TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#CHP izmir

CHP izmir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, CHP izmir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Deniz Yücel’den Emine Öğretmene destek Haber

CHP’li Deniz Yücel’den Emine Öğretmene destek

Yücel, “Emine Karakaş’ın konuşması tamamen ifade özgürlüğü kapsamındadır. Kaldı ki bu konuşma sadece iktidarın değil muhalefetin de dâhil olmak üzere herkesin kendine bir pay çıkaracağı konuşmadır. Emine Öğretmenin yaptığı Anayasa’nın 26. Maddesiyle güvence altına alınan ifade özgürlüğünü kullanmaktır. Okulda siyaset yapıldığı iddiası varsa bile bunu araştırmak Emniyetin ya da Savcılığın işi değil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın işidir. Soruşturma açıldığı belirtilen TCK 216. Maddesi “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme…” der. Ayrıca suçun oluşması için bu da yeterli değil. Suçun oluşması için bu söylemler sonucunda kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekiyor. Yani en basitinden toplumda infial yaratan bir takım olaylar ortaya çıkması gerekiyor. Konuşma sonrasında kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkmadığı gibi, 20 yıllık bir ceza hukukçusu olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki konuşma içeriğinde suç teşkil edecek en küçük bir ibare yok” dedi. Antalya’da özel okulda öğretmenlik yapan Emine Karakaş, Cumhuriyetin 100. Yılında yaptığı konuşma yüzünden gözaltına alınmış, ifadesi alınarak serbest bırakılmıştı. CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, TELE1’de Zeynel Lüle’nin moderatörlüğünde katıldığı programda Emine Öğretmeni de unutmadı. Emine Karakaş’ın konuşmasını defalarca dinlediğine ve her dinlediğinde gözlerinin dolduğuna değinen Yücel, şunları söyledi: KONUŞMADA SUÇ TEŞKİL EDEN HİÇBİR ŞEY YOK “Bu kadar kısa bir konuşmaya bu kadar duygunun, içeriğin ve doluluğun sığdırılması çok kıymetli bir iş. Biz siyasetçiler olarak vermek istediğimiz mesajı bu kadar kısa ve net bir şekilde vermeyi her zaman başaramıyoruz. 20 yıllık bir ceza hukukçusu olarak çok rahat söyleyebilirim ki Emine Öğretmenin konuşmasında suç teşkil edecek hiçbir şey yok. Antalya Emniyeti’nin veya bu gözaltı talimatını veren kişilerin yaptığı işgüzarlıktır. Konuşma içeriğinde bir siyasi partinin ismi geçmiyor, siyasi bir kişinin ismi geçmiyor. Sadece “Türkiye Yüzyılı” geçiyor. Anayasa’nın 26. Maddesi, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” der. Emine Öğretmenin yaptığı budur. Kaldı ki okulda siyaset yapılmış olsa dahi bunu soruşturmak emniyetin işi değil, Milli Eğitim Bakanlığının işidir. Ama bu konuşmanın içeriği yargı makamlarını ilgilendirmez. Bu olay kişi özgürlüğü ve güvenliğinin olmadığının en temel kanıtıdır.” “TÜRKİYE YÜZYILI” KOCAMAN BİR YALANDIR! SİYASİ DOLANDIRICILIKTIR! Hedef gösterilen Emine Karakaş’ın konuşmasında geçen “Türkiye Yüzyılı” söylemlerine ilişkin Yücel, “Türkiye yüzyılı bence kocaman bir yalandır, ülkemizin içinde bulunduğu hayat pahalılığını, ekonomik krizi, işsizlik sorununu, mülteci sorununu unutturmak için ortaya atılmış güçlü Türkiye yalanıdır. Türkiye Yüzyılının perde arkasında Cumhuriyet değerleriyle ve laiklik ilkesiyle oynama, anayasayı değiştirme gibi hesaplar var. Bir taraftan ülkenin sorunlarını unutturup, diğer taraftan milli ve manevi duyguları güçlü, muhafazakâr kesime “Güçlü Türkiye” algısı aşılanmakta, perde arkasında da Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmanın hazırlığı yapılmaktadır.  Buna siyasi dolandırıcılık da diyebiliriz” diye konuştu. BU ÜLKENİN KODLARINDA EMİNE ÖĞRETMENLER OLDUĞUNU UNUTUYORLAR Baskı, yıldırma ve gözaltılarla halkın düşünme özgürlüğünün tutsak edildiğinin altını çizen Yücel, sözlerini şöyle tamamladı: “İki yüzyıllık çağdaşlaşma mücadelemiz, anayasa ve demokrasi deneyimimiz yok edilmek isteniyor. Ülkemizin saygınlığının teminatı Cumhuriyetimizin kurumları aşındırılıyor. Artık ülkemiz demokratik ülkeler arasında sayılmıyor. Seçimli otokrasiler arasında veya diktatörlüklerle beraber anılıyor. Ne ülkenin, ne halkın, ama sadece ve sadece kendi ikballerini düşünen bir grup, devletin tüm baskı olanaklarını kullanarak özgürlüğü, eşitliği, dayanışmayı, hukuk devletini, insan haklarını, ifadeyi ve eleştiriyi ezmeye, baskıyla, şiddetle susturmaya çalışıyor. Halkın geniş kesimlerinin olayları görme, duyma, farklı fikirleri dinleme ve öğrenme hakkına saldırıyorlar. Böylece laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini yıkmayı amaçlıyorlar. Özledikleri gerici yobaz karanlığa geri dönüş çabası içindeler. Hayalleri ve hedefleri bu fakat bu ülkenin kodlarında Emine Öğretmenler olduğunu unutuyorlar. Altına imza atılacak bir konuşmaya soruşturma düzenleyecek kadar gözleri dönmüş durumdalar. Ne yaparlarsa yapsınlar AK Parti’nin canhıraş söndürmeye çalıştığı laik eğitim meşalesi Emine Öğretmenler sayesinde yanmaya devam edecek.” ÖĞRETMEN EMİNE KARAKAŞ NE DEMİŞTİ… * “Onun için canını vermeye hazır olanların yanında onun adını anmaktan imtina edenlerle beraber Cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda yüz yıl önce anayasaya cumhuriyet yazdırmak için ömrünü feda edenler, bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan Türkiye Yüzyılı masalına herkesi inandırmaya çalışanlar. *Peki tüm bunlar olurken sen neredesin? Bildin mi 100 yıl önce kurulmuş cumhuriyetinin değerini, özgürlük kelimesinin değerini. Özgürlük kelimesinin anlamını kavrayabildin mi gerçekten. Kula kulluk etmediğin her gün için şükrettin mi yaratana. Koskoca ülken Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülmeye çalışılırken sen neredesin? *Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresi sökülürken, milli marşını kâğıda bakmadan okuyamayan, ya da milli marşı okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen bir güruh, gencecik kadın sporcularını yaftalayıp millilikten söz ederken sen neredesin? *Cumhuriyetin gözbebeği bütün fabrikaları bir bir yabancılara satılırken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parası olan herkese çerez gibi dağıtılırken, yabancılar ülkende imtiyazlarla sefa sürerken parası olan her şeye hüküm verirken, memurun, doktorun, işçinin, öğretmenin kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken ve en önemlisi geleceğim dediğin gençler umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken sen neredesin?” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: CHP'li Yücel, okulların medreseleşmesini Danıştay'a taşıdı

