TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#çocuk

çocuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çocuk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gaziantep'te kurulan bebek kütüphanesine ailelerden yoğun ilgi Haber

Gaziantep'te kurulan bebek kütüphanesine ailelerden yoğun ilgi

Büyükşehir Belediyesi ekipleri, çocukların erken yaşta kitaplarla tanışmasını teşvik etmek, okuma alışkanlığı kazanmalarını sağlamak ve dil gelişimlerini desteklemek amacıyla yaklaşık 1 ay önce hizmete açılan kütüphaneden yararlanmak isteyenler, internet üzerinden veya bina içerisinde bulunan danışma alanından randevu oluşturuyor. Haftanın her günü hizmet veren, yaklaşık 5 bin eserin bulunduğu kütüphaneye gelen aileler, farklı atölyelerde çocuklarıyla eğlenceli vakit geçiriyor. Dil gelişim atölyesinde çocuklardaki konuşma bozukluğunun iyileşmesi ve yabancı dil öğrenme gibi alanların da bulunduğu kütüphanede, çocuklar renkli kitaplarla oluşturulan bölümde okuma alışkanlığı kazanıyor. Bugüne kadar yaklaşık 10 bin ailenin geldiği kütüphaneden, 6 yaşından küçükler yararlanabiliyor. Kütüphane sorumlusu Ayşe Gülşah Özer, AA muhabirine, merkezin aileler tarafından beğenilmesinden mutluluk duyduklarını söyledi. Kütüphanede birçok kurs alanı bulunduğunu anlatan Özer, şunları söyledi: "Aile ve çocuklar burada güzel vakit geçiriyor. Çocuklar buraya şaşkın bakışlarla giriyor ve renkli buluyor, ayrılırken de gözlerinin dolu dolu olduğunu görüyoruz. Bebek kütüphanesi Gaziantep'te ilk oldu. Çok ilgi gördü. Çocukların ekran karşısından uzaklaşmaları, farklı atölyelere katılmaları ve ebeveynleriyle kitap okumaları çocukların mutlu ayrılmasına sebep oluyor. Burada kutlama odalarımız da mevcut. Ebeveynler burada kutlamalara katılıyor. Doğum günü, kırk uçurma, köstek kırma gibi partileri de yapabiliyorlar." "Evde bulamadığımız materyalleri burada buluyoruz" Kütüphaneye çocuğuyla gelen anne Öykü Öztürkmen de kütüphaneyi sosyal medyadan gördükten sonra çocuğuyla gelmek istediğini belirtti. Evde çocuğuyla yeteri kadar vakit geçiremediğini aktaran Öztürkmen, şöyle konuştu: "Çocuğum 16 aylık ve akranlarıyla vakit geçirmesini istiyordum. Böyle bir şey görünce başvuru yaptım. Kütüphaneden çok memnun kaldım. Efe, kitap okumayı çok seviyor. Birçok renkte kitaplar var. Arkadaşlarıyla oyun grubu var. Şimdilik güzel gidiyor ve birçok kez gelmeyi düşünüyoruz. Kardeşi olmadığı için iletişim süreci çok olmuyor. Burada arkadaşlarıyla zaman geçirerek ilkokul veya kreşe de hazırlanacak. Birlikte bir şeyler yapabilme becerisini de sağlamış olacak. Evde ne yaparsam yapayım tek çocuk olduğu için yeterli eğitemiyorum. Burası benim için çok avantajlı olacak. Evde bulamadığımız materyalleri burada buluyoruz." Anne Tuğba Uğur da ilk kez geldiklerini ve kütüphaneyi sevdiklerini ifade etti. Daha önce birçok yere gittiklerini ancak kütüphanenin daha iyi şartlara sahip olduğunu dile getiren Uğur, şunları kaydetti: "Deney kulübüne katıldık ve çok heyecanlı. Bir şeyler yapmayı çok seviyor. Burası cumartesi ve pazar günleri de açık. Biz de nöbet usulü çalışıyoruz eşimle. Çocuğumuza vakit ayırmak çok önemli. İlk çocuğumuza çok emek verdik, aynısını ikinci çocuğumuza da vermek istiyoruz."

