TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#cilt

cilt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, cilt haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanından uyarı! Cildiniz en küçük bir çarpmada bile morarıyorsa bunlara dikkat edin Haber

Uzmanından uyarı! Cildiniz en küçük bir çarpmada bile morarıyorsa bunlara dikkat edin

Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, cilt morarmaları hakkında bilgi vererek, “Bazen hiçbir şeye çarptığınızı hatırlamazsınız ama son zamanlarda sık sık cildinde morarma oluştuğunu fark edersiniz. Genellikle daha sert darbeler daha büyük morluklara neden olur. Ancak cildiniz kolayca morarıyorsa, küçük bir darbe bile ciddi bir morarmaya neden olabilir” dedi. Doç. Dr. Solmaz, çoğu morluğun, cilt yüzeyine yakın küçük kan damarlarının (kılcal damarlar), genellikle kollarda veya bacaklarda olmak üzere bir darbe veya yaralanma sonucu çatlamasıyla oluştuğunu; bu olduğunda, damarlardan dışarıya kan sızdığını; başlangıçta koyu renkli bir iz olarak görünüp vücudun kanı yeniden emmesiyle bu izin yeşil-sarı renge dönerek 1-2 hafta içerisinde yavaş yavaş kaybolacağını anlattı. Bazı insanların, özellikle de kadınlık hormonlarının etkisiyle kadınların, erkeklere göre morarmaya daha yatkın olduğunu belirten Doç. Dr. Solmaz, “Ek olarak yaşlanma sürecinin etkisiyle cilt incelir ve kan damarlarının yaralanmaya karşı korunmasına yardımcı olan koruyucu yağ tabakasının bir kısmı kaybolur. Bunların neticesinde cilt yapısı ve damar destek dokusu zayıfladığı için kadınlarda ve yaşlılarda cilt morarmaları sıklıkla oluşur” diye konuştu. “Bazı ilaçlar morarmayı artırabilir” Bazı ilaçların kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltarak kolay morarmaya katkıda bulunabileceğine de değinen Solmaz, “Bunlara aspirin, ibuprofen, naproksen sodyum gibi ağrı kesiciler, kan sulandırıcı ilaçlar, bazı antibiyotikler, antidepresan ilaçlarlar örnek verilebilir. Sonuç olarak, cilt yüzeyine yakın küçük kan damarlarının hasar görmesinden kaynaklanan kanamanın durması normalden daha uzun sürebilir. Bu, morarmaya neden olacak kadar yeterli miktarda kanın cilt altına sızmasına neden olur” dedi. Solmaz, başkaca alerji, astım ve egzama gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanılan topikal ve sistemik kortikosteroidlerin de cildi incelterek morarmayı kolaylaştırabileceğini; ginkgo biloba gibi bazı besin takviyelerinin de kan inceltici etkisi nedeniyle morarma riskini artırabileceğini dile getirdi. Morarmaların artması halinde mutlaka hekime danışmak gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Solmaz, özellikle kan sulandırıcı ilaç alanların, kullandıkları takviyeleri de hekime bildirmeleri gerektiğini, hekimin de buna göre reçetesiz satılan ilaçlar veya takviyeleri kesebileceğini söyledi. “Yüz, gövde veya sırttaki morarmalar için hekime başvurun” Kolay morarmanın bazı durumlarda kanın pıhtılaşma sorunu veya kan hastalığı gibi altta yatan ciddi bir duruma işaret edebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Solmaz, hekime başvurmak gereken durumları “Özellikle morluklarınız gövdenizde, sırtınızda veya yüzünüzde görünüyorsa veya sık ve büyük morluklar yaşıyorsanız; küçük bir kesik veya cerrahi işlem sırasında aşırı veya uzun süreli kanama öykünüz varsa; özellikle yakın zamanda yeni bir ilaca başladıktan sonra aniden morarmalarınız oluşmaya başladıysa; cilt morarmalarınızla beraber başka yerlerden de kanamanız olmaya başladıysa (diş eti kanaması, burun kanaması, aşırı-yoğun adet kanamaları gibi); ailenizde kolay morarma veya kanama öyküsü varsa” diyerek sıraladı. Bu belirtilerin kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan kan hücreleri yani trombositlerin sayısının düşmesinin, trombositlerin işleyişiyle ilgili bir sorunun, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan proteinlerle ilgili sorunların göstergesi olabileceğini sözlerine ekledi. Doç. Dr. Solmaz, morarmanın nedenini bulmak için hekimin hastayı muayene edip, semptomlar ve tıbbi geçmiş hakkında sorular soracağını, ayrıca kan trombosit seviyenizi kontrol ederek, kan pıhtılaşmasıyla ilgili testler yapacağını da anlattı. “Evinizde küçük önlemler alarak morarma ihtimallerini azaltın” Solmaz, küçük morlukları önlemek için gündelik yaşamda basit önlemler alınabileceğini belirterek, “Düşme ve yaralanmaları önleyecek adımları atın; evinizde iyi bir aydınlatma kullanın; dağınıklıktan kaçının; mobilyaları ve elektrik kablolarını yürürken yolunuza çıkmayacak şekilde düzenleyin; aldığınız ilaçların yan etkilerini öğrenin” dedi. Bir morluk oluştuğunda onu tedavi etmek için yapılacak pek bir şey olmadığının altını çizen Doç. Dr. Solmaz, çoğu morluğun, vücut kanı yeniden emdikçe sonunda kaybolacağını, ancak yaşlandıkça iyileşme sürecinin uzayacağını belirtti. Etkilenen bölgeyi yükseltmek ve buz uygulamanın morluk artışını engelleyeceğini, ayrıca hekim tarafından tavsiye edilen uygun dozda C vitamini kullanmanın da cilt yapısını kuvvetlendirerek morarmaları azaltacağını ifade etti. Sonuç olarak cilt morarmaları konusunda çoğu zaman endişeye gerek olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Solmaz, “Cinsiyetinize, cilt yapınıza, sahip olduğunuz hastalıklar ve kullandığınız ilaçlara bağlı olarak cildinizde morarmalar oluşur. Bununla birlikte sık sık ve büyük cilt morarmalarına sahipseniz, beraberinde başka bulgularda yaşıyorsanız altta yatan daha ciddi ve tehlikeli kanama bozukluklarının araştırılması için mutlaka hekiminize danışın” diye konuştu.  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Uzmanlar uyardı: Fosfor deriye temas ederse yaralar oluşur

