TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#çernobil

çernobil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çernobil haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Taşkın İzmir’in Çernobil'ini meclise taşıdı Haber

CHP’li Taşkın İzmir’in Çernobil'ini meclise taşıdı

İzmir Gaziemir’de Emrez Mahallesi’ndeki İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen ve normal değerin 219 katı oranında radyasyon yayan radyoaktif atıklar bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşındı. Konuyu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye soran CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, “Bu atıkların temizlenmesi konusu yıllardır sorumlu merkezi yönetim birimleri tarafından görmezden geliniyor. İzmirliler bu kadar ciddi bir konuda oyalanıyor. Vahim olanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi radyoaktif ve tehlikeli maddelerin temizlenme planı ve zamanlamasına dair Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan bilgi talep etmiş olmasına rağmen, Bakanlık konuyla ilgili cevap dahi vermemiş durumda.  Geldiğimiz noktada, 2010'da kapatılan Aslan Avcı Döküm Sanayi AŞ’ye ait kurşun döküm fabrikasının 70 dönümlük bahçesindeki tehlikeli atık ve radyoaktif madde halen temizlenmedi.   Ölçümler sonucunda radyasyon miktarının normal değerin 219 katı çıktığı tehlikeli atıkların toprak, hava ve suya karışması halinde büyük bir sağlık sorunu yaratacağı aşikâr” dedi. ENDİŞE VERİCİ! 13 yıl önce çevreye zarar verdiği için kapatılan akü geri kazanım fabrikası sahasındaki radyoaktivite bulaşmış atıklar önemli bir çevre ve halk sağlığı sorunu yarattığına dikkat çeken Taşkın, “7381 sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu’nun 8. ve 9. Maddelerine göre radyoaktif atıkların yönetimi öncelikli olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’nun (TENMAK) görevi. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da sorumluluğu var. Kanuna göre, kanun kapsamı dışında yürütülen bir faaliyet sonucunda radyoaktif kirliliğe maruz kalmış alanların çevresel iyileştirmesine ilişkin iş ve işlemler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından TENMAK ile iş birliği yapılarak yürütülür. Konu açık olmasına rağmen hala bir sonuca ulaşılamamış olması endişe vericidir. Bu bağlamda konuyu hem TENMAK’ın bağlı olduğu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye yönelik hazırladığımız iki soru önergesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdık. Soruların ivedilikle yanıtlanmasını ve başta İzmirliler olmak üzere tüm Türkiye’yi tehdit eden radyoaktif atık sorununun çözülmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. 9 SORULUK ÖNERGE Taşkın, ilgili bakanlıklara şu soruları yöneltti: “Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirildi mi? Atıkların miktarı ve alandaki dağılımına yönelik tespit çalışması yapıldı mı? Radyoaktivite bulaşmış atıkların halk sağlığını tehdit etmemesi için ne gibi tedbirler alındı? Alandaki radyoaktif ve tehlikeli atıkların bölgeden uzaklaştırılması konusunda bir işlem tesis edildi mi? Alanı radyoaktif ve tehlikeli maddelerden temizlemek için hazırlanmış bir proje var mı? Söz konusu atıklarla ilgili bertaraf dahil gerekli işlemlerin yürütülmesi neden şimdiye kadar geciktirildi? Bölgedeki çalışma hangi kurumlar tarafından yürütülecektir? İlgili kurumların alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin programı, takvimi ve süreci nedir? İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin kurumunuza gönderdiği 29.09.2021 tarih ve 45943877-307.02-E358128 sayılı ve keza 07.03.2022 tarih ve E-45943877-307.02-575771 sayılı yazılarında radyoaktif ve tehlikeli maddelerin temizlenme planı ve zamanlamasına dair bilgi talep edilmiş; ancak konuyla ilgili bilgi verilmemiştir. Yerel yönetimlere neden bilgilendirme yapılmamıştır? Yerel yönetimlerle nasıl bir iş birliği düşünülmektedir?” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir’in Çernobili'nden bir isyan daha!

