TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel

CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Deniz Yücel'den gelir adaletsizliği açıklaması Haber

Deniz Yücel'den gelir adaletsizliği açıklaması

Konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak bir komisyon tarafından araştırmasını isteyen CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel; “Yoksulluğun arttığını TÜİK bile gizleyemiyor. Son 10 yılda yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan AKP’nin yanlış ekonomi politikalarıdır. Gelir dağılımındaki adaletsiz yıldan yıla derinleşiyor. Eğer önlem alınmazsa toplumda sosyal patlamalar yaşanabilir” dedi. CHP’li Yücel, meclis araştırma önergesinde şunları ifade etti: Türkiye’nin Ağır Ekonomik Sorunları Var Türkiye bugün ekonomik ve sosyal dengelerin alt üst olduğu, ağır ekonomik sorunları olan bir ülke haline gelmiştir. Türk lirası, döviz karşısında çok fazla değer kaybetmiş, enflasyon fırlamış, hayat pahalılığı günden güne daha fazla artmıştır. Ekonomik olarak yaşanan bu savrulma, gelir dağılımındaki adaletsizliği tetiklemiş, orta ve dar gelirli kesim hızla yoksullaşmıştır. Bir ülkede, milli gelirin dağılımının adaletli olup olmadığı, uluslararası bir hesaplama yöntemi olan Gini Katsayısı ile ölçülmektedir. 0 ile 1 arasında değer alan Gini Katsayısı, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımının bozulduğunu göstermektedir. Herkesin aynı gelire sahip olduğu toplumlarda Gini katsayısı sıfır olurken, gelirin tamamının bir kişide toplanması durumunda Gini katsayısı 1’e çıkmaktadır. Türkiye’de 2013 yılında 0.400 olan Gini katsayısı, 2018 yılında 0.408’e, 2022 yılında ise 0.415’e yükselmiştir. Gini katsayısındaki bu artış, gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da derinleştiğini göstermektedir. Dar Gelirliler 10 Yıl Öncesinden Daha Yoksul Ülkemizde, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan “Gelir ve Yaşam Koşulları” istatistiklerine bakıldığında, geliri artan tek kesimin, toplumun en zengin %20’lik kesimi olduğu göze çarpmaktadır. Bunun dışında kalan kesimlerin tamamının geliri düşmüştür. Gelir dağılımının son 5 yıldaki dağılımına baktığımızda; En yoksul %20’lik kesimin gelirden aldığı pay 2018 yılında  %6.14 iken bu oran 2022 yılında %6.04’e düşmüştür. En zengin 20’lik kesimin gelirden aldığı pay 2018 yılında %47.58 iken 2022’de bu oran %48.01’e yükselmiştir. Son 10 yıla baktığımızda ise 2013 yılından en yoksul %20’lik kesimin gelirden aldığı pay %6.01, en zengin kesimin gelirden aldığı pay ise %46.6’dır. Yani toplumun dar gelirli kesimi 10 yıl öncekinden daha yoksuldur ve alım gücünde ciddi bir düşüş olmuştur. En zengin %20’lik kesim ise 10 yılda daha da varlıklı hale gelmiştir. Emekli, Memur ve İşçinin Maaşı Eridi Emekli ve kamu çalışanlarının maaşları döviz ve altın karşısında neredeyse yüzde 50 oranında erimiş, dolayısıyla alım güçleri de düşmüştür. 2013 yılında 923 TL olan en düşük emekli maaşı ile 485 dolar ve 11 gram altın alınabilirken bugün 7 bin 500 TL’lik emekli maaşı ile 278 dolar ve 4 gram altın alınabilmektedir. 2013 yılında, 1.904 TL olan en düşük memur maaşı ile 1000 dolar ve 23 gram altın alınabilirken bugün 20 bin 352 TL’lik en düşük memur maaşı ile 755 dolar ve 12 gram altın alınabilmektedir. 2013 yılında, 804 TL olan asgari ücret ile 423 dolar ve 10 gram altın alınabiliyorken, bugün de 11.402 TL olan asgari ücretle 420 dolar ve 6 gram altın alınabilmektedir. Acilen Tedbir Alınmalı Türkiye İstatistik Kurumu’nun, iktidarın baskı ve müdahaleleriyle sansürleyerek açıkladığı verilere göre bile son 10 yılda toplumun % 80’i hızla yoksullaşmakta, işçi, memur ve emeklilerin alım güçleri düşmekte, gelir dağılımındaki makas her geçen yıl daha da açılmaktadır. Buna rağmen AKP iktidarı tarafından gelir dağılımındaki artan eşitsizliği durduracak bir ekonomi planlaması yapılmamaktadır. Oysa gelir dağılımındaki adaletsizliğin eğitimden sağlığa, barınmadan sosyal hayata kadar her alanda fırsat eşitliğini, birçok temel hak ve hürriyeti ortadan kaldıran ağır sonuçları vardır. Bu nedenle ülkemizde artan gelir adaletsizliğini engelleyecek tedbirlerin hızla alınması gerekmektedir. Bu haber de ilginizi çekebilir: İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yıldırım görevden alındı