Çocukların bile veresiye defteri var Haber

Çocukların bile veresiye defteri var

ÖZEL HABER- Ekonomik sıkıntılar ve yükselen yaşam maliyetleri, vatandaşları borçlanmaya zorluyor. Bu artış, yetişkinlerin yanı sıra çocukları da finansal olarak etkiliyor. Özellikle 2024 yılının başından itibaren mahalledeki çocukların veresiye yazdırdığını dile getiren İzmir’in Karşıyaka ilçesinde bulunan bir mahalle esnafı, “Yılbaşı itibariyle çocuklar karşılıklı samimiyete dayanarak kendi isimleriyle veresiye yazdırmaya başladılar. Beni sadece bir bakkal olarak değil aynı zamanda abla ve teyze gibi görüyorlar. İlk zamanlarda su veya sakız alınca borç olarak yazdırmaya başladılar. Daha sonra bu durum ilerledi. Tabii bu durumdan ailelerinin de haberi var. Aileleri de samimiyetimize dayanarak çocuklara izin veriyordu. Daha sonrasında gelip borçlarını ödüyorlar. Bu olay şöyle başladı, küçük bir çocuk geldi ‘Abla ben sakız ve su aldım yazarsın hesabıma’ dedi. İlk duyduğumda çok şaşırdım, bu çocuk veresiyeyi nereden biliyor? Daha önce de hiç bu kadar küçük bir çocuğun kendi adına veresiye bir şeyler aldığını görmemiştim. Bu şekilde başladı ve devamı da geldi. Veresiye defterinde şu an mahallemizden 10 çocuğun ismi var” dedi. ÇOCUKLAR BİLE ZAM NE DEMEK BİLİYOR Çocukların ekonomiye ve zamlara erken yaşlarda hâkim olduklarını söyleyen esnaf, “Çocuklar ev ekonomisini öğrenmişler. Paralarını ve bütçelerini hesaplıyorlar. Zammın ne demek olduğunu öğrenmişler. Geçen haftadan bu haftaya değişen ürünlerin fiyatlarını fark edip sorguluyorlar. Fiyatları sıkı bir şekilde takip ediyorlar. ‘Her şey çok pahalı’ diyenler de var. Daha bu yaşta mahalledeki tüm bakkalları gezerek fiyat karşılaştırması yapıyorlar. Başka bir bakkalda ürünün neden daha ucuz veya pahalı olduğunu soruyorlar. Neresi uygun geliyorsa oradan almayı tercih ediyorlar” diye aktardı. EKONOMİK NEDENLER VERESİYEYE YÖNELTTİ Küçük çocukların borç yazdırmasının temel nedeninin ekonomik sıkıntılar olduğunu ifade eden esnaf, “Çocukların veresiye yazdırmasını kesinlikle ekonomik nedenler tetikliyor. Çocuğun canı bir şey istiyor ancak cebinde o kadar para olmuyor. Ama almak istiyor, canı çekiyor. Fakat harçlığı yetmiyor. Mecbur veresiye yazdırıyor” dedi. ÇOCUKLAR BORÇLARINA DAHA SADIK Çocukların borçlarına yetişkinlerden daha sadık olduğunu vurgulayan esnaf, “Çocuklar borcuna çok sadık. Borç yazdırdıktan sonra ‘Abla borcum ne kadar oldu’ diye de arada gelip soruyor. Çünkü ona göre kendini ayarlamaya çalışıyor. Bazı çocuklar da veresiye almasa bile gelip elindeki parasına göre en makul ne alabilirim diye bakıyor. Parası yetmediği yerde ‘Abla kalan kısmını veresiye yazdıralım’ diyenler de oluyor. Çocuklara yetişkinlerden daha çok güveniyorum. Bu durum ailelerinin vermiş olduğu güvenden de kaynaklanıyor. Sonuçta çocuk da ailesinden alıyor parayı kendi kazancı değil. Bu durum daha çok karşılıklı güvene dayalı. Seviyoruz, tanıyoruz mahallenin çocuğu. Annesi babası da müşterimiz. Çocuklar yetişkinlere kıyasla borcunu gün içinde veya birkaç gün sonra hemen ödüyorlar. Hepsini ödeyemeseler bile yarısını ya da bir kısmını getirip ödüyorlar. Çocuklar mahalle esnafının kıymetini daha iyi biliyorlar ve daha sadıklar” sözlerine yer verdi. ZAMLAR SIKLAŞTIĞI İÇİN VERESİYE TERCİH ETMİYORUZ Ürünler kısa sürede hızlıca zamlandığı için veresiye vermeyi tercih etmediklerini dile getiren esnaf, “Yetişkin müşterilerimden de veresiye almak isteyenler var. Ancak yetişkinlere veresiye vermeyi çok tercih etmiyoruz. Çünkü aldığımız ürünün yerine yenisini koymak bu sefer bizi zorluyor. Zaten her şey çok pahalı ve çok sık zam geliyor. Bugün 5 TL’lik ürün yarın 10 TL oluyor. Veresiye verirsek de aradaki farkın zararı bize yansıyor. Çocukların aldığı küçük ürünler dahi bazen bütçemizi zorluyor ama çocuklara kıyamıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Uzmanından çocuk ve ergenlerde yeme bozukluğuna dair önemli uyarılar Haber