İzmir’in Çernobili'nden bir isyan daha! Haber

İzmir’in Çernobili'nden bir isyan daha!

TENZİLE AŞÇI İzmir’in en önemli çevre sorunlarının başında gelen ve yıllardır çözüme kavuşturulmayı bekleyen nükleer atık sorunu olan ve İzmir’in Çernobili olarak bilinen Gaziemir’deki eski kurşun fabrikası tehlike saçmaya devam ediyor. Emrez Mahallesi’ndeki eski kurşun fabrikasının 70 dönümlük arazisinde gömülü olan 500 bin tondan fazla olduğu tahmin edilen nükleer atıklar, 16 yıldır temizlenmeyi beklerken Ocak ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın düzenlediği ihaleyi alan firmanın bölgeyi temizlemek için faaliyete başladığı duyurulmuştu. Aradan geçen sürede, atık bölgesinin bariyerlerle kapatıldığı ancak temizliğin yapılmadığı ortaya çıkarken Gaziemir Belediyesi, alanda basın açıklaması düzenledi. 26 Nisan 1986 tarihinde meydana gelen “Çernobil Faciası” yıldönümünde yapılan açıklamaya Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi önceki dönem başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili adayı Helil İnay Kınay, Gaziemir Belediye Meclisi Üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Yapılan açıklamalarda, nükleer tehlike sorunlarının artarak devam ettiği belirtilirken sorulan soruların yanıtsız kalması eleştirildi. Açıklamada ayrıca 14 Mayıs seçimi işaret edilerek ‘CHP iktidarında çözüm bulunacak’ mesajı verildi. ARDA: GAZIMIZI ALMAK İÇİN YAPILAN BİR GİRİŞİM Bölgenin temizlenmesine ilişkin atılan adımların “gaz alma” çabası olduğunu söyleyen Başkan Arda, “Bugün Çernobil’in 37. yıl dönümü. Aradan geçen 37 yıla rağmen yağmur yağdığında oradaki bölgede tehlikenin devam ettiğini bilim insanları söylüyor. Hal böyleyken Gaziemir’de 16 yıl önce tespit edilmiş bir nükleer atıkla ilgili hiçbir yetkili bir şey yapmadı. Tedirginiz. Tedirginliğimizi başından beri söylüyoruz. Seçim dolayısıyla mahalleyi tekrar geziyorum. Ölü doğumlardan, sakat doğumlara, kansere kadar birçok soruna maruz kalıyor buradaki insanımız. En başından beri buranın temizlenmesi için çok olumlu bir dille süreci sürdürdük. Bizim masum bir isteğimiz var. Burasını temizleyin. 13 Ocak’ta buraya geldiğimizde EKOVAR isimli bir firma vardı. Şu anda da onların güvenlik görevlileri bölgede. 13 Ocak’ta iş makineleri vardı. Çok umutlanmıştık. Ama bugün geldiğimizde iş makinelerinin de artık burada olmadığını ve o günden bugüne hiçbir şey yapılmadığını gördük. Ben şimdi anlıyorum ki bu, bizim gazımızı almak, verilen mücadelenin ve bizim sesimizi kesmek için yapılmış bir girişim” dedi. “ATIKLARIN TEMİZLENMESİ CHP İKTİDARINA NASİP OLACAK” ‘Yanıtsız ve çözümsüz kalan’ nükleer sorunun çözümü için 14 Mayıs seçimini işaret eden Arda, “Şimdi öğreniyorum ki yeni bir yönetmelik hazırlanıyor. Madem böyle bir durum varsa bu şirket burada ne arıyor? Tek bir isteğimiz var. Bizi şeffaf bir şekilde aydınlatın. Biz de halkımız aydınlatalım. Gaziemir halkının sağlığı beni ilgilendiriyor. Ama süre az kaldı. Bu atıkların nereden getirildiğinin bile üstüne girmeyen bir iktidarımız var. 14 Mayıs’ta bir seçim var ve bir karar vereceğiz Ya bu düzen böyle gidecek ya da değişecek. İnşallah 15 Mayıs’tan itibaren Türkiye aydınlık bir geleceğe uyanacak. Bu bölgedeki nükleer atıkların temizlenmesi, CHP iktidarında bizlere nasip olacak” diye konuştu. KINAY: NÜKLEER ATIKLARLA BAŞ BAŞA BIRAKILDIK Bölge halkının nükleer tehlikeyle yaşamaya maruz bırakıldığını belirten Kınay, “Bugün Çernobil’in yıl dönüm. Tam 37 yıl önce Çernobil nükleer felaketini yaşadık. Çok büyük bir felaketin sonuçlarını yaşıyoruz. Biz Gaziemir’de aslında İzmir’in Çernobil’inin yaşadık. 