TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çeşme projesi

Çeşme projesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çeşme projesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çeşme Projesi’ne dilekçeli itiraz: Karar tamamen politiktir! Haber

Çeşme Projesi’ne dilekçeli itiraz: Karar tamamen politiktir!

ÇAĞLA GENİŞ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen Çeşme Projesi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Projenin bölgeye büyük yapılaşma getireceği, su kıtlığı yaratacağı ve doğa tahribatına neden olacağı gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi, meslek odaları ve çevre örgütleri tarafından açılan davada, Danıştay 6. Dairesi, bilirkişi heyetinin ‘kamu yararına aykırı’ raporuna rağmen Çeşme Projesi için ‘hukuka uygun’ kararı vermişti. Kamuoyunda tepkilere neden olan kararın ardından basın toplantısı düzenleyen TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, projenin kamu yararı taşımadığını bir kez daha vurgulayarak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın ‘revize’ çıkışına ise “Bu bir pazarlık konusu değildir. Halkın olanın halktan alınmasına itirazımız” tepkisini vermişti. Projeye karşı çıkan İzmirli yurttaşlar bu kez Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu’na itiraz etme kararı aldı. İzmir Yaşam Alanları Platformu’nun çağrısıyla Bölge İdare Mahkemesi önünde bir araya gelen kitle, “Birlikte Başarabiliriz Yarımada Talanını Durduracağız” pankartı açtı. “Ormanına suyuna toprağına sahip çık” ve “AKP Çeşme’den elini çek” sloganları aran kitle, okunan basın açıklamalarının ardından projeye yönelik itiraz dilekçelerini ilgili birime teslim etti. HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE İHTİYACIMIZ VAR Açıklamada ilk olarak Av. Senih Özay ve Av. Muzaffer Çevrim’in ortak basın metni okundu. Açıklamada, “Danıştay cumhurbaşkanlığının onay makamı olmaktan vazgeçmelidir! Hatırlarsak Danıştay 10. Dairesi çok uzun zaman önce değil yakın bir dönemde Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik Cumhurbaşkanlığı kararının Anayasa’nın 90. Ve 104/17 maddelerine açıkça aykırı olmasına, yasama organı olan TBMM’ni hiçe saymasına rağmen hukuka uygun bulmuştur! Danıştay’ın dava daireleri kamunun menfaati yerine, idareyi ve idarenin hukuki dayanaktan yoksun kararlarını onaylama çabasından vazgeçmelidir. Hukukun üstünlüğünü kabul ederek kuruluş amacına uygun bir şekilde hareket etmesi ve kararlar vermesi gerekmektedir. Çeşme Projesi sadece Çeşme’nin değil ülkenin problemidir. Yaşayan tüm canlıların problemidir. Davaya konu Cumhurbaşkanlığı kararının olumsuz ekolojik ve sosyolojik sonuçları bizleri düşündürmelidir. Telafisi mümkün olmayan bir durumla karşılaşmamak için Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun temyiz başvurumuzu hukukun üstünlüğünü gözeterek kabul etmesi gerekmektedir. Çünkü biliyoruz ki temiz bir havaya temiz bir suya ve yeşil bir doğaya nasıl ihtiyacımız varsa hukukun üstünlüğüne de ihtiyacımız var!” ifadelerine yer verildi. PROJENİN ÖNÜ AÇILDI İzmir Yaşam Alanları Platformu’nun açıklamasını ise Şerife Gökce okudu. Süreç hakkında bilgi veren Gökce, “Hukuki süreç bir yandan işlerken, geçen 2,5 yılda çok sayıda eylem ve etkinlikle, sayıları neredeyse 50’ye yaklaşan basın açıklaması, demeç, imza, dilekçe kampanyaları, mitinglerle konu İzmir’de ve Yarımadada hep gündemde tutulmaya, İzmir’in Kanal İstanbul’unun engellenmesine çalışıldı. Danıştay 6.Dairesinin açtığımız davalara ilişkin oluşturduğu Bilirkişi grubu 27 Ekim 2021’de, bölgede yaptığı keşfe ilişkin raporunu 2022 Mart ayında yayınladı. 