Oyuncumuz hamile olduğu için mi milli takımdan çıkarıldı? Haber

Oyuncumuz hamile olduğu için mi milli takımdan çıkarıldı?

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, satranç oyuncusu Kübra Öztürk Örenli’nin, hamile ve çocuklu olduğu gerekçesiyle Satranç Federasyonu tarafından Milli Takımdan çıkarıldığı iddialarını Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a sordu. Sevda Erdan Kılıç, yaptığı açıklamada, şunları söyledi:  “Hayatın her alanında kadınların önüne çekilen setlere bir yenisi daha eklendi. Satranç Milli Takımımızın başarılı sporcularından Kübra Öztürk Örenli’nin  bir anda milli takım bursu kesilerek takımdan çıkarıldığı kendisine iletilmiş. Milli takımdan çıkarılma ve bursun kesilme sebebi çocuklu ve hamile olması. Federasyon yetkilisinin kendisine, ‘Bu halde nereye gideceksin zaten hamilesin. Avrupa kadınlarda oynamasan ne olacak, Türkiye kadınlarda oyna’ dediğini belirtiyor. Federasyonun bu tutumu, ülkede kadınlara bakış açısının ne kadar yozlaştığının sadece bir örneği. Federasyon başkanının kadın olduğu bir branşta bu durumun yaşanmış olması da endişe verici.  ÇOCUKLU OLMAK ENGEL OLMAMALI Hamilelik veya çocuk sahibi olmak, kadınların profesyonel spor kariyerlerini sonlandırmaz.  Kübra Öztürk Örenli'nin maruz kaldığı bu haksız uygulama, Türkiye'nin uluslararası arenada kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konusundaki zayıf olan karnesini daha da zayıf hale getirmiştir.  Kübra Öztürk Örenli'nin durumu, bir dönüşüm çağrısıdır. Sporun cinsiyet ayrımcılığını desteklememesi gerektiğini ve kadın sporcuların haklarının korunması gerektiğini göstermektedir. Kadınların spor alanında eşit fırsatlara sahip olmalarını sağlamak, toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir gereği olarak önümüzde durmaktadır. DERHAL SORUŞTURMA AÇIN Türkiye Satranç Federasyonu’nun, Kübra Öztürk Örenli’nin takımdan çıkarılmasına yönelik olarak öne sürdüğü savunma ise vahim ötesidir. Cinsiyet ayrımcılığının vücut bulmuş halidir. Sayın Federasyon yetkililerine bir anımsatma yapmak isterim, Türkiye’nin de kabul ettiği uluslararası sözleşmeler, kadınların ihtiyaçlarına göre bütçe yapılmasını tavsiye eder.  Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı göreve çağırıyorum, derhal Kübra Öztürk Ören’in gündeme getirdiği iddialarla ilgili soruşturma başlatılmalıdır. Kadın sporcularımızın başarılarıyla taçlanan Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nda bu örneklerin yaşanmasına izin verilmemelidir.” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: CHP'li Sevda Erdan Kılıç: Uğur Mumcu suikastinin bombacısı Oğuz Demir nerede?