Cilt yaşlanmasına karşı nasıl önlemler alınabilir? Haber

Cilt yaşlanmasına karşı nasıl önlemler alınabilir?

Dermatoloji Uzm. Dr. Kıvılcım Çınkır Özsaraç, 25 yaş sonrası başlayan ince kırışıklıklara karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde, zamanla daha da derinleşen kırışıklar, lekeler ve hatta ilerleyen yaşlarda yüzde boşluklar ve sarkmalar oluşmaya başlayacağını kaydetti. Yaşlanmanın tüm bu olumsuz etkilerine karşı, hızla gelişen teknolojiden sonuna kadar faydalanmaya imkan sağlayan, en etkili uygulamaların genel olarak anti aging uygulamalar olduğunu ifade eden Dr Özsaraç, bunların da ciltte sarkma, ciltte sıkılaşma, leke ve ince çizgilerle savaşmada, lazer tedavilerinin oldukça sık kullanıldığı belirtti. Cilt kırışıklıklarında en etkili tedavinin Altın İğne Tedavisi olduğunu ve hangi durumlarda kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Özsaraç, "Altın iğne tedavisi cilt gençleştirme (Anti aging), cilt kırışıklıklarının giderilmesinde, cilt yenilemede, yüz ve boyun bölgesindeki sarkma ve kırışıklık tedavisinde, sivilce izi, yara izi tedavisinde, ameliyat, yara izlerinin ve güneş lekelerinin ortadan kaldırılmasında, geniş gözeneklerin sıkılaşmasında, siyah noktaların oluşumunu azalmasında ve tedavisinde, gebelik sırasında veya hızlı kilo alıp vermelerde oluşan çatlakların (strialar) giderilmesinde etkili oluyor" dedi. "Geçici değil kalıcı etkiler elde edilir" Altın İğne uygulaması hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Özsaraç, "İşlem öncesinde anestezik kremler de kullanılarak ağrısız bir uygulama sağlanmaktadır. İğneli Radyofrekans uygulaması ortalama süresi 20-30 dakikadır. Cilt yüzeyini gençleştirmek, yara izlerini düzeltmek ve sıkı bir cilt için yapılan uygulama tedavi yöntemlerine göre farklı seans aralıklarında gerçekleşir. Genellikle tek seans yeterli görülmez. Birkaç hafta aralıklarla iki ya da üç seans civarında uygulama yapılır. Seanslar arasında 3-4 hafta olması idealdir. Maksimum etki ise son seanstan 3-4 hafta sonra görülmektedir. İşlem yapıldıktan sonra bir miktar kızarıklık olabilir bazen de hafif kabuklanma olabilir ama kızarıklık çok kısa sürecektir. Geçici değil kalıcı etkiler elde edilir. İlk seanstan itibaren kolaylıkla fark edilebilir olumlu etkiler gözlenir. Hasta hemen günlük yaşamına geri dönebilir. Cilt yenileme ve kusurları giderme üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir tekniktir. Her türlü cilt tipinde ve ten renginde kullanılabilme imkanı sunar. Çok uzun saatler boyunca işleme girmeyi veya cerrahi girişimleri gerektirmiyor olması, diğer avantajlarından birisi de her mevsim yapılabilmesidir. Altın iğne tedavisinin ardından dikkat edilmesi gerekenler ise; Son derece acısız bir tedavi olduğu için altın iğne tedavisinin sonrasında herhangi bir ağrılı durum gerçekleşmez. Ancak uygulamanın ardında dikkat edilmesi gereken noktalar bulunur. Bu noktalar; Uygulama bittikten