190 sayfalık raporda; Projeyi şimdiye kadarkilerden ‘hiç olmadığı kadar daha büyük’ olarak tanımlayarak, ‘gerekçe’ ve ‘kapsam belirleme raporlarının’ gerçekleri yansıtmadığı, alan belirleme kararının da ‘kamu yararını’ içermediğini ifade ederek tümüyle yanlış olduğunu belirtti. Bilirkişi Raporu kapsamında yürütmenin durdurulması gerekirken, Danıştay 6. Daire oy çokluğu ile bilirkişi raporunu görmezden geldi, yürütmeyi durdurmadı. İtirazlarımız sonrasında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), bilirkişi raporunu da değerlendirmeye alıp, 6. Dairenin ret kararını kaldırdı ve yürütmeyi durdurdu. Çeşme ve Yarımada’daki yaşamın ‘kurtuluşu’ anlamına gelen bu kararda, davaya konu olan işlemin hukuka aykırılığı, uygulanması halinde geri dönüşü zor ya da olanaksız zararlara neden olacağı açıkça belirtildi. Hal böyle iken, 14 Mayıs seçimlerinin hemen sonrasında Danıştay 6.Dairesi hukuka aykırı olarak ‘davanın reddi’ yani bölgede yaşamın yok edilmesinin önünü açan kararı vererek, projenin yine önünü açtı. Karar 2’ye karşı 3 oy çokluğuyla alındı. Kararın iptali için bugün de Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na temyiz ediyoruz” dedi. KARAR TAMAMEN POLİTİKTİR Projeyle yaşam alanlarının yok edilmek istendiğini vurgulayan Gökce, “Danıştay tarafından alınan karar tamamen politiktir. Tamamen İzmir’in, Yarımadanın, Çeşme’nin yaşam alanlarının yok edilmesini hedeflemektedir. Çeşme Yarımadasının yaşam biçimi, kültürel yapısı, çevre ve yaşam değerlerini yok edilmeye çalışılmaktadır. Danıştay tarafından alınan karar politik olduğu kadar ekonomiktir de. İktidarın ekonomik bataktan çıkışına yönelik gelir getirici çözümlerinin önde gelenlerindendir. Tamamen kamusal olan alanlarının satılarak 20 milyar doların üstünde gelirin beklendiği, İzmir Milletvekili Hamza Dağ tarafından ‘Çok önemli bir projeyi hayata geçirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Çeşme Projesi, önümüzdeki yıllarda, cari açığı kapatma, milyarlarca doların gelmesi için çok değerli bir projedir’ sözleriyle açıklanmıştı. Yapılması planlanan büyük ölçekli oteller, golf sahaları, marinalar ve alışveriş merkezleri ile şantiyeye dönüşecek olan Yarımada’nın mevcut turizm yapısı da yaşam biçimi de tümüyle değişecektir. Tüm bunlar yan yana konulduğunda proje ile Çeşme yarımadasına ve İzmir’e yaşatılmak istenen tehdidin, İzmir’in, Yarımada ve Çeşme’nin bildiğimiz, yaşadığımız yerler olmaktan çıkacağı çok açıktır. İzmir Yaşam Alanları ve mücadele eden tüm kurumlar olarak biliyoruz ki kararın bozulması için sağlam hukuki gerekçelere sahibiz. Ancak, politik olan bu karara karşı, hukuk önünde gücümüzü, kitlesel tepkilerle büyütmek; bilirkişilerin, meslek odalarının ve bizlerin öne sürdüğü “yaşamdan yana” tavrın kazanabilmesi için itirazlarımızı tüm davacılar, siyasi kurumlar ve İzmir Halkı olarak önümüzdeki süreçte sürdürmeye devam edeceğiz. Birlikte başarabileceğimize inanıyoruz. Bu projenin başlangıç olduğunu, sarı öküzü kaptırırsak İnciraltı’nı da kaybedeceğimizi, Körfez Geçiş Köprüsü’nün önünde duramayacağımızı görüyoruz. Yaşanmış bunca mücadele örneği ve sahip olunan dayanışmanın gücü ile birlikte hareket etmenin zeminini, mücadeleyi, dayanışmayı büyüteceğiz. İzmir’in Kanal İstanbul’una karşı Birlikte başarabileceğimize inanarak, seslerimizi birleştireceğiz, güçlü kılacağız, çoğalacağız ve birlikte olacağız” açıklamasını yaptı.

