TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#CHP İzmir Milletvekili

CHP İzmir Milletvekili haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, CHP İzmir Milletvekili haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Yücel, okulların medreseleşmesini Danıştay'a taşıdı Haber

CHP'li Yücel, okulların medreseleşmesini Danıştay'a taşıdı

Yücel, “Biz devletin dini olmaz, devlet tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede olmalıdır dedikçe iktidar, bu ülkenin çocuklarının ve gençlerinin en temel hakkını yani eğitimi din merkezli hale getirmeye çalışmaktadır. İktidar kabul etse de etmese de laiklik ilkesi devletin zorunluluğudur. Devlet, dini alana müdahale edemez. Hele de ilköğretim çağındaki çocuklara hiç müdahale edemez. Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. Bu yönetmelikle bir taraftan laiklik ilkesi delinirken diğer taraftan veli ile öğretmen, öğrenci ile öğretmen karşı karşıya getirilmektedir. Namaz kılan-kılmayan, dindar-dinsiz ayrımlarına yol açılmaktadır. Bu yönetmelikle okullar medreseye dönüşecek, katkı payı yönetmeliğiyle de sosyal devlet anlayışına göre ücretsiz olan eğitim, paralı hale gelecektir. Kısacası iktidar hem laiklik ilkesine hem de sosyal devlet ilkesine büyük bir darbe vurmaktadır. Çocuklarımız üzerinden oynanan oyunlara sessiz kalmayacağız. Danıştay başvurumuzu yaptık. Ne laikliği tartışmaya açarız ne de ücretsiz eğitim hakkından vazgeçeriz” dedi. ÇEDES projesiyle okullarda imamların derse girmesinin önünü açan Millî Eğitim Bakanlığı, şimdi de okul öncesi eğitim kurumlarında mescidi zorunlu hale getirdi. Yeni yönetmelik yayımlayan bakanlık, kayıt parasını da “katkı payı” adı altında resmi kılıfa soktu. CHP’nin İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel ise harekete geçti. Söz konusu yönetmelik değişikliğini yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle Danıştay’a taşıyan Yücel, şunları söyledi: LAİKLİK, EĞİTİM SİSTEMİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR “Bu düzenleme ile okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge ortaokullarının pansiyon kısımlarında mescit açılması zorunlu hale getirilmiştir. Eğitim kurumlarında mescit açılmasına dair bir zorunluluğun yönetmelik aracılığı ile getirilmesi, Anayasa’nın laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı’nca okullarda, dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kuracak şekilde düzenleme yapılması hem devrim yasalarına hem de anayasamızın laiklik ilkesini ilgilendirir. Okul öncesi eğitime ilişkin bu düzenleme, bir grubun dinsel taleplerinin ön plana alınması suretiyle laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bunun yanında Anayasanın 42’inci maddesinde, "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” denilmektedir. Laiklik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşlarından biri, Türk Milli Eğitiminin de vazgeçilmez bir ilkesidir. Yaşları gereği soyut kavramları öğrenmeleri mümkün olmayan temel eğitim çağındaki çocuklara yönelik bu uygulama, laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Eğitim sisteminde laiklik ilkesinin yok sayılması, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaşılması anlamına gelir. Türk Milli Eğitim Sisteminde laiklik, gerekli ve vazgeçilmeyecek bir ilkedir. “ EN TEMEL HAK OLAN ÜCRETSİZ EĞİTİM SON BULACAK Okulları medreseye dönüştüren bu kararın yanı sıra okullardaki kayıt parasını resmileştiren düzenlemeyi de Danıştay’a taşıyan Yücel, sözlerine şöyle devam etti: “Anayasamızın 42. Maddesinde “Devlet okullarında eğitim ücretsizdir” denilmektedir. Ancak 14.10.2023 tarihinde resmî gazetede yayımlanan yönetmeliğin 26 ve 27’inci maddelerindeki yeni düzenlemede “Okul öncesi eğitim hizmeti resmi okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsizdir” denilmesine rağmen bir sonraki cümlede, “Ancak okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır. Alınacak bu katkı payı, katkı payı tespit komisyonunca nisan ayında tespit edilir” ifadesine yer verilmiştir. Yönetmelikteki bu düzenleme Anayasanın 42. maddesine açıkça aykırıdır. Diğer yandan sosyal devlet toplumsal eşitliği ve sosyal adaleti tesis etmekle görevlidir. Söz konusu yönetmelik değişikliği ile getirilen “katkı payı” uygulaması eğitimde eşitliği ortadan kaldıracağından anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen sosyal devlet ilkesine de Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4, 7 ve 8’inci maddelerindeki “Eğitim hakkı ve eşitlik ilkelerine” de aykırılık teşkil etmektedir.” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Deniz Yücel, Özgür Özel'i destekleyeceğini açıkladı!

