TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Fahrettin Altun: İsrail uluslararası hukuk ve normlardan muaf tutulmamalıdır Haber

Fahrettin Altun: İsrail uluslararası hukuk ve normlardan muaf tutulmamalıdır

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yazılı açıklamasında Uluslararası Adalet Divanının yerinde bir karar vererek İsrail'i, işlediği savaş suçlarından sorumlu tutma yolunda güçlü bir adım attığını vurguladı. Divanın kararının İsrail'in etnik temizlik teşebbüslerine sessiz kalan ve adeta suç ortağı olan birçok Batılı hükümetin başarısızlığı ve çifte standardı açısından önemli bir istisna olduğuna işaret eden Altun, şunları kaydetti: "Kararı memnuniyetle karşılıyor ve İsrail'in işlediği suçlardan sorumlu tutulup, binlerce masum Filistinli sivil için adaletin önünün açılacağını umuyoruz. Masumlara karşı işlenen suçların faillerinin cezalandırılması için her türlü çabaya destek vermeye devam edeceğiz. Bu karar göstermelik değil, imza sahibi ülkeler için yasal bağlayıcılığı olan bir karardır. Umuyoruz ki bu karar İsrail'in saldırganlığına ve Filistinlilere uyguladığı soykırım ve mülksüzleştirme politikalarına karşı caydırıcı bir unsur olur. Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yönlendirmesi ve liderliğinde bir an evvel kalıcı bir ateşkesin sağlanması için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz." Egemen ve bağımsız Filistin vurgusu Fahrettin Altun, egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin güvence altına alınması için uluslararası müzakerelerin başlatılması çağrısında bulunarak, bunun aynı zamanda kalıcı barışa ulaşmanın tek yolu olduğuna inandığını belirtti. "Uluslararası Adalet Divanında İsrail'e karşı açılan bu dava, Batılı hükümetleri İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği suçlara karşı uyandırma potansiyelini taşıyor. İsrail artık uluslararası hukuk ve normlardan muaf tutulmamalıdır." ifadesini kullanan Altun, bir kez daha acil ateşkes, sınırsız insani yardım akışının sağlanması ve 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğü haiz bir Filistin devletin kurulması çağrısında bulundu.

Başkan Altun, medya kuruluşlarını İsrail-Filistin çatışmasında sorumlu davranmaya davet etti Haber

Başkan Altun, medya kuruluşlarını İsrail-Filistin çatışmasında sorumlu davranmaya davet etti

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin, "Tüm dünyadaki devlet kurumlarını, kamu yayıncılarını ve bütün özel medya kuruluşlarını bu süreçte sorumlu davranmaya ve mevcut durumu daha da kötüleştirecek ve krizi derinleştirecek yayınlardan uzak durmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı. Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, savaşların ve çatışmaların ilk kurbanlarından birinin her zaman hakikat olduğunu belirtti. Türkiye'nin, hakikatin bölgedeki son gelişmeler nedeniyle bir kez daha kurban olmasını engellemek için tüm gücüyle mücadele ettiğini bildiren Altun, şunları kaydetti: "Tüm dünyadaki devlet kurumlarını, kamu yayıncılarını ve bütün özel medya kuruluşlarını bu süreçte sorumlu davranmaya ve mevcut durumu daha da kötüleştirecek ve krizi derinleştirecek yayınlardan uzak durmaya davet ediyoruz. Bölgesel tansiyonun ve silahlı çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde kamuoyunun doğru ve hızlı bir şekilde bilgilendirilmesi her haber mecrasının en önemli görevidir." Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak söz konusu mecralarda dezenformasyonla mücadeleyi temel görev olarak gördüklerini vurgulayan Altun, patlak verdiği ilk günden bu yana İsrail-Filistin çatışmasında bazı organize grupların girişmiş olduğu dezenformasyon kampanyalarını gördüklerini belirtti. Süreçte bazı aktörlerin, siyasi çıkarları ve ideolojik emelleri doğrultusunda haberleri ve gerçekleri manipüle ederek kamuoyunu yanlış ve yanlı bir şekilde yönlendirmeye çalıştığını bildiren Altun, Başkanlık bünyesindeki dezenformasyonla mücadele ve haber analiz birimlerinin bu konularda son derece dikkatli ve titiz bir şekilde çalıştığı bilgisini verdi. "Kamuoyunun doğru ve hızlı haber alabilmesi önemli" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Son birkaç gündür şahit olduğumuz gibi gerçek dışı iddialar ve yalan haber kamuoyunda yaşananlarla ilgili yoğun bir kafa karışıklığı ve kaosu beraberinde getirmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi temel önceliğimiz bu çatışmalarda sivil halkın can ve mal güvenliğinin sağlanmasıdır. Bununla birlikte kamuoyunun sivil halka yönelik şiddet ve Gazze'deki insani durumla ilgili doğru ve hızlı haber alabilmesi oldukça önemlidir." değerlendirmesinde bulundu Tüm haber kanalı, ajans ve kaynakların bu kriz sırasında sorumlu bir yayıncılık politikası takip etmesi ve en üst düzeyde gazetecilik standardı sergilemesinin önemli olduğuna dikkati çeken Altun, şunları kaydetti: "Her zaman dikkat edilmesi gereken bu basın yayın ilke ve kriterleri, özellikle sıcak çatışmalarda ve insan hayatının söz konusu olduğu durumlarda daha da önem kazanmaktadır. İletişim Başkanlığımız bu süreç boyunca dezenformasyon ve yol açacağı muhtemel felaketleri engellemek için dur durak bilmeden çalışmaya devam edecektir. Hakikatin zümre çıkarlarına ve ideolojik saplantılara kurban edilmesini önlemek kurumumuzun en önemli sorumluluklarından biridir. Dezenformasyon uluslararası çatışma ve krizlerde sorunları daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokabilmektedir. Devletimiz krizin çözümü ve insani dramın engellenmesi için çalışırken kurumumuz da hakikatin kazanması için mücadelesini sürdürecektir." BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İstanbul Havalimanı hangi tarihlerde yoğunluk yaşadı?

İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Artık iddialı, dışa açık bir Türkiye var Haber

İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Artık iddialı, dışa açık bir Türkiye var

Altun, Üsküdar Belediyesince tarihi hamamdan kütüphane ve kafeye dönüştürülen Kuzguncuk Nevmekan'ın açılışına katıldı. Burada konuşan Altun, Kuzguncuk’taki Nevmekan’ın ilk olarak Şeyhülislam Ahmet Arif Hikmet tarafından 1855'te hamam olarak yaptırıldığını hatırlatarak, "Esas itibarıyla yine Arif Hikmet Efendi'nin Medine'de kurduğu kütüphaneyi finanse etmek üzere kurdurduğu bir hamam. Bugün yeniden kütüphane hüviyetine kavuşuyor. Bu son derece kıymetli bir tevafuk ve buna şahitlik etmek çok kıymetli." dedi. Altun, güçlü milletlerin tarihlerini sahiplendiğini ifade ederek, "Güçlü milletler, tarihlerinden güç alarak daha da tahkim olurlar. Zayıf düşürülmüş milletlerse tarihlerinden koparılmaya çalışılırlar, tarihleriyle aralarına engeller konmaya çalışılır ki zayıf kalsınlar, sömürüye açık hale gelsinler. Hamdolsun ülkemiz güçlendikçe, unutturulmaya çalışılan tarihimizi daha çok sahipleniyor, gücümüze güç katıyoruz. Tarihsel derinliğimiz bizim gücümüzdür. Dünya tarihinde ortaya koyduğumuz başarılar bizim gururumuz olduğu gibi bugün de yarın da neler yapacağımızın, neler yapabileceğimizin açık ve net delilidir." diye konuştu. Türkiye'nin bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde daha öz güvenli, daha iddialı bir şekilde varlık gösterebilmesinin tarihine, tarihsel derinliğine sahip çıkmasıyla ilgili olduğuna dikkati çeken Altun, Türkiye'nin Orta Doğu'nun farklı bölgelerinde, Kafkasya'da, Balkanlar'da kurucu bir aktör olarak varlık göstermesinin, oyun bozup oyun kurabilmesinin tarihsel derinlikle ilgili olduğunu vurguladı.  "Türkiye bugün istikrarlaştırıcı bir küresel aktördür " Altun, Türkiye'nin etkili bir bölgesel güç ve küresel bir oyuncu olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti: "Artık karşımızda içe kapanan, kendi iç çelişkilerine boğulmuş, krizleriyle uğraşan bir Türkiye yok. İddialı, dışa açık bir Türkiye var. Bu güçlü ve iddialı Türkiye esas itibarıyla dünyada hem istikrarın hem de barışın teminatı olma noktasında çok önemli bir performans ortaya koyuyor. Günümüz Türkiye'sini bu anlamda istikrarlaştırıcı bir güç olarak tarif ediyorum. Türkiye bugün istikrarlaştırıcı bir küresel ve bölgesel aktördür. Zor bir çağda, çetin bir coğrafyada yaşıyoruz. Hem küresel anlamda ortaya çıkan krizler hem bölgemizde yaşanan gerilimler bizi ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bırakıyor. Biz bu meydan okumalarla karşı karşıya kalsak da son 20 yıldır ülkemiz gerçek anlamda bir istikrar adasıdır. Bölgesine istikrar ihraç eden, küresel alana barış ihraç eden bir güçtür." Irkçılığın, İslam düşmanlığının, yabancı karşıtlığının Batı dünyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde giderek yükselişe geçtiğini ifade eden Altun, "İçinde yaşadığımız dünya hakikatin krize girdiği, hakikat krizine şahitlik eden bir dünyadır. Yeni medya teknolojileriyle ve bu teknolojileri yöneten kötücül aktörlerin marifetiyle ne yazık ki yalan sıradanlaşmış, gerçek ve hakikatin önüne geçmiştir. Ve Türkiye olarak biz bu dezenformasyona, yalan bombardımanına dünyada en çok maruz kalan ülkelerden biriyiz. Fakat sadece biz değil, bütün dünya toplumları bugün itibarıyla adına hakikat krizi dediğimiz bir krize maruz kalacak şekilde bir yeni gerçeklikle mücadele ediyor. Burada maalesef yalanlar gerçekten çok daha hızlı bir şekilde yayılmakta ve bu, bireylerin haklarını, milletlerin güvenliklerini tehdit etmektedir. O nedenle biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu hakikat kriziyle yüzleşmek namına çok ciddi bir gayret sarf ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "Türkiye, iddia sahibi bir ülke olarak kendisine çizilen rolü oynamayı reddetmiş, kendi ad ve hesabına hareket etmiştir" Türkiye’nin son 20 yıllık mücadelesinin dünya tarafından yutulmama, dünyada ayakta kalma mücadelesi olduğunu kaydeden Altun, "Türkiye, iddia sahibi bir ülke olarak kendisine çizilen rolü oynamayı reddetmiş, kendi ad ve hesabına hareket etmiştir. Son 20-21 yıl bu anlamda çok ciddi zorluklarla, meydan okumalarla geçmiştir. Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası statükoya meydan okumuş ve bu uluslararası statüko yerine küresel adaletin tesis edileceği bir dünya nizamı kurmak için gayret etmiştir." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür" çağrısının esas itibarıyla mevcut küresel adaletsizliğe karşı bir direniş çağrısı olduğunu ifade eden Altun, şunları söyledi: "Bugün bir küresel adaletsizlik ortamı içindeyiz ve bu ortamın merkezinde Batılı sömürge sistemi vardır. Türkiye, bu Batılı sömürge sistemine karşı ayan beyan mücadele eden ve bu mücadeleyi de kurumsallaştıran bir ülke konumundadır. Bu yönüyle de dünya mazlumlarının umududur. Ne yazık ki bu küresel adaletsizlik bir yandan da bu Batılı sömürge sistemiyle işbirliğini kabul etmiş Batıcı elitlerin gayretleriyle de ayakta durmaktadır. Cumhurbaşkanımız, siyasi mücadelesinde hem bu Batılı sömürge sistemiyle hem de o sistemle işbirliği halindeki Batıcı elitlerle mücadele etmiştir. Bu mücadelede milletin desteğiyle, milletin dirayetiyle başarı elde etmiştir. 