TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#cinsel istismar

cinsel istismar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, cinsel istismar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Malatya'da feci olay: Konteyner kentte çocuk istismarı Haber

Malatya'da feci olay: Konteyner kentte çocuk istismarı

Malatya Valiliği, bazı basın ve sosyal medya hesaplarında yer alan "Malatya'da depremzede ailelerin barındığı bir konteyner kentte 7 yaşındaki bir kız çocuğunun ekmek almaya giderken cinsel istismara maruz kaldığı, çocuğun yoğun bakımda olduğu" iddialarına ilişkin kamuoyunu doğru bilgilendirme adına yazılı bir açıklama yaptı. Malatya Valiliği tarafından yapılan açıklamada, 18 Mart günü Yeşilyurt ilçesinde bulunan İkizce-3 konteyner kentte 7 yaşındaki bir kız çocuğunun kaybolması üzerine saat 15.49'da müracaat alındığı ve İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince başlatılan çalışmalar sonucunda çocuğun aynı gün saat 19.30 sıralarında konteyner kent içerisinde bulunduğu belirtildi. Kız çocuğunun ifadesi doğrultusunda daha önceden 4 ayrı suç kaydı bulunan A.C. isimli şüpheli yakalanarak gözaltına alınırken, çıkarıldığı mahkemece "Çocuğun Cinsel İstismarı" suçundan tutuklandığı ifade edildi. Açıklamada, "Basın ve sosyal medyada yer alan haber içeriklerinin aksine, yaşları küçük çocuğun sağlık durumunda herhangi bir olumsuzluk olmadığı ve işlemleri tamamlandıktan sonra ailesine teslim edildiği" vurgulanarak, "Değerli kamuoyunun bilgisine sunulur ki, yürütülen bu soruşturma sürecinde herhangi bir aksaklığa meydan verilmeksizin tamamen mağdur yaşları küçük bireyin yüksek menfaati göz önünde bulundurulmuştur" denildi.

Çocuk yaşta evlendirme skandalı: Mahkeme her şeyi anlattı Haber

Çocuk yaşta evlendirme skandalı: Mahkeme her şeyi anlattı

Çocuğun tüm itirazlarına rağmen, anne ve babası ile zorla evlendirildiği kişi fikir ve eylem birliği içindeydi. 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi skandalıyla ilgili 23 Ekim'de karara bağlanan davada, Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklara verilen cezaların gerekçesini açıkladı. Kararda H.K.G.’nin savcılığa sunduğu ses kayıtlarının delil olarak kabul edildiği belirtildi. Baba Yusuf Ziya Gümüşel 6 yaşındaki kızının dini nikahını bizzat kendisi kıydı. Öncesinde kızının boyunu da ölçerek "Büyüdün mü?" diye sorduğu da belirtildi. Kadir İstekli bu süreçte minik kıza kolye alıp gelinlik diktirerek fotoğraflar da çektirdi. İlk nitelikli cinsel istismar ise 7-8 yaşlarında başladı. Mağdur 13 yaşına geldiğinde nişan, 14 yaşına geldiğinde ise aile içinde düğün yapıldığı, bu tarihten sonra çocuğun Kadir İstekli ile aynı evde yaşamaya başladığı anlatıldı. Gümüşel ailesinin kızlarının tüm itirazlarına rağmen yaşanan herşeye göz yumduğu, hatta annenin kızına "O senin kocan itaat et" şeklinde beyanlanda bulunduğu anlatıldı. H.K.G’nin 17 yaşında hamile kalması üzerine resmi nikahın yapıldığı, 2020'de evden kaçıp şikayette bulunduğu tarihe kadar istismar eylemlerinin sürdüğü belirtildi. 23 Ekim'de açıklanan kararda, 6 yaşındayken H.K.G. ile evlenen Kadir İstekli nitelikli cinsel istismardan 30 yıl, Hiranur Vakfı’nın kurucusu baba Yusuf Ziya Gümüşel 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel de 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Yargıtay'dan 'terbiyesizlik' kararı açıklaması