TMMOB’dan Çeşme Projesi için ‘revize’ çıkışı! Haber

TMMOB’dan Çeşme Projesi için ‘revize’ çıkışı!

ÇAĞLA GENİŞ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen Çeşme Projesi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Projenin bölgeye büyük yapılaşma getireceği, su kıtlığı yaratacağı ve doğa tahribatına neden olacağı gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi, meslek odaları ve çevre örgütleri tarafından açılan davada, Danıştay 6. Dairesi, bilirkişi heyetinin ‘kamu yararına aykırı’ raporuna rağmen Çeşme Projesi için ‘hukuka uygun’ kararı vermişti. Kararın ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, sürece ilişkin basın açıklaması düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen basın açıklamasında metni Şehir Plancıları Odası’ndan Yusuf Ekici okudu.  MÜCADELEDE KARARLILIK VURGUSU TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve bağlı odalar olarak kent suçlarına karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Ekici, “Kentimize yönelik çılgın projeler ile ilgili mücadelemizde bizler açısından bütünüyle bir rant projesi olan Çeşme Projesi ve buna ilişkin yürüyen hukuki sürece ilişkin sözümüzü bir kez daha ifade ederek hatırlatma gereği duyduk. İzmir, Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi sınırları 2019 yılında belirlenmiş, 2020 yılında ise sınırların yeniden belirlendiği Resmi Gazetede yayınlanmıştı. Bu yeni kararla birlikte, Çeşme Yarımadasında güneye doğru orman olarak tescilli alanlar, kıyılar, deniz alanı ve koruma alanları, mera alanları, tarım alanları ve hatta Carufa Adası da dahil edilerek, önceki 11 adet turizm alanı ile birlikte Yarımadanın %40’ına tekabül eden bir bölge turizm alanı olarak ilan edilmiş, dolayısı ile bu alanda bir kullanım olanağı yaratılmak istenmiştir. Bu karar; Çeşme Yarımadasında mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 km kıyı alanını, yarımadanın kuzey ve güneyinde 4.000 hektarı bulan deniz alanlarını ve bu alanlardaki beş adet adayı, 4,293 hektar orman alanını, 600 ha. mera alanı, içme suyu koruma havzalarının tamamını, bölgedeki doğal koruma alanlarının yüzde 70’ini, nitelikli tarım alanları ile zeytinlik alanları, kültürel ve arkeolojik miras alanlarını, yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16.000 hektarlık (22400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisini kapsamaktadır” dedi. KAMU YARARI İÇERMEMEKTEDİR Projeye ilişkin detaylı bilgi veren Ekici, “Bu kararların hemen arkasından Kültür Turizm Bakanı tarafından bizzat açıklanan, toplantılar ile ortak bir proje olarak ortaya konulan Çeşme Projesi itirazlarımızı ve haklılığımızı ortaya koymuştur. Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve adaları da içeren deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktır. Bu devasa kamu arazisinin ve deniz alanlarının irtifak hakkı sahibine devri karşılığı alınacak bedel kamu harcamaları için kullanılamayacak sadece alanın alt yapı yatırımlarına harcanabilecektir. Yani irtifak bedeli dahi kamuya değil yatırımcının hizmetine sunulacaktır. Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırmaktadır.  Alan, doğal sit alanları, su koruma havzaları, orman alanları ile çok özel niteliklere haizdir. Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar gibi yapılacaktır. Kararın iptali için yürüttüğümüz hukuki süreç devam etmektedir. Konu ile ilgili yayınladığımız Çeşme Projesi Raporu, dava sürecinde bilirkişi raporları, yaptığımız açıklamalar, bilim insanlarının görüşleri ortaktır: Proje kamu yararı içermemektedir” ifadelerini kullandı. GERİ DÖNÜLEMEZ SONUÇLARI OLACAK Yarımadanın arkeolojik sit, doğal sit alanları, orman, tarım alanları, sulak alanlar, koruma alanları, endemik türler, su kaynakları gibi ekolojik ve biyolojik çeşitliliği ile son derece özel bir bölge olduğunu vurgulayan Ekici, “Yarımada Bölgesi kapsamında yapılan doğal sit derecelerinin değiştirilmesi süreçlerinde de koruma kaygısından çok alanın korunması gereken özel değerlerinin tahribatı ve yok olmasına yol açacak yapılaşma ve faaliyetlere izin verecek şekilde sit statülerinin düşürüldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Bölgede gerçekleştirilen ve geçmişte de davacı olduğumuz doğal sit statülerinin değiştirilmesi kararlarının, yine TMMOB olarak da davacısı olduğumuz Turizm Alanı İlanı Kararı, Çeşme Projesi gibi süreçler ile ilişkisi ve bu ve benzeri projelere yönelik ardışık etki yaratacak izinler ilişkisi aynı zamanda kurumsal yürütülen bir tahribatın da parçasıdır. Bu noktada yapılan uygulama ile bölgede izin verilen ve önü açılan faaliyet ve yatırımlar mevcut doğal ve ekolojik yapıyı bozacağı gibi getireceği ilave çevresel yükler ve ihtiyaçlar ile de bölgenin son derece kısıtlı olan kaynaklarına yönelik de ilave baskılar yaratarak kirletici etkiler oluşturacaktır. Her mevzuat düzenlemesinin altında kamu yararı taşımayan, kentlerimiz, doğal yaşam alalarımızın tahribine yol açacak uygulamaların önündeki engelleri kaldıran mekanizmalar olarak karşımıza çıktığı bugünlerde bu uygulamaların geri dönülemez sonuçları olacağı çok açıktır” diye konuştu. KURUMLARA MÜCADELE ÇAĞRISI Tüm kurum ve kuruluşları projeye karşı mücadeleye çağıran Ekici, “İktidarın kentlerimize, yaşam alanlarımıza yönelik kar hırsı, rant baskısı bugünlerde tekrar dile getirilmektedir. Bizler bilimden, kamudan, doğadan yana bakan, toplum yararına mücadelesinden vazgeçmeyen meslek odaları olarak bir kez daha paylaşıyoruz. Çeşme Projesi ile ilgili olarak dün neredeysek, bugün de oradayız. Kentimizi, Yarımadayı, kamuya ait alanları ranta teslim edecek, halkın girişini engelleyecek, belli bir kesimin zenginleşmesi için önümüze konulan ‘turizm projesi ve kalkınma’ adı altında rant projesine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Unutulmasın ki; Anayasa’nın 135. maddesinde TMMOB’a tanımlanan yetki ve görevler kapsamında halkımızın geleceğini tehlikeye atacak hiçbir kent suçuna karşı sessiz kalmayacak, toplumun ve doğanın ortak yararı için mücadelemize inatla devam edeceğiz. Kamuoyu tarafından da bilindiği üzere meslek odalarımız, kamuyu ilgilendiren her uygulamayı bilimsel ve hukuki yönden inceleyerek, uygulayıcısı kim olursa olsun, kamu yararına hizmet etmeyen uygulamalara itiraz etmiş ve davalar açmıştır; açmaya devam edecektir. Yaşanabilir kentler için; yaşamın bugünü ve geleceği için, yaşamına sahip çıkan, emekten ve doğadan yana tüm kurum ve kuruluşları akıl dışı girişimlere karşı ortak mücadeleye davet ediyoruz. Biz mücadelenin parçasıyız, herkesi burada olmaya davet ediyoruz” açıklamasını yaptı. HALKIN OLANIN HALKTAN ALINMASINA İTİRAZIMIZ Açıklamanın ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın projenin revize edilmesi yönündeki sözleri sorulan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir, “Bu konuda 3 tane rapor var. Yaptığımız çalıştaylar, sonuç bildirgesi olarak ortada. Akıl, bilim ve teknik üzerinden bir dava sürecimiz var. Korunması gereken alanlar var. Yatak sayısı ile pazarlık etme görevi TMMOB’a ait değil. Biz bu projenin yanında yöresinde değiliz. Halkın olanın halktan alınmasına itirazımız. Bu alanların korunması gerektiği için itiraz ediyoruz. Bilirkişi raporları da bizim itirazlarımızı doğrular nitelikteydi. Bu bir pazarlık konusu değildir. Ne yatak sayısıyla ne başka bir şeyle” yanıtını verdi. 

