#Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Olumlu karar çıkacağına inanıyoruz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Olumlu karar çıkacağına inanıyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi. Türkiye'nin bir süredir FATF'ın gri listesinde olduğunu belirten Yılmaz, bu konunun yarın Singapur'da gerçekleştirilecek FATF Genel Kurul toplantısında değerlendirileceğini, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de Singapur'da olduğunu söyledi. Türkiye'nin listeden çıkılması için istenen bütün düzenlemeleri yaptığını vurgulayan Yılmaz, "En son 'kripto parayla ilgili düzenleme eksik' deniyordu. O da tamamlandı. Geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye görev grubunun bir teknik grubu geldi. Saha incelemeleri yaptılar. Oradan da son derece olumlu bir rapor çıktığını biliyoruz. Dolayısıyla teknik açıdan bir problem gözükmüyor." diye konuştu. Genel Kurul toplantısında ülkelerin oylama yapacağını dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada teknik herhangi bir sıkıntı yok. Yarın olumlu bir karar çıkacağına inanıyoruz. Çıkmazsa da bunu siyasi olarak yorumlarız. Bunu da açıkça ifade etmek isterim. Çıkmamak dünyanın sonu değil ama çıkarsak da bu olumlu bir şey. Ülke olarak gri listede olmak hoş bir durum değil. Bundan çıktığınız zaman finansal çevrelerde daha fazla güven telkin etmeniz, daha rahat bir şekilde Türkiye'ye finansal akışların sağlanması konusunda bir avantaj. Bir not artışı değil bu ama ülke algısı açısından önemli. Not artışlarına da olumlu etkisi olabilir elbette. Yarın inşallah güzel bir netice çıkar ve bunun da ülkemize pozitif yansımalarını görürüz. Çıkmazsak da dünyanın sonu değil elbette." Yılmaz, Türkiye'nin gri listeden çıkmasının fon akışlarına faydasının olacağını, bunun da ülkenin kalkınmasına katkıda bulunacağını söyledi. "Temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek" Geçtiğimiz yıl 3 yıllık Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladıklarını anımsatan Yılmaz, enflasyona ilişkin 3 dönemin esas alındığını, bunların da "geçiş dönemi", "dezenflasyon dönemi" ve "istikrar dönemi" olduğunu vurguladı Geçiş döneminin mayıs ayı itibarıyla tamamlandığını düşündüklerini ifade eden Yılmaz, haziran ayından itibaren yıllık enflasyonda gerilemeyi göreceklerini, aynı zamanda aylık bazda da düşüşler görüleceğini kaydetti. Cevdet Yılmaz, enflasyonda tek haneli rakamların 2026'da yakalanacağına inandıklarını dile getirerek, "Vatandaşın derdi, sorunu neyse bizim de temel derdimiz, temel önceliğimiz odur. Bugün vatandaşımızın en temel meselesi enflasyonsa bizim de en temel meselemiz bu. Enflasyon sadece ekonomik bir hadise değil, sosyal boyutu da olan bir hadise. Gelir dağılımını da etkiliyor. Bütün bu yönleriyle düşündüğümüzde temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek ve bunu çok yönlü bir politika setiyle adım adım başarıyoruz." ifadelerini kullandı. Özel Tüketim Vergisi'yle (ÖTV) ilgili bir çalışma olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Yılmaz, "Oranlarla ilgili benim bildiğim bir çalışma yok doğrusu. Çünkü enflasyonist vergi artışlarını istemiyoruz. Yani vergilerle ilgili değerlendirme, etki analizleri yaparken enflasyonu arttırıcı vergilere sıcak bakmıyoruz. Ama bir taraftan da otomatik güncellemeler olabiliyor. Onlar kanun gereği, belli formüllerle işleyen mekanizmalar var. Onlar da zaten önceden bilinen mekanizmalar. Onun ötesinde bir çalışma şu anda bilgim dahilinde değil." dedi. OVP eylülde güncellenecek Yılmaz, "Merkez Bankası bağımsız ama yakın zamanda faiz indirimi olur mu?" şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi: "Merkez Bankamızın araç bağımsızlığı var biliyorsunuz. Elbette demokratik bir ülkedeyiz. Temel hedefi, amacı hükümet çizer. Bizim de amacımız nedir? Hem enflasyonu hem de faizleri düşürmek. Bizim siyasi hedefimiz ikisini de orta vadede tek haneli rakamlara getirmek ve bunun için her türlü gayreti sarf