Uzmanından çocuk ve ergenlerde yeme bozukluğuna dair önemli uyarılar

Uzman Psikolog Koçer, çocuk ve ebeveyn arasında sık sık tekrarlanan "savaş ortamı"nın, her gün ve her öğünde benzer senaryoların yaşanabileceğini belirterek, "Bu gerilim arttıkça, çocuğun karşı koyma ve çatışma eğilimi de artar. Bu çatışmalar, çocuğun diğer davranışlarına da yansır; tuvalet eğitimi, uyku düzeni ve ebeveynle iletişim gibi alanlarda zorluklar ortaya çıkar" uyarısında bulundu. Yeme bozukluklarının çocukluk ve ergenlik dönemlerinde duygu, düşünce ve davranışları olumsuz etkileyen önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Koçer, "Son yıllarda yeme bozukluklarına sıklıkla rastlanmaktadır. Genetik, psikolojik ve sosyal etmenlerin bir araya gelmesiyle bu tür sorunlar ortaya çıkabilir. Doğru tanı ve tedavi ile yeme bozuklukları kontrol altına alınabilir. Yemeği reddetme, yemek seçme, öğün zamanlarında kusma, ağlama, öfke patlamaları gibi davranışlar en yaygın belirtiler arasındadır. Çocuklarda yeme bozuklukları çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Yeni tat ve deneyimlere karşı olumsuz tutumlar göstermeleri, ebeveynlerle ilişkilerinde yaşanan sorunlar, ebeveynlerdeki psikolojik rahatsızlıklar veya ebeveyn kaybı gibi faktörler etkili olabilir. Ayrıca, ağız ve yutma yollarında meydana gelen travmatik deneyimler de yeme bozukluklarına yol açabilir" şeklinde konuştu. Uzman Psikolog Koçer, çocuk ve ebeveyn arasında sıkça tekrarlanan "savaş ortamı"nın, her gün ve her öğünde benzer çatışmaların yaşanabileceğini belirterek, "Bu gerilim arttıkça, çocuğun direnme ve çatışma eğilimi de artar. Bu çatışmalar, çocuğun diğer davranışlarına da yansır; tuvalet eğitimi, uyku düzeni ve ebeveynle iletişim gibi alanlarda zorluklar ortaya çıkar" uyarısında bulundu. Koçer, yeme bozukluklarının çocukluk ve ergenlik dönemlerinde duygu, düşünce ve davranışları olumsuz etkileyen önemli bir sorun olduğunu vurgulayarak, "Son yıllarda yeme bozukluklarının sıklıkla karşılaşılan bir sorun olduğunu gözlemliyoruz. Genetik, psikolojik ve sosyal etmenlerin bir araya gelmesiyle bu tür sorunlar ortaya çıkabilir. Doğru tanı ve tedavi ile yeme bozuklukları kontrol altına alınabilir. Yemeği reddetme, yemek seçme, öğün zamanlarında kusma, ağlama, öfke patlamaları gibi davranışlar en yaygın belirtiler arasında yer alır. Çocuklarda yeme bozuklukları farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Yeni tat ve deneyimlere karşı olumsuz tutumlar göstermeleri, ebeveynlerle ilişkilerinde yaşanan sorunlar, ebeveynlerdeki psikolojik rahatsızlıklar veya ebeveyn kaybı gibi faktörler etkili olabilir. Ayrıca, ağız ve yutma yollarında travmatik deneyimler yaşanması da yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olabilir" şeklinde konuştu. Ergenlik dönemindeki yeme bozukluklarının genellikle gelişim dönemiyle bağlantılı olduğunu ve 13-14 yaşları arasında daha sık görülebildiğini belirten Uzman Psikolog Koçer, şunları dile getirdi: “Erken müdahalenin tedavi sürecinde kritik bir rol oynadığına dikkat çekmek isterim. Ergenlik dönemi, beden algısı ve kilo endişelerinin arttığı bir dönemdir. Yeme bozuklukları genellikle bu dönemde başlar. Ebeveyn tutumları, sosyal medyanın mükemmel beden algısı etkisi, ergenlik dönemindeki anksiyete ve depresyon, akran zorbalığı, fiziksel veya psikolojik şiddet, cinsel taciz ve yaşanan kayıplar gibi travmatik deneyimler; çocuğun hayır diyememe, sınırlarını belirleyememe, duygularını ifade edememe, ilişkilerde ve aile içinde aşırı sorumluluk alması gibi kişilerarası ilişkilerdeki zorluklar; genetik yatkınlık, klinik düzeyde mükemmeliyetçilik, kişilik özellikleri ve psikiyatrik bozukluklar da yeme bozukluklarının gelişiminde risk faktörleri arasındadır. Kadınlarda daha sık görüldüğü düşünülse de son yıllarda erkeklerde de artan bir sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu belirtileri kendinizde, çocuğunuzda veya çevrenizde gözlemliyorsanız, öncelikle bir ruh sağlığı uzmanına başvurmanız önemlidir.” Uzman Psikolog Koçer, ebeveynlere konuyla ilgili önerilerini şu şekilde sıraladı: "Çocuğunuzun beden şekli ve kilosuyla ilgili eleştirilerden kaçının. Aşırı koruyucu, kontrolcü veya ilgisiz davranışlardan uzak durun. Çocuğunuza özgürlük tanıyın ve onun özgüvenini destekleyin. Başkalarıyla kıyaslama yapmayın ve çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. Kendi yeme alışkanlıklarınızı gözden geçirerek çocuğunuza örnek olun. Yiyecekleri ödül olarak kullanmak yerine sosyal etkinliklerle ödüllendirme yapın. Çocuğunuzun duygularını, düşüncelerini ve zorlandığı konuları ifade edebilmesi için onu teşvik edin. Bu süreçte ne kadar zorlanırsanız zorlanın, sabırlı ve sevgi dolu bir tutum sergileyin. Tüm bu kurallar arasında en önemlisi ise tutarlı olmaktır."

Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması 43. kez başlıyor Haber

Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması 43. kez başlıyor

Çocukların resim sanatına ve güzel sanatlara ilgisini artırmak, geleceğin ressamlarını yetiştirmek amacıyla tam 43 yıldır düzenlenen Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması, bu yıl “Geleceğimi Resmediyorum: 2050 Yılında Dünyamız” temasıyla başladı. Yarışmanın son başvuru tarihi, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan 23 Nisan 2024 tarihi olarak belirlendi. Pınar tarafından ilkokul ve ortaokul çağındaki çocuklarımızın zihinsel gelişimlerine ve yaratıcılıklarına destek olmak amacıyla, her yıl farklı bir temayla düzenlenen Pınar Çocuk Resim Yarışması’nın 43’üncüsü, bu yıl “Geleceğimi Resmediyorum: 2050 Yılında Dünyamız” temasıyla başlatıldı. Dünyamızın 2050’de nasıl görünebileceğini çocukların gözünden görmek amacıyla düzenlenen yarışmaya, Türkiye’nin 7 bölgesinden 6 – 14 yaş arasındaki çocuklar ile Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki çocuklar katılabilecek.  Minik ressamlar, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olan 23 Nisan 2024 tarihine kadar www.pinarcocukresimyarismasi.com web sitesi üzerinden resimlerini yükleyerek ya da kargo yoluyla göndererek başvuruda bulunabilecek. 4 MİLYON ÇOCUĞA KENDİNİ İFADE ETME FIRSATI Pınar markası olarak çocukların fiziksel gelişimleri kadar zihinsel ve sosyal gelişimlerine de önem verdiklerini belirten Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, yaratıcılık sezgilerini güçlendiren resim sanatının etkisine ve gücüne inandıklarını söyledi.  Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması kapsamında bugüne kadar 4 milyondan fazla çocuğa, resimle kendilerini ifade etme fırsatı tanıdıklarının altını çizen İdil Yiğitbaşı “Hayal gücü gelişmiş olan çocukların gelecekte daha geniş bakış açısına sahip olan ve problemlere karşı çözüm üretme konusunda diğerlerinden bir adım önde olan bireyler olduklarını görüyoruz. Bu nedenle, Pınar olarak çocukların hayal güçlerinin gelişmesi için resim yarışmamızı çok önemsiyoruz. Bu sene temamızı “Geleceğimi Resmediyorum: 2050 Yılında Dünyamız” olarak belirledik. Çocuklarımızın geleceği nasıl hayal ettiklerini, onların geleceğe dair umutlarını ve beklentilerini görmek istedik. Çocukların düşünceleri yetişkinlere oranla daha yalın olduğu için bazen yetişkinlerin göremediği şeyleri de görebiliyorlar. Çocuklarımızın hayal dünyasına tanık olacağımız bu seneki yarışmamıza katılan tüm çocuklarımızın resimlerini merakla bekliyoruz” dedi. BİRBİRİNDEN GÜZEL HEDİYELER 43. Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması’nda jüri değerlendirmeleri sonucunda 9 öğrenciye Bisan Bisiklet, 9 öğrenciye kablosuz kulaklık ve 18 öğrenciye profesyonel resim çantası ile malzemeleri verilecek. 3 öğrenci de Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı aracılığıyla 1 yıllık eğitim bursunun sahibi olacak.  Yarışma çerçevesinde ana jürinin elemeleri 18 – 19 Mayıs’ta olacak, sonuçlar ise www.pinar.com.tr üzerinden 21 Mayıs’ta duyurulacak. Yarışmanın ödül töreni 10 – 14 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Sürecin devamında ödüle layık görülen eserler, Temmuz ve Ağustos ayları boyunca belirlenecek mekânlarda sergilenirken, eserler sanal sergi olarak da izlenebilecek.