'Erdoğan siyaseti nedir?' diye soracak olursanız, ben açık ve net bir şekilde 'Batıcı, Batılı bağımlılık sistemine, düzenine karşı direniştir' derim." Altun, son 21 yıllık süreçte demokratikleşme hamleleri ve vesayetin tasfiye edilmesiyle Türkiye'nin bu bağımlılık sisteminin dışına çıkarıldığını söyledi. Uzun yıllar Batı'nın önüne koyduğu reçetelerle hareket eden Türkiye'nin bir noktadan itibaren artık IMF’nin, uluslararası örgütlerin önüne koyduğu reçeteleri reddetmesi karşısında Batıcı bağımlılık, sömürge sisteminin elbette Türkiye’ye 'Yolun açık' demeyeceğini kaydeden Altun, "Onun yerine çeşitli yol ve yöntemlerle Türkiye’nin yürüyüşünü durdurmaya, önünü kesmeye çalıştılar, hepimiz şahitlik ettik. Sadece son 10 yıla dönüp bakarsanız, bu yönde türlü türlü yöntemlerle gerçekten Türkiye siyasetine müdahale gayretleri olduğunu görürüz. Bu müdahaleler dış kaynaklı müdahalelerdir, dış kaynaklı ve içeriden unsurların kullanılmasıyla hayata geçirilen müdahalelerdir." dedi. Gezi kalkışması, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminin dış kaynaklı olduğunu kaydeden Altun, bunlarla birlikte finansal ataklarla da dış kaynaklı müdahale girişimlerinin olduğunu belirtti. "Güçlü siyasal liderlik bugünün belirsizliklerle dolu çağında en önemli imkandır" Dünya siyaset sahnesine bakıldığında, bu küresel ortamda bir ülkenin sahip olabileceği en önemli imkanın güçlü siyasal liderlik olduğunu vurgulayan Altun, "Cumhurbaşkanımızın bu anlamda varlığı Türkiye'nin uluslararası alanda en önemli imkanlarından bir tanesidir. Bugün Batı'da açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse bir liderlik krizi olduğu bütün siyaset bilimcilerinin tespit ettiği bir gerçektir. Bugün Türkiye, güçlü siyasal liderliğiyle pozitif ayrışan bir ülke konumundadır. Eğer Türkiye bu siyasal istikrara ve bu güçlü siyasal liderliğe sahip olmamış olsaydı, son dönemde küresel alanda yaşanan pandemi krizi, savaşlar ve benzeri krizler nedeniyle çok ağır maliyetler ödeyebilirdi." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, konuşmasına şöyle devam etti: "Yine bu uluslararası konjonktürde, bugünün uluslararası ortamında bir ülkenin tarihsel derinliği o ülke için çok ciddi bir kazanımdır. Ve tabii ki o tarihle aranızda doğru bir bağ kurarsanız ve tabii ki o tarihe sırt çevirmezseniz. Türkiye bugün o tarihsel derinliğinin farkında ve o tarihsel birikimiyle, o tarihsel zenginliğiyle beraber o hafızasıyla uluslararası alanda varlık göstermektedir. Yine bugün bir ülke için uluslararası alandaki en önemli imkanlardan bir tanesi beşeri sermayedir. Türkiye bugün bu dört imkana da sahiptir. Bizler devlet-millet birlikteliğiyle, özveriyle, gayretle ülkemizi bu imkanları kullanarak daha da büyüteceğiz, daha da müreffeh, daha da güçlü bir hale getireceğiz. Yürütülen dezenformasyonlar, yine dış güdümlü kara propagandalar asla bizleri yıldırmasın. Zira yürüttüğümüz bu mücadele kutlu bir mücadeledir. Yürüttüğümüz bu mücadele esas itibarıyla tarihsel misyonumuzu icra ettiğimiz bir mücadeledir. Haklı bir mücadeledir ve halkımızın desteğiyle yürütülen bir mücadeledir. Türkiye Yüzyılı bu mücadelenin vizyon projesidir. Bu anlamda Türkiye’nin teknolojik atılımları, dış politika atılımları, kültürel atılımları, ulaşımdan sağlığa birçok alandaki atılımları yine demokratikleşme, insani diplomasi alanındaki atılımları bu bağlamda önemli sermayeleridir. Ve bu çerçevede inşallah daha müreffeh, daha güçlü, daha büyük bir Türkiye için, yeşil ve dijital kalkınma için, özgün modellik gayretimizi sürdürmek için, küresel adalet mücadelemize devam etmek için gayret göstereceğiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesaisine bu gözle bakılması gerektiğini aktaran Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımız hem ulusal alanda hem uluslararası alanda gerçek anlamda bu gayretle hem Türkiye’yi büyütmek hem de Türkiye’nin küresel alandaki etkinliğini artırmak ve aynı zamanda da küresel adalet krizini çözmek için gayret etmektedir. Bu, Türkiye’nin aynı zamanda gururudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın mücadelesi Türkiye’nin haklı mücadelesidir. Ve bu mücadele başarılı oldukça gerçekten dünya mazlumları sevinmektedir." dedi. Gençlerin, en önemli güçleri ve umutları olduğunu belirten Altun, gençlikle el birliğiyle büyük Türkiye'yi, güçlü Türkiye'yi, tam bağımsız Türkiye'yi, Türkiye Yüzyılı'nı kurduklarını kaydetti. Fahrettin Altun'dan yeni açılan kütüphaneye anlamlı hediye Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak, Nevmekan Kuzguncuk'un açılışı gerçekleştirildi. Altun, daha sonra Nevmekan'ı gezip, içeride sergilenen eserler hakkında bilgi aldı. Bu arada Altun, kütüphanenin açılışı dolayısıyla şahsi kütüphanesinden Şeyhülislam Ahmet Arif Hikmet Bey'e ait iki önemli eseri getirdiğini kaydetti. Altun, "Bir tanesi divanı, Arif Hikmet Bey'in Arapça, Türkçe ve Farsça şiirlerini ihtiva eden çok kıymetli bir eser. Diğeri El-Ahkamü'l-Mer'iyye fi Arazi'l- Emiriyye. Bu eser de aynı şekilde kütüphanemizin önemli eserlerinden olacaktır diye ümit ediyorum." dedi. Fahrettin Altun, daha sonra bu kitapları kütüphaneye konulması için Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'e teslim etti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Emine Erdoğan'dan TEKNOFEST paylaşımı