ediyoruz. Ama içinden geçtiğimiz süreçte Merkez Bankamız araç bağımsızlığı çerçevesinde enflasyonda öngördüğü hedefler doğrultusunda politikasını belirliyor, kararlarını veriyor. Ben inanıyorum ki bu enflasyonist eğilimler kırıldıkça Merkez Bankamız da teknik olarak, verilere dayalı olarak değerlendirmelerini en sağlıklı şekilde yapacaktır. Bunun ötesinde bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum." Eylülde OVP'yi güncelleyeceklerini bildiren Yılmaz, "Yalnız şöyle bir çerçevede güncelleyeceğiz. Ana politika setimizi değiştirmeyi düşünmüyoruz. Ancak bir yıllık süreçte dünyada ve Türkiye'de gelişmeler oldu. Bu gelişmeler ışığında programımızın makro ekonomik çerçevesini güncelleyeceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türk Yatırım Fonu son yıllardaki somut adımlarımızın başındadır Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türk Yatırım Fonu son yıllardaki somut adımlarımızın başındadır

Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen TYF Guvernörler Kurulu Açılış Toplantısı'nda konuşan Yılmaz, açılışın gerçekleştirilmesinde payı olan Türk devletlerinin temsilcilerini tebrik etti. Katılımcılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileten Yılmaz, geçmişte "Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri" olarak başlatılan sürecin ilerlemesiyle, bugün Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) sahip olmaktan büyük bir onur duyduklarını belirtti. Güçlü bağlar üzerinde yükselen teşkilatın, uluslararası arenada görünürlüğünün ve etkinliğinin her geçen gün arttığını ifade eden Yılmaz, "Müşterek çabalarımız neticesinde aile meclisimiz, kurumsal yapısını sağlamlaştıran, uluslararası arenada takip edilen ve üçüncü ülkelerin işbirliği yapmak istediği güçlü ve saygın bir teşkilat haline gelmiştir. Hedefimiz, Türk dünyasını her alanda güçlendirmek ve farklı sınamalar karşısında daha dayanıklı hale getirmektir." diye konuştu. Teşkilatın 2022 verileriyle 170 milyonu aşan genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti: "1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz, 1,5 trilyon doları aşan bir milli gelir büyüklüğümüz var. Büyük bir kültürel mirasa sahibiz ve büyük atılımlar yapmak için sağlam bir temelimiz, zeminimiz var. 2022 yılına baktığımızda üye devletlerimizin 558 milyar dolar ihracat yaptıklarını görüyoruz. Bu da gerçekten önemli bir rakam. Dünya ticareti içinde yüzde 2'yi aşan bir paya sahibiz. Ancak bu ihracatın sadece yüzde 6'sı üye devletler arasında. 558 milyar dolarlık ihracatın sadece 33 milyar doları üye ülkeler arasında gerçeklemiş. Bu da ne kadar çok yapacak işimiz olduğunu gösteriyor. Ortak kalkınmamızı sürdürmek için TDT bağlamında ticaretin önündeki gümrük dışı engellerin kaldırılması, karşılıklı yatırımların arttırılması, bağlantısallığın geliştirilmesi, ulaştırma faaliyetlerinin kolaylaştırılması ile bölgemizin enerji ve ulaştırma koridorları üzerinde kilit konumunun güçlendirilmesi için hep birlikte yoğun bir çalışma yapıyoruz." "TYF son yıllardaki somut adımlarımızın başında gelmektedir" Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin cumhurbaşkanları tarafından yakından takip edilen çalışmaların Türk Dünyası'nın ortak menfaatlerine hizmet ettiğini kaydeden Yılmaz, önemli kararların alındığı İstanbul, Semerkant ve Astana zirvelerinin ardından TDT'nin görünürlüğünün ve etkinliğinin arttığını memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2040 Vizyonu'nun üye devletlerin Türk işbirliğine yönelik uzun vadeli kararlılığını ortaya koyduğunu, Türk birliğinin güçlendirilmesi adına 2021'de devlet başkanlarının kabul ettiği Türk Dünyası 2040 Vizyonu'nun her alanda olduğu gibi bu alanda da temel yol haritası ve vizyonunu oluşturduğunu belirtti. Sağlanan eş güdümün devamlılığı için Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kararlılıkla çaba sarf etmeye devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: "İstanbul merkezli TYF son yıllardaki somut adımlarımızın başında gelmektedir. TDT sadece liderlerin bir araya geldiği bir yapı olmaktan çıkmış, bugün artık her alanda işbirliğinin geliştiği, derinleştiği bir teşkilata dönüşmüştür. Dün de sosyal politikalardan sorumlu bakanlar toplantısına katıldım. Orada da ne kadar etkili bir toplantı olduğunu bizzat görmüş oldum. Ekonomik alandan sosyal, kültürel alana, dış politikaya varıncaya kadar her konuda derinleşen bir teşkilat olduğumuzu ifade etmek isterim. Devlet başkanlarımız 2019'da TYF'nin kurulmasına yönelik niyetlerini ortaya koymuşlardı. 