CHP'li Yücel: 9 vaka var acil önlem alın! Haber

CHP'li Yücel: 9 vaka var acil önlem alın!

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, Covid-19’un son varyantı ERİS konusunda acil plan yapılması gerektiğini vurgulayarak konuyu Meclis gündemine taşıdı. Yücel’in soru önergesinden birkaç gün sonra Sağlık Bakanı’nın Türkiye’de 9 vaka var diyerek duyurduğu ERİS konusunda yapılacak çalışmalar hakkında hala bir açıklama yapılmamasını eleştirdi. Sağlık Bakanı’nın cevaplaması istemiyle sunduğu soru önergesinde, Covid 19 pandemisinde AKP iktidarının tedbirsiz ve öngörüsüz tavrının acı sonuçlarının yaşanması nedeniyle yeni varyantın kamuoyunda endişe yaratığına dikkat çekmiş yeni varyanta ilişkin önlem, teşhis ve tedavi süreçleri ile ilgili olarak ülkemizde yapılan ya da yapılması planlanan çalışmalarla ilgili detaylı bilgilendirme yapılmasını talep etmişti. YENİ VARYANT İLE İLGİLİ SALGIN PLANINIZ NEDİR? Bulaşıcılık hızının yüksek olduğu bilinen ERİS varyantının bir salgına dönüşmemesi için Sağlık Bakanlığınca alınması planlanan önlemleri ve yeni varyantın salgına dönüşmesi halinde bir salgın planının yapılıp yapılmadığını Sağlık Bakanı’na sunduğu soru önergesi ile Meclis gündemine taşıyan CHP’li Yücel, kamuoyunda büyük bir endişe olduğunu ve detaylı açıklama beklendiğini vurguladı. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Deniz Yücel yaptığı açıklamada şunlara değindi: “Covid-19’un bilinen son varyantı ERİS’in, aralarında Çin, ABD, Güney Kore, Japonya, Kanada, Avustralya, Singapur, İngiltere, Fransa, Portekiz ve İspanya’nın bulunduğu 51 ülkede görüldüğü açıklanmış, Amerika’da yeniden maske kullanımına başlanmıştır. Dünyada ERİS varyantı ile ilgili pek çok ülke çalışma yapıp, önlemler alırken, Türkiye deve kuşu gibi başını kuma gömmekte ve “yeni varyant ülkemizde görülmedi” açıklaması ile yetinilmesi beklenmektedir. PANDEMİNİN TEKRARLANMA RİSKİ VAR MI? Yeni varyant ile ilgili olarak konusunda uzman hekimler açıklamalarında, ERİS varyantının bulaşıcılığının yüksek olduğu, sonbaharda Türkiye’de de pik yapabileceği, Amerika’da ERİS varyantı için etkili ilaçların kullanıldığı, bu ilaçların temini konusunda Türkiye’nin de adım atması gerektiği, aksi takdirde Covid-19 pandemisinin ERİS varyantı açısından da tekrarlanma riskinin bulunduğu uyarıları yapılmaktadır” HALKTA ENDİŞE DAHA DA ARTTI! Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 6 Eylül 2023 tarihinde ERİS varyantı yok diyerek duyurduğunu ancak 15 Eylül’de 9 vaka ile varyantın varlığını açıkladığını hatırlatan CHP’li Yücel: “Covid-19 pandemisinde AKP iktidarının tedbirsiz ve öngörüsüz tavrının acı sonuçlarının tecrübe edilmiş olması, yeni varyant konusunda da kamuoyunda endişe yaratmaktadır. 9 vaka var açıklamasının ardından bu endişe daha da artmış durumda! Bu nedenle yeni varyanta ilişkin önlem, teşhis ve tedavi süreçleri ile ilgili olarak ülkemizde yapılan ya da yapılması planlanan çalışmalarla ilgili detaylı bilgilendirme yapılması gerekmektedir.” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemizin 81 vilayetini deprem bölgesi kabul ederek çalışmalıyız