16 yıldır nereden geldiği, kimin tarafından, hangi yollarla getirildiği belli olmayan, kamuoyundan uzun süre saklanan, zamanın Çevre Bakanlığı’ndan lisans almış bir kurşun geri kazanım fabrikasının bahçesinde gömülü olan nükleer atıklar yaşadığımız öğrenmiştik bir gazete haberiyle. Aslında bu sürecin o gazete haberinden 7 yıl önce tespit edildiğini ama ilgili kurumlar tarafından herhangi bir çalışma yapılmadan İzmir halkı, Emrez Mahallesi bu atıklarla yaşamaya mahkum edilmiş bu haberden sonra hukuki süreçleri yürüttük. Defalarca konuştuk, gündeme getirilmesini istedik. Her seferinde acil çözüm üreteceğiz diye sözler verildi, açıklamalar yapıldı. Ama bugün, sadece etrafının bariyerlerle kapatıldığı ve Gaziemir Emrez Mahallesinde nükleer atıklarla baş başa yaşadığımız gerçeğiyle karşı karşıyayız. En acısı da ülkemiz, Gaziemir’deki nükleer atıkları çözemezken, şu ana kadar sorduğumuz hiçbir soruya yanıt verilmedi” ifadelerini kullandı. “MÜJDE DİYE VERİLEN VAATLER CANIMIZA MAL OLDU” Mevcut iktidarın atık politikalarını da eleştiren Kınay, iktidar kanadından verilen ‘müjdelere’ dikkat çekerek şunları söyledi;  “Bugün 26 Nisan. Ülkemiz buradaki nükleer atıkları çözememişken nükleer santral inşaatlarıyla koyu bir karanlığa doğru hızla ilerletiliyor. 27 Nisan’da Akkuyu’daki nükleer santrale nükleer yakıtın getirileceği müjdesi verildi. Bir seçim yatırımı ve müjde olarak karşımıza getirilen bu vaadin Gaziemir’deki nükleer atıklar temizlenmezken neyin müjdesi olduğunu sormak istiyoruz. Çünkü bu ülkede imar afları müjde olarak verildi, depremde canımızı aldı. Bizler, depremin etkilediği bölgede olan nükleer santralin depremden nasıl etkilendiğini bilmiyoruz.  Ama biz biliyoruz ki depremde felaketi ve koordinasyonu yönetemeyenler, çadırı, ekmeği bulamayanlar binlerce canımıza mal oldu. Bugün bunu yönetemediğimiz bir süreçte nükleer bir sızıntı ve nükleer bir tehlikeyi nasıl yöneteceklerini bilmiyoruz. Müjdelerle hayatımıza getirilen her vaat canımıza mal oldu. Seçim vaadi diye karşımıza getirilenlere bizim karnımız tok. Biz, Gaziemir’in ortasındaki nükleer atıklara ilgili soruların yanıtlanmasını, alanın temizlenmesini ve tüm bilgilerin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmasını istiyoruz. Nükleer yakıt müjde değildir, devam eden suçların sorumlularının yargılanmasıdır. 14 Mayıs’ta bir seçim gerçekleştireceğiz bu seçim, yaşamımızın seçimi olacak. Alınmayan önlemlerin, çözülmeyen sorunların seçimi olacak. Biz, 14 Mayıs’tan sonra iktidar yoluna çıktığımızda sadece Gaziemir’de değil, ülkemizin her köşesindeki atık sorunlarına da gerekeni yapacağız. 14 Mayıs’tan sonra sorulan ama cevapsız kalan soruların cevaplarını ortaya çıkaracağız. Bir kez daha aynı sıkıntıların olmaması için elimizden yapacağız. Gaziemir örneği, bizim ülkemizde atık politikalarınınım yönetilemediğinin örneğidir. Biz bu süreçlerden en acı sonuçları aldık. Artık acıları değil çözümleri konuşacağız.”

