun yanı sıra 3 milyon 150 bin araç bulunduğunu belirterek, sigorta sektörünün bunlarla ilgili teminatını ödemeye başladığını vurguladı. SEDDK Başkanı Eroğlu, bölgedeki DASK poliçesine sahip konut sayısının 1 milyon 129 bin olduğunu kaydederek, şu açıklamalarda bulundu: "Rakamlar sürekli değişiyor ancak son aldığım verilere göre 215 bin adet hasar duyurusunda bulunuldu DASK için. Felaketin büyüklüğünü anlamak bakımından şunu söyleyeyim: DASK 2000'de kuruldu. 20 yılda toplam DASK'ın açılmış dosya sayısı 115 bin adet. Mesela Elazığ'da yakın zamanda bir deprem oldu orada açılan dosya sayısı 30 bin adet. Orada ödenen rakam yaklaşık 35 milyon TL civarındaydı. Toplamda DASK'ın 20 yılda ödediği rakam 1,5 milyar lira. Bu depremde yani 10 ili vuran ve 'asrın felaketi' dediğimiz depremdeki tahmini beklediğimiz dosya sayısı 600 bin adet. Dolayısıyla buradaki hasar ödemeleri tabii ki milyarlara ulaşacaktır." Bölgedeki konutların yüzde 20'si yangın sigortalı, araçların yüzde 17'si kaskolu Mehmet Akif Eroğlu, deprem sonrası DASK için başvuru yoğunluğu yaşandığını, deprem bölgesi dışındaki illerde ilk 24 saatte 50 bin başvuru yapıldığını, toplamda ise 200 bin poliçe artışı olduğunu söyledi. Deprem ülkesi Türkiye'de sigortalılık oranının artırılması gerektiğini, her iki evden birisinin sigortasının bulunmadığını dile getiren Eroğlu, "Bugün ortalama bir DASK poliçesi 300 lira civarında. 100 metrekare için söyleyelim. Verdiği teminat 300 bin lira, üst limit olan 640 bin liraya kadar çıkabiliyor. Birinci derece deprem bölgesinde bile en fazla 600 liraya kadar çıkabiliyor. Yani 500-600 liralık bir poliçeyle 600 bin liralık bir teminat alma durumunuz var. En riskli bölge için konuşuyorum. Bu rakam Konya'ya gittiğinizde 100 TL'ye, Ankara'da 250 TL'ye düşüyor. Dolayısıyla mutlaka vatandaşlarımızın da DASK poliçesini yaptırmaları lazım." diye konuştu. Eroğlu, sigortanın hızlı bir nakit akışı sağladığı için hem devletin yükünü aldığını hem de vatandaşı rahatlattığını söyledi. DASK'ın en temel inşaat maliyetini karşıladığını dile getiren Eroğlu, "Sigortalılarımız, vatandaşlarımız kendi evinin inşaat maliyetlerinin daha yüksek olduğunu düşünüyorsa, bir de özel sektörde acentelerimiz marifetiyle ihtiyari yangın dediğimiz ilave deprem teminatı da alabilir. Bu durumda aslında alınan para bayağı yükselmiş oluyor. Yani DASK'tan aldığınız kadar özel sektörden alma şansınız var. Deprem bölgesindeki 2 milyon 150 bin konut için ihtiyari sigorta oranı yüzde 20. Yine arabaları görüyorsunuz. Enkaz altında arabalar milli servet. Hepsi pert oldu. Oradaki sigortalık oranı (kasko) yüzde 17. Dolayısıyla aslında bu felaketi de fırsat bilip vatandaşlarımızın sigorta konusunda biraz daha hassasiyet göstermelerini tavsiye ederim. Çok uygun primlerle teminat alabilirler." ifadelerini kullandı. Eroğlu, şu anda DASK'ı olan vatandaşların poliçesinde yazan metrekare ile evlerinin metrekaresini mukayese etmesini isteyerek, orada bir eksik bulunmaması gerektiğini vurguladı. "TARSİM'den 70-80 milyon TL ödeme bekliyoruz" SEDDK Başkanı Eroğlu, sigortacılık açısından bölgede konut, insan ve araçların yanı sıra bitkilerin ve hayvan varlığının da bulunduğunu belirterek, onlar için de deprem ödemeleri yapılabildiğini söyledi. Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) hasar ödemelerine ilişkin bilgi veren Eroğlu, OHAL bölgesinde 2 milyon adet küçükbaş ve büyükbaş hayvanın, yaklaşık 4,5 dekar seranın, 6 milyon kanatlı kümes hayvanlarının, arıların ve bitkisel ürünlerin bulunduğunu, bunların tamamının TARSİM kapsamında deprem teminatına girebildiğini anlattı. Eroğlu, TARSİM'in bitkisel tarafta 84 eksperle, hayvancılık tarafında da 90'dan fazla veterinerle sahada olduğunu belirterek, "Eksper faaliyetlerinin şu anda yüzde 50'si tamamlandı. 3 milyon TL'lik bir ödeme yapıldı bugüne kadar ama 33 milyon liralık da muallak dediğimiz bir karşılık ayrıldı. Yani yüzde 50'si 36 milyon TL olduğuna göre TARSİM'den 70-80 milyon TL'lik ödeme bekliyoruz. Orada da çok hızlı bir şekilde TARSİM kurumumuz sahada ve ihbarları alıp hızlıca ödemeleri gerçekleştiriyor." diye konuştu. "Deprem riski nedeniyle kasko yapılmaması ihtimal dahilinde değil" SEDDK Başkanı Eroğlu, deprem riski nedeniyle kasko yapılmadığına ilişkin şikayetlerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine, sigorta sektörünün riski yönetmek için varlığını sürdürdüğünü söyledi. Amaçlarının zaten bu riskleri yönetmek ve risklerin teminatını vermek olduğunu dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti: "Bu gülünç bir şey. Risk olmazsa biz niye varız? İkincisi Türkiye zaten deprem bölgesi. Siz şimdi OHAL bölgesindeki 10 ilde sigorta şu anda zaten olağanüstü bir durum söz konusu. Onun dışındaki iller için böyle bir şeyi konuştuğunuz zaman zaten her tarafta deprem riski var. O zaman Türkiye'deki sigorta şirketlerinin dükkanı kapatıp gitmesi lazım. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ama yine de şöyle ifade edeyim. Böyle bir durum var ise SEDDK'ya ve CİMER'e başvuru yapsınlar otorite olarak gerekli tedbirleri hızlıca alırız. Ama bunu çok imkan ve ihtimal dahilinde ve gerçekçi görmüyorum." "1 Milyar TL'lik bir karşılık ayrıldı" Eroğlu, trafik sigortasının deprem teminatını ödemediğini, kasko poliçesinin bu tür anlarda devreye girdiğini anımsatarak, "Şu anda o bölgedeki 3 milyon 150 bin aracın sadece yüzde 17'si kaskolu. Şu ana kadar ödenen hasarlarla ve ayrılan karşılıklarla oradaki hasarın 1 milyar TL olmasını bekliyoruz. 1 milyar TL'lik bir karşılık ayrıldı." diye konuştu. O bölgedeki ticari fabrikalar ve iş yerleri ile ilgili de sigorta korumasının bulunduğunu aktaran Eroğlu, "Onlarla ilgili de iş durması, kar kaybı ve fiziksel zararlarla alakalı da çalışmalarımız var. Sektörümüzle yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 12 milyar liralık bir maliyetin de oradan gelmesini bekliyoruz. Yani kaskoya 1 milyar lira, ticari iş yerleri için de 12 milyar lira olmak üzere sektörümüz 13 milyar liralık karşılık ayırmış durumda. Hızlıca hasar tespit yapıp ödemelere başlıyoruz." ifadelerini kullandı. Hayat sigortasında tazminat ödemesi beklentisi 850 milyon TL Mehmet Akif Eroğlu, hayat sigortası ve bireysel emeklilik konularına işaret ederek, deprem bölgesinde 1 milyon 700 bin kişinin hayat sigortasının bulunduğunu, bunun toplam teminatının 234 milyar TL olduğunu, 850 milyon TL'lik bir tazminat ödemesi yapılacağını beklediklerini söyledi. Sadece hayatını kaybedenlerle ilgili değil yaralılar için maluliyetin de söz konusu olduğunu ve hayat sigortasının maluliyeti de kapsadığını kaydederek, "Ancak orada maliyet durumu çok belli olmadığı için tahmini bir rakam vermek gerçekten zor. Bireysel emeklilik noktasında da 25 milyar liralık bir fonun oluştuğu bir bölge. Eğer bu bölgede bireysel emeklilik katılımcımızın vefatı söz konusuysa burada hemen bunun tespitiyle beraber varislerine ödeme yapılabiliyor." diyerek sözlerini bitirdi. AA