Başkan Altun'dan "dezenformasyon kampanyaları"na ilişkin paylaşım Haber

Başkan Altun'dan "dezenformasyon kampanyaları"na ilişkin paylaşım

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye karşıtlarının beşinci kol unsurlarını devreye sokarak ardı ardına dezenformasyon kampanyaları yürüttüklerini belirterek, sosyal medya şirketlerini dezenformasyonla mücadele konusunda çok daha hassas olmaları konusunda uyardı. Hedefin, toplumsal kaos yaratmak olduğunu vurguladı Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye'de de psikolojik harp maksadıyla yürütülen dezenformasyon kampanyalarının, demokrasi ve demokratik müzakere kültürü üzerinde bir baskı oluşturmayı hedeflediğini vurguladı. Yalan haber ve manipülatif bilginin, demokrasi ve insan hakları için açık bir tehdit olduğunun altını çizen Altun, dezenformasyon kampanyalarının başlıca hedefinin, siyasal istikrarsızlık ve toplumsal kaos yaratmak olduğuna işaret etti. ''Türkiye karşıtları dezenformasyon kampanyaları yürütmektedirler" Altun, bu süreçte en sık başvurulan taktiğin radikalizmi körüklemek olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye, 2002 sonrasında Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ettiği hükümetler sayesinde birçok alanda ciddi atılımlar gerçekleştirmiş, bölgesel bir güç ve küresel bir aktör olarak dünya politikasının denge unsurlarından birine dönüşmüştür. Türkiye büyüme ve özgürleşme mücadelesini Türkiye Yüzyılı vizyonuyla sürdürürken, Türkiye karşıtları beşinci kol unsurlarını devreye sokarak ardı ardına dezenformasyon kampanyaları yürütmektedirler." ''Sığınmacılarla ilgili haberler dezenformasyon içermektedir'' Altun, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında ve seçim sürecinde bu dezenformasyon kampanyalarının birçok türüyle karşılaştıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Bu kirli kampanyalarla hamdolsun güçlü şekilde mücadele ettik. Ne yazık ki son günlerde bu kötücül kampanyaların yine arttığını görüyoruz. Örneğin, son günlerde sığınmacılarla ilgili dolaşıma sokulan haberlerin birçoğu dezenformasyon içermektedir. Toplumsal huzuru bozan bir olay söz konusu olduğunda bu olayın faili, gerçekte öyle olmadığı halde, yabancı uyruklu bir kişi imiş gibi gösterilmektedir. Yine bir başka örnek, yaz aylarında ve özellikle küresel iklim değişikliği ile birlikte karşı karşıya kaldığımız orman yangınlarıyla mücadele sürecinde karşımıza çıkmaktadır. Devletimiz orman yangınlarıyla etkili bir şekilde mücadele etmektedir. Bu sürecin önemli araçlarından biri de insansız hava araçlarıdır. Bu araçların ilgili kamu idaresi tarafından kiralanma süreci kamuoyuna açık olmasına rağmen bir şaibe varmış gibi haber yapılmakta, ülkemizin orman yangınlarıyla mücadelede dünyada en etkili ülkelerden biri olmasının önüne geçilmek istenmektedir." "Temel amaç manipülasyonlar üretmektir " Altun, dezenformasyon kampanyalarının yoğunlaştığı bir diğer alanın ise milli savunma alanı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "'Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Çankırı Obüs Fabrikası Katar'a satıldı' yalanı bunun somut bir örneğidir. Bu yalanın birçok sosyal medya hesabı tarafından organize bir biçimde dolaşıma sokulduğunu görüyoruz. Burada da temel amaç ülkenin güvenliği ve huzurunu sağlayan güzide kurumlarımızı tartışmaya açacak şekilde manipülasyonlar üretmektir. ''Türkiye kamuoyunun bilinçli olması son derece önemlidir'' Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak, iç ve dış kaynaklı bu sistematik taarruzların farkındayız. Elbette bu saldırıları bertaraf etme çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmekteyiz ve bu süreçte sosyal medya şirketlerini dezenformasyonla mücadele konusunda çok daha hassas olmaları konusunda uyarıyoruz. Hiç kuşkusuz ki Türkiye kamuoyunun bu dezenformasyon kampanyalarına karşı bilinçli olması son derece önemlidir. Gerçek gündemimiz, küresel krizlerin neden olduğu sıkıntıları yapısal bir şekilde çözüme kavuşturup ülkemizi çok daha müreffeh hale getirmek, güçlü siyasal liderliğimizle istikrarlaştırıcı bir güç olarak küresel siyasette iddia sahibi olmaya devam etmektir." Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin, sığınmacılar, orman yangınlarına müdahalede kullanılan İHA'lar ve Çankırı Obüs Fabrikası'na ilişkin iddialar içeren haberler konusunda kamuoyuna sunduğu gerçek bilgilere de paylaşımında yer verdi. AA