CHP'li Aslanoğlu Kemalpaşa’da muhtarlarla buluştu Haber

CHP'li Aslanoğlu Kemalpaşa’da muhtarlarla buluştu

CHP İzmir’in 38 Olağan il kongresinde güven tazeleyerek il başkanlığı görevine seçilen Şenol Aslanoğlu, kongrenin hemen ardından başladığı yerel seçim çalışmaları kapsamında Kemalpaşa’da mahalle muhtarları ile kahvaltıda bir araya gelerek, muhtarların taleplerini dinledi. Kemalpaşa CHP ilçe başkanı Ahmet Yılmaz ve Kemalpaşa belediye başkanı Rıdvan Karakayalı’nın ve 29 mahalle muhtarının katılımıyla yapılan toplantıda konuşan CHP il başkanı Aslanoğlu “Kongremiz bitti sahadayız. Yaklaşan bir kurultayımız var ama bizim ilk gündemimiz kurultay değil, halkımıza yaşatılan yoksulluk. Bizim AKP’nin dedikodularına, algı oyunlarına ayıracak vaktimiz yok. Tüm vaktimizi ekonomik buhranda var olma savaşı veren milletimize ayırıyoruz” dedi. Aslanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, KİMSEYİ FİKRİ VEYA ELEŞTİRDİĞİ İÇİN TERÖRİST İLAN ETMEYİZ. Muhtarlarımızın işi bu dönemde gerçekten zor. Türkiye’ye AKP tarafından yaşatılan krizlerin, marketlerde, akaryakıtta, kiralarda, vergilerde ardı arkası kesilmeyen zamların vatandaşımıza yaşattığı yokluk ve depresyon çok büyük. Bu durumdaki vatandaşlarımızın mahallede ilk başvurduğu kişi de siz muhtarlarımızsınız. Sizlerde elbette bu buhrandan etkileniyorsunuz ama bir yandan da mahalle halkının dertleriyle ilgilenmek zorundasınız. Yerel yönetimlerin en önemli sacayağı olan muhtarlarımızla birlikte çalışmayı her zaman önemsedik. Belediyelerimiz de muhtarlarımızın hep yanında oldu, olmaya da devam edecek. Bizler birilerinin yaptığı gibi, hiç kimseyi düşüncesi veya bizleri eleştirdiği için fişlemez, terörist ilan etmeyiz. Onun için sizlerin ayağına geldik. Taleplerinizi, eleştirilerinizi ve tavsiyelerinizi dinlemeye geldik. Vatandaşın durumunu, yaşadığı yokluğu en iyi bilenler sizlersiniz. Sizler, yapacağımız hizmetlerde bize yön vereceksiniz, biz de isteklerinizi gücümüz yettiğince yerine getireceğiz. İmkanlarımızın yetmediği yerde sizlerle birlikte çözüm için mücadele vereceğiz. Kemalpaşa bizim için çok önemli bir ilçe.  İlçenin kalkınması, acil ihtiyaçlarının çözülmesi de bizim önceliğimiz. 29 MAHALLE MUHTARI KATILDI Düzenlenen toplantıda söz alan mahalle muhtarları mahalleleri ve ilçe ile ilgili taleplerini dile getirirken, toplantının düzenlenmesi sebebiyle de teşekkür ettiler. Düzenlenen toplantıya Akalan, Aşağı Kızılca, Aşağı Yenmiş, Atatürk, Bayramlı, Çambel, Çınarköy, Damlacık, Dereköy, Ören Egemen, Gökçeyurt, Gökyaka, Hamzababa, Hürriyet, Kuyucak, Mehmet Akif Ersoy, Nazarköy, Örnekköy, Sekiz Eylül, Sinancılar, Soğukpınar, Sütçüler, Vişneli, Yeşilyurt, Yiğitler, Yukarı Kızılca, Yenmiş, 75.Yıl Cumhuriyet ve 85. Yıl Cumhuriyet mahallelerinin muhtarları katıldı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Aslanoğlu duyurdu: Esnaf ile ortak çalışacağız

CHP’li Yücel'den Meclis Araştırması talebi Haber

CHP’li Yücel'den Meclis Araştırması talebi

Son yıllarda artan sağlıkta şiddet vakalarını ve istatistikleri açıklayarak, durumun gün geçtikçe kötüye gittiğini belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, kamuoyunun gerçekleri öğrenmesi ve toplumun kanayan yarası haline gelen bu duruma Meclis çatısı altında çözümler üretilmesinin gerektiğine vurgu yaptı. Şimdiye kadar sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin engellenmesi için çeşitli önlemlerin alındığına, bazı yasal değişiklikler yapıldığına ancak sağlıkta şiddetin bir türlü önüne geçilemediğine değinen Yücel, istatistikler ve son olaylar ile konuya dikkat çekti. Yücel, “Sağlık-Sen verilerine göre, sağlıkta şiddet 2021 yılına göre yaklaşık yüzde 50 oranında artmış ve 2022 yılında 249 şiddet olayı yaşanmış. 2023 yılında da sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin azalmadığını görüyoruz. Sadece son 2 hafta içinde Hatay/Defne Devlet Hastanesi’nde görevli 11 haftalık hamile bir uzman hekim şiddete uğradı, Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde görevli sağlık personeli Mustafa Yıldız, hastanede bıçaklandı; son olarak 17 Eylül 2023 tarihinde de İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servis önünde silahlı bir saldırı yaşandı” dedi. SAĞLIK ÇALIŞANLARINI İTİBARSIZLAŞTIRAN SÖYLEMLER ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR! CHP’li Yücel, AK Parti iktidarlarının yasal düzenlemeler yapmadan uzun yıllar konuyu geçiştirdiğini ve yetkililerin sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıracak söylemlerine aralıksız devam ettiğini vurguladığı açıklamasında şunlara değindi: “Sağlıkta şiddetin sebeplerine ilişkin yapılan çok sayıdaki çalışmada; sağlık sistemi içindeki aksaklıklar, sağlık çalışanı sayısındaki yetersizlikler, yetkililerin sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıracak söylemleri gibi sebepler şiddetin sağlık çalışanlarına yönelmesindeki önemli nedenler olarak belirlenmiş. Bu temel sebepleri bile ortadan kaldıracak gerekli önlemlerin bir türlü alınmadığını görüyoruz. AK Parti İktidarları tarafından sağlık çalışanlarına yönelen şiddet uzun süre yönetmelik ve genelgelerle geçiştirildi, ilk defa 2014 yılında bir yasal düzenleme yapıldı. Devamında 3 kere daha sağlıkta şiddet sorununa ilişkin çeşitli cezai düzenlemeler yapıldı ancak bu düzenlemeler sağlıkta şiddet sorununu engellemeye yetmedi.” 10 YILDA YURTDIŞINA GİDEN HEKİM SAYISI 56 KAT ARTTI! Türk Tabipleri Birliği verilerine göre son 10 yılda yurtdışına gitmek isteyen hekim sayısının 56 kat artmasının nedeninin de şiddet ve itibarsızlaştırma olduğunu ifade eden İzmir Milletvekili Yücel, “Ülkemizde, özellikle son 10 yılda sağlık sistemindeki her sorun sağlık çalışanlarına mal edildi, sağlıkta reform adı altında yapılan her değişiklik hasta ile sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiren yeni sorunlu alanlar yarattı. Sağlık çalışanlarının günden güne kötüleşen çalışma koşulları, mali haklarında yıllardır ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılmaması sağlık çalışanlarını daha da zora soktu. Daha insani koşullarda çalışmak ve yaşamak için sağlık çalışanları, çareyi yurtdışına gitmekte arıyor. Türk Tabipleri Birliği verilerine göre son 10 yılda yurtdışına gitmek isteyen hekim sayısı 56 kat artmış durumda. Bu durum ülkemizde sağlık çalışanı sayısının daha da azalmasına, üstelik sağlık hizmetlerindeki niteliğin de düşmesine neden oluyor. Sağlıkta nitelikli iş gücünü hızla kaybeden Türkiye’nin bu konuda çok acil bir şekilde önlem alması gerekiyor. Aksi takdirde kısa bir süre sonra sağlık sistemi bugünkünden çok daha ağır bir krizle karşı karşıya kalacak” açıklamalarında bulundu. SAĞLIKTA ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN AYRI BİR YASA YAPILMALI! Torba Yasalar içinde sadece ceza artırımı öngören düzenlemelerle sağlıkta şiddetin önlenemeyeceğini vurgulayan Yücel, “Sağlık çalışanlarının mali ve sosyal hakları, sağlık hizmeti verilen sağlık kuruluşlarının koşullarının iyileştirilmesi, sağlığa erişimde vatandaşlarımızın yaşadığı sorunların ortadan kaldırılması sağlıkta şiddet sorunun parçasıdır. Tam da bu nedenle de sağlıkta şiddet sorunun çözülebilmesi için bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmesi gerekiyor. Şimdiye kadar AKP tarafından ‘Sağlıkta Şiddet’ yasası olarak kamuoyuna lanse edilen yasaların hiçbirisi müstakil bir yasa değil. Torba Yasalar içine eklenmiş, sadece ceza artırımı öngören düzenlemeler, sağlıkta şiddeti engellemek için yeterli değil” diye konuştu. AKIL DIŞI SAĞLIK POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİLMELİDİR CHP Milletvekili Deniz Yücel, TBMM Başkanlığına sunduğu Meclis Araştırma önergesi ile ilgili olarak sözlerini şöyle tamamladı: “Sağlık Bakanı tarafından yapılan son açıklamaya göre; sağlıkta ‘İkinci Beyaz Reform’ dönemi başlatıldı. Ancak Sağlık Bakanı tarafından 14 Eylül 2023 tarihinde bu açıklamanın yapıldığı gün ve sonrasında sağlık çalışanlarını şiddete maruz kaldığı vakalar kamuoyuna yansıdı. Bu bile aslında ‘sağlıkta şiddet’ sorununa ne kadar yüzeysel yaklaşıldığını gösteriyor! Sağlıkta şiddet, palyatif tedbirlerle ve günü kurtarmayı amaçlayan bir anlayışla çözülemez. Bu nedenle öncelikle, sağlık hizmeti alan ve sağlık hizmeti veren açısından, sistemi neredeyse tıkanma noktasına getiren, sağlık hakkını kamusal bir anlayıştan çıkarıp bir sektör haline getiren akıl dışı sağlık politikalarından vazgeçilmelidir. Devasa şehir hastaneleri yapmak, sağlık hizmetlerinin kalitesinin artması, sağlık çalışanlarının daha iyi koşullarda çalışması ve vatandaşlarımızın daha nitelikli sağlık hizmeti alması anlamına gelmiyor!” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Deniz Yücel'den gelir adaletsizliği açıklaması

