TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#çiftlik

çiftlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çiftlik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Erzurumlu gencin “Harikalar Diyarı”na yoğun ilgi Haber

Erzurumlu gencin “Harikalar Diyarı”na yoğun ilgi

2016 yılında başladığı tavuk yetiştirme sevdası, Turgut Canbaş’ı şimdilerde 300 adet süs tavuğu ve çeşitli hayvanların bulunduğu bir çiftlik sahibi yaptı. Turgut Canbaş, artık Türkiye'nin dört bir yanından gelen taleplere yetişemediğini söylüyor. HAYVANLARININ GÜNLÜK YAŞAMINI PAYLAŞIYOR Özel türdeki tavuklarını Türkiye genelindeki hayvan severlere ulaştıran Turgut Canbaş, sosyal medya sayfası sayesinde çiftliğinin kapısını her gün dünya genelindeki ziyaretçilere de açıyor. Başarılı girişimci sosyal medya kanalı "Harikalar Diyarı" ile geniş kitlelere ulaşıyor. Kanalında hayvanlarla ilgili videolar paylaşan ve onlarla kurduğu bağı kendisine has üslubuyla anlatan Turgut Canbaş, 233 bin aboneye sahip ve her gün sayfasına hayvanlara dair videolar yüklüyor. Yetiştirdiği hayvanların günlük yaşamlarını içeren videoları kısa sürede yüz binlerce izleniyor. Bu da onun etkileyici çiftliği ve hayvanlarıyla olan bağını milyonlarca insanla paylaşmasını sebep oluyor. “ONLARLA İLGİLENMEK MUTLULUK VERİYOR” Turgut Canbaş, çiftlikteki hayvanlarıyla özel bir bağ da kurdu. Kazları gerçek kaz yastıkları olarak kullanmaya alıştıran ilginç bir yöntem uyguluyor. Ayrıca köpeği Poni ile özgüven testleri yaparak ve oyunlar oynayarak zaman geçiren Turgut Canbaş, “2016 yılında kümes hayvancılığı ile bu işe başladım. O zaman 22 civciv ve 5 hindim vardı. Şu anda Türkiye nadir bulunan türleri içinde barındıran 200-300’ü bulan tavuğum var. Yaptığım işi çok seviyorum ve sosyal medya aracılığı ile insanlarla paylaşıyorum. Bu da beni mutlu ediyor” dedi. Bu tutkulu hayvan severin oluşturduğu çiftlik sadece geçim kaynağı olmakla kalmıyor, aynı zamanda ona büyük bir keyif ve mutluluk getiriyor. Kuluçka döneminden başlayarak yetiştirdiği nadir tür tavuk türleri, tavşanlar ve diğer kümes hayvanlarıyla, hem hayvan severlerin hem de doğa severlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Tıpkı Maldiv Adaları gibi: Erzurum Bozburun Yarımadası