2021'de ise üye devletlerin ilgili bakanlıkları TYF'nin kuruluş anlaşmasını nihai hale getirmek üzere görevlendirilmiştir. Üye devletlerimizin ilgili bakanlıkları son 2 yıldır, kuruluş anlaşmasını nihai hale getirmek üzere yoğun bir şekilde çalıştılar. Uzun dönem üzerinde çalışılan TYF'nin kuruluş anlaşmasının TDT Olağanüstü Ankara Zirvesi'nde, 16 Mart 2023'te devlet başkanlarımızın himayesinde imzalanmış olması bu süreci taçlandıran somut ve tarihi bir adım olmuştur. Kuruluş anlaşmasının, üye devletlerimizin yüce meclislerinde onaylanmasının ardından açılış gününe gelmiş bulunuyoruz." "Türk devletlerine yabancı yatırımın ve finansal kaynağın çekilmesinde katkı sağlayacak" Türk Yatırım Fonu'ndan beklentilerinin, Türk coğrafyasının daha müreffeh yarınları için ekonomik gelişmesine en yüksek katkıyı sunacak şekilde destek olması ve finansal sürdürülebilirliği koruması olduğunu belirten Yılmaz, "Ortak kimliğimizi, devletlerin eşitlik prensibine dayanarak geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu noktadan hareketle TYF eşit sermaye katkısı ve eşit oy ilkesiyle kurulmuştur. Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon dolar olarak belirledik." dedi. Yılmaz, sermaye tabanının etkili projeler, güçlü kurumsal yapı ve şeffaf iş modelleriyle birlikte diğer yatırımcıları çekerek daha da artacağını, bir kaldıraç etkisi yapmasını beklediklerini ve özellikle diğer uluslararası ve bölgesel kalkınma kuruluşlarının ve özel sektörün kaynaklarının mobilize edilmesini öngördüklerini aktardı. TYF'nin uluslararası ve ulusal finans ve kalkınma kurumlarının yanı sıra ticaret odaları ve özel kuruluşlarla da işbirliği içerisinde faaliyetlerini yürüteceğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu: "Fonun bölge içi ticaretin teşvik edilmesi suretiyle işbirliğinin daha da geliştirilmesine ve bu kapsamda üye ülkelerin ekonomilerine önemli katkılar sunacağına ve yeni fırsatlar oluşturacağına inanıyorum. Sınai üretim, altyapı, ulaştırma, tarım, bilgi ve iletişim teknolojileri ile turizm dahil olmak üzere karşılıklı fayda sağlayacak kalkınma projelerini desteklemek suretiyle önemli bir katma değer sunacak ve ülkelerimizi birbirine daha da yakınlaştıracaktır. İşletmelerin faaliyetlerini diğer kardeş Türk devletlere genişletmeleri için değerli fırsatlar sunacak ve daha fazla ticaret ve yatırım ortaklığı kolaylaşacaktır. Fon, altyapı, yenilenebilir enerji, tarım ve turizm alanlarındaki yatırımları finanse edecek ve KOBİ'leri destekleyecektir. Proje finansmanı faaliyetleri aracılığıyla TYF altyapı gelişiminin desteklenmesinde, girişimciliğin ve yeniliğin teşvik edilmesinde ve tüm Türk devletleri için daha parlak bir gelecek inşa edilmesinde önemli bir katkı sunacaktır. Ayrıca, küresel ölçekte işbirliği ve ortaklık için yeni fırsatlar yaratarak, Türk devletlerine yabancı yatırımın ve finansal kaynağın çekilmesinde katkı sağlayacaktır." "TYF, Türkiye Yüzyılı'na yakışır bir sayfa açmıştır" Fonun, ulusların ortak finansal kuruluşu olarak benzersiz bir konuma sahip olacağını vurgulayan Yılmaz, tıpkı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası gibi kurumların kendi bölgelerinde oynadıkları önemli roller gibi TYF'nin de Türk halkları arasında ekonomik işbirliği ve bütünleşmenin temel taşlarından biri olacağını ve en iyi şekilde faaliyet göstererek zaman içinde büyüyüp güçleneceğini kaydetti. Türkiye'nin ev sahibi