sonra düzenli olarak güneşten koruyucu krem kullanımı ihmal edilmemelidir. Uygulamanın ardından 7-8 saat sonra hafif bir fondöten kullanılabilir” ifadelerini kullandı. "Cilde sürülen kozmetik kremler cildin alt tabakalarına etki edememektedir" Yaşlanmayı geciktirici diğer tedavi metotları PRP, Mezoterapi ve Gençlik Aşısı hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzm. Dr. Özsaraç, ‘'PRP, “Trombositten Zengin Plazma” olarak da anılır. Hastanın kendi kanındaki plazmayı kandan izole ederek ve konsantre ederek büyüme faktörleri üreten trombosit hücreleri bakımından daha zengin bir plazma olan PRP adlı kan bileşenini elde etmiştir. Plazma bileşeni, kök hücreler ve büyüme açısından zengin trombositler içerir ve cilde geri enjekte edildiğinde, cildin genel olarak gençleşmesini sağlamak için vücudun doğal kolajen ve elastin üretimini hızlandırır. PRP hazırlama işlemi sonrasında elde edilen PRP çok ince iğneler yardımı ile cilt altına ufak dozlarda enjekte edilir. Bu işlem öncesinde cilt lokal anestezik bir krem ile uyuşturulur. PRP tedavisi ise; yüz ve boyun gençleştirme, ciltte parlama ve aydınlanma, akne skarı ve yara izi tedavisi gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Mezoterapi yöntemi de diğer yöntemlerden biridir. Yüz mezoterapisi mezoliftingi cilde canlılık ve parlaklık veren bir işlemdir. Yapılan işlem ile birlikte elastin ve kolajen sentezi aktive olur böylelikle cilt sıkılaşır, gerilir ve toparlanır. Cilt üzerine sürülen kozmetik kremler cilt bariyerini geçemediği için cildin alt tabakalarına etki edememektedir. Ancak yüz mezoterapisi işlemi sayesinde kullanılan cilde faydaları ilaçlar cildin alt tabakalarına kadar etki eder. Böylelikle istenen etki hemen gözlenir ve etki süresi de artar. Yüz mezoterapisi (mezolifting) yüzün her bölgesine, boyun, dekolte ve el bölgesine uygulanabilen bir işlemdir. Cildin ihtiyacı olan vitamin, mineral ve aminoasit gibi maddelerin lokal olarak uygulanan mikro enjeksiyonlar yoluyla cilde enjekte edilmesi ile uygulanır. Seans sayısı hastanın ihtiyacına, uygulana ürünün içeriğine bağlı olarak değişmekle birlikte genelde 15 gün aralar ile 4-6 senans önerilmektedir. Gençlik aşısı ise, aslında bir nevi mezoterapi uygulamasıdır. Genel de yüksek oranda hyoluronik asit ve somon DNA içeren mezoterapi ürünleri özel bir isimlendirme adı altında Gençlik aşı olarak adlandırılmakta ve uygulanmaktadır. Bunların dışında kök hücre tedavisi, kollajen aşısı, dermal kalsiyum hidroksi apatitli dolgular da kollajen, elastin uyarısını artırarak yüzde ve boyunda anti aging etki sağlamaktadır” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Akdeniz beslenme nedir? Akdeniz beslenmesi kimler için uygundur?

Bebek vücut kremi nasıl sürülmeli? Bebekler için krem kullanımı nasıl olmalı? Hassas ciltler için ipuçları Haber

Bebek vücut kremi nasıl sürülmeli? Bebekler için krem kullanımı nasıl olmalı? Hassas ciltler için ipuçları