İzmir’in Çernobili’nde kahreden isyan:  BEBEKLERİ ÖLEN VAR! Haber

İzmir’in Çernobili’nde kahreden isyan: BEBEKLERİ ÖLEN VAR!

NURETTİN BAKİ İzmir’in Çernobili Temizlensin Komisyonu, Gaziemir Emrez’deki 70 dönümlük arazide gömülü bulunan nükleer atıklarla ilgili yaşanan son gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmak üzere basın açıklaması gerçekleştirdi. Çevre örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği basın açıklamasına Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Üyesi Helil İnay Kınay ve STK temsilcileri katıldı.Ancak basın toplantısına bölgede yaşayan bir vatandaşın kahreden isyanı damga vurdu. Bölgede yalnız bırakıldıklarını belirten yaşlı kadın, “Burada bebekleri ölen var” dedi. YÜREĞİMİZE SU SERPİLSİN İSTİYORUZ Basın açıklamasında ilk sözü Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda aldı. Valiliğin açıklamalarından memnuniyet duyduklarını belirten Arda, sürecin şeffaf şekilde yürütülmesi gerektiğinin de altını çizdi. Arda, “İzmir Valiliğimizin açıklamalarından öğrendiğimize göre, bu alanın temizliğiyle ilgili girişimlerin başladığını duyduk. 2007 yılında Türkiye Atomu Enerjisi Kurumu tarafından tespit edilmiş, 2012 yılında basın mensupları vasıtasıyla kamuoyunun haberinin olduğu nükleer atıkların ve kimyasal atıkların olduğu bir alandan bahsediyoruz. İzmir’in merkezinde kalmış, burada yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bu bölgenin temizlenmesini yaklaşık 10 yıllık bir mücadeleyle istiyoruz. Bugün geldiğimiz noktada bu eylemlerin, bu halkın sağlığını düşündüğümüz bu etkinliklerin sonucunu alma noktasına geldiğini duyduğumuz için mutluyuz ancak bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Yüreğimize su serpilmesini istiyoruz. Bugüne kadar olumlu bir dil kullandık, çok masum bir isteğimiz var dedik. Bu alan temizlensin, umuyorum ve diliyorum ki 2023 yılında bu bölge temizlensin ve Gaziemir’in Aktepe Emrez Mahallesi’nde yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bu tehlikeden kurtulmuş olalım” şeklinde konuştu. İNSANA RAĞMEN ÜRETİM OLMAZ! Daha sonra söz alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu da “Burada bulunmamızın nedeni arkamızda 70 dönümlük alanda kurulmuş olan bir sanayi tesisinin bıraktığı nükleer atıkların bizim hayatımızı nasıl riske ettiğine dair farkındalığın herkes tarafından bilinmesi için buradayız. Evet, valiliğimizin almış olduğu ve bunu duyurduğu buranın nükleer atıklardan temizleneceği haberi sevindiricidir, teşekkür ederiz. Geç kalınmış ama doğru bir iştir. Bu sürecin takipçisi olacağız. Toprağa gömülen atıkların insanların hayatını nasıl tehlikeye attığını insanlar zaten söylüyor. Üretmeliyiz, üretmek önemli bir kavramdır ama nasıl üretmek insana rağmen üretmek olmaz. İnsan hayatını tehlikeye atarak üretmek olmaz. Çevreci, sürdürülebilir, insan sağlığını düşünerek gerçekçi bir üretimi tabi ki destekliyoruz. Ama buradaki üretim ve üretim sonrasında toprağa gömülen nükleer atıklar da olduğu gibi bir üretimi asal tasvip etmiyoruz” dedi. KAHREDEN İSYAN: BEBEKLER ÖLÜYOR Basın açıklamasının yapıldığı alana ve bölgede yaşadığını belirten bir kadın, yalnız bırakıldıklarını