ülke olarak TYF çatısı altındaki girişim ve projelere bugüne kadar olduğu gibi gerekli desteği sağlamaya hazır olduğunu söyleyen Yılmaz, Türk Yatırım Fonu'nun merkezinin İstanbul olması konusunda verdikleri desteklerden dolayı tüm üye devletlere teşekkür etti. İstanbul'un, Avrupa ve Asya'nın kesiştiği noktada bulunan eşsiz stratejik ve merkezi konumu, bölgesinin enerji, finans ve ulaşım merkezi olması, sağlam bankacılık sektörü ve güçlü finansal altyapısı ve imkanları sayesinde halihazırda birçok uluslararası finans kuruluşuna ev sahipliği yaptığını anımsatan Yılmaz, "Geçtiğimiz yıl TDT'nin Astana Zirvesinde İstanbul 2025 yılında Türk dünyası finans merkezi olarak ilan edildi. Ayrıca İstanbul Finans Merkezi, İstanbul'un bölgesinde ve dünyada uluslararası bir finans merkezi olmasına katkı sağlayacaktır. Tüm bu özellikleriyle ve avantajlarıyla İstanbul, TYF'ye şüphesiz ki güç katacak ve gerek Türk dünyasına gerekse fona yatırımcı çekilmesinde önemli katkılar sunacaktır." ifadelerini kullandı. Yılmaz, fonun üye ülkelerin kalkınma ihtiyaçlarına azami düzeyde cevap verecek şekilde, şeffaf ve sonuç odaklı olarak faaliyet göstereceğinden emin olduklarını aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "TYF'nin faaliyetlerine başlaması, ülkelerimiz arasında daha fazla ekonomik işbirliği ve bütünleşmeye yönelik yolculuğumuzda tarihi bir mihenk taşını teşkil etmektedir. Fon, halklarımız arasındaki birlik ve işbirliğinin ve ekonomik ilişkilerimizi derinleştirmeye yönelik kararlılığımızın somut bir göstergesidir. Bu başarı Türk dünyası olarak hepimizin ortak başarısıdır. TYF, Türkiye Yüzyılı'na yakışır bir sayfa açmıştır; ülkelerimize ve bölgemize hayırlı olmasını diliyorum. Fonu, gelecek nesillere umut ve refah aşılayan bir başarı öyküsü haline getirmek için kararlılıkla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Güzel faaliyetleri sürdürmek önemlidir ama iyi bir başlangıç çok çok kıymetli. Başarının özü iyi başlamakla ilgili. İyi başlayıp başarılı olduğumuzda inanıyorum ki önümüzdeki dönem yepyeni fırsatlar açılacaktır." Türk Yatırım Fonu Ev Sahibi Ülke Anlaşması imzalandı TYF'nin kuruluş sürecinde tüm üye ülkeler tarafından gösterilen çabaları takdirle karşıladıklarını dile getiren Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri ve TYF Başkanı ile ekibine teşekkür edip fonun çalışmalarına yön verecek Guvernörler Kurulu'na ve tüm diğer paydaşlara başarılar diledi. Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in himayelerinde, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ile TYF Başkanı Bağdad Amreyev, Türk Yatırım Fonu Ev Sahibi Ülke Anlaşması'nı imzaladı. Toplantıya Kazakistan Başbakan Yardımcısı Nurlan Baybazarov, Özbekistan Yatırım, Endüstri ve Ticaret Bakanı Laziz Kudratov, Azerbaycan Ekonomi Bakan Yardımcısı Elnur Aliyev ve TYF Genel Müdürü Ramil Babayev ile üye ülke temsilcileri de katıldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Liderlerimizin belirlediği hedefe yaklaşıyoruz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Liderlerimizin belirlediği hedefe yaklaşıyoruz

Yılmaz, resmi ziyareti kapsamında Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)-Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) tarafından düzenlenen İş Dünyasıyla Buluşma Programı'na katıldı. Buradaki konuşmasında Yılmaz, Türkiye-Özbekistan ilişkilerinin çok üst düzeyde, tarihi, kültürel bağlarının ise son derece derin olduğuna işaret ederek, iki ülke arasında dostluğun ötesinde kardeşlik hukuku olduğunu söyledi. Ekonomik ve ticari ilişkilerde kazan-kazan prensibiyle hareket ettiklerini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti: "Son dönemlerde geldiğimiz nokta hiç de azımsanacak bir nokta değil. 