"İstanbul Güvenlik Forumu" başladı Haber

"İstanbul Güvenlik Forumu" başladı

İstanbul Güvenlik Forumu'nun, (İGF) kapsayıcı temalarıyla güvenlik alanında teorik ve pratik çalışmalara önemli katkılar yapacağına inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Güncel bölgesel ve küresel güvenlik sorunlarına çözüm önerileri sunacağımız bu forumu, güvenlik ekosistemi için güçlü bir platform haline getirme gayreti içinde olacağız" dedi. Deprem sürecinde milletin büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini belirten Altun, sözlerine şöyle devam etti: "Bu süreçte Türkiye, çok büyük bir uluslararası destek ve dayanışma da gördü. Ülkemizin yıllardır dünyanın dört bir yanında sergilediği muazzam cömertliğe karşı büyük bir vefa gösterildiğine şahit olduk. Gerek arama-kurtarma gerek insani yardım desteklerini esirgemeyen uluslararası topluma teşekkür ediyoruz. Hiç kuşkusuz afetler, küresel sorunlarından biridir. Dolayısıyla depremlerden sellere, bütün afetlere karşı hazırlık, müdahale ve iyileştirme süreçlerinde uluslararası iş birliğini artırmak, küresel güvenliğin tesisi noktasında da hayati önemli bir unsurdur. Türkiye, son 20 yılda afet yönetiminin tüm boyutlarına yaptığı büyük yatırımlarla muazzam bir tecrübe ve kapasite geliştirmiştir. Ülkemiz bu alandaki gücünü 6 Şubat'ta yaşanan asrın felaketindeki müdahale ve hemen sonrasında hızla başlattığı yeniden inşa faaliyetlerinde bir kez daha göstermiştir." 21. yüzyılın güvenlik tehditlerinin, salt devletler arası anlaşmazlıklar, bölgesel çatışmalar veya savaşları içeren gelişmelerden ibaret olmadığına dikkati çeken Altun, "İklim değişikliği, çevre sorunları, doğal afetler ve bunların ortaya çıkardığı sonuçlar da küresel güvenliğin görmezden gelinemeyecek, ihmal edilemeyecek temel meseleleridir. İklim değişikliğinin ve doğal afetlerin, tarımsal faaliyetleri, canlı türlerini, insan sağlığını ve yaşamını doğrudan etkilemesi, çevre sorunlarının küresel ölçekte ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarını doğrudan etkileyen iklim değişikliği kapsamındaki sorunların su ve gıda krizlerini, yeni çatışmaları ve iklim mülteciliği gibi yeni kavramları karşımıza çıkardığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iklim değişikliği ve çevre sorunlarının sürdürülebilir kalkınma ile yeşil dönüşüm odaklı her çalışmaya ayrı bir önem verdiğini kaydeden Altun, "Bu doğrultuda, 2053 Yılı Net Sıfır Emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030'a kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katına çıkardık. İklim Kanunu'muzu inşallah önümüzdeki dönemde meclisimiz ele alacak. Birleşmiş Milletler 31. İklim Konferansı'na ev sahibi adayı olmamız da konuya verdiğimiz önemi gösteriyor" diye konuştu. Küresel ısınmaya sebep olan diğer sera gazlarına yönelik çalışmaları da sürdürdüklerini aktaran Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi tarafından himaye edilen 'Sıfır Atık Projesi', Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 2022 yılında kabul edilen bir kararla küresel ölçeğe taşındı. Ve 30 Mart, 'Uluslararası Sıfır Atık Günü' ilan edildi. Yeşil dönüşüme verdiğimiz önemin bir diğer göstergesi de milli gururumuz TOGG'un elektrikli bir otomobil olarak üretilmesi ve yollara çıkmış olmasıdır" dedi. KÜRESEL SALGINLAR Küresel salgınların da dünyayı etkileyen önemli bir güvenlik krizi olduğuna işaret eden Altun, tüm dünyanın küresel sağlık mimarisinin, güvenliğinin büyük bir kriz yaşadığı koronavirüs salgını sonuçlarıyla ağır bir şekilde yüzleştiğini, hala da yüzleşmeye devam ettiğini belirtti. Devletlerin yönetim becerilerinin de sınandığı küresel salgın döneminde Türkiye'nin başarılı ve örnek bir mücadele yürüttüğünü vurgulayan Altun, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda yapılan yatırımlarla kurduğumuz güçlü sağlık sistemimizin, şehir hastanelerimizin avantajlarını bu süreçte görmüş olduk" dedi. Salgın döneminde toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında da herhangi bir zafiyete asla müsaade edilmediğini belirten Altun, "Maskeden solunum cihazına, elimizdeki tüm imkanları dünyanın dört bir yanındaki dost ve kardeş halklarla paylaştık, yerli aşımız TURKOVAC'ı milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunduk" diye konuştu. Altun, son 30 yılda bölgesel ve yerel düzeydeki savaşların, iç karışıklıkların küresel boyutlara ulaşan etkilerini bütün dünyanın daha önce hiç olmadığı kadar tecrübe ettiğini söyledi. "Irak ve Afganistan'ın işgalini izleyen sürecin, başta bölge ülkelerine yaptığı olumsuz etkiler ve sebebiyet verdiği güvenlik sorunları hepinizin malumu" diyen Altun, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2011 yılından bu yana Suriye iç savaşı, neden olduğu çatışma ortamının yanı sıra tüm dünyayı alarma geçiren bir uluslararası terörizm tehdidini gündeme getirdi. Ayrıca, DEAŞ ve PYD/YPG gibi terör örgütlerinin istismarına alan açan bir bölgesel ve küresel istikrarsızlık ortamı yarattı. Suriye'deki çatışma, büyük insanlık trajedilerine neden olduğu gibi, milyonlarca insanın başta komşu ülkelere göç etmek üzere yerinden yurdundan olmasına yol açtı. Bugün göç ve mülteci krizi ya da terörizm gibi sorunlar bölgenin hala en acil çözüme kavuşturulması gereken sorunlarıdır. Rusya-Ukrayna Savaşı da bizlere bir kez daha bölgesel