Deniz Yücel'den 24 Temmuz mesajı Haber

Deniz Yücel'den 24 Temmuz mesajı

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, 1908 tarihinde basında sansürün kaldırılması ile 24 Temmuz’un Basın Bayramı olarak kutlandığını hatırlatarak, 115 yıl sonra bayram havasından eser kalmadığını söyledi. "ÖZGÜR BASINA DARBE" Yücel, “Bundan tam 115 yıl önce basında sansürün kaldırılması ile demokrasi ve özgürlük yolunda önemli bir adım atılmış, halkın haber alma özgürlüğünün dönüm noktası olmuştu. Ancak görüyoruz ki 115 yıl sonra sansürde çok daha vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün hazırladığı 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, geçen yıla göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke içerisinde 165’inci sırada yer aldı. Gazetecilerin yüzde 23,6’sı haberlerinin yayımlanmadığını, yüzde 20,3’ü haberlerinin bir kısmının çıkarıldığını, yüzde 16,3’ü haberleri yüzünden tehdit edildiklerini ve yüzde 15,9’u ise haberlerinin değiştirildiğini söylüyor. Hiçbir iktidar döneminde basın özgürlüğü bu kadar yara almamış, halkın haber alma özgürlüğü bu denli kısıtlanmamıştır. AK Parti koltuklarının ömrünü uzatmak için kendi medyasını oluşturarak özgür basına büyük bir darbe vurmuştur. Muhalif basın organlarını gerek yargı gerekse RTÜK eliyle cezalandırmaya da devam etmektedir” dedi. 115 YIL SONRA SANSÜRDE GELİNEN NOKTA CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın “Türkiye’de Gazetecilik” araştırmasına değinerek, araştırmada dikkat çeken istatistikleri sıraladı ve yorumladı. Gazetecilerin ciddi oranda sansüre maruz kaldıklarını belirten Yücel, habercilik faaliyetlerinden kaynaklı davaların açılması, haberlerine erişim yasağı getirilmesi gibi sorunların da çoğunlukta olduğuna dikkat çekti. Gazetecilere yönelik açılan davalara değinen Yücel, şunları söyledi: “Habercilik faaliyetleri nedeniyle her 10 gazeteciden 4’üne yani yüzde 39,7’sine dava açıldığı görülmektedir. Haberlerine erişim getirilen gazetecilerin oranı yüzde 17, darp edilen gazetecilerin oranı ise yüzde 14,9’dur.  Gazetecilerin yüzde 14,6’sı para cezası almış, yüzde 13,2’si ölümle tehdit edilmiş; yüzde 11,9 gazetecinin ise fotoğraf makinesi, telefon vb. dijital materyallerine el konulmuştur. Daha acı olan tablo da şudur ki; yüzde 9,8 gazeteci işkence ve kötü muameleye maruz kalmış, yüzde 8,7 gazeteci cinsel saldırı tehdidi almış, yüzde 7,8 gazeteci işten çıkarılmış, yüzde 6,3gazeteciye adli kontrol uygulaması başlatılmış ve yüzde 4,2 gazeteci ise tutuklanmıştır. Yine TGS’nin verilerine göre 20 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde bulunmaktadır. Basın yasama yürütme ve yargıdan sonra 4. Güç olarak adlandırılmaktadır. AKP iktidarının sıklıkla üzerinde baskı kurduğu medya organları neredeyse gazetecilik yapamaz hale geldi. Muhalif bir görüş, aykırı bir fikre tahammülü olmayan iktidar gazetecileri haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde tutmaya devam ediyor. Mevcut iktidar bu şekilde hem ifade özgürlüğü suçu işliyor hem de halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlıyor.” EN BÜYÜK ENGEL: SANSÜR VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ Türkiye’deki gazetecilerin karşılaştıkları engellerin artık mesleği yapmanın önüne geçen bir seviyeye geldiğini belirten Yücel, “Gazetecilik mesleğinin icra edilebilmesi için, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması, sansürün önlenmesi ve gazetecilerin mesleki bağımsızlığının desteklenmesi gerekmektedir. Mesleki örgütlenmelerin, gazetecilerin haklarını ve çıkarlarını savunma konusundaki rolü ve etkinliği artırılmalıdır” diye konuştu. Yücel, gazetecilerin yaşadığı sorunları ise şöyle sıraladı: “Basın emekçilerimizin çoğunluğu haftada 45 saat ve üzeri çalışıyor ve yıllık izin haklarını tam olarak kullanamıyorlar. Düşük maaş alıyorlar ve maaşları enflasyon karşısında eriyor. Gazetecilik meslek sosyal bir meslektir ve bu maaşlarla gazetecilerin sosyal yaşamlarını devam ettirebilecek, mesleki gelişimlerini sağlayabilecek sosyal faaliyetlerde bulunmaları imkânsız hale geliyor. Sektörde birçok gazeteci asgari ücret ve daha altında maaşlara çalışırken, basın kanununa göre 212’den yatması gereken sigortaları normal işçi statüsünden yatırılmaktadır. Fikir işçisi sayılmayan birçok basın emekçisinin kıdem, fazla mesai, yıllık izin gibi hukuksal hakları bu şekilde gasp edilmektedir. Bunun yanı sıra stres, kaygı ve fiziksel zorluklar nedeniyle gazetecilerin yüzde 76,7’si yaşadıkları sorunları aşmak üzere psikolojik destek almadığını belirtmiş. Neredeyse her 2 gazeteciden 1’i mesleğini icra ederken siyasi baskı hissettiğini söylüyor (%47,7). Her 4 gazeteciden 1’i ise mesleğini değiştirmeyi düşünüyor. Geçinmek için yetersiz görülen meslekler arasında yer alan gazetecilik artık Türkiye’de yapılamaz hale gelmiştir. Bu sebeple 115 yıl önce basın bayramı dense de günümüzde 24 Temmuz’a basın bayramı demek, basın kartları iptal edilen, baskılardan dolayı mesleği bırakmak zorunda kalan ve tutuklanan gazetecilere haksızlıktır. Bayramı kutlanacak bir özgürlük ortamı AKP iktidarı döneminde ne yazık ki kalmamıştır.” HABER MERKEZİ