Babasının akrep merakı ticarete dönüştü, 15 bin akrep ile çiftlik kurdu Haber

Babasının akrep merakı ticarete dönüştü, 15 bin akrep ile çiftlik kurdu

Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı kırsal Akpınar Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Örenler, babasının yıllar önceki akrep merakıyla başladığı işte çiftlik kurdu. Şu anda yaklaşık 15 bin akrep besleyen Örenler, zehirlerini sağıp yurt içi ve yurt dışına ihraç ediyor. Litresi yaklaşık 10 milyon dolar olan zehir, ilaç ve kozmetik sanayisinin yanı sıra kanser hastalığının tedavisinin AR-GE çalışmalarında da kullanılıyor. Babasının merakı çiftlik kurdurdu Babasının merakından dolayı akrep çiftliği kurduklarını söyleyen Mehmet Örenler, “Akrep işine babamın yıllar önceki merakından dolayı girdik. Ben de buraya resmi bir yönetmelik çıkınca, resmi bir şekilde bu işe başladık. Akrepleri aldığımız izinle birlikte doğa koruma ekipleriyle birlikte doğada anaç teminini yapıyoruz. O yaptığımız anaç bireylerle birlikte burada çiftleştirilmesi, doğumu, büyütülmesiyle birlikte sayımızı çoğaltıyoruz. Yani doğadaki akrep ile buradaki akrebin beslenmesi farklı. Nasıl farklı? Burada düzenli yemleme var, farklı yem çeşitleri veriyoruz. Doğada akrepler hemen hemen her gün yem bulamadığı için buradaki akreplerin yemleri daha düzenli oluyor. Akreplerin zehrindeki farklılık ise doğadaki akrep ile burada doğup büyüyen akreplerin zehir kalitesi aynı, hiçbir değişiklik yok. Burada kendi çiftleştirme yerimiz var. Oraya 10 tane dişi, 5 tane erkek koyup, zaten dişiler çiftleşme sırasında erkekleri yediği zaman bakıyoruz, erkek kalmadığı zaman çiftleşme olmuştur. Ondan sonra zaten hamile olanları da ayrı yerlerine alıyoruz. Bunun sağımını sağım masasında düşük voltaj elektrik vererek yapıyoruz” ifadelerine yer verdi. Uzakdoğu ülkelerinden yoğun ilgi var Akrep zehrine en çok Uzakdoğu ülkelerinin ilgi gösterdiğini söyleyen Örenler, “20 ile 30 gün arasında yapılıyor. Akrebin zehri genel olarak yurt dışında ve Türkiye içerisinde üniversitelerde kullanılıyor. Kullanıldığı yerler ilaç ve kozmetik sanayisi. Genel olarak da ilaç sanayisinde kullanılıyor. Türkiye içerisinde AR-GE olarak kullanılıyor. Bazı üniversitelerde meme kanserinde, kolon kanserinde kullanılıyor. Sadece Türkiye’de değil, yurt dışındaki birçok ülkeden bu işe talep var. İlgilendiklerini çok bariz bir şekilde gösteriyorlar. Bazı ülkelerden buraya gelenler de oldu, bizim gittiğimiz de oldu. Zaten önümüzdeki günlerde bu iş için bazı ülkelere de gideceğim. Doğu Asya’dan çok fazla talep var. Japonya, Güney Kore, Çin’den buraya geldiler. Önümüzdeki günlerde biz de oraya gideceğiz zaten. Bu ülkelerden daha çok talep var” dedi. Çiftlikteki akrep sayısı 15 bini geçiyor Çiftlikte 10 bini sağıma hazır olmak üzere 15 binin üzerinde akrep olduğunu söyleyen Örenler, “Burada yavrularla birlikte sayarsak 15 binin üzerinde akrebimiz var. Anaç birey olarak da sağıma hazır şekilde 10 bine yakın bireyimiz var” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: ‘Hayvan sevgisi’nde son nokta: Akreplere kendini sokturdu

Ölümden değil, yaşamdan yana… “Üretim çiftliklerini kapatın” Haber

Ölümden değil, yaşamdan yana… “Üretim çiftliklerini kapatın”