Bilal Saygılı’dan Çeşme Projesi ve Kemeraltı çıkışı Haber

Bilal Saygılı’dan Çeşme Projesi ve Kemeraltı çıkışı

Çeşme Projesi’nin durdurulmasına yönelik ret kararı ve tarafların yaptığı açıklamaları da değerlendiren Başkan Saygılı; “CHP, 25 yıldır İzmir’i yönetiyor. Yapacağını duyurduğu projelerin yüzde 80’i ya yerinde sayıyor ya rafa kalktı. Kemeraltı, alt ve üst yapısıyla bunların en acıklısı. Şimdi; turizmi şaha kaldıracak olan Çeşme Projesini istemiyorlar. Daha da kötüsü, onlarca kez proje çizdirip uygulayamadıkları Kemeraltı’nı ayağa kaldırmak yerine yine adını kullanıyorlar. Oysa, 25 yıldır kimse ellerini kollarını bağlamadı. Çarşının her yağmur sonrası su altında kalmasına göz yumacaklarına, işe buradan başlasınlar.” diye konuştu. Toplantıda konuşan AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan; “İstikamet 2024 Yerel Seçimleridir” diyerek, İzmir’in bu ‘olmazcı ve kısır’ yönetim anlayışına son vereceklerini söyledi. İnan, 2024 iddialarını şu sözlerle anlattı; “İzmir Türkiye’nin hızla yenilenen, çağı yakalamış, tüm meselelerini çözmüş bir şehir olacaksa, ancak bizimle olacak. Çeyrek asrın hizmet zafiyetine AK Parti Belediyeciliği son verecek. Hükümetin İzmir için yapmak istediklerine karşı direnip parmak kıpırdatmayanların devri kapanacak.” Kim kimi engelliyor, İzmirli görüyor Çeşme Projesi’nin bugüne kadar sadece demecini verdikleri turizm potansiyelini şaha kaldırmak için bir nimet olduğunu belirten AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, şunları söyledi; “Bir konsensüsle masaya yatırılan, Sayın Bakanımız tarafından kendilerini de içine alan büyük bir hazırlık dönemi yürütülen projeye el birliğiyle karşı çıktılar. Yargı kararını verdi. Bu kez de yine İzmirliyi alet ederek, bu projeyi istemiyoruz; gelin Kemeraltı’nı ayağa kaldıralım dediler. İzmir’i oyuncak etmeye devam ediyorlar. Körfez tüp geçidi, emsal artışı, Bergama Millet Bahçesi, Karabağlar Kentsel Dönüşümü ve Üniversite Projesi, Buca Cezaevi Alanı Projesi gibi, nerede İzmir’i ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda kalkındıracak bir adım atıyoruz, ezberlediklerini yapıyorlar. Engellemek için çırpınıyorlar. Kim kimi engelliyor İzmir halkı bunu artık görüyor.” Çeşme Projesi; İzmir ve bölge için bir fırsat İzmir’in kalbi Kemeraltı Çarşısı tarihinin en içler acısı dönemini yaşadığına dikkat çeken Saygılı; sözlerini şu ifadelerle sürdürdü; “Bırakın üst yapıyı planlamayı, restorasyon çalışmalarını; her yağmur çarşı için bir çile. Çöp, koku sorununu dahi çözemedikleri, mazgalları ateşe verseniz patlayacak Kemeraltı umurlarında bile değil. Olsaydı, şimdiye kadar gözle görünür bir adım atarlardı. Çeşme Projesi; İzmir ve bölge için bir fırsat. Mutlaka yapılacak. Sapla samanı karıştırmak işlerine geliyor. Sorumluluklarını yerine getiremediklerinde, işlerine gelmediğinde hep aynı yöntem.” Yerelde hizmet vakti geliyor AK Parti İzmir’in A takımının gündemlerinden biri 2024 yerel seçimleriydi. AK Parti’nin 14 ve 28 Mayıs sandığında başarılı bir sınav verdiğini söyleyen İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ise, milletin huzuruna çıkmak için hiçbir zaman sandığı beklemediklerini belirterek şunları söyledi; “Sıra 2024 sandığında. Yerelde hizmet vakti geliyor. İzmir’in bu özlemi son bulacak. İzmirli artık sokağa çıktığında da mutlu olacak, yolda, trafikte, yağmurda endişe duymayacak. Çünkü, bizim tek derdimiz, millete hizmet. Reformlarla; gelişim ve yenilenmelerle dolu 21 yıllık hizmet yolculuğumuzun formülü budur. Her nefesi milletimizle birlikte almak. Her an onların yanında, evinde, sofrasında, iş yerinde olmak. İyiyi, kötüyü; azı çoğu onlarla paylaşmak. Bu formül, iktidar olmanın değil; devletiyle milletiyle bir bütün olmanın formülüdür. Yerel Seçimleri de böyle karşılayacağız. İzmir’in artık bu formülle hizmet almaya ihtiyacı büyük. İlçe ilçe, köy köy hedefimiz 2024.” İzmir’i düşünüyor-muş gibi yapıyorlar İzmir’in yerel hizmetler noktasında korkunç bir zaman kaybettiğini vurgulayan Başkan Bilal Saygılı; “Neredeyse telafisi olmayacak kadar kötü bir şekilde yönetiliyoruz. Şehrin dört yanı dökülüyor. CHP’li yerel idareler ise İzmir’i düşünüyor-muş gibi yapmaya devam ediyor. İzmir’i düşünmek, dönüşümü başlatmaktır; Kemeraltı’nın alt yapısını yenilemektir, körfezi temizlemektir. İzmir’i düşünmek; başladığı işi bitirmek, şehrin ve halkının hayrına olan her işe destek olmaktır. Basın toplantılarında, konserlerde, yapay ve karşılıksız salon organizasyonlarında zaman geçirerek İzmir’e faydalı olamazsınız, sorunlarını pratikte böyle çözemezsiniz. İzmir’in önünü açacak projelere taş koyarak bu şehrin tarihine ancak; ‘istemezükçüler’ olarak geçebilirsiniz. ” dedi.