FETÖ'cü doktorla ilgili yeni detaylar Haber

FETÖ'cü doktorla ilgili yeni detaylar

Edinilen bilgilere göre, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman S.Z., çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek ailelerini cinsel istismarla suçlattığı iddiasıyla tutuklanmıştı. FETÖ/PDY üyeliği suçlamasıyla KHK ile ihraç edilen ve söz konusu örgüt üyeliğinden yargılanması devam eden Prof. Dr. S.Z., Bakırköy’deki özel kliniğine getirilen onlarca çocuğa disosiyatif (Çoklu Kişilik Bozukluğu) teşhisi koyduğu ve yalnızca hastane ortamında anestezi sırasında verilen ketamin isimli ilacı hayvanlarda kullanılan dozda çocuklara verdiği saptanmıştı. Çocuklar, Ümraniye ve Erenköy’deki bazı evlere de götürülmüş Gündemi sarsan FETÖ’cü doktorla ilgili yeni ayrıntılara ulaşıldı. Buna göre, ilaçla hipnotize edilen çocukları, onlarca kişilikleri olduğuna ve aile bireylerinin cinsel istismarı bilinçaltına gömdüklerine inandıran doktorun, tedavi edilmediği taktirde çocukların intihar edecekleri şeklinde ifadelerle aileler üzerinde baskı kurduğu ortaya çıktı. Bu baskı sonucu ailelerden kopardığı çocuklar, doktor tarafından “terapi/tedavi evi” olarak tanımlanan ve gayrı resmi klinik kanaati uyandıran Ümraniye ve Erenköy’deki bazı evlere götürülerek oralarda sürekli olarak “ketamin” verilmeye devam edildiği iddia edildi. İlaçla kontrolsüz bırakılan çocuklara yurtdışı vaadi FETÖ’nün İstanbul Üniversitesi yapılanmasına yönelik soruşturmadan da yargılanan Süleyman S.Z.’nin, ilaçla kontrolsüz bırakılan çocuklara yurtdışına götürülecekleri (özellikle Belçika) ve iyi bir yaşama kavuşturulacakları yönünde vaatlerde bulunduğu saptandı. Doktor tarafından yapılan suç duyurularıyla anne-baba hakkında Nitelikli Cinsel İstismar suçundan soruşturmalar başlatıldığı, ebeveynlerin tutuklanması sağlanmaya çalışıldığı ve adli süreçlerin şantaj unsuru haline getirildiği kaydedildi. Yapılan incelemelere göre, söz konusu şüpheli doktor tarafından yapılan/yaptırılan suç duyurularında ebeveynlerin “mutlaka tutuklanması” gerektiği hususunda adli makamları yönlendirme amaçlı beyanlar kullanıldığı kaydedildi. Çocuklara işkence ve eziyet kapsamında tutuklandı Soruşturma dosyasındaki tüm iddiaları, bilirkişi raporlarını ve Çocuk İzleme Merkez’inin kanaatini bir araya getiren savcılık, şüpheli Prof. Dr. Süleyman S.Z.’nin ketamin ilacı sebebiyle “Uyuşturucu Uyarıcı Madde Sağlama”, “ailelerin cinsel istismar iddiasıyla soruşturma geçirmesine sebep olması sebebiyle İftira”, “mağdur çocukların psikolojik ve bedensel yönden süreklilik arz edecek şekilde zarar görmesine neden olması” nedeniyle “eziyet” suçlarından suçlu buldu. İfadesinde “maksadımı aştım” demiş Operasyonda kapsamında şüpheli Süleyman S.Z.’nin işlettiği klinikte ve evinde ketaminin Keta-Control isimli veterinerler tarafından hayvanlar üzerinde kullanılan bir türü ele geçirildi. Doktor, soruşturma kapsamında alınan ifadesinde hayvanlara yönelik bu ilacı yaşı küçük çocuklara terapi sırasında verdiğini, mesajlarında ve çocuklarla yaptığı görüşmelerde maksadını aşan ifadeler kullanmış olabileceğini kabul ettiği öğrenildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Aksaray’da bir kişi 3. kattan düştü