11 ili etkileyen depremlerin ardından DASK'a 158 bin 183 hasar ihbarı yapıldı Haber

11 ili etkileyen depremlerin ardından DASK'a 158 bin 183 hasar ihbarı yapıldı

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından yapılan açıklamada, kurum olarak, bugüne kadar finansal ve operasyonel tüm hazırlık ve planlamaların, ülke coğrafyasında meydana gelebilecek olası en büyük bir depremin göz önüne alınarak yapıldığı belirtildi. Kurumun, öncelikle Ankara Olağanüstü Yönetim Merkezi’ndeki ekiplerle birlikte, İstanbul ekiplerinin de katılımıyla tam kadro çalışmaları başlattığı bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Ayrıca, yöneticilerimiz ve hasar ekiplerimizden bir grup ile aynı gün içinde bölgedeydik. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza en hızlı şekilde hizmet vermek amacıyla bölgede kuracağımız mobil ofislerin ve deprem tırımızın konuşlanacağı yerleri tespit ettik. İncelemelerimiz sonrasında deprem tırımız, depremin merkezi olan Kahramanmaraş’ta konumlanmıştır. Olası büyük bir afete hazırlıklı olmak adına yenilediğimiz bilgi sistemleri altyapımız, beklediğimiz performansta, sorunsuz ve kusursuz hizmet sunmamızı sağladı. Alo DASK 125, e-devlet ve web sitemiz aracılığı ile kesintisiz şekilde hasar ihbarı almaya başladık. Bunun yanında diğer kamu kurumlarının yaptığı tespitler doğrultusunda sigortalılarımızdan ihbar gelmesini dahi beklemeden hasar süreçlerini başlatıp ödemelerini gerçekleştiriyoruz." "Görevli eksperlerimiz 15 ilde çalışmalarını sürdürüyor" Açıklamada, bölgede, yıkık ve ağır hasarlı olduğu belirlenen binalar için sigortalılardan ihbar gelmesi dahi beklenmeden hasar süreçlerinin başlatılıp ödemelerinin gerçekleştirildiği aktarılarak, eksper görevlendirmelerinin ise diğer binalar için yapıldığı, görevli eksperlerin 15 ilde çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi. Depremin üzerinden henüz 24 saat geçmeden ilk hasar ödemesinin gerçekleştirildiği ve hasar ödemelerinin hızla sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, "16 Şubat 2023 saat 10.00 itibarıyla, tarafımıza ulaşmış 158 bin 183 hasar ihbarı bulunmaktadır. 20 Şubat itibarıyla, tarafımıza ulaşan hasar ihbarı sayısı, işlemi süren başvuru sayısı ve ödenen tazminat tutarı bilgilerini paylaşacağız. Amacımız, tüm vatandaşlarımızın aynı anda doğru ve şeffaf bilgilere erişimini sağlamak." ifadeleri kullanıldı. Zorunlu Deprem Sigortası'na ilgi arttı Açıklamada, deprem sonrası yaşanan acı tecrübelerin, sigortalı olma eğilimini etkileyerek sigortalılık oranlarında bir artışa neden olduğu vurgulanarak, "Bizim, kurum olarak hedefimiz, acı tecrübeler yaşanmadan kapsamımıza giren tüm konutları Zorunlu Deprem Sigortası güvencesi altına almak. Bugün itibarıyla iller bazında günlük poliçe üretiminde ise yüzde 112 oranında artış mevcuttur. Hakkari, Muş, Bingöl, Niğde, Bayburt, Kayseri ve Batman sigortalılık oranında artış görülen başlıca iller olarak öne çıkmaktadır." denildi. Vatandaşların, Alo DASK 125, e-devlet ve internet sitesi aracılığı ile DASK’a ihbarda bulunabileceği anımsatılan açıklamada, sigortalıların herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın hasar ihbarlarını iletebilecekleri belirtildi. AA

