TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#ceza

ceza haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ceza haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kişisel veri ihlaline 573 milyon lira idari para cezası Haber

Kişisel veri ihlaline 573 milyon lira idari para cezası

Kişisel Verileri Koruma Günü'ne ilişkin açıklamalarda bulunan KVKK Başkanı Bilir, 7 Nisan 2016'da kişisel verilerin korunması bakımından Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını söyledi. Kişisel Verileri Koruma Günü'yle kişisel veri farkındalığının geliştirilmesi ve kişisel verilerin korunmasında alınabilecek bireysel tedbirlerin önemine dikkati çekilmesinin amaçlandığını aktaran Bilir, bu yılki etkinliklerinin temasını "Teknoloji ve Çocukların Kişisel Verilerinin Korunması" olarak belirlediklerini kaydetti. KVKK'ye bugüne kadar yapılan başvurular ve verilen kararlar hakkında bilgi veren Bilir, başvuru, ihbar ve şikayetlerin titizlikle incelenerek sonuçlandırıldığını dile getirdi. Bilir, "Bugüne kadar 40 bin 503 ihbar, şikayet ve başvurudan 38 bin 753'ü sonuçlandırıldı. 1352 veri ihlal bildirimi kurula intikal etti, bunlardan 295'i ilan edildi. Yapılan incelemeler sonucu 573 milyon 25 bin lira idari yaptırım uygulandı. Kanun kapsamında 1104 hukuki görüş verildi. Yurt dışına veri aktarımında yeterli nitelikleri taşıyan 8 taahhütname ise kurul tarafından onaylandı." diye konuştu. Başkan Bilir, kişisel verilerin öneminin gün geçtikçe artmasının, bireyin mahremiyetine yönelik risklerin artmasıyla doğru orantılı olduğunu anlattı. Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme sayesinde günler süren işlemlerin artık dakikalar, hatta saniyeler içerisinde gerçekleştirildiğini belirten Faruk Bilir, kişisel verilerin teknoloji sayesinde hızlı ve etkin biçimde işlenebilmesinin, bireyin mahremiyetinin korunması ihtiyacını ortaya çıkardığını vurguladı. "Kişisel veriler ancak hukuka uygun şekilde işlenebilir" Bilir, veri koruma hukukunun temelinin, kişisel verilerin işlenmesinde temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi olduğunu, dünya üzerinde genel kabul gören hukuki düzenlemelerin bireyin mahremiyetinin güçlendirilmesini esas aldığını kaydetti. Veri işlemenin, yasaklanmadığını ancak kişisel veri işlenmede çeşitli standartların getirildiğini aktaran Bilir, bunun Türkiye'deki yansımasının Kişisel Verilerin Korunması Kanunu olduğunu söyledi. Bilir, "Kanuna göre, kişisel veriler ancak hukuka uygun şekilde işlenebilir. Yine bu Kanunla verisi işlenen kişilere birtakım haklar getirilmiş, kişisel verileri işleyen kişi, kurum ve kuruluşlara da Kanun kapsamında belirli sorumluluklar yüklenmiştir. Böylelikle bireyin mahremiyeti hukuk şemsiyesi altında koruma altına alınmış, gelişigüzel ve keyfi veri işlemeye karşı somut bir adım atılmıştır." diye konuştu. 8. Yargı Paketi'yle yapılan değişiklikler KVVK Başkanı Faruk Bilir, "8. Yargı Paketi" ile Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda yapılan değişikliklere ilişkin de bilgi verdi. Özel nitelikli kişisel verilerin, kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık-kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkumiyeti, güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik, genetik verileri olduğunu dile getiren Bilir, bunların işlenme şartlarını, yurt dışına veri aktarımını ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin kabahatleri düzenleyen hükümlerde önemli değişiklikler yapıldığına işaret etti. Başkan Faruk Bilir, şöyle devam etti: "Buradaki en önemli yenilik, özel nitelikli veriler arasındaki ayrımın kaldırılmış olması ve bu veriler için yeni veri işleme şartlarının öngörülmüş olmasıdır. Bu yeni işleme şartlarından biri de fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan, rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin, bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması halinde, özel nitelikli kişisel verilerin işlenebilmesidir. Örneğin bu işleme şartına göre herhangi bir sebeple bilinç kaybından ötürü rızasını açıklayamayacak durumda olan kişinin hayatının veya beden bütünlüğünün korunması amacına mahsus olarak kan grubu ve geçirilen hastalıklar gibi özel nitelikli kişisel verileri işlenebilecektir. Kişisel verilerin korunması bir ihtiyaçtır. Fakat örnekten de anlaşılacağı üzere, gereken durumlarda kişisel verilerin işlenmesi ve aktarılması da bir ihtiyaçtır." "Henüz kurul tarafından ilan edilmiş bir güvenli ülke bulunmamakta" Bilir, Kanunun yurt dışına kişisel veri aktarımını düzenleyen 9. maddesinin Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü'nün ilgili hükümleri esas alınarak değiştirildiğini dile getirerek, değişiklik yapılırken teknoloji ve dijitalleşmeyle şekillenen veri temelli hayatın meydana getirdiği gereksinimlerin de dikkate alındığını söyledi. Bu doğrultuda verisi işlenen kişilerin haklarını da koruyacak şekilde yurt dışına veri aktarılması bakımından yeni yöntemler getirildiğini ifade eden Bilir, "Henüz kurul tarafından ilan edilmiş bir güvenli ülke bulunmamakta. Fakat güvenli ülkelerle ilgili çalışmalar devam etmekte. Dolayısıyla yeterli koruma yok ise Kanunda düzenlenmiş uygun güvencelerden birinin sağlanması şartı aranmakta." diye konuştu. Faruk Bilir, söz konusu kanuni değişikliklerin 1 Haziran'da yürürlüğe gireceğini belirterek, "Değişiklikten önceki açık rızayla yurt dışına veri aktarımı, 9. maddede yapılan değişiklikle birlikte 1 Eylül 2024'e kadar uygulanmaya devam edecek." ifadelerini kullandı.