İzmir'de yoğun bakımdaki hastaya cinsel istismar Haber

İzmir'de yoğun bakımdaki hastaya cinsel istismar

İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli bir erkek hemşire, yoğun bakımda tedavi gören kanser hastası kadına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. İstismar görüntüleri hastanenin güvenlik kamerası tarafından kaydedilirken, tutuklanan hemşirenin ifadesinde suçlamaları kabul ettiği ve pişman olduğunu söylediği öğrenildi. Olay 17 Mayıs günü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Yoğun Bakım ünitesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre hastanede görevli sağlık bakım çalışanı, müdürüne giderek hastanede hemşire olarak çalışan E.K.'nin (29), hastanede tedavi gören kanser hastası N.C.'ye (61), yoğun bakım odasındaki yatağında cinsel saldırıda bulunduğunu söyledi. Diğer hemşirelerin de görüşlerini alan sağlık bakım müdürü olayın doğru olduğunu öğrendi ve polis merkezine giderek durumu anlattı. Şikayet üzerine erkek hemşire E.K. polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Yoğun bakımda cinsel istismara uğradığı iddia edilen N.C. ise dün hastanede hayatını kaybetti. İzmir Adli Tıp Kurumu morgunda otopsi yapılan hastanın cenazesi ise, bugün ailesine teslim edildi ve Buca ilçesinde toprağa verildi. Kamera görüntüleri incelemede Olayla ilgili hastanenin güvenlik kamerası kayıtları ise incelenmek üzere Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. Kamera görüntüleri ile ilgili polis merkezi tarafından hazırlanan tutanakta ise; 20 dakikalık görüntü kaydında, hemşire E.K.'nin baygın halde bulunan hasta N.C.'nin yanına gelerek ilaç verdiği anlar, E.K.'nin hastanın sol tarafına geçerek kendisine doğru çekmesi, daha sonra tekrar ilaç vermesi ve cinsel istismarda bulunduğu anların yer aldığı belirtildi. İğrenç ifade: 'Yapamadım, sadece teşebbüs ettim' Yoğun bakımdaki hastasına cinsel istismarla suçlanan E.K.'nin ise ifadesinde suçlamaları kabul ettiği öğrenildi. E.K.'nin yoğun bakımdaki yatmakta olan N.C.'ye cinsel istismar teşebbüsünde bulunduğunu, hastanın bilincinin kapalı olduğu için olayın teşebbüste kaldığını ve pişman olduğunu söylediği öğrenildi. Yatağın üzerindeyken başka hemşireye yakalanmış Olay anında E.K.'yı gördüğü öğrenilen E.E. adlı hemşirenin polisteki ifadesinde, 'Saat 03.30 sıralarında E.K.'nın yoğun bakım odasında yatakta bulunan N.C.'nin yatağının üzerinde olduğunu gördüğünü, dizlerinin üzerine çökmüş vaziyette gördüğünü ve olayı da diğer arkadaşlarına anlattığını söylediği öğrenildi. E.E.'nin ayrıca cinsel istismarla suçlanan hemşire E.K.'nin kendisini gördüğünü, daha sonra da durumu sorumlu hemşireye anlattığını söylediği öne sürüldü. Tutuklandı Polis merkezindeki işlemlerin ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliğine götürülen E.K., buradaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Hemşire E.K., çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konuyla ilgili Ege Üniversitesi Hastanesi yönetimi tarafından, yoğun bakım hastasına yönelik cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile gözaltına alınan E.K. hakkında dekanlık tarafından disiplin soruşturması başlatıldığı öğrenildi. İHA