Türkiye’de, sokak hayvanlarına yönelik şiddet olayları ve toplatılması son dönemde gündemden düşmezken, geçtiğimiz pazar günü İzmir’deki hayvanseverler ve hayvan hakları dernekleri alana indi. İzmirli Yaşam Hakkı Savunucuları’nın düzenlediği Büyük İzmir Mitingi ‘Sen sustukça onlar ölüyor, ses çıkarma zamanı’ mottosuyla ilerledi. Mitinge İzmir Barosu’ndan çok sayıda avukat da destek verdi. O avukatlardan biri de İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Şefika Yıldırım Sert’ti. İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Sultan Gümüş Kaya ile Birinci Sayfa programına konuk olan Av. Sert, mitingin ne amaçla düzenlendiğini açıklayarak önemli mesajlar verdi. HUKUK ÜRETİYORUZ 5199 sayılı yasanın uygulanmasını titizlikle takip ettiklerini vurgulayan Av. Sert, şunları ekledi: “Bu kapsamda tüm hak ihlallerine özellikle İzmir özelinde müdahil oluyoruz, suç duyurusunda ve davalara katılma talebinde bulunuyoruz. Yurtdışındaki hayvan haklarını örnek göstererek yetkilileri ve vatandaşları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Her şeyden önce çalıştaylar ve sempozyumlarla hayvan haklarına ilişkin hukuk üretiyoruz. Hayvan haklarına ilişkin mevzuatların uygulamasını geliştirmeye çalışıyoruz. Belediyelere ait bakım evlerini ziyaret ediyoruz. Uygun olmayan bakım evlerine yönelik yasal prosedürleri devreye sokuyoruz.” BÜROKRAT VE KAMU GÖREVLİSİ SORUNU VAR “Hayvanlara yönelik şiddet inanılmaz boyutta. İnsanlığımızdan utanacağımız düzeye geldik” diyen Av. Sert, “Hal böyleyken kanunun uygulanmasını sağlamak yerine, hayvanları korumak yerine bu kanun yürürlükteyken, Cumhurbaşkanı çıkıp diyor ki ‘Sokakta hayvan olmayacak, Avrupa’da nasıl çözüm bulunduysa burada da bulunacaktır.’ Siyasi aktörlerin bu söylemleri bir yasa değişikliğine gidileceğinin sinyalini veriyor. Avrupa güzellemesi yaparak yumuşatamazsınız bunu. Biz buna dur demek için geçtiğimiz pazar günü, hayvan hakları savunucuları ile birlikte Büyük İzmir Mitingi'ni gerçekleştirdik. Kamu görevlilerine, bürokratlara, siyasal iktidara görevlerini hatırlatmak istedik. Başıboş köpek sorunu ya da algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Başıboş köpek sorunu diye bir şey yok. Görevini yerine getirmeyen bürokrat ve kamu görevlisi sorunu var. Ama bu sorunlar maalesef farklı konular gündeme getirilerek manipüle ediliyor” eleştirisinde bulundu. YETERLİ PERSONEL İSTİHDAMI YOK İzmir’deki belediyelerin çalışmalarını da değerlendiren Av. Sert, “Muhakkak ki eksiklikleri vardır ama Türkiye genelini düşündükçe İzmir’deki birçok belediyenin nispeten daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Ama tabi ki kanun tam olarak uygulanıyor mu, eksiklikler var mı, var. Her şeyden önce bakım evlerinin standartları yönetmelikte belirlenmiş. Bu standartlara uymayan bakım evleri var. Personel konusunda belediyeler gerçekten hayvan sevgisi olan kişileri değil, sürgün olarak gelenleri çalıştırıyor. Nitelikli bakım evleri olmayabiliyor. Yeterli personel istihdamı yok, yeterli bütçe ayrılmıyor. Veteriner hekimlerin en büyük şikayeti bu, yalnız olduklarını sürekli dile getiriyorlar. Onlarca hayvanı tek başlarına kısırlaştırmaya çalışıyorlar. Yetkin personelin olmadığını ve yeterli ekipmanların olmadığını bizlere aktarıyorlar” bilgisini paylaştı.  YAŞAM HAKKI KUTSALDIR Av. Sert, şöyle devam etti: “ ‘Kısırlaştır, aşıla, yaşat’ sloganıyla hareket ediyoruz. Dünya sadece bize ait değil. Hayvanlar da hissedebiliyor, onların da duyguları var. Korkuyorlar, seviyorlar her şeyden önce birer canlılar, bizim gibi. Onların bu duygularına, yaşam haklarına saygı duymak bizim görevimiz. Lütfen bu bilinçle hareket edelim. Bu katliam yasasına destek vermeyelim. Meşru bir zemine oturtulmasına izin vermeyelim. 5199 sayılı yasanın tam anlamıyla uygulanması için kamu görevlilerine ve bürokratlara baskı kuralım. Bakım evlerini asla boş bırakmayalım. Ve sokakta yaşayan can dostlarımız için bir kap su, bir kap mama bırakmayı ihmal etmeyelim… En sık karşılaştığımız sorunlardan biri de şu, trafikte ya da sokakta gördüğümüz yaralı hayvanlar. Onları öylece terk etmeyelim. Maddi yönden bir sıkıntınız varsa eğer trafik sigortanız bu tedavi masraflarını karşılıyor. Belediyenin veterinerlik hizmetleri var. Onları ölüme terk etmeyin.” Sokakta yaşayan hayvanları yok ederek popülasyon sorununun çözülmeyeceğini kaydeden Av. Sert, son olarak “Daha önce denendi ve başarısız olduğu görüldü. Üretim çiftliklerini kapatın, hayvan üretiminin satışını durdurun. Hayvan sahiplenmek isteyenler için doğru adres oralar değil, bakım evleri. Hayvanlarla birlikte yaşamı ancak eğitimle düzgün bir hale getirebiliriz. Yaşam hakkı kutsaldır. Ölümden değil yaşamdan yana olduğumuzu söylemek istiyorum” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Hayvanseverler alana indi: Gündoğdu’da ‘can dostlar’ mitingi!