Bebek kremlerinin nasıl kullanılması gerektiğin birçok ebeveynin akıllarındaki ilk sorulardan biri olmaktadır. Çünkü özellikle bebeklerin çok hassas bir cilde sahip olması ebeveynlerin endişe etmesine neden olmaktadır. Bunun nedeni de bebeğine herhangi bir zararın gelip gelmeyeceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Bundan kaynaklı olarak da ilk olarak bebek kremlerinin ne olduğundan bahsetmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bebek kremleri, formülleri gereği daha yoğun ve daha yağlı ürünler olmaktadır ve genellikle nemlendirici, bebeğin cildinde koruyucu olmaları açısından tercih edilmektedirler. Çünkü içlerindeki yağ oranı bebeğin cildinin daha nemli, daha koruyucu olmasını sağlamaktadır. Ancak yine de bebek kremleri kullanılırken dikkatli olunması gerekmektedir. Çünkü, Sebamed Baby Cream Bebek Kremi gibi kalitesi kanıtlanmış ürünler haricindeki ürünlerin bebeğinizin cildine zarar verme ihtimali yüksek olmaktadır. Bunun temel sebebi de bebeklerin ciltlerinin çok hassas olması ve alerjik reaksiyon göstermelerinin daha muhtemel olması gösterilebilmektedir. Bebek Vücut Kremi Sürerken Dikkat Edilmesi Gerekenler Bebek kremi seçiminde ise dikkat etmeniz gereken birkaç nokta bulunmaktadır. Bu noktalardan ilki ise kremin kaliteli olmasını sağlamaktır ve bunun içinde Biobaby Kuru ve Çok Kuru Ciltler İçin Krem gibi alternatifleri değerlendirmeniz önerilmektedir. Çünkü nemlendirici özelliği yüksek olan bu kremler bebeğinizin daha yumuşak bir cilt elde etmesini sağlamaktadır. Bebek kremleri daha yoğun kıvama sahip olmakta veya biraz da yağlı olmaktadır. Bu nedenle direkt olarak kremi bebeğinizin cildine sürmektense öncelikle elinize bir miktar remi alarak sürmeniz daha sonrasında ise bebeğinizin cildine yedirmenizi tavsiye edilmektedir. Bu sayede bebeğinizin direk olarak çok yağlı bir ürüne maruz kalmamasını sağlamış olursunuz. Bebek kremini sürerken yeni doğan ise ve göbek kordonu hala düşmediyse karın bölgesinden başlamanız önerilmektedir. Bebek kremi sürerken sırt bölgesini en sona bırakmanız ise genellikle önerilen bir nokta olmaktadır. Bunun nedeni sırtına ilk önce krem sürdükten sonra karın ve yüz bölgesine sürebilmek için hemen bebeğinizi sırt üstü yatırmanız gerekeceği gerçeğidir. Bu durumda da kremin çoğunun bebeğinizi yatırdığınız zemine geçmesine neden olabilmektedir. Bu olasılığı en aza indirmek gerekmektedir. En az ürünle en fazla faydayı sağlamak hassas olan bebek cildi için dikkat edilmesi gereken bir noktalardan biridir. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Bebeklerde Neden Gaz Sancısı Olur? Bebeklerde Gaz Sancısına Ne İyi Gelir?

Bebek cildine hangi kremler zararsızdır? Krem kullanmak yan etki yaratır mı? Haber

Bebek cildine hangi kremler zararsızdır? Krem kullanmak yan etki yaratır mı?

Aylarca devam eden sabırsız bekleyişin ardından, bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınız an, dünyanın en büyük mucizelerinden birine de sahip olduğunuzu fark edersiniz. Bundan böyle hayatınıza bir “Anne” olarak devam edeceğiniz gerçeği mutlu bir heyecanın yanı sıra, getirdiği sorumluluk duygusu nedeniyle endişe kaynağı olabilmektedir. Anneler bebek bakımıyla ilgili ne kadar kitap okuyup öğüt dinlese de birçok konuda endişelenmektedirler. Ancak, bebek ve anne bakım ürünleri ile bu süreç çok daha kolay geçmektedir. Bu nedenle sizler için temel yapılması gerekenler ve bebek ürünleri ile yapabileceğinizi derledik. Cilt Hassasiyetleri Cilt hassasiyetleri özellikle doğumdan sonra bebeğin ya da annenin ortama alışma sürecinde beklenen bir etki olmaktadır. Bebeklerin cildi ince ve hassastır ve çok yönlü fonksiyonları gelişmemiştir. Bu nedenle bebeklerin cildi doğumdan itibaren özel bakım ve ilgi gerektirir. Bebeğinizin cildinin gereksinim duyduğu bakımı sağlayabilmek için cilt tipini öğrenmeli ve cilt tipine göre uygun bakım ürünlerinden faydalanmanız gerekir. Vücut temizliği için banyo yaptırılırken cilt için uygun bakım ürünleri kullanılmalıdır. Mustela Cold Cream ve Organik Balmumu İçeren Besleyici Bebek Şampuanı tercih edilebilir. Cold Cream ve organik balmumu içeren bu ürün bebeğin vücudunu ve saçını nazik bir şekilde temizler. Zengin ve besleyici özelliğe sahip bu besleyici şampuan cildi besler. Bebeğin cildini korumak için kullanılabilecek ürünlerden arasında Mustela Cold Krem İçeren Besleyici Vücut Losyonu yer alır. Doğum ile hassaslaşan cildin eski güçlü haline dönebilmesi ve hassasiyetini düşürebilmesi için her zaman ek bir besleyici takviyeye ihtiyaç duymaktadır. Cold krem içeren besleyici losyon cildi uzun süreli nemlendirmeye yardımcı olur. Pişik ya da İsilik Yeni doğan ve bezlenen bebeklerde özellikle pişik çok sık rastlanılan bir sorun olmaktadır ve bu sorun yüzünden birçok bebek acı çekebilmektedir. Bu nedenle de ebeveynler çocukları pişik ya da isilik olmasın diye farklı yollar arayabilirler. Bu yollardan biri de Mustela Vitamin Barrier 1-2-3 Pişik Kremi gibi kremler kullanarak bebeğin altının pişik yapmasının engellenmesidir. İsilik için ise birçok bebek bakım ürünü bulunmaktadır ve bu ürünleri doktorunuza danışarak kullandığınız takdirde sorununuzu çözmek oldukça kolay bir hal almaktadır. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Bebeklerde mama seçerken neye dikkat edilmeli ? Bebeklerin sağlıklı gelişimi için hangi mama kullanılmalıdır?