Soyer, Bakan Ersoy'a çağrıda bulundu Haber

Soyer, Bakan Ersoy'a çağrıda bulundu

KEMAL ÖZKURT Çeşme Projesi’nin önünü açan SİT değişikliğinin iptali için açılan davada da mahkeme kararının açıklanmasının ardından, bugün konuyla ilgili İzmir Mimarlar Merkezi’nde basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasında yaptığı konuşmada Kültür ve Turizm Bakanı olan Mehmet Nuri Ersoy’a çağrıda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İzmir’in sizlerle yapmak istediği çok sayıda proje var. Gelin hep beraber onları yapalım" dedi.  Öte yandan düzenlenen basın açıklamasına; Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Kent Konseyi, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Ege Çevre Platformu ve İzmir Yaşam Alanları Derneği üyeleri katılım gösterdi. SOYER: İZMİR’İN SİZLERLE YAPMAK İSTEDİĞİ ÇOK SAYIDA PROJE VAR Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında "Biz baromuza ve avukatlarımıza güveniyoruz. İzmirliyi, İzmirlinin geleceğini koruyacaklarına inanıyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Soyer, "Olayın 2 hukuki gerekçesi var. Çeşme Turizm bölgesi ile ilgili projenin devamıyla ilgili alınmış karar ile sit bölgeleri ile alınmış karar var. Birbiriyle çekişen iki karar. Hukuk gereğini yapacaktır diye düşünüyoruz. Biz baromuza ve avukatlarımıza güveniyoruz. İzmirliyi, İzmirlinin geleceğini koruyacaklarına inanıyoruz. Biz buradan Sayın Kültür ve Turizm Bakanı olan Mehmet Nuri Ersoy’a seslenmek istiyoruz. Daha doğrusu bir iş birliği. Bu proje birçok çevreciler tarafından farklı isimlerle anlatıldı. Sözün sonunda bu projeyi İzmirli istemiyor, İzmir’in kurumları istemiyor, meslek odaları istemiyor, kimse istemiyor. Neden istenmediğine dair birçok gerekçesi var. 15 turizm bölgesi var Çeşme’de. Bunların Çeşme’de kapasitesi yüzde 15’ler civarında dolu. Büyük bir ihtiyaç var da onun gereğini yerine getirecek tablo yok. O nedenle bu projeyi yapıyoruz denecek bir durum yok. 16 bin hektarlık dev bir alana bu proje yapılırsa yaratacağı tahribatı hepimiz biliyoruz. Benim çağrım şu; İzmir’in çok öncelikli projeleri var. Gelin bütün kaynaklarımızı hep beraber seferber edelim. Biz Bakanlığımızla iş birliği yapmak için hazırız. Çeşme Projesi gibi projelerden bundan vazgeçin Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; İzmir’in sizlerle yapmak istediği çok sayıda proje var. Gelin hep beraber onları yapalım” ifadelerini kullandı. BASIN AÇIKLAMSINI BARO BAŞKANI SEFA YILMAZ OKUDU Düzenlenen toplantıda basın metnini okuyan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, "Her derecede mahkemeler, davanın konusu, özel araştırma ve teknik bilgiyi içeren konularda, bilirkişi incelemesine başvururlar, bu davada bu yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Ancak bu davada Danıştay Dairesi, her nedense hukuki gerekçesi ile elde edilen bu rapora uymadıklarını belirterek, Daire Başkan yardımcısının muhalif oyu ve oy çokluğu ile yürütmenin durdurulması talebimizi reddetmişti. Dairenin bu ret kararının kaldırılması ve yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için başvurduğumuz, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), bilirkişi raporunu da değerlendirmeye alarak, Danıştay 6. Dairenin ret kararını kaldırmış ve yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Kurul kararında, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, uygulanması halinde giderilmesi güç veya imkânsız zararlar doğmasına yol açacağı tespit edilmiştir. DİDDK’nin yürütmeyi durdurma kararındaki maddi ve hukuki koşullar hiç değişmediği halde, Danıştay 6. Dairesi, “hukuki belirlilik”, “hukuki istikrar” ve “hukuki öngörülebilirlik” ilkelerini de yok sayarak açıkça hukuka aykırı olan davanın reddi kararı vermiştir. Kararın ikiye karşı üç oyla oyçokluğuyla alındığını da vurgulamak isteriz. Karar