CHP’li Yücel İzmir Şehir Hastanesi’ni Meclis’e taşıdı Haber

CHP’li Yücel İzmir Şehir Hastanesi’ni Meclis’e taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, yıllardır seçimler öncesi sözde açılışının duyuruları yapılan, törenler düzenlenen bu nedenle de vatandaşta açık mı, değil mi karmaşası yaratan ve sonuçta bir şehir efsanesine dönüşen İzmir Şehir Hastanesi’ni Sağlık Bakanına sordu.  İzmir Şehir Hastanesi olarak bilinen İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü’nün temelinin 2015 yılında atıldığını ve Kamu Özel İşbirliği Raporu’na göre 3 yılda bitirilme şartı olan hastanenin 2018 yılında açılmış olması gerektiğini hatırlatan CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, yapım süresinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen açılmayan hastaneyi Meclis gündemine taşıdı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde bir türlü açılmayan İzmir Şehir Hastanesi’nin sözleşmede belirtilen zamanda açılamaması nedeniyle ilgili firmaya ne gibi bir cezai şartın uygulandığını sordu. Vatandaşın cebinden vergi, harç ve cezaların son kuruşuna kadar alındığı, maaşlara hacizlerin konulduğu bu dönemde, yaptıkları işi zamanında teslim etmeyerek hem devleti zarara uğratan hem de vatandaşı mağdur eden firmaların işi geciktirmeleri nedeniyle bakanlığa ödemek zorunda oldukları cezai şart tutarını öğrenmek ve bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini ifade eden Yücel, “Özel hukukta ve ihale hukukunda bir işin yapımını üstlenen firmanın işi zamanında tamamlamaması halinde karşı tarafa ceza ödemesi sözleşmelerin vazgeçilmez hükümlerindendir. İzmir Şehir Hastanesi yapım sözleşmesinde cezai şart belirlendiyse bu cezalar hangi para birimi üzerinden ve ne miktarda ödenecektir? Şimdiye kadar firmaların gecikme nedeniyle ödediği cezai şart tutarı ne kadardır? Şayet cezai şart belirlenmediyse bu gecikmenin İzmir'e ve İzmirlilere yaşattığı kaybın ve kamuya verilen zararın hesabını kim verecektir?” sorularını yöneltti.  AK PARTİ SEÇİM YATIRIMI OLARAK DEFALARCA AÇILACAĞINI DUYURDU! AK Parti’nin seçim yatırımı olarak her seferinde açılacak duyurularıyla İzmirlilerin kafasını karıştırdığını, ancak yapımının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen hastanenin hala açılmadığını ifade eden İzmir Milletvekili Yücel, şunları dile getirdi:  “Mayıs 2019’da yayınlanan Kamu Özel İş Birliği Raporu’nda "Yatırım tutarı yaklaşık 614 milyon ABD Doları olan projenin yapım süresi 3 yıl, işletme süresi ise 25 yıldır" bilgileri yer alan İzmir Şehir Hastanesi ihalesini, Türkerler İnşaat Turizm Madencilik Enerji Üretim ve Sanayii A.Ş.- Gama Holding A.Ş. iş ortaklığının aldığı açıklanmıştır. Şirketlerin web sayfalarında yer alan bilgilere göre; temeli 20 Mayıs 2015 tarihinde atılan hastanenin inşaatının yanı sıra tüm teknik ve medikal cihazların temininin de iş ortaklığı tarafından karşılanacağı, hastanenin 2022 yılında hasta kabulüne başlamasının planlandığı ifade edilmiştir. Bu bilgilere göre 2018 yılında açılmış olması gereken İzmir Şehir Hastanesi’nin AK Parti tarafından, özellikle de seçimlerden önce değişik tarihlerde açılışının yapılacağını defalarca duyduk. Ancak yapım süresinin üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü her seferinde ve hala daha açılmamıştır.” İKTİDAR, DÜNYANIN TERK ETTİĞİ MODELİ UYGULAMAKTA ISRARCI! Sağlık kampüsünde kaç sağlık çalışanın görev yapacağı, şehir merkezinde bulunan diğer hastanelerin kapanıp kapanmayacağı, hastanedeki teknik ve medikal cihazların tamamlanıp tamamlanmadığı, hastaneye ulaşımın ne şekilde sağlanacağı, oluşacak trafik yoğunluğunun ve otopark sorununun nasıl çözüleceğine dair soruların da yanıtsız bırakıldığını belirten Yücel, “Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü’nün ihale sürecinin başından bugüne kadar, şeffaflık, hesap verebilirlik ilkeleri ihlal edilmiş, proje ile ilgili kamuoyunu bilgilendirecek tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır. Dünyada terk edilen şehir hastaneleri modelini uygulamakta ısrar eden iktidar, bu ısrarı ile hem sağlık sisteminde bir kara delik açmış hem de sağlık hakkına erişimi zorlaştırmıştır. Bu kadar devasa bir yapının atıl duruma düşmesi devleti büyük zarara uğratacaktır. Bir an önce yanlışın daha da yanlış sonuçlar doğurmasının önleminin alınması konusunda Sağlık Bakanlığı’nı uyarıyoruz. İzmirlilerin fayda sağlayacağı şekilde şeffaf ve hasep verebilirlik ilkelerinin doğrultusunda hastanenin son durumuyla ilgili bilgi paylaşılmasını bekliyoruz” ifadeleriyle cümlelerini tamamladı. HABER MERKEZİ