İzmir ve Eskişehir’de okullara imam atanacak mı? Haber

İzmir ve Eskişehir’de okullara imam atanacak mı?

Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES projesi tartışılmaya devam ediyor. “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” sloganıyla yürütülen proje kapsamında, İzmir ve Eskişehir’deki okullara imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocalarının “manevi danışman” olarak görevlendirilmesi tepki çekmişti. CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel’in, ÇEDES Projesi ile ilgili CİMER başvurusuna, MEB’e bağlı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nden cevap geldi. Millî Eğitim Bakanlığı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürdü ancak CHP’li vekiller, kendilerine verilen cevapta çelişkili ifadeler olduğunu savundu.  “NEYİ İNKAR EDİYORSUNUZ?” CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Millî Eğitim Bakanlığı’nın açıklamasına tepki gösterdi. Yücel, “Dilekçemde ÇEDES Projesi adı altında okullara imam, Kur’an Kursu Öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirilmesinin gerekçesini sordum. Bu soruya ‘iddialar kasıtlı olup gerçeği yansıtmamaktadır’ cevabını aldım. Dilekçemizin muhatabı olan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün, ÇEDES Projesi Uygulaması Usul ve Esaslarını okumadan böyle bir iddiada bulunacağımı düşünmesi üzücü… Kendilerine yine kendi hazırladıkları, ‘Proje Uygulama Usul Ve Esasları’ kitapçığıyla cevap vereceğim. Proje Uygulama Usul ve Esasları kitapçığının 3, 9, ve 10. sayfalarında açık bir şekilde vaiz ve vaizelerin projede görevli olduğu belirtilmektedir. Neyi inkâr ediyor, kimi kandırıyorsunuz?” dedi. CHP’li Yücel, dilekçeye verilen cevapta laik eğitim sisteminden yana olması gereken Millî Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı koruma ve savunma telaşına düştüğünü dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda vurgulandığı üzere Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye’yi ve Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır. Ben bu projede böyle bir amaç görmüyorum.” Deniz Yücel, Bakanlığın açıklamasında yer alan ‘ÇEDES, okul dışında etkinliklerin yapıldığı bir projedir’ cümlesini de eleştirerek, “Etkinliklerin okul dışında yapılıyor olması sorumluluğunuzu ve projenin laik eğitime karşı oluşturduğu riskleri azaltmaz” dedi. “PROJENİN MİSYONU NEDİR? ” Millî Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı arasında 01.02.2023 tarihinde imzalanan protokol ile İzmir ve Eskişehir pilot il seçilerek başlatılan ÇEDES Projesi için CİMER cevabında; projenin misyonu ‘bilime sevdalı bireyler yetiştirmek’ olarak belirtildi. Yücel, “Madem bilime sevdalı bireyler yetiştirmek istiyorsunuz, o zaman projeye neden Bilim ve Teknoloji Bakanlığı dahil edilmedi? Her şey bir yana projeye, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan, Din Öğretimi, Hayat Boyu Öğrenme Mesleki ve Teknik Eğitim, Temel Eğitim ve Orta Öğretim Genel Müdürlükleri’ni dahil ediyorsunuz ama aklınıza TÜBİTAK’ı, Türk Dil Kurumu’nu, Türk Tarih Kurumunu, Devlet Tiyatroları’nı dahil etmek gelmiyor! Çünkü amacınız bilime, sanata, kültüre sevdalı bireyler yetiştirmek değil, bilimin ışığındaki laik eğitim sistemine darbe vurmak” diye konuştu. HABER MERKEZİ