CHP İzmir’in yeni il başkanı o isim oldu Haber

CHP İzmir’in yeni il başkanı o isim oldu

Genel seçimler sonrasında CHP’de verilen kurultay kararı sonrasında kongre süreci başlarken bugün ilk il kongresi olan 38. CHP İzmir İl Kongresi’nde sandıklar kuruldu. Fuar İzmir’de gerçekleştirilen kongreye mevcut İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yanı sıra; CHP Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP Malatya Milletvekili ve CHP Parti Meclisi Üyesi Veliağbaba, CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,  CHP İzmir milletvekilleri, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Aydın milletvekilleri Bülent Tezcan ve Hüseyin Yıldız, , ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları, il delegeleri, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Ozan Demirbaş ve Memleket Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt Oğuz katıldı. Kongreye ayrıca dün genel başkanlığa adaylığını CHP Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ile CHP Genel Başkan adayı CHP Parti Meclisi eski üyesi Örsan Öymen de katıldı. 617 delegenin oy kullanacağı kongrede, yeni başkanın yanı sıra; il yönetim kurulu üyeleri ve kurultay delegeleri belirlendi. 2 ADAYLI YARIŞ GEÇTİ Kongrede, mevcut İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Sivil Toplumla İlişkiler Koordinatörü Mehmet Şakir Başak yarıştı. LİSTE KRİZİ KAVGAYA DÖNDÜ ‘Blok liste’ ‘çarşaf liste’ krizinin kavgaya döndüğü ve yumrukların havada uçuştuğu kongrede yapılan oylamayla blok liste yönteminde karar kılındı. SANDIKTAN SONUÇ ÇIKTI Öte yandan olaylı geçen kongrede Başak yeşil listeyle yarışırken Aslanoğlu ise beyaz listeyle yarıştı. CHP İzmir’de yeni il başkanı belli oldu. Yaklaşık 12 saat süren kongrede CHP İzmir’in önümüzdeki dönem başkanı belli oldu. 550 delegenin oy kullandığı kongrede 412 oy alan Şenol CHP İzmir’in il başkanı seçildi. Rakibi Başak ise 138 oy aldı. Sonuçların ardından konuşan Aslanoğlu, şunları söyledi; “İki gündür bir demokrasi şöleni yaşıyoruz. CHP’nin hiçbir kongresinin kaybedeni olmaz. Her zamanki gibi kongreden CHP, güçlenerek ve kardeşlikle çıkmıştır. Yarından tezi yok. El ele omuz omuz sahalarda olacağız. 30 ilçenin 30’unda ve büyükşehirde CHP’nin bayrağını bir kez daha dalgalandıracağız. Destek veren, katkı koyan, iki gününü bizimle paylaşan tüm yoldaşlarıma teşekkür ediyorum. İl kongrelerini ilçe başkanlarımız yaratır ve var ederler. İki günü yaratan 30 ilçe başkanım iyi ki varsınız, iyi ki yoldaşımsınız.” BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Kongrede ’liste krizi’! Sandalyeler havada uçtu, yumruklar konuştu: Aslanoğlu ve Soyer salondan çıkarıldı