Arslan’dan ‘umut’ yüklü mesaj: 0-0’dan yeni maç başladı Haber

Arslan’dan ‘umut’ yüklü mesaj: 0-0’dan yeni maç başladı

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Türkiye, yüzyılın seçimi olarak görülen 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekilliği seçimini geride bıraktı. Parlamento seçimlerinde meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nın olurken cumhurbaşkanlığı seçimi ise ilk kez ikinci tura kaldı. Türkiye 13. Cumhurbaşkanı için iki hafta sonra yeniden sandık başına gitmeye hazırlanırken CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, seçmenlere seslenerek ‘umutsuzluğa kapılmak yok’ dedi. Seçim sürecinde Cumhur İttifakı'nın dezenformasyon ve karalama kampanyaları yürüttüğünü söyleyen Arslan, 'Hodri meydan’ diyerek AK Partili isimlere seslendi. Arslan ayrıca, 2. turda İzmir’deki oy farkını daha da artıracaklarını söyledi. AK PARTİ TÜRKİYE GENELİNDE OY KAYBETTİ AK Parti’nin ülke genelinde oy kaybettiğinin altını çizen Arslan, umutsuzluğa yer olmadığını belirterek “Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır. Herkesin umutlu olmaya ihtiyacı var. Seçimin ikinci tura kalması demek bizim adayımızın kaybettiği anlamına gelmiyor. Kazanan bir aday yok. Ayrıca Cumhur İttifakı’nın TBMM’deki vekil sayısı da azaldı. Daha önce 344 olan vekil sayıları 315’lere geriledi. Bunun yanında AK Parti Türkiye genelinde yüzde 7 oy kaybetti. Bizim bir oy kaybımız yok. Onlar 2-3 milyon oy kaybederken biz 2-3milyon oy kazandık. Biz İzmir’de 1 milyon fark attık. İzmirlilere teşekkür ediyoruz demokrasiye, sağduyuya, özgürlüklere olan inançlarına teşekkür ediyoruz. Bu oy farkı daha da artacak. Şu an 0-0 başlayan yeni bir maç var. Hiç kimse olduğu yerden yüzde 49,5 ya da 44,5’un üzerini doldurmayacak. İki hafta boyunca yapılacak yeni bir kampanya var iki taraf için de. Milletin de hakemliği olacak” dedi. AK PARTİLİLER KARŞIMIZA ÇIKSINLAR Seçim süreci boyunca Millet İttifakı’nın ve Kılıçdaroğlu’nun büyük bir karalama kampanyasına maruz kaldığına dikkat çeken Arslan, AK Partili yöneticilere ‘hodri meydan’ dedi ve “Biz burada özgürlüklerle yasakları, demokrasiyle otokrasiyi oylayacağız. Vatandaşların bu bilinçle sandığa gitmesi gerekiyor. Ayrıca meydanlara çıkıp bize yapılan çirkin manipülasyonlar ve karalama kampanyaları var. Sayın cumhurbaşkanı çıksın Kemal Kılıçdaroğlu’na o görüntüleri ispatlasın. Çıksın karşımıza. AK Parti’nin bütün yöneticilerine çağrı yapıyoruz. Bizim karşımıza çıksınlar ve meydanlarda söylediklerini ispatlasınlar. O mitinglerde gösterdikleri çirkin görüntüler… Bir cumhurbaşkanına bu, manipülasyon yakışmaz. Seçim kazanılır, kaybedilir. Ama kimseyi karalayamazsınız. Kimsenin vatan aşkını, Atatürk aşkını, bayrak aşkını sorgulayamazsınız. Kimsenin elinde bunu ölçecek bir barometre yok. Çıksınlar karımıza. Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıksın Sayın cumhurbaşkanı. Biz bunu talep ediyoruz. Tarafsız bir ortamda istediği gazetecileri seçsin. Sayın Genel Başkanımızla çıksınlar. Hakem millet. Milletin gözünün önünde her türlü soruyu sorsunlar ve onlar da yanıt versin” ifadelerini kullandı. CUMHURİYETİ KURAN PARTİ NASIL GÜÇLÜ ORDU İSTEMEZ! Seçim çalışmaları boyunca sevgi dili kullandıklarını söyleyen Arslan, ordu ve milli değerlere karşı oldukları algısının yaratılmaya çalışılmasına tepki göstererek, “Biz temiz bir dil kullanmaya çalıştık ve seçim sürecinde yapılanları bir cumhurbaşkanına yakıştıramadık. Biz hiç kimseye oy vermiyor diye suçlamadık ya da farklı konumlamadık. Onlara kötü söz söylemedik. O vermeyen vatandaştan hesap sorulmaz. Siyasetçi kendisinden hesap sorar, özeleştiri yapar. Ama maalesef büyük bir dezenformasyon, müthiş bir karalama vardı. Siyaset orduya, adliye, ibadethaneye girdi. Ordu, adliye ve ibadethaneye siyaset girmesin. Bu memlekette ibadethanelerde miting yapıldı. Şanlı ordumuzu gemisi seçim otobüsüne döndürüldü. Kalktılar ‘Bunlar İHA, SİHA istemiyorlar’ diye her yerde söylediler. İHA’yı yapanlara teşekkür ediyoruz. Ülkemizin savunması güçlensin. CHP iktidar olduğunda eğer bir ülkeyle savaş hali olduğunda taşla mı saldıracağız? Cumhuriyeti kuran parti nasıl güçlü ordu istemez! Savaş meydanlarında kurulan parti nasıl güçlü ordu istemez! Bu milletin parasıyla yapılanlar ortak değerimizdir. Bunlar siyasete alet edilmemeliydi. Bunlar üzerinden müthiş bir dezenformasyon yapıldı. Biz de diyoruz ki bu söylediklerini tamamını ispatlasınlar” ifadelerini kullandı. İZMİR’DEKİ OYU 10 PUAN ARTIRACAĞIZ Birinci turdan gerekli tüm mesajları aldıklarının altını çizen Arslan, az oy aldıkları bölgelerde kendilerini daha iyi anlatacaklarını ifade ederken İzmir’de oyları konusunda iddialı konuşarak şunları söyledi; “Biz üslubumuzu bozmayacağız. Çünkü bizim milletimize olan saygı ve sevgimiz bunu gerektirir. Bize oy vermeyenlerin de bizim başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın vereceği karar milli iradedir. Biz milli iradeye son derece saygılıyız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim akşamı yaptığı konuşma ‘kimse bu işi oldu bittiye getirmesin, kimse atı alan Üsküdar’ı geçti demesin’ diye devletin kurumlarına bir uyarıydı. Bu da işe yaradı. Bu seçimin kazananı yoktur. 0-0’dan başlayan bir maç vardır. Ben bu seçimde sağduyu ve sevginin galip geleceğini düşünüyorum. Bizim sevgi dilimize karşı yapılan dezenformasyon şu an için biraz işe yaramış gibi görünüyor. Ama iki hafta içinde bu karalamaların doğru olmadığını biz anlatacağız. Biz bütün ilçeleri milletvekili arkadaşlarımızla paylaşacağız. Oy alamadığımız ya da sıkıntı yaşadığımızı düşündüğümüz bölgelere tekrar gideceğiz. Oy alamamanın kabahati vatandaşın değil siyasetçinindir. Biz neden oy alamadığımızın analizini yapıyoruz. Hızlı ve süratli bir şekilde sahaya çıkacağız. Biz burada 1 milyon fark attık ve o 1 milyonu daha da artıracağız. İzmir’de ikinci turda 10 puan daha ekleyeceğiz ve oyumuzu yüzde 73’lere çıkacağız. Cumhurbaşkanını İzmir’de aldığı oyunu daha da azaltacağız. Bu konuda kararlıyız, hazırız. Umutsuzluğa, enseyi karartmaya gerek yok. Biz savaş meydanların da kurulmuş bir partiyiz. İki satır dilekçeyle otel lobilerinde kurulmuş bir siyasi anlayış değiliz. Biz seçimden alacağımız tüm mesajları aldık ve o mesajlara uygun bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Kazanacağız. Taş atanlar değil kalp atanlar kazanacak.”