gerekçesinde özetle, sınır belirleme kararında ileri sürülen gerekçelerin, daha sonraki plan gibi işlemler sırasında incelenebileceği, idarenin yönetmelikler gereği hazırladığı gerekçe raporunun yeterli olduğu, İzmir Büyükşehir belediyesinin ve yanında pek çok kurumun olumsuz görüşünün irdelenip ilişkilendirmeden, bir genel doğru kabulü ile davamızın reddine karar vermiş bulunmaktadır. Karar 24 Mayıs günü tarafımıza tebliğ edilmiş olup, seçim öncesi ve konunun kapsamlı olması sebebiyle ancak bugün açıklama fırsatı olmuştur. Kararı tüm müvekkillerimiz adına temyiz ediyoruz. Temyiz talebimiz, daha önceki yürütmenin durdurulması kararını veren Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu tarafından incelenecektir. Kararın bozulması yönünde sağlam hukuki gerekçeler, yargılama aşamalarında elde edilmiştir. Umarız hukuka uygun karar verilir, hak ve adalet yerini bulur” diye belirtti. DAHA ÖNCEKİ KARARLARDA UYGULANMADI Yaptığı basın açıklamasında, Karaköy-Zeytineli Etabı SİT alanı için İzmir 2. İdare Mahkemesinde bakılan davadaki verilen karar uygulanmadığına dikkat çeken Yılmaz, "Çeşme KTKGB Kararı ile belirlenen alanda, Çeşme ve Urla İlçelerinin bir kısmını kapsayan 38.Grup (Karaköy-Zeytineli Etabı) Doğal SİT Alanında daha önce belirlenen alan için İzmir 2. İdare Mahkemesinde bakılan davadaki verilen karar uygulanmadan, Çeşme KTKGB kararına elverişli yeni bir karar alınmış ve örneğin Carufa Adası, iki ayrı SİT bölümünde sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım doğal SİT derecesine dönüştürülmüştür. Bu doğal SİT Derecelendirme kararının iptali için de yine İzmir 2. İdare Mahkemesinin 2012/2325 E numaralı dosyasına kayden bakılan davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde, N 1, N 2, N 3, N 4 ve N5 poligonları ile belirlenen alanlardaki nitelikli alan derecelendirilmesinin uygun olduğunu ancak, S 1, S 2, S 3 ve S 4 numaralı poligonlar ile belirlenen alanlardaki sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanının, bölgelerin niteliği, kullanımı ve sahip oldukları özel ekolojik değerleri yönünden “nitelikli Koruma alanı” özellikleri taşıdığı için, SİT derecelendirme kararının doğru olmadığını, aynı zamanda, poligonların SİT sınırlarının doğal veya yapay eşiklere göre belirlenmediğinin görüldüğü belirtilerek, “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” doğal SİT olarak tespit edilen alanların yapılaşmasına izin verilebileceği göz önüne alındığında, uygulanması halinde davacı nezdinde telafisi güç zararlara yol açabileceği ve dava konusu işlemin hukuka aykırılığının açık olması nedeniyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir” dedi. "BÜYÜK ÖLÇÜDE KAMU ZARARI OLUŞMAMASI İÇİN PROJENİN DURDURULMASI GEREKİR" “Her iki karar birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizde, bu kadar büyük bir alan için yürütülen işlemlerin, mahkeme kararları ve bilirkişi raporları doğrultusunda, sorumluluk içinde hareket ederek, büyük ölçüde kamu zararının oluşmasına neden olunmaması için durdurulması gerekmektedir" diyerek konuşmasını sürdüren Yılmaz, Anayasanın 2577 Sayılı Yasanın 50/5.maddesine vurgu yaparak şöyle devam etti;  "Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur" Yasanın bu amir hükmü gereğince ve yürütmeyi durdurma kararını değiştirecek nitelikte maddi ve hukuki değişiklik olmadığından Danıştay 6. Dairesi kararının DİDDK tarafından bozulacağı bellidir. DİDDK’nin yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay 6.Dairesi’nin davanın reddi kararı ile ortadan kalkmıştır. Bunun fırsat olarak görülüp, Yarımada’da telafisi olanaksız zararlara yol açacak oldubittiler yaratılmamalı, temyiz başvurumuz hakkında karar verilene kadar yeni işlem ve eylem yapılmamalıdır. Ülkemiz, İzmir, Çeşme ve Urla halkına, basına, kurumlara, devletin ilgili birimlerine, saygı ile duyururuz.”