Kavganın ardından kongrede ‘liste’ kararı belli oldu Haber

Kavganın ardından kongrede ‘liste’ kararı belli oldu

Genel seçimler sonrasında CHP’de verilen kurultay kararı sonrasında kongre süreci başlarken bugün 38. CHP İzmir İl Kongresi’ne, ‘çarşaf liste’ ‘blok liste’ üzerinden yaşanan kavga damgasını vurdu. Divan Başkanlığını Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre’nin yaptığı ve 617 delegenin oy kullanacağı kongrede, blok liste ve çarşaf liste kavgası tansiyonu yükseltti. Kongrenin blok liste yöntemiyle yapılması önergesinin verilmesinin ardından salondan yuhalama sesleri yükselmeye başladı. Divan Başkanı Emre lehte ve aleyhte söz vereceğini söylemesine rağmen salonda arbede çıktı. YUMRUKLAR KONUŞTU Liste krizinde iki grup arasında kavga çıktı. 152 delegenin blok liste için öneri vermesi sonrası çarşaf liste savunucuları kongrede gerginlik çıkardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koruma ekibinin protesto edenleri kürsüden uzak tutması için müdahale etmesi sonrası gerginlik kavgaya dönüşürken, yumruklar konuştu. Gençlerin yumruk yumruğa girdiği kongrede, tüm uyarılara rağmen kavga büyürken blok liste ve çarşaf liste taraftarı gençler birbirine girmişti. Arbededen yaklaşık bir saat sonra kongreye yeniden başlanırken liste konusunda da oylama yapıldı. SOYER: KONGREMİZ TARİHİ ÖNEM ARZ EDİYOR Arbedenin sonrasında konuşma yapan Başkan Soyer, “Bundan 101 yıl önce bir şehrin kaderiyle bir milletin kaderi kesişti. 9 Eylül 1922 bu topraklarda artık egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olacağını duyurdu. Bu zaferden 5 ay sonra İktisat Kongresiyle İzmir, kurtuluştan kuruluşa giden yolun kenti oldu. Partimiz, 9 Eylül’ün birinci yılında 1923’te CHP kuruldu. İzmir’le CHP arasında köklü bir benzerlik vardır. İkisi de başlangıcı temsil eder. Bu nedenle 38. İzmir İl Kongresi bu nedenle tarihi bir önem arz ediyor” dedi. “CUMHURİYETİ YOK SAYMAK ONU İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK…” CHP’de değişimin şart olduğunu savunan Soyer, şunları söyledi; “Bundan yaklaşık 3 ay önce yeni siyaset belgesi İzmir duruşu hakkında bir belgeyi kamuoyuyla paylaşmıştım. ‘İzmir, CHP’nin açık ara en çok oy aldığı şehirdir’ demiştim. İzmir daima hayattan yanadır ve özgürlüklerin yanında olmuştur. Kendisi gibi olmayanlarla barışık kültürüyle İzmir, otoriter sistemin ülkemizdeki panzehridir. İzmir ayrıca ilklerin şehridir. CHP’nin tarihi de yeniliğin ve dönüşümün de partisidir. Bu dönüşüm kişilerin değişmesiyle olmamıştır. Bu parti hiçbir zaman kendini değiştirmek için yola çıkmamıştır. Değişim önce Türkiye için düşünülür, partimiz de buna göre kendini konumlandırır. Çünkü bizim amacımız bir şey olmak değil ülkemiz için bir şey yapmaktır. Dolayısıyla kalıcı bir değişim için yeni yüzyıla bakmak zorundayız. Bu da ancak ortak akıl ve ortak vicdanla olur. Benim aklım seninkinsen üstün ya da benim yolum seninkinden doğru diyerek istediğimiz yer ulaşamayız. CHP’nin eksikleri ve kusurları olduğundan, değişikliğe ihtiyacı olduğundan şüphemiz yok. Dünyadaki gelişmelere uyacak bir ortak akla ihtiyacı vardır. Önümüzdeki kurultay bunun için bir zemindir. Cumhuriyeti yok saymak onu itibarsızlaştırmaya çalışmak bize bu toprakları miras bırakan atalarımıza ihanettir. Artık muhalefet partilerinin karşısında sadece bir iktidar partisi değil bir parti devlet anlayışı vardır. CHP'li belediyeler yaşatılanlar bu düzenin sonucudur. Ancak biliyoruz ki bu haksızlığa adaletsizliği hiçbir makyaj tutmaz, boya saklayamaz. Bizim dünyamızda ayrımcılık kutuplaştırma olmaz, olamaz. CHP buna asla müsaade etmez.  İzmir güçlü sesin yükseldiği, yükseleceği tek yerdir. Bu tarihi salonda buluşan sizler… Hepimizin ortak gayretini ülkeyi iyi noktalara getirmek olduğunu çok iyi biliyorum. Birbirimize ne kadar bağlıysa o kadar güçlüyüz. Bunu bildikleri için bizi bölmeye çalışan odaklar var daima olacak. Ben bu salonun bu oyunlara gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. İzmir’de çok başarılı ilklere birlikte imza atacağımızı şimdiden biliyorum. İzmir’de CHP ayakta durduğu sürece onlar amaçlarına ulaşamayacaktır.” GÜLTEKİN: KİŞİSEL HAKLARIN GÖZETİLDİĞİ BİR LİSTE DEĞİLDİR Blok liste lehine söz alan Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, “CHP’de seçimin nasıl yapılacağına partinin delegeleri karar verir, salonda kavga edenler değil. Blok liste üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Blok liste, seçilecek listenin homojen olmasını sağlar. Adaletli bir temsiliyeti sağlar. Delege sayısı çok olanların, delege sayısı az olan arkadaşlarımın hakkını korumaktır. Blok liste kişisel hakların gözetildiği bir liste değildir. CHP’de kimsenin adaylık hakkı elinden