CHP’li Bakan’dan seçimlerde ‘paralel yapı’ uyarısı Haber

CHP’li Bakan’dan seçimlerde ‘paralel yapı’ uyarısı

TENZİLE AŞÇI CHP İzmir 27. Dönem Milletvekili ve 28. Dönem Milletvekili Adayı Murat Bakan “Yüksek Seçim Kurulu'ndaki Paralel Yapılanma” konulu basın açıklaması gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerde CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, İçişleri Bakanlığı'nın paralel bir seçim takip sistemi kurduğunu iddia etmişti. Erkek, Güvenlik Acil Durum Koordinasyonu (GAMER) adıyla sandık sonuçlarını İçişleri Bakanlığı’na ileten bir sistem kurulduğunu söylerken ve konuya ilişkin bir videoyu da sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Erkek’in iddialarının ardından “seçim güvenliği” konusunda kamuoyunda endişeler meydana gelirken Bakan bugün CHP İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın açıklamasında konuya ilişkin detaylı açıklamada bulunurken, İzmir’de örneklerine rastlandığını belirtirken uyarılarda bulundu. SEÇİMLERİ MANİPÜLE ETME OLANAĞINA SAHİP Sistemle birlikte İçişleri Bakanlığı’nın yetkileri dışında bir iş yaptığının altını çizen Bakan, “2 gün önce hukuk ve seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcımız Muharrem Erkek İçişleri Bakanlığı'nda YSK’ya paralel bir yapılanma kurulduğuna ilişkin bir açıklama yaptı. O açıklamayı yaptıktan sonra bizde konuyu inceledik. Geçmişten bugüne yasa dışı olarak Süleyman Soylu döneminde polislerin Whatsapp gruplarında kendi görevli oldukları sandıklarda Whatsapp aracılığıyla sandık sonuçlarını İçişleri Bakanlığı’na ulaştırdıklarını biliyorduk. Ama bu sistem şu anda GAMER dediğimiz sistemin içinde hukuki olmayan bir şeyi meşru bir zemine oturtma anlamına geliyor. İçişleri Bakanlığı’nın yetkisi, güvenlik, asayiş, pasaport işlemleri vb.dir. Bunun dışında YSK’nın işlemlerine ilişkin bir yetkisi yoktur. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı, bu sistemi kurmakla bir suç işlemiş oluyor. Süleyman Soylu da şu anda bir milletvekili adayı. Aday olarak şu anda seçim sonuçlarını hakkı ve yetkisi olmayan bir şekilde paralel yapı kurarak herkesten önce ediniyor. Bunun yanında bakanlıkta istihdam ettiği, sivil memur olarak alınmış ancak troll olarak görev yapan personel aracılığıyla seçimleri manipüle etme olanağına sahip. Yine Süleyman Soylu'nun elinde doğrudan kendisiyle çatışan, sadece muhalefet değil iktidar milletvekilleriyle de ilgili haberler yapan internet siteleri var. Dolayısıyla buradan da yapılan bir operasyon var” dedi. TORBALI ÖRNEĞİ “Yapılanmaya” ilişkin İzmir’den örnek de veren Bakan, “Son olarak baktığımızda da meşru seçimi darbeyle karşılaştırıyor. Biz bunla ilgili İzmir’de de çokça duyum alıyoruz. Mesela Torbalı’da kaymakamlığın GAMER için bilgisayar istemesi gibi. Dolayısıyla bu yapılacak işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, bu konuda verilen emrin de kanunsuz emir olduğunu söylüyoruz. Bununla ilgili tüm ilçe başkanlıklarımız, hazırlayacağımız dilekçeyle hem savcılığa hem de seçim kurullarına başvuracak. Personelden bu kanunsuz emri uygulamamasını