Denizli'de bir garip cinsel istismar olayı Haber

Denizli'de bir garip cinsel istismar olayı

Olay, Pamukkale ilçesine bağlı Karahayıt Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; daha öncesinde de benzer suçlardan kaydı olduğu iddia edilen Ercan D. (53), öz yeğeni olan 14 yaşındaki S.N.Y. isimli kız çocuğu ile okul arkadaşı olan 13 yaşındaki S.D. isimli erkek çocuğunu evine davet ederek cinsel istismarda bulundu. Darp ederek taciz ettiği çocukların uygunsuz görüntülerini çeken Ercan D., bu görüntüleri sosyal medyada yaymak tehdidiyle çocukları önceki gün yeniden evine zorla davet etti. ÇAREYİ BAKKALA SIĞINMAKTA BULDU Ercan D.’nin taciz ve şantajlarından bıkan S.D., sapkın şüphelinin yeni görüntü çekme teklifini kabul etmedi. S.D.’nin yaşadıklarını ailesi ve jandarmaya anlatacağını söylemesi üzerine öfkeye kapılan Ercan D., eline geçirdiği döner bıçağı ile çocuğu kovalamaya başladı. Can havliyle kendisini apartmandan dışarıya atan çocuk, kendisini sokakta kovalamaya devam eden Ercan D.’nin elinden kurtulabilmek için çareyi önüne çıkan bir bakkala girmekte buldu. Market sahibi ve müşterilerine aldırış etmeden elindeki döner bıçağı ile iş yerine dalan Ercan D., bakkalın içerisindeki ürünlerin devrilmesine rağmen çocuğu kovalamaya devam etti. Market sahibi ve müşteriler, kendilerinden sığınıp yardım isteyen çaresiz çocuğu, gözü dönmüş saldırganın elinden güçlükle kurtardı. S.D. ve ailesinin şikayeti üzerine gözaltına alınan Ercan D., sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Daha önceden benzer suçlardan kaydı olduğu ortaya çıkan Ercan D.’nin telefonunda yapılan incelemede öz yeğeni S.N.Y. ve S.D.’nin yanı sıra başka çocuklara ait uygunsuz görüntülerin ele geçirildiği ortaya çıktı. Öte yandan tutuklanan saldırgan Ercan D.’nin darp ederek uygunsuz görüntülerini çektiği S.D.’yi kovaladığı anlar, çocuğun sığındığı bakkalın güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde saldırganın elindeki döner bıçağı ile çocuğu sokak boyunca kovaladığı, çocuğun bakkala girdiği, içeride yaşanan kovalamaca ve çocuğun vatandaşlar tarafından kurtarıldığı anlar yer aldı. “BU TİP İNSANLAR TOPLUMA ZARAR VERİYOR” Yaşananların ardından oğluna cinsel istismarda bulunarak darp eden Ercan D.’den şikayetçi olan baba U.D., “Bu şahıs hem oğlumun hem de öz yeğeninin uygunsuz görüntülerini zorla çekip şantaj yapmış. Tehditle evine çağırdığı oğlumun yeniden görüntülerini çekmek isteyince, çocuk bu sefer elinden kaçmayı başarmış. ‘Şikayetçi olacağım’ demesi üzerine döner bıçağı ile oğlumu öldürmeye çalışmış. Öğrenince neye uğradığımı şaşırdım. Bu tip insanlar hem Türk hem Müslüman olan bu toplumun değerlerine zarar veriyor. Atalarımızdan örnek alarak devam ettirmeye çalıştığımız aile yapımızı bozmaya çalışan bu sapkının en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” dedi. İHA Olayın ardından saldırganın verdiği ifadede kendilerini suçlu gibi göstermeye çalışmasına tepki gösteren