çatışma ve güvenlik meselelerinin küresel boyutunu gösterdi. Savaşın görünür kıldığı jeopolitik kırılmaların yanında, enerjiden gıdaya erişime kadar ortaya çıkan zorluklar ve uluslararası nitelikteki ekonomik kriz, en güncel bölgesel ve uluslararası gündem maddeleri haline geldi. Başladığı günden bu yana Rusya-Ukrayna Savaşı, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması bakımından devletlerarası diplomatik müzakerelerin önemini gözler önüne sererken, bizleri uluslararası toplumun, küresel güvenliğin temini noktasındaki sorumluluğuyla ilgili yeniden düşünmeye sevk etti." Günümüzün en mühim güvenlik tehditlerinden birinin küresel nitelikteki terörizm meselesi olduğunun altını çizen Altun, "Bu noktada, şiddetten beslenen terör yapılarının hedefinin yalnızca bir ülke veya onun vatandaşları değil, tüm insanlık olduğu unutulmamalıdır." dedi. Terör örgütlerinin saldırılarının dil, din, ırk, coğrafya gözetmeksizin tüm insanlığa yöneldiğini ifade eden Altun, "Tam da bu nedenle terörizmin her boyutuyla önlenmesi, mücadele edilmesi, yaptırım uygulanması adına bir kararlılık ortaya konması çok ama çok önemlidir. Bunun için terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın ve terör eylemlerinin hangi coğrafyada gerçekleştirildiğine bakılmaksızın uluslararası bir mücadele anlayışı geliştirilmesi mecburidir." dedi. Türkiye'nin tüm dünyaya örnek bir terörle mücadele performansı ortaya koyduğunu vurgulayan Altun, "Ülkemiz gerek milli güvenliğimizi gerek bölgesel barış ve istikrarı tehdit eden PKK/YPG'den DEAŞ ve FETÖ'süne tüm terör örgütleriyle etkili bir şekilde mücadele yürütmüştür, yürütmeye devam etmektedir. Bu mücadele sayesinde terör örgütlerinin sınırlarımız içindeki varlığını hamdolsun bitirme noktasına geldik. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu terörü kaynağında bitirme stratejisiyle terörü sınırlarımız dışında da boğmaya devam ettik. Gerçekleştirdiğimiz nokta operasyonlar, Türkiye'yi DEAŞ'la en etkin ve sonuç alıcı mücadele yürüten devlet konumuna getirmiştir." dedi. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın, Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonla DEAŞ terör örgütünün sözde lideri Ebu Hüseyin El Kureyşi kod adlı kişiyi etkisiz hale getirdiğini hatırlatan Altun, "Türkiye'nin DEAŞ'la mücadelesi, kendi milli güvenliğinin yanında, bölgesel güvenliği de tahkim ediyor. Fakat ne yazık ki Türkiye'nin bu çabasının özellikle Batı dünyasında kabul edilmediğini görüyoruz. Son yapılan operasyonun ne anlama geldiği açık ve nettir. Türkiye'nin DEAŞ'la mücadelesinin ne denli önemli bir mücadele olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda DEAŞ liderinin etkisiz hale getirilmesi Türkiye'nin geliştirmiş olduğu uluslararası operasyon kabiliyetini de ve kapasitesini de ortaya koymuştur. ABD başta olmak üzere birçok ülkenin peşinde olduğu, sözde peşinde olduğu bu şahsı, Türkiye etkisiz hale getirmiştir." diye konuştu. Altun, Türkiye'nin PKK/YPG'yle mücadelesinin, kendi milli güvenliğinin yanında, Suriye'nin ve Irak'ın toprak bütünlüğüne ve istikrarına da fayda sağladığını, FETÖ ile mücadelesinin de kendi güvenliğinin yanında, bu karanlık ve kanlı örgütün, bulunduğu ülkeler için oluşturduğu tehditleri önlemeye de hizmet ettiğini söyledi. Terör örgütlerinin doğrudan hedefi olarak bu yapılarla kararlı bir mücadele yürüten Türkiye'nin, bu mücadelede hak ettiği desteği ve dayanışmayı görmediğini aktaran Altun, "Hatta mücadele ettiği terör örgütlerinin ve teröristlerin çeşitli ülkelerce desteklendiğini görüyoruz. Türkiye sadece yalnız bırakılmamakta, aynı zamanda mücadele ettiği terör örgütleri, Türkiye'nin müttefiki olduğu söylenen ülkeler tarafından desteklenmektedir. Bunun izahı mümkün değildir. Ne olursa olsun bununla mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir" diye konuştu. "CEBİNİZDE TAŞIDIĞINIZ AKREP BİR FÜN SİZİ SOKAR" Terörle mücadele adı altında bir başka terör örgütünü besleyenlerin küresel terörizmle mücadeleye ihanet ettiğini belirten Altun, "Bu ülkeler kendilerine de bedel ödetecek bu yanlış stratejiden bir an önce dönmelidirler. Bilin ki terör örgütlerinden müttefik olmaz. Bilin ki terör örgütleri arasında ayrım yaparak, bir terör örgütünü bir diğerine karşı kullanarak terörle mücadele yapılmaz. Bilin ki harladığınız bu ateş bir gün gelir sizi yakar. Bilin ki cebinizde taşıdığınız bu akrep bir gün gelir sizi sokar" dedi. Türkiye'nin kendi gücüyle, milli sınırlarını korumaya ve ulusal güvenliğini sağlamaya muktedir olduğunu dile getiren Altun, "Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yıllarda hayata geçirilen savunma sanayii atılımlarıyla her türlü güvenlik tehdidine karşı yeteneklerini daha üst noktalara taşımıştır, taşımaya devam edecektir. İHA'larımız, SİHA'larımız, Hürkuş'umuz, Kızılelma'mız, Altay tankımız, Milli Muharip Uçağımız Kaan ve daha birçok atılımımız sayesinde artan askeri kapasitemizle, terörle mücadele edip ulusal sınırlarımızı korurken, bölgesel ve küresel istikrar ve güvenliğe katkı sunmayı sürdüreceğiz." şeklinde konuştu. Fahrettin Altun, Türkiye'nin bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde kendi ulusal güvenliğini tahkim etmenin yanında hem bulunduğu bölgede hem de uluslararası boyutta barışı koruyan, güvenliği temin eden ve istikrar