isteyeceğiz. Yetkisi olmayan bir konuda polise yetki verilmesi hukuka aykırıdır. Görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabilecek bir durumdur. Bunu uygulayanlar ileride bir soruşturmayla karşı karşıya kalabilirler. Biz buradan hukuka uygun hareket etmeleri yönünde uyarıyoruz. Başvurularımız için de çalışmalarımızı başlattık” diye konuştu. DEVLETİN OLANAKLARIYLA HAKSIZ BİR REKABET İÇİNDELER Açıklamanın ardından basının sorularını yanıtlayan Bakan, hükümette görevli bakanların milletvekili adayı olmalarına ilişkin soruya “kamu kaynaklarının kullanımı” vurgusu yaparak “Olağanüstü hal koşullarında daha önce de seçim yapıldı 2018 yılında. Bugün de benzer bir şey yapıp kamu olanaklarıyla seçim çalışması yapıyorlar Kamu binalarına kendi pankartlarını açıyorlar. İçişleri bakanı olarak televizyon programına çıkıyor. Daha sonra vekil adayı olarak miting yapıyor. 2 gömleği var. Devletin olanaklarıyla haksız bir rekabet içindeler. Bu, sadece bakanlar için değil. Aynı zamanda cumhurbaşkanı için de geçerli. Kendisi aynı zamanda bir partinin genel başkanı. Ama cumhurbaşkanı makam araçlarıyla ve kamu olanaklarıyla bir seçim çalışması yürütüyor. Bu haksız ve hukuksuz” ifadelerini kullandı. BAKANIN YAPMAYA ÇALIŞTIĞI ŞEYİ İFŞA EDİYORUZ Seçim güvenliği konusuna da değinen Bakan, GAMER konusunda atıfta bulunarak şunları söyledi; “Seçim güvenliği… Genel başkan yardımcılarımız Oğuz Kaan Salıcı ve Onursal Adıgüzel bu süreci yönetti. Tüm sandıklarda hem asil hem de yedek üyelerimiz var. Bunun dışında ittifak ortaklarımızın da müşahit katkıları var. Ayrıca İYİ Parti’nin de sandık görevlileri var. Dolayısıyla sandık güvenliği noktasında son derece hazırız. Biz bu açıklamaları yaparken polis ve jandarma seçim güvenliğini riske atacak demiyoruz. Biz emniyet teşkilatına güveniyoruz. Ancak biz, bakanın yapmaya çalıştığı şeyi ifşa ediyoruz. Ne yapmaya çalıştığını biliyoruz ve haberin olsun diyoruz. GAMER sistemi doğru değildir. İçişleri Bakanlığı’na yetkisini aşan bir sorumluluk eklenmiştir. Kendi yasal yetkisi olmayan bir iş yapıyor İçişleri Bakanı.” YSK İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN TALEBİNİ REDDETTİ GAMER sisteminin riskleri konusunda seçim gününe ilişkin B planları olup olmadığı sorusunu da yanıtlayan Bakan, “İçişleri Bakanlığı YSK’ya başvuruda bulundu. Ancak YSK tarafından Bakanlığın talebi reddedildi. Yani İçişleri Bakanlığı’na bir veri akışı olmayacak seçim gününde. Bizim yaptığımız önden bir tedbir almak ve yapılan işlemin hukuksuzluğunu ortaya koymak” dedi. SOYLU KABUL ETSE ŞAŞARIZ Soylu’nun GAMER iddialarına ilişkin “yalan” ifadelerini de yorumlayan Bakan, “Bir video var. Bu iddialar asılsız değil. Süleyman Soylu kabul etse şaşarız. Kendisi defalarca kez benimle ilgili suç duyurusunda bulunacağız yalandır diyor. Ama bugüne kadar herhangi bir başvuru olmadı. Bu yalan değildir. Muharrem Erkek’in paylaştığı videoda emniyetin içinde GAMER sistemiyle seçim sistemine paralel bir yapı oluşturulduğu görünür. Bunu daha önce gayri resmi olarak yapıyorlardı. Artık resmileştirmişler” ifadelerini kullandı. 