Biotin Nedir? Ne İşe Yarar? Biotin’in Saç dökülmesine karşı etkisi varmı ? Cilt ve Enerji için etkilimidir? Haber

Biotin Nedir? Ne İşe Yarar? Biotin’in Saç dökülmesine karşı etkisi varmı ? Cilt ve Enerji için etkilimidir?

Vücutta enerji oluşumu konusunda etkin rol oynayan, görev alan B vitamini çeşitlerinden biri olan biotin (biyotin), suda çözünebilen bir vitamin olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, biotin halk arasında saç vitamini olarak da anılmaktadır ve adını halk arasında da sıklıkla duyabilmek mümkün olmaktadır. Bu nedenle de Naturalnest Biotin gibi biotin takviyeleri kullanılmakta ve saç bakımı adına tercih edilmektedir. Başta saç, cilt ve tırnak yapısı olmak üzere birçok dokunun oluşumu sırasında etkin olarak görev aldığı bilinen biotin vücutta farklı metabolizmaların işleyişi için ihtiyaç duyulan bir vitamin türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Biotin bir diğer ifade ediş biçimiyle B7 vitamini vücutta depolanmayan ve fazlası idrar yolu ile vücuttan atılan bir vitamin türü olmaktadır. Biotin Faydaları Nelerdir? Biotin adı verilen bu vitamin vücuttaki birçok metabolizma faaliyetinde ihtiyaç duyulan bir vitamin olarak kabul edilmektedir. Yağ, karbonhidrat ve amino asit metabolizmalarında önemli bir göreve sahiptir ve Solgar Biotin gibi biotin takviyeleri diyetlerde de tercih edilebilmektedir. Aynı zamanda kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olabileceğine dair çalışmalar da bulunan biotin, enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunmakta, makro besin öğeleri metabolizmasına katkıda bulunmakta, saçın korunmasına katkıda bulunmakta, mukozanın korunmasına katkıda bulunmakta ve cildin korunmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca biotin, hamilelik döneminde kadınların ihtiyaç duyabileceği besinlerin başında da sayılabilmektedir. Çünkü ender de olsa hamilelikte biotin eksikliği kadınlarda görülebilen bir sorun olmaktadır. Bazı folik asit takviyeleri bu sebeple hamilelere özel olarak biotin ile desteklenerek takviye edici gıdalar üretilmektedir. Bazı hayvan deneylerinde biotinin tip 2 diyabet açısından önemli olduğu ve kandaki glukoz seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Biotin Hangi Besinlerde Bulunur? En çok biotin (B7 vitamini) içeren yiyecekler, yumurta sarısı, organ et ürünleri yani karaciğer ve böbrek gibi ürünler, yemişler badem, yer fıstığı, pekan cevizi ve fındık gibi ürünler, yemiş yağları, soya fasulyesi ve diğer baklagiller, tam tahıllar, karnabahar, avokado, muz ve mantar gibi besinlerde bulunmaktadır. Ayrıca, sıcaklık biotinin etkinlik oranını düşürebileceği için doğal biotin kaynaklarını mümkün olan en az işlemden geçirerek ya da çiğ bir şekilde tüketmek daha faydalı olarak görülmektedir. Bunun yanı sıra ise içerisinde biotin olan yiyeceklerden farklı olarak biotin takviyesi kullanmak, biotin alımını destekleyebilmektedir. Gıda takviyeleri arasında bulunan biotin takviyeleri hap ve kapsül formda olabilmektedir. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Boğaz Yanması Neden Olur? Boğaz Yanmasına Ne İyi Gelir? Hangi Hastalıklar yanmaya yol açar?