Araçlarını tamire bıraktılar... Cezası şok etti Haber

Araçlarını tamire bıraktılar... Cezası şok etti

Antalya'nın Serik ilçesinde yaşayan Şerife Solak ve oğlu Yasin Bekir Bayır, 11 Kasım'da kendi araçlarını tamir ettirmek üzere Konya'da bir servise bıraktılar. Yaklaşık 50 gün sonra araçlarını teslim alıp ilçelerine döndüklerinde, e-Devlet üzerinden gelen bir trafik cezasıyla karşılaştılar. Yapılan incelemede, cezanın 31 Aralık günü saat 22.48'de Selçuk Caddesi'nde "sürücü belgesi geçici olarak ya da tedbiren geri alındığı" halde araç kullanmaktan dolayı kesildiği ortaya çıktı. Aile, aracı bıraktıkları servisi aradı ancak bir çözüm bulamadı. Cezayı ödeyen aile, araçlarını tamir ettirdikleri ustadan ödenmeyen cezanın bedelini talep etti. Bu durum, ailenin hayatında şok etkisi yarattı. Şerife Solak, "Aracımızı 2 ay önce tamir için Konya’da bir tamirciye bıraktık. Burada aracımız ehliyetsiz bir kişi tarafından kullanılıyor ve polislere yakalanıyor. 8 bin TL bana, 8 bin TL de sürücüye ceza kesiliyor. Ben firmayı aradığım zaman telefonlara cevap vermiyorlar. Suç duyurusunda bulunacağım. Ödemelerini istiyorum, arabayı ustanın çırağının kullandığını tahmin ediyoruz. Kimin kullandığı belli değil. Bizi oyalıyorlar, bizim başımıza gelenler başkasının başına gelmesin. Biz kime güveneceğiz?" şeklinde konuştu. Yasin Bekir Bayır ise, “11 Kasım’da aracı bıraktık, 50 gün orada kaldı. Ceza yazıldığını gördük. Araç tamirdeydi, ehliyetsiz sürücü kullanmış. Şu ana kadar bir çözüm bulunamadı, biz cezayı ödedik. Mağdur olduk” diye konuştu.