istismar mağduru S.D. ve babası U.D. yaşadıkları korku dolu anlar anlattı. “HEM OĞLUM HEM DE KARŞI TARAFTA BULUNAN KIZ ÇOCUĞU MAĞDUR” Karşı taraf tarafından yeni yaşanmış bir vaka gibi gösterilmeye çalışılan olayın geçmişi olduğunu belirten baba U.D., “Adam geçen yıl beni çağırdı. Bana 'Senin oğlan ile benim yiyen sevgiliymiş. Aynı odada ben bunları yakaladım. Görüntüleri de elimde var' dedi. Bana öyle deyince şantaj olduğunu anladım. Bana 'Ben içeri girip çıktım ve asar keserim' dedi. Aralık ayında oğlumu tekrar çağırmış. Çırılçıplak yeğeni ile birlikte oğlumu zorla soyup, anlatamayacağım bir hale getirmiş. Mahkeme sürecinde inşallah Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı destek olursa memnun oluruz. Oğlum ile birlikte karşı tarafta bulunan kız çocuğu da mağdur durumda. Çünkü amcası iki çocuğu soyup cinsel istismara kendi zorluyor. Oğluma 'Bu videoyu paylaşır ve seni rezil ederim' diye tehdit etti. Oğlum da adama 'Ben babama ve jandarmaya gidip durumu anlatacağım' deyince adam pala ile çocuğumu kovalıyor. Oğlum markete sığınıyor ve marketçi ayırmaya çalışıyor. Adam pala ile oğlumu öldürmeye kalkıştı ve kendini haklı çıkartmak için yalan beyanlar veriyor” diye konuştu. “DAYANAMAM DİYE GÖRÜNTÜLERİ İZLEMEK İSTEMEDİM” Daha yaşananların şokunu atlatamamışken saldırgan Ercan D.'nin ifadesiyle acılarının daha da büyüdüğünü kaydeden baba U.D., "Saldırgan ifadesinde, benim oğlumu kıza tecavüz etmiş gibi göstermeye çalışmış. Daha hastaneden rapor çıkmadı. Oğlumun ve kızın ifadesi apaçık ortada iken, ortaya atılan bu asılsız iddiaları şiddetle kınıyorum. Kız çocuğu oğlumdan şikayetçi olmadı ve amcasının bu duruma zorladığını söyledi. Geçen yıl adam bana 'Senin oğlan ile kızı çıplak yakaladım. Ya evlendir ya da bana şu kadar para ver' dedi. Kızın annesi de evde, bana çay demlemişler. İçerde oturduğumda bana '10 bin TL verirsen olayı kapatırım' dedi. Sonra işimi söyleyince geri adım attı. Jandarma ekipleri görüntüyü göstereceklerini söyledi. Oğlumun muayenesi için imza aldılar. Oğlumun ifadesini okuyunca; dayanamam diye görüntüyü izlemek istemedim” şeklinde konuştu. ''MAĞDURUM VE ADALET İSTİYORUM'' Saldırganın kendisini ve kız arkadaşını zorlayarak görüntüleri çektiğini, önceki gün de darp ederek zorla evine aldığını savunan istismar mağduru S.D. ise yaşadığı korku dolu anları şu sözlerle anlattı: “Ben o gün arkadaşlarım ile halı saha maçına gidiyordum. Daha sonra beni gördü ve yanına çağırdı. Direk evine girmedim ve binanın içerisinde durdum. Sonra boğazımdan tutup sıkarak içeri götürdü. Ardından benden soyunmamı istedi ve ben kabul etmeyince yumruk attı. Odaya giderken, kız amcasına yapmaması için yalvardı. Ben fırsat bulunca arkadaki kapıdan kaçtım. Markete kendimi attım. Kargaşa oldu ve pala ile beni kovaladı. Sonra jandarma geldi ve bizi götürdü. Bazı haberlerde suçlu duruma düşmüşüm. Ben suçlu değilim, şu anda mağdurum. Ben adalet istiyorum” ifadelerini kullandı. İHA