Bunlar cildi olumsuz etkiliyor! Haber

Bunlar cildi olumsuz etkiliyor!

Cilt bakımı ve temizliği düşünüldüğü zaman akla gelen yüzü fazla yıkamak ve yüze buhar banyosu uygulamak gelir.Fakat sık uygulanan buhar banyosu yüzü çok fazla ısıtır buna bağlı olarak cildin asit ve su dengesinde bozulma meydana gelir.Böyle olunca da cilt egzaması gibi rahatsızlıklara zemin hazırlar yada alevlendirebilir. Sık buhar banyosu uygulamasından kaçınılması uygun olacaktır Sigara Sigara tüm vücut sağlığını olumsuz etkilediği gibi cilt sağlığını da olumsuz yönde etkiler.Sigara tüketimi cildi hızlı yaşlandırır,elastikiyetini kaybetmesine neden olur ve cilt kuruluğuna zemin hazırlar.Ciltte renk değişimlerini de yol açan sigara,cilt için en az güneş kadar zararlıdır. Cilt Temizliğini Önemsememek Cilde uygun olan ürün kullanmamak nasıl ciltte problemlere yol açıyorsa cildi düzenli temizlememekte sorunlara zemin hazırlar. Cildin temizlenmesi akne oluşumunu,cildin yaşlanma sürecini,mat görünmesini engellemeye yardımcı olur. Gözleri Şiddetli Ovuşturmak Gözleri ovuşturmak göz sağlığı için zararlı bir durumdur.Ancak aynı zamanda göz çevresindeki deri için de zarar teşkil eder.Gözleri ovuşturmak göz çevresindeki ince cilde zarar verir ve esnemesine ayrıca sarkmasına neden olur. Düzensiz Uyku Vücudun kendini yenilediği en önemli zamanlar uyku esnasında olur.Düzensiz uyku tüm vücudu olumsuz etkilediği gibi ciltte bundan etkilenir. Yeterli ve dengeli bir uyku sağlıklı bir cilt için büyük önem taşımaktadır. Güçlü bir antioksidan olan melatonin hormonu salgılanımı uyku sırasında meydana gelir.Yine gece uykusunda HGH (insanlarda büyüme hormonu) artış gösterir.Bu da vücut dokularının tekrar inşasına katkı sağlar ve hasar meydana gelmiş hücrelerin yerini alması için fazlalaşan hücre üretimini teşvik eder.Buna bağlı olarak cildin genç,diri,parlak ve nemli kalmasında yardımcı olur. Şeker Tüketimi Şekerli gıdalar kolajen yıkımını arttırır bu durumda da cildin yaşlanma hızı artar ve akne oluşumu meydana gelebilir. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Maskelerinizi takın! DSÖ: Dünya genelinde artış yaşanıyor

Cildiniz sağlığın göstergesi olabilir Haber

Cildiniz sağlığın göstergesi olabilir

Sağlam bir cildin sağlam bir vücutta olabileceğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Gökçe Tümtürk, cilt bakımıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Cilt bakımında temizleme, nemlendirme ve güneş korumanın temel esaslar olduğunun altını çizen Dr. Tümtürk, “Bunlar herkesten yapılması istenen şeylerdir ancak cildiniz problemliyse, sivilceliyse, aşırı hassassa, kızarıksa o zaman özel başka kremler de önerilebilir. Fakat burada önemli olan ürün çeşitliliğinin abartılmaması. Ürün çeşitliliğini abartmış insanlarda çok fazla cilt problemi görüyoruz. Eğer saydığımız temel esaslar dışında bir cilt problemi varsa bu durumda bir uzmandan kendinize özgü bir tavsiye alıp, o yönde kendi yaşam ritminizi daha konforlu geçirebilecek bir rutin oluşturabilirsiniz. Sağlam cilt sağlam vücutta bulunur, aynı sağlam kafa gibi” diye konuştu. “Cildimiz en büyük organımızdır” Cildin, organizmanın kendi sağlığından direkt etkilenen bir doku olduğuna dikkat çeken Dr. Tümtürk, “Dengeli beslenmeliyiz, bol su tüketmeliyiz, spor yapmalıyız, uykumuza dikkat etmeliyiz. Ne kadar sağlıklı organizmamız olursa, cildimiz de, tırnaklarımız da saçlarımız da o kadar sağlıklı olacaktır. Cildimiz en büyük organımızdır vücudumuzda. Bu yüzden sağlam cilt sağlam vücutta bulunur” dedi. Sıcak havalarda olabildiğince serin yerlerde bulunmanın cilt açısından da faydalı olduğuna değinen Dr. Tümtürk şunları söyledi: “Tabii sıcak havalar çok bunaltıcı olabiliyor ve genel sağlık durumumuz için de hiç iyi değil. Beyin ve kalp sağlığımız için de iyi değil fakat sıcak havalarda olabildiğince ince kıyafetler giyilmeli. Olabildiğince yoğun sıcaklık olan yerlerde bulunmayıp gölge ve serin alanlar tercih edilmeli. Çok aşırı terlemeye bağlı pişik ya da isilik dediğimiz tablo çok karşılaştığımız bir durum sıcak havalarda. Bunu da engellemek için olabildiğince bulunduğumuz ortamı serin tutmak, sık duş almak, iyi kurulanmak ve terleyen alanları kurulamak cildimiz için çok değerli şeyler.”  BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Öğrenince şok olacaksınız! Bu ürünler aslında erkekler için üretildi