söyleyerek, “Bölgede Cumartesi’den beri devamlı duman çıkıyor. Ben burada çocuk kaybettim. Bütün çevrede kanser hastaları çoğaldı. Hayatımızı tehdit ediyor. ‘Size bu kadar yer vereyim susun’ deniliyor. Ya da ‘öldürürüm, yok ederim’ Böyle şeyler dönüyor ortalıkta. Millet çıkıp da buraya gelemiyor. Ben gelirken en az 40 kişiye söyledim buraya gelip sesini yükseltsin diye ama kimse gelemedi, korkudan. Bakın millet hasta, hepsi kanser hastası. Çocuk düşüren kadınlar, bebekleri ölenler var. Üstü kapalı kamyonların geldiğini gördüm. Buranın hep üstü kapatıldı, kapatılmaması gerekiyordu. İmza toplayanlara ceza kesiliyordu. Tehdit edilenler var. Çoluğumun, çocuğumun haberi olmadan geldim buraya. ‘Bir şey derler, bir şey yaparlar’ korkusuyla kimse bir şey demiyor, yapamıyor. Millet nereye kadar susacak? Tehdit ve rüşvet var. Ben kamyonları gözümle gördüm, kamyonların üstü kapalı. Kara kara sular aka aka geldi ve açıldı gördüm. Öndeki binalar yıkılınca ben bir arka sokağa geçtim ama çocuğumu orada kaybettim. Burası mikrop saçıyor. Bir tane avukatımız var, ondan başka kimse bize destek vermiyor. Kimse yok. Burada insanlarımız yalnız” ifadelerine yer verdi. 5 BUÇUK YILDA HİÇBİR ŞEY YAPILMADI İzmir’in Çernobil’i Temizlensin Komisyonu adına söz alan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Üyesi Helil İnay Kınay, “3 Aralık 2012’de Radikal gazetesinde Serkan Ocak imzalı ‘İzmir’in Çernobil’i, İlk Nükleer Çöplük İzmir’de’ haberi ile Gaziemir Emrez mahallesinde bulunan eski kurşun fabrikası bahçesinde gömülü olan radyoaktif atıklardan haberdar olduk.1940lı yıllardan itibaren yaklaşık 70 yıl Gaziemir’de faaliyet gösteren, yasal denetime tabii bir tesiste ülkeye girişi yasal olmayan atıkların tesis bahçesinde yasal olmayan biçimde gömüldüğü ortaya çıktı. İlgili kurumlar yasal olmayan durumu 2007 yılında tespit etmesine rağmen gereğini yapmadı. Aralık 2012 ye kadar kamuoyundan gizlendi. 2013 yılında 10 yıl önce 5 milyon 79 bin 900 TL ile tarihin en büyük çevre cezası kesildi ve ceza 2020 yılında onandı.Radyoaktivite Bulaşmış Atıkların Fiziksel Yöntemlerle Ayıklanması, Sahanın Temizlenmesi ve Elde Edilen Kurşunun Geri Kazanımı Projesi için hazırlanan ÇED raporuna, eksikleri olmasına rağmen 10 Ağustos 2017 tarihinde ÇED Olumlu Kararı verildi.İzmirlilerin sağlığı için büyük risk oluşturan atıkların alandan uzaklaştırılması ve bertarafı için aradan geçen 5 buçuk yıllık süre içinde hiçbir faaliyete başlanmadı. 3 Aralık 2012 tarihli Serkan Ocak imzalı haberden sonra İzmir’deki meslek odaları, çevre platformları, sivil toplum kuruluşları tarafından açıklamalar, tepkiler dile getirildi. Suç duyurusunda bulunuldu, davalar açıldı. Bilim insanları tarafından raporlar düzenlendi, atıkların ayrıştırılması ve temizlenmesi için projeler yapıldı. Çevresel etki değerlendirme raporları düzenlendi, izinler verildi ancak bugün 2023 yılı itibari ile radyoaktif bulaşıklı, tehlikeli atıklar hala bertaraf edilmedi.Atıklar, toprağı, yer altı sularını, havayı kirletmeye devam ediyor; alanın çevresinde yaşayan yurttaşların, İzmirlilerin ve diğer canlıların sağlıklı yaşamlarını tehlikeye sokuyor” ifadelerine yer verdi. HALK SAĞLIĞINI TEHDİT