Mahinur Özdemir Göktaş'tan depremler sonrası kaybolan çocuklara ilişkin açıklama Haber

Mahinur Özdemir Göktaş'tan depremler sonrası kaybolan çocuklara ilişkin açıklama

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta'nın, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler sonrası kaybolan çocuklara ilişkin yazılı soru önergesini yanıtladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, çocukların korunmasını, haklarının güvence altına alınmasını amaçladığını bildiren Göktaş, çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde tüm risklere karşı bilinçli ve duyarlı nesiller yetiştirmek üzere koruyucu, önleyici ve destekleyici çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. ÇOCUKLAR YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR Çocuklara yönelik tüm hizmetlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde gerçekleştirildiğini aktaran Göktaş, deprem bölgesinde enkaz altında çıkarılmış ve yakınlarına ulaşılamayan kimliksiz veya kendini ifade edemeyen, refakatçisi olmayan ya da yakını vefat ettiği tespit edilen çocuklara ilişkin güncel bilgilerin deprem sürecinde kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına Bakanlığın resmi sosyal medya hesaplarından şeffaf bir şekilde düzenli olarak paylaşıldığını hatırlattı. Deprem felaketi nedeniyle ailesinden ayrı düşmüş veya refakatçisi olmayan 1912 çocuğun Aile Bilgi Sistemi Afet Yönetim Çocuk Modülünde kayıt altına alındığını dile getiren Göktaş, deprem bölgesinde, enkaz altından çıkarılmış, yakınlarına ulaşılamayan kimliksiz veya kendini ifade edemeyen hastanelerde tedavisi devam eden çocukların yakından takip edildiğini, tedavisi tamamlanan çocukların Bakanlığın çocuk bakım kuruluşlarında korunma ve bakım altına alındığını bildirdi. ''KİMLİĞİ BELİRLENEMEYEN ÇOCUĞUMUZ BULUNMAMAKTADIR'' Bakan Göktaş, şunları kaydetti: "Kuruluşlarımıza alınan çocuklarımızın öncelikle ailesi ve yakınlarına ulaşılmasına yönelik çalışmalarımız titizlikle yürütülerek çocuklar ailelerine teslim edilmiştir. Bakanlığımız ile TÜBİTAK arasında yapılan işbirliği neticesinde TÜBİTAK tarafından geliştirilen "DerinGÖRÜ" yüz tanıma programı kullanılmıştır. Yapılan DNA eşleşmeleri ve kimlik kontrolü, kimliklendirme ve mesleki çalışmalar sonucunda 1874 çocuk ailesine/aile yakınlarına teslim edilmiştir. Halen hastanede tedavisi devam eden 1 çocuğumuz yakından takip edilmektedir. 6 çocuğumuz da aile odaklı hizmetlerden faydalandırılmıştır. 15 çocuğumuz bakım ve koruma altındadır. Çocuklar, yaş ve cinsiyet durumlarına uygun Bakanlığımıza bağlı çocuk bakım kuruluşlarında bakılmakta ve korunmaktadır. Kayıtlarımızda olan 16 çocuğumuz vefat etmiştir. Kimliği belirlenemeyen çocuğumuz bulunmamaktadır." Çocuk Koruma Kanunu kapsamında olduğu tespit edilen çocukların Bakanlık tarafından korunma ve bakım altına alınarak kuruluş bakımı hizmeti veya yakın evre/akraba koruyucu aile hizmetinden faydalandırıldığını belirten Göktaş, Bakanlığın hizmet modellerinden faydalandırılan çocukların izleme ve takiplerinin ilgili mevzuat çerçevesinde yapıldığını aktardı. Göktaş, "Yakınlarına ulaşılamayan kimliksiz veya kendini ifade edemeyen çocuklar hiçbir şekilde üçüncü şahıs, kurum, dernek, vakıf gibi yerlere yerleştirilmemektedir." ifadesini kullandı. Depremden etkilenen çocukların risk ve ihtiyaçlarının belirlenmesi için Çocuklar Güvende Ekipleri ile öksüz ve yetim hizmet birimleri aracılığıyla izleme ve takip çalışmalarının yapıldığını ifade eden Göktaş, depremden etkilenen çocuklara yönelik hane ziyaretleri gerçekleştirildiğini ve ihtiyaçları doğrultusunda gerekli sosyal hizmet müdahalelerinde bulunulduğunu kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.