alınmaz. Ben blok liste lehinde söz aldım. Çarşaf listeye karşı değilim. Çarşaf listeye bazı arkadaşların adı yazılmış ama ben o arkadaşları seçimlerde alanlarda ter dökerken görmedim” dedi. “BİZE ANTİDEMOKRATİK DEMEK…” ‘Blok liste antidemokratiktir’ söylemlerine de yanıt veren Gültekin, ilçe başkanlarının blok listeyle seçildiğine dikkat çekerek “Günlerdir kamuoyunda bazı söylentiler var. Blok liste antidemokratiktir gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Hepimiz ilçe kongrelerimizi blok listeyle yaptık. Ben, ilçe başkanlarımız antidemokratik şekilde seçildi sözünü kabul etmiyoruz. Delegelerin hepsi antidemokratik mi seçildik? Hepimiz blok listeyle geldik. Kendi kişisel ikbali ve var olma çabası için ilçe başkanlarımıza ve bizlerle birlikte yola çıkmış il delegelerimize ‘antidemokratik’ demek bize yapılacak en büyük hakarettir. Bir kadın olarak az önce yapılan saldırıyı da kınıyorum. Gereğini de bu örgütün yapacağına sonuna kadar inanıyorum” diye konuştu. SOYLU: NEDEN BENİM SİYASET YAPMA HAKKIMI ELİMDEN ALIYORSUNUZ? CHP İzmir İl disiplin kurlu eski Başkanı Birol Soylu, “CHP İl kongreleri her zaman çarşaf listeyle yapılmıştır. Bugün ne değişti? Sayın Tunç Soyer’i tenzih ediyorum. Ama kendisi bilmeden yanlışlıkların içine sürükleniyor. 15 gündür ilçe başkanlıkları inim inim inliyor. Blok liste diye. Az önce konuşan arkadaşımız bana ‘Birol abi baskı var, ne yapalım’ demişti. Kimse bizi baskılarla yıldıramaz. Çarşaf liste herkese siyaset yapma hakkı verir. Ben o şekilde yaptım. Neden benim siyaset yapma hakkımı elimden alıyorsunuz? Neden delegenin özgür iradesine ipotek koyuyorsunuz? Yiğitseniz çıkın yiyeceğiniz çizikleri hesaplamadan delegenin kantarına çıkın” ifadelerini kullandı. BİZİM PARTİNİN EKSİĞİ NE? Birlik olma çağrısı yapan Soylu, “Bizim birlik olmaya ihtiyacımız var. Az önceki görüntüler hiç hoş değildi. Bizim partinin eksiği ne? Salonun bir tarafı diğer tarafını sevmiyor. Ama hepimiz CHP’nin üyesiyiz. Neyin kavgası bu? Bizim kavgamız emek ve özgürlük kavgasıdır. Ben bütün yoldaşlarımı birleşmeye davet ediyorum. Kavga bize yakışmaz” dedi. Soylu’nun konuşmasının ardından salondan ‘Blok değil, çarşaf liste’ sesleri yükseldi. ÇAM: BLOK LİSTEYE OY VERMİŞ DELEGELER OLARAK TARİHE GEÇMEYİN Lehte ve aleyhte konuşmaların ardından söz alan CHP İzmir eski Milletvekili Musa Çam da “çarşaf liste olmalı” diyerek şunları söyledi; “Herkes aklından geçeni hürce ifade etmeli ama az önceki gibi kavga etmeyi yakıştırmıyorum. İki il başkanı adayımız var. Onlardan birini seçeceksiniz. Oy verirken sizin elinize hazır birer liste tutuşturulacak. Siz özgürce il yönetim kurulu üyelerini, kurultay delegelerini seçmeyeceksiniz Sadece size verilen listeyi sandığa atacaksınız. Biz, yönetim kurulu üyelerini ve kurultay delegelerini kendi özgür irademizle seçmeliyiz. Bu demokratik değil. CHP’ye yakışan bir tutum değil. Dün biz toplantı yaptık. Çarşaf liste ve önseçim dedik. Siz bunu yok sayamazsınız. Tüzüğümüz çarşaf listeyle yapılsın diyor. Böyle bir aşamada bizim kalkıp blok listeden yana oy kullanmamız olmaz. Sizler, blok listeye oy vermiş delegeler olarak tarihe geçmeyin.” OYLAMADA ‘BLOK’ ÇIKTI Konuşmaların ardından kongrenin hangi liste usulüyle yapılacağına ilişkin oylama yapıldı. Yapılan oylamanın sonucunda ‘blok listeyle’ yapılmasına karar verildi. Oylamanın ardından kısa bir gerginlik daha yaşanırken tartışma kısa sürede bastırıldı. NAZLIAKA: BAŞARI KADAR BAŞARISIZLIK DA BİZİM Söz alan CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, yaşanan kavgayı kınayarak konuşmasını başlarken seçimlere ilişkin özeleştiri yaptı ve “Güzel İzmir seçimlerde üzerine düşeni yaptı. Önümüzde zor bir seçim var. Yerel seçimler var. Eğer ki biz bugünkü gibi bir tablo sergilemeyip birlik olursak hem büyükşehire hem de İzmir’in bütün ilçelerine CHP bayrağını dikeriz. Bunu yapmaya kararlıyız. Yeter ki çalışalım ve dayanışalım. Bu seçim sonuçları bir kişiye ait olmadığı gibi başarı da başarısızlık da bizimdir. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı olarak sizlere hesap vermek istiyorum. Ortada bir sonuç var. Peki biz bu süreçte neler yaptık! 163 bin yeni kadın üye yaptık. Bugün Türkiye'deki birçok siyasi partinin toplam üye sayısından fazla. Parti tarihimizde bir ilki gerçekleştirip 303 ilçede kadın kollarını kurduk. 973 ilçede de aktif olmasını sağladık. Cesaret biziz, emek biziz, halk biziz. Halkın iktidarını da bizler kuracağız. Atamızın izinde, Altı Ok'un ışığında İzmir'den tüm Türkiye'yi aydınlatacağımız günler yakındır” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kongrede ’liste krizi’! Sandalyeler havada uçtu, yumruklar konuştu: Aslanoğlu ve Soyer salondan çıkarıldı