3 milyar doları aşan bir ticaret hacmimiz var artık. Liderlerimizin belirlediği 5 milyar dolar hedefine yaklaşıyoruz. Çeşitli tedbirlerle, tercihli ticaret sistemi listesindeki ürünlerin artırılmasından tutun, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması, ortak birtakım yatırımlar, projelere varıncaya kadar birçok alanda alacağımız mesafelerle bu ticaret hacminin önce 5 milyara sonra çok daha üst noktalara çıkacağından hiçbir şüphemiz yok. Diğer yandan baktığınız zaman ulaştırmadan gümrüğe, sağlıktan içişlerine, konsolosluk alanlarına varıncaya kadar iki ülke arasında ikili, çok taraflı birçok işbirliğinin devam etmekte olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle gümrük işlemlerinin basitleştirilip daha yeknesak hale getirilmesi konusunu Ticaret Bakanlığı'mız başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarımızla çalışıyoruz." Tercihli Ticaret Anlaşması'nın 1 Temmuz 2023'te yürürlüğe girdiğini ve belli ürünleri kapsadığını belirten Yılmaz, her geçen yıl bunu daha da genişletmek için iki ülkenin gayretlerini sürdüreceğini ifade etti. "Başarılı yatırımcı, sorunları çözülen yatırımcı başka yatırımcıları da cezbeder" Yılmaz, Türkiye'nin Özbekistan'da doğrudan yatırımlarının 1,5 milyar dolara ulaştığını, bunun her geçen yıl arttığını söyledi. Özbekistan'daki 1900 civarında Türk firmasının hem Özbekistan'ın ekonomisine, kalkınmasına hem de istihdamına destek olduğunu dile getiren Yılmaz, bu firmaların tekstil, enerji, finans, sigortacılık, metal gibi pek çok alanda faaliyet yürüttüğünü ifade etti. Yılmaz, Özbekistan'ın yatırımcıyı ve girişimciyi öne koyan anlayışı çerçevesinde doğrudan yatırımlar, yatırım teşvikleri, özelleştirme, kamu, özel ortaklığı mevzuatı ve yeşil ekonomi alanındaki teşviklerin tek bir çatı altında toplanmasını öngören yasa taslağı hazırlıklarını takip ettiklerini belirterek şunları kaydetti: "Önümüzdeki dönem çok daha uygun bir yatırım ortamında şirketlerimizin yatırımlarını artırarak devam ettirmelerini bekliyoruz. Müteahhitlik alanında da önemli ilişkilerimiz var. Başta içinde bulunduğumuz şu an Taşkent City Projesi olmak üzere birçok sembol, önemli projeye Türk müteahhitleri imza attılar. Geçtiğimiz yıl 250 büyük uluslararası müteahhitlik firması liste olarak yayınlandı. Onlar arasında 40 Türk firması var. Çin'den sonra ikinci sırada geliyoruz. Bu kapasitemizin Özbekistan'da da oldukça önemli bir noktaya geldiğini ifade etmek isterim. Bugüne kadar 286 proje üstlenmiş müteahhitlerimiz. Toplam tutar 7,5 milyar dolar mertebesine gelmiş durumda. Piramit Tower'dan Gardens Residence'a birçok projede Türk firmalarının imzası olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de kalkınma programları kapsamında altyapıdan yenilenebilir enerjiye, konut projelerine varıncaya kadar birçok projede yine Türk firmaların önemli sorumluluklar üstlenmelerini bekliyoruz." İki ülke arasındaki ekonomik faaliyetlerin artarak devam ettiğini, siyasi ilişkilerin mükemmel denilebilecek noktada bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bize düşen, siyasetçiler, devlet yöneticileri olarak uygun şartları oluşturmak. Gerisi özel sektörün işi, sizlerin işi. Siz ne kadar başarılı olursanız Özbekistan'a o kadar daha fazla yatırımcı gelir. Ben hep söylüyorum, yatırımcı yatırımcıyı çeker. Başarılı yatırımcı, sorunları çözülen yatırımcı başka yatırımcıları da cezbeder." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyonla mücadelede yüzde 20'nin altını hedefliyoruz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyonla mücadelede yüzde 20'nin altını hedefliyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT HABER'da soruları yanıtladı. Orta vadeli programa ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, bunun 3 yıllık bir program olduğunu anımsattı. Yılmaz, "Orta vadeli programımız işliyor, etkilerini gösteriyor. Temel büyüklükler itibarıyla baktığımızda geçen yılı büyümede iyi bir şekilde kapattık, yüzde 4,5 büyüme sağladık. İlk defa ülkemiz ekonomik büyüklük olarak 1 trilyon doları geçti. Dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz, satın alma gücü paritesine göre 11. büyük ekonomiyiz." diye konuştu. Yılmaz, kişi başına