Bakan Ersoy’dan ‘Çeşme Projesi’ açıklaması Haber

Bakan Ersoy’dan ‘Çeşme Projesi’ açıklaması

TENZİLE AŞÇI Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çeşme Projesi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen ve Ege Turizm Merkezi projesi içinde kalan İzmir’in Urla ilçesine bağlı Zeytineli köyünden Çeşme’ye bağlı Alaçatı ve Ildır’a uzanan 120 milyon metrekarelik alanı kapsayan, Çeşme Projesi’ne ilişkin geçtiğimiz aylarda Danıştay 6. İdaresi “yürütmeyi durdurma” kararı vermişti. Karar, kentte büyük yankı uyandırırken bakanlığın tepki merak konusu olmuştu. Öte yandan; bugün Tarihi Tekel Fabrikası açılışı için İzmir’e gelen Bakan Ersoy, proje hakkında verilen karara ilişkin de açıklamalarda bulundu. Bakan Ersoy, siyasi amaç vurgusu yaparken projenin hayata geçirilmesi durumunda İzmir'in kazanımlarına işaret etti. DİREK UÇUŞLAR 10-15 KAT ARTACAK Projenin İzmir’e olan direkt uçuş sayısının artıracağının altını çizen Bakan Ersoy, “Geçici bir yürütmeyi durdurma kararı var. Mahkemenin asli kararını vermesini bekliyoruz.  İzmir için çok hayati ve önemli bir proje İzmir’in geleceği açısından çok çok önemli bir proje. Klasik siyasi amaçlar ve siyasi hedeflerle projenin engellenmeye çalışılmasını doğru bulmuyorum.  İzmir, Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerimiz söz konusu olduğunda konulara siyasi yaklaşmamamız gerekiyor. İzmir için çok gerekli bir proje. İzmir’in bazı sorunları var. Hava trafiğiyle ilgili… İzmirlilere sorduğunuzda haklı olarak şikayet ediyorlar. İzmir’in dünyaya direkt bağlanmasını istiyoruz, İstanbul üzerinden bağlanmasını istemiyoruz diyorlar. Bazı şeyler istemekle olmuyor, gerekenleri yapmanız gerekiyor. Bu proje, o yönde atılmış en büyük adım olacak.  Bu proje gerçekleştirildiğinde İzmir’e olan direkt sefer sayısından 10-15 kat artış göreceksiniz İzmir’in kalıcı sorunlarından birisi çözülecek” dedi. BUGÜNE KADAR YAPILAN EN İYİ TURİZM PROJESİ Planların askıya çıkması için yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasını işaret eden Ersoy, “Sorunlardan biri de 12 ayın çok kısa süresinde turizm sektörü verimli bir ortam yaşıyordu ve tekrar düşük sezona geçiyordu. Bu projeyle birlikte 12 aya yayılmış, uzun süreli bir nokta haline gelecekti İzmir. O yüzden bu projenin hayati önemi var. Planımız hazır zaten. Yürütmeyi durdurma kararı kalkarsa plan askıya çıkacak. Plan askıya çıktığı zaman bütün hassasiyetlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ciddi bir şekilde ele alındığı ve gerekli düzenlemelerin yapıldığını göreceğiz. Üzerinde tartışılacak itiraz vb. varsa tartışılır zaten. Bugüne kadar cumhuriyet tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlıkları tarafından çalışmış en iyi turizm merkezi projesidir. Benim görüşüm umarım mahkeme sağduyulu bir karar verir ve biz planı askıya çıkararak bu projeyi İzmir’e kazandırırız” diye konuştu.

TMMOB: Halkımıza ve İzmirlilere armağan olsun! Haber

TMMOB: Halkımıza ve İzmirlilere armağan olsun!