Sonbaharda cildinizi nasıl hazırlarsınız? İşte cilt bakımında ihtiyacınız olan tüyolar! Haber

Sonbaharda cildinizi nasıl hazırlarsınız? İşte cilt bakımında ihtiyacınız olan tüyolar!

Yazın, güneşten ve birçok etkenden dolayı kuruyan cildiniz eski canlı haline kavuşturmak istiyorsanız eğer, bu haberimiz tam olarak size göre tasarlanmış olabilir, çünkü haberimizin içeriğinde cilt bakımı ile ilgili önemli tüyoları bulabilirsiniz. Güneşin verdiği zarardan taze meyveler sayesinde kurtulabilirsiniz! Parlak ve pürüzsüz bir cilt yapısına sahip olmak için, vitamin ve mineral dengesi önem değeri taşırken, deri altı dokusunun nemlenmeye ihtiyacı olan A, C, E vitaminleri ile taze havuç, kayısı ve domateste bolca bulunan beta karotenin etkisi de çok önemli. Bu nedenle de, antioksidan değerleri yüksek olan vitaminler bilindiği üzere güneşin cilde verdiği zararları yok ederek, cilt hasarlarını onarmaya yardımcı oluyor. Cildinizi mevsim geçişlerinde taze meyve ve sebzelerle koruyabileceğiniz gibi, daha sağlıklı ve ışıltılı bir cilt isteyen her kişi, cildini uygun yöntemlerle nemlendirerek, doğru bakımı yapması gerekmektedir. Cildinizi eski canlılığına kavuşturmak aslında çok kolay! Canlı bir cilt için en önemli husus, nem oranı bu neden dolayı da, ciltteki nem oranı özellikle mevsimsel geçişlerde daha fazla artış gösteriyor. Bunun nedeni de yazın cilt UV ışınlarına maruz kaldığı için etkileniyor buda sonbaharda kararmış, bronzlaşmış, kurumuş ve hatta kırışmış bir cilt olarak geri dönüyor. Birde üstüne hava sıcaklığında yaşanan azalmada eklenince cildin içerdiği bulunan su miktarı da azalıyor. Tam olarak bu neden dolayı, özelikle sonbahar aylarında onarıcı özelliği yüksek olan spreylerin tercih edilmesi daha doğru bir tercih olacaktır. Yazın güneşe maruz kalan cilt üzerinde ölü hücre tabakası kalınlaşarak, cildin tazelenme ihtiyacı artırmaktadır. Sonbahara girmeden cildin üzerinde bulunan ölü hücreleri temizleyerek doğal güzelliğine kavuşturmak için peeling önerilmektedir. Doğru peeling, tekniği ile ölü hücrelerden kurtularak, cildini daha taze bir görünüme kavuşturabilirsiniz. Uzmanlar, peeling’in cildi daha parlak, daha sağlıklı bir görünüme kavuşturarak ışıltı kazandığını bildirmekte. Yazın en büyük sorunu sıcak havalar olsa da güneş ışınlarına uzun süre maruz kalan kişilerin cilt üzerinde, erken yaşlanma ve lekelere yol açacak özelliği sahip. Bu nedenden de dolayı güneşe maruz kalmadan önce güneş kremi kullanmak önem arz etmektedir. Güneş lekelerinden kurtulmak için en doğru işlemleri için leke tedavisinin uzman yardımı almak doğru bir karar olacak. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Cilt bakımı nasıl yapılır? Bunları okumadan güneşe sakın çıkmayın