ETMEYE DEVAM EDİYOR Gömülü radyoaktif atıklar 16 yıldır kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit etmeye devam ettiğini belirten Kınay, “Çevre sektöründe faaliyet gösteren, tehlikeli atık bertarafı amacı ile Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilen, tüm izin ve denetim süreçleri uygun görünen tesis bahçesinde gömülü atıklardan, kamuoyunun gazete haberi ile bilgi sahibi olduğu 2012 yılından bugüne 6 Çevre Bakanı görev yaptı; Bakanlık ve TAEK yapılanmaları, yöneticileri değişti. Belediye Başkanları, Valiler, Kaymakamlar, Kurum Yöneticileri değişti. İzmir-Gaziemir hala atıklar ve yarattığı kirlilik etkileri ile yaşamaya devam ediyor. Gömülü radyoaktif atıklar 16 yıldır kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit ediyor. Meslek Odaları, Çevre Platformları, Sivil Toplum Kuruluşları, mahalle sakinleri, siyasi partiler, pek çok STK, platform, bileşenin yıllardır yürüttüğü hukuki ve toplumsal mücadelede; geçtiğimiz yıl Gaziemir Belediye Başkanı Sayın Halil Arda’nın başlattığı Duran Adam eylemleriyle sorun yeniden kamuoyunun gündemine geldi. Ardından yerel yönetim, meslek odaları, ekoloji hareketleri temsilcileri, bu alanda çalışan bilim insanları ve aktivistlerden oluşan bir çalışma grubu oluşturuldu.Komisyonun çalışmaları ile yapılan başvurulara rağmen Nükleer Düzenleme Kurumu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi yetkili ve görevli kurumlardan ciddiye alınabilecek hiçbir bilgi alınmadı. Bu kirli belirsizlik sürerken geçtiğimiz günlerde basında, arazinin sahiplerinin bir şirketle anlaştıkları, yakın zamanda temizlik çalışmalarına başlanacağı haberleri yer aldı. Haberlere rağmen halen resmi bir açıklama yapılmadı” diye konuştu. CEVAPLANMASI GEREKEN SORULAR! Konuşmasını yetkililere sorular sorarak sonlandıran Kınay, “Yetkili ve görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, Nükleer Düzenleme Kurumu başta olmak üzere ilgili kurumlara sesleniyor, 16 yıldır sorduğumuz soruları tekrarlıyoruz;Atıkların miktarı ve alandaki dağılımına yönelik tespit çalışması yapılmış mıdır?Alandaki radyoaktif ve tehlikeli atıkların bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır?Haberlerde geçen temizleme çalışmasına ilişkin hazırlanmış bir proje var mıdır?Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır? Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışma yapılmış mıdır? Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir? Bölgedeki çalışma hangi kurumlar tarafından yürütülecektir? İlgili kurumların alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin programı, takvimi ve süreci nedir?Bu projeye ilişkin ÇED süreci yürütülecek midir? 10 Ağustos 2017’de olumlu bulunan ÇED raporuna göre faaliyet yapılacaksa, ona ilişkin yapılan itirazlar dikkate alınmış mıdır? Atıkların ayrıştırılması ve taşınması sırasında ortaya çıkacak kirliliği önleyecek ne gibi tedbirler alınacaktır?Çalışmaların denetimi kim tarafından yapılacaktır?Gaziemir ‘in 16 yıllık sürecinden sorumlu kurumlar tarafından yapılan çalışma ve denetimler güvenli midir? Bağımsız bir denetim süreci gerçekleştirilecek midir?” ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.