Devletten destek aldı, babasından kalan ahırı çiftliğe çevirdi Haber

Devletten destek aldı, babasından kalan ahırı çiftliğe çevirdi

Elazığ’da yaşayan 4 çocuk babası Sıdık Akbulut, dedesi ve babasından kalan hayvancılık mesleğini devam ettirmek istedi. Bir süre Almanya’da da çiftlikte çalışan Akbulut ardından memleketine dönerek, baba mesleğini profesyonel bir şekilde yapmak için araştırma yaptı. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumuna (TKDK) başvuru yapan Akbulut, devletten aldığı yüzde 70 hibe desteği ile 2018 yılında çiftliği kurarak besiciliğe başladı. Yaklaşık 5 bin metrekarelik kapalı alana 400 büyükbaş hayvan kapasiteli çiftlik kuran Akbulut, ardından yine devletten aldığı 2 ayrı destek ile çiftliğin üzerine GES kurdu. Toplamda 380 KW ile enerji ihtiyacını güneşten karşılayan Akbulut, simental ve şorel cinsi 200 baş ile şu anda üretime devam ediyor. Toplamda 2.5 milyon lira hibe desteği ile 5.8 milyon liralık yatırımı hayata geçiren Akbulut, ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Babasının çiftçi olduğunu dile getiren Sıdık Akbulut, “Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Dedem de aynı şekildeydi. Onlar biraz daha bu işi amatör yapıyorlardı. Hayvanlar azdı. Belli bir süre köyde kaldım. Çocukken yardımcı olduk. Büyüyünce bir süre Almanya’ya gittim. Orada bir çiftlikte çalıştım. Ülkeye döndüm ve askerlik yaptım ardından mesleğimizi devam ettirelim dedik. TKDK’ya gittim ve araştırdım, soruşturdum. Hayvancılığı profesyonel olarak yapmayı düşündüm. TKDK bize bayağı bir yardımcı oldu. İnşaatımızı 2018’de bitirdik ve işletmeyi açtık. Buranın inşasına 5.8 milyon TL yatırım yaptık. Bunun 2.5 milyon lirasını devletten destek aldık. Burası 18 dönüm” dedi. Şu an 200 hayvan olduğunu aktaran Akbulut, “Kapasitesi 400’e çıkıyor. Dünyanın genelinde bir enerji ihtiyacı var. Bizim de burada enerji ihtiyacı var ve oda bayağı bir yüksek çıkıyor. Tüm ekipmanlar, elektrikle çalışıyor. Bizde GES’e karar verdik. Yine TKDK ile görüşmelerimiz oldu. Buraya ilk etapta 100 KW GES kurduk. Ardından 280 KW başvuru yaptık. Şu an o da aktif. Toplamda şu an 380 KW elektrik üretiyoruz ve enerjimizi karşılıyor. Devletin bize büyük bir katkısı oldu. Bu işi yapabilene tavsiye ederim. Devletin bu imkanlarından faydalansınlar. Ama bu işi bilmesi gerekiyor. Daha önce yapmış veya tecrübeli olacak. Çünkü 7-24 bakman lazım. Burada bırakıp gidemezsin” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kick boksta Elazığlı sporculardan madalya gururu