sağlayan bir güç konumunda olduğunu ifade etti. Türkiye'nin, bölgesel güvenliğin sağlanmasının, küresel güvenliğin de anahtarı olduğu farkındalığıyla hareket ettiğini aktaran Altun, şöyle konuştu: "Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bir an önce sona erdirilmesi için en başından beri sadece diplomatik çözümlere odaklanan Türkiye, savaşan taraflarla Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her zaman diyalog içinde olmuştur. Türkiye'nin arabulucu rol üstlendiği girişimleri sayesinde tahıl koridoru anlaşmasının imzalanmasıyla küresel gıda tedarik zinciri üzerindeki baskıyı hafifleten adımlar atılabilmiştir. Türkiye, taraflar arasında kalıcı çözüm sağlanana kadar da hem Rusya ve Ukrayna'yı hem de uluslararası toplumu süreçlere dahil ederek bu doğrultudaki diyalog gayretlerini sürdürecektir. Türkiye, uluslararası düzeyde üstlendiği roller, yüklendiği sorumluluklar ve geliştirdiği söylemlerle, barışın ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir. Türkiye aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya 5'ten Büyüktür' ve 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' şiarıyla işaret ettiği uluslararası sistemin reform ihtiyacını her platformda vurgulayacaktır. Çünkü biliyoruz ki bugünün koşullarına uyum sağlayamayan hiçbir kurumsal yapı, varlığını sürdüremez. Güncel güvenlik kaygılarına cevap veremeyen uluslararası toplum, etkin çözümler üretemez. Türkiye olarak bu bilinçle uluslararası sisteme ilişkin eleştirilerimizle birlikte yapıcı ve gerçekçi çözüm önerilerimizi dile getirmeye devam edeceğiz." "DEZENFORMASYON DEMOKRASİLER İÇİN BİR TEHDİTTİR" Günümüz güvenlik meselelerinin yoğunlaştığı alanlardan birinin de dijital dünya olduğuna işaret eden Altun, dijital ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle en fazla değişim ve dönüşümün iletişim ve medya alanında yaşandığını söyledi. Haberin ve bilginin kaynağının çeşitlendiği ve hızının arttığı bu dijital çağda, bilginin güvenirliğine ilişkin sorgulamaların, ulusal ve uluslararası boyutta tartışılması gereken bir güvenlik meselesi haline geldiğinin altını çizen Altun, şunları kaydetti: "Yalan haber, dezenformasyon, mezenformasyon gibi sorunlara karşı devletler, toplumlar ve bireyler mutlaka bilinçlenmeli ve bunların oluşturduğu veya oluşturabileceği güvenlik risklerine yönelik tedbirleri geliştirmek durumundadır. Dezenformasyon, hiç kuşkusuz, demokrasiler için de büyük bir tehdittir. Dünyanın neresinde olursa olsun dezenformasyon demokrasiler için bir tehdittir. Bu nedenle demokratik ortamın dezenformasyondan arındırılması; hakkaniyetli, güvenli ve temiz bir iletişim ortamının tesis edilmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz." "YALAN SİYASETİNİ KURUMSAL HALE GETİRMİŞ" Fahrettin Altun, "Elbette yalanı alışkanlık edinmiş, yalan siyasetini kurumsal hale getirmiş olanlar huylarından vazgeçmeyecek." diyerek, şöyle devam etti: "Dün gece CHP Genel Başkanının yalan siyasetinin sınır tanımazlığına bir kere daha şahit ettik. CHP Genel Başkanının benimle birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığındaki çalışma arkadaşlarıma iftiralar içeren paylaşımı, kendisinin siyasi çaresizliğinin olduğu kadar, çevresindeki 'profesyonellerin' de strateji yoksunluğunun yeni bir göstergesi olmuştur. Ülke dışından hizmet aldığı ajans tarafından yazılan tezvirat dolu bir tweetle kamu görevlilerinin hedef gösterilmesini, tehdit edilmesini asla kabul etmiyoruz. Dedikoduya, iftiraya, yalana bu derece teşne bir muhalefet anlayışını, demokrasimiz için büyük bir risk olarak görüyoruz. Şunu çok açık ve net bir şekilde biliyoruz: Demokrasinin en büyük düşmanı dezenformasyonla mücadeleyi öncelik haline getiren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan ancak ve ancak dezenformasyonu alışkanlık haline getirenler, dezenformasyonu ana siyaset malzemesi haline getirenler rahatsız olabilir. Hakikat ve temiz iletişim için yürüttüğümüz çalışmalardan sadece ve sadece trol ağları ve köleleştirilmiş hesaplarla sosyal medyayı manipüle etmeye çalışanlar rahatsız olurlar. Onları rahatsız etmeye devam edeceğiz. " "BİZ İŞİMİZE BAKIYORUZ" "Biz işimize bakıyoruz; milletimize hizmet etmeye devam ediyoruz" diyen Altun, şunları kaydetti: "Biz bu karalamalara, iftiralara, yalanlara aldırış etmeden Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda iletişimin yüzyılı olması için gayret göstermeyi sürdüreceğiz. Sistematik yalanla, dezenformasyonla mücadele, bizim Türkiye olarak yürüttüğümüz hakikat mücadelesinin bir parçasıdır. Biz dezenformasyonu bir milli güvenlik tehdidi, dezenformasyonla mücadeleyi de bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda tüm kurum ve kuruluşlarımızın katkı verdiği bir dezenformasyonla mücadele kapasitesi oluşturduk." 21. yüzyılın her alanda karmaşık ve güvensiz ortamının, güvenlik kavramına geniş kapsamlı yaklaşmayı gerektirdiğini aktaran Altun, uluslararası güvenlik koşullarına global ölçekte bir çözüm üretebilecek kabiliyet ve mekanizmaların geliştirmesinin hayati derecede önemli olduğunu belirtti. Altun, karşı karşıya kalınan güvenlik sınamalarına karşı direnç oluşturma ve bunların olumsuz etkilerinin azaltılmasının, uluslararası toplumun öncülük ettiği bir dayanışma ve iş birliğiyle mümkün olabileceğini sözlerine ekledi. AA  