CHP İzmir’in aday adayları vitrinde Haber

CHP İzmir’in aday adayları vitrinde

TENZİLE AŞÇI 14 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimi için geri sayım devam ederken partilerde milletvekili liste hazırlıkları da hız kazandı. Geçtiğimiz hafta, CHP’de milletvekili aday adaylığı başvuruları sona ererken CHP İzmir’den 193 isim milletvekilliği için yola çıkmıştı. Öte yandan; bugün gerçekleştirilen toplantıyla CHP İzmir’in vekil aday adayları tanıtıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, ‘Şafak yakındır’ mesajı verdi. ŞAFAK SAYIYORUZ Askerlik teskeresi ve seçim arasında benzetme kurarak konuşmasına başlayan Aslanoğlu, “Sizlerle aynı kavganın parçası olmaktan onu duyuyorum. Seçime 43 gün kaldı. Askerlikte bir gelenek vardır. Şafak sayılır. 43 gün sonra hep birlikte ‘Doğan güneş’ diyeceğiz. Biz de plaka sayılarına düştüğümüz bugünlerde şafak sayıyoruz. Uzun süredir karanlıklar içinde yaşıyoruz. 43 gün sonra şafak yeniden doğacak. 14 Mayıs sabahı hep birlikte aydınlıklara ulaşacağız” dedi. HEP BİRLİKTE KARANLIĞA SON VERECEĞİZ Seçim sürecini uzun bir süreç olduğunu hatırlatan Aslanoğlu, “Göreve geldiğimizde maratonun son 100 metresi demiştik. Çok uzun süredir CHP örgütleri çalışıyor. Bu, 1 günlük ya da 100 günlük bir çalışma değil. Bana ‘kampanya ne zaman başlıyor’ diye sordular. Kampanya çoktan başlıyor. CHP örgütleri çok uzun zamandır iktidar için yürüyor. Bundan sonra mücadelemizi aday adayı arkadaşlarımızla yürüteceğiz. Hep birlikte bu karanlığa son vereceğiz. Aday adayları belirlendi ve aday listeleri belirlenecek ilerleyen süreçte. Ben biliyorum ki aday olsun ya da olmasın her bir CHP’li aday adayı anlayışımız milletvekili olacakmış gibi son güne kadar çalışacak. Bundan tüm örgütümüz adımız kadar emin” ifadelerini kullandı. İZMİR’DE YÜZDE 75 ALACAĞIZ Örgüt çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Aslanoğlu, şunları söyledi; “Geldiğimiz süreden beri örgütümüz sokaklarda. Öbek ve ev ziyaretleri, işyeri, fabrika ziyaretleri yapıyor. Bundan sonra da her gün evlerde olmaya devam edeceğiz. Belirlediğimiz 1 milyon 25 bin seçmene seçime kadar kapı kapı gideceğiz bunun dışında her ilçede gece vardiyaları oluşturuldu. gece ayakta olan vatandaşlarımızla çalışacağız. Vatandaşımızı neredeyse biz orada olup onun derdini dinleyeceğiz. Onun dışında her ilçede engelli ailelerini ziyaret edecek timlerimiz var. Ayrıca Daron Acemoğlu’yla birlikte CHP İzmir İl örgütü bir çalışma yürütüyor. Kapı siyasetini ve nerelere gideceğimizi hocalarımız belirledi. Bu dönem partiye teveccüh yüksek. Toplum Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor. Millet İttifakı’nı iktidar olarak görmek istiyor. Bizler, hep birlikte Sayın Kılıçoğlu’nun cumhurbaşkanı yapacağız. Biz, bu seçimini açık ara farkla alacağız. Öyle bahsettikleri gibi küçük bir fakla değil. Biz her 4 oyun 3’ünü alacağız. Hedefimiz bu şehirde yüzde 75’i yakalamak.” İKİ OY UĞRUNA… Üstü kapalı olarak Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR’ın Cumhur İttifakı’na katılmasını da eleştiren Aslanoğlu, “Son dönemde kadın haklarına gelen saldırıları görüyorsunuz. İki oy uğruna yapmadıklarını bırakmadılar. Kadınlarımız, gençlerimiz, halkımız kazanacak. Size söz yine baharlar gelecek. Size söz aydınlığın ışığı hiç sönmeyecek” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.