gelirin 13 bin doları aştığını belirterek, bu dönemde ihracat ve turizmin de ciddi bir performans gösterdiğini dile getirdi. "Türkiye, ihracatta 256 milyar dolar, hizmet ticaretinde de 100 milyar dolar performans ortaya koydu." ifadelerini kullanan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Geçen yıl mayıs aylarında 60 milyar dolar civarındaydı cari açığımız. Yıl sonu 45 milyar dolarla kapattık. Bugün geldiğimiz noktada 31 küsur milyar dolarlardayız. Bütçe performansımız da son derece olumlu ve orta vadeli programdaki hedeflerden daha iyi gerçekleşti, 6,4 olacak demiştik. Gerçekleşme 5,2 oldu. Finansal tarafta da Türkiye bu dönem reel ekonominin yanı sıra önemli iyileşmeler sağladı. Merkez Bankamızın rezervleri yükselme eğilimine girdi, kur korumalı mevduatta ciddi düşüşler sağlandı, kredi risk primlerimizde çok ciddi bir geriye gidiş oldu. Yurt dışından borçlanma maliyetlerimizde ciddi bir düşüş oldu, geçmişe göre yine kur oynaklığının azaldığı bir dönem gördük. Kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemize ilişkin değerlendirmelerinde olumlu değişimler izledik. Orta vadeli program çalışıyor, sonuçlarını görmeye başladık ama bu program malum bir yıllık değil, 3 yıllık. Bu yılın ikinci yarısında ve izleyen yıllarda programın sonuçlarını daha net bir şekilde görmüş olacağız. Enflasyon bağlamında özellikle meyvelerini, etkilerini çok daha net bir şekilde görmeye başlayacağız." Yılmaz, enflasyonla mücadeledeki yol haritasının etkilerinin de görülmeye başlandığına işaret ederek, "Geçen yıl ortalama aylık enflasyonumuz 4,3 civarında gerçekleşmiş. Son olarak mart ayında 3,2 enflasyon gördük. Bunun önümüzdeki aylarda daha çok ivme kaybetmesini bekliyoruz. Aylık bazda enflasyon oranımız giderek düşüş trendini gösterecek. Yıllık bazda etkiler ise biraz zaman alacak, mayıs ayından sonra haziran ayı enflasyonundan başlayarak yıllık bazda düşüşleri de göreceğiz. Yılın ikinci yarısında özellikle haziran, temmuz, ağustos, eylül, bu dört ayda daha hızlı bir düşüşü yıllık enflasyon bazında göreceğiz." ifadelerini kullandı. Enflasyonun düşürülmesinin temel öncelikleri olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Vatandaş şu anda enflasyonu birinci öncelikli konu olarak görüyorsa bu hükümetin de birinci öncelikli konusudur. Gelecek yıl yüzde 20'nin altını hedefliyoruz, 2026'da ise tek haneli rakamlara yeniden dönecek ülkemiz. Bunun planını programını yapmış durumdayız." dedi. "Bir yasal düzenleme ihtiyacı görünüyor" Maliye politikalarında yapılacaklara ilişkin de açıklamalarda bulunan Yılmaz, orta vadeli programda enflasyonla mücadeleyi üç ayaklı bir stratejiyle şekillendirdiklerini ve bunlardan birinin de maliye politikası olduğunu aktardı. Yılmaz, Türkiye'nin tarihinin en büyük felaketlerinden birinin de 6 Şubat'ta yaşanan depremler olduğunu hatırlatarak, "Bunun getirdiği 104 milyar dolarlık bir yükle devletimiz, kamu karşı karşıya kaldı. Bu yıl bütçemizde 1 trilyon 28 milyar deprem harcaması ödeneği öngördük. Buna rağmen bütçe harcamalarını bir seviyede tutuyoruz. Geçen yıl 'bütçe açıkları yüzde 10'ları aşacak' söylemlerinde bulunanlar vardı, bunun gerçek olmadığı görüldü." dedi. Fahiş fiyatların önlenmesine yönelik de Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz de her zaman serbest piyasa ekonomisinden yana olan bir hükümet olduk ama bütün dünyada şu bir gerçek serbest piyasa kuralsız bir piyasa değil. Aksine kuralların çok daha hakim olduğu, etkin olduğu bir piyasa. Son dönemde rekabet politikalarımız konusunda çok daha kararlı adımlar atılıyor. Önümüzdeki dönem, rekabet hukukun çok daha etkin ve hızlı çalışması için bir gayret içindeyiz, belki bazı düzenlemeler de yapılacak bu çerçevede." Yılmaz, bununla ilgili bir çalışma yürütüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: "Amacımız, yaptırımları daha etkili, caydırıcı hale getirmek ve bu şekilde de piyasada tüketicilere haksız fiyat uygulamalarının oluşumunu engellemek. Bu