DASK: Hasar ihbarında süre kısıtlaması uygulanmamaktadır Haber

DASK: Hasar ihbarında süre kısıtlaması uygulanmamaktadır

DASK'tan yapılan açıklamada, evleri depremde hasar gören Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin hasar bildirimine ilişkin bir süre sınırlamasının olmadığı bildirildi. Açıklamada, genel şartlarda her ne kadar "Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 15 iş günü içinde DASK'a bildirme yükümlülüğü" olsa da kurumun sigortalıların haberdar olma zamanını tam olarak tespit edemeyeceğinden ilgili maddeyi sigortalı lehine değerlendirdiğini kaydedildi. Sigortalıların herhangi bir sınırlama olmaksızın hasar bildiriminde bulunabileceği aktarılan açıklamada, DASK'ın, önceki depremlerde olduğu gibi bu afette de yıkıldığı tespit edilmiş binalarda sigortalı ihbarını dahi beklemeksizin hasar ödemelerini gerçekleştirdiği vurgulandı. "DASK, herkes için primlerini ödenebilir seviyede tutmayı amaçlar" Açıklamada, DASK'ın, herkes için primlerini ödenebilir seviyede tutmayı amaçladığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Sigorta sistemlerinde ödenen primler, poliçe karşılığında sağlanan teminatların bir oranıdır. Dolayısıyla teminat miktarı arttıkça prim miktarı artmaktadır. Teminatların tüm konutları kapsayacak bir seviyeye çıkarılması reel prim artışına ek olarak reasürans maliyetlerini de ciddi oranda artıracağı için vatandaşların tamamının yüksek prim ödemesini zorunlu kılacaktır. Zorunlu Deprem Sigortası, zorunlu bir sigorta olması sebebiyle primlerin ödenebilir bir seviyede tutulması amaçlanmaktadır. Daha fazla teminat almak isteyen vatandaşlarımız, kendi istekleriyle sigorta şirketlerinden herhangi bir sınırlama olmaksızın DASK'ın üzerine ihtiyari sigorta yaptırabilmektedir." "DASK fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılır" Açıklamada, DASK'ın sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası'nın bir vergi olmadığı, 1999'da meydana gelen büyük Kocaeli depremi sonrasında kanunlaştığı ve kamu kaynaklarından bağımsız bir sigorta fonu oluşturmak amacıyla 2000'de kurulduğu anımsatıldı. "DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalılara verilen teminat karşılığında aldığı primlerle bir deprem teminat havuzu oluşturmaktadır" ifadesi kullanılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bu havuz, devlet kaynaklarından tamamen bağımsızdır. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin primlerinden ve ilave olarak uluslararası reasürörlerden temin ettiği sigorta korumasıyla oluşturduğu kaynaktan yalnızca sigortalılarına tazminat ödemesi yapmaktadır. Özetle; DASK fonları, sadece sigortalıların ödediği Zorunlu Deprem Sigortası poliçe primlerinden oluşmaktadır. DASK'ın fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılmaktadır. DASK'ın deprem vergileri ile hiçbir ilgisi yoktur. DASK, gelir vergilerinden hiçbir pay almamaktadır. Sonuç olarak, DASK, finansal açıdan kamu kaynaklarından tamamen bağımsızdır ve sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası bir sigorta ürünüdür." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.