Reklam Kurulu'ndan yılın ilk toplantısında 24,6 milyon lira ceza Haber

Reklam Kurulu'ndan yılın ilk toplantısında 24,6 milyon lira ceza

Reklam Kurulu, bu yılın ilk toplantısında, aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulamalar nedeniyle işletmelere 24,6 milyon lira ceza verdi. Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, Kurulda, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklam ve haksız ticari uygulamaların incelendiği bildirildi. Kurulca, ocak ayı toplantısında görüşülen 162 dosyadan 141'inin mevzuata aykırı bulunduğunun belirtildiği açıklamada, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile 24 milyon 608 bin 587 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildiği ifade edildi. Açıklamada, tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelerde bulunulduğuna işaret edilerek, indirimli satış dosyaları hakkında durdurma cezası ile 7 milyon 46 bin 663 lira idari para cezası uygulandığı bildirildi. Sadakat programları ele alındı Kurulun, perakende ticaret sektöründe haksız rekabete yol açan yanıltıcı reklam ve uygulamalar ile tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla "Fiyat Bilgisi İçeren Reklamlar İle İndirimli Satış Reklamları Ve Ticari Uygulamaları Hakkında Klavuz"da yapılan değişiklikle indirimli satış reklamlarına ilişkin önemli ilke kararı aldığının belirtildiği açıklama, şu ifadelere yer verildi: "Buna göre kılavuzda indirimli satış kapsamında değerlendirilmeyen belirlenen mal veya hizmet gruplarında tüketiciye uzun süreli fiyat indirimi hakkı veren indirim kartları, kuponlar, sadakat programları veya tüketicileri gelecekteki satın almalarına yönelik puan birikimine izin veren uygulamaların, satışa sunulan mal veya hizmetlerin büyük çoğunluğunu içerecek şekilde indirimli satış uygulaması haline dönüştüğü görüldü. Ayrıca sadakat programlarına (tüketicilere alışveriş yaptıklarında kullanabilecekleri kuponlar, puanlar ve teşvikler sunma gibi) kısa mesaj gönderimi, internet sitesi veya mobil uygulama üzerinden onay verilmesi gibi işlemlerle kolaylıkla katılım sağlanabildiği hususu incelendi. Bu uygulamaların reklam mevzuatı ile tüketicileri koruyucu düzenlemeleri bertaraf edecek biçimde, tüketicilerde gerçek dışı indirim algısı oluşturmak amacıyla kullanıldığı ve bu durumun tüketicilerdeki fiyat algısını bozucu ve tüketicileri yanıltıcı nitelikte olduğu değerlendirildi." Açıklamada, tüketicileri aldatıcı nitelikte uygulamaların önüne geçmek amacıyla sadakat programıyla satışa sunulan mal veya hizmetlere ilişkin reklamlarda, "indirim", "tasarruf", "XY karta/üyelere özel indirim/fırsat", "indirim öncesi fiyat" gibi ibareler ya da üstü çizili fiyat veya aşağı yönlü trend grafiği gibi görseller kullanılarak indirim yapıldığına ilişkin izlenim oluşturulamayacağının ilke kararı olarak belirlendiği bildirildi. Böylelikle tüketicilerin indirimli satış kampanyalarındaki fiyat karşılaştırmalarını zorlaştıran, aldatıcı uygulamalara karşı daha etkin şekilde korunmasına yönelik bütüncül bir adım atıldığına işaret edilen açıklamada, "İndirimli satış kampanyalarına ilişkin tüketicilerin manipülatif ve aldatıcı uygulamalar karşında korunmasına yönelik denetimlere Reklam Kurulu tarafından aralıksız devam ediliyor." ifadesi kullanıldı.

Bu çiçeği koparmanın cezası 244 bin 315 liradan başlıyor Video Galeri

Bu çiçeği koparmanın cezası 244 bin 315 liradan başlıyor

Bodrum Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinliğe Bodrum Belediyesi Destek Hizmetleri ile Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, TÜRÇEV Muğla Şubesi Mavi Bayrak Ödülü Plaj Sorumluları, Bodrum’da faaliyet gösteren Mavi Bayrak ödüllü oteller katılırken D-Marine Turgutreis Marina da etkinliğe destek verdi. Belediye ekipleri ve katılımcılar, kum zambaklarının çevresine çitler çekerek daha güvenli hale getirdi. Ayrıca bölgede temizlik etkinliği gerçekleştirildi.  “Hedef, bütün Bodrum’un korunması” Etkinlik öncesi açıklama yapan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Çatal Ada’ya gideceğiz ve Çatal Ada’daki çevre kirliliğine hem de sahilde endemik bir tür olan kum zambaklarına dikkat çekmek istiyoruz. Burada yapacağımız çalışma tamamen kum zambaklarının korunması ve aktarılması içindir. Kum zambakları endemik türlerdir. Bodrum’un bazı bölgelerinde olur. Daha çok Çatal Ada, Kargı, Akyarlar, Ortakent ve Yahşi sahilinde kum zambakları vardır. Bunlar korunması gereken türlerdendir ama sadece kum zambağı değil tabii ki hedef bütün Bodrum’un korunması ve doğal güzelliklerinin gelecek nesillere aktarılmasıdır. Bu çalışmaların aslında vermek istediği mesaj tamamen budur. Kum zambaklarının burada bir timsal yani örnek olmasından bahsediyoruz o yüzden Bodrum genel olarak endemik türleriyle, doğal güzellikleriyle, bitkisel veya tarihi varlıklarıyla ve her şeyiyle bir bütündür ve korunması gereken bir kültür varlığı, dünya mirasıdır” dedi. Bodrum Belediyesi yetkilileri, benzer etkinliklerin gelecekte de düzenleneceğini ve bu tür faaliyetlerin sürdürülebilir çevre politikalarının bir parçası olduğunu vurguladı. Bu tür etkinliklerin, yerel halkın ve ziyaretçilerin doğal çevreye olan ilgisini artırması, koruma çabalarına destek olması ve gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakılmasına katkı sağlaması bekleniyor. Öte yandan, kum zambağı koparmanın cezasının 244 bin 315 lira olduğu belirtildi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.