Fahrettin Altun'dan Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin açıklama Haber

Fahrettin Altun'dan Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İletişim Başkanlığına yönelik iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Paylaşımında "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ülkemizin stratejik iletişimi için gece gündüz demeden çalışan ve özellikle ülkemize dönük sistematik dezenformasyonla mücadelede büyük başarılar elde eden İletişim Başkanlığımızı, Başkan Yardımcılarım Çağatay ve Evren beyleri, Bilgi İşlem Daire Başkanım Serhat beyi, bir kez daha akıl ve izan dışı iftiralarla karalamaya çalışmış. Esef duyduk." ifadelerine yer veren Altun, Kılıçdaroğlu'nun tweetlerini yazan Ajans'ın iftira niteliğinde ifadelerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti kamu görevlilerini açıktan hedef göstermekte bir beis görmemesinin anlaşılabilir olduğunu belirtti. Demokrasiyi içine sindirmiş hiçbir siyasetçinin dedikodu ve iftira siyasetine tevessül etmesi, devletin kamu görevlilerini isim isim zikrederek hedef göstermesinin kabul edilemeyeceğini vurgulayan Altun, Kılıçdaroğlu'nun bu noktada sorumluluğunun ülke dışından hizmet aldıkları Ajans'a değil şahsına ait olduğunu aktardı. Altun, şunları kaydetti: "Devletimizin ve milletimizin ali çıkarlarını gözetmek sadece iktidarın değil muhalefetin de sorumluluğundadır. Ayrıca dezenformasyonla mücadeleyi öncelik haline getiren İletişim Başkanlığımızdan Sayın Kılıçdaroğlu'nun rahatsız olması doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyasının başından sonuna kadar kurumumuzu hedef alması, çevresindeki 'profesyonellerin' elinde bir strateji olmadığını, siyaset üretemediklerini ortaya koymaktadır." "TROL AĞLARINI BOŞA ÇIKARMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Kılıçdaroğlu'nun, İletişim Başkanlığına yönelik açıklamaları ne amaçla yaptığını ve neyin önünü almaya çalıştığını çok iyi bildiklerini vurgulayan Altun, şöyle devam etti: "Demokrasiyi ve kamu çıkarını korumak, müzakere kültürünü güçlendirmek adına sosyal medyadaki trol ağlarını, köleleştirilmiş hesaplarla sosyal medyayı manipüle etme yöntemlerini boşa çıkarmaya devam edeceğiz. Biz, milletimizin emrindeyiz. Milletin iradesi bizim için kutsaldır. Liderimiz, Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'a güveniyoruz. Türkiye Yüzyılı ideali için çalışıyoruz." Altun, demokrasinin en büyük düşmanlarından biri olarak gördükleri dezenformasyonla mücadele ettiklerini, ulusal ve uluslararası kamuoyunu doğru, hızlı ve şeffaf şekilde bilgilendirdiklerini belirterek, "Sorumluluk bilinciyle milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Takdir yüce milletimizindir." ifadelerini kullandı. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.