Denizli'de bakıcı dehşeti! Vurgun yapacaktı Haber

Denizli'de bakıcı dehşeti! Vurgun yapacaktı

Denizli’de çiftlik sahibinin uzaklaşmasını fırsat bilen çalışan, arkadaşıyla iş birliği yaparak bakımını üstlendiği 28 ineği çaldı. Hayvanları 3,5 milyon liraya başkasına satan bakıcının Kurban Bayramı öncesinde denk getirdiği vurgun planını JASAT dedektifleri bozdu. Honaz ilçesine bağlı Kaklık Mahallesi’nde besicilik yapan Bilal Budak, çiftliğindeki 28 adet ineğin çalındığını öğrenince, Denizli İl Jandarma Komutanlığına ihbarda bulundu. Hayvan hırsızlığı olayının aydınlatılması için jandarmanın dedektifleri olan JASAT ve Honaz İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından detaylı bir çalışma başlatıldı. Mahalle giriş çıkışı ve güzergahtaki kamera kayıtlarını titizlikle inceleyen JASAT dedektifleri, büyükbaş hayvan hırsızlığı olayını çiftlikte hayvanların bakımıyla ilgilenen Mümtaz S.'nin (31) gerçekleştirdiğini tespit etti. HAYVANLAR BAŞKA BİR ÇİFTLİKTE BULUNDU Büyükbaş hayvan çiftliğinde hayvanların bakımını yapan Mümtaz S.’nin Bilal Budak’ın çiftlikten uzaklaşmasını fırsat bilip, hayvan nakil aracı kiralayarak 3,5 milyon lira değerindeki 28 tane ineği arkadaşı İsmail E. (35) ile birlikte araca yükledikleri ve Bekilli ilçesinde yaşayan Levent B. (34) ve Emre S.’ye (32) sattıkları belirlendi. Honaz’daki çiftlikten çalınan büyükbaş hayvanlar, Bekilli'ye bağlı Sırıklı Mahallesi'ndeki başka bir çiftlikte bulunarak sahiplerine teslim edildi. Hayvan hırsızlığı olayına karışan 4 şüpheli, gözaltına alınarak sorgulanmak üzere karakola sevk edildi. Şüphelilerin yapılan GBT sorgulamalarında bakıcı Mümtaz S.’nin 4, arkadaşı İsmail E.’nin 8 ve Emre S.’nin 7 ayrı suç kaydının olduğu, Levent B.’nin ise suç kaydını bulunmadığı anlaşıldı. Adliyeye sevk edilen Mümtaz S. ‘Hırsızlık’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilirken, arkadaşı İsmail E. adli kontrolle serbest bırakıldı. Diğer iki şüpheli hakkında ise ‘Hırsızlık malı satın almak’ suçundan işlem yapıldı. İNEKLER SAHİBİNE EKSİKSİZ TESLİM EDİLDİ Kurban Bayramı öncesinde 3,5 milyon liralık büyük bir vurgunun önüne geçen JASAT dedektiflerine teşekkür eden besici Bilal Budak, “Kaklık Mahallesi’ndeki evimden 28 adet ineğim çalındı. Durumu hemen Denizli İl Jandarma Komutanlığımıza bildirdim. JASAT ve Honaz jandarmasının titiz çalışması sonucu 2 gün sonra 28 adet ineğimi eksiksiz olarak teslim aldım. Ellerine sağlık, çok kısa sürede hayvanlarımı ve hırsızlığı yapanları buldular. İl Jandarma Komutanlığımıza çok teşekkür ederim” dedi. İHA

Süt ürünü etiketlerine "köy", "ev", "geleneksel" yazılamayacak Haber

Süt ürünü etiketlerine "köy", "ev", "geleneksel" yazılamayacak

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği, fermente süt ürünlerinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve pazarlanması için gereken ürün özelliklerini belirliyor. Tebliğde yapılan revizyonla kefir ürününün tanımı yeniden düzenlendi. Türkiye'ye özgü bir ürün olan süzme yoğurdun ayrıca tanımı yapılarak, ürüne dair kriterler belirlendi. Isıl işlem görmüş fermente süt ürünü için yeni hükümler eklenerek, ürüne ait kriterler düzenlendi. Ayrana eklenebilecek tuz oranı yüzde 1 iken, bu oran yüzde 0,8'e düşürüldü. Tebliğ kapsamındaki ürünlerin üretiminde kullanılan starter kültürlere ilave olarak eklenebilecek yan kültürlerin etiket bilgilerinde belirtilmesi zorunlu hale getirildi. Tebliğde yapılan bir diğer düzenleme ile ürünlerde laktaz enzimi hariç hiçbir enzimin kullanılamayacağı hükme bağlandı. Üretilecek ürünlerde birden fazla farklı hayvan türüne ait süt kullanılması durumunda, sütün elde edildiği hayvan türlerinin adlarının, etikete belirtilmesine ilişkin düzenleme yapıldı. Yeni düzenleme ile süt ve süt ürünleri aroma vericilerinin kullanımı yasaklandı. 31 Aralık 2023'e kadar süre Tebliğ kapsamındaki ürünlerin etiketinde "köy", "ev", "geleneksel, çiftlik" ve "%100" gibi ifadelerin yer almayacağı hususuna yönelik düzenleme yapıldı. Peynir olarak oldukça fazla ihracatı olan ve peynir mayası kullanılmadan yoğurt kültürü kullanılarak üretilen labne (labneh), ilgili tebliğinde düzenlenmek üzere bu tebliğ kapsamından çıkartıldı. Piyasada var olan veya basılı ambalaj materyali olan gıda işletmecilerine, tebliğe uyum sağlamaları için 31 Aralık 2023'e kadar geçiş süreci tanındı. Yapılan düzenlemelerle, Avrupa Birliğine uyumun yanında taklit ve tağşişin önlenmesi, tüketicilerin korunması ve haksız rekabetin önlenmesi amaçlanıyor. AA