'Utanç davası' yeniden görülmeye başlandı: Sanıktan 'Psikolojim bozuldu' savunması! Haber

'Utanç davası' yeniden görülmeye başlandı: Sanıktan 'Psikolojim bozuldu' savunması!

ÇAĞLA GENİŞ İzmir’de faaliyet gösteren ODER isimli otizm derneğinde 2018 yılında yaşanan cinsel istismar dehşeti kamuoyunda şok etkisi yaratmıştı. Anne P.’nin dernekte müzik kursuna giden 13 yaşındaki otizmli oğlunun çantasına yerleştirdiği ses kayıt cihazıyla ortaya çıkan ve yargıya taşınan olay, eğitmen U. E.’in ‘çocuğa nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 30 yıl hapis cezası almasıyla sonlanmıştı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da müdahil olduğu davada, sanık U. E.’in avukatları dosyayı temyiz ederek Yargıtay’a taşıdı. Yapılan incelemenin ardından sanığın aldığı 30 yıl hapis cezası, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozuldu ve davanın yeniden görülmesine karar verildi. Yargıtay’ın temyiz incelemesinde, her ne kadar ses kaydı delil olarak kabul edilmişse de 08.11.2019 tarihli Jandarma Genel Müdürlüğü Komutanlığı uzmanlık raporunda herhangi bir çözümleme yapılamadığı da dikkate alındığında tahmini olarak tespit edilen konuşmaların delil olarak kabul edilemeyeceği belirtildi. VERİLEN CEZA BOZULDU Kararda, “Mağdurun 29.08.2018 tarihli raporunda kabızlık sorunu olduğu da dikkate alındığında elde mağdurun beyanı dışında herhangi bir delil bulunmadığı gözetilerek mağdurun mahkemece dinlenmesi, dinlenemediği takdirde soruşturma evresinde görüntülü alınan ifadesine ait CD’nin temini ile dökümü yaptırılarak imzalı tutanağa başlanmasından sonra duruşmada hazır bulunan taraflarla birlikte izlenerek buna ilişkin beyanların alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması karşısında alınan karar yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi’nin 19.03.2021 gün ve 2021/356 Esas, 2021/461 karar sayılı vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 302/2-4 madde ve fıkrası gereğince bozulmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine, 06.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi” denildi. YENİDEN YARGILANMASINA DEVAM EDİLDİ Yargıtay’ın bozma kararının ardından dava İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yeniden görülmeye başlandı. Duruşma salonunda sanık ve müşteki avukatlarının yanı sıra istismara uğrayan çocuğun ailesi de hazır bulundu. Duruşmada mahkeme heyeti ilk söz hakkını sanık U. E.'e verdi. Afyon'da tutuklu bulunan U. E., duruşmaya SEGBİS yoluyla katıldı. PSİKOLOJİM BOZULDU, İYİ DEĞİLİM Yargıtay’ın bozma kararının ardından beyanlarda bulunan U. E., "8 celsede söylediklerimi tekrar etmek isterim. 5 senedir yapmadığım şeyden dolayı yatıyorum. Tutuklandım, tahliye edildim, askere gittim, hiçbir yanlış davranışım olmadı. Tutukluluğumda 3 seneyi bitirdim. Psikolojim bozuldu, inanın iyi değilim. İdare, müzik öğretmeni olduğun için belli günlerde burada müzik icra etmemi istiyor ama ben artık müzik bile dinleyemiyorum. Herşey mahvoldu. Ne uğruna? Neden burada olduğumu bilmiyorum. Kaç kere intihar etmeyi düşündüm bilmiyorum. Yargıtay'ın bozma kararının ardından beraatimi talep ediyorum. Adli kontrol şartıyla tahliyemi talep ediyorum. Ağır mağduriyet yaşıyorum. Benim de haklarım var. Karara etki ettiğim söyleniyor... Benim babam kebapçı, annem ev hanımıdır, Ankara'da bir tanıdığımız yoktur. Ben yalan söylüyorum diyelim çocuğun ifadesine bakın. Hayır dokunmadı diyor, üstümü çıkarmadı, dokunmadı diyor. O zaman nasıl yapabilirim ben bunu? Mağduriyetime son verilmesini istiyorum" sözleriyle kendini savundu. ADLİ TIP'TAN İNCELEME