konuda bir yasal düzenleme ihtiyacı görünüyor. Yakın bir zamanda ben Meclisimizin gündemine bu tür tekliflerin geleceğini düşünüyorum. Biz, kesinlikle bu konularda topyekun bir anlayış birliğinden yanayız, bir dayanışma olması gerektiğine inanıyoruz. Birtakım çevrelerin aşırı kar hırsıyla fırsatçılıkla hareket etmelerini hiçbir şekilde maruz göremeyiz ve bu konuda da gerekli adımları kararlı bir şekilde atacağız." Kamuda tasarruf Yılmaz, kamuda tasarruf çalışmalarına ilişkin soru üzerine, bu konunun son derece önemli ve sıcak bir başlık olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da kamuda tasarrufa yönelik açıklamaları bulunduğunu belirten Yılmaz, Erdoğan'ın talimatının ardından ciddi bir çalışma başlatıldığını ifade etti. "Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı geniş kapsamlı, çok maddeli çalışmalar yapıyor. Çalışma bittiğinde Cumhurbaşkanımıza arz edilecek." diyen Yılmaz, şunları söyledi: "Makro politikamız açısından tüketimin daha uygun artış düzeyine gelmesi ve iç tasarrufların artması gerekiyor. Gerek kamuda gerek özel kesimde daha fazla tasarruf ve tasarrufları da daha üretken alanlara kanalize etmek için çalışacağız. Bir taraftan tasarrufu bir taraftan da verimliliği hedefliyoruz. Yeni çalışmamızın şöyle bir boyutu da var. O da izleme ve denetim. Kamuda tasarruf genelgeleri geçmişte de vardı. Yeterince uygulanmadığına dair eleştiri var. Bunu da dikkate alarak, kurumların bu yasal ve idari düzenlemeler sonrasındaki uygulamalarını çok dikkatli bir şekilde izleyen, denetleyen bir mekanizmayı da eş zamanlı olarak devreye almayı planlıyoruz." Yabancı sermaye girişi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin ne durumda olduğuna ilişkin soru üzerine, yerel seçimlerin ardından ülkeye yabancı sermaye girişinin başladığını dile getirdi. Türkiye'den 2022'de yabancı kaynaklı 13,2 milyar dolar para çıkışı, 2023'te ise ülkeye 8,3 milyar dolar yabancı kaynaklı para girişi olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: "Uygulanan programın ve siyasi güvenin etkisini bu rakamlardan net bir şekilde görüyoruz. Seçim öncesi bir spekülatif hava oluşturuldu seçimden hemen sonra normale döndük. Bu spekülasyonların gerçekten hiçbir temeli yoktu. Türkiye ekonomisine zarar vermeyi öngören birtakım çevrelerin sistematik çalışmaları oldu. 22 Mart'tan sonra 1,2 milyar lira sadece hisse senedi piyasasına girişi görüyoruz. Ocak-Şubat döneminde net portföy girişi 5,5 milyar dolar. Bunun daha da artmasını bekliyoruz. Türkiye izlediği politikalarla ve güven ortamıyla bu dönemden de en güçlü şekilde yararlanan ülkelerden biri olacaktır." Cevdet Yılmaz, doğrudan yatırım için çok sayıda şirketin Türkiye'deki yatırım fırsatlarını araştırdığını ancak bu yatırımların gerçekleşmesinin zaman alacağını vurguladı. İsrail'e yönelik ihracat kısıtlaması Türkiye'nin İsrail'e yönelik ihracat kısıtlamasının bölgede hangi gelişmelere sebep olabileceği sorulan Yılmaz, Gazze'de bütün dünyanın gözleri önünde insanlığın katledildiğini söyledi. Yılmaz, Türkiye'nin ilk anından bu yana Filistin'in yanında olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "İsrail ile askeri malzemeler ve savaş malzemelerin ticareti hiçbir zaman yapılmadı. O coğrafyada 7 milyon Yahudi kökenli nüfus 8 milyondan fazla Müslüman Filistinli nüfus var. Oradaki ticaret aynı zamanda oradaki Filistinlilerle de ticaret. Büyük oranda da özel sektör odaklı yürüyen bir ticaret. Filistinli kardeşlerimize de bir miktar olumsuz etkisi olacağını da bilerek ticaret kısıtlamaları söz konusu oldu. Niye yaptık bunu? İsrail Türkiye'nin havadan yardımına engel oldu. Bizden başka bunu yapan ülke yok. Maalesef bütün bunlara rağmen içeride büyük bir yalan ve iftira kampanyası da yürütüldü. Türkiye olarak kararlı bir şekilde, kim ne derse desin, hangi yalan, iftira kampanyası düzenlenirse düzenlesin Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Beklentimiz, bir an önce kesintisiz ve yeterli insani