Yücel: Güçlü bir şekilde yerel seçimlere hazırlanacağız Haber

Yücel: Güçlü bir şekilde yerel seçimlere hazırlanacağız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu üyesi Deniz Yücel, İzmir’de Foça, Dikili, Kınık ve Bergama ilçe örgütlerini ziyaret etti. CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, “İlçe örgütlerimizle hem geçtiğimiz seçimlerin değerlendirmesini yapıyor hem de yerel seçimlere yönelik stratejilerimizi konuşuyoruz. Geçirdiğimiz iki seçimde de verdikleri emek ve mücadele için onlara çok teşekkür ediyorum. Kurultay sürecimizi de demokrasi şölenleri olarak tamamlayarak güçlü bir şekilde yerel seçimlere hazırlanacağız” dedi. EMEKLİYE BAYRAM İKRAMİYESİ NE OLDU?  Örgütlerle buluştuğu toplantılarda gündeme dair değerlendirmeler de yapan CHP’li Yücel, “Ekonomik koşullar vatandaşımızı çok derinden yaralamış durumda. Şu anda sadece zamlarla yönetilen bir Türkiye görmekteyiz. Sürekli yükselen dolar kuru çalışanın da emeklinin de alım gücünü iyice azalttı. ‘Dolarla mı maaş alıyoruz’ diyerek vatandaşımızla alay eden zihniyet bugün de asgari ücretin dolar üzerinden hesaplanmayacağını dillendiriyor. Tüm harcamaların dolar artınca arttığını artık 5 yaşındaki çocuk bile biliyor! Seçim meydanlarından emeklilere bayram ikramiyesi sözü verenler dilini yuttu! Cumhurbaşkanı Adayımız Kılıçdaroğlu’nun seçim çalışmalarında sıcak para vaadi için ‘nereden bulacak 300 milyar doları’ diyen Erdoğan bugün neredeyse yabancı kaynaklardan IBAN ile para talep edecek durumda. Ekonomide rasyonellik ve kamu harcamalarında tasarruf 21 yılın sonunda akıllarına yeni geldi. Verdikleri vaatleri tutmayacaklarını biliyorduk, hep birlikte yaşıyoruz. Ama bu sözlerini yerine getirene kadar AKP ve ortaklarını takip edeceğiz. Kimsenin kuşkusu olmasın” dedi. BU ÖLÜMLERİN SORUMLUSU AKP İKTİDARIDIR! AKP’nin 21 yılda en büyük yıkımı ülkenin laik eğitim sistemine verdiğini hatırlatan İzmir Milletvekili Deniz Yücel,  şunları dile getirdi: “İzmir’de 842 okulda öğrencilere manevi değerler eğitimi adı altında eğitim vermek üzere imam ve vaiz atanmasına ilişkin “ÇEDES Projesinin” iptali için soru önergeleri verdik. Tarikatlar güdümündeki eğitimin geçtiğimiz yıl intiharlara neden olduğunu hatırlattık. Ama AKP’nin laiklikle olan sorunu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın vakıf görünümlü tarikat ve cemaatlerle birlikte çalışması önceki gün Urfa’da bir çocuğumuzun daha can kaybıyla sonuçlandı! 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak’ın ailesinin gönderdiği Semerkand Vakfı'nın denetiminde olan medresenin yanındaki ahırda ölü bulunması AKP iktidarının bilerek ve isteyerek kamu denetiminin dışında tuttuğu ve adeta teşvik ettiği bu yapıların çocuklarımıza zararının en yakın örneğidir! Kanuna aykırı eğitim kurumu açmayı 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandıran Türk Ceza Kanunu’nun 263’üncü maddesini 2013 yılında tüm uyarılara karşı kaldıran AKP iktidarı, bu ölümlerin sorumlusudur. Eğitim ve çocuklarımız hassas noktamız! Bu konunun peşini bırakmayacağız; mevzuatta atılması gereken adımlar başta olmak üzere kapsamlı bir çalışmayı hazırlayacak ve çocuklarımızı koruyacağız.” HABER MERKEZİ

CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel'den teşekkür turu Haber

CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel'den teşekkür turu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Meclis’teki yemin töreninin ardından döndüğü İzmir’de teşekkür turlarına başladı. Kemalpaşa, Bornova, Bayraklı, Menemen’de ilçe örgütleri ile bir araya gelen Yücel, “Her türlü adaletsizliğe, iftiraya, karalama kampanyasına, listeler üzerinden yapılan saldırıya rağmen İzmir demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana olan tavrını bir kez daha göstermiştir. 4 sene İzmir Büyükşehir Meclis Üyeliği, 5 sene il başkanlığı yapmış ve İzmir'in taşında, toprağında izi ve emeği olan bir kardeşiniz olarak örgütümün emrindeyim. Meclis çalışmaları elverdiği ölçüde, İlçe örgütlerimizin yaptıkları programlar doğrultusunda sahada olacağım” diye konuştu. ‘BU SÜREÇTEN GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ’ Sandıktan değişim mesajı çıktığına vurgu yapan CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, “Seçimi az bir farkla kaybettik ama sandıktan değişim mesajı çıktı. Bu mesajları aldık. Özeleştirimizi yapıp, bu süreçten beslenerek, yenilenerek ve güçlenerek çıkacağız. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. 2018'den çok daha iyi bir noktadayız. Önümüzde kritik bir yerel seçim var. Yerel seçimlerden güçlü çıkmak zorundayız. Bu seçimde Cumhurbaşkanlığını kazanamadık ama bu kardeşiniz sizlerin oylarıyla, sizlerin emeğiyle ve fedakar çalışmalarıyla meclise girdi. O yüzden hem genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na gösterdiğiniz teveccühten dolayı, hem de seçim sürecindeki fedakar çalışmalarınızdan dolayı hepinize şükranlarımı sunuyorum. Umut ile çıktığımız bu aydınlık yolda inancımızı yitirmeden daha fazla çalışarak daha fazla mücadele edeceğiz. Örgütlerimizle birlikte yerel seçimleri önümüze koyduk. Kapı kapı dolaşarak içinde bulunduğumuz ekonomik krizin nedenlerini anlatacağız, yerel kalkınmayı nasıl başaracağımızı anlatacağız, başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilçe belediyelerimizin halka dokunan sosyal projelerini anlatacağız” ifadelerini kullandı. ‘HAKSIZLIĞIN, RANTIN KARŞISINDA CHP VAR!’ CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel şunları söyledi: Yerel seçimlerde değişim diyen yüzde 48’e İzmir’den yeni bir umut aşılayacağız. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu tüm yıpratmalara, montajlara, iftiralara ve adil olmayan seçim sürecine rağmen bu ülkenin hemen hemen yarısına adaleti, eşitliği, hakkı, hukuku, kardeşliği, ekonomik büyüme ve gelişmişliğin nasıl olması gerektiğini öğretti. Toplumun her kesimini kucaklayarak hiç kimseyi ayrıştırmaksızın eşit şartlarda, adil bir düzenin bu topraklara nasıl yerleşeceğinin yolunu gösterdi. Bundan sonra bize düşen bu öğretileri kapı kapı dolaşarak anlatmak ve bu umudu daha da yükseltmek. Hiç kimse kaygılanmasın! Haksızlıkların, rantın, yoksuzlukların, iftiraların, yoksulluğun, çaresizliğin, umutsuzluğun karşısında Cumhuriyet Halk Partisi var!”  HABER MERKEZİ

SON GİRİLEN HABERLER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.