TALEBİ Sanık U. E.'in ardından konuşan müşteki avukatları Şule Arslan Hızal ve Nergis Tuba Aslan ise, Yargıtay'ın cezayı bozma kararının kabul edilebilir olmadığını belirterek, "Dosyada 4 rapor daha var bunlar değerlendirilmeyecek mi? Yargıtay bunları nasıl görmüyor? Koskoca Yargıtay'ın dosya okumadığını düşünmek istemiyoruz. Heyetinizin bozma kararına direnme kararı vermesinin hukuken ve ahlaken gerekli olduğunu düşünüyorum. Adli Tıp Kurumu ses kaydındaki tartışmalı kısımları çözümleyebilir. Bununla ilgili talebimizi içeren dilekçeyi de sunuyoruz. Dosyadaki eksiklikler giderilene kadar sanık salınmamalı. Tutukluluğunun devamını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. EN AĞIR CEZAYI ALMASINI İSTİYORUM Duruşmada söz alan anne P. de, "5 yıldır hukuk mücadelesi veriyoruz, geç gelen adalet adalet değildir. Ses kaydını dinlediğimde beynimden aşağıya kaynar sular aktı. Verilen raporlar gözardı ediliyor. Sanığın en ağır cezayı almasını ve tutuklu yargılanmasına devam edilmesini istiyorum " dedi.   İNTİHAR ETSE NE OLACAK? Sanık avukatı Soner Hamza Çetin ise U. E.'in tutuksuz yargılanmasını ve bir sonraki duruşmada mahkeme salonunda hazır bulunmasını talep ederek şunları söyledi: "Bu ses kaydına delil olarak dayanılamaz. Mağdur buraya gelememiş tabiki sözümüz yok, zavallı bir çocuk... Mağdurun beyanıyla sanık mahkum edilemez, bu adam ölmüş durumda. Bitti, bir daha öğretmenlik yapamayacak. Yazık ya suçsuzsa, içeride intihar etse ne olacak? Kaçma şüphesi yok, gelsin burada savunsun kendini. Siz de sanığın gözüne bakarak hüküm verin. Sanığın tahliyesine karar verilmesi gerekir." DAVA 3 NİSAN'A ERTELENDİ Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına, tartışmalı kısımların giderilmesi için ses kaydının Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine ve sanığın 3 Nisan Pazartesi günü saat 13.30'da gerçekleşecek bir sonraki duruşmada mahkeme salonunda hazır bulunmasına karar verdi.  MOR DAYANIŞMA: ADALET SAĞLAYIN Mor Dayanışma, duruşmanın ardından adliye binasının önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, "Bizler bugün gittiği otizm derneğinde müzik öğretmeni fail Uğur Erbil tarafından istismar edilen otizmli çocuk için toplandık. Otizmli çocuğa yapılan cinsel istismar davasında ana delil olan ses kaydına yönelik 2'si resmi ve 2'si de özel olmak üzere 4 bilirkişi raporu ve hatta mahkeme heyetinin "şüpheye yer bırakmayacak şekilde" bizzat duyduklarını tutanak altına almaları sonrası sanığa 30 yıl hapis cezası verildi.  Ancak Yargıtay tüm bu raporları ve ek delilleri( adli tıp raporları  vs) yok sayarak kararı bozdu. Biz bugün yine işte veya evde olmak yerine Bayraklı Adliyesi'ndeyiz. Dün ve ondan önceki günlerde buradaydık. Çünkü her güne bir kadın, çocuk katliamının istismar veya tecavüz olayının düştüğü günümüz Türkiyesinde şehir şehir mahkeme mahkeme bağırmak gerekiyor adalet diye... Sırtını adalet mülkün temelidir yazısına yaslayan fakat failleri değil mağdurları, erkekleri ve zenginleri yargılayan erkek adaletin uygulayıcılarına sesleniyoruz. Otizmli çocuğu sizin erkek vicdanınıza bırakmayacağız. Ve soruyoruz biz kadınlar yılmadan, yorulmadan adalet diye haykırırken sizler işiniz olan mevcut yasaları bile uygulamamaya utanmıyor musunuz! Sizler failleri, katilleri, istismar suçlularını, tacizcileri ve tecavüzcüleri cezasızlıkla ödüllendirdiğiniz için kadınlar ve çocuklar güvende değil. Taraf olduğunuz lanzarotte şözlesmesini uygulayın, çocukları istismardan, şiddetten koruyun velevki bunları beceremediniz bari suçluları adil bir şekilde yargılayıp adalet sağlayın" denildi.