yardım olsun. Bu kısıtlamaları da ona bağladık. Kesintisiz insani yardım ve ateşkes oluncaya kadar bunu yapacağız." Kalkınma Yolu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak'a gerçekleştirdiği ziyaretin iki ülke ticari ilişkilerine yansımasının nasıl olacağı sorulan Yılmaz, Irak ile çok boyutlu bir ilişkiye sahip olduklarını dile getirdi. Güvenlik, terörle mücadele ve enerjinin yanında, iki ülke ticaretinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, ziyaretin en kritik gündeminin Kalkınma Yolu olduğunu ifade etti. Yılmaz, Kalkınma Yolu'nun işbirliği için önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Çatışmalar, kavgalar, etnik bölünmeler, mezhebi çatışmalar... Bunların hiç kimseye faydası yok. Yapmamız gereken daha fazla işbirliği, hem güvenlikte hem de ekonomide. Bunu yaptığımız zaman bölgesel olarak çok daha farklı bir noktaya gideceğimize inanıyorum. Bugün Gazze, Suriye'de, Irak'ta yaşananlar olumsuz ama ben uzun vadede hiç umutsuz değilim. Türkiye'nin büyük katkısıyla, Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle, Türkiye Yüzyılı'nın bölgesel etkilerini hep birlikte göreceğimize inanıyorum." Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, geçtiğimiz günlerde Ankara'da Kazakistan Başbakanı Oljas Bektenov'u misafir ettiğini, Romanya'ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini, gelecek dönemde soydaş ülkeler ve diğer ülkelerle daha fazla ticaret ve yatırımın yapıldığının görüleceğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz açıkladı: Enflasyonu düşürücü büyüme stratejisi izliyoruz Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz açıkladı: Enflasyonu düşürücü büyüme stratejisi izliyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Asrın İş İnsanları Derneği (ASRİAD) tarafından düzenlenen Geleneksel İftar Programı’na katılarak Türkiye'nin istikrarlı büyümesini vurguladı. Yılmaz, deprem ve enflasyon gibi zorluklara rağmen ülkenin büyüme yolunda istikrarını koruduğunu ifade etti. Enflasyonun düşürülmesinin öncelikli politikaları arasında olduğunu belirten Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde cari açığı azaltacak, OVP planlarımızı hayata geçireceğiz. Reel ekonomide iyi durumdayız ancak finansal açıdan bazı zorluklar yaşıyoruz. Halkın en büyük sorunu enflasyon ve bizim de önceliğimiz bu. Enflasyonu azaltıcı bir büyüme stratejisi izliyoruz. Kısa vadede bazı dönemsel etkiler olabilir ancak orta ve uzun vadede fiyat istikrarı ile sürdürülebilir büyüme birbirini güçlendirecektir. Ekonomik rekabet gücümüzü ve verimliliğimizi artırmaya yönelik yapısal reformlar da gündemimizde" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Asrın İş İnsanları Derneği (ASRİAD) tarafından düzenlenen Geleneksel İftar Programı'nda Türkiye'nin büyüme performansını ve ekonomik verileri değerlendirdi. Yılmaz, dünya ortalamasının üzerinde yüzde 4,5 büyüme kaydeden Türkiye'nin, geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketine rağmen istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü belirtti. Ülkenin milli gelirinin 1 trilyon dolar barajını aşarak 1 trilyon 119 milyar dolara yükseldiğini vurgulayan Yılmaz, kişi başına milli gelirin 13 bin dolara ulaştığını ve 14 bin dolar seviyesini hedeflediklerini ifade etti. Sanayinin ve imalat sanayisinin büyüme hızının arttığını da paylaşan Yılmaz, ekonomik politikaların aşırı ithalatı azaltmaya yönelik olduğunu ve tüketimi daha dengeli hale getirdiklerini dile getirdi. Yılmaz, konuşmasında yaklaşan yerel seçimlere de değindi. Seçim atmosferinin yerel politikaları etkilemeye yönelik olduğunu belirten Yılmaz, önceliklerinin yerel düzeydeki politikalara odaklanmak olduğunu vurguladı. Adayları Murat Kurum'un İstanbul'da afetlere hazırlık ve ulaşım konularına odaklanacağını belirten Yılmaz, İstanbul'un yatırımsızlığının acı sonuçlarını görebileceğini, bu nedenle adaylarına destek çağrısında bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.