ÇAĞLA GENİŞ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İzmir’in turizm cennetinde hayata geçirilmek istenen ve büyük tartışmalara yol açan ‘Ege Turizm Merkezi - Çeşme Projesi’ kent gündemindeki yerini koruyor. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kentin meslek odaları ve çevre örgütlerinin büyük tepkisine yol açan projede yargı cephesinde kritik bir gelişme yaşandı. TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve EGEÇEP gibi sivil toplum kuruluşları ve çevreci vatandaşların başvurusuyla yargıya taşınmıştı. Danıştay 6.Dairesi atanan bilirkişilerin ‘Kamu yararına uygun değil’ raporuna rağmen yürütmeyi durdurma talebini oy çokluğuyla reddetmişti. Karara yapılan itirazla konu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşınırken 18 üyeli üst kurul kararını açıkladı. Her daireden temsilcilerin yer aldığı üst kurul yaptığı değerlendirmede 6. Daire’nin ret kararını kaldırdı ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. Çarpıcı gelişmenin ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda, davacı kurumlar adına açıklamayı İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu. Yılmaz, “Yürütmenin durdurulması kararına rağmen yapılacak her işlem kamu görevlilerinin cezai ve mali sorumluluğunu gerektirecektir. Kurumlarımız kararın gereklerine uyulmasını titizlikle takip ederek ihlal edenler hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatıp takip edecektir” vurgusunu yaptı. HUKUKA AYKIRI BULUNDU Kararın ardından artık proje kapsamında hiçbir işlem ve tasarrufta bulunulamayacağını belirten Yılmaz, “Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce yargı kararı belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde de işlemin kamu yararına uygun olmadığı belirlenmiş ise de Danıştay 6. Dairesi gerekçesiz olarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiştir. Ancak itirazımız üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı ile Danıştay 6. Dairesinin kararı kaldırılarak 12.02.2020 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın gereklilikleri açıklanmadan turizm bölgesi ilan edilmesi hukuka aykırı bulmuştur. Bu karar ile davalı Kültür ve Turizm Bakanlığına da tebliğ edilmiş olup İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27. Maddesi gereğince Bakanlıkça Çeşme Turizm Bölgesi projesi kapsamında artık hiçbir işlem ve tasarrufta bulunulamayacaktır” ifadelerini kullandı. HALKIMIZA VE İZMİRLİLERE ARMAĞAN OLSUN Danıştay 6. Dairesi tarafından da aynı yönde nihai karar verilmesinin beklendiğini dile getiren Yılmaz, “Yürütmenin durdurulması kararına rağmen yapılacak her işlem kamu görevlilerinin cezai ve mali sorumluluğunu gerektirecektir. Kurumlarımız kararın gereklerine uyulmasını titizlikle takip ederek ihlal edenler hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatıp takip edecektir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun hukuka aykırı bulduğu işlem hakkında Danıştay 6. Dairesi tarafından aynı yönde nihai karar verilmesi beklenmektedir. Korunması gereken doğal alanları, korunması gereken su havzalarını, orman alanlarını, deniz alanlarını, kıyıları, kamuya ait devasa alanları kamunun elinden alıp bir azınlığın kullanımına terk edecek bu işlemin hukuka aykırı bulunarak durdurulmuş olması ile kamusal sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Halkımıza ve tüm İzmirlilere armağan olsun. Kentlerimize, yaşama, kamu yararına sahip çıkma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” açıklamasını yaptı.

TMMOB: Halkımıza ve İzmirlilere armağan olsun! Haber

TMMOB: Halkımıza ve İzmirlilere armağan olsun!

ÇAĞLA GENİŞ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İzmir’in turizm cennetinde hayata geçirilmek istenen ve büyük tartışmalara yol açan ‘Ege Turizm Merkezi - Çeşme Projesi’ kent gündemindeki yerini koruyor. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kentin meslek odaları ve çevre örgütlerinin büyük tepkisine yol açan projede yargı cephesinde kritik bir gelişme yaşandı. TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve EGEÇEP gibi sivil toplum kuruluşları ve çevreci vatandaşların başvurusuyla yargıya taşınmıştı. Danıştay 6.Dairesi atanan bilirkişilerin ‘Kamu yararına uygun değil’ raporuna rağmen yürütmeyi durdurma talebini oy çokluğuyla reddetmişti. Karara yapılan itirazla konu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşınırken 18 üyeli üst kurul kararını açıkladı. Her daireden temsilcilerin yer aldığı üst kurul yaptığı değerlendirmede 6. Daire’nin ret kararını kaldırdı ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. Çarpıcı gelişmenin ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda, davacı kurumlar adına açıklamayı İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu. Yılmaz, “Yürütmenin durdurulması kararına rağmen yapılacak her işlem kamu görevlilerinin cezai ve mali sorumluluğunu gerektirecektir. Kurumlarımız kararın gereklerine uyulmasını titizlikle takip ederek ihlal edenler hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatıp takip edecektir” vurgusunu yaptı. HUKUKA AYKIRI BULUNDU Kararın ardından artık proje kapsamında hiçbir işlem ve tasarrufta bulunulamayacağını belirten Yılmaz, “Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce yargı kararı belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde de işlemin kamu yararına uygun olmadığı belirlenmiş ise de Danıştay 6. Dairesi gerekçesiz olarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiştir. Ancak itirazımız üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı ile Danıştay 6. Dairesinin kararı kaldırılarak 12.02.2020 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın gereklilikleri açıklanmadan turizm bölgesi ilan edilmesi hukuka aykırı bulmuştur. Bu karar ile davalı Kültür ve Turizm Bakanlığına da tebliğ edilmiş olup İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27. Maddesi gereğince Bakanlıkça Çeşme Turizm Bölgesi projesi kapsamında artık hiçbir işlem ve tasarrufta bulunulamayacaktır” ifadelerini kullandı. HALKIMIZA VE İZMİRLİLERE ARMAĞAN OLSUN Danıştay 6. Dairesi tarafından da aynı yönde nihai karar verilmesinin beklendiğini dile getiren Yılmaz, “Yürütmenin durdurulması kararına rağmen yapılacak her işlem kamu görevlilerinin cezai ve mali sorumluluğunu gerektirecektir. Kurumlarımız kararın gereklerine uyulmasını titizlikle takip ederek ihlal edenler hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatıp takip edecektir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun hukuka aykırı bulduğu işlem hakkında Danıştay 6. Dairesi tarafından aynı yönde nihai karar verilmesi beklenmektedir. Korunması gereken doğal alanları, korunması gereken su havzalarını, orman alanlarını, deniz alanlarını, kıyıları, kamuya ait devasa alanları kamunun elinden alıp bir azınlığın kullanımına terk edecek bu işlemin hukuka aykırı bulunarak durdurulmuş olması ile kamusal sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Halkımıza ve tüm İzmirlilere armağan olsun. Kentlerimize, yaşama, kamu yararına sahip çıkma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.