Evlilik affı kabul edilemez Haber

Evlilik affı kabul edilemez

BURCU YANAR ‘Evlilik Affına’ ilişkin düzenleme yapılması girişimi ile ilgili olarak Türkiye’nin her bölgesinden barolar eşzamanlı olarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Ankara Barosu, Adana Barosu, Antalya Barosu, Aydın Barosu, Batman Barosu, Burdur Barosu, Bursa Barosu, Diyarbakır Barosu, Gaziantep Barosu, Hatay Barosu, Iğdır Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, Kırklareli Barosu, Kocaeli Barosu, Mersin Barosu, Muğla Barosu, Van Barosu tarafından yapılan açıklamanın ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne konuyla ilgili olarak faks gönderildi. DEVLETİN GÖREVİ Açıklamayı yapan İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Kadın Hakları Merkezi Sorum Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Perihan Çağrışım Kayadelen, evlilik affı ile ilgili şunları söyledi: “Kamuoyunda ‘Evlilik affı’ olarak bilinen cinsel istismara uğrayan çocukların istismar edenle evlenmesi halinde, ceza verilmemesi şeklindeki düzenleme siyasi iktidar tarafından, haklı toplumsal tepki sebebiyle daha önce geri çekilmiş iken yeniden Türkiye’nin gündemine taşınmak istenmektedir. Çocuklar söz konusu olduğunda devletlerin ödevi; çocuğu her tür suistimale, ihmale, sömürüye, hak ihlaline karşı korumak ve attığı her adımda çocuğun üstün yararı ilkesini gözetmektir. Bu yolda temel rehber evrensel hukuk normları ve uluslararası sözleşmelerdir” dedi. Kayadelen, “Ülkemizce kabul edilen ve onaylanan, dolayısıyla Anayasamızın 90. Maddesi gereğince iç hukuk kurallarımızın üzerinde bağlayıcılığı olan, başta Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, İstanbul Anlaşması olmak üzere uluslararası anlaşmaları ve yasaları hiçe sayarak, çocuğun vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına, manevi gelişimine, geleceğine el uzatan, çocukların tüm hayatlarını onları istismar eden suçluların ipoteği altına alan düzenlemeler hiçbir gerekçeyle kabul edilemez. Bu tür düzenlemeler, bir yandan çocukların temel haklarını ihlal ederken, diğer yandan da kadının statüsünü düşürmekte, kadınları eğitimsizlik, yoksulluk, bağımlılık ve şiddetle örülü bir döngüye hapsetmektedir” ifadelerine yer verdi. Çocukların çocukluklarını yaşayamadıkları, sağlıklı maddi ve manevi gelişimlerini gözetmeyen, eğitim hayatlarını ve geleceklerini koruyamayan hiçbir çözüm hukuki ve vicdani değildir diyen Kayadelen, “Bu hususta, çocukların üstün yararının gözetildiği, çocuklara ve ailelerine yönelik her tür rehberlik hizmetinin aktif hale getirildiği tedbirler, yasal düzenlemelerle hayata geçirilmelidir. Akran çocuklar arasında vuku bulmuş ilişkilerde bile olsa evlilik bir çözüm olarak dayatılamaz” şeklinde konuştu. “GEREKLİ ORGANİZASYONLARA HAZIRIZ” İstismarı bir kere affetmek tekrarlarına sebep olacak diyen Kayadelen, “İstisna olduğu iddia edilen düzenleme asıl hale gelecek, henüz 12 yaşındaki oyun çağı çocuklarının kendi çocuklarına bakmak zorunda kalmalarına yol açacaktır. Ülkemizdeki tüm çocukların hayatlarından sorumlu olduğumuz bilinciyle hareket ederek, yitip giden sağlıksız nesiller yetişmesine, çocuklarımızın hayatlarının çalınmasına engel olmak hepimizin görevidir. Tartışmaya açılan düzenleme, çocuk ve kadın haklarına ilişkin tüm ulusal ve uluslararası mevzuatın ruhuna aykırı olmakla birlikte, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinin ‘Taraflar bu Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere, zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçlerini yasaklamak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.’ hükmünü içeren 48. maddesine de açıkça aykırıdır” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.