Sağlıklı cilt ve genç görünümün sırrı: Kolajen Haber

Sağlıklı cilt ve genç görünümün sırrı: Kolajen

Kolajen, derinin elastikiyetini ve sağlamlığını koruyan, vücudun en yaygın proteinlerinden biri. Saçlardan tırnaklara, kemiklerden eklemlere kadar birçok farklı dokunun ana bileşeni olan kolajen, son yıllarda hakkında en çok konuşulan sağlık konusu olarak öne çıkıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Celal Yücel Batmacı, kolajen hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Kolajen, vücutta pek çok doku ve organda yaygın olarak bulunan yapısal bir proteindir. Bilinen toplam 29 kolajen tipi mevcuttur ancak insan vücudunda bulunan kolajenin %90'ını Tip I kolajen oluşturur. Kolajenin temelinde glisin, prolin ve hidroksiprolin amino asitleri bulunur. Bu amino asitler, kolajenin karakteristik üçlü sarmal yapısının oluşmasını sağlayan üç iplikçik oluştururlar. HÜCRELER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Kolajenin, vücutta kemik, kıkırdak, deri, bağ dokusu ve tendon olmak üzere pek çok dokuda bulunduğunun altını çizen Batmacı, “Kolajen, dokulara yapısal destek sağlayarak pek çok doku hasarı ve onarımı, bağışıklık yanıtı, hücre sinyal iletimi, doku onarımı için gerekli olan hücre göçü gibi hücresel süreçlerde önemli rol oynar. Fibroblast adı verilen kök hücreler, yeni kolajen üretirler. Kişi yaşlandıkça vücutta kolajen üretimi azalır ve fibroblastların sentez aktivitesi bozulur. Bu olumsuz değişiklikler, elastin adı verilen diğer önemli bir yapısal proteinin de kaybına sebep olarak ciltte sarkma ve kırışıklık gibi yaşlanma belirtileri oluşturur” dedi. KOLAJEN KAYBI NEDEN OLUR? Dr. Celal Yücel Batmacı, kişi yaşlandıkça, vücutta kolajen üretiminin normal olarak azaldığını ve bazı dış faktörlerin de bunu hızlandırdığını belirterek şunları söyledi: “Ek olarak, var olan kolajenin zamanla yapısı bozulur ve bu da derinin sarkmasına sebep olur. Böylece yaşlanmanın fiziksel belirtileri ortaya çıkar. İskelet sisteminde bulunan kolajen miktarı yaşla birlikte azalır buna bağlı olarak kemiklerin kırılganlığı artar ve bu da kemik kaybına bağlı hastalıkların oluşumuna zemin hazırlar. Yaşla birlikte kolajenin azalması kaçınılmaz bir durumdur bunun yanında, sağlıksız diyet ve zararlı maddelerin yoğun tüketilmesi de kolajen kaybını hızlandırabilir. Örneğin, araştırmacılara göre sigara içmek, kolajen yapısını bozar ve ciltte yaşlanmaya ve kırışıklığa sebep olur. Aşırı alkol tüketimi de ayrıca kolajen üretimini azaltır ve cildin onarım mekanizmasına zarar vererek cildin yaşlanmasını hızlandırır. İlave şeker ve fazla işlenmiş gıda içeren bir diyet, kolajende glikasyona neden olarak, kolajenin çevre hücre ve proteinlerle etkileşimini bozar, kolajeni daha zayıf ve kırılgan hale getirir. Aşırı güneşe maruz kalmak da kolajen üretimini azaltır. Bu yüzden güneş kremi sürmek ve aşırı güneşe maruz kalmamak, ciltte güneşin neden olabileceği erken yaşlanma belirtilerini azaltabilir.” KOLAJEN KAYNAĞI BESİNLER HANGİLERİ? Kolajen kaynağı besinler tüketmenin, kolajen takviyesi açısından önemli olduğunu da belirten Batmacı, bu besinleri şöyle sıraladı: Kolajen tüm hayvanlarda var olan bir proteindir ve hayvanların deri, kıkırdak ve eklem gibi bölümlerinde daha yoğunlukta bulunur. Tavuk kemiği ve derisi, balık derisi, denizanası gibi bazı deniz ürünleri, hindi eti, sığır eti, ilikli kemik suyu kolajen bakımından en zengin besinlerdir. Vücudumuz amino asitlerden kolajen ürettiği için kümes hayvanları, balık, fasulye ve yumurta gibi gıdalardan aldığımız yeterli miktarda proteinler, vücuttaki kolajen üretimini destekler. Proteinin yanı sıra bazı bileşenler de vücutta kolajen üretilmesi için gereklidir. Örnek olarak C vitamini, kolajen sentezi için gereklidir. C vitamininin düşük veya eksik olduğu durumlarda kolajen üretimi sekteye uğrayabilir. Bu yüzden C vitamini açısından zengin olan yiyecekleri tüketmek, sağlıklı kolajen üretimini destekler. Turunçgiller, biber, yeşillik ve dut C vitamini açısından zengin besinlerdir. Aynı zamanda C vitamininden zengin, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek vücutta enflamasyonu azaltıcı etki göstererek cilt sağlığının korunmasına yardımcı olur. BÜLTEN

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.