Barbun’un Çiftliği gözünü İzmir’e çevirdi Haber

Barbun’un Çiftliği gözünü İzmir’e çevirdi

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Ayvalık Barbun’un Çiftliği’nin sahibi ve Ayvalık Gömeç Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal, gazetemize yaptığı kısa açıklamasında yakın bir zamanda İzmir Karşıyaka’ya ciddi bir yatırım yapmayı düşündüklerini söyledi. Barbun’un Çiftliği ile ilgili de bilgiler veren Baysal, çiftlikte bin baş büyük, 3 bin küçükbaş hayvanın olduğunun da altını çizdi. ÇİFTLİKTE BİRÇOK ÜRÜN ÜRETİYORUZ Büyük ve küçükbaş olmak üzere toplamda 4 bin hayvanın çiftlikte beslediklerini belirten Baysal, “Barbun’un Çiftliği bir besi çiftliği. Burada beslediğimiz hayvanları kendi kesimhanemizde kesip, kendi satış yerlerimizde satıyoruz. Yani çiftliğimizde zeytin ve zeytinyağı satışlarının yanı sıra sebze, salça, sabun, et, sucuk ve pastırma gibi ürünlerin üretimini de gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık bin baş büyük baş hayvanımız var. Ayrıca 3 bine yakın küçükbaş hayvanımız, 150 baş sağma hayvanımız da var. Tüm buürünlerimizi Barbun’un çiftliği markasıyla tüketicilere sunuyoruz” dedi. RUSYA’YA İHRACATIMIZ OLACAK İlk ihracatlarını Rusya’ya gerçekleştireceklerini söyleyen Baysal, “Esas işimiz tarım, zeytincilik. Bu bölgede kendi zeytinimizi, zeytin yağımızı işletip paketleyebiliyoruz. Bin dönümün üzerinde tarım yapıyoruz. Bu sebze ekimi dahil zeytin ağırlıklı… Çiftliğimizde çalışan personel sayısı 70. Önümüzdeki süreçte Rusya’ya ilk ihracatımızı da gerçekleştireceğiz” diye konuştu. GİRDİ MALİYETLERİ ÇOK YÜKSEK Taklit ve tağşiş sorununun ülkenin her bölgesinde yaşandığına dikkat çeken Baysal, zeytinyağı fiyatlarının girdi maliyetleri karşısında düşük kaldığını belirtti. Baysal, şunları söyledi: “Taklit ve tağşişi küçük çiftçilerimiz ve butik işletmelerimiz yapamaz. Yapan firmalar var mı her yerde olduğu gibi bölgemizde de var. Bunların daha çok denetlenerek önüne geçileceğine inanıyorum. Zeytinyağı fiyatı yükselirse bu kez tüketim azalır. Şu anda toptan fiyatı 35 TL. Bu fiyat iyi değil çünkü çiftçinin girdi maliyetleri çok yüksek. Gübre ve mazot bu girdilerin en yüksek kalemlerini oluşturuyor. Girdi maliyetleri düşse fiyatlar üretici için iyi.” İZMİR’E YATIRIM YAPABİLİRİZ! İzmir’e yakın zamanda yatırım yapmayı düşündüklerini de sözlerine ekleyen Baysal, “Yeni yatırımlarımız olacak. İzmir Karşıyaka Bölgesi’ne de yatırım yapmayı düşünüyoruz. Şu an net bir şey yok ancak olabilir. Dediğim gibi zeytin-zeytinyağı ve et restoran gibi bir yatırımımız olacak ya Ayvalık’ta olacak ya da İzmir’de” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.