Kongrede ’liste krizi’! Sandalyeler havada uçtu, yumruklar konuştu: Aslanoğlu ve Soyer salondan çıkarıldı Haber

Kongrede ’liste krizi’! Sandalyeler havada uçtu, yumruklar konuştu: Aslanoğlu ve Soyer salondan çıkarıldı

Genel seçimler sonrasında CHP’de verilen kurultay kararı sonrasında kongre süreci başlarken bugün 38. CHP İzmir İl Kongresi’nde sandıklar kuruldu. Fuar İzmir’de gerçekleştirilen kongreye mevcut İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yanı sıra; CHP Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP Malatya Milletvekili ve CHP Parti Meclisi Üyesi Veliağbaba, CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,  CHP İzmir milletvekilleri, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Aydın milletvekilleri Bülent Tezcan ve Hüseyin Yıldız, , ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları, il delegeleri, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı, Demokrat Parti İzmir İl Başkanı Ozan Demirbaş ve Memleket Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt Oğuz katıldı. Kongreye ayrıca dün genel başkanlığa adaylığını CHP Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ile CHP Genel Başkan adayı CHP Parti Meclisi eski üyesi Örsan Öymen de katıldı. Divan Başkanlığını Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre’nin yaptığı ve 617 delegenin oy kullanacağı kongrede, blok liste ve çarşaf liste tartışması tansiyonu yükseltti. Kongrenin blok liste yöntemiyle yapılması önergesinin verilmesinin ardından salondan yuhalama sesleri yükselmeye başladı. Divan Başkanı Emre lehte ve aleyhte söz vereceğini söylemesine rağmen salonda arbede çıktı. YUMRUKLAR KONUŞTU Liste krizinde iki grup arasında kavga çıktı. 152 delegenin blok liste için öneri vermesi sonrası çarşaf liste savunucuları kongrede gerginlik çıkardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koruma ekibinin protesto edenleri kürsüden uzak tutması için müdahale etmesi sonrası gerginlik kavgaya dönüşürken, yumruklar konuştu. Gençlerin yumruk yumruğa girdiği kongrede, tüm uyarılara rağmen kavga büyürken blok liste ve çarşaf liste taraftarı gençler birbirine girdi. Divan başkanının uyarıları kavgayı yatıştırmada yetersiz kalırken CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat araya girdi. Ancak Polat’ın müdahalesi de işe yaramadı. Çıkan kavga Şenol Aslanoğlu’na yönelirken Aslanoğlu ve Soyer, polis eşliğinde güçlükle salondan çıkarıldı. MERDİVENLERDE DE DEVAM ETTİ Gerginlik Soyer ve Aslanoğlu’nun salondan çıkarılmasının ardından götürüldükleri odaya çıkan merdivenler de de devam etti. CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Burak Kotan’ın üyeleri sakinleştirmeye çalışması fayda etmezken polis grubu zorlukla yatıştırmaya çalıştı. SOYER: KONGREMİZ TARİHİ ÖNEM ARZ EDİYOR Arbedenin sonrasında konuşma yapan Başkan Soyer, “Bundan 101 yıl önce bir şehrin kaderiyle bir milletin kaderi kesişti. 9 Eylül 1922 bu topraklarda artık egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olacağını duyurdu. Bu zaferden sonra İktisat Kongresiyle İzmir, kurtuluştan kuruluşa giden yolun kenti oldu. Partimiz, 9 Eylül’ün birinci yılında 1923’te CHP kuruldu. İzmir’le CHP arasında köklü bir benzerlik vardır. İkisi de başlangıcı temsil eder. Bu nedenle 38. İzmir İl Kongresi bu nedenle tarihi bir önem arz ediyor” dedi. “CUMHURİYETİ YOK SAYMAK ONU İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK…” CHP’de değişimin şart olduğunu savunan Soyer, şunları söyledi; “Bundan yaklaşık 3 ay önce yeni siyaset belgesi İzmir duruşu hakkında bir belgeyi kamuoyuyla paylaşmıştım. ‘İzmir, CHP’nin açık ara en çok oy aldığı şehirdir’ demiştim. İzmir daima hayattan yanadır ve özgürlüklerin yanında olmuştur. Kendisi gibi olmayanlarla barışık kültürüyle İzmir, otoriter sistemin ülkemizdeki panzehridir. İzmir ayrıca ilklerin şehridir. CHP’nin tarihi de yeniliğin ve dönüşümün de partisidir. Bu dönüşüm kişilerin değişmesiyle olmamıştır. Bu parti hiçbir zaman kendini değiştirmek için yola çıkmamıştır. Değişim önce Türkiye için düşünülür, partimiz de buna göre kendini konumlandırır. Çünkü bizim amacımız bir şey olmak değil ülkemiz için bir şey yapmaktır. Dolayısıyla kalıcı bir değişim için yeni yüzyıla bakmak zorundayız. Bu da ancak ortak akıl ve ortak vicdanla olur. Benim aklım seninkinden üstün ya da benim yolum seninkinden doğru diyerek istediğimiz yer ulaşamayız. CHP’nin eksikleri ve kusurları olduğundan, değişikliğe ihtiyacı olduğundan şüphemiz yok. Dünyadaki gelişmelere uyacak bir ortak akla ihtiyacı vardır. Önümüzdeki kurultay bunun için bir zemindir. Cumhuriyeti yok saymak onu itibarsızlaştırmaya çalışmak bize bu toprakları miras bırakan atalarımıza ihanettir. Artık muhalefet partilerinin karşısında sadece bir iktidar partisi değil bir parti devlet anlayışı vardır. CHP'li belediyeler yaşatılanlar bu düzenin sonucudur. Ancak biliyoruz ki bu haksızlığa adaletsizliği hiçbir makyaj tutmaz, boya saklayamaz. Bizim dünyamızda ayrımcılık kutuplaştırma olmaz, olamaz. CHP buna asla müsaade etmez.  İzmir güçlü sesin yükseldiği, yükseleceği tek yerdir. Bu tarihi salonda buluşan sizler… Hepimizin ortak gayretini ülkeyi iyi noktalara getirmek olduğunu çok iyi biliyorum. Birbirimize ne kadar bağlıysa o kadar güçlüyüz. Bunu bildikleri için bizi bölmeye çalışan odaklar var daima olacak. Ben bu salonun bu oyunlara gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. İzmir’de çok başarılı ilkere birlikte imza atacağımızı şimdiden biliyorum. İzmir’de CHP ayakta durduğu sürece  onlar amaçlarına ulaşamayacaktır.” GÜLTEKİN: KİŞİSEL HAKLARIN GÖZETİLDİĞİ BİR LİSTE DEĞİLDİR Blok liste lehine söz alan Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, “CHP’de seçimin nasıl yapılacağına partinin delegeleri karar verir, salonda kavga edenler değil. Blok liste üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Blok liste, seçilecek listenin homojen olmasını sağlar. Adaletli bir temsiliyeti sağlar. Delege sayısı çok olanların, delege sayısı az olan arkadaşlarımın hakkını korumaktır. Blok liste kişisel hakların gözetildiği bir liste değildir. CHP’de kimsenin adaylık hakkı elinden alınmaz. Ben blok liste lehinde söz aldım. Çarşaf listeye karşı değilim. Çarşaf listeye bazı arkadaşların adı yazılmış ama ben o arkadaşları seçimlerde alanlarda ter dökerken görmedim” dedi. “BİZE ANTİDEMOKRATİK DEMEK…” ‘Blok liste antidemokratiktir’ söylemlerine de yanıt veren Gültekin, ilçe başkanlarının blok listeyle seçildiğine dikkat çekerek, “Günlerdir kamuoyunda bazı söylentiler var. Blok liste antidemokratiktir gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Hepimiz ilçe kongrelerimizi blok listeyle yaptık. Ben, ilçe başkanlarımız antidemokratik şekilde seçildi sözünü kabul etmiyoruz. Delegelerin hepsi antidemokratik mi seçildik? Hepimiz blok listeyle geldik. Kendi kişisel ikbali ve var olma çabası için ilçe başkanlarımıza ve bizlerle birlikte yola çıkmış il delegelerimize ‘antidemokratik’ demek bize yapılacak en büyük hakarettir. Bir kadın olarak az önce yapılan saldırıyı da kınıyorum. Gereğini de bu örgütün yapacağına sonuna kadar inanıyorum” diye konuştu. SOYLU: NEDEN BENİM SİYASET YAPMA HAKKIMI ELİMDEN ALIYORSUNUZ? CHP İzmir İl disiplin kurlu eski Başkanı Birol Soylu, “CHP İl kongreleri her zaman çarşaf listeyle yapılmıştır. Bugün ne değişti? Sayın Tunç Soyer’i tenzih ediyorum. Ama kendisi bilmeden yanlışlıkların içine sürükleniyor. 15 gündür ilçe başkanlıkları inim inim inliyor. Blok liste diye. Az önce konuşan arkadaşımız bana ‘Birol abi baskı var, ne yapalım’ demişti. Kimse bizi baskılarla yıldıramaz. Çarşaf liste herkese siyaset yapma hakkı verir. Ben o şekilde yaptım. Neden benim siyaset yapma hakkımı elimden alıyorsunuz? Neden delegenin özgür iradesine ipotek koyuyorsunuz? Yiğitseniz çıkın yiyeceğiniz çizikleri hesaplamadan delegenin kantarına çıkın” ifadelerini kullandı. BİZİM PARTİNİN EKSİĞİ NE? Birlik olma çağrısı yapan Soylu, “Bizim birlik olmaya ihtiyacımız var. Az önceki görüntüler hiç hoş değildi. Bizim partinin eksiği ne? Salonun bir tarafı diğer tarafını sevmiyor. Ama hepimiz CHP’nin üyesiyiz. Neyin kavgası bu? Bizim kavgamız emek ve özgürlük kavgasıdır. Ben bütün yoldaşlarımı birleşmeye davet ediyorum. Kavga bize yakışmaz” dedi. Soylu’nun konuşmasının ardından salondan ‘Blok değil, çarşaf liste’ sesleri yükseldi. ÇAM: BLOK LİSTEYE OY VERMİŞ DELEGELER OLARAK TARİHE GEÇMEYİN Lehte ve aleyhte konuşmaların ardından söz alan CHP İzmir eski Milletvekili Musa Çam da “çarşaf liste olmalı” diyerek şunları söyledi; “Herkes aklından geçeni hürce ifade etmeli ama az önceki gibi kavga etmeyi yakıştırmıyorum. İki il başkanı adayımız var. Onlardan birini seçeceksiniz. Oy verirken sizin elinize hazır birer liste tutuşturulacak. Siz özgürce il yönetim kurulu üyelerini, kurultay delegelerini seçmeyeceksiniz Sadece size verilen listeyi sandığa atacaksınız. Biz, yönetim kurulu üyelerini ve kurultay delegelerini kendi özgür irademizle seçmeliyiz. Bu demokratik değil. CHP’ye yakışan bir tutum değil. Dün biz toplantı yaptık. Çarşaf liste ve önseçim dedik. Siz bunu yok sayamazsınız. Tüzüğümüz çarşaf listeyle yapılsın diyor. Böyle bir aşamada bizim kalkıp blok listeden yana oy kullanmamız olmaz. Sizler, blok listeye oy vermiş delegeler olarak tarihe geçmeyin.” OYLAMADA ‘BLOK’ ÇIKTI Konuşmaların ardından kongrenin hangi liste usulüyle yapılacağına ilişkin oylama yapıldı. Yapılan oylamanın sonucunda ‘blok listeyle’ yapılmasına karar verildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: CHP İzmir İl Kongresi'nde arbede!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.